TT_
fa
<Ç
tki Kımeli Muharrirden Bir Roman
Eğer aldanmayorsam tasfiye listesine dâhil bulunan ve ikisinin yaşı da elliye sanırım ki varmış olan iki velûd romancı, belki en güzel eserlerini bu son zamanlarda verdiler. A k a G ü n d ü z ’ ün «Giderayak» ve E r c ü • m e n d E k r e m ’in «Beyaz Şemsiyelik ro manlarını kasdediyorum. A k a ’ nm roman larında daha kuvvetli olanlar vardır diye belki başka bir isim gösterebilirler. Fakat muhak kak ki E r c ü m e n d E k r e m ’ in bu en güzel, cidden en mühim eseri.
R e c â i z â d e ’ nin oğlu bu eserinde İs tanbul’un elli altmış sene evvelki zamanından otuz sene evveline kadarki zamanını büyük bir sadakatle canlandırıyor. B e y a z Ş e m • s i y e l i ; dâima beyaz şemsiyesiyle dolaş- dığı mesirelerde sayısız gönlü kendine esir e- dib güzelliğinin ilhâm etdiği bu meşhur şarkı seneler ve seneler dillerde gezdikden sonra fakr-ü sefalet içinde, kimsesiz, bîçâre, bir ku lübede can vermiş bir kadındır ve kendisini belki kendisi kadar güzel olmamakla beraber aynı hayata mensub olan ve geçkin çağında bir hovarda bıçağına kurban giden üvey annesi büyütmüş ve kendi yoluna atmışdır. Roman ü- vey annenin sukutundan B e y a z Ş e m s i y e 1 i ’ nin hazin âkibetine kadar İstan bul’un otuz yılını bir sinema filmi gibi canlan dırıyor ve içindeki sergüzeştin birçok kısmı de rece derece hakikatden mülhem.
A k a Ş ü n d ü z ’ ün «Giderayak»’ında da hakikate âid şeyler var ve zaten romanın kah ramanı olan romancı A k a ’ nm kendisine çok benzeyor. Fakat, romanın hakikî kahrama nı olmamakla beraber, romancıya büyük bir aşk ilham edebilen geçkin, lâkin hâlâ güzel ve kendi tâbiriyle «cenaze masrafını te’min için» son imkânlarından istifâde edeTek mutlaka ser vet yapmaya azmetmiş olan ve bunu başaranla- yarak, ilk önce istihfaf etdiği romancıyı da el de edemeyerek sefâletin son derekesine düşen, bu derekeye düşdükdeıı sonra ise âdetâ ulvî bir istihkara kavuşan kadın çehresi çok canlı ve kuvvetli. Ama romanın bitişindeki «halâvet-i şâ- irâne* o Happy end de nedir? Genç, güzel ve
müreffeh bir kın senelerden beri yaşlı roman cıya, yaşaman için kaleminden başka hiçbir sermayesi olmayan romancıya âşık, ve ona en düşkün bir zamanında, hem de ailesinin tasvi biyle, onun zorla gönlünü ederek varıyor. Al danmak ve hayalle beslenmek pek güzel bir şey ama, beyaz saçlı romancı için kır saçlı roman cının bu kadar saf ve talebkâr oluşunu gör mek, kitabdan alınan kuvvetli intiba ve hakikat çeşnisine müdhiş bir darbe indiımekdedir.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi