• Sonuç bulunamadı

TÜRK DÜNYASININ EDEBİYAT VE KÜLTÜR BİRLİĞİ YÖNÜNDEN BUGÜNKÜ DURUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TÜRK DÜNYASININ EDEBİYAT VE KÜLTÜR BİRLİĞİ YÖNÜNDEN BUGÜNKÜ DURUMU"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

200

bilig-3/Güz’96

TÜRK DÜNYASININ EDEBİYAT

VE KÜLTÜR BİRLİĞİ YÖNÜNDEN

BUGÜNKÜ DURUMU

Prof. Dr. Şerif AKTAŞ.

____________________________________

Ahmet Yesevi Üniversitesi Ed. Fak. Öğr. Üyesi

Kültür ve edebiyat birliği meselesinde birinci öncelik dil birliğindedir. Dil birliğini gerçekleştirmeden ortak kültür ve edebiyat çalışmalarının başlatılması da sonuçlandırılması da çok zor görünüyor.

Dil birliği konusunda da önceliği alfabe birliği alıyor. Bugün Türk boylarının tamamı farklı alfabeler kullanıyorlar. Orta asyadaki Türk boylarının kullandığı alfabelerin genel adı Kiril alfabesi. Oysa Türk boylarının kullandığı bir tane Kiril alfabesi yok, her boy kril alfabesinin bir başka varyantını kullanıyor. Bu durumda, bir Kazak, bir Özbekle, bir Kırgızla konuşarak rahatça anlaşabildiği halde, Özbekçe veya Kırgızca bir metni doğru olarak okuyamıyor, okuyamayınca da anlaması zaten mümkün olmuyor.

Görüldüğü gibi, alfabe meselesini halletmeden dil, edebiyat ve kültür birliği çalışmalarından söz etmek mümkün değil.

Esas itibariyle Türk dünyası ile ilgili konularda bizim hedefimiz aramızdaki ortaklıklar veya benzerlikler değil farklılıklar olmalıdır. Farklılıkları ortadan kaldırdığımız zaman, her sahada çok zengin ve derin bir ortak mirasa sahip olduğumuzu görüp tanıyacağız.

Şerif Aktaş: Alfabe meselesinin çözümü siyasilerin işi mi, alimlerin işi mi?

R Berdıbay: Bu nihai olarak elbette siyasilerin vereceği bir karar. Fakat âlimlerin siyasileri ikna etmesi, onlar üzerinde baskı kurması gerekiyor. Biz her zaman söylüyoruz ve yazıyoruz.

Özbekistan ve Azerbaycan Latin alfabesine geçme kararı aldı. Çalışmaları devam ediyor. Kazakistan'da da konuyla ilgili bir komisyon, kuruldu. Benim şahsi kanaatim Kazakistan'ın da Latin alfabesine geçmesinin faydalı olacağı yönündedir. Daha önce Ankara'da 34 harflik bir ortak alfabe tespit edilmişti. Her cumhuriyet bu 34 harflik alfabenin içinden kendi diyalektine yetecek harfleri alıp kullanabilir. Bu 34 harf dilimizdeki her sesi karşılamaya yetecektir.

Şerif Aktaş: Terim birliği konusunda ne düşünüyorsunuz?

R. Berdıbay: Alfabeden sonraki diğer önemli bir mesele de terim birliği konusu. Alimler tekrar tekrar toplanıp ortak terimleri tespit etmeli ve raporlar hâlinde yayınlayarak kullanılmalarını teklif etmelidirler. Yüzde yüz birliğe ulaşamasak

(2)

201

bilig-3/Güz’96 da mümkün olduğunca ortak terimlere

yönelmeliyiz.

Şerif Aktaş: Âlimlerin anlaşmaları oldukça zor. Çünkü her âlim "benim bildiğim doğru, bu kullanılsın" diyor.

R. Berdıbay: Bu söylediğiniz dil âlimlerinin Türkçenin bütün diyalektlerine hakim olmamalarından kaynaklanıyor. Dil âlimlerimiz bu gün çok geniş bir sahaya yayılmış olan dilimizin sadece kendi kullandıkları diyalektini biliyorlar. Diğer diyalektlere hakim olmadıkları için de anlaşmaları zor oluyor. İkinci bir mesele de bu konuda bencil olmamak gerekir. Herkes fedakarlık etmeli, aksi taktirde hedefe ulaşmak mümkün olmaz.

Şerif Aktaş: Dikkat ediyorum, âlimler bile (siz dahil) Kazak-Kazakça, Özbek-Özbekçe, Türk- Türkçe gibi ifadeler kullanıyorlar. Türk boylarından ve lehçelerinden bahsederken Kazak Türkleri-Kazak Türkçesi (diyalekti), Türkiye Türkleri-Türkiye Türkçesi (diyalekti) ifadelerini kullanmak daha doğru değil mi?

