• Sonuç bulunamadı

Başlık: HABERLERYazar(lar):Cilt: 7 Sayı: 4 Sayfa: 705-709 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000757 Yayın Tarihi: 1949 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: HABERLERYazar(lar):Cilt: 7 Sayı: 4 Sayfa: 705-709 DOI: 10.1501/Dtcfder_0000000757 Yayın Tarihi: 1949 PDF"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HABERLER

Lisbon Milletlerarası

Coğrafya Kongresi 15-incisi 1938'de Amsterdam'da

toplandıktan sonra ikinci dünya

harbi yüzünden ancak 11 yıl sonra

yapılabilen Milletlerarası Coğrafya Kongresinin 16-ncısı 1949 Nisanı n-da Lizbon'n-da toplanmıştır.

Bu kongrede İstanbul

Üniver-sitesi Ord. Prof. İbrahim Hakkı

Akyol tarafından temsil edilmiş,

Fakültemizi ise Prof. Cemal Arif

Alagöz temsil etmiştir. Prof. Alagöz

kongrede iki tebliğde bulunmuş ve

kongreden evvel ve sonra yapılan

iki geziye iştirak ve özel geziler

yapmak suretiyle Portekiz'in önemli bir kısmını tanımak fırsatını

bul-muştur. Kongrenin genel toplantı

-sında Türkiye, Milletlerarası Coğ

-rafya Birliğine üye seçilmiş ve bu

münasebetle memleketimiz lehinde tezahürat yapılmıştır.

Prof. Alagöz kongreden dönüş

-te İspanya'nın Madrid, Seviyya,

Malaga, Barselona şehirlerini ziyaret etmiş ve bu şehirlerin ilim

kurum-lariyle temaslarda bulunmuştur.

Kongrenin faaliyetine dair Prof.

Alagöz tarafından hazırlanmakta

olan rapor, Dergi'mizde yakında

neşredilecektir.

Yeni tayinler

Fakültemiz Proksörler Kurulu,

mantık ve ilimler tarihi doçenti

Hamdi Ragıp Atademir'i mantık ve

ilimler tarihi profesörhiğiine seçmiş ve tâyini Senatoca uygun görülerek bu husustaki kararname yüksek tas-dike iktiran etmiştir.

Habilitasyonunu 1948 yılında

Fakültemizde yapmış olan Doçent

Dr. Nimet Özgüç arkeoloji kürsüsü eylemli doçentlitine tâyin edilmiştir.

(2)

HABERLER

Büyük Şâir Yahya Kemal'in

65. doğum yıldönümü 2 aralık 1949 da, Büyük Türk Şairi Yahya Kemal Beyatlı'nın 65 inci yıldönümü, yurd ölçüsünde bir ilgi ve sevinçle kutlandı; müstesna bir san'at hâdisesi olarak, yurdun san'-at ve kültür kurumları, gazeteleri-miz, dergilerimiz ve radyolarımız, bu mutlu yıldönümü dolayısiyle, büyük san'atkâr hakkında duyulan geniş sevgi ve takdir duygularına terceman oldular. Başka memleket-lerin san'at çevreleri de bununla ilgilendiler.

Yahya Kemal gibi, eserleriyle memleket san'atına kazandırdığı değerlerin gereğince bilindiğini, ya-şadığı yıllarda gören bahtiyar ş â-irler pek azdır. O, İstanbul Üniver-sitesi konferans salonunda kendi huzuriyle yapılan törende, aydın ve büyük bir san'atseverier toplu-luğunun kendisi ve eseri hakkında gösterdiği coşkun hayranlıkı gör-mek, mısralarının milletinin bedif vicdanında yarattığı yankıları bir kere daha dinlemek imkanını bul-muştur.

Yahya Kemal, şiirimizin gerek muhteva, gerek dil ve vezin bakı -mından büyük bir değişme ve ka-rışıklık devrinde yetişerek özlenip de bir türlü yapılamıyanı keşfedip yapan şair olduğu için, eserleri daha mısra mısra dillerde ve ku-laklarda gezmeğe başladığı andan itibaren beğenilmiştir. Tanzimatla,

Garb san'atına yönelen şiirimiz ne ilk Tanzimatçılar tarafından, ne de onlardan sonra yetişen Hamid ta-rafından tamamiyle yenile ştirileme-miş, yeni Türk cem'iyyetinin zev-kini tatmin edecek bir hale gele-memişti. Şiir, herşeyden önce bir söz san'atı olduğu, onda mısra' söyleyişin büyük ehemmiyeti bu-lunduğu için, yalınızca Garb ş iirin-de kullanılan mevzi:Ilan, hattâ du-yuş ve tasavvur tarzlarını kullan-mak da yeni şiire vücut vermeğe kafi gelmiyordu. Bilhassa Servet-i Fünuncular Fransız şairleri gibi sür yazmağa çok özenmişler, şiirimizin bünyesini ona göre yapmağa çalış-mışlardı. Fakat gerek vokabüleri, gerek edası itibariyle onların dil-leri yeni zevki tatmin edebilecek mahiyette değildi. Bilhassa Meş ru-tiyetten sonra, san'at sahasında iyice hâkim olan milliyetçilik cere-yanı, şiirin mevzûunda olduğu gibi, dilinde ve hattâ vezninde de yeni şeyler istemeğe başlamıştı. Fakat, Mehmed Emin'den ve Fecr-i Atici-lerden sonra milli edebiyat taraf-darlarının yazdıkları manzûmeler, yeni şiire vücut verme bakımından birer çalışma ve deneme mahiye-tinden ileri geçemiyordu. Şiirde Servet-i Fünun tarzı itibardan dü ş-müş, yenilerin eserleri gereken iti-barı kazanacak bir mahiyet alama-mıştı. İşte Yahya Kemal'in yeti ş-mesi şiirimizin böyle hassas bir değişme devresine rastladı. Onun

(3)

708 HABERLER

hem canlı dilden ayrılmıyan, hem

de şiir dili olarak Türkçenin en

temiz ve güzel seslerini çıkaran

mısraları güzel bir rüyanın ger-çekleşmesi sevincini uyandırdı.

Mu-taassıbâne hece vezni taraf darı

olanlar bile bu güzel mısraların

aruzla yazılmış olması karşısında zaruri bir müsamaha •uydular.

Yahya Kemal, bu güzel dil ve

mümtaz edâ ile halis şiire mevzu

olacak duyguları, hayalleri ve

fikir-leri işliyerek manzumelerini

mey-dana getirdi ; Deniz, Ses, Açık

De-niz, Deniz Türküsü, Rindlerin

Vuslat, Son Bahar, Hayalşehir,

Sessiz Gemi... gibi pek çok şiirleri

bu suretle edebiyatımızın ölmez

eserleri arasına girdi.

Yahya Kemal'in şiir tezgah',

bizim eski, yeni bütün şiirimizle,

Garb san'atının en seçme

malze-mesini ve renklerini kendine has ve yepyeni bir üslüpla dokuyan cihazdır ; edebiyatımızın son

ge-lişme safhasında köklü ve halis

şiirin en güzel örneklerini onda

buluyoruz.

Dergimiz, bu mutlu vesile ile de Üstad'ın adını anmayı büyük şeref sayar.

N. H. O.

Şark Dilleri Mektebi ile CoUge de France, Paris Üniversitesi'nde

Türk tarih ve medeniyeti üzerinde bir konferanslar serisi tertiplemi ştir.

Türk ve Fransız profesörleri tarafından verilmesi kararlaştırılan, 11 Şubat

1950 'de başlayıp ve 13 Mayıs 1950 'de nihayete erecek olan bu

kon-feranslar şu konuları ihtiva etmektedir :

11 Şubat 1950 : Ömer Lütfi Barkan, İstanbul Üniversitesi

Profesörle-rinden : Donnes statistiques des registres de recensement dans

l'Empire ottoman aux XV e et XVI e si&les ;

13 Şubat 1950 : Aynı Profesör : Les ırı thodes de peuplement et de

co-lonisation dans l'Empire ottoman;

20 Şubat 1950 : A. Topçubaşı, Türkiyat merkezi sekreteri : Les tribus

turques du X1XX e si

e

cle et la toponymie anatolienne ; Külturümüzle ilgili ilmi konferanslar

27 Şubat 1950 : M. İzzeddin, Şark Dilleri Mektebi Türkçe Lektörü :

Deux voyageurs du XV e si&le en Turquie : Pero Tafur et et Bertrandon de la Broquidre ;

6 Mart 1950 : M. L. Bazin : Şark Dilleri Mektebinde Profesör : La

posie turque du XI e sicle d'aprs Mahmud al-Kashgari

10 Mart 1950 : M. A. Gabriel, ColLege de France Profesörü ve İstanbul

Fransız Arkeoloji Enstitüsü Müdürü : La conquae de Rhodes

par les Turcs ;

13 Mart 1950 : Sabri Esad Siyavuşgil, İstanbul Üniversitesi

Profesör-lerinden : Le Karagöz : Histoire du thâtre d'ombres en

(4)

HABER LER 709

17 Mart 1950 : M. A. Gabriel : Les tombeauq turcs ;

20 Mart 1950 : Sabri Esad Siyavuşgil : Les personnage de Karagöz ;

21 Mart 1950: M. L. Robert, Colkge de France Profesörü ve Enstitü

üyesi : Une ville de l'Anatolie ancienne : Hydisos

27 Mart 1950 : Sabri Esad Siyavuşgil : L'Esprit mystique et satirique

de Karagöz ;

22 Nisan 1950 : M. C. Cahen, Strasbourg Üniversitesi Profesörlerinden : Contribution â l'histoire des Sbldjoukides de Rum

29 Nisan 1950 : M. R. Jestin, Yüksek Tedkikler Mektebinde Profesör: La composition des modes sum&ien ;

13 Mayıs 1950 : M. E. Laroche, Strasbourg Üniversitesinde Maitre de

Confrences : La mythologie grecque et les influences

anato-liennes d'apres les travaux r&ents.

Bu konferanslar serisi, her iki memleket arasındaki fikir ve kültür

mübadelesi bakımından dikkat ve memnuniyete şayandır.

Memleketi-mizin ilim ve kültür değerlerinin Fransız aydın!arına tanıtılması

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak Portekiz’de KÖO uygulamaları kamu sektör tedariki ile karşılaştırıldığında özellikle altyapı yatırımlarında kamu hizmetleri için olumlu bir

Kendi Evinde Yaşayan ve Huzurevinde Yaşayan Yaşlı Bireylerin Günlük Yaşam Aktivitelerinin, Depresyon Düzeylerinin ve Sosyal İzolasyon Durumlarının Karşılaştırılması

Literatürdeki bütün sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde mikroçevre, lösemik kök hücreler için Wnt sinyal yolağı üzerinden iyi bir hedef olarak düşünülmektedir..

Bunun için özgeçmişinde kayıp ve yas yaşantısı olan edebiyatçılar araştırılmış, içlerinden Abdülhak Hamit Tarhan, Halit Ziya Uşaklıgil, Ümit Yaşar Oğuzcan,

Araştırmamız İran Türk kadın ve erkekler üzerindeki bulgulara göre ortalama bireylerin tansiyon durumları kadınlarda daha yaygın olduğu saptanmıştır.. Diğer

Bir arkeolojik ve adli incelemede karşılaşılan yüzey gömüleri ve bozulmuş gömüler dışında genellikle dört gömü tipi vardır: Birincil, ikincil, çoklu ve kremasyon

Şu hâlde, yönetim kurulu üyelerinin ya da borç vermeye yetkili diğer kişilerin, şirketin mallarını idare etmek yetkisine sahip oldukları ve hukuka aykırı şekilde

Kıta Avrupası Hukuk Sisteminde ise yazılı kanunlar olduğu için kanunların matematiksel yazımının özellikle ceza hukuku ve borçlar hukukunda ayrıca medeni hukukun