• Sonuç bulunamadı

B Tipi Viral Hepatit Ve Diş Hekimliği Açısından Önemi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "B Tipi Viral Hepatit Ve Diş Hekimliği Açısından Önemi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B TİPİ VİRAL HEPATİT VE DİŞ HEKİMLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMİ

Dr.Dt. Dilek Aynur Uğar* ÖZET

Hepatit B(HB) dişhekimleri arasında önemli bir meslek hastalığı olarak tanınmaktadır.1982'den beri HB aşısı yapılmasına rağmen akut ve kronik karaciğer enfeksiyonu, siroz ve primer hepatoselüler karsinomun en büyük nedeni olan hepatit B virüsü (HBV) diş hekimleri için hala tehdit edici bir hastalıktır.

Bu makalede, dişhekimliğinde HBV'nin bulaşma yolları, dişhekimliği mesleğinde enfeksiyonun prevalansı, immü-noprofılaksi yoluyla hastalıktan korunma anlatılmış ve diş-hekimliğinde hepatit B virüs enfeksiyonunun bugünkü durumu gözden geçirilmiştir.

Anahtar Kelimeler; B tipi viral hepatit, dişhekimliği

SUMMARY

Hepatitis B (HB) among dentists has been recognized as a significant occupational hazard. Although HB vaccination has been used since 1982, Hepatitis B virüs (HBV) which is a major cause of acute and chronic liver infection, cirrhosis, and primary hepatocellular carsinoma stil remains the target disease in the dental setting.

In this paper, modes of HBV transmission in dentistry, prevalance of infection in the dental profession and prevention of transmission through immunoprophylaxis have been reported and current status of the hepatitis B virüs infection in dentistry has been reviewed.

Key word:Hepatitis B,dentistry Hepatit veya karaciğer enflamasyonu virüsler,

bazı hastalıklar ve ilaç reaksiyonları sonucu oluşur. Viral hepatite neden olan virüsler RNA virüsleri (picornovirüsler, togavirüsler, arenavirüsler, rhab-dovirüsler ve paramyxovirüsler) ve DNA virüsleri (hepadnavirüs, herpesvirüs ve sınıflandırılmayan diğer non-A, non-B hepatitis virüsleri) dir. Hepatit B aşısının kullanıma girmesiyle birlikte hepatit B virüsüyle karşılaşma ihtimali yüksek olan risk gruplarını belirleyen çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Hazırlanan listenin başında dişhekimleri gelmekte ,

dişhekimliği personeli bunu takip etmektedir.5

İnsan immün yetmezlik virüs (HIV) enfeksiyonu ve kazanılmış immün yetmezlik sendromunun (AIDS) dişhekimliği personeli için büyük tehdit oluşturması HBV konusuna ilginin de yeniden can-lanmasına neden olmuştur. AIDS aynı zamanda HBV enfeksiyonuna karşı aşı yaptıran kişilerin sa-yısını da artırmıştır. Dişhekiminden hastaya HIV geçişine çok az rastlanmasına rağmen HBV hala

dişhekimlerini tehdit eden bir hastalıktır.25

Konta-mine iğne batmasını izleyen enfeksiyon riski

AIDS'te %0,5, hepatit B'de %7,3'tür2. Dünya

nü-fusunun yarısına yakın (2 milyar) HBV ile enfekte olmuştur. HIV taşıyıcısı ise 10-12 milyondur . HBV, HIV'den 100 kat daha infeksiyözdür. Bulaş-tırıcı en düşük kan miktarı HIV için 0,1 ml. HBV için 0,00004 ml'dir. Bu verilere bakarak hepatit B'nin tüm dünyayı ayağa kaldıran AIDS kadar önemsenmesi, anlatılması, bilinmesi gerekmekte-dir. Bu, özellikle hepatit B'nin çok yaygın olduğu

ülkemiz açısından önemlidir.2

Viral Hepatit:

