• Sonuç bulunamadı

Yaşam Boyu Öğrenmenin Anahtarı Bilgi Okuryazarlığı ve Üniversite Kütüphanelerinin Bilgi Okuryazarlığı Öğretimindeki Rolü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yaşam Boyu Öğrenmenin Anahtarı Bilgi Okuryazarlığı ve Üniversite Kütüphanelerinin Bilgi Okuryazarlığı Öğretimindeki Rolü"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yaşam Boyu Öğrenmenin Anahtarı “Bilgi Okuryazarlığı” ve Üniversite

Kütüphanelerinin Rolü

Coşkun POLAT

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü, 25240, Erzurum, polatcoskun@gmail.com Türkçe Özet: Bilgi toplumu yaşam boyu öğrenme becerisine sahip bireylerden oluşur. Yaşam boyu öğrenme gereksinim duyulan bilgiye gereksinim duyulan kapsamda ve biçimde erişme, bu bilgiyi herhangi bir sorunun çözümünde ya da karar vermede verimli olarak kullanabilme becerisini gerektirir. Bilgi erişimi ve kullanımı becerisi olarak belirtilen bilgi okuryazarlığını, bu bağlamda yaşam boyu öğrenmenin anahtarı olarak nitelendirmek mümkündür.

Bu çalışmada yaşam boyu öğrenme ile bilgi okuryazarlığı ilişkisi, üniversite kütüphanelerinin bu konudaki sorumluluğu bağlamında ele alınmıştır. Yaşam boyu öğrenmenin ne olduğu ve önemi değerlendirildikten sonra, yaşam boyu öğrenmenin temelini oluşturan bilgi okuryazarlığı becerileri üzerinde durulmuştur. Yükseköğretim kurumlarında bilgi okuryazarlığı programlarının yaşam boyu öğrenmeyle ilişkisi değerlendirilmiştir. Sonuçta bilgi okuryazarlığı becerilerinde üniversite kütüphanelerinin rolü üzerinde durulurken, üniversitelerde yürütülecek bilgi okuryazarlığı programlarına ilişkin bazı öneriler getirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Yaşam boyu öğrenme, bilgi okuryazarlığı, üniversite kütüphaneleri, akademik kütüphaneler. Abstract: Information society consist of individuals with lifelong learning skills. Lifelong learning requires the ability to access needed information and to use of this information efficiently for solution to the any problem and to make decisions. Information literacy is the ability to access information and use of this information. Therefore, information literacy may be considered as the key to lifelong learning.

In this study, relationship between information literacy and lifelong learning are discussed in the context of responsibilities of university libraries on this issue. After explained the importance of lifelong learning and what it means, information literacy skills that basis of life-long learning are emphasized. Relationship between information literacy programs in higher education institutions and lifelong learning are discussed. As a result, the role of university libraries in achieving of information literacy skills is explained, and some recommendations have been carried out for information literacy programs in higher education.

Keywords: Lifelong learning, information literacy, university libraries, academic libraries.

Giriş

Yaşadığımız yüzyılın en belirgin özelliği hızlı ve sürekli değişimdir. Teknolojik ilerlemelerin neden olduğu bu değişim olgusu eskiden yeniye geçiş sürecini hızlandırırken değişimi sağlayan teknolojilerin bile geçerliğini çabucak yitirmesine neden olmaktadır. Değişimin temelinde üretilen bilgilerin teknolojik olanaklar aracılığıyla etkin paylaşımı ve bunun sonucunda yeni bilginin üretiminin niceliğinde ve niteliğinde yaptığı etki vardır. Yaşadığımız çağın “bilgi çağı” olarak adlandırılması teknolojinin bilginin üretiminde, işlenmesinde, paylaşılmasında ve kullanılmasında sunduğu olanakların bir sonucudur. Geçmişte mal ve hizmetlerin değişimini sağlayan “para”nın sahip olma gücü ve el değiştirme hızı nasıl gelişimin temel göstergesi olmuşsa, bilgi çağında da bilginin akış hızı toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimin dinamosu durumuna gelmiştir (Tonta, 1999).

Teknolojinin bireysel, toplumsal ve ulusal anlamda bilgi paylaşımında meydana getirdiği kolaylıklar, güçlerin birleştirilmesine neden olurken hemen her alanda düzleşen bir dünya profili oluşturmaktadır. Dünyanın küresel bir köy olacağına ilişkin öngörüler, taraflar arasındaki bilgi paylaşımı ve bunun sonucunda oluşan ortak akıl geliştirmenin bir sonucudur. Böyle bir ortamda meslekler, iş tanımları, gereksinim duyulan beceriler ve bu becerilere sahip insan gücü nitelikleri de sürekli değişmektedir.

Kişinin bireysel ve mesleki alanda başarılı olmasında gereksinim duydukları bilginin kazandırılmasında eğitim-öğretim kuruluşlarının önemli bir yeri vardır. Teknolojik gelişmeler hemen her alanda köklü değişiklikler yaratmışken hiç şüphesiz en büyük etkisi eğitim kurumları üzerinde olmuştur. Mevcut bilgilerin öğretmen aracılığıyla öğrencilere aktarılmasına dayalı öğretim sisteminin, bilginin üç beş sene gibi kısa bir sürede geçerliğini kaybettiği bir ortamda geçerliğinden bahsetmek mümkün değildir. Gelişimin nispeten yavaş olduğu geçmişte,

(2)

öğrenilen bilgiler ve edinilen beceriler kişisel başarıda çoğu zaman yeterli olurken, günümüzde çeşitli yollarla elde edilen bilgi ve becerilerin kişinin bireysel ve mesleki yaşamının tümünde yeterli olabileceğinden bahsetmek mümkün değildir. Öğrenmeyi zaman ve mekânla sınırlandıran eğitim kurumlarında öğretilen bilgiler, eğitimin hemen sonrasında ve çoğu zaman da sona ermeden geçerliğini kaybetmektedir. Bunun anlamı eğitim öğretimin artık sadece örgün olarak sağlanamayacağıdır. Bu nedenle bilgi toplumlarındaki eğitim etkinliği belli yaş ve gelişim dönemlerinde alınan bir hizmet değil, yaşam boyu devam eden bir hizmet olarak görülmelidir. (TÜBİTAK, 2005). Bilgi toplumunun eğitimli bireyleri bilgi ve becerilerini sürekli yenileyerek kendini geliştiren kişilerdir. Bir başka deyişle bilgi toplumunun nitelikli insan gücünü öğrendiklerini yaşama uygulayan, öğrenmeyi öğrenme becerisine sahip ve bu yolla yaşam boyu devam eden bir öğrenme etkinliği içinde olan kişiler oluşturmaktadır. Bilgi toplumunu nitelemede kullanılan “öğrenen toplum” kavramı da bu gerçeğin bir yansımasıdır. Özetle bilgi toplumu bağımsız öğrenme becerisi ile kendini sürekli geliştiren ve “yaşam boyu öğrenme” becerisine sahip bireylere gereksinim duymaktadır. Bu durumda eğitim kuruluşlarının hedefi bireylere yaşamları boyunca karşılaşacakları değişimlere uyum sağlayabilecek yetenekleri ve yaşam boyu öğrenme becerilerini kazandırmak olmalıdır (Demiralay ve Karadeniz, 2008).

