• Sonuç bulunamadı

Trakya bölgesindeki yem fabrikalarının hammadde temini ve pazarlama sorunları üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Trakya bölgesindeki yem fabrikalarının hammadde temini ve pazarlama sorunları üzerine bir araştırma"

Copied!
60
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. GİRİŞ

Ülkemiz hayvan varlığı bakımından dünyada önde gelen ülkelerden biridir.Günümüzde hayvan sayısı değil birim hayvandan elde edilen ürün miktarı önem taşımaktadır.Türkiye de her çeşit hayvansal ürüne gerek iç tüketim gerekse dış ticaret açısından büyük gereksinim vardır.Hele hayvansal ürünlerin çoğunda kendine yeterli durumda olan Avrupa Topluluğuna tam üye kararında ve aşamasındaki olan bir ülke her hayvan ile ürün grubunu en ince ayrıntısına kadar inceleyerek uzun vadeli detaylı programlar hazırlamak zorundadır.

Ülkemizde 55.361.000 büyük ve küçük baş, 129.426.000 adette kümes hayvan varlığı bulunmaktadır. Trakya bölgesinde ise 899.298 büyük ve küçük baş, 1.787.449 adet ise kümes hayvanı mevcuttur (Anonim, 2004).

Dünyada hayvan sayısı bakımından 7. sırada yer almamıza rağmen Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde birim hayvan başına ortalama 5.600 lt süt, 225 kg karkas ağırlık alınırken, ülkemizde 1.567 lt. süt 135 kg karkas ağırlığı alınmaktadır. Yine tavuk başına AB ülkelerinde 200 adet yumurta verimi ,ülkemizde ise 94 civarındadır. Bu da göstermektedir ki ülkemizde birim hayvan başına elde edilen verim çok düşüktür (www.fao.org, 2005).

Canlının yaşam savaşının ilk sırasını beslenme teşkil etmekte ve hayat bununla devam etmektedir. İnsanların temel ve en önemli sorunu beslenme olduğundan büyük mücadele ve uğraşı tabi ki bu noktada toplanmaktadır. Dünya nüfusu özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde hızla arttığından, bu ülkelerde beslenme sorunu bir yaşam mücadelesi haline gelmiştir. Buna karşılık gelişmiş ülkeler daha iyi ve dengeli beslenme üzerinde durmaktadır.

Yetişkin bir insan için günlük protein gereksinimi 70 gr olup bunun 30 ile 35 gramının hayvansal kökenli protein olması gerekmektedir. Ülkemizde günlük tüketilen hayvansal protein miktarı ise bu miktarın altındadır.

Beslenmenin doğal bir uzantısı olan bitkisel ve hayvansal ürünlerden daha iyi verim elde etmek olduğuna göre, söz konusu besin kaynaklarının geliştirilmesi, sağlıklı, üstün verimli ırklar yetiştirilmesi ve dolayısıyla hayvanlarında dengeli beslenmesi önem taşımaktadır ki buda karma yemle mümkündür.

Hayvan beslemede , en önemli girdiyi yem oluşturmaktadır. Toplam girdilerin % 60-% 70‘i hatta kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde % 80‘i yem teşkil etmektedir. Ürün maliyetinde ve veriminde bu kadar önemli olan yemin çok iyi incelenmesi ve

(2)

hayvanların tüm besin madde ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde tam ve tamamlayıcı karakterde karma yem üretme zorunluluğu vardır. Bunun gerçekleştirilmesi ancak yem sanayiinin gelişmesi ile mümkündür.

Bu araştırmanın amacı; dünyada ve Türkiye’de yem sanayiinin gelişimi, Trakya Yöresinde karma yem sanayiinin mevcut durumu, sorunları ve çözüm yolları ile Trakya Yöresindeki yem fabrikalarının üretim ve kapasite durumlarının tespitine yöneliktir.

Bu çalışmada Trakya Yöresindeki yem fabrikalarının kapasite ve üretim durumları ortaya çıkarılmaya çalışılmış, bölge hayvancılığının daha da gelişebilmesi bölge yem sanayiinin sorunları ve sorunlarının çözüm yolları saptanmaya çalışılmıştır. Dünyada yaklaşık 32000 adet yem fabrikasında toplam 588 milyon ton/yıl karma yem üretilmektedir. Dünyadaki karma yemin büyük bir kısmı Avrupa’da üretilmektedir. Türkiye’de 1958 yılında 2 adet olan yem fabrikası sayımız 2004 yılı sonu itibariyle 599 adet fabrika ile yaklaşık 14.406 ton/yıl kapasiteye ulaşmıştır. Ülkemiz hayvan sayısı bakımından potansiyel olduğu halde karma yem üretiminde gerçekleşen talep henüz gerçek potansiyel talebe ulaşamamıştır.(Türkiye Yem Sanayiicileri Derneği)

Türkiye’de 599 yem fabrikasında 3.664.651 ton/yıl büyük ve küçük baş hayvan yemi, 3.163.394 kanatlı hayvan yemi üretilmekte iken, Trakya Yöresinde toplam 25 adet yem fabrikasında 539.047 ton/yıl büyük ve küçük baş hayvan yemi, 8.853 ton/yıl kanatlı yemi üretilmektedir.

Ülkemizde toplam 599 adet yem fabrikasının yaklaşık %4.5’si Trakya Bölgesinde bulunmakta, ülkemizdeki büyük ve küçük baş hayvanların yaklaşık % 4 ü, kanatlı hayvanların ise yaklaşık %8 i Trakya Yöresinde bulunmaktadır.Bu durumda ülkemiz toplam karma yem üretiminin yaklaşık % 8’i Trakya Yöresindeki yem fabrikalarında üretilmektedir. Ana yem grupları olarak incelendiğinde ülkemiz kanatlı hayvan yemlerinin yaklaşık % 0,2, büyük ve küçük baş hayvan yemlerini yaklaşık %14’ü Trakya bölgesinde üretilmektedir.

Gerek hayvan varlığı gerekse karma yem üretimi yönünden potansiyel güce sahip olan Trakya Yöresi , karma yem fabrikalarının ülkemiz hayvancılığına daha yararlı olabilmesi için sorunları ve sorunlarının çözümü büyük önem taşımaktadır. Bu araştırmada da Trakya Yöresinde yem fabrikalarının mevcut durumu değerlendirilmek suretiyle bölge ve ülke hayvancılığı gelişmesine etkisinin artırılması için devletçe ve özel sektörce yapılması gerekecek çalışmaların neler olduğunun saptanmasına çalışılmıştır.

(3)

2. MATERYAL ve YÖNTEM 2.1 Materyal

Araştırma materyali birincil ve ikincil veri kaynaklarından toplanmıştır. Trakya bölgesinde kurulu bulunan 27 adet karma yem sanayi işletmeleri ile yapılan karşılıklı görüşmelerden elde edilen araştırmanın orijinal veri kaynağını oluşturmaktadır. Bu fabrikaların tamamı ile görüşülerek sektörün sorunları tespit edilmeye çalışılmıştır.

Araştırmanın makro verilere dayalı bir çalışma olmasından dolayı ikincil kaynaklardan elde edilen bilgilerle de çalışılmıştır. Bundan dolayı kapsamlı bir literatür taraması yapılarak çalışmaya materyal toplanmıştır. Toplanan veriler Türkiye’de karma yem sanayiinde ve hayvancılıkta uyguladıkları uygulamaların yer aldığı ve uygulanan politikaları içeren başta internet siteleri ve konu ile ilgili çeşitli belgelere dayanmaktadır.

2.2 Yöntem

Bu çalışmada daha çok kalitatif yani yoruma dayalı analizler yapılmıştır. Çalışmada kullanılan üretim ile ilgili veriler literatür bilgisinden elde edilmiştir. Bu bilgiler FAO, DİE, Eurostat, OECD vb. bünyesinde birçok istatistiği içeren web sitelerinden elde edilmiştir. Tüm bu çalışmalarda yem ve yem sanayi ürünlerinin üretim ve pazarlama potansiyelleri de dikkate alınarak kapasite kullanım düzeyleri ve sektörün sorunlarının neler olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Türkiye’nin karma yem sanayi konusunda uygulanan sanayileşme ve tarım politikalarının zayıf ve güçlü yönleri yine kalitatif bir analiz yöntemi olan SWOT analizi ile değerlendirilmiştir.

Yapılan tüm değerlendirme ve yorumlardan sonra Türkiye’de hayvancılıkta ve karma yem sanayiinde kapasite kullanım düzeyini artırmaya yönelik bir üretim potansiyeli oluşturabilmek için üretim planlaması modeli önerisi yapılarak bu modelin Türkiye ekonomisine ve tarımına yapabileceği katkılar ayrıntılı olarak ifade edilmiştir.

(4)

3. TÜRKİYE HAYVANCILIĞININ GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU

Hayvansal üretim, yeterli ve dengeli beslenme, döviz girdisi, tarım işletmelerinde üretim kaynaklarının etkin kullanımı ve üreticilere düzenli gelir sağlaması bakımından önemli bir yere sahiptir. Tarım işletmelerinde hayvansal ve bitkisel üretimin birlikte yapılması, her iki üretim dalı içinde bazı ana ve yan ürünlerin daha iyi kıymetlendirilmesine, iş gücünün dengeli kullanılmasına, riskin azalmasına ve işletmenin pazara yönelik çalışmasını sağlamaktadır.

Çizelge 3.1 Türkiye’de Tarımsal Üretim Değerinin Alt Sektörlere Dağılımı (1955-2003) Yıllar Hayvansal Üretim

(%) Bitkisel Üretim (%) 1955 36,0 64,0 1965 32,7 67,3 1975 28,9 71,1 1985 30,0 70,0 1995 31,6 68,4 2000 25,3 74,7 2003 24,8 76,2 Kaynak: Anonim,2004

TÜRKİYE TARIM İŞLETMELERİNDE FAALİYETLERİN DAĞILIMI (1955 – 2003) 36 64 32,7 67,3 28,9 71,1 30 70 31,6 68,4 25,3 74,7 24,8 76,2 0 20 40 60 80 100 120 1955 1965 1975 1985 1995 2000 2003

(5)

Türkiye ekonomisinde bitkisel üretimin önemli bir payının olmasına karşın, hayvancılığın tarımdaki payı oldukça düşüktür. Türkiye’de tarımsal üretim değeri içinde hayvancılığın payı %25,3 ile %36,0 arasında değişmiştir. Oysa gelişmiş ülkelerde bu oran %60-70 düzeyindedir.

Ülkemizde hayvancılığın istihdam içindeki payının ne olduğunu mevcut istatistiklerle tespit etmemiz mümkün değildir. Ancak, mevcut tarımsal işletmelerin %3,62’sinde yalnızca hayvancılık yapıldığını, %96,38 inde de bitkisel ve hayvansal üretimin birlikte yapıldığı ve tarımsal üretim içende hayvansal üretimin payının %30’lar da olduğunu dikkate alırsak tarımsal istihdam içerisinde hayvancılığın payının en az %30’lar seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz(DİE, 2004).

