• Sonuç bulunamadı

Yaşar Kemal

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşar Kemal"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

19 OCAK 1995 PERŞEMBE

PERŞEMBE

ORHAN BURSALI

Yaşar Kemal

Bizler değil miyiz, ufacık da olsa uluslararası bir iş be­ cermiş, başarmış; adını, adımızı duyurmuş birTürk için se­ vinçten kıyametleri kopartan?

Çok sıradan da olsa, New York Bilimler Akadem isi’ne üye olm uş bir doktorum uzla bile, arka sayfalarda boy fo ­ toğrafları basarak gururlanan?

Yahu, uluslararası arenada birincilik kazanmış filmim iz­ le, ödül almış yönetmenimizle, romanı basılmış yazarımız­ la, karikatürü en iyi seçilmiz çizerimizle, Rusya’da iş kap­ mış inşaatçımızla, buluş yapmış bilimcimizle, M ünih’in sağlık işlerinden sorumlu Türk’ümüzle, M ercedes’in C se­ risinin tasarımına imza atmış teknik adamımızla, hatta New York’ta en iyi dönerci seçilen köylümüzle övünen, böbür­ lenen de biz değil miyiz?

Neredeyse, Başbakanımızın Clinton’la yan yana duru­ şundan bile, bu ülke adına övünç payı çıkarmaya kalkışan da biziz...

Dünya çapında kişilerimiz olsun diye çırpınan, helak olan da Manchester^ yenince yeri göğü inleten de.

Bunların hepsi biziz.

Irk olarak, millet olarak, devlet ve hükümet olarak, ordu olarak, toplum olarak; kulüp, dernek ve nihayet kişi olarak iyi şeylere, güzel şeylere, başarıya, uluslararası yarışlarda birinciliğe, özetle var olmaya susamışlar, bizleriz...

Peki, dünyanın takdir ettiği, dizlerin de göklere çıkardı­ ğı uluslararası değerlerini yiyen kim? Yakan kim? Onları bi­ rer birer değirmenin taşları arasına, o olmazsa karadelik- lere, o da olmazsa büyük yok edicinin alev püskürten si­ lahlarının önüne atan kim?

O da bu millet değil mi? Yani bizler değil miyiz? Neredeyse bütün fertlerinin beyinleri ve düşünceleri iki­ ye bölünmüş bir toplum olarak nasıl yaşıyoruz?

Hem yaratmanın hem de yok etmenin çırpınışlarını aynı ayda yaşamanın azabı, boyunlarımızda taş gibi asılı ve durmadan aşağıya çekilip duruyoruz.

★★★

Pek de verimli olmayan bu topraklarda ve bu toplumsal düzen içinde, ülkemiz ortalama ölçeklerinin üzerinde ve ev­ rensel ölçeklere uygun çok sayıda insan yetişmediği, ye- tiştirem ediğim iz bir gerçek.

Bilimde, teknolojide, sanat ve edebiyatın çeşitli dalların­ da, siyasette, iş hayatında, ekonomide, toplumsal etkinli­ ğin diğer alanlarında dünya değerlerine vurulduğunda kaç insanımızı sayabiliriz?

Sayıları çok değil.

Parmaklarımız bu aritmetik işlem için fazla bile gelebilir. Buna rağmen, çok az sayıdaki bu insanlarımızı, gözü­ müzü bile kırpmadan birer birer yok etmeye hazır olmamı­ zın, patolojik bir nedeni ve bir açıklaması olmalı.

★ ★★

Onları ürettikleriyle; bu ülkeye, topluma, tek tek hepimi­ ze kattıklarıyla; bizim için sevinç, övünç ve gurur kaynağı olan yönleriyle değil de devletin ve yöneticilerin ve hatta bizlerin sadece şu an için geçerli görüşlerimize ve şu an için yürürlükteki ideolojilerimize uyumlu ve uygun olup ol­ madıklarıyla ölçmeye kalktığımızda, işte hapı yutuyoruz... Onları beyinleriyle, yürekleriyle, bedenleriyle bu ülkeye ve bu ülke insanlarına yaptıkları katkılarla ölçmeye değil de 'şu ülkeni neana verdikleri’, ‘ekmeğini yediğin şu ülke­

ye olan borcun', “ülkenin seni el üstünde tutm ası" gibi

bakışla değerlendirmeye kalktığımızda ise işte hepten kaybediyoruz!..

Hele bir çoğumuzun, ilahlann önüne kurban olarak atıl­ maya hazırlanan bu değerlerimize sahip çıkarken, önce­ likle ve özeliikie farklılıklarımızı vurgulamamız, görüşlerini paylaşmadığımızı dile getirmemiz yok mu?

★ ★★

Türkiye kendi değerlerini öğüten, yiyip bitiren bir ülke mi olacak hep?

Yoksa bu değerlere sahip çıkacak, onları kucaklayacak, bağrına basacak ve el üstünde tutacak mı?

Bugünün geçiciliğini değil, yarının kalıcılığını kucaklaya­ cak mı, kucaklamayacak mı?

Bu sorular ve yanıtları, geleceğimizi çok yakından ilgi­ lendiriyor...

Referanslar

Benzer Belgeler

Red cell distribution width levels were found to be significantly higher in patients diagnosed with AA in comparison to the control group.. The commonly used, low-cost RDW test may

ve sayıları giderek artan işletmeleriyle Alman ekonomisine katkı sağlamaktadırlar. 2007 yılında bu işletmelerin sayısı 703 bine, yıllık toplam cirosu 32,7 milyar

Geriye yüzer havuzlar yerine Pendik Tersanesi’nin büyük gemi inşaatları için yeni hizmete giren kuru havuzu kalıyor ki, bu havuz hem tamir havuzu olarak di- z.ajn

1933 yılında özel sektöre yalnızca yük taşımacılığının bırakılması, yolcu taşıma hakkının devlete verilmesi ile Şirketi Hayriye ke- penklerini indirdi..

Sinire uygulanan elektriksel bir stimulus uygula- nan akım belli bir düzeye ulaşınca sinirde depolarizas- yona neden olur. Düşük düzeyde verilen akımla olu- şan aktivite

Tip I, radial başın anterior çıkığıyla birlikte ulnanın kısa oblik veya yaş ağaç kırığı; tip II, radial başın posterior veya posterolateral

Hikmet Onat’ın 1910’lar- dan başlayarak günümüze değin 65 yılı geçen oldukça geniş bir zaman kesitinden seçilmiş ürünlerini bir araya getiren sergi, onun

Orhan Veli Karnk da Yahya Kemal gibi İstan­ bul aşığı, bir şairdir. Şiir­ lerinde İstanbul’u anla­ tan iki şair Rumelihisa- n ’ndaki Kayalar Mezar­ lığında