• Sonuç bulunamadı

Belgelerle Konya Mevlana Müzesi'nin Kuruluşu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Belgelerle Konya Mevlana Müzesi'nin Kuruluşu"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hüseyin KARADUAAAN

BELGELERLE KONYA

MEVLANÂ MÜZESİ'NİN KURULUŞU

(2)

B E L G E L E R L E K O N Y A M E V L Â N Â M Ü Z E S İ ' N İ N K U R U L U S U

K

o n y a ' d a bir müzenin varlığından ilk söz eden Fransız araştırmacı Clement Huart olmuştur. 1 8 9 1 yılında A n a d o l u ' y a yaptığı bir seyahatte K o n y a ' y a d a uğramış, h a r a p , terkedilmiş ve yarı y a r ı y a t o p r a ğ a gömülmüş bir bedestende b u l u n a n müzeden Konya Belediye Müzesi o l a r a k söz etmiş ve b u r a d a g ö r d ü ğ ü Selçuklu, Y u n a n ve Roma dönemine ait bazı taş eserlere dikkat çekmiştir'. Konuya ilişkin ifadeler­ den, bugün Konya ince M i n a r e l i Medresesi'ndeki Taş ve A h ş a p Eserler M ü z e s i ' n d e yer a l a n Selçuklu taş eserlerinin b i r kısmının b u r a d a bulun­ duğu anlaşılmaktadır. A y r ı c a M e v l â n â Tekkesi'ni de z i y a r e t e d e n y a z a r , her y e r i n titizlikle döşendiğini ve çok temiz o l d u ğ u n u , avlunun çepeçevre camlı hücreler, Türk tarzı döşenmiş salonlar, sofalar ve çiçek saksılanylo sarılı bulun­ duğunu tespit etmiştir^.

K o n y a ' d a 1 8 9 1 yılında bugünkü a n l a m d a bir müzenin b u l u n m a d ı ğ ı , ancak eski eserlerin t o p l a n m a y a b a ş l a n d ı ğ ı a n l a ş ı l m a k t a d ı r . O dönemde Konya Valisi Hacı Hasan Hilmi Paşa olmalıdır^. O s m a n l ı ' d a ilk m ü z e , 1 8 4 6 yılında Tophane-i  m i r e Müşîri Fethi A h m e t Paşanın öncülüğünde H a r b i y e A m b a r ı o l a r a k kullanılan A y a İrini Kilisesi'nde kurulmuştur^. Kuruluşun ardından valiliklere gönderilen genelgelerle eser toplanmaya çalışılmıştır. Bu genelgenin gereğini yerine getiren valilerin arasında Konya Valisi A b d u r r a h m a n Paşanın isminin ön safta yer aldığı belirtilir^. Bu çerçevede toplanan ve İstanbul'a gönderi lemeyen eserlerin bedestende biriktirildiği düşünülmelidir*. A n c a k Konya valilerinin isimleri­ ni veren yayınlarda 1 8 4 6 yılından sonraki tarih­ lerde A b d u r r a h m a n Paşa ismine rastlanmaz".

K o n y a ' d a ilk müze binası, Hicrî 1 3 1 7 tarihli salnameden ö ğ r e n d i ğ i m i z e g ö r e , M e k t e b - i i d a d f n i n bahçesine M ü z e - i H ü m a y u n Şubesi olarak yapılmıştır^. 1 9 2 3 yılında yayınlanan bir rehberde, müze binasının Ferit Paşanın valiliği zamanında M a a r i f M ü d ü r ü A z m i Beyin çabasıyla yapıldığı ve vilâyetin muhtelif yerlerinden eski eserler getirilerek b u r a d a toplandığı belirtilmiştir'. Bu müzenin kitabesi, b u g ü n K o n y a M e v l â n â Müzesi'nin bahçesinde teşhir edilmektedir. 9 8 4 envanter numaralı kitabede kûfî yazı ile yazılmış

" M ü z e - i Hümâyûn Şu'besi Seferü'l-hayr" yazısı ve 1 3 1 7 tarihi mevcuttur'^. Bina dikdörtgen bir yapı olup, oldukça geniş olmakla birlikte yetersizdir". Rehberde yer alan ve binayı içten ve dıştan gösteren iki fotoğraf, müzenin bir depo niteliğinde olduğuna işaret eder. Hicrî 1332 tarihli sal­ namede müzenin eser cetveline yer verilmiştir'^ Burada müzeye geliş tarihleri meçhul olarak belir­ tilen eserler, envanter kayıtlarına başlanmazdan önce müzeye intikal etmiş olmalıdırlar. Bunların bir kısmı, büyük bir olasılıkla 1891 yılında element Huart'ın gördüğü eserlerdir. Bu cetvelde ilk kaydın 8 Mayıs 1 3 1 5 ( 2 0 . 5 . 1 8 9 9 ) tarihli olduğu görülmektedir'\

Clement Huart, Mevleviler Beldesi Konya (Çeviren: Nezih Uzel), İstanbul 1978, s. 121-123. Yazar, Konya'da 28 Mayıs-1 Haziran 1891 tarihleri arasında bulunnnuştur. 1897 yılında Paris'te basılan kitabının orijinal ismi, "Konia, la Ville des Derviches Tourneurs; Souvenirs d'un Voyage en As/e Mineure'Ar.

- element Huart, a.g.e., s. 1 28.

- Konyo i/ Yıllığı 1967, s. 16. Konya Vilâyeti Sâinâmesi, 1322, s. 3 1 . Bu yayınlarda Hacı Hasan Hilmi Paşanın, Konya'da Sürûrî Paşadan sonro, Ali Kematî Paşadan önce valilik yaptığı görülmektedir. Sürûrî Ali Paşa, 1889-1890 yılları arasında, Ali Kemali Paşa ise, 1892-1898 tarihleri arasında Konya Valisi olmuştur. Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmanî. C. ili, istonbul 1996, s. 14; C. IV/II, istanbul 1998, s. 448. 5/c/7/-( Osmanfde Hacı Hasan Hilmi Paşanın hangi tarihlerde nerelerde valilik yaptığı belirtilmemiştir. Mehmed Süreyyâ, a.g.e., C. IV/II, s. 424. Bu çerçevede, Hacı Hasan Hilmi Paşanın, Konya'da 1890-1892 tarihleri arasında valilik yaptığı düşünülebilir.

' Kâmil Su, Osman Hamdi Bey'e Kadar Türk Müzesi, istanbul 1965, s. 7.

- Gustave Mendel, Catalogue des Sculptures Grecques, Romaines et Byzantines, Constantinople 1912, s. XIV; S. Reinach, Catalogue Musee Imperial d'Antiquites, Constantinople 1882, s. 20. Ayrıca bk. Aziz Oğan, Türle Müzeciliğinin 100 üncü Yıldönümü, İstanbul 1947, s. 4. ' Tonzimat döneminde, vilâyetlerde yeri, şekli ve kapasitesi

henüz bilinmeyen bazı eski eser depolarının varlığından söz edilir, Bk. ilber Ortaylı, "Tanzimat'ta Vilayetlerde Eski Eser Taraması", Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Türkiye Ansiklopedisi, istanbul 1985, C. 6, s. 1599.

Konya II Yıllığı 1967, s. 16. Konya Vilâyeti Sâinâmesi, 1322, s. 3 1 .

• Konya Vilâyeti Salnamesi, 1317, s. 64.

' Ferîd, Mehmed Muhlis, Fâik, Mümtâz Bahrî, Konya ve Rehberi, 1339, s. 79-80. Ferit Poşo, 1898-1902 yıllarında Konya Valisi olmuştur. Bk. ibrahim Alâettin, Meşhur Adamlar İHayatı-Eserleri), C. 2, istanbul 1933-1935, s. 492.

İbrahim Hakkı Konyalı, Âbideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, Konya 1964, s. 1 131.

Ferîd, Mehmed Muhlis, Folk, Mümtaz Bahrî, a.g.e., s. 79. • Konya Vilâyeti Sâinâmesi, istanbul 1332, s. 580-586. - Hicrî ve Rumi tarihleri Milâdî tarihe çevirmede Torih

Çevirme Kılavuzu isimli kitaptan yararlonilmıştır. Bk. Yücel Dağlı-Cumhure Üçer, Tarih Çevirme Kılavuzu, Ankara

(3)

M ü z e n i n kitabesinde yer alan "Seferü'l-hayr" kelimesi kitabenin Hicrî takvime göre yazıldığını g ö s t e r i r ' \ Seferü'l-hayr 1 3 1 7 tarihi, Milâdî

9.6-8 . 7 . 1 9.6-8 9 9 tarihine denk gelir k i , bu Rumî takvime g ö r e tutulmuş cetvele de uygun düşer ve müzenin 1 8 9 9 tarihinde M ü z e - i Hümayun Şubesi olarak kurulduğunu gösterir'^.

Osmanlı Arşivi'nde yer alan 4 Rebîü'l-âhir 1 3 1 7 ( 1 1 . 8 . 1 8 9 9 ) tarihli bir genelge, kuruluşun a r d ı n d a n müzeye eser toplamak için faaliyete geçildiğinin bir kanıtıdır. Konya Valisi tarafından i m z a l a n ı p , bağlı birimlere gönderilen genelgede; merkezde mükemmel bir müze inşa edildiği ve bunun yalnız merkez vilâyete mahsus olmadığı belirtilerek; mahallî hükümetlerce bulunabilecek ve elde edilebilecek eserlerden nakil olunabilen­ lerin müzeye gönderilmesi, nakil olunamayan­ ların iyi korunması için aşırı dikkat ve özenin gös­ terilmesi ve bu eserlerle ilgili yeterli bilgi ve açıkla­ manın derhal verilmesi, bundan başka kişi veya kişilere buldukları eserleri kendi rızalarıyla müze­ ye hediye etmeleri hâlinde memnuniyete sebep olmakla birlikte isimlerinin gerek gazetelerde, gerek müzede eserin üzerinde ilân edileceğinin tebliğ edilmesi, eski eserlere ilişkin nizamname hükümlerine uyulmasına, bu g i b i eserlerin iyi korunmasına ve yurt dışına çıkarılmamasına veya yıkılmamosına ve tahrip edilmemesine özen gös­ terilmesi istenmiştir (Belge: 7)'*.

1 5 3 8 yılında Kanuni Sultan Süleyman döne­ minde yapıldığı anlaşılan ve K o n y a ' d a eski eser­ lerin toplandığı ilk bina olan bedesten Vali Ferit Paşa zamanında yıktırılmış ve yerine Hicrî 1 3 1 9 ( 1 9 0 1 ) tarihinde Mekteb-i Sanayi yaptırılmıştır^^ Dolayısıyla, b u r a d a k i eserler, bedesten yıktırılmadan önce, yeni yapılan müze binasına taşınmış olmalıdır. Vilâyete bağlı birimlere gön­ derilen bir genelgeyle de halk d a teşvik edilerek, müzeye eser toplanmasına çalışılmıştır.

M ü z e n i n , 1 9 1 6 yılında K o n y a Valisi M u a m m e r Beyin gayretiyle faaliyet gösteren K o n y a Türk O c a ğ ı ' n ı n etnografik eserleri de eklenerek yeniden düzenlendiği ifade edilmiştir'^

Cumhuriyet d ö n e m i n d e , müzelere d a h a fazla önem verilmiştir. 9 . 1 1 . 1 3 3 8 ( 1 9 2 2 ) tarihinde

gönderilen "Müzeler ve Asar-ı A t i k a H a k k ı n d a Talimatname" adlı bir genelge ile eski esedere ilişkin işlemlerin merkezde Hars Dairesi, illerde b u daireye bağlı olarak M a a r i f M ü d ü r l ü k l e r i n c e y a p ı l a c a ğ ı , yerel müzelerin s o r u m l u l u ğ u n u n M a a r i f Müdürlüklerinde olduğu belirtilmiş ve millî, İslâmî ve güzel sanatlara ait eserlerin, a y r ı c a İslâm öncesi eserlerin toplanması, müzelere k o n ­ ması ve envanterlerinin yapılması istenmiştir". Bu çerçevede, Konya'da 1923 yılında Vali ve M a a r i f Müdürünün gayretiyle asar-ı atika k o m i s y o n u kurularak müzenin ıslah edilmeye çalışıldığını görüyoruz^". Bu d ö n e m d e vali K â z ı m M ü f i t Beydir^'. 1 9 2 4 yılında müze binasının kuzeyine ikinci bir oda daha ilâve edilmek suretiyle m ü z e genişletilmiştir. İlâve edilen o d a n ı n kapısı üzerinde kûfî yazı ile yazılmış kitabede " K o n y a Âsâr-ı Atîka Müzesi" yazısı ile 1 3 1 7 ve 1 3 4 0 ta­ rihleri vardır^^

" Seferü'l-hayr (Sefer), Arabî ayların ikincisidir. Bk. Ferit Devellioğlu, Osmanhca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara 2000, s. 928.

Konya Müzesi'nin kuruluş tarifli, çoğu yayınlarda 1 9 0 1 -1902 olarak verilmiştir. Örneğin bk. Türkiye Müzeleri, Ankara 2002, s. 130. Bu, 1317 tarihinin Rumî takvime uygun olarak algılanmasından kaynaklanmıştır. Bazı yayınlarda 1317 tarihinin doğru algılandığı ve müzenin kuruluş tarihinin 1899 olarak da verildiği vakidir. Bk. Mehmet Önder, Tarihî-Turistik Konya Rehberi, Konya 1956, s. 96. Fakat aynı yazar, bir başka yayınında da 1901 tarihini vermiştir. Bk. Mehmet Önder, Mevlâna Şehri Konyo, Ankara 1971, s. 386.

" T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel M ü d ü r l ü ğ ü , Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Arşivi, Fon Kodu; Y.PRK.UM., Dosya No: 47, Gömlek Sıra N o ; 75. O dönemde Konya, bugünkü sınıHarının dışında, Burdur, Niğde, Nevşehir, İsparta, Şereflikoçhisar, Elmalı, IJrgüp, Aksaray, Kaş, Alanya gibi il ve ilçeleri de sınırlan içine almaktaydı.

" ibrahim Hakkı Konyalı, a.g.e., s. 1130. Mehmet Önder, a.g.e., 1956, s. 96.

" Fâik Reşid, Ma'ârif Düstûru, C. I , istanbul 1927, s. 3 7 1 -373.

^ K. P., "Müzemizin Islâhına Doğru", Babalık, 2 0 . 8 . 1 9 2 3 . " Konya II Yıllığı 1967, s. 16.

İbrahim Hakkı Konyalı, a.g.e., s. 1131. Yazar; tarihî eser­ lerin, Avrupaî anlamı ile 1317-1340 Rumî yılında Konya Asâr-ı Atîka Müzesi'nde toplandığını belirtmekte, dolayısıyla tarihleri Rumî takvime göre değerlendirmektedir, ibrahim Hakkı Konyalı, a.g.e., s. 1155. Aynı kitabede 1317 tarihinin Hicrî, 1340 tarihinin Rumî olması do bir çelişkidir. Yanlışlık ikinci kitabenin yazımında yapılmış ve buna birinci kitabede küçük boyutta yazılan ve okunması zor olan "Seferü'l-hayr" kelimesinin dikkate alınmaması neden olmuş olmalıdır.

(4)

B E L G E L E R İ E K O N Y A M E V L Â N Â M Ü Z E S İ ' N İ N K U R U L U S U

Türl^iye Cumhuriyeti'nin l<uruluş aşamasında, \\k hül^Ûmetin 9 . 5 . 1 3 3 6 ( 1 9 2 0 ) tarihli icra p r o g r a ­ m ı n d a "asor-ı tarihiyenin erbabına yazdırılması" ve "asar-ı atilca-i milliyenin tescil ve muhafaza edilmesi" hususlarına yer verilmesi^-, 1 5 . 7 . 1 3 3 9 ( 1 9 2 3 ) tarihinde A n k a r a ' d a toplanan Heyet-i llmiye'nin görüştüğü konular arasında Etnografya M ü z e s i , Millî M ü z e ve Asar-ı Atika Nizamnamesi g i b i konuların yer a l m a s r ' ve 5 . 9 . 1 3 3 9 (1923) tarihli hükümet p r o g r a m ı n d a d a münasip mevki­ lerde millî müzeler kurulacağı ve millî eserlerin t o p l a n a r a k bir o r a y a getirilmesine çalışılacağının belirtilmesi^-, eski eserlerin korunmasına gerekli ö n e m i n verileceğinin ve bu konuda büyük bir atılım y a p ı l a c a ğ ı n ı n göstergesi olmuştur.

O s m a n l ı d ö n e m i n d e yavaş yavaş gelişen m ü z e c i l i ğ i m i z . Cumhuriyetin ilânından sonra hız k a z a n m a y a başlamıştır. Bir Halk M ü z e s i ' n i n kurulmasına hazırlık o l m a k üzere 2 . 7 . 1 9 2 4 tari­ hinde İstanbul'da Celâl Esat (Arseven), d a h a sonra 2 1 . 5 . 1 9 2 5 t a r i h i n d e Halil Ethem başkanlığında bir komisyon kurulmuş ve eser t o p l a n m a s ı n a başlanmıştır. K o m i s y o n , a n c a k 1 2 5 0 eser toplayabilmiştir. 2 5 . 9 . 1 3 4 1 (1925) tarihinde ise, A n k a r a ' d a Etnografya Müzesi'nin temelleri a t ı l ı r ' . Cumhuriyetin ilk müze binası, neo-klasik üslupta Türk mimarisinin esintilerini taşıyan b i r t a r z d a inşa edilmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 3 . 3 . 1 3 4 0 ( 1 9 2 4 ) tarih ve 4 3 0 sayılı Tevhid-i Tedrisat K a n u n u " ile e ğ i t i m d e b i r l i ğ i n sağlanmasına çalışılır. Halk kitlelerini çevresine toplayan tekke ve zaviyeler sorun o l m a y a başlamıştır. D o ğ u d a vuku bulan irti­ ca olayı üzerine Şark İstiklâl Mahkemesi, görev a l a n ı i ç i n d e b u l u n a n tekke ve z a v i y e l e r i n k a p a t ı l m a s ı n a k a r a r verir. A n k a r a istiklâl Mahkemesi de bunların kapatılması hususunda h ü k ü m e t i n d i k k a t i n i çeker. K o n u bir p l â n d a h i l i n d e çözülmeye çalışılır.

icra Vekilleri Heyeti, 2 . 9 . 1 3 4 1 (1925) tarih ve 2 4 1 3 sayılı bir k a r a r n a m e ile tekke, zaviye ve türbeleri k a p a t a r a k , vaktiyle cami ve mescit o l a r a k inşa edilenlerin cami ve mescit olarak kul­ l a n ı l m a s ı n a , k a p a t ı l a n b i n a l a r d a n okul için elverişli olanların, okul yapılmasına, okul için

elverişli o l m a y a n binaların Evkaf Umum Müdürlüğünce nakit ile değiştirilerek, elde edile­ cek p a r a ile köylerden başlayarak gerekli yerlere okul inşa edilmesine, türbelerden kıymeti haiz o l a n l a r ı n m u h a f a z a ve idaresinin M a a r i f Vekâletine verilmesine^^ 16.9.1341 (1925) tarih ve 2 5 0 9 sayılı kararnameyle de, bütçe durumu d a h a sonra hâlledilmek üzere, tekke ve türbelerde bulunan, sanat ve tarih açısından kıymetli olan taşınabilir eşyanın müze müdürlüklerince tetkik edilip deftere geçirilerek, müzelere nakledilmesine karar verilir''. Müzelere nakledilecek eşyanın tespiti için mahallî komisyonlar kurulur. Daha sonra T B M M ' n d e kabul edilen 3 0 . 1 1 . 1 3 4 1 (1925) tarih ve 6 7 7 sayılı kanun ile tekke, zaviye ve türbelerin kapatılmasına ilişkin İcra Vekilleri Heyeti'nin kararları desteklenir^".

