• Sonuç bulunamadı

[Osman Öndeş'in "İstanbul Aşığı Ressam Preziosi" adlı kitabının reklamı] 

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Osman Öndeş'in "İstanbul Aşığı Ressam Preziosi" adlı kitabının reklamı] "

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S a y f a

T

2

1

O C A K

1 9 7 3

| Başturaft İkincide

değil midir? Etkili bir kon­ trol, sosyal adaletin sağlan­ masına da yardımcı olur.

Muhakkak ki, İstihsal Ver­ gisinin kalkması ve yerine Katma Değer Vergisi gibi uy­ garca ve daha kolay takip edilen, aynı zamanda öteki vergileri de ortaya çıkaran bir sistemin korunası arzu edilir. Bunun Üçüncü Plân dönemi sonlarında gerçekleş­ tirileceği umudu da bize ve­ rilmiştir.

Teşvik tedbirleri tasarısı, sonuç olarak, elbette eleşti­ rilebilir.

Yalnız, çok iyi, iyinin düş manidir. Türkiye’de yapıla­ cak o kadar çok şey vardır ki, bunların içinde öncelik seçmek oldukça zordur. Y e­ nilikler, arka arkaya, sırası geldikçe yapılmalıdır. Yoksa, mükemmel bir teşvik tedbir­ leri manzumesini, çok iyi dengelenmiş bir sistemi bir araya getirmek için daha y ıllarca bekleyeceksek, şim­ diye kadar kaybettiğimiz za­ manlara yenileri eklenecek demektir.»

• G E VG İLİLİ — «Sayır. Ceyhan, Ortak I ’azar’da uygu­ lanan teşvik tedbirleriyle Türkiye’de getirilmek isteni len teşvik tedbirleri arasın­ daki farklar itirazlar yarat­ maktadır. Bazı sanayi dalla rını henüz kuramamış olan Türkiye’de geliştirilmek iste nilen sanayilere uygun ne tür teşvikleri yararlı görürsünüz? Yeni yatırımlarda işletmele­ rin büyüklükleri ve tröstle? menin sakıncaları konusun d i neler öngörüyorsunuz? )

• CEYHAN — «Türkiye’de düşünülen teşvik tedbirleri­ nin bazılarının Ortak Pazar’­ da olmaması, o ülkelerin ge­ lişmiş olup artık yeni sanayi kurmak ve geliştirmek çaba­ sından çıkmasıyla ilgilidir. Dolayısiyle sanayii teşvik de farklıdır ve Türkiye’nin duru­ mu için ancak gelişmekte o- lan ülkelerin teşvikleriyle karşılaştırma yapılabilir. Ama ihracatın teşvikinde AE T’de alınan pek çok tedbir vardır ve hattâ Türkiye’deki tasarı­ da getirilen tedbirler ihraca­ tın teşviki yönünden Ortak Pazar’daki teşviklere göre ye­ tersizdir. En önemli olan teş­ vik yani ihracatın finansma­ nı ve sigortası konusu Türü tasarısında ele alınmamıştır.

Teşvik tedbirlerimin alın­ ması iki nedenle kesin bir zorunluktur:

0 Teşvik tedbirleri AET re­ kabeti olsa da, olmasa da sanayileşmemizi ve kalkınma­ ya hızlandırmak için gerekli­ dir.

0

Teşvik tedbirleri plânı etkili biçimde uygulamak için, de en önemli araçlardan­ dır. O yüzdendir ki, bugün sözü edilen tedbirlerin bir bölümü 1983 yılından beri uy­ gulamaya getirilmiştir.

Vergi bağışıklığı konusu 1933’de 302 vc Kurumlar Ver­ gisi Kanununda değişiktik ya­ pan 199 sayılı kanunlarla ge­ tirilmiş olan hususlardı». Bel­ ki oranlar bugünkünden fark­ lıdır fakat yatırımcının gelir ve kurumlar vergisine beyan edeceği miktardan yatırımın bir kısmını düşme hakkı o yıldan beri uygulanagelmek- tedir. Dolayısiyle yeni tasarı­ yı gelir arttırıcı, gelir denge­ sini değiştirici bir faktör ola­ rak nitelemek yanlış olur.

Türkiye’de vasıtalı vergile­ rin yüksekliği ise vergi idare­ sinin yeterli derecede gelişme- mesiyie ilgilidir. Bu nedenle sosyal adalet ilkesinin uygu­ lanması on yıldan beri ger­ çekleşememiştir.

Teşvik tedbirleri tasarısı özellikle döviz gelirlerini art­ tırıcı etkiler yapabilir. N ite­ kim ihracat bir süredir art­ maktadır. Ne var ki, bu ar­ tışta 933 sayıl» kanunla uygu­ lanmakta olan vergi iadesinin mi, devalüasyonun mu, dünya konjonktüründeki durumun mu, yoksa geçen yıl yurt için­ deki fazla kapasite ve bir çe­ şit durgunluğun mu rol oy­ nadığı tam bilinmiyor. Sana­ yiciler, ihracat artışlarında vergi iadesinin büyiik bir ko­ laylık ve cazibe yarattığını ileri sürüyorlar. Bunurtla bir­ likte, sanayiin teşvikinde as­ lında başlıca tedbir girdilerin ucuzlatılması olmalıdır. Ayrı­ calık yaratılmamak, tarım girdileri konusu da dikkatle düşünülmelidir. Hükümetler eskiden beri tarım girdilerini ucuzlatmak üzerinde durmuş­ lardır ama sanayide girdile­ rin ucuzlatılması Uk defa bu tasarı ile getirilmektedir.

Kurulan tesislerde optimal boyut, ülke koşullarına göre değişen bir değerdir. İngil­ tere’de bir milyon ton üretil­ diği takdirde cazip olan bir iş, Türkiye’de sözgelişi 200 bin ton üretildiği zaman da cazip bir durum alabilir. Do­ layısıyla, tesislerin büyüklük derecesi için kesin bir değer verilemez.

TRÖSTLEŞME

AN CAK REKABET İLE

DENGELENEBİLİR

Tröstleşmeler konusunda i<se yurt içinde gerçek reka­ bet sağlanmadıkça bu ya da

SOSYAL ADALET, SANAYİLEŞME ve TEŞVİK

başka tasarılar fazla etki ya- pamaz ve kapalı bir ekonomi içinde de «gerçek rekabet tam ölçüde sağlandı» denilemez. Zaten Ortak Pazar’a girmenin sağiayacağı en büyük yarar­ lardan biri Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun Türkiye’ye gerçek rekabet şartlarını ge­ tirerek, tröstleşmelere bir m’ ktar engel olacağı inancı­ dır.

Teşvik tedbirleri tasarısı­ nın tüketim ya da ara ve yatı­ rım malları sanayilerinin ku­ rulmasını desteklemeye yö­ nelmesi, bütünüyle, tasarının uygulanmasına ilişkin listele­ ri hazırlayacak ve teşvik ted­ birlerinden yararlanacak kol­ ları tesbit edecek olan sorum­ lu organın elindedir. Organ, plân ve programlarla ekono­ mideki yeni gelişmelere göre desteklenmesi gereken yatı­ rım alanlarını tesbit ya da değiştirme hakkına sahip bu­ lunacaktır.»

• G E V G İLİLİ — «Sanayiin geliştirilmesi ve yatırımların teşviki alanında Ortak Pazar’­ dan gelecek rekabet unsuru ne gibi bir rol oynamakta­ dır, sayın Doç. Yüksel? Ortak Pazar düzeninde tröstlerin ye­ ri nedir? Bu ortamda sosyal adalet sorunu için neler dü­ şünüyorsunuz? ■»

• Doç. Y Ü K S E L — «Gerek Üçüncü Plân’ın, gerekse bu tür tedbirlerin alınmasının tek anlamı vardır. Sorun, eko­ nomik kalkınmada kalkınma­ ya mı yoksa sosyal adalete mi öncelik verileceği alternatifi­ nin tayin edilmesidir. Aslın­ da katma protokolla Ortak Pazar’a girilme kararının ve­ rildiği anda bu sorun çözüm­ lenmişti. Ortak Pazar’a böyle bir katma protokolla girme­ nin Türk ekonomisinin lehine olmadığım biz 1964’den beri belirttik. Ortak Pazar’a geçi­ şi öngören katma protokol konusunda prensip karan başlangıçta yanlış tespit edil­ mişti ama AET ile ilişkiler bil kere bu düzen üzerine kurul­ duktan sonra yeniden düzen­ lemeler ummak da boş bir avunmadır; atı alan Üskü­ dar’ı geçmiştir. Eğer radikal, yeııi bir karar verilmezse Or­ tak Pazar'la bugünkü katma protokolün temel bölümle­ rinde değişiklik yapılamaya­ caktır; Ortak Pazar’ca veri­ lecek tavizler İse çok tâli ko­ nulardadır.

Bunun doğal sonucu Ortak Pazar’ın getireceği rekabete hazır olmak zorunluluğudur.

Bu rekabete de ancak sakın­ calı yönleri atılan bugünkü teşvik tedbirleriyle haızrlanı- labilir. Bu tedbirlerin en ağır bedelinin, gelir dağılımı gibi sosyal konuların ertelenmesi anlamına geldiğini bilmeliyiz.

ORTAK PAZAR'DA

TRÖSTLEŞME

MEŞRU ve

g e r e k l i d i r

Böyle bir porotokolla AET'- ııin geçiş dönemine girmek, Ortak Pazar'ın rekabet düze­ nini kabul etmek demektir. Bu rekabet düzeninde tröst­ leşme meşrudur. Ortak Pa­ zar’ı yaratmış olan Roma Andlaşmasında kabul edilme­ yen husus sadece kartelleş­ medir, yani serbestliklerini rryuhafaza etmekle birlikte be­ lirli işletmelerin bazı pazarla n paylaşmaları, fiyat bağla­ malarına gitmeleri gibi sade­ ce piyasaya karşı tutumlarda birleşmeleridir. Bunun dışın­ da işletmeler arası bütünleş­ me, yani tröstleşme AET Ko- misyonu’nun tavsiyelerinde, tutumunda açıkça ifade edil­ mektedir. Tröstleşme konusu AET’yc girmeyi kabul eden bir ekonominin göze alması gereken, geleceğiyle ilgili bir resmî ifadedir. Bu bakımdan da yeni teşvik tedbirlerinde bu felsefeyle bağdaşmayan bir yön bulunamaz.

Yeni teşvikler arasında yer almayan ihracat kredisi ve sigortası tasam ı da dört beş yıl önce hazırlanmıştır. Ama çoktan gerçekleştirilmesi ge­ reken bu konu hâlâ ihmal edilmektedir.

TÜRKİYE'DE EN

BÜYÜK TESİSLER

BİLE A E F Y E

GÖRE KÜÇÜKTÜR

Ortak Pazar’la rekabet ede­ bilecek İşletme büyüklükleri konusunun, rakkamlar açısın­ dan karşılaştırılmasının tek başına yetmediği kanısında yım. Aslında, Türkiye'deki en büyük firmalar bile Ortak Pazar’a göre küçük kalmak­ tadır. Buna karşılık, Türki- ye’de hazan nisbeten küçük işletmeler de maliyetleri dü­ şükse başarı kazanabilir.

Sonuç olarak, ekonomik iş­ lerde kural konulması elbet­ te önemlidir. Ama bundan çok

dalıa önemli olan, konulan kuralların ekonominin İhti­ yaçları doğrultusunda uygu­ lanması, bürokrasiden kaçı­ nılması ve şimdiye kadar gör­ düğümüz yanlış uygulamadan ders alıııubilmesidir. Devlet Plânlama Teşkilâtı geçmişte teşvik tedbirlerinin icracısı sıfatıyla objektif ölçülerden uzak, gerçekten pazarlıklara dökülen ve çok yönden tenkit çeken bir uygulamaya giriş­ mişti. Bir organizasyon düzel­ tilmesi yapılarak bu tedbirler sonradan tamamen Ticaret Bakanlığına verildi. Ne var ki, 1972 yılında biîe verilen teşvik tedbirlerinin yüzde 35’inin yine tüketim dalma açılmış olduğu görülmekte­ dir. Demek ki, herşeyden ön­ ce bir kalkınma stratejisinin ön hedef olarak alınmasıyla gerekli sanayilerin kurulma­ sı doğrultusunda konulacak olan tedbirlerin işletilmesi ayrı birer sorundur. Bunlar beiki de kurallar ile uygula­ ma arasındaki zıtlıklara yoi açabilir. Hedef uygulamada­ ki çelişkilere artık son vere­ rek, hızlı ve etkili kalkınma için gerekli sanayilerin mut­ laka kurulması olmalıdır.»

AYRICALIK

YAPILMASININ

HERKES

KARŞITINDADIR

• G E V G İLİLİ — «Ekono­ mik alandaki yeni gerçekler karşısında sanayi teşvik ted­ birleri için hangi ilkelerin be­ nimsenmesini zorunlu görü­ yorsunuz, sayın Kayra? Sos­ yal adalet ile kalkınma ara­ sındaki ilişkiler sizce nasıl tesbit edilmelidir?»

• K A Y R A '— «Türk sana­ yiinde yatırımların teşviki konusunda herkes ayrıcalıkla­ rın karşısmdadır. Bu önemli bir unsurdur. Ayrıca, teşvik tedbirleriyle ilgili olarak şu ilkeler üstünde durulabilir: A En önemli sorunlardan

birisi Türk sanayiinin fi­ nansman ihtiyacım çözmek olduğu halde tasan finans­ man konusunu yeterince ele almamıştır.

A İstediğimiz şey büyük müesseseleri cezalandır­ mak değildir. Büyük, küçük ve orta müesseseler aynı ze­ min üzerinde çalışabilmen- dirler.

0 Teşvik belgelerinin mut­ laka karaborsası olacak­

tır. Buna karşı tasarıda ted­ bir yoktur.

Q Yeni tasarıyla sadece muhtemel bazı gelirler­ den vazgeçildiği doğru değil­ dir. Ziıa, ortada yeni yatırım­ larla iligli tasarruf artışını belirleyen bir sermaye/hasıla kat sayısı yoktur.

0 Bir ekonomide optimal işletme büyüklükleri ya­ ratmak ille de büyük işletme­ leri desteklemekle olmaz. Bazan küçük işletmeler de verimli ve başarılı olabilirler.

SOSYAL ADALETSİZ

BİR KALKINM AYA

HAYIR

Yeni teşvik tedbirleri ara­ sında özellikle itirazlarımıza yol açan şey eski tedbirler değil yeni getirilenlerin bazı­ larıdır. Bu arada, vasıtalı ve vasıtasız vergiler arasındaki denge ile sosyal adalet konu­ sunda İsrar ediyorum. K al­ kınma kapitalist bir model İçinde olacaktır, fakat sosyal adaletsizliğe karşı acaba ne tür çözüm yollan bulabiliriz? Bu çözüm yollarını tartışabi­ liriz ama sosyal adaletten vazgeçemeyiz. Yeni kanun, oranlan ne olursa olsun, den­ geyi mutlaka vasıtalı vergiler lehine bozacaktır. Bu İse sos­ yal adaletsizliği biraz daha keskinleştirir.

Oysa, bugünün dünyasında sosyal adaleti bir yana bıra­ karak ille kalkınacağım diye uğraşmak çıkar bir yol değil­ dir.»

SOSYAL

ADALETSİZLİKTEN

EN ÖN CE BİZ

SANAYİCİLER

KORKARIZ

• M ANSUR — «Sanayici dc en azından bencil ihtiyaçları için sosyal adaleti istiyor, is­ temektedir ve İstemek zorun­ dadır. Sosyal adaletin bulun­ madığı bir ortamda özel sek­ tör de olmaz. Sanayisi, süs- yal adaletsizliğin uzun vadede kendini felâkete sürükleyece­ ğini bilmektedir. Bilinçli bir özel sektör sosyal adaleti kal­ kınmanın ve istikrarın bir aracı, bir yolu olarak kabul etmekte ve bunları bağdaştı­ racak bir ortam istemekte­ dir..»

ORTAK PAZAR'DA

SOSYAL ADALETLİ

BİR FORMÜL YO K Kİ

nHBHHMHMHBMUHDnSSilU • K A YR A — «Biz, eğer güç- lüysek, kalkınmayı sosyal adaletle en optimal dengede kurabilecek formülleri geliş­ tirmeliyiz.»

• Doç. Y Ü K S E L — «Ortak Pazar’da böyle bir formül yok »

• K A YR A — «Olup olmadı­ ğım bilmiyorum. Yalnız Or­ tak Pazar'la yapılan katma protokolün yeniden gözden geçirilmesi konusunda atı alan gerçekten Üsküdar’ı geç­ miş gibi görünmektedir. Şim­ di öğreniyoruz ki, başta İn­ giltere olmak üzere A E T ’ye yeni üye olan üç ülkeye şim­ diye kadar Türkiye gümrük­ süz mal ihraç ederken, bunla­ rın üyeliğinden sonra o ülke­ lere mallarımız gümrüklü gi­ decektir. Türkiye geçiş döne­ mine girdiği için Ortak Pa­ zar'a genel preferanslar çer­ çevesinde ucuz tarifelerle ih­ racat da yapamayacaktır. Oy­ sa, sözgelişi, Yugoslavya AET’ye kendi gümrük tarife­ sinden fedakârlık yapmaksı­ zın ucuz tarifelerle ihracatta bulunabilecektir.

önümüzdeki dönemde bu olumsuz koşullan değiştir­ mek için sürekli olarak uğ­ raşacağız. Uğraşmaktan vaz­ geçmemiz elbet düşünüle­ mez. Ne var ki, Ortak Pazar’a ileri sanayi ürünlerini değil; daha çok emek yoğun tüke­ tim malianm, manifatura ma­ mullerini, tarıma dayalı ürün­ leri satabileceğiz. Başka bir deyişle eğer amaç Ortak Pa­ zar’la olan ilişkileri geliştir­ mekse, o zaman Türkiye’nin yatırım malları sanayiinden çok tüketim mallan sanayiine gitmesi gerekecektir.

Sonuç olarak, yeni teşvik tedbirleri tasansı için şu yargıya varabiliriz, yeniden:

Tasarının gereksiz tedbirle­ ri var, belki zararlı tedbirleri var, eksik bazı tedbirleri ve bunların yanı sıra da iyi bir takım tedbirleri var »

YATIRIMLAR YALNIZ

İHRACAT

AM ACIYLA

YAPILM AZ

• G E V G ÎL İL l — «S ıy ın Ceyhan, eski bir plâncı ola­

rak, Ortak Pazar şartlan ile tasan arasındaki ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Ortak Pazar'la ilişki kurmak Türkiye’de yatırım mallan sanayilerinin geliştirilmesine

engel midir?»

• CEYHAN — «Sayııı Kay- nı, teşvik tedbirleri tasarısı­ nın Türk ekonomisini Ortak Pazar’a hazırlayacağından en- d'şo’ l olduğunu söylemekte, dış ticarete dayanan kalkınma rn-odeliııe de inanmadığını be­ lirtmektedir.

Gerçekten de. «sadece bu kanun Türkiye’yi gelecekteki Ortak Pazar üyeliğine hazır­ lar» demeye ve özellikle be­ lirtmeliyim ki, sadece l)u ka­ nunla yetinmeye imkân yok... Bu kanun bizi Ortak Pazar'a hazırlamaya olanak yaratır. Şu şartla ki, ilerde yürürlük koşulları saptanırken özellik­ le bu hazırlanmayı mümkün kılacak kriterler kabul edil­ sin.

Bu günden yapılacak bütün y atırımlar sadece ihracata yö­ nelmiş, bizi Ortak Pazar’a ha­ zırlayan yatırımlar değildir. Bu tamamen uygulanmakta olan ekonomik politikaya bağlıdır ve kalkınma plânımız bu konuda tercihlerini yap­ mıştır. Bu tercihler arasında, genel gözlemlere göre, dış rekabette fazla şansı olmaya­ cak kolların da geliştirilme­ si öngörülmektedir. Bu neden­ le teşvikler sadece Ortak Pa­ zar’a hazırlayıcı çalışmalara değil, başka ekonomik neden­ lerle sadece Türkiye için dü­ şünülmüş sanayi kollarına da verilecektir. Unutmayahm ki, böyle bir teşvik ve destek sis­ temi Ortak Pazar olsa da ol­ masa da ekonomimizi plân hedeflerine göre yönetmek için de zaten gerekliydi.

YATIRIM MALLARI

SANAYİİ KURMAK

MUTLAKA GEREKİR

Yatırım m allan yani «ma- kina yapan maklnalar» sana­ yiini gerçekleştirmek, Ortak Pazar düşünülse de düşünül­ mese de uluslararası düzey­ lerde yapılması güç bir iştir. Bunlar için çalışma yapılma­ dan «Ortak Pazar’a Türkiye sadece tüketim malı ihraç eder, üst tarafında biz yokuz demek» de mümkün değil­ dir. Türkiye öncelikle elinde­ ki fazla kapasitelere dayana­ rak Ortak Pazar’a gelir unsu­ ru yüksek olan tüketim mal­ ları ihraç edecektir. Ancak, fason imalât ya da «subcon­ tracting» denilen usul altın­ da başka bazı malların ihra­ cı mümkündür. Sözgelişi, oto.

motiv parçaları İhracından başlayarak, tek tip bir kam­ yon geliştirdiği vç fiyatını u- cuz kıldığı takdirde sanayiin kamyon, otobüs ihracı bile pekâlâ mümkündür.»

DAHA KO LAY ve

UCUZ YATIRIM İÇİN

• G E V G İLİLİ — «Ortak Pazar’a geçiş dönemi başlar­ ken Türkiye'de getirilmek is­ tenen yeni yatırım teşvikleriy­ le ilgili forumda şu gerçek­ ler ortaya çıkmaktadır: 0 Gelişmesi geri kalmış bir

toplum olan Türkiye bu­ gün çok ileri aşamalara geç­ miş büyük ekonomilerle ya­ kınlaşma ve işbirliği aşama­ sındadır. Ne var ki, bu yakın­ laşma ve İşbirliğini yapma­ ması durumunda bile Türki­ ye’nin çağma yetişebilmesi için bir takım büyük sıçra­ malar yapması zorunludur.

0 Sıçramalar özellikle sa­ nayi alanında yapılacak­ tır. Sanayi başta olmak üzere ekonominin çeşitli kesimle­ rinde tasarruf, yatırım ve ih­ racat geliştirilmelidir. Ortak Pazar tercihi bu yönde belirli bazı modeller vermektedir. Bu, büyük ölçekli işletmele­ rin egemenliğine dayanan bir modeldir. Turizm de dahil ol­ mak üzere çeşitli alanlarda­ ki yatırımların teşvikini ön­ gören tasarı bu amaçla dü­ zenlenmiştir. Ancak, tröstleş­ me eğilimi tepki yaratmakta­

dır,

0

Teşvik tedbirlerinin en büyük noksanı, yatırımla­ ra gerekli finansmanı sağla­ makta büyük yenilik getirme- yişidir. Buna karşılık, önle­ yici tedbirler alınmazsa, yatı­ rım belgesi alanların bunu karaborsada değerlendirmesi yolu da açılabilir

0 Teşvikler yatırımların ge­ ri bölgelere yönlendiril­ mesine —o bölgelerde yeni alt yapı, ulaştırma ve enerji ko­ laylıkları sağlanmadıkça. — fazla yardımcı olamayacaklar 0 Türkiye’de sanayie reka­ bet gücü kazandırmakta yatırımları desteklemek kadar etkili olabilecek bir teşvik tedbiri ise, bütün üretim ma­ liyeti üstünde ağır etkileri gö­ rülen girdilerin fiyatlarını düşürmektir. îsühsal vergisi­ nin kaldırılması bu arada sa­ yılabilir.

Bunlar, teşvik tedbirleri tasarısı yasama organlarına geldiği zaman çeşitli yönleriy­ le tartışılacak ve sakıncaları giderici çözüm yolları araştı­ rılacaktır. Sanayi ve yatırım­ lar, objektif ve adaletli ölçü­ lerle mutlaka desteklenecek­ tir.»

il M illiyeti

356 Sayfa

25 Lira

**««»<■*

336 Sayfa

20 Lira

İSr~

renkli

tablo

25 lira

\

SfîMAFİA BÜLBÜLÜ

Dünyanın en büyük suç

gütü M afîa'yı içlerinde

ri anlatıyor.

îfCÖZLÜ ve GÜZEL

SÖZLER

Gelmiş geçmiş

% AFRİKA KRALİÇESİ

Vahşî ormanlarda geçen kor­

kunç serüvenleri anlatan ço ■

cuk romanı.

DAMDAKİ KEMANCI

Anatevka (Damdaki Kemarı-

cı)'nın unutulmaz kişileri -

nin ilginç hikâyeleri.

en unlu

lerden derlenen özlü v

zel sözler.

256 Sayfa 10 Lira

* S E N SEVMEDİKÇE % Ç 0 C U KLARA

DENEYLER

Çocukl

îjCPREZlOSI

İstanbul'u dünyaya tanıtan

ressamın hayatı, sanatı

ve

eserleri.

arın evde,okulda ko­

laylıkla uygulayabilecekleri

fen ve tabiat deneyleri.

erin romanı

Kostantinov

«N i».

28« bayta 10 L ir a

LTD. ŞTİ. Basın Sarayı Türkocağı Cad, Cağaloğlu-IST

Genel Dağıtım

YAYINLARI

GELECEK AYIN KİTAPLARI

t o c u k l o r a

>

de«t«ylev

»ağılım

Milliyet: »9.1 İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi

Referanslar

Benzer Belgeler

MWM’nin eğitim aşamasında 4 gün boyunca hedef kadrandan geçiş sayısı parametresi karşılaştırıldığında zaman etkisi için yapılan istatistiksel analizde anlamlı

Muharrem Göktayoğlu, Çahşkan'ın Özel Türkmen Lisesi duvanna yaptığı 7 x 9 metre boyutlarındaki, “İstiklal- Cumhuriyet” adlı kabartma eserinin açılışını

Türk Müziği yarışmasında birinci olan “ Bir İlkbahar Sabahı” adlı şarkının bestecisi Er­ doğan Berker, müzik tutkusundan, asıl mesleği olan mimarlığa

“Anneciğim” , “23 Nisan” , “Biz Atatürk Çocukları” ve “ Doğum Günün Kutlu Olsun” gibi gibi çok sesli çocuk şarkılarına da imza atan sanatçının, bu

Ancak başta beşeri ve ekonomik coğrafya konularını gösteren fotoğraflar olmak üzere ders kitaplarındaki birçok fotoğrafın eski ve güncelliğini yitirmiş olması

Birkaç çizgi ile yaptığı resimler, herkesin takdirini kazanıyordu, fakat ona hiç kimse hârika çocuk dememiştir.. Sanat tarihi tetkik edilirse resimde «Hârika

T ÜRK edebiyatının ünlü şair, yazar ve düşünürü Necip Fazıl Kısakürek’in cenazesi dün Fatih Camii’nde kılınan öğle namazın­ dan sonra Eyüp

Bu açıdan özel hayatın korunması ve mesken dokunulmazlığı hakkı da diyebileceğimiz mülkiyet hakkı kişi haklarının en başında gelir ve özel hayatın en önemli