Cumhuriyetin ilk yıllarında hemen hemen sadece tarım ürünleri ihraç edilirken, planlı kalkınma dönemlerinin başlaması ile tarım ürünlerinin ihracatı diğer sektörlerin ihracat değerinin büyüme oranının gerisinde kalmış, böylece tarımın, buna bağlı olarak da hayvancılığın payı azalmıştır.

Çizelge 3.2 Türkiye’de Toplam İhracat Değeri İçerisinde Hayvancılığın Payı Yıllar Toplam İhracat Değeri (milyon $) Hayvancılığın Payı (%)

1923 51 11,02 1930 71 16,32 1940 81 14,36 1950 263 11,54 1960 321 9,00 1970 588 4,70 1980 2 910 6,00 1990 12 959 7,90 1995 23 224 0,56 2000 27 775 0,57 2003 47 253 0,21 Kaynak: DTM ve TKB kayıtları, 2004

(6)

Hayvansal ürünlerin ithalatında özelikle 1980 yılında ki politikaların etkisi ile önemli miktarlarda artış olmuştur. 1986 yılında hayvan ve hayvansal ürün ihracatı, ithalatın yaklaşık %81’i kadarken, 1995 yılında hayvan ve hayvansal ürün ihracatının yaklaşık 3 katı ithalat gerçekleşmiştir.

Türkiye'de Toplam İhracat İçerisinde Hayvancılığın Payı (%)

0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 1923 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 1995 2000 2003 Hayvancılığın Payı (%)

Türkiye’de hayvancılığın toplam ithalat değeri içerisindeki payı oldukça düşüktür. Özellikle son yıllarda %1 seviyesine dahi ulaşamamaktadır.

3.1 Hayvancılık İşletmelerinin Yapısı

Hayvancılık işletmelerinin büyüklüğünü belirlemede en yaygın olarak kullanılan ölçüt işletme başına düşen hayvan sayısıdır.

1991 Tarım Sayımına göre; tarım işletmelerinin %65.73’nde büyükbaş hayvan ve %29.64’nde küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Büyükbaş hayvan yetiştiren işletmelerin %91.93’ünde 1-9 baş, %8.07’sinde 10 baş ve daha fazla hayvan bulunmaktadır. Küçükbaş hayvan yetiştiren işletmelerin çoğunluğunda hayvan sayısı 100 başın altındadır. İşletme başına düşen hayvan varlığı 4.6, küçükbaş hayvan varlığı ise 42.6’dır.

(7)

Çizelge 3.3 Türkiye’de Tarım İşletmesi Başına Düşen Hayvan Varlılığının Gelişimi Sayım

Yılı

Hayvan Cinsi İşletme Sayısı (Adet) (1)

Hayvan Sayısı (Adet) (2)

İşletme Başına Hayvan Sayısı (2/1) Toplam Büyükbaş 2 814 460 16 925 000 6,01 1980 Toplam Küçükbaş 1 698 619 67 673 000 39,84 Toplam Büyükbaş 2 674 334 12 351 000 4,60 1991 Toplam Küçükbaş 1 201 765 51 197 000 42,06 Kaynak: F. Topuz, 2000

Türkiye’de hayvancılıkla uğraşan işletmelerin çoğunluğu küçük ölçeklidir. Tarım işletmelerinin çoğunda birden fazla üretim dalında faaliyet gösterilmekte olup, ihtisaslaşmış işletme sayısı çok azdır. 1980-1991 arasında toplam işletme sayısı %11.4 artarken, büyükbaş ve küçükbaş hayvan bulunduran işletmelerin payı azalmıştır. Bunda küçükbaş hayvan sayısında %32, büyükbaş hayvan sayısında %41 azalma olmasının etkisi büyüktür. Gerek hayvancılık işletmesi sayının azalmasında gerekse küçük ölçekli işletme sayısının artmasında kasaplık hayvan ve hayvansal ürün ithalatının olumsuz etkisi vardır.

Türkiye’de hayvancılığın gelişememesi ve hayvan yetiştiricilerinin kazançlarının yetersizliğindeki en büyük etkenlerden biri de işletme büyüklüğü ve altyapı yetersizliği ve bunun getirdiği sorunlardır. Bu sorunlar ve çözüm yollarını aşağıdaki ana başlıklarda toplamak mümkündür (Kutlu, ark., 2004).

-Sığırcılık işletmelerinin % 72’sinde 1-4 baş hayvan bulunmaktadır.

- Az sayıda hayvanın barındırıldığı yüzbinlerce işletme olarak ortaya çıkan bu yapı, kârlı ve örgütlü bir hayvancılığı engellemekte, ülke hayvancılığının gelişimine sürekli darbe vurmaktadır.

- Küçük işletmelerle ülke hayvancılığının gelişimi mümkün değildir. Çok sayıdaki bu küçük işletmeler, eğitim ve teknik eleman desteğinden yoksundurlar.

- Çok küçük kapasite nedeniyle işletmelerin çoğu uygun fiziki altyapıya sahip değildir. Genellikle bu işletmelerde hayvanlar sağlıksız koşullarda ve uygun olmayan ortamlarda barındırılmaktadırlar. Şehir kenarlarında yer alan bu tip işletmeler çevre sorunlarına da yol açmaktadırlar.

- Pek çok işletmede hayvancılık, salt ahırdan oluşan bir tesis olarak algılanmakta, pek çoğunda yem deposu, silo, gübrelik gibi zorunlu yapılar bulunmamaktadır.

- Ülke genelinde modern hayvancılığa ve bölge koşullarına uygun fiziki altyapının belirlenmesinde bilimsel kriterler dikkate alınmamaktadır.(Kutlu, ark. ,2004)

(8)

3.1.2. Hayvan Varlığı

Türkiye’de ilk hayvan sayımı 1984 yılında yapılmıştır. Ülkemizde son dönemlerde gerek büyükbaş gerekse küçükbaş hayvan sayısında önemli azalmalar olmuştur. Hayvan varlığındaki değişmeye mevcut meralarda görülen değişmeler, kışın şiddetli olup olmaması, kuraklık gibi doğal nedenler ile ekonomik ve sosyal sebepler etkili olmaktadır.

Çizelge 3.4 Hayvan Sayısı

Sığır Yıllar Toplam Koyun Kıl keçisi Tiftik keçisi

Toplam Kültür + Melez Yerli 1971 37.008.000 15.042.000 4.127.000 12.939.000 - - 1975 41.366.000 15.216.000 3.547.000 13.751.000 - - 1980 48.630.000 15.385.000 3.658.000 15.894.000 - - 1985 42.500.000 11.233.000 2.103.000 12.466.000 - - 1990 40.553.000 9.698.000 1.279.000 11.377.000 4.683.000 6.694.000 1995 33.791.000 8.397.000 714.000 11.789.000 6.478.000 5.311.000 2000 30.256.000 7.774.000 534.000 11.054.000 7.054.000 4.000.000 2004 25.000.000 6.700.000 500.000 9.800.000 7.500.000 2.300.000

Kaynak: DİE, www.fao.org, 2005

Hayvan varlığındaki azalma her türde aynı oranda olmamıştır. Manda sayısındaki azalma, et ve süt verimi düşük olan manda yerine işletmelerde sığırın tercih edilir olmasından ve manda yetiştiriciliği için gerekli sulu alanların azalmasından ileri geldiği için doğal karşılamak gerekir. Fakat anavatanı Türkiye olan Ankara keçisi ile kalitesiz meraları değerlendirmede en etkili hayvan türü olan koyun sayısındaki azalması doğal değildir.

(9)

1971-2004 Yılları Arası Türkiye Koyun, Keçi ve Sığır Varlığı 37 41 48 41 43 34 30 25 15 15 15 11 10 8 8 7 13 14 16 13 11 12 11 10 0 10 20 30 40 50 60 Koyun Keçi Sığır

Devletin hayvancılık destekleme politikalarının daha çok sığır varlığına yönelik olması ve sığır yetiştiriciliğinin entansif üretime daha uygun olması nedeniyle sığır varlığındaki azalma diğer türlere göre daha az olmuştur.

Çizelge 3.5 Türkiye’de Hayvan Varlığının Irklara Göre Dağılımı (2003)

Hayvan Irkı Dağılımı (%)

Yerli sığır 32,7 Kültür ırkı melez sığır 51,9 SIĞIR Kültür ırkı sığır 15,4 Yerli koyun 97,1 KOYUN

Merinos ve melezleri koyun 2,9

Kıl keçisi 92,6

KEÇİ

Tiftik keçisi 7,4

Kaynak: DİE, 2004

Hayvan varlığının ırklara göre dağılımı ile ilgili bilgiler 1990 yılından sonra tespit edilmiştir. 1990 yılında toplam sığır varlığının %8.9’u kültür ırkı, %32.3’ü kültür melezi ve %58.8’i yerli ırklardan oluşmaktadır.Melezleme ve ithalat programları neticesinde 1990 yılında %41,2 olan toplam sığır varlığı içindeki kültür + melez sığırların oranı 1997 yılında %57,3’e yükselmiştir.

Türkiye’deki toplam 30 milyon koyun varlığının 1997 yılında %97,1’i yerli ırklar, %2,9’u ise merinos ırkı oluşturmaktadır. Toplam 8,4 milyon keçi varlığının %92,6’sını kıl keçisi, %7,4’ünü de tiftik keçisi oluşturmaktadır.

(10)

Sığır varlığının bölgelere göre dağılımı incelendiğinde, 1990-2004 yılları arasında, bölgeler arasında kültür ve melez ırk sığır varlığında önemli farklılıklar olduğu, ayrıca tüm bölgelerde yerli ırk sığır sayısının azaldığı görülmektedir. Özellikle Marmara Bölgesi ve Ege Bölgelerinde kültür ve melez ırkı olarak Holstein cinsi sığırların sayısında önemli artışlar gözlemlenmiştir. Bu bölgelerde kurulan Damızlık Yetiştirici Birliklerinin de kültür ve melez ırkının artışında önemli katkıları olmuştur.

3.2. Hayvansal Ürünlerin Üretimi ve Verimlilik

Türkiye’de hayvansal ürünlerin üretimi yanında ve hayvansal ürünlerin verimliliği de son derece önemli bir konudur. Çünkü bu konuda Türkiye’de önemli bir verimlilik sorunu bulunmaktadır.

3.2.1. Hayvansal Ürünlerin Üretimi

Besin maddesi olarak hayvansal ürünler; temelde et, süt, yumurta ve süt ürünlerinden oluşmaktadır. Diğer hayvansal ürünler yapağı, kıl, tiftik ve deri ise tekstil ve dericilik sanayiinde kullanılmaktadır.

Ülkemizde hayvansal ürünler üretimine ilişkin verilerin güvenirliği, hayvan varlığı ile ilgili verilerden de sağlıksızdır. Bu durum özellikle et üretiminde daha çok belirgindir.

Ülkemiz hayvan sayısında özellikle son yıllarda önemli düşüşler yaşanmıştır. 1975 yılında 41 milyon baş olan koyun sayısı 1998 yılında yaklaşık 30 milyona düşmüştür (Tablo.16). Bugün bu sayının daha da aşağılara düştüğü tahmin edilmektedir. Sığır sayısında da düşüş yaşanmış olmasına rağmen, aynı dönem içinde sığır popülasyonunda kültür-melez oranı, buna bağlı olarak da verimlilikte artış sağlanmıştır

.

Çizelge 3.6 Süt Üretimi (ton)

YILLAR KOYUN KEÇİ İNEK MANDA TOPLAM

1970 859.000 613.000 2.551.000 279.000 4.302.000 1980 1.147.000 630.000 3.421.000 273.000 5.472.000 1990 1.145.000 337.000 7.960.000 174.000 9.617.000 1995 934.000 277.000 9.275.000 114.000 10.601.000 1996 921.000 265.000 9.465.000 108.000 10.760.000 1997 826.000 249.000 8.914.000 86.000 10.076.000 2000 774.380 220.211 8.732.000 67.330 9.793.762

(11)

Ülkemiz hayvan sayılarında görülen düşüşe rağmen 1960-2004 yılları arasında süt üretiminde, özellikle de inek sütü üretiminde, çok önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerin en önemli nedeni, daha öncede ifade edildiği gibi Tarım Köyişleri Bakanlığı (TKB) ve bazı bölgelerde özel sektörün katılımı ile yürütülen suni tohumlama çalışmaları sonucu kültür-melez hayvan sayısında artış olmuştur. Ancak 1997-1998 yıllarında süt üretim miktarı, ortalama inek sütü verimi bir miktar artmasına rağmen, sağılan toplam hayvan sayısındaki azalmaya bağlı olarak 1996 yılına göre düşmüştür. 2000’li yıllarla birlikte süt sanayiinde yaşanan olumlu gelişmeler ve süt ırkı cinsi ineklerin populasyonunun artmasından dolayı süt üretimi de artış göstermiştir.

Çizelge 3.7 Et Üretimi (ton)

YILLAR KÜÇÜKBAŞ BÜYÜKBAŞ TOPLAM

1980 292.000 141.400 433.040 1985 380.000 332.893 712.893 1990 370.000 372.149 742.149 1995 372.000 298.545 670.545 2000 374.000 358.683 732.683 2004 310.500 291.700 602.200 Kaynak:www.fao.org, 2005

Kırmızı et üretimi 1980 yılına göre 2004 yılında sadece 180 bin ton artış göstermiştir. Bu süre içerisinde Türkiye nüfusu neredeyse % 50 düzeyinde artış göstermiştir. Özellikle büyükbaş hayvan etinde görülen azalmalar Türkiye hayvancılığının önemli sorunları olduğunun bir göstergesidir

.

Türkiye Kırmızı Et Üretimi 0 50 100 150 200 250 300 350 400 1980 1985 1990 1995 2000 2004 Küçükbaş Büyükbaş

(12)

Çizelge 3.8 Beyaz Et ve Yumurta Üretimi (bin ton) YILLAR Beyaz Et Yumurta

1980 240.163 206.736 1985 273.310 291.880 1990 401.658 384.930 1995 490.000 550.000 2000 643.436 810.000 2004 940.000 791.674

Türkiye Beyaz Et ve Yumurta Üretimi

0 200 400 600 800 1000 1980 1985 1990 1995 2000 2004 Beyaz Et Yumurta Kaynak:www.fao.org.2005

Hayvancılık sektörünün önemli bir alt sektörünü oluşturan tavukçuluk sektöründe son yıllarda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bugün bu sektör üretim miktarı ve teknoloji olarak arzu edilen seviyeye ulaşmıştır. Ancak, bugün sektörün içinde bulunduğu en önemli sorun ihracat imkanının daralması nedeni ile ürünlerin yurt içinde maliyetinin altında satılmak zorunda kalınmasıdır.

3.2.2. Hayvansal Üretimde Verimlilik

Hayvancılığın gelişmişlik düzeyinin en önemli temel göstergesi hayvansal üretimde verimlilik düzeyidir. Verimliği belirleyen en önemli faktör ise hayvan ırkıdır. Verim gücü yüksek ırkların varlığı kadar, yeterli ve uygun bir bakım ve beslenme de en az bunun kadar

(13)

Türkiye’de hayvan varlığının büyük bir bölümü, verimi düşük yerli ırklardan oluşmaktadır. 1997 yılında yerli ırk oranı sığırda %42.7, koyunda %97.1, keçide ise %92.6 düzeyindedir. Planlı kalkınma döneminden sonra daha hızlanan ırk ıslahı çalışmalarının neticesinde sığırlarda önemli gelişme sağlanmıştır. Ancak, küçükbaş hayvanlarda ıslahta istenilen düzeyin çok gerisinde kalınmıştır.

Hayvanlarda et verimliliğini belirleyen kriter karkas ağırlığı, süt verimliliğini belirleyen kriter ise hayvan başına bir laktasyon döneminde elde edilen süt miktarıdır.

Türkiye’de ortalama sığır karkas ağırlığı 161 kg/baş’ dır. Bu miktar ABD ortalamasından ve AB üyesi olan Almanya ortalamasından yaklaşık 1.9 kat daha azdır. Ülkemizde koyun ve keçilerin karkas ağırlıkları ise, dünya ve diğer bazı ülke ortalamalarından daha yüksektir.

Ülkemizde sığır başına süt verimi ,dünya ortalamasının 3/4 ‘ü kadardır. Gelişmiş ülkelerden Almanya’da sığır başına süt veriminin Türkiye’nin 3.4 katı, ABD’nde ise 4.6 katıdır.

Çizelge 3.9 Türkiye ve Bazı Ülkelerde Et ve Süt Üretiminde Verimlilik (2000) Karkas verimi (kg/baş)

Sığır Koyun Keçi Sığır süt verimi(kg/baş) Dünya 212 15 12 2 034 Afrika 133 13 12 446 Kuzey Amerika 295 24 14 4 389 Güney Amerika 209 15 11 1 117 Asya 156 14 12 1 135 Avrupa 247 14 9 4 270 ABD 318 30 - 7 227 Almanya 310 13 - 5 320 Türkiye 161 18,6 17,6 1 576 Kaynak: F. Topuz 2000

(14)

Tablonun incelenmesinden de görüleceği üzere yetmişli yıllarda hayvan sayısı miktar olarak fazla görülüyorsa da genelde % 98’lere varan her yönüyle verimsiz yerli ırkın mevcudiyetinden söz edilebilir. 1985 yılından sonra kültür ırkına dönüşüm görülmektedir . Türkiye’deki kültür ve melezin çoğunluğu Trakya’da bulunmaktadır.

(15)

4. DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE KARMA YEM SANAYİNİN DURUMU Dünyada Yem Sanayii’ne ilk adım içinde bulunduğumuz yüzyılın başında Amerika’da atılmış ve hızlı bir gelişme göstermiştir.Amerika’da 1916 yılında Almanya’da 1920 yılında çıkarılan ilk yem kanunları ile ciddi kontrol ve denetim düzeni getirilmiştir.Dünyada yaklaşık 32.000 adet yem fabrikasında 588 milyon ton/yıl karma yem üretilmektedir ( Büyükşahin 1992 ) Karma yem üretiminin büyük bir bölümü Avrupa’da üretilmektedir.

4.1 Türkiye Karma Yem Sanayii

Uluslararası düzeyde, ülkelerin gelişmişlik düzeyinin tespitindeki kriterlerden birisi de, o ülkede kişi başına düşen hayvansal ürünlerin miktarıdır. Ülkemizde insanımızı doyurmada problemimiz olmamasına karşın, dengeli beslenmesi açısından kişi başına düşen et, süt ve yumurta miktarı ile bu gıdaların güvenliği ve güvenilirliği konusunda yeterli düzeyde olduğumuzu söyleyemeyiz.

Geleceğimizin garantisi olan genç nüfusumuzun, toplam nüfus içindeki payının ve nüfus artış hızının, gelişmiş ülkelere göre yüksek olması, dengeli beslenmeyle ilgili problemlerimizi bir an önce ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşturma mecburiyetinde olduğumuzu ortaya koymaktadır.

Dünyada artık gıda ile yem birlikte anılmaktadır. Uluslararası alanda yem ile gıda arasındaki ilişki “Yem’den Gıda’ya” (Feed to Food) cümlesiyle sloganlaşmıştır. Ülkemiz için de bu geçerli ve zorunlu olmalıdır.AB üyeliği için içerisine girdiğimiz şu son dönemde, hayvancılık ile ilgili uyum paketinde karma yem ön plana çıkmaktadır. AB standartlarına ulaşmak bizim insanımızın da hakkı olduğu, “tarladan sofraya gıda güvenliği” sistemi konusunda AB’nin epey yol aldığı, hayvancılık işletmelerinde girdilerin %70’inin yem olması nedeniyle, karma yemin bu sistem içinde potansiyel bir risk teşkil ettiği görüşlerin yaygınlaşması, düşüncesinden hareketle; Gerekli diğer düzenlemeleri yapmanın yanında, karma yem üretimimizdeki problemlerin halledilmesi hayati öneme sahip bir konu olarak önümüzde durmaktadır.

Bilimsel olarak “pratikte elde edilen tecrübelerin gösterdiği sınırlar içinde kalan miktar ve şartlarda hayvanlara yedirildiği takdirde, sağlığına herhangi bir zararlı etkisi olmayan ve hayvanların faydalanabilecekleri şekilde organik ve inorganik besin maddeleri içeren materyal” olarak tarif edilen yem, 1734 sayılı Yem Kanununda; “madde ve enerji bakımından hayvanın yaşama ve verim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ve belli sınır ve

(16)

şartlarda yedirildiği zaman, hayvanın sağlığına zararlı olmayan organik ve inorganik maddeler veya bunların karışımlarıdır” şeklinde, karma yem ise; “çeşitli yemlerin standartlarına uygun karıştırılmasıyla elde olunan yemlerdir” şeklinde tarif edilmektedir.

4.2 Karma Yem Sanayii’nin Gelişimi

Sektörde ilk girişim; 1955 yılında özel sektörle başlamıştır. Gerçek anlamda girişim 1956 yılında Yem Sanayi Türk A.Ş.’nin kurulması ile devletin öncülüğünde olmuştur. Anılan şirket, kısa sürede kendi öz fabrikalarını işletmeye açarken, bir yandan da özel sektörle ortaklık kurarak fabrika sayısını 26’ya ulaştırmıştır.

Özel sektöre ait yem fabrikaları 1965 yılından itibaren kurulmaya başlanmıştır. Öncülük görevini tamamlayan Yem Sanayi Türk A.Ş. tüm yem fabrikalarını özelleştirme kapsamında satarak, 1996 yılından itibaren sektörden çekilmiş, bu tarihten sonra karma yemin tamamı özel sektörce üretilmeye başlanmıştır.İlk yem fabrikası Ankara’da , Eskişehir yolu üzerinde 1958 yılı ortalarında hizmete açılmıştır. Bunu Konya , Erzurum ve İstanbul’daki fabrikalar izlemiştir. Bu fabrikaların iskeleti Toprak Mahsülleri Ofisi’nin (T.M.O ) İngiltere’den 1956 yılında yapmış olduğu makine ithalatı ile karşılanmıştır.

4.2.1. Toplam Kapasite ve Kapasite Kullanım Oranı

Karma yem fabrikalarının yıllara göre sayıları, kapasiteleri ve kapasite kullanım oranları Çizelge 4.1’de verilmektedir.

1996 yılından bu yana serbest piyasa koşullarında kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilen karma yem sektöründe, bugün itibariyle 599 adet kurulu yem fabrikası bulunmakta olup, bunarlın 451 adedi faal olarak üretimlerine devam etmektedir. Faal fabrikalar üzerinden hesaplanmak üzere, sektörün son dönemlerdeki kapasite kullanım oranı (KKO) %50’ler dolaylarındadır.

Sektörün toplam fabrika sayısı ve toplam kapasitesi bakımından 1970-1990 yılları arasında hızlı bir sıçrama ile büyük bir gelişme içinde olduğu, bunda karma yeme olan talebin artması ile 1985-1989 yılları arasında Karma Yeme uygulanan sübvansiyonların etkili olduğu söylenebilir. 1995 yılından itibaren fabrika sayısı ile toplam kapasitenin düşük oranlarda değişim gösterdiği gözlenmektedir.

(17)

Çizelge 4.1 Karma Yem Fabrikalarının Yıllara Göre Sayıları, Kapasiteleri ve KKO'ları

Fabrika Sayısı Top.Kapasite Faal Olmayan Fabrika Yıl Adet % Değ. Miktar (Bin ton/yıl) %

Değ. Adet Kapasite

KKO* 1960 4 - 56 - - - 10 1970 23 475 280 400 - - 77 1980 94 309 1.657 492 - - 87 1990 271 188 5.277 218 - - 75 1995 389 44 9.491 80 - - 47 1996 409 5 9.920 5 - - 45 1997 426 4 10.304 4 35 754 52 1998 464 9 11.228 9 54 1.037 52 1999 486 5 11.714 4 90 1.518 59 2000 519 7 12.584 7 98 1.708 61 2001 540 4 12.964 3 110 1.017 48 2002 569 6 13.590 6 147 2.614 48 2003 589 4 14.056 3 143 2.514 54 Nis.04 599 2 14.406 2 148 2.580 (*) KKO-Kapasite Kullanım Oranı- son 7 yıl için faal fabrikalar üzerinden verilmiştir. Kaynak : KKGM ve TÜRKİYEM-BİR Kayıtları

Ülkemizde faal fabrikalar ağırlıklı olarak Ege ve Marmara Bölgelerinde yer almakta olup; bu bölgeleri İç Anadolu Bölgesi izlemektedir. 2003 yılı için, ülkemizdeki toplam yem fabrikası sayısının %69,4’ünü 10 ton/saat kapasiteden küçük fabrikaların oluşturduğu söyleyebiliriz. 11-20 ton/saat kapasiteli fabrikaların oranı %22,6 olup, geri kalan %8’lik kısım ise 20 ton/saat üzeri fabrikalardır.

(18)

Çizelge 4.2 Yem Fabrikalarının Kapasite Gruplarına Göre Dağılımı-2003 Kapasite Faal Olan Faal Olmayan Toplam Fabrika Grupları

(ton/saat) Adet % Adet % Adet %

1-10 287 64,3 122 85,3 409 69,4 11-20 117 26,2 16 11,2 133 22,6 21-30 25 5,6 5 3,5 30 5,2 31-40 11 2,5 - - 11 1,8 41-50 3 0,7 - - 3 0,5 51-60 3 0,7 - - 3 0,5 TOPLAM 446 100 143 100 589 100 Kaynak : KKGM Kayıtları 2003

Faal olmayan, yani kapanan fabrikaların yaklaşık % 85,3 gibi büyük bir bölümü 10 ton/saat kapasiteden küçük fabrikaların olması düşündürücüdür. Nitekim bu günlerde sektöre yeni katılan fabrikalar yüksek kapasiteli fabrika kurmayı tercih etmektedir. Kapasite kullanım oranları 70’li yıllarda %77 iken, günümüzde bu oran %54’ler seviyesine inmiştir.

4.3 Karma Yem Üretimi

Çizelge 4.3, 1960 yılından 2003 yılına kardaki karma yem üretim rakamları Tarım Köyişleri Bakanlığı kayıtları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Diğer bir deyişle; bakanlığa bildirilen faturalı resmi rakamlardır. Son olarak 2003 yılında ülkemizde 5.853.397 ton karma yem üretilmiştir. Kendi işletmesi için karma yem üretenler ile sektördeki faturasız satışları dikkate alarak, ülkemiz karma yem üretiminin 10 milyon ton’un üzerinde olduğu söylenebilir. 1960 yılından 2003 yılına kadar, kanatlı yemlerin toplam yem üretimindeki payının %60’lar düzeyinden %47’lere düştüğünü, ruminant yemlerin ise %37’ler düzeyinden %51’lere yükseldiğini görüyoruz. Bu durumdan, kanatlı yem üretiminin gerilediği sonucu çıkarılmamalıdır. Bilakis gelişme içinde olmuştur. Bu gelişme; gerek birim beyaz et ve gerekse birim yumurta üretimi için harcanan yem miktarının düşmesi şeklinde olmuştur. Etlik piliç yemi üretimi, 1990 ile 2003 yılları arasındaki 13 yıllık periyotta 432 bin ton’dan 1.850 bin ton’a yükselmiştir. Aynı periyotta yumurta üretiminin artışına rağmen yumurta yemlerinin

(19)

900 bin ton’dan 607 bin ton’a gerilemiş olması, kendi işletmesi için kayıt dışı yem üretiminin arttığının açık bir ifadesidir.

Bu arada gerek balık yemi ve gerekse hindi yeminde ki son 4-5 yıl içindeki artış memnuniyet vericidir.

Çizelge 4.3: Yıllar İtibariyle Karma Yem Üretimleri (Ton) ve Değişimleri Toplam içindeki Payları (%)

KANATLI YEMLERİ BB. Ve KB. YEMLERİ YEMLER DİĞER TOPLAM Yıllar

Miktar-Ton Değ. % Pay % Miktar-Ton Değ.% Pay% Miktar-Ton Pay% Miktar-Ton Değ. %

1960 3.475 - 60,0 2.172 - 37,5 145 2,5 5.791 - 1970 129.100 3.615 58,9 84.613 3.796 38,6 4.362 1,9 218.975 3681 1980 609.703 372 42,1 834.280 886 57,6 5.008 0,3 1.448.991 562 1990 1.416.110 132 35,6 2.537.137 204 63,8 22.835 0,6 3.976.082 174 1995 1.706.787 20 38,0 2.748.846 8 61,3 17.779 0,6 4.483.412 13 1996 2.012.001 18 44,6 2.462.876 -10 54,7 27.905 0,6 4.502.782 0,43 1997 2.126.932 6 42,8 2.796.851 14 56,4 35.928 0,7 4.959.711 10 1998 2.217.391 4 42,0 2.996.242 7 56,8 61.917 1,1 5.275.550 6 1999 2.615.459 18 43,3 3.338.852 11 55,2 91.765* 1,5 6.046.106 15 2000 3.012.483 15 45,2 3.606.788 8 54,1 42.955** 0,7 6.662.226 10 2001 2.456.645 -18 47,4 2.677.066 -26 51,7 44.619** 0,9 5.178.330 -22 2002 2.498.744 2 48,3 2.625.624 -2 50,7 51.713** 1,0 5.176.081 -0,04 2003 2.775.169 11 47,4 3.015.949 15 51,5 62.279** 1,1 5.853.397 13 (*) Hindi yemi dahil (**) Hindi yemi hariç -hindi yemi kanatlı yemine dahil edilmiştir-

Kaynak: KKGM ve TÜRKİYEM-BİR Kayıtları

4.4 Karma Yem Fiyatları

Sektörde karma yem fiyatları 1734 sayılı Yem Kanunu ve Yem Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesinden itibaren devlet tarafından tespit edilmekte iken, 24 Ocak 1980 kararları sonrası fiyatlar serbest piyasa koşullarında oluşmaktadır.

Fiyat değişim oranlarının her yıl enflasyon oranının altında kaldığı, son yıllardaki döviz fiyatlarındaki artışın bile karma yem fiyatlarına yeterince yansımadığı Çizelge 4.4’ün

(20)

incelenmesinden anlaşılacaktır. Bu durum, sektörün, hizmet verdiği hayvancılık sektörünü açıkça sübvanse ettiğinin bir kanıtıdır.

Çizelge:4.4 Yıllar İtibariyle Yıllık Ortalama Karma Yem Fiyatları (TL/Kg) ve Değişimleri (%)

1998 1999 2000 2001 2002 2003

Yem Cinsleri Fiyat (TL/Kg) Değ. (%) Fiyat (TL/Kg) Değ. (%) Fiyat (TL/Kg) Değ. (%) Fiyat (TL/Kg) Değ. (%) Fiyat (TL/Kg) Değ. (%) Fiyat (TL/Kg) Değ. (%)

Etl. Piliç Yemi 101.718 40 142.660 40 173.022 21 304.815 76 412.876 35 485.689 18

Yum.Tav.Yem 71.177 38 107.905 52 134.553 25 231.593 72 323.112 40 389.565 21

Süt Yemi 46.645 31 74.906 61 93.322 25 130.742 40 193.870 48 242.310 25

Besi Yemi 47.616 31 78.605 65 96.679 23 137.172 42 204.329 49 252.170 23

Kaynak: KKGM Kayıtları

Yem sanayi bir ara sektördür. Girdilerini büyük oranda bitkisel üretimden alır ve ürettiğini hayvansal üretime verir. Bu özelliği nedeniyle yem fiyatları iki unsurdan etkilenir. Bunlardan birisi hammadde fiyatları, diğeri ise hayvansal ürün fiyatlarıdır.

4.5 İthalat

Karma yemde kullanılan hammaddelerin üretimleri ile karma yem üretim rakamları artışları ülkemiz için aynı oranlarda olamamış; özellikle protein kaynağı yağlı tohumlar ve küspeleri ile mısır gibi bazı enerji kaynaklı yem hammaddelerinin üretimindeki gelişim hızının, karma yem sanayiinin gelişim hızının çok gerisinde kaldığı, böylece açığı kapatmak için ithalat kapısının aralandığı gözlemlenmektedir.

(21)

Çizelge:4.5 1997-2003 Yılları Yem Sanayiine Ait İthalat Miktar (Ton), Değer ($) ve Fiyatları ($/Ton)

1997 1998 1999 2000

Cinsi Miktar

(Ton) Değer ($) ($/Ton)Fiyat Miktar (Ton) Değer ($) ($/Ton)Fiyat Miktar (Ton) Değer ($) ($/Ton)Fiyat Miktar (Ton) Değer ($) ($/Ton) Fiyat

Karma Yem 766 880.754 1.149,8 1.832 2.200.418 1.201,1 6.605 4.975.835 753,3 6.608 4.043.946 612,0

Kedi-Köpek Maması 3.395 5.040.587 1.484,7 4.001 5.454.778 1.363,4 5.295 6.834.933 1.290,8 5.588 6.329.167 1.132,6

Yem Katkı Maddeleri* 11.084 16.840.136 1.519,3 10.352 16.065.638 1.551,9 42.426 170.750.000 4.024,7 54.016 218.705.811 4.048,9

Mısır 850.632 124.861.699 146,8 765.183 90.181.885 117,9 834.945 91.461.739 109,5 1.283.076 141.196.991 110,0

Arpa 17.600 2.983.810 169,5 191.806 17.897.170 93,3 30.513 3.432.987 112,5 9.538 985.100 103,3

Balık Unu 46.125 31.373.294 680,2 41.958 32.044.869 763,7 58.874 28.050.811 476,5 30.729 13.540.309 440,6

Kepek 1.727 138.921 80,4 109.278 7.425.541 68,0 106.369 7.312.484 68,7 185.800 14.660.138 78,9

Soya Fasülyesi Küspesi 367.327 119.384.709 325,0 390.254 88.043.260 225,6 520.550 95.284.931 183,0 539.310 115.546.010 214,2

Ayçiçek Küspesi 23.878 4.242.009 177,7 31.341 4.598.289 146,7 90.802 8.048.105 88,6 281.703 30.669.209 108,9

(22)

2001 2002 2003 Cinsi Miktar (Ton) Değer ($) Fiyat ($/Ton ) Miktar (Ton) Değer ($) Fiyat ($/Ton) Miktar (Ton) Değer ($) Fiyat ($/Ton) Karma Yem 1.500 808.700 539,1 15.572 13.042.95 5 837,6 14.169 14.405.70 7 1.016,7 Kedi-Köpek Maması 4.925 4.917.897 998,6 5.960 5.780.313 969,9 7.877 8.895.213 1.129,3 Yem Katkı Maddeleri* 36.443 66.734.350 1.831, 2 39.656 73.360.07 0 1.849,9 52.334 102.086.1 92 1.950,7 Mısır 535.254 61.628.493 115,11.172.07 9 130.956.9 48 111,7 1.816.91 8 271.815.1 30 149,6 Arpa 4.907 507.822 103,5 0 0 0,0 0 0 0,0 Balık Unu 36.268 17.918.444 494,1 14.648 9.296.816 634,7 19.927 12.912.34 5 648,0 Kepek 36.109 2.529.772 70,1 214.442 13.394.61 8 62,5 414.326 29.451.42 1 71,1 Soya Fasülyesi Küspesi 377.621 84.251.329 223,1 370.123 77.018.06 6 208,1 405.996 95.384.95 5 234,9 Ayçiçek Küspesi 53.497 6.428.050 120,2 59.753 7.521.195 125,9 115.444 12.706.96 5 110,1 Soya Fasülyesi 321.252 67.386.583 209,8 593.591 131.221.6 01 221,1 813.636 220.441.1 61 270,9 (*) 1999 yılındaki yem katkı maddeleri miktarındaki artış, 2309. GTİPli dışındaki yem katkı maddelerinin de bu pozisyonda gösterilmesinden kaynaklanmaktadır.

Kaynak: KKGM, Dış Tic. Müs. İth. Gen. Müd. ve TÜRKİYEM-BİR Kayıtları

Özellikle yağlı tohumlar ve küspeleri, mısır ile son dönemde arpa ithalatı için önemli miktarda döviz ödenmiştir. Ülkemiz karma yem sanayi sektörünün, bu güne kadar hammadde temininde, gerek fiyat ve gerekse miktar açısından istikrarlı bir yıl geçirdiği

(23)

Kanatlı sektörünün gelişmesi sonucu, kanatlı karma yemine olan talep ve kaliteli yem isteği, sektörü; kaliteli yağlı tohum ve küspeleri, balık unu ile üretimi yetmeyen özellikle mısır gibi hammaddeleri ithal etmeye yönlendirmiştir. Toplam kanatlı yemleri içinde ithal hammaddelerin oranı nerede ise %75’leri bulmuştur. Ayrıca; bu yemler içinde yem katkı maddeleri olarak adlandırılan vitamin, mineral vb. ürünler için ise tamamen dışa bağımlı durumdayız.

Karma yem sektörünün cirosu yıllık yaklaşık 2 milyar dolar olup, bunun yaklaşık 600 milyon doları ithalat yoluyla yapılmaktadır. Özellikle mısır, yağlı tohum küspeleri ve soya fasulyesi ve küspesi, arpa için ödenen değerler ciddi oranlardadır.

4.6-Karma Yem Teknolojisi 4.6.1 Üretim Teknolojisi

Türkiye’de yem fabrikaları kapasiteleri 5 ton/saat ile 50 ton/saat arasında değişmekle birlikte büyük çoğunluğu 10-20 ton/saat kapasiteli fabrikalar oluşturmaktadır. Ülkemizde yem sanayiinde kullanılan fabrikalar manuel tip denilen büyük ölçüde iş gücü gerektiren öğütme ve üretim bölümleri bağımsız çalışan fabrikalardır. Daha sonraki yıllarda yarı otomatik fabrikalar kurulmuştur. Ancak son yıllarda daha büyük kapasitede tam otomatik bilgisayar denetimli fabrikalar kurulmaya başlanmıştır. Yarı otomatik fabrikalarda da revizyonlarla birlikle belli ölçüde otomasyona geçilmiştir.

Türkiye’de karma yem fabrikaları ilk yıllar ithal makinalarla kurulmasına rağmen sektördeki gelişmeye paralel olarak yurt içinde imal edilmeye başlanmıştır. İthalat asgariye indirilmiştir. Ülkemiz yem sanayii bilgi birikimi ve teknoloji bakımından gelişmiş ülkelerle aynı seviyededir.

Özellikle son yıllarda dışa açılma ve teknoloji transferi yem sanayii alanında da gerçekleşmiştir. Gelişmiş ülkeler teknolojisinde var olan ekstrüzyon, expender , flaket gibi kalite verimliği arttıran sistemler ülkemiz yem sanayii ne girmiştir. Ancak bunların yaygınlaşması için özellikle ülkemiz yem sanayiinin vakit geçirmeden pelet yem üretimine ağırlık vermesi zorunludur. Çağımız teknolojisi bilgisayar yem sanayiinin her safhasında kullanılmaya başlamıştır. Özellikle karma yemin kalitesin de önemli olan dozajlamanın bilgisayarla yapılması meydana gelecek insan hatalarını ortadan kaldırmıştır. Yeni karma yem formüllerinin bilgisayarla yapılması hem ekonomik ,hem de dengeli bir yem rasyonu hazırlanmasında önemli bir gelişmedir. Bunun yanında yem sanayiinde bilgisayarlar,stok kontrolünde , muhasebe ve satış işlemlerinde de kullanılmaktadır.

(24)

4.6.1.1 Karma Yem Teknolojisinin Özellikleri

Karma yem üretiminde kullanılmak üzere günümüzde birçok yem kaynaklarından yararlanılmaktadır. Bir çoğu son yıllarda bulunan bu kaynakların hemen hemen tamamı hayvanların protein gereksinimlerini karşılamak amacıyla yem karmalarına sokulmaktadır. Bilindiği gibi evcil hayvanların gerekli miktar ve kalitede ürün vermeleri, gereksinim duydukları besin maddelerini yeterli miktarda ve uygun oranlarda almaları koşuluna bağlıdır.Yani gerekli duyulan besin maddelerinin miktarları kadar bunların yem içerisine uygun oranlarda dağılımının da çok büyük önemi vardır.Buna göre, yem karmalarına çok düşük miktarlarda karıştırılan vitamin ve iz elementlerin homojen bir şekilde dağılıp besin maddeleri ile uygun oranlar meydana getirebilmesi için karma yemlerin çok iyi bir şekilde karıştırılmış olmalarının önemi daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.Karma yemin çok iyi bir şekilde karıştırılmış olması ve bu şekilde ambalajlanması ile de sorun halledilmiş sayılmamaktadır.Hazırlanan karmanın hayvanın önüne konuncaya kadar geçen süre içerisinde de homojenitesini kaybetmemesi gerekir.

4.7 Karma Yem Fabrikaları

4.7.1 Karma Yem Fabrikalarının Kuruluş Yerlerinin Seçimi

Yem fabrikasının hem hammadde kaynaklarına hem de yem tüketim merkezine uygun uzaklıkta kurulması gerekir. Ayrıca en ucuz ulaşım yolu ile de bir bağlantısı olması şarttır. Bu bakımdan yem fabrikalarının kara,demir ve deniz yolu ile mal alımını ve satımını sağlayabileceği yerlerde kurulmasına özen gösterilmelidir.

Ülkemizde yem fabrikaları belli bir tüketim merkezinin karma yem gereksinimini karşılamak üzere kuruldukları görünümünü vermektedir. Böylece bir yem fabrikası bayilikler aracılığı ile çevresine olduğu kadar bölgesi içerisindeki en uzak tüketim yerlerine kadar yemini ulaştırabilmektedir.Diğer taraftan bu yem fabrikaları belirlenen bölgenin en gelişmiş yerleşim merkezinde kurulmaktadır.

Yem fabrikalarının kuruluş yeri saptandıktan sonra fabrikanın ileriki yıllardaki gelişimini de göz önüne alarak yeterli büyüklükte bir sahanın ayrılmasına çalışılmaktadır.

4.7.2-Karma Yem Fabrikalarının Çalışma Tekniği

Fabrikasyonla ilk karma yem üretiminde iş, karmaya katılacak maddelerin bir yere dökülüp belli bir müddet karıştırılması ve takibinde ambalajlanması şeklinde iken ( Şekil 1 )

(25)

geliştirilmiş böylece daha homojen karmaların yapılmaları sağlanmıştır. ( Şekil 2 ) Yalnız bu ikinci çalışma tekniğinde ön karışımların hazırlanması, ayrı birer ambalaj şeklinde belli bir yerde depolanmaları için daha fazla iş gücüne ve depolama yerine gereksinim duyulmuştur. Karma Yem Fabrikalarının Çalışma Tekniği

Hammadde ve Katkı Maddeleri Ön Karıştırıcı Torbalama Hammadde Karıştırıcı Karıştırıcı Ambalaj Ambalaj (Şekil-1-) (Şekil-2-)

4.7.3 Karma Yem Fabrikalarının Bölümleri

Günümüzde faaliyet gösteren bütün yem fabrikaları genel olarak şu hammadde alımı,tartım , öğütme , silolama ,karıştırma , presleme , ambalajlama bölümlerinden oluşur.

4.7.3.1 Hammadde Alımı

Çeşitli ulaşım yolları ile fabrikaya gelen her türlü karma yem hammaddesinin fabrika içerine veya hammadde silolarına nakledilmesi ayrı bir iş gücünü ve tekniğini gerektirir. Bu konuda fabrikanın mümkün olduğu kadar geniş bir otomasyona gereksinimi vardır. Böylece iş gücü sarfı en aza indirildiği gibi zamandan da kazanılmış olur. Fabrikaya gelen hammadde sıvı,toz ve dane oluşuna göre uygun bir giriş yerinden içeriye alınır. Bu girişler genellikle fabrika dışında olur. Giriş yerlerinden alınan hammaddeler özel bir dağıtımla ilgili oldukları silolara boşaltılırlar. Hammaddenin taşınmasında veya fabrikasyon işlemlerinden geçirilmesinde çeşitli götürücüler kullanılır. Bunlar;

A- Helezonlu Götürücüler B- Zincirli Götürücüler

a- Kürekli tip zincirli götürücüler b- Pelet tipi zincirli götürücüler C-Kayışlı Bantlı Götürücüler

(26)

4.7.3.2 Tartım

Karma yem endüstrisinde tartım karıştırma kadar büyük önem ifade eder. Yem karmalarına girecek her bir maddenin karma içerisindeki oranları her bir maddenin doğru bir şekilde tartılması ile sağlanabilir. Herhangi bir maddenin aşırı veya yetersiz miktarlarda karmaya girmesi karmanın istenilen özellikte olmasını önlediği gibi bazı durumlara etkiler yaratmasına da neden olabilir.

4.7.3.3 Öğütme

Materyal işleme merkezi, depolama tankındaki işlenecek ham materyallerle başlar. Bütün öğütme,ezme ve ince pul haline getirme işlemlerini, materyalin işleme tesislerine getirilip götürülmesini kapsar ve karma depolama tanklarında ya da yem ögelerini depolama tanklarında işlenmiş materyal ile sona erer.

Yem yapımında kullanılan materyallerin çoğunu gerek yem fabrikasında gerekse alımdan önce parçacık boyutunu küçültme işlemine tabi tutulur. Yem yapım işlemlerinde parçacık boyutunu küçültmenin başlıca nedenleri şunlardır.

1- Hazım için daha büyük yüzey alımı sağlamak 2- Bazı yem ögelerinin taşınma kolaylığını arttırma 3- Yem öğelerinin karıştırma karakteristiklerini arttırma 4- Peletleme randımanını ve pelet kalitesini arttırmak 5- Tüketici tercilerini karşılamak

4.7.3.4 Silolama

Yeterli miktarda hammadde depolama amacıyla fabrika içerisinde yapılacak siloların sayısı ve hacmi, karma yemlerde kullanılacak hammadde sayısına,bunların çeşitli fiziksel özelliklerine ve ayrıca fabrikanın üretim kapasitesine bağlıdır.Aynı şekilde fiyat bakımından en uygun zamanlarda yem satın almada silo hacmine etki eden etkenlerdendir.

Silo inşasında inşanın kolay ve uzun zaman almaması, silonun uzun müddet kullanılabilmesi, içerisindeki yemi dış etkenlerden iyi bir şekilde koruyabilmesi, bakım ve korunmasının fazla masraflı olmaması üzerinde durulmalıdır. Eğer beton silo yapılıyorsa bunların içlerinin gayet düzgün bir şekilde sıvanmasına,köşelere yemlerin akışını kolaylaştırmak için yeterli kavis verilmesine de ayrıca dikkat etmek gerekir.Siloların

(27)

hazırlığı,çatı işi ve silonun mekanik donanımı için yapılan masraf yükseklikten önemli derecede etkilenmemektedir.

Günümüzde siloların özellikle doldurulmaları esnasında dikkat edilecek en önemli nokta toz patlamalarına engel olmaları konusundadır.Toz patlamaları havada hava oksijeni ile doymuş hale gelen toz zerrelerinin kızışma,sürtünme, statik elektrik, sigara ve elektrik kontakları gibi çeşitli nedenlerle aniden ve çok kısa bir süre içinde yanmalarından ibaret bir olaydır.

4.7.3.5 Karıştırma

Bugün için kullanılan karıştırıcılar oldukça modern olmalarına karşın katkı maddelerinin tek tek ve homojen bir şekilde karmaya karıştırılabilmesi mümkün olmamaktadır.Bu nedenle bu gibi maddelerin önceden bir ön karışım haline getirilmeleri gerekmektedir.Böylece hacimleri belli ölçüde çoğaltılan bu maddeler esas karmaya hem daha kolay hem de daha kısa zamanda karıştırılabilmektedirler.

Karıştırma olayına etki eden en önemli etkenler karıştırıcı tipi, karıştırma zamanı ve karıştırılacak yem ham maddelerinin fiziksel özellikleridir.

Yem maddelerinin karıştırılmasında kullanılan karıştırıcılar üç ana grup altında toplanırlar.Bu gruplardan ilkine giren karıştırıcılarda karıştırma,karışacak maddelerin dönmekte olan trommeller içerisinde kendi üstlerine dökülmeleri veya belli bir yöne kaymaları şeklinde olur.İkinci grup karıştırıcılarda bu karıştırma hareketli bir karıştırma aletiyle zorunlu bir şekilde yapılır.Karıştırma organları küçük kürekçikler veya metal helezonlar olabilir.Üçüncü grup karıştırıcılarda karıştırma yine zorunlu bir şekilde,fakat bu sefer yüksek basınçlı hava üflemek suretiyle oluşur.

Karma yem endüstrisinde kullanılan karıştırıcılar en az enerji sarfı ile mümkün olduğu kadar homojen karakterde karışım yapacak şekilde çalıştırılmalıdırlar.Diğer taraftan karıştırıcıların yoğurucu veya parçalayıcı özellikte olmamalarına dikkat edilmelidir.Zira bu şekilde çalışan karıştırıcılar özellikle vitamin gibi özel katkı maddelerin üzerindeki koruyucu tabakayı parçalayarak bu maddelerin kısa zamanda okside olmalarına neden olur.

Karıştırmanın başarılı olması;

1-Karıştırıcının veya karıştırma elemanlarının dönüş sayısı 2-Karıştırılacak yem maddelerinin partikül büyüklüğü 3-Karıştırılacak yem maddelerinin yoğunlukları 4-Karıştırılacak yem maddelerinin partikül şekilleri 5-Partiküllerin birbirileriyle sürtünme dirençleri

(28)

4.7.3.6 Presleme ( Pelet Yem Üretimi )

Pelet yemin tanımı: İnce öğütülmüş ve çoğu kez tek başlarına tadı olmayan yem hammaddelerinin çeşitli presleme yöntemleriyle buhar , basınç ve ısı uygulayarak pelet şekline sokulup daha kolay tüketilmelerini sağlamaktır.

Pelet yem üretiminde peletlerin oluşturulabilmesi için karmaya buhar veya diğer yapıştırıcı maddelerin ilavesi gerekir. Su buharı ilavesi ise presleme esnasında meydana gelen ısıdan dolayı olabilecek su kayıplarını önlemek için muhakkak yerine getirilmesi gereken bir işlemdir. Peletlemede ilave edilecek su % 5 civarında olmalıdır. Daha düşük su ilavesinde peletler çok sert olmakta ve hayvanlar tarafından sevilerek tüketilememektedir.

4.7.3.7 Ambalajlama

Pelet yahut toz formdaki karma yemin piyasaya çıkmadan önce son işlem yeri ambalajlamadır. Ambalajlamada bugüne kadar en çok kullanılan malzeme kağıt olmuştur. Bir defa kullanılan ve bir daha geri dönmeyen kağıt ambalajlar ülkemizde oldukça pahalı olduklarından karma yem endüstrisinde pek yer tutmamıştır. Bunun yerine bir müddet jüt çuvallar denenmişse de bunların da yemle birlikte satılma zorunluluğu maliyeti çok artırdığından uzun müddet kullanılmaları mümkün olmamıştır. Bunun yerini belli bir zaman için polietilen torbalar almış , fakat bunlarda taşıma esnasında kolayca parçalanabildiğinden kısa zamanda terkedilmişlerdir.

Son günlerin karma yem ambalajlama malzemesi yapay elyaftan yapılmış çuvallardır. Bu çuvallarda bir defa kullanılmakla birlikte maliyeti önemli derecede artırmamaktadırlar. Bununla birlikte jüt çuvallar kadar dayanıklıdırlar ve satın alındıkları işletmelerde diğer amaçlar için uzun müddet kullanabilmektedirler.

Karma yemler genellikle 25 veya 50 kilogramlık ambalajlar halinde piyasaya sürülürler. Ülkemizde bazı yörelerde küçük aile işletmelerine yönelik olmak üzere 5 kg’lık ambalajlara da kullanılmaktadır.

4.8 Üretilen Yemler Hakkında Bilgiler

Trakya Yöresi’ndeki yem fabrikalarında yem üretiminin %55’lik bir kısmını süt yemleri oluşturur. (Trakya Bölgesindeki ağırlıklı olarak süt hayvanı yetiştirildiği için)

(29)

değinmiştik.Bu nedenle yüksek kaliteli yemler tercih edilmektedir.Ama son yıllarda çiftçinin üründen alması gerektiği değerin çok altında satılması (Örneğin süt fiyatlarının yem fiyatlarına göre düşük olması )hayvancılıktan para kazanamaması üreticiyi ucuz mal almaya zorlamaktadır.Bu da doğal olarak yemin kalitesini düşürmekte, kaliteli yem üretip yüksek fiyata satan yem fabrikaları ile düşük fiyatla yem satan fabrikalar arasında haksız rekabeti doğurmaktadır.