Tekke, zaviye ve türbelerdeki eşyanın ayrımı ve tasnifi hususunda mahallî komisyonların bazı tereddütlere düşmesi üzerine gönderilen 8 . 1 2 . 1 3 4 1 (1925) tarihli genelgede; sanat ve tarih açısından kıymetli olan eşya ile birlikte et­ nografyaya ilişkin eşyanın müzelere konmak

T.B.M.M. Zabıt Ceridesi (Devre: I, İçtima Senesi: I), C. 1, Ankara 1959, s. 242.

Hasan Âli Yücel, Türkiye'de Orta Öğrettim, Ankara 1938, 5. 2 1 .

- T.B.M.M. Zabıt Ceridesi (Devre: II, İçtima Senesi: Ij, C. 1, Ankara 1961, s. 423-424.

•'- Kuruluşu sırasında Halk Müzesi, Millî Müze, Hars Müzesi olarak adlandırılan bu müzeye Hamit Zübeyir Koşay,

1.6.1927 tarihinde müdür olarak atanmıştır. 15.4.1928 'tarihinde müzeyi ziyaret eden Atatürk, Afgan Kralı Amanullah Han'ın teşrifleri münasebetiyle müzenin açılışını emreder ve bu ziyaret sırasmdo ilk açılışı yapılır.

18.7.1930 tarihinde de halkın ziyaretine açılır. Hâmit Zübeyir Koşay, Etnografya Müzesi Kılavuzu, İstanbul 1963, s. 1-4.

" Resmi Ceride, 6.3.1340, No; 63; Düstur, III. Tertip, C. V, istanbul 1931, s. 667.

Resmi Ceride, 5.9.] 3'i'\, No: 168,Madde; 1, 4 ve 5. •• T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü,

Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı Arşivi (Kısaltma; BCA), 030.18.1.1.15.59.5.

Resmi Ceride, 1 3,12.1 3 4 1 , No; 243, (Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Şeddine ve Türbedarlıklarla Bir Takım Unvanların Men ve ilgasına Dair Kanun).

(5)

üzere a y r ı l m a s ı , b u çerçevede ney, kudüm, saz, tel g i b i m ü z i k aletleri ile şiş, teber, keşkül, asa, k ü r s ü , r a h l e , ş a m d a n , k a n d i l , Bektaşî nefes­ lerinden b i r k a ç beyti veya resimleri ihtiva eden l e v h a l a r , t o p u z , kılıç, kalkan g i b i eşyanın Etnografya Müzesi için, Acemkârî ve A n a d o l u işi nebatî boyalı eski kilim ve halılar ile bunların parçalarının Âsâr-ı İslâmiyye ve Sanâyi'-i Nefîse Müzesi için önemli o l d u ğ u ve Darülfünun'un tekli­ fi ü z e r i n e y a k ı n d a kurulacak o l a n İnkılâp M ü z e s i ' n d e Bektaşî, Kadirî, N a k ş i b e n d î ve Mevlevî v.s. tarikatlara ait birer tekke numunesi oluşturulacağı bildirilerek, eşyanın iyi bir şekilde muhafazası ve iki adet fotoğraflarının Vekâlete gönderilmesi, ayrıca muhafazası gereken diğer müzelik eşyanın mektep müzeleri hariç tutularak müzesi bulunan illerde müzelerde, o l m a y a n yer­ lerde M a a r i f idaresinin uygun bulacağı yerde korunmasının sağlanması istenmiştir. Kitaplar İstanbul'da S ü l e y m a n i y e , B u r s a ' d a m ü z e , Kastamonu'da Darülkurrâ, K o n y a ' d a Yusuf A ğ a kütüphanelerinde, diğerleri mahallî kütüphaneler­ de toplanacak, müteferrik eserler de A n k a r a ' d e k i Kütüphane-i Umumî'ye gönderilecektir".

Bunu takip eden günlerde M a a r i f Vekâletince gönderilen 2 5 . 3 . 1 9 2 6 tarihli genelgede; tekke ve türbelerde b u l u n a n müzelik e ş y a n ı n , ayrımı yapıldıktan s o n r a , müzesi b u l u n a n yerlerde müzede, müzesi bulunmayan yerlerde M a a r i f idarelerince korunması, listeleri ile civar vilâyet müzesine ve A n k a r a ' y a nakli için ne k a d a r mas­ rafa ihtiyaç olduğunun bildirilmesi istenmiş ve bu işlerin bitimine müteakip tekke ve türbe binalarının (Konya Mevlânâ Tekke ve Türbesi hariç olmak üzere) Evkaf Umum Müdürlüğüne bırakılacağı beyan edilmiştiH^.

N i h a y e t M e v l â n â Tekke ve Türbesi, İcra Vekilleri Heyeti'nin 6 . 4 . 1 9 2 6 tarih ve 3 4 2 6 sayılı kararıyla müzeye çevrilir. Bu kararın ardından y a p ı l a n çalışmalar sonucunda müze, 2 . 3 . 1 9 2 7 tarihinde ziyarete açılır^l M ü z e n i n kitabesi, yine kûfî harflerle yazılır. Bugün müzenin giriş kapısı üzerinde yer a l a n kitabede "Konya Âsâr-ı Atîka

Müzesi" yazısı ile 1 3 4 5 ve 1 9 2 6 tarihi ve sol alt köşede müzenin ilk müdürü M e h m e t Yusuf'un imzası bulunmaktadır (Bk. Resim)^^ Bu m a k a l e d e Konya Mevlânâ Tekke ve Türbesi'nin m ü z e y e dönüştürülmesini Cumhuriyet A r ş i v i ' n d e tespit ettiğim belgelerle anlatmaya çalışacağım.

B e l g e l e r i n İ ç e r i ğ i

Konuya ilişkin belgeler. Cumhuriyet A r ş i -vi'nin 0 3 0 . 1 8 . 1 . 1 . 1 8 . 2 4 . 4 envanter numarasına kayıtlı 6 adet yazılı belge ile bir adet k r o k i d e n oluşmaktadır.

Tarih sırasına göre ilk belge, İstanbul A s a r - ı Atika Müzeleri Müdürü Halil Ethem Beyin, Hars Müdürlüğüne yazdığı 23 Teşrin-i Sani ( 1 ) 3 4 1 ( 2 3 . 1 1 . 1 9 2 5 ) tarih ve 5 8 7 / 1 0 6 2 7 n u m a r a l ı yazının Maarif Vekâletince çıkarılan suretidir. Bu yazı, İstanbul Asar-ı Atika Müzeleri M ü d ü r l ü ğ ü n e yazılan 9 Teşrin-i Sani 1341 ( 9 . 1 1 . 1 9 2 5 ) tarih ve 2071 numaralı yazının cevabıdır. Halil Bey, bu yazıda; yakınlarda Maarif Vekâletine devredilen Konya'daki Mevlânâ Tekkesi'nin müze y a p ı l m a s ı ­ nın uygun olduğunu bildirerek, yapının tarih ve mimarî kıymeti itibariyle hakikaten k o r u n m a y a lâyık bulunduğu, içerisinde hiçbir sebep ve suretle onarım yapılmaması, müzenin tanzimi esnasında binanın da teşhiri esas alınarak hareket edilmesi, içindeki eşya gayet önemli ve k ı y m e t l i olduğundan yazımında ve tespitinde fevkalâde özen gösterilmesi, tarih ve sanat a ç ı s ı n d a n kıymetli olan eşyanın ve hatta t e r e d d ü t

^' Resmî Cerîde, 19.12.1341, No; 248.

Nurettin Can (Gülekli), Eski Eserler ve Müzelerle İlgili Konun Nizamname ve Emirler, Ankara 1948, s. 1 0 0 - 1 0 1 .

Mehmet Yusuf (Akyurt), Konya Asan Atika Müzesi Rehberi, İstanbul 1930, s. 8.

^' Kitabede yer alan Hicrî ve Milâdî tarihler yıl olarak bir uyum göstermekle birlikte, icra Vekilleri Heyeti'nin tekkenin müzeye dönüştürülmesine ilişkin aldığı kararın tarihi olan 6.4.1926 tarihinin Hicrî 23 Ramazan 1344 tarihine, müzenin açılışın yapıldığı 2.3.1927 tarihinin de Hicrî 2 7 Şaban 1345 tarihine denk geldiğini belirtmekte yarar vardır.

(6)

B E L G E L E R L E K O N Y A M E V L Â N Â M Ü Z E S İ ' N İ N K U R U L U S U

edilenlerin bile elden çıkarılmayarak iyi korun­ ması gerektiği görüşlerine yer vermiştir (Belge: 1). Bu y a z ı ş m a n ı n y a p ı l d ı ğ ı d ö n e m d e M a a r i f Vekili H a m d u l l a h Suphi T a n r ı ö v e r ' d i H ' .

İkinci b e l g e , 2 4 K a n u n - ı Evvel 1 3 4 1 ( 2 4 . 1 2 . 1 9 2 5 ) tarih ve 1 0 2 6 0 / 2 3 9 3 numaralı bir y a z ı d ı r . M a a r i f V e k i l i M u s t a f a N e c a t i Bey^' t a r a f ı n d a n i m z a l a n ı p , Baş Vekâlete gönderilen bu y a z ı d a ; K o n y a ' d a k i M e v l â n â Tekkesi'nin mimarî tarzı nedeniyle kıymeti ve etnografyayla ilgili eserleri dolayısıyla müze yapılmasına elverişli o l d u ğ u ve bu çerçevede istanbul Asar-ı A t i k a M ü z e l e r i M ü d ü r l ü ğ ü n ü n d ü ş ü n c e l e r i n i n de alındığı bildirilerek, yazının bir sureti ekte sunul­ muş ve tekkenin müze yapılması için İcra Vekilleri Heyeti'nce b i r k a r a r alınması istenmiştir (Belge: 2 ) .

Baş Vekâlet t a r a f ı n d a n , bu yazının gereğinin hemen y a p ı l m a d ı ğ ı veya geciktiği, d a h a sonra y a p ı l a n işlemlerden anlaşılmaktadır. Bunun üzeri­

ne bir vesile ile A n k a r a ' d a b u l u n a n Halil Beyden detaylı b i r r a p o r istenir ve Hars M ü d ü r ü Hamit Zübeyir Beyle birlikte K o n y a ' y a görevlendirilir.

