t
T-Lâle Belkıs, çoğu zamanının geçirdiği evinde sevdiği kedisine de zaman ayırabiliyor.
Manken, tiyatro ve Türk hafif müziği sanatçısı, ressam, stilist...
Kimden mi söz ediyoruz? Eminim adını duyduğunuz zaman hemen tanıyacaksınız Adı Lâle Belkıs. Mesleği yukarda saydıklarımız ve bir de ev kadını.
Bugüne kadar, hayatının hemen herdöneminde hiç boş durmadığını, hep çalışarak ve devamlı öğrenerek yaşamını değerlendirdiğini belirten Lâle Belkıs, İstanbul olgunlaşma Enstitüsünün en parlak döneminde henüz gençecik bir kızken bu okulda mankenliğe adımını atmış. Enstitünün, Avrupa ve Amerikalarda adını altın harflerle yazdırıp Türk modasını mütevazı da olsa dünyaya tanıttığı günlerde, Lâle Balkıs da manken olarak dünyayı dolaşmış. Dış ülkelerde yapılan defilelerde ülkemizi ve Türk modasını tamtığı için de "M illi manken” 'ünvanını almış, okulun o dönemki değerli müdürü Refia Övüç kendisine enstitünün sembolü olan “ Lâle" adını vermiş. “ Asıl adım Belkıs’dı, Lâleadı bana değerli hocam Refia Övüç verdi" diye anlatıyor yeni bir ad almasının hikâyesini.
Eşi Yalçın Ateş’in yeni sezon için müzik çalışmalarını yaptığı gün evinde ziyaret ettiğimiz Lâle Belkıs’la rahat döşenmiş evinin arka bölümünde moda, giyim ve mankenlik hakkında görüştük. Duvarlarını kendi yaptığı ve yakında sergilemeyi düşündüğü resimlerin süslediği çalışma odasında Lâle Belkıs, moda için oldukça farklı ve ilgi çekici görüşler getiriyor.
“ Moda bir kültürdür” diyen Lâle Belkıs şöyle devam ediyor. “ Üretken bir ortamda, yenileyici bir unsur olan moda, benim kişisel görüşüme göre, ulaşılması, erişilmesi güç birkavram, bir orijinalite bir yaratıcılıktır. Böyleolunca da yine bana göre, içinde bulunduğumuz çağdaş gelişmede moda orijinalliğini yitirmiştir. Çünkü ulaşılması güç olması gereken modaya, butikler ve konfeksiyonların
İlk milli manken
MODA VE MANKENLİK KONUSUNDA
NELER DİYOR
yaygınlaşması ile kolayca erişilmiş, dolayısıyle moda tekrarlanır, herkesde görülür bir duruma gelmiştir. Örnek vereyim. Meselâ ünlü Fransız modacısı YvesSaint-Laurent kendisi bir model çıkartıyor. Kumaşı kendisinin, stili kesimi kendisinin. Sonra bakıyorsunuz bu model, başka bir dokuma ve kumaşta bir başka yerde. O kıyafetin Yves Saint-Laurent kreasyonu gibi otmasına imkân var mı?
Neticede moda günümüzde değer kaybediyor dejenere oluyor.”
Türk modası konusunda da şöyle diyor Lâle Belkıs: “ Elbette bir Türk modası var. Şal deseni, üç etek, başlık ve kaftan Avrupaya bizden gitmiştir. Olgunlaşma ile dı ülkelere gittiğimiz zaman, şal deseni ve şalvarı götürdük, bunlar orada uygulanmıştır da.” Bunların dışarda uygulandığını, ancak Türk adıyla bilinmediğini söylediğimiz zaman ise Belkıs Hanım’ın cevabı şöyle oluyor. “ Onun sebebini bilemiyorum. Belki sahip çıkamı yor yaptıklarımıza.”
KADINLARIMIZ NASIL GİYİNİYOR, ŞIK VE GÜZEL GİYİM ÇOK PARA İLE Mİ OLUR
sorusu için de şu görüşlerini açıklıyor Lâle Belkıs: “ Kadınlarımız’ın çoğu giyinmek için kafa yoruyor. Ancak giyinmek de, moda gibi bir kültür meselesidir. Nerede, hangi kıyafeti giyinileceğini bilmek gerekir. Gün boyu dışarda olan biri meselâ, her zaman için düzgün bir kıyafet seçmelidir, iyi güzel, şık giyinmek muhakkak modayı takip etmek de değildir. Küçük bir aksesuarla tip yaratmak mümkündür. Ayrıca şık giyim için çok paraya da gerek yoktur. Belli bir para ile de şık olunur. Ben hayatım
boyunca bir saniyemi boş geçirmedim, çalıştım ve kazandım. Hiçbir zaman da çok para ile şık giyinmek mecburiyetinde olmadım. Kıyafetlerimin bazılarını da kendim dikerim”
Mankenlik Lâle Belkıs’ın, başardığı birkaç meslekten biri, ama hiç kuşkusuz en çok sevdiği, belki de hayata mankenlikten başladığı için. Söz edildiği zaman gözleri parıldıyor ve şöyle diyor:
“ Mankenlik benim için çok kutsal bir görev. Çünkü bu mesleğe gönül vermiş olan kişi pek çok sorumluluğu yüklenmiştir. Önce kendine karşı sonra bağlı olduğu kuruluşun yöneticisine ve nihayet huzuruna çıkacağı topluluğa karşı sorumludur. Ancak bu üç sorumluluğu hisseden gerçek mankendir.
O bir örnektir çünkü. Her zaman bunun bilincinde olması gerekir. Ayrıca manken sunmak istenilen kıyafeti sadece taşımak ve onu sergilemekle yükümlüdür.
Dolayısıyla kıyafeti taşıyıcıdır ve podyumda iken kendini değil kıyafeti ön plâna almak zorundadır. Günümüzde mankenliği soruyorsunuz? Elbette çok ilerledi. Eskiden podyumda yürümesini dahi bilmeyen mankenlerimiz vardı. Şimdi yabancı ülke mankenleri seviyesinde, mankenleri miz var”
Manken Lâle Belkıs bir kıyafeti İle
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi