• Sonuç bulunamadı

Başlık: ABOMASUM MUKOZASININ MİKROMORFOLOJİSİ VE SALGILADIĞI ENZİMLERİN LOKALİZASYONU ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):HASSA, Osman;SAĞLAM, Mahmut;TANYOLAÇ, Atilla;ÖZER, AytekinCilt: 23 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001235 Yayın Tarihi: 1976 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: ABOMASUM MUKOZASININ MİKROMORFOLOJİSİ VE SALGILADIĞI ENZİMLERİN LOKALİZASYONU ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):HASSA, Osman;SAĞLAM, Mahmut;TANYOLAÇ, Atilla;ÖZER, AytekinCilt: 23 Sayı: 3.4 DOI: 10.1501/Vetfak_0000001235 Yayın Tarihi: 1976 PDF"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A. (). Veteriner Fakültesi Histol~ji ve Embri)'oloji Kürsüsü Prof Dr. Osman Hassa

ABOMASUM MUKOZASININ MİKROMORFOLOJİsİ VE

SALGILADIGI ENZİMLERİN LOKALİZASYONU

ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

*

Osman Hassa** Mahmut Sağlam Attila Tanyolaç

Aytekin Özer

Contribution to the micromorphology of abomasal

mucosa and the localisation of its enzymes

Suınınary: Th~ aim of this invesligation was to study the morphology of ruminant glandular stomaeh, abomasum, and the loealisation of the enzymes rennin and pepsin wit-hin its walı. As research materia!, abomasa of 7 i cows, 74 sheep and 6 i goats were used. Eaeh grotlp corıtain~d animals of varying ages (li'om early fetuses to adult oncs).

This study is carried out by histochemical, light- and electron microscopic methods. The main findings obtained in ıhis studyare as follo,,"s:

ı. In fetallife the surface epithclial cells and the cells composing abomasal glands are of mucous ııature.

2. After birth the body of the fundic glands gains a serous charactcrc. Thc remaining pans retain thcir mucous ııatııı'c throughout life.

3. i n fctal life the mucous nature of thc eells is caused mosıly by acid mucopolysacc-haridcs, but af ter birıh, the ncutra! mucopolysaccharides predominate at thc surface and, to a Icsscr extent, fm'eolar cclls.

4. Mucous granules contain ~ccentrically located dense-cores which react positi\'cly :ıfter protein stainings, such as mercuric brome phcnol blue and lVIilion reactions. "Vith the exception of th~ collum region of fundie glands th~y disappear from the glandular and sur-{;ıce ~pithclia af ter hısting or af ter transf~ring the animal from milk diet to pasture.

5. In fetallife the body of the fundic glands contajn both mucous and serous (zymogeno-us) granuJes, but aft~r binh only the zymogenous granules remain.

6. At tbe fetal period and in tbe first two weeks of posınatal life the surface and glan-dular epithelia ar~ poor of tbe granular endoplasmic reticulum, but rich of li'ee ribosomcs. Subsequently the amount of cndoplasmic reticulum increases markedly.

* Bu araştırma, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu'nca desteklenmiştir (Proje No: VHAC - 103).

(2)

Ahoma,ıım Mıı!;o'a'ınlll i\likrOfnorfoloji'i ve Salf!lıa,Iı~I ... 319 7. Golgi eomplexes are well de\'eloped and rather nıımerous in the surfaee and glandu-lar epithelial eells. This organe! plays the main rol,~ in the proclııetion of hoth mueous and zymogenoııs granulcs.

These findings were diseussed ın the light of the relatecl literature and the following results were obtained:

a) Both the zymogenoııs granııles aml the rlense-cores of mııeous granules eontain the e:nzyıne rennİn.

b) This enzyme is founrl ıogether with the enzyıne pepsiıı. 13ut in fetal life and in the first two weeks of postnatallife the abomasum produees mostll' rennin.

c) Af ter passing from rnilk diet ıo pasture, the rennin seeretiOlI dc:creast's while the pepsin produetion inercases.

d) eoneerning the ultrastnıeture of the abomasum and the loealisation of the enzymes wiıhin its \ValI, there is any tlistinet differenee betweeıı cow, sheep and goal.

e) Beeaııse of the preseııce ofreııııin colltaining dense-cores in all three parts ofabomasal mueosa, it İs possihle. to use the whok aboınasıım in rennet making.

Özet: 13u araştlrma, nıminantların hezsel midesi olan aboma,um'un mikromorfo-lojisini ve bu midede salgılanmakta olan rennin ve pepsin enzimleriilin lokalizasyonunu sap-mak için yapıldı. Çeşitli yaş gruplarından olmak üzere, 7 i adet sığır abomasıım'u, 74 adet koyun ve 6 i adet keçi ahomasum'ları kullanıldı. Araştırnıada, histoşirnik, ışık- ve elektron mikroskopik metodlardan yararlanıldı.

Araştırınaııın özünü teşkil eden belli başh bıılgular şuıılardır:

i. Föıal hayatta yüzeyepitel hücreleri ilc, her ü~, bölgedeki bezleri oluştilI'an bez epitel hücreleri müköz karakterdedir.

2. Doğumdan sonra funclus hezlerinin corpus'ları scriiz karakter kazaıımakıa, geri kalan kısımlarda müköz karakter devam etmektedir.

3. Doğumdan önce nıüköz karakter, daha çok asit mukopolisakkariılerden ileri gel-ınekte; doğumdan sonra ise. özeııikle yüzey epitelIerin,le, hir dereceye kadar da foveola'-brda nöıür karakter ağır basmaya haşlamaktadır.

4. ,,,[üköz granüller içinde, protein reaksiyonu veren ve elektI'ün mikroskopta ekzanırik bir yerleşme gösteren dense-core'lar bulunmaktadır. Bu <knse-rare'lar, fundııs bezleriilin eollum'ları dışıııdaki bütün kısımlarda, sül emme denesinde a~' bırakılan ya da sütten Ola geçen yavrularda kaybolmakta,lır.

:-l. Fundus bezlerinin eorpus'ları, föıal hayaıta hem mükö, hem de seröz (zymogen) granül, postnatal hayatta ise sadece s"röz granül taşımaktadır.

6. Fötal de\Te ile, doğumdan sonraki ilk 2 hafta boyunca yüzey ve bez epitel hücre-lerinde çok az bir granüler endoplaznıik retikulum, fakat bol miktarda serbesı ribozom vardır. Ancak daha sonraları peptik hücrelerde grantıler "ndoplazmik reıikulum çok artmaktadır.

7. Yüzey \'e bez epitelIeri Golgi kompleksIerindeli zengindir. ~lükö, \'C seröz

granül-lerin yapımında başlıca rolü bu organel oynamakıadır.

Bu bulgıılar, konuyu ilgilendiren literatür ilc karşılaştırılarak aşağıdaki sonuçlara varıldı:

a) Zymogen granüller yanında, müköz granüllerdeki dens-care'lar da rennin enzimi taşımaktadır.