IJçüncü b e l g e , konuya ilişkin olarak Halil Beyin y a z d ı ğ ı 2 7 Şubat 1 9 2 6 tarihli iki sayfalık r a p o r d u r (Belge: 3 / 1 - 2 ) . R a p o r u n giriş b ö l ü m ü n d e ; K o n y a ' d a k i M e v l â n â Dergâhı'nın bir müze hâline getirilmesinin a r z u edildiği ve bu çerçevede incelemede b u l u n m a k üzere aldığı emir gereği Hars M ü d ü r ü Hamit Zübeyir Beyle birlikte K o n y a ' y a gittiklerinden bahsederek, dergâhın ve müştemilâtının gerek mimarî tarzı ve gerek içinde asırlardan beri toplanıp saklanan kıymetli tarihî eserleri toplu bir hâlde bulundurması dolayısıyla zaten b i r müze etkisi yaptığını, b u n d a n dolayı ileride y a p ı l a c a k ufak bir onarımla tamamen müze hâline gelebileceğini, bu suretle memleke­ t i m i z i n g ü z e l ve kıymetli b i r müzecik d a h a k a z a n a c a ğ ı n ı belirtir.

Halil Bey, r a p o r a 1 / 2 5 0 ölçekli bir kroki eklemiştir (Belge: 3 / 3 ) . Kroki çok acele hazırlanmış, detaya fazla dikkat edilmemiş ve hatta k u z e y g ü n e y işareti ters yapılmıştır- . Krokide dergâhın sınırı kırmızı hatla gösterilmiştir. D e r g â h geniş bir avlunun ortasında yer alır.

A v l u n u n dört kapısı vardır. Bu avluda üzeri kubbeli dedelere ait hücreler, mutfaklar, dört türbe, şadırvan, güney ve d o ğ u bölümünde m e z a r l ı k b u l u n m a k t a d ı r . A v l u n u n kuzey kapısından küçük b i r avluya geçilir, b u r a d a ahşap ve h a r a p bir bina olan ve müzeye gerekli olmadığı belirtilen Şeyh veya Çelebi dairesi yer alır. R a p o r d a bu bölümlerin son d u r u m l a r ı hakkında d a bilgiler vardır. Türbelerden biri a m b a r , biri kiler, bir diğeri kütüphane. Çelebi dairesi de ana mektebi olarak kullanılmaktadır'^

Plânda asıl dergâh mavi çizgiyle gösterilmiş­ tir. D e r g â h ı n g ü n e y kısmının Selçuklular ve Karamanoğulları zamanından kalma olduğunun z a n n e d i l d i ğ i n i ve üzerinin sekiz kubbe ile örtüldüğünü belirtir. Bu binanın kuzey kısmı iki büyük kubbe ile örtülü olup, bunlardan biri sema­ hane, diğeri mescittir. Gerek türbenin ve gerek ikinci kısmın kapıları dışarıdan ise de içeriden bir­ birlerine geçilebilir.

" Hamdullah Suphi Tanrıöver, 11. Dönemde 4.3.-19.12.1925 tarihleri arasında Maarif Vekili olorok görev yapmıştır. Bk. Közım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi, TBMM-II. Dönem

î 923-1927, C. Ill, Ankora 1995, s. 4 2 1 . Hamdullah Suphi, İcra Vekilleri Heyeti'nde tarihimizin önemli şahsiyetlerine ait türbelerin kopatılmasına itiroz ettiğini, bunun üzerine Atatürk'ün "Bekle, on, on beş sene bekle, bütün türbeleri sana vereceğiz." dediğini ifade eder. T.B.M.M. Tutanak Dergisi (Dönem: VIII, Toplantı: 3j, C. 16, Ankara 1949, s. 664; C.H.P. Yedinci Kurultay Tutanağı, s. 402-403. Türk kültürü oçısından bir değer taşıyan türbelerin ziyarete açılması on, on beş yıldan fazla sürer. 1.3.1950 tarih ve 5566 sayılı ve 7.2.1990 tarih ve 3612 sayılı kanunlarla 677 sayılı kanunun birinci maddesinde yapılan değişiklikle Türk büyüklerine ait olanlorla büyük sanat değeri bulunan­ ların umuma açılması, bunların bakımı için memur ve hizmetli tayin edilmesi yasollaşmış, bu çerçevede türbelerin bir kısmı ziyarete açılmıştır.

' Mustafa Necati Bey; Moarif Vekilliği görevine 21.12.1925 tarihinde başlamıştır. Bk. Kâzım Öztürk, Türk Parlamento Tarihi, TBMM-II. Dönem 1923-1927, C. Ill, Ankara 1995, s. 442.

Raporda yön belirtilirken aynı hatanın yapılmadığını görü­ yoruz,

' Krokiye göre. Hasan Pasa Türbesi ombar, Hürrem Paşa Türbesi kiler, Murat Paşanın kızının türbesi kütüphane olarak kullanılmaktadır. Mehmet Önder, Konya'da ana okullorının Eylül 1927 tarihinden itibaren faaliyetlerine başladığını yazar. Bk. M. Önder, Konya Maarifi Tarihi, Konya 1952, s. 76. Halil Beyin raporu 27 Şubat 1926 ta­ rihli olduğuna göre, Konya'da bir ona mektebi bu tarih­ lerde vardı.

(7)

Bu b i n a n ı n müze hâline dönüşümü ile ilgili o l a r a k şu önerileri getirir:

Türbe kapısından girilince ufak bir mekân vardır. Burası kapıcıların bekleme odası olarak kullanılmalıdır. Bu mekândan 1 0 0 8 Hicrî tarihli gümüş bir kapıyla türbe kısmına girilir. Sağ tarafta dört ve nihayetinde bir kubbenin altında Mevlânâ Celâlettin'in, babasının, çocuk ve torun­ larının mezarları bulunur. Burası bir parmaklık ile geçit mahallinden ayrılmıştır. Bu kısım bir az karanlık o l d u ğ u n d a n burada pek çok eşya teşhir o l u n a m a z , f a k a t ileride elektrik ile aydınlatılabilir^'. M e z a d a r ı n bazısı adî sıvalı, bazıları gayet güzel çinilerle kaplı ve diğerleri adî tahtadandır. Sultanü'l Ulema namını taşıyan Mevlânâ'nın babasının mezar sandukası ağaçtan yapılmış olup, fevkalâde nakışlar ile bezelidir. Mevlânâ ile oğlu Veled'in mezadarı mermerdir. Tamamı altmış yedi adet olan mezarların üst­ lerinde örtüler ve pûşîdeler vardır. Bu kumaşların çoğu kadim çatmalardan ve yazılı dokumalardan olup, pek büyük kıymeti haizdirler. Bu örtüler

kısmen adî şekilde olan mezarların üzerlerinde bırakılabilir ve bir kısmının da vitrinlere konulması lâzımdır. Bezemeli o l a n lâhitlerin örtüleri kaldırılarak sergilenmelidir.

Kubbelere asılan yüzlerce kandillerden bir takımı adî A v r u p a işi olduğundan bunların ve kubbelerden birisine son senelerde tespit olunan büyük Avrupa işi billur avizenin kaldırılması lâzımdır.

Mezarların aralarındaki zemine o r a d a bulu­ nan halılardan parçalar yayılabilir. Yine bu kısımda b u l u n a n , " N i s a n Tası" o l a r a k adlandırılan ve eski tarihlerde Hindistan'dan gelmiş olan tunç kazan"", geçit yerinin ortasına k o n u l m a l ı d ı r . M e v l â n â mezarının önündeki gümüş merdiven ve parmaklık ile tunç şamdanlar mahallinde m u h a f a z a olunmalı, diğer şamdanlar d a uygun yedere yerleştirilmelidir. M e z a d a r d a n sahipleri bilinenlere birer levha konulmalıdır.

Semahane dışarıdan kâfi miktarda aydınlık aldığından gerek duvarlara, gerek ortaya vitrinler konularak çeşitli eşyalar teşhir edilebilir. Bugün

kasada korunan kıymetli bir seccade, Mısır işi olan mineli kandiller ve bazı n a d i d e eşya b u gruptandır. Buraya bitişik olup, aynı büyüklükte bulunan ve aydınlığı da yeteHi olan mescit, p a r ­ maklıkla türbeden ayrıldığından ve zaten n a m a z için türbenin hemen batısında Selimiye C a m i i b u l u n d u ğ u n d a n , b u r a y a p l â n d a k ü t ü p h a n e olarak işaret edilen binadaki kitaplar nakledilme-lidir. Bugün kütüphane olan bina pek d a r b i r türbe olup, ne kitapların konulmasına ve ne d e okuma mahalline uygundur. Bununla b e r a b e r ortaya konulacak vitrinlerde süslü ve n a d i r kitap­ lar teşhir olunur. Nitekim T o p k a p ı S a r a y ı Müzesi'ndeki eski Fatih Camii de kütüphaneye çevrilerek düzenlemenin aynı şekilde olmasına karar verilmiştir.

Eşyanın teşhiri için gerekli dolapların şekli rapor ekinde sunulmuş ve bu dolapların K o n y a Müzesi'ne verilen tahsisattan kalan b a k i y e ile der­ hâl yaptırılmasının gerektiği belirtilmiştir"'.

Türbenin üstünde görülen ve kubbe-i h a d r â denilen kasnak ve külahın çinileri ileride t a m i r edilebilir.

Konya Lisesi bahçesinde bulunan m ü z e d e b i r hayli Türk ve İslâm eseri toplanmış o l u p , b u n l a r ı n dergâhın müzeye çevrilmesine karar v e r i l d i ğ i t a k d i r d e d e r h â l tamamı n a k l o l u n m a l ı d ı r . Bunlardan bir kısmı ayrılarak dergâh binasının içinde, ağır taştan olanlar da dergâhın avlusunda uygun mahallerde teşhir olunudar. Hatta b i r kısmı d a d e d e hücrelerinin önündeki c a m e k â n l ı mahallere k o n u l a b i l i r . Eski m ü z e d e k i Islâmî o l m a y a n eserlerin, y i n e m a h a l l i n d e k a l m a s ı gerekir.

^ TBMM'nin e!eldrii<le aydınlatılmasının, ancak 2.1.1340 (1924) tari­ hinde verilen bir önerge ile kabul edikJiğini belirtmekle yarar vandır. T.B.MM. Zchıf Ceridesi (Devre: II, İçtima Senesi: 1), C. 4, Ankara 1968, s. 657; T.B.MM Zchıt Ceridesi (Devre; //, Içtirna Senesi: İl}, C. 11, Ankara 1975,5.140-143.

" Bu kazanın İlhanlı hükümdan Ebu Sait Bahadır Han (1305-1335) için Musul'da yaptınUığı ve müzedeki kayıtbra göre, 1333 yılında Emir Sungur Ağa vasıtasıyla ^Ae^lânâ türbesine hediye edildiği ifade edilmekledir. Bk. Mehm^ Önder, o.g.e., 1956, s. 102.

(8)

B E L G E L E R L E K O N Y A M E V L Â N Â M Ü Z E S İ ' N İ N K U R U L U S U

D e r g â h ı n d ö r t kapısından üçü kapatılmalı, yalnız Selimiye C a m i i tarafındaki kapı açık bulun­ d u r u l m a l ı , b u kapının iki tarafındaki o d a l a r d a d a bekçiler ikamet etmelidir.

Halil Bey, r a p o r u n sonunda dergâhın beş aya y a k ı n kapalı bulunması nedeniyle içerisinin tozlandığını, b a z ı d u v a r l a r d a sıvaların kabarmış, kumaş ve halıların güveler tarafından istilâ edilmiş o l d u ğ u n u bildirerek, acilen bir karar alınması ve a r z edilen düzenlemeye başlanması gerektiği hususunda b i r görüş belirtir.

D ö r d ü n c ü b e l g e . M a a r i f V e k i l i M u s t a f a Necati t a r a f ı n d a n i m z a l a n ı p Baş Vekâlete g ö n ­ derilen 7 M a r t 1 9 2 6 t a r i h , 4 2 / 3 5 0 numaralı bir yazıdır. B u r a d a K o n y a ' d e k i M e v l â n â Tekkesi'nin gerek m i m a r î tarzı ve gerek kıymetli eserleri bulundurması nedeniyle müzeye dönüştürülmesi hususunda incelemede b u l u n m a k üzere İstanbul Asar-ı A t i k a Müzeleri Umum M ü d ü r ü Halil Bey ile Hars M ü d ü r ü H a m i t Zübeyir Beyin K o n y a ' y a g ö n ­ derildiği bildirilerek, yapının t a m a m e n bir müze o l a b i l e c e ğ i n i b e l i r t e n H a l i l Beyin r a p o r u ile b i n a l a r ı n krokisi ekte sunulmuş ve m ü z e y e dönüşümü için İcra Vekilleri Heyeti'nce bir k a r a r alınması istemiştir (Belge: 4).

Beşinci b e l g e , İcra V e k i l l e r i H e y e t i ' n i n , K o n y a ' d o k i M e v l â n â Tekkesi'nin m ü z e y e dönüştürülmesinin uygun bulunarak kabul edil­ diğini belirten 6 N i s a n 1 9 2 6 tarih ve 3 4 2 6 numaralı kararnamesidir (Belge: 5). Bu kararna­ menin müsveddesinden M a a r i f Vekâletine bir yazı hazırlandığı ve k a r a r n a m e n i n bir örneğinin bu b a k a n l ı ğ a g ö n d e r i l d i ğ i anlaşılıyor.

Altıncı belge. M a a r i f Müsteşarı tarafından Boş Vekâlet Ö z e l Kalem M ü d ü r ü Necmettin Beye y a z ı l a n tarihsiz bir yazıdır. Bu yazıyla Konya M ü z e s i ' n i n faaliyete geçeceği ve b u çerçevede Halil Beyin r a p o r u n a ihtiyaç hâsıl olduğu bildirile­ rek, r a p o r u n bir suretinin alınması için müsaade istenmiştir (Belge: 6). Bu izin alınmış ve rapor d o ğ r u l t u s u n d a M e v l â n â Tekkesi'nin m ü z e y e dönüştürülmesi konusunda hazırlıklara başlan­ mıştır.

D e ğ e r l e n d i r i l m e v e S o n u ç

Tekke, zaviye ve türbelerin 2 . 9 . 1 9 2 5 tari­ hinde kapatılması, buradaki Türk-İslâm eserlerini koruma ve gelecek kuşaklara aktarma çabalarını b e r a b e r i n d e getirmiştir. Heyet-i İlmiye'nin

1 5 . 7 . 1 9 2 3 tarihinde g ü n d e m e g e t i r d i ğ i Etnografya Müzesi'nin, bu kapatma kararının ardından soruna çare, yani buradaki eserleri de koruma ve topluma sunmada gerekli bir kurum o l a r a k g ü n d e m e taşındığını ve A n k a r a ' d a 2 5 . 9 . 1 9 2 5 tarihinde temelinin atıldığını görüyo­ ruz. A n c a k yalnızca bu müze, tüm bu eserleri koruyacak ve teşhirini yapabilecek yeterlilikte değildir. Ayrıca tekke ve türbelerin kapatılması, eşyaların buralardan başka yerlere taşınması, eşyanın ait olduğu kültürel mekânından uzak­

laşması ve bütünlüğünün bozulması anlamına da gelmektedir. Bu çerçevede, bu tekkelerden yalnızca biri, Türk kültüründe her açıdan özgün bir yer tutan ve hoşgörünün sembolü olan Mevlânâ'nın tekkesi ve türbesi, müze hâline geti­

rilerek, hem eserlerin korunması, hem de bütün­ lüğünün bozulmaması sağlanmıştır.

K o n y a M e v l â n â Tekkesi'nin müzeye çevrilmesi kararıom ardından 1 1 . 9 . 1 9 2 6 tari­ hinde M a a r i f Müfettişlerinden Hamit Zübeyir Bey, M a a r i f , Evkaf ve Polis M ü d ü r l ü k l e r i n i n görevlendirdiği temsilciler ile Müze Müdürü ve m u h a f a z a memurunun h u z u r u n d a dergâhın kapıları açılarak sayıma başlanmıştır. Havasızlıktan ve vaktiyle özen gösterilmemesin-den ötürü bozulmaya yüz tutmuş eşya temizlene­ rek tamir olunmuş, uygun yerlere yerleştirilmiş, nitelikleri ile birlikte deftere kayıt edilerek teşhire konmuş ve müze, 2 . 3 . 1 9 2 7 tarihinde ziyarete açılmıştır"-. Dolayısıyla bu kadar kısa bir zaman d i l i m i n d e esaslı bir o n a r ı m yapılması olası değildir. Yolnızca vitrinler ve çok küçük onarımlar yapılmıştır. Esas tamirat Evkaf Umum Müdürlüğünce 1929 yılında yapılmak istenmiş ve

(9)

7 5 7 5 lira 9 8 kuruşluk keşif hazırlanmıştır. Ancak u y g u n müteahhit b u l u n a m a d ı ğ ı n d a n , mahallinde teşkil edilecek komisyon ve mühendisin nezaretin­ d e emanet usulü yapılması doğrultusunda İcra Vekilleri Heyeti, 1 2 . 9 . 1 9 2 9 tarihinde 8 3 1 9 sayılı

bir karar almıştır^l

Halil Beyin dergâhın müze hâline getirilme­ sinde dikkat ettiği noktalardan b i r i , dergâhın mimarî yapısının b o z u l m a m a s ı , diğeri de dergâh­ ta bulunan eşyanın tamamının korunma altına alınmasıdır. Teşhirde Türk ve İslâm olmayan eser­ lerin yer almasını istememektedir. Değerli eser­ lerin vitrinlerde sergilenmesini isterken, diğerlerini boş olan yerlerde, özellikle örtüleri ve halıları tezyinatsız sandukaların üzerinde ve ara boşluk­ larda değerlendirmeyi düşünmüştür. Elektriğin henüz y a y g ı n l a ş m a d ı ğ ı bu d ö n e m d e , teşhir mekânın yeterli aydınlığa sahip olup olmadığına dikkat etmiştir.

Dergâh, müze hâline getirilirken, Halil Beyin r a p o r u n d a n b ü y ü k ö l ç ü d e yararlanılmıştır. Dergâhın dört kapısından üçü kapatılıp batı yönündeki kapı açık tutulmuştur^". Halil Beyin bahsettiği Nisan Tası ve mineli kandiller teşhire konmuştur''^ Halil Bey, eski müzedeki Islâmî olmayan eserlerin buraya taşınmayarak, yerinde bırakılmasını istemişti. Bu öneri dikkate alınma­ mış, bu eserler de Mevlânâ M ü z e s i ' n e taşınmış, hatta müze teşhirinde az d a olsa yer verilmiş ve müze rehberine de alınmıştır"'. Zaten müzenin ismi bu dönemde Konya Asar-ı A t i k a Müzesi'dir. Bu isim, tüm eserleri kapsamaktadır; a n c a k arke­ olojik eserler 1 9 5 3 yılında İplikçi C a m i i ' n e taşınınca, müze 1 9 5 4 yılında yapılan yeni bir düzenleme ile Mevlânâ Müzesi adını almıştır"^.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, kültürel yapılan­ m a d a öncelikle Türk eserlerinin korunmasına yönelik bir politika benimsenmiştir. Bu politikanın bir gereği olarak, tekke, zaviye ve türbelerin k a p a t ı l m a s ı n d a n s o n r a , b u r a d a k i eserlerin m ü z e l e r e alınması ve gelecek kuşaklara tanıtılması g ü n d e m e gelmiştir. Bu ise, yoğun bir çalışmayı ve bütçe imkânlarını gerekli kılmaktadır. Kapatılan tekke, z a v i y e ve türbelerin tamamının m ü z e müdürlüklerince yeterince incelenmesi ve b u n u n m a l î g i d e r i n i n karşılanması olası

görülmemekle beraber, bu işe başlanması b ü y ü k bir düşüncenin ve cesaretin göstergesidir. G ü n ü n koşulları çerçevesinde, yapılabildiği ö l ç ü d e b u işlem tamamlanmaya çalışılmış ve 9 3 6 2 a d e t eser müzelere alınmıştır"l Kitaplar d a , kütüphanelerde toplanmıştır.

Tekke, zaviye ve türbelerde bulunan t a r i h ve sanat açısından önemli eserlerin ne k a d a r ı t o p l a ­ nabilmiştir veya komisyonlarda yer a l a n kişiler ne kadar bu işin uzmanıdır? Bu soruya olumlu c e v a p vermek, her ne kadar mümkün değilse d e , K o n y a M e v l â n â Tekkesi'nin b o z u l m a d a n t a m a m ı n ı n müze hâline getirilmesi, Türk müzeciliği açısından bilinçli bir adım olarak d e ğ e r l e n d i r i l m e l i d i r . Bütünlüğün bozulmamasında Halil Beyin y ö n ­ lendirmesi önemli bir etken olmuştur. A y n ı yıllar­ da kapatılan Hacı Bektaş-ı Veli Tekkesi için b u for­ mül çok geç düşünülmüş ve k a p a t ı l m a s ı n ı n ardından belirlenen 9 7 9 adet müzelik eşya tarihî kazanla birlikte Ankara Etnografya M ü z e s i ' n e , kitaplar da A n k a r a ' d a bulunan K ü t ü p h a n e - i Umumî'ye nakledilmiştir"'. Tekke binası, çok son­ raları müzeye dönüştürülmüş ve A n k a r a Etnografya Müzesi'ne nakledilen eserleri i a d e edilerek, 1 9 6 4 yılında ziyarete açılmıştır. A n c a k eserlerin bütünlüğü artık bozulmuştur. Evkaf Umum Müdürlüğüne teslim edilen 4 6 1 a d e t eşya geri verilememiştir. Bunların büyük b i r kısmı satılmış, diğerleri de dağıtılmıştır^.

" BCA, 030.18.1.2.5.44.6. " M.Yusuf (Akyurt), a.g.e., s. 12. « M.Yusuf (Akyurt), a.g.e., s. 60-63. « M.Yusuf (Akyurt), a.g.e., s. 94-98.

Konya Arkeoloji Müzesi, 1962 yılında yeni binasına taşınmıştır. Selçuklu taş ve ahşap eserler de 1956 yılında İnce Minareli Medresesi'nde açılan Taş ve Ahşap Eserler Müzesi'nde sergilenmeye başlanmıştır. Bk. Naci Bakırcı, "XIX. Yüzyıldan Günümüze Konya'da Müzecilik", 6. Müzecilik Semineri Bildiriler (25-27 Eylül 2002), s. 95. * H. Z. Koşay, "Tekke ve Türbeler Kapandıktan Sonra", Güzel

Sanatlar, Vol. 6, İstanbul 1949, s. 3.

" H. Z. Koşay, "Hacı Bektaş Tekkesi", Türkiyat Mecmuası, C. II, istanbul 1928, s. 367.

" Evkaf Umum Müdürlüğüne verilen halı, kilim ve yastıktan oluşan 461 adet eşyanın 377 adedi İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü tarafından muhtelif tarihlerde satılmış, geriye kalan 84 parça eşya ise dağıtılmıştır. Bunlardan 19 adet eşya, sonradan Ankara Etnografya Müzesi'ne verilmiştir. Bk. Nazif Oztürk, Türk Yenileşme Tarihi Çerçevesinde Vakıf Müessesesi, Ankara 1995, s. 412, Dipnot: 19.

(10)

B E L G E L E R L E KONYA MEVLÂNÂ MÜZESİ'NİN KURULUSU 8 . 1 2 . 1 3 4 1 ( 1 9 2 5 ) tarih 8 8 1 6 / 2 2 9 0 sayılı

g e n e l g e d e Darüifünun'un teklifi üzerine yakında kurulacak o l a n İnkılâp Müzesi'nde Bektaşî, Kadirî, N a k ş i b e n d î ve Mevlevî v.s. tarikatlara ait birer tekke numunesi o l a c a ğ ı n d a n bahsedilmektedir.

1 9 2 9 yılında b i r komisyon oluşturularak, İnkılâp M ü z e s i ' n i k u r m a ç a l ı ş m a l a r ı n a b a ş l a n ı l ı r ' \ K o m i s y o n d a Halil Ethem Bey d e vardır. A n k a r a Etnografya ve d a h a sonra kurulan İstanbul İnkılâp M ü z e s i ' n d e tarikat eşyası önemli bir yer tutar^^ Tekke eşyası d i ğ e r b a z ı müzelerimizde de a z d a olsa sergilenmektedir. Fakat M e v l â n â ve Hacı Bektaş-ı V e l i Tekkesi'nin dışında d a şimdiye k a d a r hiçbir tekkenin eşyası ait o l d u ğ u kültürel mekânda b i r bütünlük içinde topluma sunulamamıştır.

M . Yusuf A k y u r t , d e r g â h l a r ı n kapatılmasının a r d ı n d a n Baş Vekil İsmet İnönü ile o vakit M a a r i f Vekili o l a n H a m d u l l a h Suphi Beyin M e v l â n â D e r g â h ı ' n ı n asar-ı atika müzesine dönüştürülme­ sini tasavvur buyurmuş olduklarını belirtirdi H. Z ü b e y i r Koşay d a M e v l â n â Dergâhı'nın müze o l a r a k muhafazasını Atatürk'ün emrettiğini bildi­

r i r " . M . Ö n d e r ise, Atatürk'ün 2 1 . 2 . 1 9 3 1 tarihin­ de Konya Mevlânâ Müzesi'ni ziyareti sırasında,

"İsmet Paşaya Mevlânâ Dergâhı ve Türbesini kendi eşyası ile müze hâline getiriniz demiştim." dediğini ifade ederdi Mevlânâ Tekkesi'nin müz­ eye çevrilmesini, genç Cumhuriyetin y a p ı l a n ­ masında amacın iyi belirlenmesine ve kültürel y a p ı kurulurken temel taşlarının d o ğ r u bir şekilde yerleştirilmesine bağlamak gerekir. Tabiî k i , bu yapıyı belirlemede en büyük etken, ulu önder Atatürk'tür.

Füsun Kılıç, "istanbul Belediyesi'nin Müze Kurma Çolışmalarının Türk Müzeciiilc Tarihi İçerisinde Değerlendirilmesi", 4. Müzecilik Semineri Bildiriler (16-18 Eylül 1998), s. 30-31.

^ M. Şakir Ülkütoşır, Cumburiyet'ie Birlikte Türkiye'de Folklor

ve Etnografya Çalışmalan, Ankara 1972, s. 84.

^ M. Yusuf (Akyurt), a.g.e., s. 7.

" H. Z. Koşay, "AtaHjr^c Kazılan", Türkiyemiz, S. 11, ishanbul 1973, s. 8.

" M, Önder, Atafüd( Konya'da, Ankara 1989, s. 106. Ayrıca bk. M. Önder, "Müzecilik Hatıraları", Türk Kültürü, S. 279, Temmuz 1986, s. 42.

et

(11)

B E L G E L E R

Belge: 1

(Türkiye Cumhuriyeti M a ' â r i f Vekâleti antetli)

İstanbul Âsâr-ı Atîka Müzeleri Müdîriyyetinin 23 Teşrîn-i Sânî (1 )341 târîh ve 5 8 7 / 1 0 6 2 7 n u m e r o l u tahrîrâtı suretidir.

Hars Müdîriyyet-i Aliyyesine

9 Teşrîn-i Sânî 1341 târîh ve 2 0 7 1 numerolu tahrîrât-ı aliyyeleri cevâbıdır. Ahîren M a ' â r i f ' e d e v r edilen Konya'daki Mevlânâ Tekyesi'nin Âsâr-ı Atîka Müzesi ittihâzı münâsibdir. Ancak mezkûr b i n â kıymet-i târîhiyye ve mi'mâriyyesi i'tibâriyle hakîkaten muhâfazaya lâyık bulunduğundan derOnunda hiçbir sebeb ve sûretle ta'dîlât icrâ edilmemesi ve müzenin tanzîmi esnâsında binânın d o teşhîri esâsı gözedilerek a n a göre hareket edilmesi ve kezâlik muhtevî olduğu eşyâ dahi gâyet mühim ve kıymetdâr olduğundan tahrîr ve tesbîtinde fevka'l-âde i'tinâ olunması târîh ve sınâ'at nokta-i nazarından h â ' i z - i kıymet eşyânın ve hattâ tereddüd edilenlerin bile elden çıkarılmayarak hüsn-i muhâfazası lâzım-geleceği beyânıyle te'yîd-i ihtirâm eylerim efendim.

Âsâr-ı Atîka Müzeleri Müdîri

Halîl

Aslına mufâbıkdır

(Mühür)

(12)

BELGELERLE KONYA MEVLÂNÂ MÜZESİ'NİN KURULUSU Belge: 2

(Türlciye Cumhuriyeti M a ' â r i f Vekâleti Hars Da'iresi antetli)

A n k a r a 2 4 Kânûn-ı Evvel 1 3 4 1 , Umûmî: 1 0 2 6 0 , Husûsî: 2 3 9 3 , Leffi: 1

Hulâsa: K o n y a ' d a k i M e v l â n â Tekyesi H a k k m d a

Baş Vekâlet-i Celîleye

K o n y a ' d a k i M e v l â n â Tekyesi'nin tarz-ı mi'mârî nokta-i nazarmdan kıymeti ve etnografîye müte'al-lik â s â n ihtivâ etmesi dolayısıyla müze ittihâzına elverişli olduğu nazar-ı i'tibâra alınarak bu b â b d a İstanbul Âsâr-ı Atîka Müzeleri Müdîriyyetinin fikirleri de istifsâr edilmişdir. Cevâben gelen ve bir sûretı leffen t a k d i m kılınan tahrîrâtda murâfık fikir der-meyân edilmiş olduğundan tekyenin müze ittihâzı ıçûn Hey'et-i Celîle'ce bir karâr ittihâzını ricâ ve takdîm-i tekrîmât eylerim efendim.