Yaşam Boyu Öğrenme

Günümüzde hemen her alanda çok önemli değişimlerin meydana gelme süresi bir insanın ömründen daha kısadır. Değişimin merkezinde yer alan bilgi çok hızlı bir şekilde artmakta, mevcut bilgi ise aynı hızla güncelliğini kaybetmektedir. Bu gelişmeler aynı zamanda insanlık için toplumsal ve bireysel refaha ulaşabilme adına yeni fırsatlar ve tehditleri de beraberinde getirmektedir. (DPT, 2008). İşte yaşam boyu öğrenme, bilgi teknolojilerinin yoğun bilgi akışını ortaya çıkarması, bu bilginin kişilerin gündelik ve mesleki yaşamlarında kullanılması gerekliliği ve eğitim öğretim sisteminin bu yönde yapılandırılması gereğinin sonucu olarak ortaya çıkmış bir kavramdır. Çünkü bilgi yoğun ve sürekli bilgi değişiminin olduğu bir ortamda, bilgi aktarımına dayalı klasik eğitim-öğretim sistemi bu bilgilerin yeni nesillere aktarılmasını yetersiz kılmıştır.

Yaşam boyu öğrenme, eğitimde yeniden yapılanmada anahtar kavram olarak ilk kez 1970 yılında Paul Lengrand tarafından UNESCO Konferansı’nda sunulan “Yaşam Boyu Öğrenmeye Giriş” adlı bir bildiri ile gündeme gelmiştir. Daha sonra, 1972 yılında Uluslararası Eğitimi Geliştirme Komisyonu’nun yaşam boyu öğrenmenin gerekliliğine işaret eden “Dünya Eğitiminin Bugünü ve Yarını” adlı bir raporunda eğitimin, kişileri henüz var olmayan bir topluma hazırlama amacıyla resmi ve resmi olmayan kanallarla yaşam boyu sürecek bir etkinlik olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu doğrultuda şu öneriler getirilmiştir:

1. Eğitimi okul yaşı ve okul binaları ile sınırlamak yanlıştır.

2. Eğitim, hem okul eğitimini hem de okul dışı eğitimi kapsayan tüm eğitsel etkinliğin temel bileşeni olarak düşünülmelidir.

3. Eğitsel etkinlik daha esnek olmalıdır.

4. Kısaca eğitim yaşam kadar uzun bir var oluşsal süreklilik olarak tasarlanmalıdır (EURYDICE European Unit, 2000; UNESCO World Report, 2005).

Yaşam boyu öğrenme, örgün ve yaygın eğitim süreçlerinde gerçekleşen öğrenme uygulamalarını genişleten bir kavramdır. Bu anlamda örgün eğitimin bir alternatifi değil, eksik ve yetersiz kalan verilerin sonradan tamamlanması veya daha önce keşfedilmemiş yeteneklerin keşfedilmesi olarak örgün eğitimin destekleyicisi ve tamamlayıcısı olarak görülebilir (Göksan, Uzundurukan ve Keskin, 2009). Ayrıca, yaşam boyu öğrenim insana ve bilgiye yatırımın artmasını, bilgisayar okuryazarlığı dâhil olmak üzere temel becerilerin edinilmesini ve yenilik için fırsatların genişletilmesini, öğrenmenin daha esnek bir yapı içince sunulmasını da içermektedir. Böylece, bireyler yüksek nitelikteki öğrenme olanaklarına ve farklı öğrenme yaşantılarına eşit ve açık olarak ulaşabilmektedirler. Bu noktada eğitim sisteminde anahtar role sahip sistem, açık ve uzaktan öğretim sistemidir (Turan, 2005). Özetle yaşam boyu öğrenme; resmi bir özellik taşısın ya da taşımasın iş ile ilgili, bireysel ya da toplumsal açıdan bilgi ve beceri geliştirme amaçlı yaşam boyu gerçekleştirilen hem bir amaca yönelik, hem de rastgele öğrenme etkinliklerinin tümüdür.

Yaşam boyu öğrenme özellikle yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren gelişmiş toplumu oluşturan bireylerin sahip olması gerekli en önemli beceri olarak görülmüştür. Aslen ekonomik bir birliktelik olan Avrupa Birliği (AB)’nin, 1970’li yıllardan başlayarak eğitimle ilgili raporlar yayınlaması ve bu raporlarda yaşam boyu öğrenmeye vurgu yapılması bu gerekliliğin bir sonucudur. Raporlarda yaşam boyu öğrenme; “bilgi, beceri ve yeterliliği geliştirmek amacıyla belirli bir süreyle yapılan eğitim faaliyetlerinin tümü” şeklinde ifade edilmektedir (Turan, 2005). 1995 yılında Öğrenen topluma doğru: Öğrenme ve Öğretme başlığı ile yayınlanan “Beyaz Bülten”de yaşam boyu öğrenme konusunda AB’nin amaçları ve yapılması gerekenler belirlenmiştir (Akbaş ve Özdemir, 2002).

(3)

Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren yaşam boyu öğrenme aktif vatandaşlığın, sosyal bütünleşmenin ve istihdamın gelişmesinin temeli olarak gösterilmiştir. AB’nin temel istihdam politikalarının uzun dönemli olarak planlandığı ve bu konuda önemli kararların alındığı Lizbon Zirvesi’nde aktif istihdam politikalarında yaşam boyu öğrenme özellikle vurgulanmıştır. 1996 yılının “Avrupa Yaşam Boyu Öğrenme Yılı” ilan edilmesi verilen bu önemin bir sonucudur. (Göksan, Uzundurukan ve Keskin, 2009).

Yaşam boyu öğrenme kavramı ile esas vurgulanmak istenen öğrenme olanaklarının tüm vatandaşlar için sürekli hale getirilmesidir. Diğer bir deyişle tüm vatandaşların yaşamlarının her aşamasında, kendi gereksinim ve ilgilerine göre öğrenme yollarına sahip olabilmesi demektir. Öğrenmenin içeriği, biçimi ve kapsamı kişinin farklılık gösteren öğrenme ortamına bağlıdır. Öğrenmeyi öğrenme olarak özetlenebilecek bu beceriler ile kastedilen ise kişinin sürekli inceleme ve soruşturma içerisinde olması, kendi uzmanlık alanında ya da diğer ilgi alanlarında bilgiye ulaşabilme ve kullanabilmeyi öğrenmiş olmasıdır (Akkoyunlu, 2008).

Yaşam boyu öğrenme bilginin aktif ve sürekli kullanılmasını gerektirir. Bir başka deyişle, bilgi toplumunun eğitimli kişileri herhangi bir sorunun çözümünde ya da bir karar almada gereksinim duyduğu bilgiye etkin ve yeterli olarak erişebilen, bu bilgiyi üretken bir biçimde kullanabilenlerdir (AASL/AECT, 1998). Bilgiye erişim ve bu bilgiyi kullanma becerisi ile kastedilen ise “bilgi okuryazarlığı” becerileridir (Polat, 2008).

Bilgi Okuryazarlığı ve Yaşam Boyu Öğrenme

Bilgininin üssel olarak arttığı, sürekli gelişen ve değişen ortamlarda iletildiği günümüzde, bu bilgiye ulaşma ve kullanma becerisi olarak özetlenen bilgi okuryazarlığının yaşam boyu öğrenmeye temel oluşturduğunu belirten Breivik (2000), yaşam boyu öğrenmenin amaç olduğu yerde bilgi okuryazarlığının vazgeçilmez bir araç olduğunu vurgulamıştır. Bu anlamda bilgi okuryazarlığını yaşam boyu öğrenmenin anahtarı olarak nitelendirmek mümkündür. Bilgi okuryazarlığı kavramı ilk ke 1974 yılında Amerika’da Kütüphane ve Bilgi Bilimi Komisyonu (National Commission on Libraries and Information Science (NCLIS)) için hazırlanan bir raporda Paul Zurkowski tarafından kullanılmıştır. Raporda bilgi okuryazarlığı: “işlerinde bilgi kaynaklarını kullanabilenler bilgi okuryazarıdır. Bu kişiler sorun çözmede ve karar vermede bilgiye çok çeşitli kaynaklardan ve araçlardan elde etme becerisine sahiptirler” biçiminde tanımlanmıştır. Raporda ayrıca, ABD nüfusunun tamamına yakının okuryazar olmasının herkesin bilgi okuryazarı olduğu anlamına gelmediğini, bu nedenle Komisyon’un bireylerin bilgi okuryazarı olmalarına yönelik ulusal bir programa öncülük etmesi gerektiği de vurgulanmıştır. (Behrens 1994; Spitzer, Eisenberg ve Lowe 1998). Bilgi okuryazarlığı kavramı daha sonra bilgi toplumunu oluşturmada bireylerin sahip olması gerekli temel beceriler bağlamında, özellikle eğitimin değişen koşullarla yeniden yapılandırılmasını öngören çalışmalarda sıkça gündeme gelmiştir. Çünkü Wilson (2001)’nın da belirttiği gibi, bilgi okuryazarlığı yaşam boyu öğrenme için bir temeldir. Yaşam boyu öğrenme ise tüm disiplinler, eğitim çevreleri ve eğitim düzeyleri için ortak bir kavramdır. Böylece bilgi okuryazarlığının kişisel ve kurumsal bakış açsısı ile pek çok tanımı yapılmıştır. Bu tanımları genel olarak bilgi okuryazarlığının ne olduğuna ve bilgi okuryazarı bireyin sahip olması gerekli becerilerin ne olduğuna yönelik tanımlar olarak iki grupta ele almak mümkündür (Aldemir, 2004).

Birinci yaklaşımda yapılan tanımlarda bilgi okuryazarlığı bilgi gereksinimini fark etme, bilgiye ulaşma, elde edilen bilgiyi sentezleme, yorumlama, değerlendirme, kullanma, iletme ve karşılaşılan sorunu çözmede etkin bir biçimde kullanma becerisi olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda bilgi okuryazarlığı yaşam boyu öğrenme, öğrenen toplumu oluşturma, kişilerin sürekli bir öğrenim etkinliği içinde olması, bilgi patlamasına karşı kişilerin hazırlanması, eğitimli bireyler aracılığıyla demokratik topluma katkı ve bilgi çağında bilginin dürüst kullanımı gibi konularla ilişkilendirilmiştir (Akkoyunlu, 2008).

İkinci yaklaşımın temelinde artan bilgi karşısında kişilerin bilgiye erişme ve bu bilgiyi kullanma becerilerinin tanımlanması vardır. Bu becerilerin kapsamının, 1980’li yıllarda bilginin iletilmesinde bilgisayar teknolojilerinin sunduğu olanaklar çerçevesinde bilgi erişimde bilgisayar teknolojisi kullanım becerisini de kapsayacak biçimde genişlediği görülmektedir.

Rader (1991), bilgi okuryazarlığını, sorun çözmede ve karar vermede bilginin etkin olarak elde edilmesi ve değerlendirilmesi olarak tanımlarken, bilgi okuryazarı bireyin sahip olması gerekli becerileri ise şöyle sıralamıştır: Bilgi ve teknoloji alanında araştırma yapma ve başarılı olma, demokratik toplumuda üretken bir birey olma, hızla değişen çevreye uyum sağlama, kişisel ve mesleki sorunların çözümünde bilgiyi elde edebilme ve kullanma, yazma ve bilgisayar kullanma becerisi.

Amerikan Kütüphane Derneği’ne göre bilgi okuryazarı bireyler bilginin nasıl düzenlendiğini, nasıl bulunacağını ve nasıl kullanılacağını bildiğinden dolayı nasıl öğreneceğini öğrenmiş kişilerdir. Bu kişiler karşılaştıkları sorunun çözümüne ilişkin bilgiyi bulmada beceri sahibi olduklarından yaşam boyu öğrenebilen kişilerdir (American…, 1989).

(4)

Bilgi okuryazarlığı bilgiye ulaşma ve bu bilgiyi kullanma becerisidir. Bilgi okuryazarı olmak bilgi gereksiniminin farkında olmak ve bu gereksinimi karşılamak üzere bilgiyi elde etmek, değerlendirmek ve etkili olarak kullanabilmektir (AASL/AECT, 1998).

Tanımlarda, bilgi okuryazarlığının bilgiye erişme ve bilgiyi kullanma süreci içinde değerlendirilebilecek birçok beceriye işaret ettiği görülmektedir. Bilginin üretiminde ve paylaşımında kullanılan ortamların çeşitlendiği ve karmaşıklaştığı bir dönemde bilgi okuryazarlığının kapsamı da oldukça genişlemiştir. Bu bağlamda bilgi okuryazarlığı becerilerini bilgiye ilişkin tüm işlemlerde etkin ve yeterli olma olarak özetlemek mümkündür (Polat, 2008).