(3)

S20 Osman Hassa - Mahmut Sağlam - Attila Tanyolaç - Aytekin Özer

b) Bu enzim yalnız başına olmayıp pepsin enzim; ile birlikte bulunmaktadır. Ancak, fötal hayatta ve do?;umdan sonraki ilk 2 haftada abamasum daha çok rennin salgılamak-tadtr.

c) Sütlcn ota ~eçen yavrularda, rennin yapımı hızla azalmakta, buna karşılık pepsin salgılaması artmaktadır.

d) Abamasum'un ultrastrukturu . ,.c taşıdığı enzimlerin lokalizasyonu yönünden, sığır, koyun ve keçi arasında belirgin bir fark bulunmamaktadır.

e) DellS-core'lara abamasum'un bütün bölgelerinde rastlandığı ve bu oluşumlar rennin enzimi taşıdığı için, peynir mayası yapımında abomasum'u tatal olarak kullanmak mümkündür.

Giriş

Diğer memelilerden farklı olmak üzere, gevi~ getirenlerin süt emen yavrularında bezsel mide (abornasum), sütü pıhtılaştıran özel bir en-zim salgılamaktadır. Rennin (chymosin) adı verilen bu enzim, abo-masum'un peynir mayası yapımında kullanılmasına neden olan et-kendir.

Bu enzimin abomasum'da ilk olarak ne zaman belirdiğini ve ne zamana kadar fonksiyonunu sürdürdüğünü, ya da enzimin, abomasum mukozasının her tarafından salgılanıp salgılanmadığını belirten yete-rince literatür bulunmamaktadır. Bu konuda yapılmış olan az sayıda-ki araştırmaların sonuçları da birbirini tutmamaktadır. Örneğin Du-kes (9) abomasum'da sadece fundus ve pylorus bezlerinden söz eder-ken, Möllendorff (3 ı), Hill (ı 9, 20), Sommerville (36) ve Krölling-Grau (28) abomasum mukuzasında cardia, fundus ve pylorus olmak üzere üç ayrı bölge ve bu bölgelere ait üç ayrı tip bez tanımlamakta-dırlar. Nagakubo et ai. (32)'nın bulgularına göre ise, abomasum'da bölge farkı yoktur; midenin her tarafı, tek tip hücreden yapılmış ve fonksiyon bakımından aynı özellikte olan bezler taşımaktadır.

Abomasum'la ilgili henüz kesinlik kazanmamış olan diğer bir husus da, rennin ve pepsin enzimlerinin aynı tip hücreler tarafından salgılanıp salgılanmadığıdır. Her ne kadar Langley (29), Edkins (ı O), Hirschowitz (2 ı) ve Hill (20) bu iki enzimin fundus bezlerindeki pep-tik hücreler tarafından salgılandığını bildirmekte iseler de, ı~ık mikros-kopik düzeyde olan bu çalışmaların elektron mikroskopik düzeyde de kanıtlanmasına ihtiyaç vardır.

Ayrıca, pepsin salgılanmasının başlangıcına ait literatür de bir-birini tutmamaktadır. Örneğin Berridge et ai. (3) pepsin salgılanması-nın buzağılarda sütten ota geçiş döneminde ba~ladığını bildirirlerken, bu enzimin doğumdan hemen sonra salgılanmaya başladığını

(4)

belir-Ahomasum Mukoza.ının Mikromorfolojisi ve Salgıladığı .•. 321 ten çalışmalar da (9,16,17,18) vardır. Bu husus da aydınlatılmaya muhtaçtır.

İzmen (23) ve Özer (33)'in de bildirdikleri gibi, peynireilikte kul-lanılan her çeşit maya, başta buzağı olmak üzere, süt emme dönemin-deki genç mminant'ların abomasum'undan imal edilmektedir. İzmen (23)'in belirttiğine göre, bu amaçla abomasum'un sadece orta bö-lümünden (fundus) yararlanılmaktadır. Nagakubo et aL. (32)ise tüm abomasum mukozasının rennin enzimi taşıdığını bildirmektedirler.

Rennin v~ pepsin enzimlerinin tek tip bir hücre tarafından salgı-lanması halinde, fonksiyon değişikliğine bağlı olarak, hücrelerde ult-rastruktur düzeyinde değişimler olabileceği akla gelmektedir. Ancak, bu konuda şimdiye kadar yapılmış tek bir araştırma

bulunmamakta-dır. Bütün bu noktalar göz önüne alınarak, abomasum mukozası,

mikroskopik düzeyde yeniden ele alınarak, yapı ve fonksiyon özel-likleri ayrıntılı bir biçimde ortaya konmaya çalışıldı.

Materyal ve Metod

Bu araştırmada sığır, koyun ve keçi abomasum'ları kullanıldı. 71'i Sığırdan, 74'ü koyundan ve 61'i keçiden olmak üzere toplam 206 abomasum'dan yararlanıldı. Işık mikroskopik incelemeler için bu vakaların tümünden, elektron mikroskopi için ise 36 sığır, 40 ko-yun ve 32 'keçiden materyal alındı.

Süt emme devresinde olan hayvanların çoğunluğu, süt verildikten hemen sonra, bir kısmı ise 18-48 saat aç bırakılarak öldürüldü. Diğer

bir kısmına ise, enzim sekresyonunu arttırmak için, öldürmeden 10 dakika önce, pilocarpine enjeksiyonu yapıldı.

Işık mikroskopik ve histoşimik araştırmalar için, abomasum'un değişik bölgelerinden alınan parçalar

%

10 formol, Bouin, Helly ve Susa solusyonlarında tesbit edildi ve bunlardan parafin blokları ha-zırlandı. Bu bloklardan elde edilen kesitlere ışık mikroskopik yapı için Crossman'ın (7) triple boyaması, histoşimik özellikleri saptamak için de Held'in molybden hematoxylin'i, toluidin blue, P. A. S., Aleian blue, P. A. S.

+

Alcian blue (35) ve Bowie (4), Millon (37), Mercuric bromphcnol blue (30) boyamaları ve reaksiyonları uygu-landı.

Elektron mikroskopik araştırmalar için alınan parçalar, önce Karnovsky (26) metoduna göre glutaraldehyde-formaldehyde solus-yonunda, peşinden de

%

1,33 lük ozmik asitte tesbit edildi; dereceli alkollerden geçirilerek Araldit M'de bloka alındı. LKB Ultratome

(5)

322 Osman Hassa. Mahmut Sağlnın - Attila Tanyolaç. Ayte];İ1l (her

III ile bloklardan alınan ince kesitler Reynolds (34) metoduna göre kurşun sitrat ile bayandı ve CarI Zeiss EM i) S-2 model elektron

mik-roskopta incelendi.

Sonuçlar

a. Işık mikroskopik: İncelenen Iıer üç hayvan türünde, omasum'un bitişiğinde tüp şeklinde 3-5 adet bez taşıyan dar bir cardia bölgesi bulunmaktadır. Cardia bölgesini izleyen fundus bölgesi, son bölüm olan pylorus bölgesinden biraz daha geniş bir alanı kaplamaktadır.