Günümüzde viral hepatit adı asıl olarak 5 tipe ayrılmakta (A,B,C,D ve E); non-A, non-B, non-C tipleri de bulunmaktadır. 1940'Iarın başında hepatit A ve HBV'nin birbirlerinden farklı oldukları ve spesifik serolojik testlerle tanınabilecekleri ortaya

konmuştur.5

HBV ilk olarak 1965'te tanımlanmıştır.5 HBV

enfeksiyonunun sıklığı ve bulaşma yolları

dünya-nın değişik yerlerinde farklıdır.15,10 Dünyada 350

milyondan fazla virüs taşıyıcısı bulunduğu, bunla-rın %90'ının az gelişmiş ülkelerde yaşadıkları ve her yıl 50 milyon yeni B hepatiti olgusunun sap-tandığı bilinmektedir. HBV enfeksiyonu Güneydo-ğu Asya,Afrika, Japonya, Okyanusya ve Orta Do-ğu'nun bazı bölgelerinde yoğun olarak

görülmek-tedir.2,5,10 Dünya üzerinde taşıyıcıların yaklaşık

%75 'i Asya kıtasındandır. Bu bölgelerde nüfusun %8-15'i virüs taşımakta ve enfeksiyon çoğu kez doğumda veya çocuklukta ortaya çıkmaktadır. ABD, Batı Avrupa ve Avustralya'da hepatit B bir yetişkin hastalığıdır ve nüfusun sadece %0,2-09'u

virüs taşıyıcısıdır.5 Akut ve kronik karaciğer

enfek-siyonu, siroz ve primer hepatoselüler karsinomun

en büyük nedenidir.5,7,10 Tayvan'da yapılan bir

araş-tırmada HBS Ag pozitif kişilerde, HBsAg-negatif olanlara göre 200 misli daha fazla bir oranda hepa-toselüler karsinoma geliştiği saptanmıştır. HBS Ag-pozitif annelerden doğan çocuklar da hepato-sellüler kanser riski taşımaktadır.7,10

HBV 42 nm çapında olup çift sarmallı DNA içe-rir. 1.2.3.5,10 HBV enfeksiyonu için çeşitli antijen-antikor kor sistemleri açıklanmıştır. Hepatit B yüzey anti-*Gazi Üni.Dişhekimliği Fak. A.D.Ç.H. ve Cer. A.B.D. Öğretim Görevlisi

(2)

jeni (HBsAg) virüsün yüzeyinde bulunur ve HbsAg'i ile Hepatit B arasında çok sıkı bir ilişki vardır.1,3,5,710 HBsAg varlığını altı aydan fazla sürdürür

ise, hastalığın kronikleşmesi söz konusudur.2

HBsAg'nin çeşitli alt tipleri (adr,adw,ayw,ayr) var-dır.5,10 Bu fenotiplerin neden oldukları hastalık

tab-losu aynıdır.10 HBV fenotiplerinden epidemiyolojik

çalışmalarda, hastalık kaynağının saptanmasında

yararlanılmaktadır.5,10 Anti-HBs (HBsAg'ne karşı

oluşan antikor) uzun süreli immüniteden sorumlu-dur. Anti-HBc (core antijene karşı oluşan antikor) HBV enfeksiyonu olan tüm hastalarda gelişir ve sü-rekli kalır. Hepatit B e antijeni (HBeAg)

infeksiyö-zitenin ve aktif replikasyonun işaretidir.2,5 HBV 37

C°'ye 1 saat dayanabilmekte ve ısı 60 C°'yi geçti-ğinde bu özelliğini kaybetmektedir. Etkeni içeren materyal 100 C°'de 10 dakika tutulduğunda ise HBV ölmekte fakat HBsAg'nin antijenik özelliği devam etmektedir. Aynı şekilde HBsAg'nin pH 2.4'e 6 saat kadar dayanabilmesine karşın, HBV enfektivitesini yitirmektedir, %0,5'lik sodyum hi-poklorid düşük proteinli ortamda bulunan etkenin antijenik özelliklerini 3 dakikada tahrip etmektedir. HBsAg içeren kan, plazma ve diğer kan ürünlerinin ultraviyole ışınlarına tutulması hem antijenlere ve hem de bunların enfektivitelerine etkili olmamakta-dır. Bu yüzden bu tip preparatların bu virüsten

te-mizlenmeleri bir problemdir.10

Akut hepatit B'nin klinik belirtileri ve semptom-ları iştahsızlık, kırgınlık, yağlı yiyecekler ve sigara-dan tiksinme, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve sarılığı içerir. Deride lekeler, eklem ağrıları ve art-rit de oluşabilir.3,8,10 Enfekte olan kişilerde mortalite %2'yi geçmemekte ve bu oran azalmaktadır. HBV 'nin inkübasyon süresi uzundur: 45-160 gün

(ortalama 60-120 gün).510 Bu enfeksiyon

asempto-matik1 olabilir, siroz,akut hepatit enfeksiyonu,

pri-mer karaciğer kanseri veya ölümle sonuçlanabilir.3,5

HBV'nin 4 ana buluşma paterni vardır: Perkuta-nöz (parenteral), perinatal, horizontal ve seksüel. HBV'nin en yoğun bulunduğu vücut sıvıları sıra-sıyla kan, semen ve vaginal sekresyonlardır. Bunla-rın dışındaki diğer vücut sıvıları da (tükürük, ter, gözyaşı, süt, nazofaringeal sıvılar, asit mayii)

po-tansiyel olarak enfeksiyözdür.2 Hastalık daha çok

kan transfüzyonu yapılanlar, damar içi yoldan nar-kotik madde kullananlar, hemodiyaliz uygulanan ve uygulayanlar, hayat kadınları, değişik kişilerle homo ve heteroseksüel cinsel ilişkide bulunan er-kekler ve B tipi hepatiti olan hamile kadınların do-ğurdukları bebeklerde görülür.1,2,8,l0,13

Dişhekimliğinde Bulaşma Yolları

Hepatit B, dişhekimleri, özellikle maksillofasi-yal cerrahlar için önemli bir mesleki tehlike

oluş-turmaktadır.4,11,12 Diş tedavisi sırasında küçük, keskin kontamine aletler kullanıldığı için dikkatsizlik nedeni ile hekim ve yardımcılarında deri yaralan-maları oluşma riski vardır. Dişhekimliğinde deri yoluyla olmayan geçiş tükrük, kan ve dişeti sıvısı gibi enfeksiyöz vücut sekresyonlarından bulaşarak olmaktadır.5

Dental işlemler sırasında HBV geçişi başlıca personel ve hastalar arasında horizontal şekilde, en çok hastadan hekimin yardımcısına ve daha az he-kim yardımcısından hastaya bulaşma şeklindedir. Dikey geçiş ise enfekte dişhekimi veya yardımcı personelin HBV enfeksiyonunu perinatal olarak veya diğer kanla bulaşma yolları ile bulaştırmaları şeklinde olmaktadır. Bu nedenle günümüzde bütün hamile kadınların her hamileliklerinde doğum ön-cesi ilk kontrollerinde HBsAg açısından rutin ola-rak test edilmeleri önerilmektedir.5

Enfeksiyonun Sıklığı

HBV enfeksiyonuna yakalananların ve taşıyıcı durumdaki kişilerin prevalanslarındaki artış var sa-yılan çok daha fazladır. Bu hastaların çoğu HBV enfeksiyonunun yaygınlığının artışından habersiz-dir. Her yıl tahminen 300.000 kişi HBV ile enfekte olmaktadır. Bu kişilerin dörtte birinde sarılık gö-rülmekte; 10.000' den fazla hastanın hospitalizasyo-nu gerekmekte ve ortalama 250 hasta hastalığın birden alevlenmesi nedeniyle ölmektedir. HBV en-feksiyonu geçiren genç hastaların %6-10'u taşıyıcı olmaktadır. ABD'de yaklaşık 1 milyon HBV

enfek-siyonu geçirmiş taşıyıcı vardır.5 Taşıyıcıların %

25'den fazlasında kronik aktif hepatit gelişmekte ve sıklıkla siroza kadar ilerlemektedir. Ayrıca HBV taşıyıcılarında primer karaciğer kanseri geliş-me riski genel nüfusa göre 12-300 kez daha fazla-dır.17

Enfeksiyonların çoğunluğu subkliniktir ve çoğu vakada sarılık oluşmaz . Hepatitin en özel belirtisi olduğuna inanılan sarılık nadiren ortaya çıkar; bu nedenle, tüm HBV enfeksiyonlarının yaklaşık %80'i teşhis edilemez. Araştırmacılar, hastaların tıbbi hikayelerinin HBV enfeksiyonunu ortaya çı-karmak için yeterli olmadığını göstermişlerdir. Tıb-bi hikaye önemsenmeksizin tüm hastalar potansiyel HBV taşıyıcıları olarak kabul edilmektedir.

HBV geçişinin epidemiyolojisinde esas rol taşı-yıcınındır. Taşıyıcı 6 aylık apartta en az iki kez HBs Ag'i pozitif olan kişi olarak tanımlanır.

Taşıyıcılarda az miktarda anti-HBs oluşur ve böylece HBs Ag-pozitif olurlar. Enfektivite derece-si HBeAg pozitifliği ile ilişkin olmasına rağmen Hbs Ag'i pozitif olan bir kişi potansiyel olarak en-feksiyözdür. Taşıyıcılık gelişme olasılığı hastanın 133

(3)

enfekte olduğu yaş ile ters ilişkilidir.Perinatal peri-yotta Hbe Ag-pozitif annelerden geçen HBV, en-fekte infantların %90'ından fazlasının HBV taşıyı-cısı olması ile sonuçlanırken akut olarak enfekte olan yetişkinlerin %6-10'u taşıyıcı olur.

HBV taşıyıcılığı çoğunlukla akut enfeksiyondan Çok asemptomatik subklinik HBV enfeksiyonu ile gelişir. Ayrıca, asemptomatik subklinik enfeksiyon gelişen taşıyıcılar büyük olasılıkla HBe Ag pozitif-tir; bu da bu kişilerin çok enfeksiyöz ve bulaşıcı dö-nemde olduklarını ve dolayısıyla hastalığın

geçi-şinde çok daha riskli olduklarını göstermektedir.5

Dişhekimliği Mesleğinde Enfeksiyon Prevalansı

Amerika Dişhekimleri Birliği'nin 1989 'daki yıl-lık toplantısında dişhekimleri HBV'e karşı bağışık-ları arttığı için HBV'ne maruz kalma oranının %8.9'a ve HBV taşıyıcılığı oranının %0.4'e düştü-ğü gösterilmiştir. Bununla beraber bu azalma im-mün olmayan dişhekimliği personelinin

enfeksi-yon riskinin azaldığı anlamına gelmemektedir.5

Dişhekimleri ile ilgili yapılan diğer çalışmalarda seropozitivite oranının pratisyen dişhekimleri ara-sında %l-2 iken oral cerrahlar araara-sında %30 kadar

yüksek olduğu rapor edilmiştir.5'9 Böbrek dializi

ünitelerinde yapılan çalışmalar rutin olarak eldiven ve diğer koruyucu yöntemlerin kullanılmasının sağlık personelinde HBV enfeksiyonu riskini önemli derecede azalttığım göstermiştir. Ancak oral cerrahların koruyucu yöntemleri kullanmaları-nın HBV almalarına engel olmadığını ortaya koy-muştur.2

Yapılan çalışmalar bağışık olmayan pratisyen diş hekimlerinin genel populasyonla karşılaştırıl-dıklarında HBV enfeksiyonuna yakalanma riskleri-nin 3 kat fazla olduğunu, çene cerrahisi uzmanları-nın ise genel populasyona göre 6 kat riskte olduk-larını göstermektedir. Taşıyıcı oldukları bilinen ki-şilerin %76'sının tükrük örneklerinde HBsAg'i tes-pit edilmiştir. Ayrıca HbsAg'nin insan ısırığı ile geçtiği gösterilmiş , nazofarengeal sekresyonda ve dişeti cebi sıvısında da bulunduğu tespit edilmiş-tir.5

HBV enfeksiyonu riski hastayla kontaktan çok kana maruz kalmaktan kaynaklanmaktadır. Ağız içinde en yüksek HBV konsantrasyonu dişeti ce-binde oluşmaktadır. Hastaların çoğunun ağzında kanın tükrükle karışması nedeniyle dişeti cebi sü-rekli enflame olur ve böylece tükürük HBV ile en-feksiyöz hale gelir. Bu nedenle dişeti cebi bölgesin-de çalışan bölgesin-dental hijyenistlerin çok yüksek risk gru-bunda oldukları ve bunları laboratuar teknisyenleri ve diş hekimi yardımcılarının izlediği gösterilmiş-tir.5

Capiluoto ve arkadaşları belirleyici bir metod kullanarak dişhekimlerinin HBV ve HIV ile enfek-te olma risklerini araştırmışlardır. Elde ettikleri so-nuçlar ile HBV enfeksiyonu için % 0.34 ve HIV feksiyonu için % 0.006 risk olduğunu ve HBV en-feksiyonu riskinin HIV'a göre 57 kez fazla olduğu-nu göstermiştir. HBV ve HIV ile enfeksiyon riskle-rinin farklı olmasının sebebi HBV enfeksiyonunun prevalansının ve bulaşma oranının yüksek olmasına bağlanmıştır. Ayrıca 5000 HBV hastasının tedavi sonrasında kumulatif enfeksiyon riskinin % 78.9, 5000 HIV hastasının ise % 3.82 olduğu gösteril-miştir.5

Hepatit B Virüsü Taşıyan Diş Hekimleri ve Hastalığın Geçişi

HBV taşıyıcılığının diş hekimlerine etkisi önem-lidir.5,7,13 Literatürde HBV enfeksiyonunu hastalarına geçiren 10 dişhekimi rapor edilmiştir. Hindis-tan'da 1984'de bir diş hekiminin çalışması sırasın-da enfeksiyon bulaştırdığı 26 HBV enfeksiyonu vakası rapor edilmiştir.5

İmmünoproflaksi Yoluyla Bulaşmadan Korunma

HBV enfeksiyonu yüksek mortalite ve morbidi-tesi ve de 1982'den beri etkin aşının varlığından

ötürü, korunmada odak noktası olmuştur.2 HBV

en-feksiyonlarmdan aşı veya gama globulin ile , yani aktif veya pasif bağışıklama yöntemleri kullanıla-rak korunmak olasıdır.510

Pasif immünizasyona örnek immün globulin

(HBİG) enjeksiyonunu içerir.5 Bu ürün hepatiti aşısı

ile aşılanmış veya HBV enfeksiyonunun konva-lesans döneminde olan ve bu nedenle kanında yük-sek titrede anti-HBs içeren, ancak HbsAg taşıma-yan bireylere ait plazmaların göllendirilmesiyle hazırlanır. HBİG uygulaması için en önemli endi-kasyon, HBV ile akut temas sonrasıdır. HBsAg taşı-dıkları bilinen kaynaklardan iğne batması, deri veya mukozlarından kan veya vücut sıvılarının bulaş-ması, cinsel ilişki, ortak jilet veya diş fırçası kulla-nımı gibi yollardan gerçekleşen bulaşmalar, yuka-rıda deyinilen akut temas kavramına ilişkin başlıca örneklerdir. HBİG enjeksiyonu yoluyla pasif im-münoprofilaksi kişiyi 2 ay HBV enfeksiyonuna karşı korur ve oldukça pahalıdır. Pasif immünizas-yon nonimmünize sağlık personeli HBV enfeksiyo-nuna maruz kalmadıkça daha uzun süreli kullanıl-maz. Böyle vakalarda derhal HBV aşısına başlan-makladır.2,3,10,13

Aktif bağışıklık bireyin kendi immün cevabının sitümülasyonu ile oluşur. B tipi viral hepatitlerden aktif olarak korunmak üzere bazı aşılar geliştirilmiş ve uygulanıma sunulmuştur. Bunlardan ilki HBsAg

(4)

taşıyıcısı bireylerin plazmalarından derive edilerek hazırlanan ve formalin, üre ve ısı gibi etkenlerle vi-rüsün inaktive edildiği aşılardır.10

Plazmadan elde edilen HBV aşısı Heptavax-B (Merck, Sharp ve Dohme) ile ilgili klinik testler 1975'de başlamıştır ve 1982'de ABD'de lisans

al-mıştır.456 Aşı 20 ug'lık intramuskuler enjeksiyon

şeklinde verilmektedir: İlk iki doz 1 ay ara ile ve üçüncü doz 6. ayda (0,1 ve 6. aylarda) yapılmakta-dır. Aşı serilerinin tamamlanmasından sonra genç, sağlıklı yetişkinlerin yaklaşık %96'sı serolojik ola-rak değişmektedir, HBsAg'ne karşı (anti-HBs) ko-ruyucu bir antikor seviyesi elde etmektedirler ve aktif hepatit B, asemptomatik HBV enfeksiyonu ve taşıyıcı durumu gelişmesine karşı

korunmaktadır-lar.5,12 HBV aşısının HIV enfeksiyonunu

taşıyabile-ceği ihtimali üzerinde düşünülmüş, yapılan çeşitli çalışmalarda bu aşı ile HIV geçişinin olmadığını doğrulayan kanıtlar elde edilmiştir.56

Plazma kökenli aşılar 1981-86 yılları arasında tüm dünyada yaygın olarak kullanılmışlar daha sonra başta ABD olmak üzere birçok ülkede yerle-rini rekombinant aşılara bırakmışlardır.

Rekombi-nant aşılar genetik mühendisliğinin bir ürünüdür10.

Recombivax HB (Mercek, Sharp ve Dohme) 1987 yılı Ocak ayında ABD'de kullanılmaya

başlanmış-tır.5 Saccharomyces cerevisiae türü maya

mantarla-rının genlerine HBsAg geninin rekombine

edilme-siyle elde edilmektedir.2,5,10 Uygulanan aşı 10 ug

Hbs Ag proteini içerecek şekilde hazırlanmıştır.5

Diğer bir rekombinant DNA hepatit B aşısı olan Engerix-B (Smith-Kline Beechan, Philadelphia, PA) Belçika'da üretilmiş ve 1989'daFDA onayı al-mıştır, iki rekombinant aşının üretim işlemleri

fark-lıdır.25 1989'da bebek ve çocuklar için Recombivax

HB'nin dozunun değiştirilmesi uygun görülmüştür. Bu doz değişikliği önerisi 20 yaşından önce Recombivax HB ile aşılanan kişilere önemli bir fiyat indirimi sağlamaktadır.5

Test sonrası:

İlk aşı serilerinin tamamlanması için geçen 6 ay içinde yapılan serolojik testler aşıya karşı cevap oluşan kişileri cevap oluşmayanlardan ayırır. 6 ay-dan sonra ve özellikle testler tamamlandıktan yıllar

sonra yapılan testlerin yorumlanması çok zordur.5

Aşılanmadan sonraki 1 ile 5 yıl arasında anti-HBs'si negatif olan bir kişi ya primer cevap ver-meyen bir kişi olup hepatit B'ye karşı hassas kalır veya antikor seviyesi tespit edilebilen seviyenin al-tında olan kişi olup bu kişiler klinik olarak has-talığa karşı korunmaktadırlar. Aşıya cevap ver-meyen bu kişiler üç ek doz aşı ile yeniden aşılan-malıdır. Ekstra dozlar cevap vermeyen kişilerin

yaklaşık %50'sinde serolojik değişime neden ol-maktadır.5

Enjeksiyon Bölgesi:

Çalışmalar HBV aşısı enjeksiyonunu kalçadan yapıldığında serolojik değişimde farklılıklar oluş-tuğunu göstermektedir. Aşılarından birkaçını veya hepsini kalçadan yaptıran dişhekimliği per-sonelinin anti-HBs açısından test edilmesi gerek-lidir. Ayrıca intradermal veya ağız yoluyla olmayan diğer yollarla yapılan aşıların etkilerini gösteren

uzun süreli çalışmalar yapılmamıştır.5

KAYNAKLAR

1-Abaoğlu, C, Aleksanyan, V.: Semptomdan Teşhise. Klinik, Bioşimik ve Fizyopatolojik Esasları ile 8. baskı, Filiz Kitapevi, Beyazıl.İstanbul,1980.

2-Babacan, F.,Badur, S., Balık İ., Bilgiç,A., Değertekin.H., Kılıç-lurgay, K., Ökten,A.Över,U., Uzunamiloğlu, Ö., Yalçın.S., Yenen ,Ş.: Viral Hepatit '92. Vira! Hepatitle Savaşım Derneği. Nobel Tıp Kitapevi, 1992.

3-Boundy,D.,Bondy,R, Feinstein A., Fishman A., Hoekclman ,R.A., Ormsby,J.W.,Petersdorf,R.G., Ross İ, V. Çeviri:Pekus, M. The Merck Manuel Teşhis-Tedavi El Kitabı. 14. baskı, Merk Yayıncılık. İs-tanbul, 1987.

4- Clevaland, J.: Hepatitis B vaccination and infection. Among U.S. dentisits, 1983-1992. JADA, 127: 1385-1390,1996.

5- Cottone, J.A., Puttaiah, R.: Hepatitis B virüs infection. Current status in dentistry. Dental Clinics of North America, 40(2): 293- 307,1996

6- Francis, D., Feeorino, P.M., McDougat.S., Warfield,D., et al: The safety of the hepatitis B vaccine. Inactivation of the AIDS virüs during routine vaccine manufacture. JAMA, 256(7): 869-872,1986

7- Mims, C.A., White,D.O.: Viral Pathogenesis and İmmunology. Blackwell Scientifıc Pubtications. Oxford, London. Edinburgh, 1984.

8- Nolte,W.A Çeviri; Anğ,Ö.: Ağız Mikrobiyolojisi. 3. baskı, Nobel Tıp Kitabevi, 1990

9- Reingold, A.L., Kane, A.M.Hightower, A.W.: Failure of gloves and other protective devices to prevent transmission of hepatitis B virüs to oral surgeons. JAMA, 259(17):2558-2560,1988.

10-Serter, D.: Virüs, Riketsiya ve Klamidya Hastalıkları. Nobel Tıp Kitabevi, İstanbul, 1997.

11- Siew, C: Gruninger, S., Cnang S.B., Clayton, R.:Seroprevalan- ce of hepatitis B and HIV İnfection among oral surgeons.J.Dent. Res.,73:281,1994

12- Siew, CGruninger, S., Mitchell.E.W., Burrell, K.H.: Survey of hepatitis B exposure and vaccination in volunteer dentists. JADA. 114:457-459,1987.

13- Tokgöz, M., Yiğitbaşı. R.: Dişhekimliği ve Sistemik Hastalık lar, Nobel Tıp Kitabevi, 1994.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kültür Servisi — Çanakkale Seramik’in Sanat Galerisi “Türk Seramik Sanatında Aşamalar Süreci” sergisiyle açıldı.. 27 ka­ sıma kadar açık kalacak olan

Teaching and Learning process. The traditional class room teaching is being steadily replaced by the E-Learning Platforms, with the arrival of Mass Learning platforms like MOOCs

Daha “bilimsel” bir deyiflle, beynin farkl› bölgeleri aras›nda sinirsel aktiviteyle iliflkili olarak kan dolan›m› ve oksijen kul- lan›m›nda oluflan de¤iflimleri

Ve ressamlarımız her mevsim değil, hattâ mevsim içinde kumpanya değiştiren ope­ ret ve tulûat teşekküllerinin sa­ natkârlarından ilham almamalı, onları

Düşük fibrozis skoru olan hasta grubu ile yüksek fibrozis skoru olan hasta grubu arasında AKŞ, T.Bil, ALP, T.prot, PTZ, Hb, HbsAg titresi, HBV DNA düzeyleri

Bu çalışmada, kronik hepatit B (KHB) ve kronik hepatit C (KHC) enfeksiyonu olan hastalarda genotip dağılımının araştırılması ve lamivudin (LAM) tedavisi alan ve almayan

HBV enfeksiyonlu anneden doğan bebeklerde korunma: Tüm HBsAg pozitif bireyler enfeksiyöz olmakla beraber, daha fazla viral yüke sahip oldukları için HBeAg

Sonuç olarak, klini¤imizde yat›r›larak takip edilen A ve B tipi akut viral hepatit olgular› irdelendi¤in- de, bafllang›ç klinik bulgular›na göre iki hepatit ti-