• Sonuç bulunamadı

Resim:Hakkı Anlı'yı anış

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Resim:Hakkı Anlı'yı anış"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ahmet K oksal

¿Resim

HAKKI ANLI’YI ANIŞ

EÇEN yılın 20 Şubat'ında yitirdiğimiz Hakkı

Anlı (1906-1991), resmimizde çağdaş

akımlarla bütünleşme sorunlarının çözü­ müne yönelen eski kuşak sanatçılarımızın öncüle­ ri arasındadır. 1933’te “ D Grubu’’nun kuruluşunda bu topluluğa katılan Anlı, İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminde Paris’e giderek iki yıl çalışmıştı. 1954'te Paris’e yerleşen ve aralıksız 36 yıl orada çalışan sanatçı, ölümünün birinci yılında Tem galerisinde düzenlenen ve değişik dönemlerinden derlenmiş retrospektif nitelikli bir sergiyle anılıyor.

Hakkı Anlı Paris’e ilk gidişinde bir süre yanın­

da çalıştığı Jean Metzinger’den etkilenerek yaptı­ ğı "Cözanne’vari” resimlerden sonra kübist çalış­ malara yönelmişti. 1950 yıllarında daha çok Pi- casso’dan esinlenerek geometrik soyutlamanın kesin çizgili yüzey anlayışına bağlanmıştı. 1950/60 yıllarında çağdaş soyut akımların ulaştığı biçim ve renk özgürlüğünü doğayla bağıntısını yi­ tirmeyen bir görüş doğrultusunda uygulamıştır. Soyut eğilimlerin Avrupa’da yaygınlaştığı bu dö­ nemde sanatçımız Hartung, Pollakoff, Zadklne gi­ bi ünlü sanatçılarla ilişkilere girerek kökleri Is­ panyol resmine uzanan bir leke anlayışını irdele­ di.

1950’ii yılların sonlarından 1970’lerin ilk yılla­ rına uzanan soyut dönemden sergide verilen ör­ neklerde renkli, ışıklı fırça tuşları, hızlı, devingen ve spontan lekelerle dışavurumcu denebilecek arayışlara girişiyor. Hakkı Anlı, “Doğadaki bir

uyumun ancak sanatçının kültür ve sanat tutu­ muyla, iç duygularına göre çözülüp bütüne ulaştı­

ğı gerçeğini” benimsemişti. Paris'te ilk dönemde­ ki kübist ve dışavurumcu araştırmalar ardından esnek, devingen, lekesel figür görüntülerine dö­ nüşen derin, köklü ve kararlı bir anlayışı son yılla­ rına değin sürdürdü. Büyük boyutlu figürlü kom­ pozisyonlarda, özellikle ışık olgusu üzerinde yo­ ğunlaşan sanatçı, ışığı emen ve yansıtan bir anla­ yışa ulaştı. Kendine özgü leke düzeni, ışık kullanı­ mıyla form üzerindeki yükler kaldırılarak boşluk içinde gezinip devinen, sarılıp kucaklaşan çıplak­ larında özgün ve ustalıklı bir biçem seçeneğini vurguladı.

1970'lerde açıklık ve kararlılık kazanan bu yeni tutumda çıplak figürlerin arka plan ilişkisinden sıyrılarak uzamın sonsuzluğunu vurgulayan bir fon üzerinde varoluşla ilgisini yitirmeyen görüntü­ ler, esnek devingen lekelerle yaşamı yorumlayan bir görselliğe açılır. Lokal bir ışık kaynağına karşı büyük, monokrom figür siluetleri ya da yeşil/ışıklı sarı, kızıl/kahverengi, gri/mavi, turkuaz gibi ikili tonlarla uçuşan, birbiriyle tutkuyla sarmaşıp bü­ tünleşen ikili, üçlü ya da çoğul figür gruplarında

yeni figüratif eğilimli görsel değerler irdeleniyor.

Diyagonal, piramidal ya da değişik istiflerle dü­ zenlenmiş, yoğun bir gizilgüçle yüklü bu figür de­ metlerinde varoluşun gizlerini kurcalayan bir tut­ ku, salt görsel değerlere ilişkin alegorik bir anlatı­ mın boyutları derinleştiriliyor.

1977’de Paris’te Le Scriptorium’da sergilenen bu yeni dönem resimlerini eleştirmen Jean-Marle

Dunoyer şöyle yorumlamıştı:

“Hakkı Anlı, resimde yaşamın ağır katranını büyülü bir teknenin içinde kucaklıyor, siyahlar, karanlıklar... Hepsi yaşıyor, hepsi kımıldıyor, hep­ sinin kökü derinlerden geliyor. Tören adlı yapıtın­ da görüldüğü gibi Anlı’nın tuvallerinde her şey bir şölen, bir kutlama.”

(Le Monde, 24 Ekim 1977)

.

1

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Olgunlaşmış insan anlar, haddini bilir ve susması gereken noktada susar ya, ben gençtim: Bunca birikim, bilinç ve yetenekle neden geride durduğunu, günümüzde etkili

30 hektarlık bir alan üzerine kurulan bu tesis, lokanta binaları, personel için yapılan lojmanlar ve geniş bahçeleriyle dikkat çekerken, sebzelerin ço­ ğu

turnadan “modem mahallelerin gerek insan-konut, gerekse insan-çevre ilişkile­ ri açısından tarihi mahallelere göre in­ sanları daha çok mutlu ettiği ve bu ne­

Diğer taraftan, her şehir ve kasabanın ancak kendi hayatı i- çiıı yalıut bilhassa kendi hayatı i- çin mühim şahsiyetleri vardır ki, başka bir yerde bir

Daha ziyade tarihî roman türünde başarıya ulaş­ mış olan Nihal Atsız'm bu yönünü hazırlayan üç te­ mel sebep v ard ır:.. 1 — Mizacı ve

Kendisi tek bir aşk romanı yazmış olmasına rağmen nasılsa 'aşk uzmanı yazar' oluvermiş, bu konuda bol bol fikir belirtmek durumunda bırakılmış.. Ancak bu

Bu hükümle, aç›kça, iflverenin tek tarafl› olarak esasl› bir çal›flma koflulu de¤iflikli¤i yapmas›n›n önüne geçilmifl ve çal›flma koflullar›nda iflveren

KPMG (2017) raporunda teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmamak ve yeni rekabet koşullarına uyum sağlayabilmek için finansal hizmet sektöründeki şirketlere bir