Cardia ve pylorus bezlerini meydana getiren epitel Iıücreleri, bezlerin bütün uzamınca aynı yapıyı (müköz) göstermektedir. Fund us bezlerini oluşturan üç ayrı tipteki epitel hücrelerinden (müköz, peptik ve parietal) parietal hücreler, fötal hayatta üç hayvan türünde de inak-tif durumda ve çok az sayıda iken, doğumu takiben aktif hale geçerek sayıca hızlı bir artış göstermektedir.

b. Histoşimik: Fötal devrede abomasum mukozasında yüzey ve [eveola epitel hücreleri ile her üç bölgedeki (cardia, fundus, pylorus) bezleri oluşturan epitel hücreleri müköz karakter göstermektedir (şe-kil I, 2). Bütün bu hücrelerin sitoplazmaları, özellikle apikal yarım-ları molybden hematoxylin, toluidin blue, P. A. S. ve alcian blue ile kuvvetli reaksiyon veren iri salgı granülleri (müköz granüller) taşı-maktadır. Bir kısım granüllerin içlerinde, sadece proteinlerin demonst-rasyonunu sağlayan Bowie, l'v1illon ve Mercuric bromphenol blue reagensleri ile boyanan koyu kısımlar da (dens-core'lar) bulunmakta-tadır. Doğuma yakın dönemdeki fötusların fundus bezlerinin corpus-' !arında, dens-core'lu granüller yanında, zymogen granüller de be-linnektedir.

Yeni doğmuş hayvanlarda, [undus bezlerinin corpus kısımların-daki peptik hücrelerde müköz durum tamamen kaybolmaktadır. As-lında zymogen granüllerle dolu olan bu kısımlar, P. A. S. ile boyanan preparatlarda, müköz maddenin yokluğundan ötürü açık renkte gö-rülmektedir (şekil 3).

Epitel hücrelerinin müköz özelliği, taşıdıkları müköz granüller-den ileri gelmektedir. Müköz granüllcrin asit ya da nötür karakter göstermesi ise, hayvanın yaşına ve abomasum'un bölgelerine göre değişmeler göstermektedir (cetvel I). Fötaj devrede, fundus bezlerinin corpus kısımları hariç diğer bütün kısımlarındaki epitel hücrelerinde asit mukus (mukopolisakkarit) h;ıkim durumdadır (şekil 4). Fundus bezlerinİn corpus kısımlarında ise nötür mukopoIisakkaritler asit

(6)

Abomasum Mukozasının :Mikromorfolojhi ve Salgılarlığ •...

Cetvel 1. ~fukopolisakkaritlerin çeşitli hayvan gruplarında yaşlara göre durumu.

323

Tablc i. The proportions of neutral and acid. mucopolysaccharides in the abomasal mueosa from early fetal life to adulthood.

olanlara üstündür (~ekil I). Yüze)' epitelinde, sığlı'da hemen doğumu takiben, koyunda 1-2 günlükten itibaren, keçide ise 1-2 haftalıktan

sonra nötür mukopolisakkaritler hakim olmaya ba~lamakta ve bu

durum tüm ya~am süresinde devam etmektedir. F'oveola gastrica epiteli,

fundus ve pylorus bölgelerinde asit karakterini ya~am boyunca sür-dürmekte; cardia bölgesinde ise, sığır ve koyunda 1-2 haftalıktan iti-baren nötür karakter ağır basmaya başlamakta, buna karşılık keçi de asit karakter ya~am süresince devam etmektedir. Her üç bölgedeki bezleri n collum epitelleri ile cardia ve pylorus bezlerinin corpus epitelleri, fötal dönemdeki asit özelliklerini doğumdan sonra da sürdürmektedir

(Şekil 5, 6). Fötal dönemde fundus bezlerinin corpus'larında bulunan ve daha çok nötür karakterde olan mukopolisakkaritler (şekil I) ise

doğumdan itibaren tamamen kaybolmakta ve bu dönemden sonra

fundus bezlerinin corpus'larında ne nötür ne de asit mukopolisakkarit-lere rastlanmaktadır (~ekil 3).

c. Elektron mikroslopik: Fötal hayatta, bölge farkı olmaksızın, abo-masum mukozasındaki bütün bezlerle, bu bezlerin açıldığı [oveola gastrica'lar ve mide yüzeyepitel hücreleri, özel yapıda olan, tek tip salgı granülleri taşımaktadırlar. Kendileri müköz tabiatta, irili ufaklı ve genellikle yuvarlağımsı olan bu granüller, içlerinde, deği~ik büyük-lükte ve ekzantrik bir yerleşme gösteren koyu kısımlar (dens-core)

(7)

324 Osman Hassa. Mahmut Sağlam Attila Tanyolaç. Aytekin Özer

ta~ımaktadır. Başka bir deyişle, bu salgı granülleri heterojen bir ku-ruluş göstermektedir (şekil 7). Bazı müköz granüllerde birden fazla dens-core bulunabilmektedir (şekil 8a). Doğumdan itibaren fundus bezlerinin corpus kısımlarında dens-core'lar kaybolmakta ve bu kı-sımlar tamamen zymogen granüllerle dolmaktadır (şekil 9). Doğum-dan sonraki yaşamda, süt emme süresince abomasum'un diğer bütün bölgelerinde dens-core'lar varlıklarını sürdürmektedir (şekil 8, 10, ll). Dens-core'ların periferinde, müköz granül zemininden daha koyu fa-kat dens-core'ların kendilerinden daha açık tonda bir bölge görül-mektedir (şekil 8 ok'lar). Bu durum, dens-core'ların müköz granül içinde eriyip dağıldığı izlenimini uyandırmaktadır. Nitekim aç bıra-kılan hayvanlarda, müköz granüllerde dens-core'lara rastlanma-maktadır. Ayrıca, sütten kesilen yavrularla erişkin hayvanlarda, fun-dus bezlerinin collum bölgeleri dışındaki bütün epitel hücrelerinde dens-core'lar kaybolmaktadır (şckil 12); fundus bezlerinin collum kı-sımlarında ise dar bir sahada da olsa dens-core'lara daima rastlanmak-tadır. Süt emme devresinde olmalarına rağmen aç bırakılan yavru-larda da, fundus bezlerinin collum bölgeleri dışındaki bütün yüzey ve bez epitel hücrelerinde dens-core'lar kaybolmaktadır (şekil 13).

Fötal hayatın erken dönemlerinden itibaren, fundus bezlerinin corpus'larında zymogen granüllere de rastlanmaktadır (şekil 14b). Fundus bezlerindeki zymogen granül miktarı, fötusun gelişmesine para-lel bir artış göstermektedir. Doğumdan itibaren ise, fundus bezlerinin corpus'ları sadece zymogen granülleri salgılamaktadır (şekil 9).

Müköz salgı salan mide bez ve yüzeyepitel hücrelerinde endop-lazmik retikulum iyi gelişmemiştir; ancak bu gibi hücreler serbest ribozomlardan çok zengindir (şekiii 4). Buna karşılık seröz salgı salan hücrelerde, özellikle doğumu izleyen 2. haftadan itibaren, bol miktarda granüllü endoplazmik retikuluma rastlanmaktadır (şekil 15). Endop-lazmik retikulum, ruminantlardan sadece sığır fötuslarında, bez epi-tellerinin (cardia, fundus, pylorus) bazal sitoplazmalarında, konsantrik olarak yerleşmiş halkalar teşkil etmektedir (şekil 16). 5- lOTanesi iç içe yerleşmiş olan bu granüllü yassı keseciklerden dışta bulunanları, birlikten ayrılarak sitoplazma içine uzanmaktadır. Bu oluşumlar, do-ğumdan sonraki devrelerde ergin bez epitel hücrelerinde görülme-mekte; ancak yine sığırda fakat mide bezlerinin collum kısımlarında bulunan diferensiye olmamış genç hücrelerde, bu devrelerde de var-lıklarını sürdürmektedir. Ayrıca pilocarpine ile aktive edilmiş olgun bez epitel hücrelerinde de benzeri figürlere rastlanmaktadır (şekili 7).

Golgi organeli yönünden müköz karakterdeki hücreler, seröz hücrelerin önünde gelmektedir. Golgi kompleksieri vezikül ve

(8)

vakuol-- vakuol-- ----_._---~

Abomasum Mukozasının Mikromorfolojisi ve Salgıiadığı ... 325 lerden çok zengindir. Aynca Golgi bölgelerinde, çeşitli gelişme basa-maklannda olan müköz (şekil

ı

8a) ve seröz (şekil

ı

9 ok'lar) salgı gra-nüllerine de bol miktarda rastlanmaktadır.

Mide bezleri ile yüzeyepitel hücreleri mitokondriyum yönünden oldukça fakirdir.

Tartışma

Dukes (9)'e göre abomasum mukozasında sadece fundus ve pylo-rus bölgeleri bulunmaktadır. Oysa ruminantlarda omasum'dan ab

0-masum'a geçiş bölgesinde dar bir cardia bölgesi bulunduğunu bildi-ren araştırmacılar da vardır

9,20,28, 3

ı,

36). Biz de aynı kısımda 3-5 adet tubulöz bez taşıyan çok dar bir cardia bölgesine rastlamış bulun-maktayız. Sommerville (36)'in de belirttiği gibi, bu bezler sadece müköz hücrelerden yapılmışlardır. Pylorus bezlerinin bütün kısımlan ile fundus bezlerinin collum'lan da müköz hücrelerden oluşmuşlardır (şekil 3, 6). Fundus bezlerinin corpus'lan ise, fötal devrenin başlangıcında tama-men müköz karakter göstermekte (şekil ı), fötus geliştikçe bu kısmı oluşturan hücrelerde seröz (zymogen) granüllere de rastlanmakta ve doğumdan itibaren bu bezlerin corpus'lan bütünüyle seröz karakter kazanmaktadır (şekil 3). Mide yüzeyepiteli ise, hem fötal hem de postnatal hayatta devamlı olarak müköz kalmaktadır. Ruminantlarda hücrelere bu müköz karakteri veren mukopolisakkaritlerin türleri ay-nntılı bir biçimde incelenmemiştir. Sadece Casoni (6) ve Graumann (ı

ı),

genel bir ifade ile, ruminantlarda yüzeyepitelinin asit karakterde olduğuna değinmişlerdir. Bizim bulgulanmıza göre ise, yüzeyepitel hücreleri fötal devreden itibaren hem asit hem de nötür mukopoli-sakkaritleri bir arada taşımakta; ancak doğumdan sonra nötür özel-lik ağırlık kazanmaktadır. Aynı hücrenin bu iki tür mukopolisakkaridi bir arada taşıyabileceğini, ilk olarak Burkl (5) bildirmiştir. Bizim bul-gulanmız da bu görüşü doğrulamaktadır.

Ruminantlarda foveola ve bez epitel hücrelerinin de durumunu belirleyen yeterli literatür bulunmamaktadır. Sadece Graumann (ı ı) pylorus bezlerinin ot yiyenlerde çoğunlukla asit, ct yiyenlerde çoğun-lukla nötür mukopolisakkarit salgıladığını; omnivorlarla kemirici-lerde ise ikisinin arasında bir durum olduğunu bildirmektedir. Ko-marow (27) ise, hayvan türü belirtmeksizin, fundus bezlerinin collum-' lannın asit mukopolisakkarit salgıladığını bildirmektedir. Bizim bul-gulanmıza göre: foveola gastrica epitelIeri, fundus ve pylorus

böl-gelerinde, hem fötal hem de postnatal dönemde daha çok asit

(9)

koyun-326 Osman Hassa. Mahmut Sağlam - Attila Tanyolaç. Aytekin Özer

da 1-2 haftalıktan itibaren nötür karakter ağırlık kazanmaya ba1la-makta; keçi de ise foveola gastrica'lar postnatal dönemde de asit mu-kus salgılamaktadır.

Her üç tür mide bezinin coııum bölgeleri ilc cardia ve pylorus bezlerinin corpus'ları ise, fötal devredeki asit karakterini postnatal devrede de sürdürmektedir (şekil 5,6) ; ancak, asit karakteri ağır basan hücrelerde nötür mukopolisakkaritlere, nötür karakteri ağır basan hücrelerde de asit mukopolisakkaritlere hemen daima rastlanmaktadır.

Fötus abomasum'undan alınıp da Bowie, Miııon veya Mercuri bromphenol blue ilc boyanan preparatlarda fundus bezlerinin corpus'-ları, bu boyalara karşı pozitif reaksiyon vermektedir. Bu durum, bu kısımlarda proteinlerden yapılmış granüııer (zymogen granüııer) bu-lunduğunun bir işaretidir. Gerçekten de hazırlanan elektron mik-roskopik preparatlarda, bu kısımları oluşturan epitel hücrelerinde, müköz granüııer yanında (şekil 14a), zymogen granüııere de (b) rast-lanmaktadır. Fötus geliştikçe hücrelerde müköz granüııer azalmakta, buna karşılık zymogen granüııer çoğalmaktadır. Doğumdan itibaren ise, fundus bezlerindeki peptik hücrelerde sadece zymogen granüııer bulunmaktadır (şekil 9). Zymogen granüııer, fötal, süt emme ve ergin-lik dönemlerinde aynı yapıyı göstermektedir. Yani bütün devrelerde hücrelerde tek tip zymogen granül bulunmaktadır. Bu durum da, hüc-relerin rennin ve pepsin enzimleri için ayrı ayrı zymogen granül taşı-madığını, bu iki enzimin aynı zymogen granüide bir arada bulun-doğumu görtermektedir. Nitekim birçok araştırmacı da (ıO, 20, 2

ı,

29) fötal ve süt emme devrelerinde zymogen granüııerin, hem rennin ve hem de pepsin enzimlerini bir arada barındırması gereğine işaret etmişlerdir. Babkin (2)'in de bildirdiği gibi, pancreas'da da tek tip zymogen granül vardır; ancak bu organ çeşitli enzimler salgılamakta-dır. Bu da zymogen granülIerin, kimyasal yapı bakımından heter~jen karakterde olduklarını kanıtlamaktadır.

Acaba bu enzimler sadece zymogen granüIIerde mi bulunmakta-dır? Kanımızca, aynı enzimleri müköz granüIIerdeki dens-core'lar da taşımaktadır. Bowie, MilIon ve mercuri bormphenol blue boyamaları sonucu, hem fötal hem de süt emme dönemlerinde bir kısım müköz granüııerde, bu protein boyamalanna karşı pozitif reaksiyon veren koyu kısımlar belirmektedir. Elektron mikroskopik preparatlar ince-lendiğinde ise, müköz granüııerde dens-core'larIa karşılaşılmaktadır (şekil 7, iO). Dens-eore'lar da, zymogen granülIer gibi, koyu gö-rünüşte bir matrikse sahip bulunmaktadır. Bu dens-core'lara, fötaı devreden başlayıp süt emme devresinin sonuna kadar rastlanılması,

(10)

Abomasum !lfukoza51nın Mikromorfoloji,; ve SalgıIadığl ... 327 yavrunun sütten ota geçmesi, ya da süt emme döneminde iken aç bı-rakılması sonucu hemen tamamen kaybolmaları, bunların enzim taşı-dıklarını göstermektedir.

Araştırmalarıınız sonucunda gerek müköz ve gerekse zymogen granülıCrin, daha çok Golgi kompleksieri tarafından oluşturulduğu kanısına varmış bulunmaktayız. Çünkü hem yüzey hem de bez epitel hücreleri, Golgi kompleksIerinden çok zengin bulunmaktadır (şekil

ı

8, 19, 20). HeJandcr (13) fare midesi üzerinde yapmış olduğu bir araş-tırmaya dayanarak, zymogen granülIerin yapımında Golgi kompleks-Ierinin rol oynadığını bildirmi~tir. jamiesen ve Palade (24, 25) de, zy-mogen granüllerin, Golgi veziküllerinin kondenzasyonu ve koalesans (coakscence) yapınası sonucu meydana geldikleri görüşündedirler. Gerçekten de, zymogen granül salgılayan hücreicrde, Golgi bölgesinde hem veziküllere hem de yeni gelişmekte olan zymogen granüllere (şekil 19 ok'lar) bol miktarda rastlanmaktadır. Müköz granüllerin kökeni bakımından ise yeterince literatüre rastlayamadık. Sadece ıto ve Winchester (22), yarasada müköz granüllerin Golgi kompleks-Ierinde yapılması gereğinden söz etmektedirler ki, biz de bu görüşe katılmaktayız. Gerçekten de müköz salgı salan hücrelerde Golgi bölge-sinde, henüz gelişmekte olan müköz granülkre sık sık rastlanmaktadır

(şekil

ı

8a). Kanımıza göre, zymogen granüllerden farklı olarak, müköz granülleri Golgi veziküllcri değil, Golgi vakuolleri meydana getirmektedir.

Burada önemli olan bir nokta da, Golgi kompleksIeri tarafından zymogen ya da müköz granül yapımında kullanılan daha basit kuru-luştaki protein ve karbonhidratlarııı nerede yapıldığıdır. Daha önce de belirtildiği gibi, fötal devre ilc süt emme devresinin özellikle ilk haf-tasında, hem müköz (şekil 18) hem de peptik (şekil 9) hücrelerde en-cloplazmik retikulum keseciklerine çok az miktarda rastlanmakta, buna karşılık bu hücreler serbest ribozomlardan çok zengin bulun-maktadır (şekil 14). Bu duruma göre, bu basit kuruluştaki maddelerin, özellikle protein tabiatında olanların, serbest ribozomlardan sentez-Ienmiş olması gerekmektedir. Bu ilk devrelerde, enzim olarak. daha çok rennin'e rastlanclığına göre, rennin yapımında Golgi kompleks-Ieri tarafından kullanılan yapı malzemesinin, ribozomlarda üretildiği akla yakın gelmektedir. Buna karşılık, pepsin yapımı ile granüler en-doplazmik retikuluın arasında bir ilişki olduğu görüşündeyiz. Çünkü, endoplazmik retikulumun artmaya başladığı devrelerde, hücrelerde pepsin sekresyonu da artmaya başlamaktadır. Ayrıca, sadece pepsin salgılayan erişkin hayvanlarda peptik hücreler, granüler endoplazmik retikulumdan çok zengin bulunmaktadır (şekiııs). Buna kaqılık

(11)

mü-328 Osman Hassa - Mahmut Sağlam - Attila Tanyolaç - Aytekin Özer

köz hücrelerde, ileri devrelerde de serbest ribozomlar hakim durumda-dır. Helander ve Ekholm (12) ile Helander (13, 14, 15) farede, ıto ve Winchester (22) yarasada ve Arnold (i) goldhamsterde, müköz hücrelerin serbest ribzomlardan, peptik hücrelerin ise granüler en-doplazmik retikulumdan zengin olduklarını bildirmişlerdir. Bizim, ru-minantlardaki bulgularımız da bu doğrultudadır.

Sadece sığır fötuslarında, bez epitel hücrelerinin bazal sitoplaz-malarında rastlanan halkah endoplazmik retikulum lamellerinin rol-leri bakımından kesin bir yargıya varmak mümkün olamadı. Hirscho-witz (21)'in bildirdiğine göre Dalton (8) da, peptik hücrelerle pan c-reas epitel hücrelerinde bu halkah lamellere rastlamıştır. Ancak, araş-tırmacının bu oluşuma hangi hayvan türünde ve hangi yaş grubunda rastladığı belirtilmemiştir. Bu oluşumların, sekresyon yönünden aktif olan bez epitel hücrelerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Herhalde bunlar, bu hücrelerde bol miktarda bulunan granüler endoplazmik retikulumun yapılıp sitoplazmaya verildiği merkezlerdir. Nitekim şekil

16'da, endoplazmik keseciklerin bu figürlerden ayrılıp sitoplazmaya uzadığı görülmektedir.

Bütün bu bulguların ışığı altında, sonuç olarak, abomasum'un bütün bölgelerinin peynir mayası yapımında kullanılabileceği kanısına varmış bulunmaktayız. Çünkü, yukarıda da belirtildiği gibi, rennin enzimi taşıyan dens-core'larla süt emme devresi arasında bir uyum bulunmaktadır.

Literatür

1- Arnold, M. (1966): Funktionsentwicklung der Magenschleimhaut des Goldhamsters. Z. Zellforsch. 71: 69-93.

2- Babkin, B. P. (1950) : Secretory mechanism of the digestive glands. Paul

B. Huber, New York.

3- Berridge, N.

J.,

Davis,

J.

G., Kon, S. K., Spratling, F. R.

(1943):]' Dairy. Res. 13: 145; cit. Henschel, M.]. et aL. (1961).

4- Bowie, D.

J.

(1936): A method for staining pepsinogen granules in gastric glands. Anat. Rec. 64: 357-368.

5- Burlu, W. (1951): Untersuchungen über die Pylorus-und Duodenal-drüsen. Z. mik.- anat. Forsch. 56: 327-414.

6- Casoni, R. (1952): Osservazioni istochimiche comparative sulh secrezioni mucosa gastriche nei mammiferi domestici. Atti. Soc. Ital. Scİ. Vet. 6: 1-4.

(12)

Abomasum Mukozasının Mikromorfoloji,i ve Salgıladığı. .. 329 7- Crossnıan, G. (I 937): A modification of Mallory's connective tissu stain with a discussion of the principles involved. Anat. Rec. 69: 33-38. 8- Dalton, A.

J.

(i 95 i): Amer.

J.

Anat. 89: 109. Cit.: Hirschowitz

(i957).

9- Dukes, H. H. (i 955): The physiology of domestic animals. Beliere,

Tindaıı and Cox, London.

LO- Edkins,

J.

S. (1898): Textbook of physiologv. Vol. 1. Cit. : Hill, K.

J.

(1961).

11- Graunıann, W. (1964): Polysaccharide. Ergebnisse der Pofysaccharid-histochemie: Mensch und Saeugetiere. Handbuch der Histochemie Bd.

II/2. Gustav Fischer Verlag. Stuttgart.

i2- Helander, H. F., Ekholnı, R. (i 959): Ultrastructure of the epit-helial cells in tlze fundus gland ~f the mouse gastric mucosa.

J.

Ultrastr. Res. 3: 74- 83.

i3- Helander, H. F. (i 962): Ultrastructure of fundus glands of the mouse gastric mucosa.

J.

Ultrastr. Res. Suppl. 4: 1-123.

14- Helander, H. F. (i964 a): Ultrastructure of secreton cells in tlzepyloric gland area ~f the mouse gastric mucosa.

J.

Ultrastr. Res. iO: 145-159. i5- Helander, H. F. (I 964 b): Ultrastructure of gastric fundus glands

ofrefead mice.

J.

Ultrastr. Res. LO: 160-175.

16- Henschel, M.

J.,

Hill, W. B., Porter,

J.

W. G. (ı96i a): Pro-teolvsis of milk and svntetic milh in the abomasum of the young calf.

Proc. Nutr. Sac. 20: WLI.

17- Henschel, M.

J.,

Hill, W, B., Porter,

J.

W. G. (ı961 b): The development of proteolytic en<ymes in the abomasum of the young calf.

Proc. l';utr. Soc. EngL. Scot. 20: XL-XLI.

18- Henschel, M.

J.

(i 973): Comparison of the development of proteoly-tic activity in tlze abomasum of the preruminaııt eaif with that in the sto-mach of tlze young rabbit and guinea-pig. Br.

J.

Nutr. 30: 285-296. i9- Hill, K.

J.

(i95i): The glands of tlze mucous membral1es ~f tlze goat

abomasum .

.J.

Anat. 85: 2i5- 220.

20- Hill, K.J. (i 961): Tlze abomasum. Vet. Rev. and Annot. 7: 83-105. 21- Hirschowitz, B. i. (1957): Pepsinogen: It's origin, secretion and

excretion. PhysioL. Rew. 37: 475-511.

22- ıto, S., Winchester, R. (i963): Tlze fine structure of the gastric mucosa in the bat .

.J.

Cell BioL. 16: 54i-5 77.

23- İznıen, E. R. (i 959): Süt ve mamulleri teknolojisi. A. Ü. Ziraat

(13)

330 Osman HaS'a - :llahmut Sağlam - Attila Tanyolar; - Aytekin Özer

24- Jamiesen, J., Palade, G.E. (1967a): Intraeellular transport of see-retor1'proteins in the panereatie exoerine cell. 1. Role ~f tlze peripheral ele-ments of the Golgi eomplex.

J.

Cell Bio!., 34., 577-396.

25-- Jamiesen, J., Palade, G. E. (i96 7 b): Intracellular transport of seeretoı)' proteins in the pancreatie exocrine cell. ll. Transport to conden-cing vawoles and Zl'mogen granules.

J.

Cell Bio!., 3/~: .196-615. 2G- Karnovsky, M. J. (1965): il formalde/~yde-glutaralde/7.t'de fixative

of high osmolali~v for use in electron mieroscopy.

J.

Cell Bio!., 27: 137 A--138 A.

27- Komarow, S. A. (i952 i 33): i\;/ll(()jJJoteins of gastrie seeretion.

J.

nato caneel' Inst., 13: 1007--1012.

28 .. Krölling, O., Grau, H. (1960): Lehrbııelı der lJi.ıtologie und verg-leielıenden mikroskopischen Anatomie der Haııstiere. Verlag Paul Parey, Berlin-Hamburg.

29- Langley, J. N. (1880-82):

J.

Plıysiol. 3: 269, ciL : Hclandcr,

H. F. (19G2).

30- Mazia, D., Brewer, P. A., Alfert, M. (1953): The eytoehemical staining and measurement of protein with merCl/rie bromjJlzenol blue. Bio!. Bul!., 104: .16-67.

31- Möllendorff, W. (1932): Handbuelı der mikroskoj)iselzen Anatomie des l\1en,fehen. Verlag von Juliııs Springer, Berlin.

32- Nagakubo, I., Takano, K., Suzuki, T., Yasuda, K. (ı970):

Distribution of rennin in the ea(f stomach: Jmmıııı.o-histoclıemieal studı

Okijamas Fol. anat. Jap. 47: 13]-157.

33- Özer,t. (1969): Yedi pqnir maj'alarının teknolojik ı'e bakteriyolojik nitelikleri üzerinde araştırmalar. Türk Vet. Hek. Dem. Derg. 39/ 8:

17-21.

34- Reynolds, E. S. (ı9(3): Ille lise ol lead eitrate at high pH as aız eleetronopaque stain in eleetron mieroseoPı

J.

Cell Biol., 17: 208 .. 212. 35- Romeis, B. (1968): Mikroskopiselıe Tee/mik. R. Oldenburg

Ver-lag, Münclıen- Wien.

36- Sommerville, R. I. (i 956): The histolog)' of the ovine abomasum and the relation

~r

the glo!Jll!e leueoeyte to nematod iııjestations. Aust. Vet.

J.,

32: 237-240.

37-- Spannhof, L. (]964): Einfiih1'1lng in die Praxis der Hislochemie. Veb. Güstav Fisclıer Verlag, Jcna.

(14)

Şekil ı.Fundus bölgesi (sığır fötllsu 48 cm'lik). 'Yıiz"y ve foveola epiteıı,,.-; ilc funclus bezlerinin tamamı müköz karakter göstermektedir. a) Muscularis mııcosae. P.A.S., X 280. Fig. ı. Fundııs region of a 1.8 cm. fetus (eo\\'). The lining, foveolar and glandular epithelia

exhibit a mucolis elıaracter. a) l\1l1scularis mucosae. P.A.S., X 280.

~.'ı\,

.•...

~

.•.

;

..

~...~.'. ,;} "'. ;1 ¥,~

'o

ı .,.'

.

".t~ 4'" ,,'

.;.l.

~ i' , i'4" " ,le 'tf~... -j •••..•./. / i. , .,~,.. ,. ~1( "'""•• .•d'p,!, ../'" ~... '1-"" •. " ;"

ı

~

~

- " ...,.

.~'.a-'"

.,-" C _-

...

...•.~ir'"~

.

...-.-.... ••••

...;;;

~

, .,

'<'":~ ,.••. -JI'.,.. .•,.,,.- .• ıt ..,~ •.. ~.~ _,~ .•.•..-... OH'" "....•-, ."'"41 •• -,.~?_,.,,"';;;~."':.•.••' .-.J.. ••_;,;p.,,' •••. r,.-..:.1 ~ ., •.... .",....,.-- ~-~' ..••. ~--~ ~ w ~,,.,-.,.""" ~F dt - •..:ır::

.-· 2 ~.- ~

a. ... ,-,

...:.,

O. ., i ,.,.,;',-i"'!L ~ '" ~

v...

'

r ~ ~ :.fl'~- •••

o...,.

."

u ". ."!f .•.• ıı , .••••.• ~ ;:,,""'" •• y.,,,,,,,~, _"2 ,.~

""..r,-,,~ __

._-Şekil 2. PylorLLsbölgesi (keçi fötüsü 50 em'lik). Yüzey ve foveola epiteııeri ile pylorus bezleri-nin tamanu müköz karakter göstermektedir. a) Muscularis mueosae. 1'./\.S., X 280. Fig. 2. Pylorie region of a 50 cm fetus (goat). All the lining, foveolar and glandular

(15)

332 Osman Ha •• a. Mahmut Sağlam Attila Tanyolaç - Aytekin Özer

.•

Şekil 3. Fundus bölgesi (kuzu i günlük). Peptik hücreleı'de (oklar), hemen doğumu takiben müköz karakter kaybolmuş durumda. a) Yluscularis mucosae. P.A.S., X 300. Fig. 3. Fundus region of a l-day-old lamb. In peptic cells (arrows) the mucous character

disappear just arter birtb. a) Muscularis mucosae. P.A.S., X 300.

Şekil 4.. Fundus bölgesi (keçi fötusu 50 cm'lik). Fundus bezlerinin corpus kısımlar! (oklar) dışındaki bütün örtü ve bez epitelieri asit mukopolisakkarit karakterinde. a) Muscularis

mucosae. Alcian blue, X 240.

Fig. 4. Fundus region of a 50 cm fetus (goat). With the exception of the corpus parts of the glands (arrows) aıı of the epithelial cells are alcian blue positive. X. 240.

(16)

Ahomasunı Mukoza,ını" Mikrolnurfoloji-i ye Salgıladığı ... 333

Şekil 5. Fundus bölgesi (buzağı 2 haftalık). Foveola epiteııeri ile fundus bezleriIlin coııum'-ları asit mukopolisakkarit karakterlerini sürdürmekte. a) Muscularis mucosae. Alcian blue,

X 240.

Fig. 5. Fundus region of a 2-week-old calf. The neck ceııs and foveolar epithelia stiıı main-tain their acidic charactcr (alcian blue posiıivity of acid mucopolysaccharides). a)

Muscu-laris mucosae. X 240.

Şekil 6. Pylorus bölgesi (oğlak 2 haftalık). Foveola epiteııeri ile pylorus bezlerinin tamamında asit karakter devam etmekte. a) Muscularis mucosae. Alcian blue, X 240. Fig. 6. Pylorus region of a 2-week-old kid. Foveolar and glanduJar ceııs maintain their

(17)

Osrnaıı Hassa. !IfalınlUt Sağlam. Attila Tan)'oIaç -Aytekin Özer

Şekil 7. 30 cn/lik sığır föıusundan bir fundus bezinin corpus'u. Bez epitel hücrelerinin apikal yarımları, ir:li lifaklı, yuvarlak ve değişik koyulukta oları mükö,. graııüllerle dolu vaziyette.

Granüııer içinde, irili lifaklı dense-care' lar bulunmakta. X 7880.

Fig. 7, The corpus of a fıındic gland in a 30 cm fet\ls (eow). The apices of the glarıdular eeııs are oceupied by rounded mııcous granuIcs of varying size and density. The mucous gramdes bear dense cores, which aiT in differcllt sizes. X 7880,

(18)

AhomamUl "["kozacının i\likroınorfoloji,i YI' Salgılaılı~ı ... '.J<J:'"d..,.J

Şekil il. 2 Günlük buzağ,,!a fundus bezi collurn'u. l\füköz granüller genellikle tek bir dense-core taşımakta isekr de, bazı granüllerde (a) 2 adeı dense-core da bulunabilmekte. Dense-core'ların periferleri eriyip granül matriksine karışmakta (oklar). BİrklSllTI müköz granüller

birbiriyle kaynaşmış durumda. X 12000.

Fig. il. Ponions or neck ceııs from a fun,!;c gbnd in a 2-day-oJd calr. Tbe mucous granules display generally onlyone dense-core. Some gramıles nıay contain ı\Vo (a) cores. The perip-h"ry of the dense-cores sh o\\' tbe sign of di>solulİoıı (arrm,'s'. Some or tbe mucous granııles

(19)

Osman Hassa - Mahmut Sağlam - Attila Tanyolaç - Aytekin Özer

Şekil 9. i i Günlük buzağıda bir fundus bezinin corpus'unu oluşturan epitel hücrelerinden biri. Hücrenin özcllikle apikal kısmı, irili ufaklı 'oc koyu zymogen granüller tarafından

dol-durulmuş. Hücrede cndoplazmik retikulum az miktarda. X13500.

Fig. 9 An epithclial cell in the corpus glandulae of a fundic gland in an i l-day-old calf. The apex of the cell is occupied by the dense zymogen granules of varying sizes. The cell is not

(20)

Abomasum Mukozasının Mikromorfolojisi ve Salgıladığı ..• 337

ŞekillO. 16 Günlük kuzuda bir fundus bezinin coIlum'u. Müköz granüIler (a), içlerinde ekzantrik bir şekilde yerleşmiş iri dense-core' lar (b). X 22800.

Fig. LO. The apex of a neck ceIl from a fundie gland in a 16-day-old lamb. The mucous granules (a) bear dense-cores (b) which are eccentricaIly located. X 22800.

(21)

338 Osman HaS5a - Mahmut Sağlam - Attila Tanyo!:ı'i - Ayt,'kin"Üzcr

Şekil i ı.2 Günlük buzağıda bir pylonıs bezİnin carpus"u. Hücrelerdeki müköz granüııerde, irili ufaklı dense-core'lar giırii!mekte. X 5800.

Fig. II. Cross section of the corpus glandulae of a pylaric gland İn a 2 day-old calC. The glan-dular ceııs contaİn dense-cares af varyi;ıg sizes. X 5800.