I 147

M a ' â r i f Vekîli

(13)

148

Belge: 3 / 1 - 2

(İstanbul Asâr-ı Atîka Müzeleri Müdîriyyeti antetli)

Konya'deki M e v l â n â Dergâhı'nın bir müze hâline getirilmesi arzû edildiğinden bu b â b d a tedkîkât-d a bulunmak üzere taraf-ı vekâlet-penâhîlerintedkîkât-den telakkî eyletedkîkât-diğim emir üzerine Hars M ü tedkîkât-d î r i H â m i tedkîkât-d Zübeyr Beyle birlikde K o n y a ' y a gidilerek lâzım-gelen tedkîkât icrâ edildi.

Zâten bu b i n â ve müştemelâtınm gerek tarz-ı mi'mârîsi ve gerek mezkûr dergâh d e r û n u n a asırlar-dan-beri i d d i h â r kılınan kıymetdâr âsâr-ı târîhiyye ve sınâ'iyyenin bir câmi' hâlinde bulunması h a s e b i y l e z â ' i r e bir müze te'sîri y a p m a k d a d ı r . Binâ'en aleyh ufak bir himmet ve atîde arz olunan ta'dîlâtla t a m a ­ men müze hâline inkılâb ediverecekdir. Şu sûretle memleketimiz zarf ve mazrûfu i'tibâriyle g ü z e l v e kıymetdâr bir müzecik d a h a kazanacakdır.

Binânın hâl-ı hâzırı melfûf plân krokisinde görüldüğü veçhile kârgîr dergâh ve türbe vâsi' b i r h a r î m i n tahmînen ortasında bulunup başka binâlarla iltisâkı yokdur. Ve kırmızı çizilen hatt dergâhın h u d û d u n u teşkîl edüp dört kapusu vardır. Bu harîmde üzeri kubfıeli dedegân hücreleri, matbahlar ve k a d î m e n b i r türbe olan kârgîr kilâr yine bir türbe olan kütübhâne ve Sinân Paşa Türbesi ve yine bir türbe o l a n k â r g î r a n b â r bir şâdurvân ve türbenin cenûb ve şark cihetlerinde mezârlık bulunmakdadır. Şimâl cihetine a ç ı l a n harîm kopuşundan diğer küçük bir havluya girildikde ve bu havluda bulunan Şeyh v e y â h û d Ç e l e b i dâ'iresi ahşâb ve h a r â b bir binâ olup el-yevm ana mektebi olarak kullanılmakdadır. Bu kısmın m ü z e y e lüzumu yokdur.

Plânda mavi çizgi ile gösterilen asıl dergâhın cenûba tesâdüf eden kısmı Selçukîler ve Karamanoğulları zamânındon kalma olduğu zan edilüp musakkafı sekiz kubbeden ibâretdir. Bu b i n â n ı n şimâle müsâdif diğer kısmı iki büyük kubbe altında olup biri semâ'hâne ve biride mesciddir. G e r e k tür­ benin ve gerek ikinci kısmın hâricden olan kopuları ayrı ise de dâhilen yek-dîgerine geçilir. Bu b i n â n ı n müze hâline ifrağına gelince;

1- Türbe kopuşundan girilince ufak bir medhal vardır. Burası müze kapucularının bekleme m a h a l l i olur.

2- Bu medhalden bin sekiz târîh-i hicrîsinde yapılmış bir gümüş kapı ile türbe kısmına girilir. S a ğ tarafdo dört ve müntehâda bir kubbenin altında Mevlânâ Celâleddîn'in, pederinin ve evlâd ve a h f â d ı n ı n merkodiarı bulunup bir parmaklık ile geçid mahallinden oyrılmışdır. Bu kısım bir a z karanlık o l d u ğ u n d a n burada pek çok eşyâ teşhîr olunamaz fakat ilerüde elektrik ile tenvîr edilebilür. M e r k o d l a r m ba'zısı â d î sıvalı ve ba'zısı gayet güzel çînîler ile kablı ve diğerleri âdî tahtadan ve Sultânü'l-Ulemâ' nâmını taşıyan peder-i Mevlânâ'nın üzerindeki mürtefi' sanduka a ğ a ç d a n m a ' m û l o l u p f e v k a ' l - â d e nukûş ile müzeyyendir. Mevlânâ ile oğlu Veled'in merkodiarı mermerdir. A d e d i cem'an altmış y e d i y e b â l i ğ o l a n bi'l-cümle merkadlonn üstlerinde örtüler ve pûşîdeler vardır ki bu kumâşlorın bir çoğu k a d î m ç a t m a l a r ­ d a n ve yazılı mensûcâtdan olup pek büyük kıymeti hâ'izdirler. Bu örtüler kısmen âdî şekilde o l a n m e z â r -ların üzerlerinde bırakılabilir ve bir kısmının câmekânlora konulması lâzımdır. M ü z e y y e n o l a n l â h i d l e r örtülerden tecrîd olunarak görülmelidir. Kubbeden askı olarak mevcûd olan yüzlerce kandîllerin i ç i n d e bir takımı âciî A v r u p a masnû'âtı olduğundan bunlar ve gerek kubbelerden birisine son senelerde tesbît

olunan cesîm Avrupalcârî billûr âvîzenin kaldırılması lâzımdır. Mezârların aralarındaki z e m î n e o r a d a

mevcûd olan h a l ı l a r d a n p a r ç a l a r fers olunabilür. Yine bu kısımda bulunan ve "Nîsân Tâsı" tesmiye o l u ­ nan ezmine-ı afîkacla Hindistan'dan gelmiş olan fevka'l-âde musanna' tunç kazan g e ç i d yerinin o r t a s ı n a

(14)

B E L G E L E R İ E K O N Y A M E V L Â N Â M Ü Z E S İ ' N İ N K U R U L U S U

v a z ' olunmalıdır. M e v l â n â merlcadının önündeki gümüş merdiven ve parmaklık ile tunç şem'dânlar m a l ı a l l i n d e m u h â f a z a o l u n a r a k ve diğer şem'dânlar d a münâsib mahallere vaz' olunacakdır. M e r k o d l a r d a n sâhiblerinin isimleri m a ' l û m olanlara birer levha ta'lîk olunabilür.

M e v l â n â merkadının cihet-i şimâlinde semâ'hâne bulunur ki burası dışarudan mikdâr-ı kâfî aydınlık a l d ı ğ ı n d a n gerek dîvârlara ve gerek ortaya câmekânlar v a z ' edilerek eşyâ-yı muhtelife teşhîr edilir. Ez­ cümle el-yevm kasada mahfuz bulunan bir kıymetdâr seccade ile Mısır masnû'âtmdan olan mîneli kandîllerin ve sâ'ir eşyâ-yı nâdire bu miyândadır. Buraya mülâsık olup ayn-ı cesâmetde bulunan ve aydınlığı d a kâfî o l a n mescid denilen mahall parmaklık ile türbeden müfrez bulunduğundan ve zâten edâ-yı salât içün türbenin hemân g a r b ı n d a Selimiye Câmi'i olduğundan işbu mahalle plânda kütübhâne diye işâret o l u n a n b i n â derûnundaki kitâblar naki olunmalıdır. Zirâ el-yevm kütübhâne olan binâ dayyık bir türbeden ibâret o l u p ne kitâbların vaz'ına ve ne de kırâ'at mahalline müsâ'id değildir. Bununla b e r â b e r o r t a y a v a z ' olunacak câmekânlarda müzeyyen ve nâ-dîde kitâblai- dahi teşhîr olunur. Nitekîm T o p k a p u Sarâyı Müzesi'ndeki kadîm Fâtih C a m i ' i dahi bu d e f a kütübhâneye tahvîl edilerek tertîbâtının ayn-ı sûretde olmasına karâr verilmişdir.

Eşyânın teşhîri içün lâzım-gelen dolâbların eşkâli işbu rapora rabt olunmuşdur. Ve bu dolâbların K o n y a M ü z e s i ' n e verilen tahsîsâtdan kalan bakıyye ile derhâl yapdırılması lâzımdır.

Türbenin üstünde görülen ve kubbe-i h a d r â denilen mahrûtun çînîleri ilerüde ta'mîr edilebilür.

K o n y a Lisesi bağçesinde bulunan müzede bir hayli Türk ve İslâm âsârı toplanmış olup bunların d e r g â h ı n müzeye tahvîli takarrür etdiği takdîrde derhâl kâffesi naki olunmalıdır. Bunlardan bir kısmı tefrîk o l u n a r a k d e r g â h binâsı dâhiline ve ağır taşdan olanlar d a dergâhın harîminde münâsib mahallerde teşhîr olunurlar. Hattâ bir kısmıda dedekân hücrelerinin önündeki câmekânlı mahallere konu-labilür. Eski müzedeki g a y r - i İslâmî o l a n âsârın yine mahallinde kalması muktezîdir.

D e r g â h ı n dört mahallden*' üçü sedd edilerek yalnız Selimiye C a m i ' i tarafındaki kapu güşâde bulun­ durulup iki tarafındaki o d a l a r d a bekçiler ikâmet eder.

Hâtime-i m a k â l o l a r a k d e r g â h beş a y a karîbdir mesdûd bulunduğundan içerüsü tozlanmış ve ba'zı d î v â r l o r m d a sıvalar kabarmış ve kumâş ve halıları güveler istîlâ etmiş olduğundan müsta'celen bir karâr ittihâzıyle ber-vech-i m a ' r û z tertîbâta teşebbüs olunması mütâla'asında bulunduğumu arz eylerim.

Fi 2 7 Şubat 1 9 2 6 İstanbul Âsâr-ı Atîka Müzeleri

Müdîri

(imza)

^ M a h a l l kelimesi, üzerine kurşun kalemle sonrodan "medhal" yazılarak düzeltilmiştir. M e d h a l , "girilecek yer, antre ve kapı" a n l a m m a gelir ki, bu takdirde cümle d a h a doğru bir a n l a m kazanır. Fotokopide medhal kelimesinin "h" harfinin altında görülen nokta, koğıdın yapısından kaynaklanmıştır.

