• Sonuç bulunamadı

İstanbul'un tiyatro seyircileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul'un tiyatro seyircileri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- U

tiy

BFS

TÜRK TİYATROSUNDA

K

E

f l I ! M

f l i

Burhan Arpad

İstanbul'un tiyatro seyircileri

Tiyatro, sanat türlerinin en çetrefilidir.

.Yazarla aktör, daha doğrusu, yazarla sahne ara­ cında, paylaşılır. Oysa, bu ikili yapının bir iüçüncü kanadı olarak seyirci de vardır. Yazar, jsahne (rejisör, aktör, dekorcu) ve seyirci üçlü­ sünün iyice anlaştığı yerlerde, tiyatro sanatı daha bir gelişir, verimli olur. Türk Tiyatrosu, İstanbul seyircisinden her zaman ilgi ve destek görmüştür. Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarı­ sında saray ve çevresini aşmıyan İstanbul se­ yircisi, yüzyıl sonlarına doğru genişlemiş, 1908 Meşrutiyetiyle de her sınıf halk tiyatroyla ilgi­ lenmeğe başlamıştır.

Meşrutiyet ve Mütareke yılları İstanbul’unun da tiyatro seyircisini iki grupta toplıyabiliriz Son perdelerini oynamakta olan Tuluat ve Me lodram’a giden «Temaşaperveran» henüz çoğun luktadır. Melodram ve Tuluat »heyeti temsili ye» lerinin cinayetli, acıklı, gülünçlü, kantolu sazlı, canbazlı programları, esnaf, memur ve ev hanımları karışımı geniş bir seyirciyi bu sahnelere çekmektedir. Kapılarında marşlar ve kantolar çalan, sahnelerinde her çeşit gösteriye yer veren bu topluluklar, tiyatro anlayışı çok ilkel ve genel kültürü pek sınırlı olan geniş çevreler için »hoş vakit geçirilen oyalama yer­ leri» özelliğini sürdürmektedir.

Fakat bu tiyatroların yamsıra, gerçek tiyat­ roculuk yolunda da ilk adımlar atılmakta, .yeni yeni topluluklar kurulmaktadır. Bunların çoğu kısa ömürlüdür. Tek bir gece perdesini açtık­ tan sonra dağılıverenler, çoğunluktadır. Hemen dağılmıyanlar da ancak arada sırada oynıya- bilmekte ve pek pek birkaç ay ayakta kalmak­ tadır. Ne var ki. Mütareke İstanbul’unda bu durum yavaş yavaş değişmeğe başlar. İstanbul seyircisi, gerçek tiyatroyu getirme çabalariyle ilgilenmektedir. O yılların Şehzadebaşı tiyat­ roları bu gelişmeyi iyice gösterir.

Ferah Tiyatro’da: »Sabık Darülbedayi sa­ natkârları», «Ertuğrul Muhsin ve arkadaşları», «Sahir Opebeti» oynamaktadır. Şark Tiyatro­ sunda: Komik Haşan Efendi, Millet Tiyatrosun­ da: Komik Naşit Bey temsiller vermektedir. Şark ve Millet tiyatrolarının programları : Şamram Hanımın kantoları, Naşit Beyin kuvart- toları, Beyaz Rus kadınlarının güreşleri, Cam- bnz.lar, Nel Kulesi Esrarı, Demirhane Müdürü ve Kırmızı Kedi Meyhanesi Cinayeti gibi melo­ dramlarla yüklüdür; kapıdaki bando güneş ba­ tarken başlayıp ilk kantocu çıkıncaya kadar saatler saati çalar, tiyatrocuların deyimiyle «antrak» yapıp, «Temaşaperveran» ı çağırır. Şark ve Millet tiyatrolarının giriş yerleri, renk­ li kartelâlar, bayraklar, kâğıttan fenerlerle bir donanma gecesi gibi şenlik içindedir. Ferah Ti­ yatrosunda ise, «Muhsin ve arkadaşları» tbsen (Bir Halk Düşmanı), Strindberg (Cehennem), Leonidef Andriyef (ihtilâl). Moliere (Yorgaki Dandini), Vedat Nedim Tör (işsizler) i oynamak­ tadır. «Sabık Darülbedayi sanatkârları»: Ha-lid Faferi (Baykuş), Reşnd Nuri (Hançer), tb- nirreflk Ahmet Nuri (Sekizinci) lerle başarı kazanmaktadır. Cemal Sahir’in Kalman (Çar- daş Fürstin), Lehar (Şen Dul) operetleri gifc tikçe daha geniş ilgi toplamaktadır. Ferah’ın kapısında ne allı morlu kartelâlar, ne donan­

ma bayrakları vardır; o geceki oyunu bildi­ ren ağırbaşlı iki, ya da üç afiş asılıdır. Fakat daha güneş batarken ikinci balkon doluvermiş- tir. Birinci balkon, iki kat localar, büyük salon da kısa sürede dolmuştur, öğrenciler, Üniver­ site gençleri, aydınlık düşünceli kişiler, öteki­ lere benzemiyen bu bambaşka tiyatrolarla ilgi- Vnrrmktp benimsemektedirler. Gerçi, bunların ■ azdıı Bir oyun nncak bir gece afişte ka­ tabil.: ektedir. Amma, başlangıç olarak uıuııl verir- Or, yıl sonra İstanbul Şehir Tiyatro, sunun ; - ı,leşini her gece açabilmesi, bu aağ) çekinle -m yetiştirdiği seyircilerle kabil olmuş

-Naşid'in defterinden bir yaprak

tur. 1920 - 1926 Şehzadebaşı yıllan, Türk Tiyat­ ro tarihi için çok önemli bir dönemeçtir.

Türk Tiyatrosunun kısa geçmişi bir yüzyıl ise. İstanbul’da tiyatro seyircisinin sahne sana­ tını benimsemeğe başlaması da ancak bir yarım yüzyıldır. Memur, varlıklı esnaf, aydınlar İs­ tanbul’un saray dışı ilk tiyatro seyircisidir. Bunlar başlangıçta Tuluat, Melodram, piyes, operet arasında pek bir ayrım yapmamışlardır. Komik Naşit beyin el yazısiyle tuttuğu bir not defterinde bu tip İstanbul seyircilerinin adları vardır. Bu adlar, Naşit beyin devamlı müşteri­ leri, sürekli «Temaşaperveran efendiler» idir. Ammg. aralarından bir kısmı Sahir’e, Muhsin’e Darülbedayi’e de gitmektedir. Adlardan bir ka çını yazıyorum :

Pehlivan Refet, Kavalalı Hüseyin bey, Pas tırmacı Agop’un biraderi, Kasap Şükrü, Çarşı lı patiskacı Neşet, Fırıncı Şevki Usta, Hamamcı Şakir, Mısırçarşmnda sepetçi Sabri, Kasketçi Yervant, kömürcü Veysel, oduncu Yovakim. si­ nemacı Kadri, Hacı Muhiddinzâde Kâz.ım, Ku rukahveci Mehmet, Hacıbekir kalfası Rıdvan arpacı Halis, Eczacı Esad, Etem Pertev Ecza Deposu Safi, kabzımal Cemil bey. yorgancı Ali şekerci Ali Muhiddin, dâvavekili Sadi Rıza Eczacı Asaf, Evliyazâde Nureddin, tş Eankas kâtibi Reşad bey. Zingal Şirketi Müdürü Ce vat. bey. Dr. Ziya bey, Bitpazarmda terzi Artın Selim Nusret, komisyoncu Arap Emin..

1964 sezonu İstanbul sahnelerinin on bin lerce, yiizbinlerce Seyircisi. 1924 yılları Na bey ve Direklerarası seyircilerinden ne değişik ve ayrı! Gideceği topluluğu, göreceği oyunu ön

den bilebilenler çoğu:*” Mş ’ Peş İstanbul'un a varlıklı, iş adam-, cTrenci, üniversiteli, isçi •r tiyatroya gidiyor. Kuçümsenmiyecek bi

gelişme.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hava yolu açıklığını kontrol etmeden önce kendi güvenliğimizden, hasta veya yaralının.. güvenliğinden ve çevrenin güvenliğinden emin

Lp(a) değiik büyüklükte olması, apo(a) ve küçük çapta olan Lp(a)daki gibi variasyonlar, Lp(a) nun oksidasyonuyla ve makrofajlar(14) tarafından alınmı

2008 yılında yine Oğlak Yayınları’nda yayımlanan Türkiye ve dünyada polisiye romanın gelişimini inceleyen Korkmayınız Mister Sherlock Holmes adlı kitabım

(Nafile çıkar. Memnun Zennube’ye yaklaşır) O da bir şey yapmamış.. Ama Nafile’nin bir şey yapmasına

Vahyi hayatının dışına çıkaran, Yaratanıyla ilgisini kesen insanlar, maddeye tapan ve maddeyi mutlak varlık hâline getirmeye çalışan materyalizmi, bilime iman

Şiirde merkez tema, şüphesiz kötümserliktir. Çevre temalardan keder, ümitsizlik, savaş, neşesizlik, hayat ve yarın hem kötümserlik ile hem de birbirleriyle bir tamamlayıcılık

Kura’nın gözü var; ağzı, dili yok Onun gördüğünü kimse göremez Aslı bir damla su olan her insan Ve yanında yüreğini gezdiren Onun ağzı olur bazen söz tapar Bazen

Eğer kendini misafir bilse, misafir olduğu Zât-ı Kerîm’in izni daire- sinde sermaye-i ömrünü sarf etse, öyle geniş bir daire içinde uzun bir ha- yat-ı ebediye için