Bilgi okuryazarlığı becerilerinin kazandırılmasında öncelikli sorumluluk eğitim kurumlarındadır. Eğitim kurumlarının amacı çağın gereklerine uygun bireylerin yetiştirilmesidir. Bu düşünceden hareketle eğitim kurumlarında bilgi okuryazarlığı becerilerinin kazandırılmasına ilişkin ilk çalışmalar, bilgi okuryazarlığı ya da bilgi okuryazarı bireyin sahip olması gerekli becerilerin ne olması gerektiğine ilişkin standartların geliştirilmesi yönünde olmuştur. Bu bağlamda Amerikan Okul Kütüphanecileri Derneği ve Eğitimsel İletişim ve Teknoloji Derneği tarafından ortaöğretim düzeyine yönelik bilgi okuryazarlığı standartları, sonradan oluşturulan standartlara kaynaklık etmiştir. 1998 yılında yapılan bu çalışmada bilgi okuryazarı bireyin sahip olması gerekli beceriler üç başlık altında ele alınmıştır. Başlıklar altında toplamda 9 standart belirlenmiş ve her bir standart maddesine ilişkin ayrı ayrı olmak üzere toplam 29 performans göstergesi önerilmiştir. Bu standartları şöyle özetlemek mümkündür (AASL/AECT 1998):

Bilgi okuryazarlığı standartları:

Standart 1: Bilgi okuryazarı öğrenci bilgiye etkin bir biçimde ulaşır.

Standart 2: Bilgi okuryazarı öğrenci bilgiyi eleştirel ve yeterli olarak değerlendirir. Standart 3: Bilgi okuryazarı öğrenci bilgiyi doğru ve yaratıcı bir biçimde kullanır. Bağımsız (kendi kendine) öğrenme standartları:

Standart 4: Bağımsız öğrenebilen öğrenci bilgi okuryazarıdır ve ilgi alanlarındaki bilgiyi takip eder. Standart 5: Bağımsız öğrenebilen öğrenci bilgi okuryazarıdır ve her formattaki bilgiye ilgi duyar. Standart 6: Bağımsız öğrenebilen öğrenci bilgi okuryazarıdır ve bilgi arama ve üretme

aşamalarında mükemmellik için çabalar. Sosyal sorumluluk standartları

Standart 7: Öğrenen topluma olumlu katkıda bulunan öğrenci bilgi okuryazarıdır ve demokratik bir toplum için bilginin öneminin farkındadır.

Standart 8: Öğrenen topluma olumlu katkıda bulunan öğrenci bilgi okuryazarıdır ve bilgi/bilgi teknolojileri konularında etik davranış sergiler.

Standart 9: Öğrenen topluluk ve topluma olumlu katkıda bulunan öğrenci bilgi okuryazarıdır ve bilgi üretimine katkıda bulunmak için başkalarıyla işbirliği yapar.

Standartlarda belirtilen beceriler kişinin yaşamı boyunca kendi kendine yeterli olmasına yöneliktir. Bilgi okuryazarı birey, sürekli bir öğrenme etkinliği içinde yaşamı boyunca kendini geliştirir. Memnun edici bir iş bulma, başarılı olma ve kariyer basamaklarında ilerleme, işle ilgili sağlıklı kararlar verme olasılıklarını artırır. Bireyin toplumda sosyal, kültürel ve politik ortamlarda, hedeflerini ve arzularını belirleme ve yerine getirmede etkili bir şekilde yer almasını sağlar. Şekil 1’de bilgi okuryazarlığı, öğrenmeyi öğrenme ve yaşam boyu öğrenme ilişkisi gösterilmiştir. Bu ilişkiyi yaşam boyu öğrenmenin kişinin kendisini geliştirme isteği ve bunun için bilgiye gereksinim duyması, bilgi okuryazarlığı becerisi sayesinde bilgi ihtiyacını karşılayabilmesi ve sonuçta öğrenmeyi öğrenme becerisine sahip olması biçiminde özetlemek mümkündür (Akkoyunlu, 2008).

4

Bilgi okuryazarlığı Öğrenmeyi öğrenme Yaşam boyu öğrenme

(5)

Günümüz bilgi toplumunda bağımsız bir şekilde yaşam boyu öğrenebilen bireyler yetiştirme eğitim kurumlarının sorumluluğundadır. Bilgi okuryazarlığı bu hedefe ulaşmanın vazgeçilmez aracıdır. Bu nedenle, zorunlu eğitim sürecinde öğrencilerin kişisel, toplumsal ve iş yaşamlarındaki bilgi gereksinimini karşılayabilecek, bu bilgiyi değerlendirebilecek ve etkin şekilde kullanabilecek (bilgi okuryazarı), diğer bir deyişle yaşam boyu öğrenme eylemini bağımsız olarak gerçekleştirebilecek becerilere sahip bireyler olarak yetiştirilmeleri zorunludur (Breivik, 2000).

Bilgi okuryazarlığı becerilerine ilişkin ilk çalışmalar ve oluşturulan program örnekleri öncelikle ortaöğretim kurumlarına yönelik olmasına karşın, konunun öneminin yükseköğretim için fark edilmesi de uzun sürmemiştir. Yükseköğretim kurumları bireyler için mesleki yaşama geçişte eğitimin son basamağı olması açısından bilgi okuryazarlığı becerilerinin kazandırılmasında önemli rol oynar.

Yükseköğretimde Bilgi Okuryazarlığı ve Yaşam Boyu Öğrenme

Bireylere yaşam boyu öğrenme becerilerinin kazandırılmasında üniversitelere büyük görevler düşmektedir. Çakın’ın (1998) işaret ettiği gibi, “mevcut bilginin kısa sürede geçerliğini ve güncelliğini yitirdiği bir dönemde, üniversiteler katı bir disiplinle mevcut bilgilerin öğretildiği kurumlar değil, sorgulama, yaratıcılığı özendirme ve sürekli öğrenme becerisi kazandırma düşüncesinin kazandırılmasının amaçlandığı yerler olmalıdır.”

AB ülkeleri bilgi toplumunun oluşturulması yönünde yapılan çalışmalar kapsamında yaşam boyu öğrenmede üniversitelerin önemli bir yeri olduğu sık sık vurgulanmıştır. Üniversiteler için dönüm noktası olan “Bologna Süreci”nde1 yaşam boyu öğrenme becerilerinin kazandırılmasında yükseköğretim kurumlarına önemli görevler

düştüğü ve yaşam boyu öğrenmenin yükseköğretim faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olduğu vurgulanmıştır. Bu doğrultuda oluşturulan Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA)’nin Prag’da (2001) yaptığı toplantı sonrası yayınladığı ve 32 ülke eğitim bakanı tarafından imzalanan bildiride üç yeni konu gündeme getirilmiştir. Bunlar; yaşam boyu öğrenme, yükseköğretimde öğrenci katılımı ve Avrupa yükseköğreniminin daha cazip hale getirilmesidir.

