*77 fell
fLO-l>
I
"Ilham,
Yaratıcılığın ve Bilinçaltının
Mükemmel Bileşimidir."
Tülay Babürşah
ABPortre
/59
Ş
airin ve yazann sözcüklere, bestecinin seslere sığdıramadığım ressam bir fırça vuruşuyla bir kaç çizgi ya da renkle dile getiriyor. Ressamın ustalığı, beceresi, şairin romancının ya da mü- zisyeninkinden daha açık seçik görülür. Dış dünya ressamın yapıtında bir iç dünya olarak belirir. Ressam dünyayı sanat yoluyla kavrar ve yorum lar. İşte bu niteliklere sahip ressamlardan biri de Ertuğ- rul Ateş.Makineleşmeyi plan ve programcılığı teknoloji ve ile tişim alanındaki gelişmeleri "eylemin eylemsizlik olma sı" olarak nitelendiren "figürü resme dönüştüren" ressam Ertuğrul Ateş yedi yıllık eserlerini Aksanat Kültür ve Eğitim Merkezi'nde şergiliydi.
Ertuğrul Ateş 1954 yılında Adana'da doğdu. 1977'de Ankara Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Resim bölümünü bitirdikten sonra aynı yıl Londra'da Kingsway Princeton kolejine devam etti. Ateş, Benthnal Green Enstitüsünde çalışmalarını sanatının romantik dönemi üzerinde yo ğunlaştırdı. Bu esnada W. Turner ve W. Blake'ten etkile nen Ateş eserlerinde insanın doğasına karşı çıkışı izleye rek cesur bir adım atmıştır. İstanbul’a döndüğünde 1980'de Moda Sanat Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açtı. Bu sergiyi, hemen ardından Ankara, Bodrum ve İstanbul sergileri izledi.
Çalışmalannı 1987’de İngiltere'ye giderek sürdüren Ateş, daha sonra New York'a yerleşti. 1988 New York'ta açtığı ikinci sergisinden hemen sonra başta Ahmet Erte- gün olmak üzere 10 kişilik bir koleksiyoner grubu ile bir anlaşma imzaladı. Bunu Los
Angeles (1990) New York (1991) Ankara (1990) İstanbul (1991) ve yine New York (1992) sergileri izledi.
Ateş, bilimin dünyayı kü çültmesine karşın sanatın insa nı yücelteceğine inanmış bir isimdir. Modernleşme sebebiy le insanın kendisinden uzak laşma ve soğumasına karşı çı kar. Fen ve teknoloji dünyayı küçülttüyse de sanat insanoğ lunun kendisine ve doğaya yabancı olduğunu düşündü rür. Fakat Ateş kişiliğini bu tarzda bulur. Onun sanat eser leri insanın karanlık yanlarını sürrealizm içinde inceler. İn sanların kaybolmaya yüz tut
KİŞİSEL SER G İLER
( 1 9 8 0 ) M o d a G alerisi, İsta n b u l
( 1 9 8 4 ) G a le ri B e y a z , B odrum
( 1 9 8 5 ) K e n n e d y G alerisi, İstan b u l
( 1 9 8 5 ) Ç e k ird e k G alerisi, İsta n b u l
( 1 9 8 6 ) T aksim G alerisi, İstan b u l
( 1 9 8 6 ) L a m e lta G alerisi, A n k a ra ( 1 9 8 6 ) F ra n s ız K ü ltü r M e rk e z i, İstan b u l ( 1 9 8 9 ) K a m p o C u ltu ra l C e n te r Ista n b u l ( 1 9 8 9 ) Is m a e l G allery, N e w York ( 1 9 9 0 ) H a lk b a n k G aleri, A n k a ra ( 1 9 9 1 ) M in u s Z e r o G allery, N e w Y ork
( 1 9 9 1 ) T e rry D in te n fa s s G a lle ry N e w Y ork
( 1 9 9 1 ) D o lm a b a h ç e S a ra y ı, Ista n b u l
( 1 9 9 2 ) A la y Köşk, Istan b u l
( 1 9 9 2 ) M ig e S a n a t G alerisi, Istan b u l
( 1 9 9 3 ) A k s a n a t G alerisi, Istan b u l
Anadolu (1 9 9 3 )
tuğu değerleri, duyguları resimleri anımsatır. Resimleri en basit anlamda başkaldırmadır. Sanatı, sürrealizm ve mistizm karışımıdır.
Ateş’e göre ABD ve Türkiye sanat piyasası arasında büyük bir fark yok. Sadece Türkiye'de oturmamış ekono mik ve toplumsal bir yapı ve karmaşık değerler var. Sa natçı, yurdumuzda yaşayan ressamlar, ölen ve tanınmış ressamlardan daha pahalı olduğunu söylüyorlar. Resmin hak ettiği değere kavuşabilmesi için çözüm öncelikle bir alt yapı oluşturulmasında. Alt yapıdan kastedilen amaç devle tin sanat politikasının değiştiril mesi, büyük şirketlerin desteği, sıcak bir atmosfer, iyi müzeler... Sergi organizasyonlarının özenle yapılması, eleştirmenlerin objek tif ve yapıcı olmalan şarttır. Tüm bunların oluşması da; genel eko nomik yapının düzelmesiyle ger çekleşir.
Resimlerini yaparken tuvaliyle kimi zaman savaştığını, kimi za man seviştiğini söyleyer, "ilham; yaratıcılığın ve bilinçaltının mü kemmel bileşimi" olarak tanımla yan Ateş, resimlerindeki cinselli ği her boyutuyla ele almış, insa na mistik bir açıdan yaklaşmış. Resimlerinde insan, dünyadaki
Ö pücük (1 9 9 3 )
herşeyin üzerinde toplandığı bir yapı. Ressam her boyut ta insan vücuduna baktığında doğayı, kuşları, tanrıyı, uygarlıkları, bilgiyi, yüceliği, erdem görebildiğini ve vü cudun dilini anlamaya dolayısıyla da kendisini ve insan ları anlamaya çalıştığını vurguluyor. İnsan vücudunun özelliği de her an başka bir duyguyu anlatması; Mistik, romantik, gerçek ve tipik bir dışavurum olayı içinde ol dukça güzel eserler yaratmış.
Resimlerinde kullandığı kızıl, kahvemsi tonlan ara sında göze çarpan kırmızı ve beyaz kurdelelerin anlamıy la şöyle: Ateş'e göre kurdeleler onun pozitif tarafını tem sil eden, insana ait olumlu bir düşünce ikinci ve son mü dahale. Ateş resime kendini bu şekilde sokuyor ve bu kurdelelerin kendiliğini temsil ettiğini söylüyor.
Editör Melik Kaylan'm Ertuğrul Ateş hakkında yaptı ğı eleştiriler resim felsefesinin ortaya çıkışıdır. Kaylan eleştirisinde söyle diyor: Resimleri "gerçek ile gerçek ol mayan arasında gelen karanlığın sonsuz tiyatrosunda dramatik varolma savaşının yaratıcısıdırlar."
Ateş "İyi sanatçı özgür ve kendine has bir üslubu olan sanatçıdır" diyor ve en büyük idealinin dünya müzelerin de yer almak olduğunu söylüyor. Ateş G. Amerika'ya gi den ilk Türk sanatçısı özelliğini de taşıyor.
Ateş'in başarısının temeli Anadolu ve Batı kültürü nün sentezini en iyi şekilde gerçekleştirmesidir. Bu işin bittiği nokta yok diyen Ateş, geçmiş zamanın şimdiki za manın ve gelecek zamanın içinden renkler ve figürlerle bir yolculuğa çıkıyor. •
K ızkard eşler (1993)
Onun sanat eserleri insanın
karanlık yanlarını
sürrealizm içinde inceler.
İnsanların kaybolmaya yüz
tuttuğu değerleri, duygulan
resimleri anımsatır.
Resimleri en basit anlamda
başkaldırmadır.
Y asak Aşkın Türküsü (1 9 9 3 )
4BPorfre/61
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a T o ro s Arşivi