Bunun ortadan kalkması devletin uyguladığı yanlış tarım politikalar ortadan kalkmalı, üreticiye teşvik vermelidir.Uzun vadeli düşük faizli krediler sağlanmalıdır.Ürünlerin taban fiyatları yükseltilmelidir.Bunun yanında da üreticiler kooperatifleşmeye gitmelidir.Özellikle süt fiyatlarının düşük olmasının sebebi tüketimin üzerinde bir üretim olmasından kaynaklanmaktadır. 1-2 baş hayvan yetiştiren üreticilerin yerine en az 20-30 baş hayvan yetiştiren üreticiler olmalı,diğer hayvancılara başka iş sahları bulunmalıdır.Bu konuda hem devletin hem de üreticinin üzerine büyük görevler düşmektedir.Ürünlerin yüksek fiyatlarla satılması üreticiyi kaliteli yem almaya sevk eder.Bu da fabrikaların daha titiz ve özenli çalışmasını sağlar.Böylece her iki tarafta memnun kalır,standartlar yükseltilmiş olur.Gerek Trakya’da gerekse Türkiye’deki çiftçilerin standartları maalesef çok düşüktür.Başka geçim kaynakları olmadığı için bir çoğunun durumu yoksulluk düzeyindedir.

Hammadde

Depolama Sınıflandırma

İşletme

Büyük Baş Küçük Baş Kanatlı Yemi

Hayvan Yemi Hayvan Yemi

Pazarlama

(30)

4.9 Karma Yem Üretiminde Kullanılan Hammaddeler

Karma yem üreten fabrikalarda üzerinde durulması gerekli en önemli noktalardan biri üretilecek karma yemlere katılacak hammaddelerin saptanması ve bunların her türlü özelliklerinin yakından bilinmesidir. Eldeki evcil hayvanların yaşamaları ve verimleri ancak bu hammaddeleri ile sağlamakta ve sınırlanmaktadır.

Karma yem üretiminde kullanılan hammaddeler bu bölümde aşağıdaki sıraya göre izlenecek ve alınan maddeler çeşitli özellikleri bakımından kısaca tanıtılacaktır.

4.9.1 Dane ve Tohumlar 4.9.1.1 Buğdaygiller

1.Arpa:Arpanın proteini hayvan vücudunda çok daha iyi bir şekilde sindirilebilir ve değerlendirilebilir. Buna karşı kavuzlarındaki ham selülozun sindirilmesi ise oldukça güçtür. Arpa %11.2 protein içerir.

Arpa ile yapılan sığır besisinde iç yağı dikkati çekecek şekilde sertleşmektedir. Süt miktarı için ise arpa süt ve tereyağı kalitesine olumlu etkisi nedeniyle değerli bir yemdir.Arpa,hayvanlara kırılarak veya ezilerek verilmelidir.

Öğütülmüş arpa ,kanatlı hayvanlar için iyi bir besi yemidir. Yumurta verimine önemli etkisi vardır. Ham protein % 9,5 ,çevrilebilir enerji değeri 2870 Kcal/kg’dır.

2.Buğday: Buğday sahip olduğu besin madde miktarı ve iyi sindirilebilmesi nedeniyle en uygun bir karma yem hammaddesidir. Arpanın belli nispetlerde buğdayla karıştırılarak verilmesi ağırlık kazancına daha olumlu etki yapar.Ham protein oranı %8.6 ,çevrilebilir enerjisi 2310 Kcal/kg’dır.

3.Yulaf:Danenin %20-30’u kadar kavuz taşıyan yulaf kavuzsuz haliyle besin maddeleri miktarı bakımından diğer buğdaylar arasında en üst sırayı alır. Proteini ve yağıyla oldukça uyumlu bir besin maddesi bileşimi gösteren yulaf,hayvanların canlı ağırlıklarını arttırdığından dolayı karma yem üretiminde ilk akla gelen hammadde olmalıdır.

Yulaf özellikle atların performansına olumlu etki yapar. Aşırı miktarlarda yulaf karıştırılmış yemler ise süt yağının yumuşamasına neden olmaktadır. Kavuzlarından arınmış yulafın civcivlerde ve yumurta tavuklarında canlı ağırlık kazancını,yemden faydalanmayı ve yumurta verimini yükselttiği saptanmıştır.ham protein %11,5 ,çevrilebilir enerjisi 2600 Kcal/kg’dır.

(31)

4.Mısır:Buğdaygiller arasında ham selülozca en fakir olanıdır. Bu nedenle toplam sindirilebilir besin maddelerince zengin bir yem olarak bilinir. Özellikle kanatlı karmalarında en önde gelen enerji kaynağıdır.ham protein %7,8 , çevrilebilen enerjisi 3100 Kcal/kg’dır. 5.Çavdar:İyi sindirilebilen bir yem hammaddesidir. Sadece kanatlılarda sindirimi biraz düşüktür. Yem karmalarına karıştırılacak çavdarın hasattan sonra bir süre dinlendirilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Yeni hasat edilmiş daneleri tüketen hayvanlarda baş dönmesi,kusma,kabızlık gibi aksaklıklar görülmektedir .Çavdar mahmuzu ile bulaşık çavdarın zehirlenmelere yol açtığı belirlenmiştir. Bu nedenle çavdarın karma içerisinde diğer dane yemlerin 1/3’ünden fazla olmaması önerilmektedir. Bazı araştırmalar ise civciv yemlerinde %20’ye ,tavuklarda ise %25’e kadar çavdar kullanmanın zararlı bir etki yaratmadığı bildirilmektedir. Çavdar civciv yemlerin karmalarına birinci haftada katılmamalıdır.

6.Sorgum: Tek yıllık , elverişli şartlarda üç metre boylanabilen , yaz döneminde yeşil yem elde etmek amacıyla yetiştirilebilecek çok yönlü yararlanma olanağı olan bir yem bitkisidir. Sorgum hayvanlar için lezzetli , sulu , yeşil bir ot üretir. Son yıllarda büyük baş hayvan yetiştiriciliğinde ve kuzu besiciliğinde kullanılmaktadır.

4.9.1.2 Baklagiller

Baklagiller %20-45’e kadar yükselen protein içerikleri ile buğdaygillerden farklıdırlar. Nitrojenli acı maddelerle , alkaloitler veya siyan asitli glikozitler gibi olumsuz etkili bileşikler içermektedir.

1.Bakla:İyi bir süt ve besi yemi olarak değerlendirilir. Fakat içerdiği bazı glikozitler nedeniyle fazla miktarda kullanıldığında kabızlık ve diğer sindirim hastalıklarına neden olmaktadır. Proteinin biyolojik değeri düşük olduğundan genç hayvanların,özellikle kanatlıların yemlerine sokulması pek istenmez.

2.Bezelye:Proteini yeterli olmakla birlikte proteinin yapısındaki metionin bakımından diğer yemlerle veya metionince tamamlanması gereken bir yemdir. Bezelye,yem karmalarında %10’un üzerine çıkmamalıdır.

3.Fiğ:Dikkat edilecek en önemli nokta içerdiği siyan asitidir. Bu madde ölümlere yol açabileceğinden,fiğin önceden ıslatılması veya daha sonra buharla muamele edilmesi ortamdaki siyan asidinin etkisini azaltır ve fiğin acımsı tadını ortadan kaldırır.

(32)

4.9.2 Endüstri Artığı Yemler

Bu grup altında toplanan yemler,bitkisel ürünlerin insan gıdası şeklinde değerlendirilmek üzere işlenmeleri sonucunda geriye kalan artıklardır. Bu yemler karma yemlerin başlıca protein kaynağıdır.

4.9.2.1 Değirmencilik Artıkları

Bunlar yem değirmenlerinde un üretiminden sonra geriye kalan artıklar olup genellikle kepek olarak tanımlanırlar. Yeterli enerjisi ve %15’e kadar yükselen proteini ile her tür hayvanın karmasına karıştırılabilmektedir. Sindirimi güç yemlerle birlikte başarıyla kullanılırlar. Karmalara karıştırma oranı %15-20’dir.

4.9.2.2 Şeker Fabrikası Artıkları

Ülkemizde üretilen şeker fabrikası artıklarından sadece melas karma yem endüstrisi için bir önem ifade eder.Melas esas olarak kristalleşmeyen şekerle suda çözünebilen diğer maddelerden oluşur.%75-80 kuru maddenin %50’si şekerdir.

Melas özellikle palet yemlerin üretiminde karma yem içerisindeki partiküllerin

birbirine yapıştırılabilmesi amacıyla kullanılır. Bu nedenle kümes hayvanlarının karmalarına %4-6 arasında karıştırılması önerilmektedir.

4.9.2.3 Nişastacılık Artıkları

Nişasta üretiminden sonra arta kalan artıklar gerek taze olarak gerekse kurutularak hayvan yemi şeklinde kullanılır. Bunların en önemlileri mısır ve buğday,yaş ve kuru posaları ile bunların gluten unlarıdır. Ülkemizdeki karma yem üretiminde en çok ismi geçen artık ise mısır glutenidir. Mısır gluteni yıkama ve santrifüjle nişastadan ayrılarak elde edilir ve kurutularak değerlendirilir.Ham protein oranı %60, çevrilebilir enerji 2800 Kcal/kg’dır.

İçerdiği yüksek oranda ham proteini az miktarda ham selüloz ve kül nedeniyle özellikle genç hayvanların yem karmalarına karıştırılması öngörülür. Yumurta tavuklarının ve geviş getirenlerin karmalarına %20’ye,süt ineklerinde de %30’a kadar karıştırılması yeterlidir.

4.9.2.4 Fermantasyon Artıkları

Çeşitli sebze,meyve ve tahıllardan alkol ve alkollü içkiler üretildikten sonra arta kalan artıklardır. Fazla miktarda protein içermelerine rağmen bu artıklardaki lysin ve metionin

(33)

Fermantasyon artıkları içerisinde ülkemizde büyük önem taşıyan madde kuru bira posasıdır. Kuru bira posası,bira üretiminde arpanın suda çözünmeyen kısmıdır. Özellikle kümes hayvanlarının yem karmalarında önemli olan başka bir fermantasyon artığı da bira mayasıdır. Bira üretiminde şerbet üzerinde çoğalan mayalardır. Ham protein içeriği %45’in üzerinde olup,suda çözünen vitaminlerce zengindirler. Lysince yetersiz yemleri bira mayasıyla tamamlayabilirler.

4.9.2.5 Yağcılık Artıkları

Yağlı tohumların yağı alındıktan sonra geriye kalan artıklarına küspe denir. Küspeler, şeker ve fermantasyon artıkları olan posalarla karıştırılmamalıdır.

Küspeler üç ayrı yöntemle üretilirler. 1)Adi Pres(Hidrolik)

2)Devamlı Pres veya Ekspeller 3)Ekstraksyon

a)Pre-pres solvent ekstraksyon b)Direk ekstraksyon

Bu üç yöntem içinde en ilkel olanı adi pres yöntemidir. Bu küspelerde %12 yağ kalır. Ekspeller küspelerinde ise yağ %4-5 civarında kalır. Protein biyolojik değeri daha düşüktür. Ekstraksiyon yöntemiyle elde edilen küspede %1’in altında yağ kalır. Direkt ekstraksiyonda yağlı tohum ezildikten sonra hekzan gibi çözücülerle işleme sokulur.

1)Pamuk Tohum Küspesi:Ekstraksiyon pamuk tohum küspesi %40’ın üzerinde ham protein içerir. Lysince yetersizliği giderildiği takdirde soya küspesinin yarısı yerine

ekstraksiyon pamuk tohumu küspesi kullanılabilir. Karmada %10-15’lik pamuk tohumu küspesi yeterlidir.

2)Ayçiçeği Tohumu Küspesi:Ayçiçeği tohumu küspesi hayvanların iştahla

tükettikleri bir yemdir. Fazla miktarda kullanılması iç yağın yumuşamasına neden olmaktadır. 3)Soya Küspesi:Özellikle ekstraksiyon yöntemiyle üretilen soya küspesi içeriği yüksek orandaki lysin amino asidi nedeniyle önemlidir. Metionin amino asidi yetersizdir. 4)Yer Fıstığı Küspesi:Hoş kokulu olması sebebiyle hayvanlar tarafından sevilerek tüketilir. Fazla yağ içeren küspeler uzun süre bekletilmemelidir. Aksi halde ortamdaki yağın acılaşması,ayrıca depolama sırasında oluşan bazı mikroorganizmalarla küspe yem değerini

(34)

5) Kolza Küspesi : % 67 oranında protein içermesi nedeniyle hayvan yemi için iyi bir hammaddedir. Kolza tohumu hiçbir işlem görmeden besi rasyonuna %10 , kanatlı

rasyonuna %20 oranında katılarak doğrudan besi metaryali olarak kullanılabilir.

4.9.3 Hayvansal Kökenli Yemler 4.9.3.1 Süt ve Sütçülük Artıkları

Hayvan yemi olarak çoğunlukla değerlendirilen yağsız süt tozudur. Yağsız süt tozu sütün yağının alındıktan sonra geriye kalanının kurutulmasıyla elde edilir. Kuru maddesi %95 civarındadır. Kümes hayvanlarının yem karmalarına %2.5-5 oranında yağsız süt tozu yumurta verimine, yumurta ağırlığına ve çıkış gücüne olumlu etki yapar.

Bir diğer sütçülük artığı da peynir suyu tozudur. Peynir ve ya kazein üretiminden sonra arta kalan suyun kurutulması ile elde edilir.

4.9.3.2 Diğer Hayvansal Kökenli Yemler

1.Balık Unu:Balık unlarında ham proteinin en az %55 olması istenir. İçerdiği su da %12’yi geçmemelidir. İçerdikleri kalsiyum ve fosfor mineralleri nedeniyle genç hayvanların yemlerinde vazgeçilmez bir ana yem maddesidir. Balık unlarında%3-4’ten fazla yağ

arzulanmamaktadır.

2.Kan Unu:Sıhhatli hayvanların kesimhanelerde elde edilen kanlarının çeşitli yöntemlerle kurutulmasıyla elde edilen kan ununun normal olarak kırmızıdan kahverengine değişen bir renge sahip olması istenir Kan unları lysince oldukça zengin bir protein

kaynağıdırlar. İçerdikleri su miktarı %10’u geçmemelidir. Kümes hayvanlarının karmalarında %3-4 oranında karıştırılabilirler.

3.Et Unu:Kesilen sıhhatli hayvanların kemik ,yağ ve kıkırdaklarından arınmış etlerinin kurutulup öğütülmesiyle elde edilir. Saf et unları %60 protein içerir ve ham yağ miktarının %10’un üzerine çıkmaması istenir.

4.Et-Kemik Unu:Et unlarının içerisinde fazla miktarda kemik bulunduğundan et-kemik unları ismi altında piyasada alınır,satılır. Et-et-kemik unları %35-65 arasında ham protein içerirler. Ham kül miktarı ise ham protein ile ters bir ilişki gösterirler. Ham yağ %10'’dan fazla olmamalıdır.

5.Kemik Unu:Kemik unları otoklavda yağı alınmış kemiklerin kırılıp öğütülmesiyle elde edilir. Karmalara %5 oranında katılmalıdır.

(35)

7.Tavuk Kesimhane Artıkları Unu:Piliç,ördek,tavuk,kaz gibi kanatlıların kesimhanelerden sonra arta kalan artıklarının tümüdür. Kesimhaneden sonra artıkların ısıtılması ve kurutularak öğütülmesi sonucunda elde edilir .Hindilerde %20,tavuk ve kazda %26,piliç ve ördekte %30 düzeyindeki bu artıkların %25-30’u tüy,%15-17’si kan,geriye kalanı da baş,ayak ve diğer organlardan oluşur.

4.9.4 Tek Hücre Proteinleri

Algler, mayalar ve bakteriler günümüzde özellikle tek mideli kümes hayvanlarının karmalarında şaşırtıcı sonuçlar veren en yeni protein kaynaklarıdır. Bu tek hücreli canlılar fazla miktarda protein ve balık unundaki miktara yakın bir düzeyde lysin içermeleri yanında çok hızlı bir şekilde çoğalırlar.

Mayalar, etlik piliç yem karmalarında %7.5-10’a kadar kötü etki yaratmadıkları halde bunu aşan oranlarda gelişmede duraklamaya,yem tüketmede azalmaya ve ishale neden olmaktadırlar. En önemli tek hücre proteini melas-ispirto mayasıdır. Karmalara %8-10 oranında katılmalıdır.%12’nin üzerinde kullanıldığında ishal görülmektedir.

4.9.5 Sentetik Amino Asitler

Karma yemlerin %60’ı tahıllardan oluşur. Ve bunlar da lysin ve metionince yetersizdirler .Bu bakımdan söz konusu amino asit ilaveleri tek midelilerin beslenmesinde çok önemlidir. Genel olarak sentetik amino asitler karma yemlere %0.05 ile %0.2 arasında katılırlar.

4.9.6 Yem Maddesi Olarak Bitkisel ve Hayvansal Yağlar

Karma yem endüstrisinde yem karmalarına yağ ilave etmenin hayvanların enerji,esansiyel yağ asitleri ve yağda erir bazı etkin maddelerce gereksinmelerini sağlama yanında hazırlanan karmalarının tozumasına engel olma,pelet yem üretiminde de partiküllerinin birbirine yapışarak istenilen özellikte pelet oluşturma gibi yan yararları da vardır.

1.Bitkisel Yağlar:Bitkisel yağlar genellikle yem karmalarına tek tek karıştırılarak değerlendirilirler. En fazla karıştırıldıkları karmalar ise kümes hayvanları için hazırlanan karmalardır. Bu karmalara ilk sırada karıştırılabilen yağlar pamuk tohumu yağı ile soya yağıdır. Bunların yanında kolza yağı da kullanılmaktadır. Yalnız bu yağın bünyesinde bulunan ve %50’yi aşan erüsük asit nedeniyle yedirildiği hayvanlarda bazı zararlı etkilere yol

(36)

açtığı göz önünde tutulmalıdır.Ham yağların rafinasyon işlemi yan ürünü olan soapstock’ların sülfürik asitle işlemi sonucu elde edilen yağlardır.iyi bir enerji kaynağıdır.

2.Hayvansal Yağlar:İnsan gıdası olarak değerlendirilemeyen hayvansal yağlar eritilerek yem karmalarına karıştırılabilirler. Geviş getirenlerde yem ile alınan yağ asitleri sindirim sisteminde değişikliğe uğratıldığı halde tek midelilerde absorbe edilerek vücut yağı halinde depolanabilmekte veya ürüne geçebilmektedir .Bu nedenle belli düzeyi aşmamak suretiyle karmaya konmalıdır.

Yağlar yem karmalarına genellikle sıvı formda ve diğer hammaddelerle karıştırılırlar. Sıvı formdaki yağlar yem karışımına püskürtülerek karıştırılırlar.

4 .9.7 Karma Yemlere Karıştırılabilecek Katkı Maddeleri

Katkı maddelerinin herhangi bir yem karmasına karıştırılabilmeleri için aranan koşullar şunlardır.

1.Söz konusu madde zehir etkisine sahip olmamalıdır.

2.Katkı maddeleriyle beslenmiş hayvanların ürünlerini tüketen insanlarda da herhangi bir zararlı etki söz konusu olmamalıdır.

3.Analizlerle yem karması içerisinde belirlenmesi mümkün olmalı,böylece kontrolü yapılabilecek bir özellik taşımalıdır.

4.Hayvansal ürünlerin fiziksel ve kimyasal özellikleri değişmemelidir. 5.Ekonomik olmalıdır.

4.9.7.1 Antibiyotikler

Antibiyotikler mikroorganizmaların metabolizma artıklarıdır. Patojen mikroorganizmaların bu etkinliklerine engel olurlar. Kümes hayvanlarında yaşla birlikte antibiyotiklerin etkinliği azalmaktadır.

4.9.7.2 Antioksidanlar

Karma yemlere yağ ilave edildiğinde ve uygun olmayan depolama koşullarında ayrıca yağların acılaşmasını önleyen diğer bir ifadeyle oksidasyonu engelleyen,aynı zamanda duyarlı bazı vitaminleri de direk oksidasyondan koruyan bir takım maddeler ilave etmek gerekir ki bu maddeler antioksidan maddeler olarak tanınırlar.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bulgular, öğrencilerin problem alanlarının ve yardım aramaya gönüllülüklerinin cinsiyet açısından farklılaştığını, üst sosyoekonomik düzeye mensup öğrencilerin

Çok boyutlu ve çok karmaşık öğretim ve öğrenme stratejilerine sahip olabilmelerine rağmen, zeki öğretim sistem leri bir konuda yeni bilgiyi öğrencinin

Results of the study 1 Omar Syed Saleh Abdul Aziz, Saudi Arabia 2016 The effectivene ss of a training program based on the Penta gram strategy to develop creative

Bu çerçevede mizahla başa çıkma becerilerine sahip olan bireylerin affedicilik düzeyleri yüksek olmakta ve böylece mental iyi oluş düzeyleri de artmaktadır.. Başka bir

• Sindirim kanalında mikroflora dengesini düzenlemek, patojenik mikroorganizmaların zararlı hale geçmesini ve üremesini önlemek, bu yolla yemden yararlanmayı arttırmak için

Her iki tür lisenin kadına şiddet konulu KSR’nı hatırlayanlar arasında fark olup olmadığına baktığımızda, Meslek lisesi öğrencilerinden kadına şiddet

For large and small values of R lying beyond this range, the mixed-coupling approach fails to yield a satisfying description due to that, for not thin enough wires, the

Birinci Bölümde; Türk resmi hakkında genel bilgi verilerek, Paris’e ilk giden ressamlar, ilk Güzel Sanatlar Okulu, 1883–1925 yılları arasında Türkiye’de sanat eğitimi,