Bologna süreci ile yükseköğretim için öngörülen değişimler kısa sürede hayata geçirilmeye başlanmıştır. Ülkemizde de yükseköğretimin mevcut durumuna ilişkin 2003 yılında hazırlanan bir raporda, yaşam boyu öğrenme becerisi üniversite mezunlarında aranması gereken nitelikler arasında sayılmıştır (YÖK, 2003). Türkiye’de yükseköğretimin iyileştirilmesi kapsamında 2006 yılında YÖK tarafından hazırlanan bir raporda ülkemizin gelecekteki yükseköğretim vizyonuna ilişkin öneriler getirilmiştir. Raporda bilgi toplumlarında eğitim anlayışı şu şekilde ifade edilmiştir: “Eğitim; [bilgiye] herkesin tam ve fırsat eşitliği içinde ulaşmasına olanak verecek biçimde, bireylerin yaşam projelerini hayata geçirmesini zenginleştirecek potansiyellerle donatımını sağlamak, onları girişimde bulunmaktan ve sorumluluk yüklenmekten kaçınmayan, eleştirel düşünme becerilerine sahip aktif yurttaşlar olmaya yönlendirmek, insan hakları demokrasi ve çevresel, kültürel ve estetik değerler konusunda duyarlı olmasını sağlamak için verilecektir.”

Bologna süreci kapsamında YÖK bünyesinde oluşturulan Bologna Eşgüdüm Komisyonu’nun hazırladığı “Türkiye Yükseköğretim Ulusal Yeterlilikler Çerçevesi” raporunda da yaşam boyu öğrenme hedefi üzerinde önemle durulmuştur. Raporda üniversitelerin eğitim hedefleri için geliştirilen öğrencilerin kişisel ve mesleki yetkinlikler kapsamında belirlenen iki hedef şu şekilde ifade edilmiştir:

-Edindiği bilgi ve becerileri eleştirel bir yaklaşımla değerlendirebilmek, öğrenme gereksinimlerini belirleyebilmek ve öğrenmesini yönlendirebilmek,

-Yaşam boyu öğrenmeye ilişkin olumlu tutum geliştirmek (Türkiye…, 2009).

Hangi kademe eğitim olursa olsun yaşadığımız çağda eğitim ve öğretimin zaman ve mekân sınırlaması içinde tutulması olanaksızdır. Diğer bir deyişle, mevcut bilginin geçerlilik süresinin kısaldığı bir dönemde eğitimin örgün olarak sağlanabilmesi yeterli olmayacaktır. Eğitim kurumlarının üzerine düşen en önemli görev öğrenmeyi öğretmek ve bu yolla kişilere yaşam boyu öğrenebilme becerisini kazandırmaktır (TÜBİTAK, 2005). Yükseköğretim kurumlarına bu bağlamda daha büyük sorumluluklar düşmektedir. Yükseköğretimin iyileştirilmesine yönelik çalışmaların ortak noktasını da bu düşünce oluşturmaktadır. Yaşam boyu öğrenme hedefi çerçevesinde öngörülen bir yeniden yapılanmada, bilgi okuryazarlığı becerilerini değişimin merkezine oturtmaktadır. Analitik düşünme, sorun

(6)

çözme ve eleştirel düşünme gibi ileri düzey düşünsel beceriler, gereksinim duyulan bilginin elde edilmesi ve kullanılması, yani bilgi okuryazarlığı becerileri ile ilişkilidir.

Bilgiyi bulma ve elde etme özellikle üniversite kütüphanelerinin oldukça eskiye dayanan kullanıcı hizmetlerinin bir parçasıdır. Kullanıcı eğitimi, kütüphane eğitimi, bibliyografik eğitim, bilgi kaynakları kullanma eğitimi, vb. adlar ile geçmişten günümüze devam eden eğitim uygulamaları, günümüzde bilgi okuryazarlığı eğitimi adı ile verilmeye devam etmektedir. Temel düşünce aynı olmakla birlikte değişen bilgi kayıt ve erişim ortamlarına bağlı olarak eğitimin kapsamı da genişlemiş, kullanılan eğitim materyalleri ve ortamları farklılaşmış, daha sistematik bir yapılandırma çerçevesinde değişik öğretim yöntemleri ile verilmektedir. Yaşam boyu öğrenmeye temel teşkil eden bilgi becerilerinin öğretilmesinde geçmişten getirdikleri tecrübe nedeni ile kütüphanelerin katkısı son derece önemlidir.

Bilgi Okuryazarlığı Öğretimi ve Üniversite Kütüphanelerinin Rolü

Üniversite kütüphaneleri üniversitelerin amaçlarına bilgi hizmetleri ile katkıda bulunan kurumlardır. Üniversitelerin iki önemli amacının “araştırma” ve “eğitim” olduğu daha önceden söylenmişti. Her iki faaliyetin layıkıyla yerine getirilmesi, büyük ölçüde o güne değin oluşturulmuş bilgilerin bilinmesi ve kullanılmasını gerektirir. Bir başka deyişle, üniversitelerin amaçlarını gerçekleştirmesinde bilgiye ve dolayısıyla bilgi kaynaklarına olan gereksinimi, iyi planlanmış bilgi hizmetlerine bağlıdır. Bu durum, bilgi kaynaklarının planlı ve programlı bir şekilde sağlandığı, düzenlendiği ve onlardan en üst düzeyde verimin alınabilmesi için hizmetlerin verildiği kütüphanelerin üniversite için önemini ortaya koymaktadır (Çakın, 1983).

Üniversite kütüphanelerinin görevlerinden biri de kullanıcıların kütüphane ve bilgi kaynaklarından verimli bir şekilde yararlanması amacıyla kullanıcı eğitim programları vermektir. Kütüphane kullanıcı eğitiminin amaçları ilk olarak 1876 yılında ALA’nın bir konferansında O. H. Robinson tarafından ortaya konmuştur (Wilson, 1995). Günümüz şartlarında da geçerliğini sürdürmekte olan bu amaçlar şunlardır:

1- Öğrencilerin eleştirel düşünmede kitapların değerini anlayabilecek bir “ayırt edicilik yeteneği”ne gereksinimleri vardır,

2- Öğrenciler kendi kendine öğrenebilir bireyler olmalıdırlar,

3- Öğrencilerin yaşam boyu öğrenen bireyler olabilmesi için sürekli okumaya ve çalışmaya gereksinimleri vardır (Tiefel, 1995).