R. Berdıbay: Elbette doğru. Fakat bu olgunluğa ulaşmak için zamana ihtiyacımız var.

Şerif Aktaş: Sizin sahanız tarihi roman. Türk folklorunu iyi biliyorsunuz. Bana göre destanlar, halkın ortak olarak yazdığı ve her dönemde geliştirdiği romanlardır. Bu açıdan bakıldığında Türk destanlarından hareketle Türk'ün romanı nasıl olmalıdır?

R. Berdıbay: Bunun için öncelikle Türk destanlarının bütün varyantlarını bilmek gerekir. Efsane ve menkıbeleri dikkatle inceleyip, ortak folklor motiflerini tespit etmek ve değerlendirmek gerekir.

Bunu bu gün, Cengiz AYTMATOV başarıyla yapıyor. Onun romanlarında pek çok folklor unsuru yer almaktadır. Mesela, Nayman Ana, Mankurt vb.

Ayrıca Kazak. Özbek, Kırgız, Nogay, Oğuz Türklerinin mevcut romanlarının inceleyip yönelişleri tespit etmek gerekir.

Şerif Aktaş: 15. asra kadar Orta Asya'da çok büyük insanlar yetişti (Farabi, İbn-i Sina, Harezm, Ahmet Yesevi v.b.) Bana göre Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin kurulması ve gelişmesi buradan (Orta Asya'dan) göçen insanların sayesinde oldu. Orta Asya'da 15. asırdan sonra böyle büyük şahsiyetlerin yetişmemesinin sebepleri nelerdir?

R. Berdıbay: Bu soruya tam bir cevap bulabilmek için 15. asrın öncesinde ve sonrasında Orta Asya'nın genel durumunu iyi değerlendirmek lazım.

Ekonomik durum: Avrupa'nın yeni deniz yollarını keşfetmesiyle birlikte İpek Yolu'nun önemi azaldı. İpek Yolu ticaretinin bitmesi bölge ekonomisinin çok büyük bir darbe almasına sebep oldu. Yüzyıllar öncesinde kurulan ve bölge tanmının can damarı durumunda bulunan sulama kanallarının tahrip olması ve yemlenememesi bölge ekonomisini olumsuz olarak etkileyen diğer bir sebeptir.

Siyasi durum: Emir Timur'dan sonra Orta Asya’daki Türk boylarını bir araya toplayıp asayişi sağlayabilecek bir lider çıkmadı. Yaşanan iç ve dış savaşlar sırasında ilim ve kültür merkezleri yıkıldı, tahrip oldu. Altmorda devletinin yıkılmasından sonra Rusya'nın bölge üzerinde hakim olma siyaseti ve sürekli hissedilen Çin baskısı, Orta Asya’nın uluslararası izolasyonda kalmasına sebep oldu.

Bütün bu ekonomik ve siyasi olumsuzluklara bir de tabii kıtlık ve afetleri eklersek bu dönemde Orta Asya'dan yaşanan yoğun göçlerin sebeplerini anlamamız kolaylaşır.

Taktir edeceğiniz gibi bu şartlarda bilim ve fikir adamlarının, filozofların yetişmesi çok zor hatta imkansızdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Akiferin bu fiziksel özelliklerinin hesaplanmasına geçmeden evvel, kısaca bunları tarif edelim. a) Geçirgenlik: K ile belirtilen bu değer, akiferin birim alanından, birim zamanda

The political will to establish the market economy in Algeria was translated on the legislative and statutory plan by the promulgation of the code of the investments and the

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK BİLİMLERİ DERGİSİ CİLT/VOLUME: 16 No/Number: 1 Sayı / Issue: 46 OCAK 2014 / Oct

Modern Türk öyküsünün, mizahi, teatral, portre, dramatik, röportaj, mektup, anı/günlük, tezli, melodramatik ve gotik öykü gibi alt türlere sahip olduğu saptanmıştır..

Bu çalışmada, soğutma esnasında kalsiyum kanal blokörlei verapamil, amlodipin ve benidipin e verilen cevaplarda gözlenen değişikliklere damar endotelinden

Her sayısında bilimsel açıdan nitelikli olan davetli derleme makaleler ile araştırma makalelerinin Türkçe olarak yayınlandığı hakemli ve süreli olan dergimizin

Çalışmanın amacı, önemli bir kültürel turizm çekicilik unsuru olan Şeb-i Arus törenlerine katılan yerli turistlerin, kültür turisti tipolojilerinin tespit edilmesi ve

UNESCO Genel Müdürlüğü Somut Olmayan Kültürel Miras Şube Müdür- lüğü tarafından hazırlanan yaklaşık 12 sayfalık bu Yönergenin ana ilkelerinden hareketle kendi