(15)

Belge : 4

(Türkiye Cumhuriyeti M a ' â r i f Vekâleti Hars Müdîriyyeti antetli)

A n k a r a 7 M a r t 1 9 2 6 ; Umûmî: 4 2 Husûsî: 3 5 0 Leffi: 2

Hulâsa

Konya'deki Mevlânâ Tekyesi'nin

müzeye kalbi içûn bir karâr

ittihâzma dâ'ir

Baş Vekâlet-i Celîleye

Konya'da Mevlânâ Tekyesi gerek tarz-ı mi'mârîsi ve gerek kıymetdâr âsârı muhtevî bulunması dolayısıyla müzeye kalb edilmesi husûsu nazar-ı i'tibâra alınarak mahallinde yakından tedkîkâtda b u l u n ­ mak üzere İstanbul Âsâr-ı Atîka Müzeleri Müdîr-i Umûmiyyesi Halîl ve Hars Müdîri H â m i d Zübeyr Beyler Konya'ya gönderilmişdi. Bu b â b d a yapılan tedkîkâta nazaran zarf ve mazrûf i'tibâriyle t a m â m e n b i r müze olabileceğine d â ' i r Halîl Beyin raporu ile Mevlânâ Tekye ve Türbesi müştemelâtını irâ'e eder b i r kıt'a kroki leffen takdîm kılınmış olmağla müzeye kalbi husûsunda Hey'et-i Celîle'ce bir karâr ittihâzını bi'l-hâssa ricâ ve takdîm-i tekrîmât eylerim efendim.

M a ' â r i f Vekîli

(16)

B E L G E L E R L E K O N Y A M E V L Â N Â M Ü Z E S İ ' N İ N K U R U L U S U

Belge: 5

(Türkiye Cumhuriyeti Baş Vekâlet Kalem-i Mahsûs Müdîriyyeti antetli)

A d e d

3 4 2 6

K a r â r n â m e

Torz-ı m i ' m â r î nokta-i n a z a r ı n d a n kıymeti ve etnografîye müte'allik âsârı ihtivâ eylemesi hasebiyle müze ittihâzına elverişli o l d u ğ u anlaşılan Konya'daki Mevlânâ Tekyesi'nin müze ittihâzı, M a ' â r i f Vekâletinin fi 7 M a r t sene (1 ) 9 2 6 târîh ve 4 2 / 3 5 0 numerolu tezkeresiyle vukû' bulan teklifi üzerine İcrâ Vekîlleri Hey'eti'nin fi 6 N i s a n sene ( 1 ) 9 2 6 târîhli ictimâ'sında fasvîb ve kabûl olunmuşdur. Fi 6 Nisan sene ( 1 ) 9 2 6 . Re'Ts-i Cumhur G â z i (İmza) Baş Vekîl (imza) Dâhiliyye Vekîli (İmza) Zırâ'at Vekîli A l i Cenânî Bey i m z a d a b u l u n m a d ı A d l i y y e Vekîli M ü d â f a ' a - i Milliyye V e k ılı (İmza) Hâriciyye Vekîli Tevfîk Rüşdü Bey i m z â d a bulunmadı Ticâret Vekîli M e h m e d Sabrî Bey i m z â d a bulunmadı (imza) M â l i y y e Vekîli (İmza)-' Bahriyye Vekîli Ihsân Bey imzâda

bulunmadı

M a ' â r i f Vekîli (İmza)

Nâfı'a Vekîli (imza)

Sıhhıyye ve Mu'âvenet-i İctimâ'iyye Vekîli (İmza)

(17)

Belge: 6

{Türkiye Cumhuriyeti M a ' â r i f Vekâleti antetli)

Baş Vekâlet-i Celîle-i Kalem-i Mahsûs Müdîr-i Muhteremi Necmeddîn Sâhir Bey Efendiye

Konya'daki Mevlânâ Tekyesi'nin müzeye kalbi h a k k m d a icrâ Vekîlleri Hey'et-i Celîlesi'nce b i r k a r â r ittihâz buyurulması husûsu 7 M a r t ( 1 ) 9 2 6 târîh ve Hars 4 2 / 3 5 0 numerolu tezkeremizle Baş Vekâlet-i Celîle'ye a r z ve İstanbul Âsâr-ı Atîka Müzeleri M ü d î r i Halîl Bey tarafmdan verilen rapor d a a y n e n t o k d î m edilmişdi. Konya Müzesi'nin hâl-i fa'âliyyete geçeceği şu sırada mezkûr rapor mündericâtına vukûf

zarûreti hâsıl olduğundan hâmil-i tezkere efendinin rapor sûretini almasına müsâ'adenizi ricâ e d e r i m efendim.

M a ' â r i f Müsteşârı

(İmza)

Belge: 7

( Konya Vilâyeti antetli)

A d e d

Mülhakâta Umûm

Sâyei muvaffakkiyyetvâyei hazreti hilâfetpenâhîde bu dePa merkez vilâyetde Dersa'âdet M ü z e -i Hümâyûn'una şu'be -itt-ihâz olunmak üzere masâr-if--i küll-iyye -iht-iyâr-iyle mükemmel b-ir müze -inşâ e d -i l ­ miş olup her ne kadar buraca bir çok âsâr-ı atîka elde edilerek mezkûr müzede teşhîri m u k a r r e r ise d e ma'lûm olduğu üzere mezkûr müze yalnız merkez vilâyete mahsûs olmoyup vilâyetin her t a r a h n d a hilkat-i nev'-hilkat-i benî âdemden berhilkat-i gelüp geçen bhilkat-ir çok âkvâmın terk etmhilkat-iş oldukları âsârın d a h hilkat-i m ü c t e m hilkat-i ' o n b hilkat-i r mahallde bulundurulması bir çok fevâ'id ve muhassenâto c â m i ' olacağına n a z a r a n hükûmâtı m a h a l -liyyece bulunabilinecek ve elde edilecek âsârdan kâbil-i naki olanlarının hemân irsâli ve naki o l u n a ­ mayacak hâlde olanların dahi hüsn-i muhâfazasına fort-ı dikkat ve i'tinâ ile berâber bu g i b i â s â r hakkında derhâl ma'lûmât ve îzâhât-ı kâfiyye i'tâsı ve bundan m â ' a d â ba'zı efrâd ve eşhâs her nasıla elde etdikleri âsârı dahi bi't-teşvîk kendi hüsn-i rızâlarıyla mezkûr müzeye hediye ve irsâl eyledikleri hâlde bâ'is-i memnûniyyet olmağla berâber isimlerinin dahi gerek gazete ile ve gerek m ü z e d e â s â r üzerinde i'lân ve işâ'a edileceğinin kendilerine teblîğ ve tefhîmi ve her hâlde âsâr-ı atîka h a k k ı n d a m e v z û ' ve mer'î olan nizâmnâmenin hakkıyla mütâlo'asıylo icrâyı ahkâmına ve bu g i b i âsârın m ü k e m -melen hüsn-i muhâfazalarıyla memâlik-i sâ'ireye ihrâc veya hedm ve tahrîb etdiriimemesine n i h â y e t derecede i'tinâ.

Fi 4 Rebîü'l-âhir sene (1 ) 3 1 7 ve fi 2 6 Temmuz sene (1 )315

(18)

B E L G E L E R L E KONYA MEVLÂNÂ MÜZESİ'NİN KURULUSU - - : -^y^ :-Lİ6t-•.jJSSii- —

^

" U J » ^ ^ t i ^ ( y ^ d J > û ^ * . /ov Belge: 1 .

(19)

^

- \

^ ^ - w ^ j /v*> ^ . î v

jusu^ı V y r * ^ * ^

(20)

B B G E L E B L E K O N Y A ; . r ' ' < • "^'^ - ^ ^ * "C-^^^ • - ^ » I 0_ ^ . 1. . , . . J ı • • . • . • . ^ • • . • • - ' • ' 155. Belge- 3 / 1

(21)

- .. • - • . - - ^

^^^^

(22)

1 ] — i» — J ) " 1 ^ 1 3 J >• ı 157 î 1. 3 ) 3 J i l « i l

(23)
(24)

p p ı n F İ ERLE KONYA, M E V O N M ^ ^

:;:iF.iY£T ARgWLi

159

—r^^''*''-" '^r-^, -^î^i^^ '^î^^-^'

(25)

jr^*j 6 ^ - ^ A > f ^ O ^ l i y " ,5\> . v y - ıS.JtJx- i ^ - C ^ A İ ^ V — ^ ^ - S a A A o .

1 ,

/ 7^ Belge: 6.

(26)

t r ı « R FRI F KONY/ I r r i ' t " • • ' " ^ • ^ ' • ^ İ N KURULUSU

\

• 1

4

-^^

%' •%

• 3 - - t

5

A-i

•t»

•S

I

; ^ ! ^ h

j ! 1 - \ ^ < T S

i

- . v

4

~>

^-161 S,

Referanslar

Benzer Belgeler

Düşmanın eline esir düşen Sinan’ı kurtarmak için Emre, Zalım Nuri, Deli Divane Osman Efendi ve Recep Çavuş bir plan kurarlar.. Sinan’ın tutulduğu mağa- raya

(2002 yılında aylık 24 TL ve 2018 yılında yaşlılar için aylık 265,80 TL olan 2022 maaşı 2018 yılı Haziran ayından itibaren 500 TL’ ye yükseltilecek olup engelliler için

T ürkiye Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) Meclisi, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Engin Yeşil ve Meclis Başkanı Gökhan Tezel başkanlığında, EPDK Sıvılaştırılmış

Anadolu’nun dört manevi direğinden iki tanesi olan Mevlana Celaleddin Rumi ve Şeyh Şaban-ı Veli’nin inanç turizmindeki potansiyelinin değerlendirilmesi, insanlar

Erkek kardeşler arasında gerçekleşen bir miras davasının konusu erkek kardeşlerden birine sünneti esnasında hibe edilen bazı mallar ve mûrisin ölmeden iki ay önce hibe ettiği

ENERJİ GİRİŞİ :12 Volt / 24 Volt AYDINLATMA :80-100 Metre NANOMETRE :830-940 Nanometre LED LENS AÇILARI :10' Ve 30'

2019 yılı ilk 500 sıralamasına giren 11 üyemizden 6 firmanın (Sasa, Akyem, Beyteks, Elita, Bossa, Abdioğulları) sıralamadaki yeri yükseltirken 5 inin (Temsa, Güney Çelik,

Mevcut stratejilerin iklim değişikliği etkilerine uyum için gözden geçirilmesi (5 Eylem 2011 – 2015). • STRATEJİK AMAÇ 2.İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN BİYOLOJİK