Görüleceği gibi kullanıcı eğitim programlarının hedefinde kendi kendine öğrenebilen, eleştirel düşünebilen ve karşılaşılan sorunun çözümünde gereksinim duyulan bilgiyi elde etme becerisine sahip olan bir kullanıcı kitlesi oluşturmak vardır. Bilgi kaynaklarının basılı ortamda olduğu dönemde kütüphanelerin yürüttüğü kullanıcı eğitim programları bu kaynakların kullanımı ile sınırlı kalmıştır. Ancak bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle, bilgi kayıt ortamlarının basılıdan elektronik ortama taşınması, bilgi kaynaklarının paylaşımında ağların yoğun biçimde kullanılması ile birlikte eğitim programlarının da zaman içinde bu değişime göre şekillendiği görülmüştür.

Günümüzde kullanıcı eğitim programları bilgi okuryazarlığı programları adıyla yeniden yapılandırılarak devam etmektedir. Bilgi okuryazarlığı becerilerinin öğrencilere yükseköğretim düzeyinde kazandırılmasına yönelik programlar, gelişmiş ülke üniversitelerinde özellikle de kütüphanelerinin önderliğinde uzun zamandır yürütülmektedir. Bu programların içeriği gereksinim ve hedef gruplara göre farklılık göstermesine karşın, programların temel hedefi bilgi toplumunda gereksinim duyulan insan profili olan bilgiye dayalı karar verme ve sorun çözme becerileri ile donatılmış bireyler yetiştirmektir. Teknolojik gelişmelerin özellikle bilginin üretim ve paylaşımında gelenekselin ötesinde olanaklar sunması nedeniyle bilgi erişimi ve kullanımı sürecinde teknolojinin etkin kullanımı becerisi de bilgi okuryazarlığının önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Bu nedenle bilgi okuryazarlığı teknolojiye koşut olarak ortaya çıkan ağ okuryazarlığı, bilgisayar okuryazarlığı, teknoloji okuryazarlığı, çoklu-ortam okuryazarlığı, web okuryazarlığı, medya okuryazarlığı, eleştirel okuryazarlık vb. gibi becerilerin tümünü kapsayacak biçimde ele alınmaktadır. (Snavely ve Cooper, 1997; Owushu-Ansah, 2003).

Bu yaklaşımla Bruce (1997)’a göre yükseköğretim düzeyinde oluşturulması planlanan bilgi okuryazarlığı becerilerinin yedi boyutta ele alınması mümkündür. Bunlar:

1. Bilgi teknolojisinin kullanımı becerisi: Bilgi okuryazarlığının merkezinde bilgi erişimi ve iletimi için gerekli olan bilgi teknolojisi kullanımı becerileri vardır. Teknoloji kullanılarak bilginin aranması, elde edilmesi ve kullanılması becerileri ön plandadır.

2. Bilgi kaynaklarının kullanımı becerisi: Bilgi okuryazarlığı elektronik ortamı da içeren bilgi kaynaklarındaki bilginin bulunmasına ilişkin beceriler olarak görülür.

(7)

3. Bilgi sürecinin yönetilmesi becerisi: Bilgi okuryazarlığı becerileri karşılaşılan sorunun çözümüne ilişkin bir süreç olarak görülür ve bu sürecin başarıyla yürütülmesine ilişkin beceriler kazandırılır.

4. Bilginin kontrolü becerisi: Bilginin kontrol altında tutulması bilgi okuryazarlığının özü olarak düşünülür ve bu kontrolün sağlanmasına yönelik beceriler kazandırılır. Teknolojik olanaklardan yararlanma becerileri, bu kontrolün sağlanmasında önemli bir araçtır.

5. Bilgi birikimi oluşturma becerisi: Bilgi okuryazarlığı ilgilenilen konuda kişisel bir görüşün ve belirli yargıların kazanılmasına ilişkin beceriler olarak düşünülür. Elde edilen bilgilerin eleştirel olarak değerlendirilmesine yönelik beceriler ön plandadır. Kişide belli bir bilgi altyapısının oluşumu ve bilgi teknolojisi kullanımı bu becerilerin kazanılmasında temel unsurlardır.

6. Bilgi birikimini geliştirme becerisi: Temel hedef mevcut bilgi, kişisel görüş ve yaratıcı düşünmenin birleştirilmesi ile ilgilenilen konuda yeni bir görüş kazanılmasını sağlamaktır.

7. Bilgelik becerisi: Bilginin kullanımı becerilerinin kazanılmasındaki temel hedef başkalarına yararlı olma olarak düşünülür. Bireysel nitelik, değer yargıları ve etik kurallar ön plana çıkan konulardır.

Yükseköğretimde verilen bilgi okuryazarlığı programlarının içeriğinin oluşturulmasında referans alınmasına yönelik geliştirilmiş pek çok standart vardır. Bunlardan en bilineni ve en çok referans alınanı Amerika Üniversite ve Araştırma Kütüphaneleri Derneği (ACRL) tarafından 2000 yılında yayımlanan standartlardır. Bu standartlar şunlardır (ACRL, 2000):

1. Standart: Bilgi okuryazarı öğrenci, gereksinim duyduğu bilginin yapısını ve boyutunu belirler. 2. Standart: Bilgi okuryazarı öğrenci, gereksinim duyduğu bilgiye etkin bir biçimde erişir.

3. Standart: Bilgi okuryazarı öğrenci bilgiyi ve onun kaynaklarını eleştirel olarak değerlendirir ve seçilen bilgiyi kendi bilgi temeli ve değer sistemi ile birleştirir.

4. Standart: Bilgi okuryazarı öğrenci, bilgiyi birey ya da bir grubun üyesi olarak, belirli bir amacın gerçekleştirilmesinde etkin olarak kullanır.

5. Standart: Bilgi okuryazarı öğrenci, bilgi ve bilgi teknolojisine ilişkin etik, yasal ve sosyo-ekonomik sorunların çoğunun farkındadır.

Yükseköğretimde bilgi okuryazarlığı programlarının içeriğine yönelik geliştirilen modeller ve standartlar çok çeşitli olmasına karşın, verilecek eğitimin içeriğine ilişkin konuları genel hatları ile şu şekilde ele almak mümkündür:

-Bilginin önemi, bilgi toplumu, bilgi patlaması, vb. gibi bilgi çağına ilişkin kavramlar ile bilgi okuryazarlığının yaşam boyu öğrenme, öğrenmeyi öğrenme, bağımsız öğrenme, eleştirel düşünme, analitik düşünme gibi kavramlarla ilişkisi,

-Bilgi aramaya ilişkin bilgi gereksinimini ifade etme, arama stratejisi geliştirme ve sonuçları değerlendirme gibi bilgi arama ve elde etme becerileri,

-Bilginin kütüphanelerde ve elektronik ortamda nasıl düzenlendiğine ilişkin bilgiler,

-Bilgi erişim araçlarının (kütüphane katalogları, veri tabanları, arama motorları, vb.) tanıtımı ve kullanımı becerileri,

-Hem geleneksel yöntemler hem de teknolojik gelişmelerin sunduğu araçların göz önünde bulundurularak bilgi kaynaklarının türleri ile bilginin üretimi, erişimi, elde edilmesi, kullanılması, iletilmesi gibi süreçler ve bu süreçlerde kullanılabilecek araçlara ilişkin beceriler,

-Erişilen ve elde edilen bilginin değerlendirilmesi, sentezlenmesi ve yeni bilgi oluşturma için kullanılmasına ilişkin beceriler,

-Alıntı yapma, dipnot verme ve kaynakça hazırlama gibi bilginin sunumunda kullanılacak yöntem ve kurallara ilişkin bilgi ve beceriler,

-Bilgi iletimi ve yayınlanmasına (sunum hazırlama, makale yazma, vb.) ilişkin bilgi ve beceriler,

-Bilgi erişimine ve kullanımına ilişkin etik ve yasal konulara (telif hakkı, gizlilik, güvenlik, düşünce ve ifade özgürlüğü, sansür, bilgi edinme hakkı, bilgi hırsızlığı, vb.).

(8)

Yükseköğretimde Bilgi Okuryazarlığı Programları

Yükseköğretim öğrencilerine bilgi okuryazarlığı becerilerinin kazandırılmasına yönelik çeşitli programların verildiği bilinmektedir. Çoğu kütüphane merkezli olarak oluşturulan bu programlar ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak ve kütüphaneci-eğitimci işbirliği ile değişik biçimlerde şekillendirilmiştir. Eğitimlerin biçimlerindeki çeşitliliğin programın içeriği, eğitim yöntemi, kullanılan araç ve yöntemlerde de farklılığa neden olması kaçınılmazdır. Yürütülen programlar dikkate alınarak kullanılan bazı yöntemler aşağıda verilmiştir (Polat, 2008, Kızılaslan, 2007). Bağımsız Dersler ve Birebir Kullanıcı Eğitimleri

En yaygın öğretim yöntemi olarak bilgi okuryazarlığı programları bağımsız bir ders olarak planlanmakta ya da kütüphanede belli gruplara paket olarak sunulmaktadır. Bu dersler ilgili disiplinin eğitim programlarına uygun ayrı bir ders olarak verilebileceği gibi, tüm öğrencilerin alması gereken ve içeriği genel olan ortak zorunlu bir ders olarak da yapılandırılabilmektedir. Dersler kredili/kredisiz olabilmekte ve dersin başarılması mezuniyetin gerekleri arasında sayılabilmektedir.

Dersle Bütünleştirilmiş Eğitimler

Bu yöntemde bilgi okuryazarlığı becerileri herhangi bir disipline özel ya da disiplinler için genel bir dersin (araştırma yöntemleri, okuma/yazma becerileri, vb.) içeriği ile bütünleştirilir. Öğrenciler hazırlayacakları ödev ya da proje ile herhangi bir disipline ilişkin literatürü anlama, bu literatürün elde edilmesine yönelik arama stratejilerini geliştirme ve elde ettiği bilgileri etkin olarak kullanma becerisi elde edecektir. Programın başarıya ulaşmasında ders sorumlusu ile kütüphanecilerin ortaklaşa çalışmaları, ders içeriğinin hazırlanmasında disipline ait özelliklerin dikkate alınması önemlidir (Ocotillo Report’94, 1994; Zhang, 2001; Fullerton, 2002).

Müfredat İle Bütünleştirilmiş Öğretim

Eğitimde yeniden yapılanma çalışmalarının bir yansıması olarak, bilgi okuryazarlığı becerileri öğretim sürecinin bir parçası olarak düşünülmektedir. Yaşam boyu öğrenen bireylerin yetiştirilmesi düşüncesiyle her derse ilişkin bilginin bulunması, elde edilmesi, değerlendirilmesi ve araştırma ödevleri ile yeni bilgiler üretilmesi becerileri öğretim programının temel niteliklerinden biri olarak yapılandırılır (Warmkessel ve McCade, 1997). Tüm öğretim süresi boyunca veriliyor olması, öğrenme temelli bir eğitime geçişte ve öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmede önemlidir (Fullerton ve Leckie, 2002).

Çevrimiçi Eğitimler

Web’in vazgeçilmez iletişim ve öğrenme ortamı olması ile birlikte ortaya çıkmış bir öğretim yöntemidir. Başlangıçta uzaktan öğretim öğrencileri için düşünülmesine karşın, mevcut programların görsel destekleyicisi olarak gelişmiş ve günümüzde pek çok kütüphanenin kullandığı bir yöntem olmuştur (Dewald, 1999). Diğer eğitim yöntemlerinin alternatifi olmamasına karşın tercih edilirliği ve yaygınlığı oldukça fazladır. Nedenlerini zaman, mekân ve kişi sayısından bağımsız olması, personel ve maliyet konusundaki avantajları ile ders içeriğinin görsel açıdan zengin olması ve güncellemelerin daha kolay yapılabilmesi sayılabilir.

Bilgilendirme Amaçlı Tanıtım Kitapçıkları

Araştırma sürecine ve bu süreçte bilgi kaynaklarının nasıl kullanılacağına ilişkin kitapçıkların oluşturulması biçiminde gerçekleştirilen bir yöntemdir. Kitapçıklar basılı ya da çevrimiçi olarak oluşturulabilmektedir. Metin yanında görsel unsurlarla desteklenmesi etkinliğini artıracaktır. Kişiler için her araştırma öncesi başvurabilecekleri baş ucu kaynaklarından olacaktır.

Sonuç

Bilgi toplumu yaşam boyu öğrenme becerisine sahip bireylerden oluşur. Yaşam boyu öğrenme zaman ve mekândan bağımsız olarak kişinin karşılaştığı sorunla ya da vereceği bir kararla ilgili bilgi eksikliğini giderebilmesi, bu öğrenme etkinliğini yaşamı boyunca devam ettirebilme becerisine sahip olmasıdır. Bir başka deyişle, yaşam boyu öğrenme becerisi, kişinin o güne değin öğrendiklerinin yaşamını devam ettirmede yeterli olmayacağının farkındalığı ile bağımsız ve kendi kendine öğrenebilmesidir. Bağımsız öğrenme, gereksinim duyulan bilgiye gereksinim duyulduğu anda, gereksinim duyulan kapsamda ve gereksinimi karşılayacak nitelikte ulaşabilme ve bu bilgiyi amaçlar doğrultusunda kullanabilme becerilerini gerektirir. Bununla kastedilen ise bilgi okuryazarlığıdır.

