• Sonuç bulunamadı

O gürültülü hayat, sessizce bitti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "O gürültülü hayat, sessizce bitti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

5

K A S I M

1 9 6 8

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

M

* *

*

*

*

*

* * *

*

* *

*

*

*

*

* * ★ * *

*

+

*

*

*

*

*

* + * *

*

★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★

O L A Y L A R

M

İN S A N L A R

HASAN PULUR

*

*

*

*

*

*

*

*

TAKVİMDEN BİR YAPRAK DAHA DÜŞTÜ.

O gürültülü hayat, sessizce bitti

f f A Sözler!* neler gördüğünü yazama- | | I I dan kapandı. «O gözler!» ULUNAY’- m gözleriydi. Yüzyıla yaklaşan öm­ rünün hatıralarını bu başlık altında toplaya­ caktı: «BU GÜZLER NELER GÖRDÜ!» başlı­ ğı kararlaştırmış ama yazılarını bitirememişti. Renkli, mücadeleli, sıkıntılı, kavgalı gümbür gümbür öten bir hayatın hikâyesi. İşte «O gözler!» bu hikâyeyi yazacaktı.

ULUNAY'm dilinde adımız «Bebek adam» dı. Birgün bile aksatmadığı, dakikasını geçir­ meden zamanında mürettiphaneye teslim et­ tiği yazılarının, gerekirse kısaltma müsaadesini bana vermişti. Ama bu ne biçim müsaadeydi! Yazısından bir satır çıktığı günün sabahı, açar telefonu, kendi deyimiyle önce bir «giydirir», sonra canciğer kuzu sarması oiup kapatırdı. Sevdiklerine, kızması, parlaması saman alevi gibiydi. Ama sevmediklerine kızması, kızdık­ ları için bir felâket olurdu. Polemiklerinde en sivri uçlu kalemini, sivriliği kadar ustalıkla kullanmasını bilirdi.

*

* *

*

*

*

* *

Muhafazakârdı, mâziperestti, ama aslâ «yobaz» değildir. Ecdat yadigârı eserlerin tah­ ribine, hayvanlara yapılan eziyetlere ve Os­ manlI tarihinin tahrifine asla tahammül ede­ mezdi. Geçen yıl Kenterler «Deli İbrahim» adlı tarihi oyunun elbiseleri için Elif Naci’­ nin bilgisinden istifade etmişlerdi. Oyunun ilk gecesi, perde arası, ULUNAY o nezle görme­ miş essiyle «Elif Naci!» diye bağırdı ve üze­ rine yürüyerek «Bu ne biçim Sultan İbrahim!» dedi «Bu kardinale benziyor!» Elif Naci ha­ lim selim, Ulunay malûm, herkes onlara ba­ kıyor. Elif Naci «Sen yanlış anlamışsın!» diye cevap verdi «Sahnede gördüğün Deli İbrahim

* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

III!

*

*

*

* * değil Müşfik Kenter!» O şakaklarından hid­ det fışkıran Ulunay hemen gevşedi, başladı gülmeğe. Ama bu işin sonunu bırakmadı. Elif Naci de öyle. O yazdı, o cevap verdi. Sonun­ da Elif Naci’nin, Ulunay’ı Topkapı Sarayı’na davet edip kereviz yedirdiği, Sahaflardan al­ dığı bir teşbihi Mekke’den gelmiş gibi he­ diye ettiği ortaya çıkıp, bu tartışma da böy- lece sona erdi!

Alaturka musikiye hayrandı. Güreş uğru­ na o hasta haliyle Kırkpmar’a koşardı. Gaze­ tenin havası ona hayat verirdi. İçeriye girer girmez o herkese takılır ve herkes de ona sataşırdı. Başlardı saraka! Sabah gazetede kü- fürün en alâsını sıralar, akşam bir toplantıda OsmanlI efendisinin bütün inceliğiyle çevre­ sine neşe saçardı. Eski İstanbul’u ondan din­ lemek lâzımdı. Lehçesiyle, taklidiyle ve ren- giyle.

«Okuyucu velinimetiydi. Ama son günle­ rinde artık velinimetini bırakmıştı. Hastalık onu konuşturmuyordu bile. «Kadını» son ne­ fesini verinceye kadar yanındaydı. Eşi Muallâ Ulunay’a «Kadmım!» derdi. Bir gün «kadınım» kömür çarpmış ve akşam bunu öğrenince o koca ULUNAY ağlamaya başlamıştı «Kadı­ nım!»: diyerek:

— Vah kadmım! Sakın ölme! Sakın ben­ den önce ölme! Ben rahat yaşamadım, bari rahat öleyim.

... Ve istediği gibi öldü! Pazar gecesi yat­ tı ve Pazartesi sabahı «O gözler» artık bir da­ ha açılmadı. Bütün hayatı gürültüler içinde geçmiş, ama son nefesini sessiz sedasız ver­ mişti.

Türk gazeteciliğinin en kıdemli ka!em£! Allahın raiuııeti seninle olsun!

*

*

*

*

* *

*

* *

*

*

*

*

*

*

*

*

*

*

* *

*

Referanslar

Benzer Belgeler

Belirtmek istediğim şu: Batı- lılar çoğu zaman cahillikle ce­ surluğu eş anlamda benimsedik­ leri için, değer yargılarında ve ileriye dönük tahminlerinde

Systemic CS medication in ISSHL and BP pa- tients with HT did not alter the antihypertensive doses, however, diabetic patients needed antidiabetic drug alteration.. Therefore,

kan ‘Sürekli Bir ilkbahar’ birkaç şairi içermektedir; bunlar Ara- gon, N azım Hikm et, Mayakovski, N eruda, Yahya Kemal, Kara- caoğlan ve Fuzuli’dir?. Zaten

halde gerek zirâatin hali iptidaideki tarzını ve âlâtını ıslah ve tepdil , gerek mezrûatın tenevviîle daha nâfi , daha bereketli şeylerin tercih ve

This method is found to be applicable for the routine analysis of Sr-90 in milk samples after validation o f the method by measuring IRMM milk powder

Kaydedilen TL ışıma eğrisi kullanılarak düşük sıcaklık (157 oC) ve yüksek sıcaklık (278 oC) pikleri için pik şiddetlerinin ilk yükselmeye başladığı bölgede

Cd, Cr, Ni ve Zn metalleri kullanılarak gerçek atıksu numunesinde yapılan fitoremediasyon çalıĢmasında her metal için ayrı ayrı değerlendirme yapılacak olunursa;