(22)

Alıomasnm i\fukozasıııııı .\'Iikromorfolojisi ve Salgılııdığı ... 339

Şekil 12. Erişkin sığıı"da pylorus bez epitel hücresi. Değişik şekiller gösteren rnüköz granül-lerde dense-core'lara hiç rastlanmamakta. Granüller birbiriyle kaynaşmış vaziyette. X 14850. Fig. 12. An epithelial cell of the py10ric gland of an old cow. The mucous granu1es, which

(23)

340 Osman Hassa - Mahmut Sağlam Attila Tanyolaç. Aytekin Özer

Şekil 13.48 Saat aç bırakılmış 34 günlük kuzuda bir pylorus bezinin açıldığı foveola gast-rica 'yı oluşturan epitel hücreleri. Hücrelerdeki müköz granüller dense-core'larını tamamen

kaybetmiş vaziyette. X 16650.

Fig. 13. Foveolar cells in the pyloric region of a 34-day-old lamb that has been kept starved for 48 hours. The mucous granules are deprived of the dense-cores. X 16650.

Şekil 14. 50 cm'lik koyun fötusunda bir fundus bezinin dip kısmı. Bez epitel hücrelerinde hem müköz hem de zymogen granüller bulunmakta. a) Ufak dense-core 'lu iri bir müköz

granül, b) Zymogen granül, c) serbest ribozamlardan zengin sitoplazma. X 29450. Fig. 14. The fundus ofa fundie gland in a 50 cm fetus (sheep). The epithelial cells conıain both mucous and zyrnogenous granules. a) A mucous granule with a smaIl dense-core, b)

(24)

Abomasum Mukozasının Mikromorfolojisi ve Salgıladığı ... 341

ŞekilIS. 3 Aylık kuzuda, bol miktarda granüler endoplazmik retikulum taşıyan bir peptik hücreden bir kısım. X 28500.

Fig. 15. A piece of a peptic cell rich of granular E.R. in a 3-month-old lamb. X 28500.

Şekil 16.27 cm'lik sığır fötusunda fundus bez epitel hücresinde içiçe yerleşmiş yassı endop-lazmik kesecikler. Dıştaki kesecikler (aklar) sitoplazma içine uzamakta. a) Oluşumun

merkezinde bir lipid damlacığı, b) serbest ribozomlardan oluşmuş sitoplazma. X 29450 Fig. 16. Concentrie lamellae of the endoplasmic retieulum in a fundie glandular ceU of a 27 cm fetus (cow). The outermost lamellae (arrows) leave the unity and stretched out the cytoplasm. a) A lipid droplet at the center of this strueture, b) eytoplasm consisting offree

(25)

342 Osman Hassa. Mahmut Sağlam - Attila Tanyolaç. Aytekin Özer

Şekil 17. Piloearpine verilmiş ıi günlük buzağıda bir fundus bez epitel hücresi. Hücrenin bazalinde halkalı endoplazmik retikulum figiirü, apikalinde ise zymogen granüller

görülmek-te. X 13000.

Fig. 17. A fundie glandular eell of a piloearpine-injeeted i i -day-old caır. At the basal part of the eelllies a eoneentrie strueture made of granular E. R. The apex bear zymogenous

(26)

Alıomasum ;l-Iukoza'lnın IIIikroınorfolojisi ve Salgıladığı ... 343

Şekil IR. :! Günlük buzağıda pylorııs colluın epitel hücreleri. Az miktarda olan granüler endoplazmik retikulıırna (oklar), bazal ve paranuklear sitoplazmada rastlanınakta. Çekir-değin hemen üstünde, iyi gelişmiş bir (;olgi komplek,i görülmekte. a) Golgi bölgesinde

geliş-meye başlayan bir müköz granül. X 13950.

Fig. IR. The ncck eells of a pyloric gl and in a 2-day-okl calr. The granıılar E.R.(arrows) İs scarce and is located at the basal and paranııclear cytoplasın. Supranııclearly located is a well-dcveloped Golgi comr.lex. a) A dcveloping mucoııs granlıIcs at the vicİnity of the Golgi

(27)

344 Osman Hassa - Mahmut Sağlam. Attila Tanyolaç. Aytekin Özer

Şekil 19. Erişkin koyunda bir peptik hücrenin sitoplazmasından bir bölüm. Sitoplazmada olgun zymogen granüller, Golgi kompleksi ve bunun etrafında, yeni gelişmekte olan

zymo-gen granüller (oklar) yer almış bulunmakta. X 22100.

Fig. 19. A part ofa peptic cell of an old sheep. The cytop1<ısm display mature and developing zymogenous granules and a Golgi complex. X 22100.

15 Günlük oğlakta pylorus bölgesinden bir yüzeyepitel hücresi. Hücrede 4 adet Golgi kompleksi görülmekte (oklar). X 28500.

Fig. 20. A surface epithcIial ceU of the pylorus region in a IS-day-old kid. The eell is rich of Golgi complexes (arrows). X 28500.

Şekil

Şekil ı. Fundus bölgesi (sığır fötllsu 48 cm'lik). 'Yıiz&#34;y ve foveola epiteıı,,.-; ilc funclus bezlerinin tamamı müköz karakter göstermektedir
Şekil 4.. Fundus bölgesi (keçi fötusu 50 cm'lik). Fundus bezlerinin corpus kısımlar! (oklar) dışındaki bütün örtü ve bez epitelieri asit mukopolisakkarit karakterinde
Fig. 5. Fundus region of a 2-week-old calf. The neck ceııs and foveolar epithelia stiıı main- main-tain their acidic charactcr (alcian blue posiıivity of acid mucopolysaccharides)
Şekil 7. 30 cn/lik sığır föıusundan bir fundus bezinin corpus'u. Bez epitel hücrelerinin apikal yarımları, ir:li lifaklı, yuvarlak ve değişik koyulukta oları mükö,
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Ungerfeld and Rubianes (21) showed that short-term progestagen treatment was adequate to induce fertile estrus and, no difference in estrus response was observed when anestrus

time of artificial insemination on pregnancy rates, calving rates, pregnancy loss, and gender ratio after synchronization of ovulation in lactating dairy cows. Pursley JR,

The purpose of this study is to reveal the effect of some acidifier agents as diluent solutions (therapeutic dose of ascorbic acid in distillated water and pure vinegar of

Bu çalışmada, Pasteurella multocida’nın intranazal, intratraheal ve intravenöz inokülasyonları ile tavşanlarda oluşturulan pastörellozisin patolojik bulguları makroskobik,

Neither probiotic nor prebiotic supplementation to the diets had significant effects on feed consumption, feed efficiency and egg weight, egg specific gravity, albumen index,

siklus dönemine bağlı olarak hücre tiplerindeki değişiklikler ile gebelik dönemine özgü plaklann varlığı ve hücre de- ğişikliklerinin smear görünümü, farklı iki

Sonuç olarak; Afyonkarahisar İli koyunlarındaki helmint faunasına yönelik yapılan bu çalışmada, mide- bağırsak kıl kurtlarının önemli bir problem olduğu, diğer

Histopatolojik ve immunohistokimyasal olarak merkezi sinir sisteminde köpek gençlik hastalığı- nın sinirsel formuna ilişkin bulgular tespit edilen 10 adet köpeğin serum vitamin