Bilgi okuryazarlığı bilgi elde etme ve kullanmaya yönelik süreçteki tüm işlemlerin etkin ve yetkin olarak yönetilebilmesidir. Bu süreç, geleneksel bilgi kaynakları yanında teknolojinin gelişimi ile ortaya çıkan tüm bilgi kayıt ortamlarından bilginin aranması, bulunması ve kullanılmasını içerir. Bilgi erişme amacıyla bilgi kaynaklarının

(9)

kullanımı eğitimi, kütüphanelerin kullanıcılarına yönelik geçmişten günümüze taşıdıkları köklü ve önemli görevlerinden biridir. Bu eğitimler, bilgi teknolojilerinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak çeşitlenen bilgi kaynaklarını da içerecek biçimde genişletilerek bilgi okuryazarlığı eğitim programlarına dönüşmüştür.

Yükseköğretim kurumlarının çağın gerektirdiği nitelikte kişilerin eğitiminde, eğitim kurumları zincirinin son halkası olması bakımından önemli sorumlulukları vardır. Üniversiteler, mezunlarının bilgi toplumunda başarılı bireyler olmaları adına onlara bilgi okuryazarlığı becerisi kazandırmalıdır. Üniversite kütüphaneleri merkezinde bilginin yer aldığı bu becerilerin kazandırılmasında anahtar bir role sahiptir.

Üniversitelerde yürütülen bilgi okuryazarlığı programlarının amacına ulaşması yönetimin, eğitimcilerin ve kütüphanecilerin konuya verdikleri önemle yakından ilişkilidir. Bu bağlamda kütüphane merkezli yürütülecek bilgi okuryazarlığı programlarının hedefine ulaşabilmesine ilişkin yapılması gerekenleri şöyle özetlemek mümkündür: 1. Bilgi okuryazarlığı uygulamaları, kurumdaki paydaşların tümünü (üniversite yönetimi, öğretim üyeleri, öğrenciler, kütüphaneciler ve bilgi teknolojisi uzmanları) yakından ilgilendirdiğinden öncelikle bilgi okuryazarlığı kavramının önemine ilişkin bir farkındalık yaratılmalıdır.

2. Kütüphane bu konuda öncü olmalı, genel ve disipline özel programlar geliştirmelidir. Bu programları geribildirimler doğrultusunda sürekli güncellenmelidir.

3. Programların başarıya ulaşmasında yönetimin vereceği destek son derece önemlidir. Bunun yanında programlar hazırlanırken üniversite yönetimi, akademisyenler, kütüphaneciler, eğitim-öğretim planlamacıları ve bilgi işlem uzmanları birlikte hareket etmeli ve işbirliği içinde olmalıdır.

4. Bilgi okuryazarlığı programları eğitimin ilk yıllarında ve mümkün olduğunca tüm öğrencilerin almaları gerekli ortak bir ders olarak verilmelidir. Böylece öğrencilerin kazandıkları becerileri ileriki yıllarda kullanma ve geliştirme olanağı elde edeceklerdir.

5. Bilgi okuryazarlığı becerilerinin özümsenmesinde uygulama son derece önemlidir. Uygulama olanağı üniversitenin sahip olduğu bilgi teknolojisi alt yapısı ve üniversite kütüphanesinin yeterliği ile yakından ilişkilidir. 6. Bilgi okuryazarlığı programlarının oluşumunda, gelişiminde ve sürdürülmesinde nitelikli personel önemlidir. Özellikle üniversite kütüphanelerinde kütüphanecilik formasyonuna sahip kişilerin istihdam edilmesi, bilgi okuryazarlığının öneminin kavranmasında ve programın başarıyla yürütülmesinde doğrudan etkili olacaktır.

7. Yeni kurulan üniversiteler kütüphanelerini oluştururken kullanıcı eğitim programlarının kütüphanenin asli görevi olduğunun bilincinde olmalıdır. Eğitim programının oluşturulması yürütülmesi, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi için gerekli altyapı, istihdam, maddi ve lojistik destek planlama aşamasında ele alınmalıdır.

KAYNAKÇA

AASL/AECT (American Association of School Librarians/Association for Educational Communication and Technology). (1998).

Information Literacy Standards for Student Learning. Chicago, ALA.

ACRL (Association of College and Research Libraries). (2000) Information Literacy Competency Standarts for Higher

Education. Approved by the Board of Directors of the ACRL, Chicago, ACRL.

Akbaş, Oktay ve Özdemir, Soner M. (2002). “Avrupa Birliğinde Yaşam Boyu Öğrenme”. Milli Eğitim Dergisi, 155-156 (Yaz-Güz). [Çevrimiçi]: http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/155-156/akbas.htm adresinden 19.04.2011 tarihinde erişildi.

Akkoyunlu, Buket. (2008). Bilgi okuryazarlığı ve yaşam boyu öğrenme. “Staff Development Matters”: 8th International

Educational Technology Conference, 6-9 Mayıs 2008, Eskişehir, Anadolu University.

http://ietc2008.home.anadolu.edu.tr/ietc2008/1b.doc adresinden 25.04.2011 tarihinde erişildi.

Aldemir, A. (2004). Öğretmen adaylarının bilgi okuryazarlığı düzeyleri üzerine bir araştırma: Sakarya Üniversitesi örneği. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara.

American Library Association. (1989) Presidential Committee on Information Literacy: Final Report

http://www.ala.org/ala/mgrps/divs/acrl/publications/whitepapers/presidential.cfm adresinden 26.04.2011 tarihinde erişildi. Behrens, Shirley J. (1994) “A Conceptual Analysis and Historical Overview of Information Literacy”. College & Research

Libraries, 55, July: 309-322.

Berberoğlu, B. (2008). “Yaşam boyu öğrenme ile bilgi ve iletişim teknolojileri açısından Türkiye’nin Avrupa Birliği’ndeki konumu”. Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, V (II), 113-126.

Breivik, P.S. (2000). Information literacy for the sceptical library director. IATUL Conference Queensland University of Technology, Brisbane, Queensland, Australia 3rd - 7th July, 2000. http://www.eric.ed.gov/PDFS/ED447823.pdf adresinden 25.04.2011 tarihinde erişildi.

(10)

Bruce, Christine. (1997) Seven Faces of Information Literacy in Higher Education. http://sky.fit.qut.edu.au/~bruce/il/faces.jsp

adresinden 27.04.2011 tarihinde erişilmiştir.

Çakın, İrfan. (1983). Üniversite - Kütüphane İlişkisi. Türk Kütüphaneciliği, Cilt 32, Sayı 2, 61-64.

Çakın, İrfan. (1998) “Üniversitelerimizin Bilgiye Erişim Ortamları: Genel Değerlendirme”. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat

Fakültesi Dergisi, Cumhuriyetimizin 75. Yılı Özel Sayısı, 37-67.

Demiralay, R., & Karadeniz, S. (2008). Developing Information Literacy Skills for Lifelong Learning in Elementary Education.

Cypriot Journal of Educational Sciences, 2(6), 89-119.

Dewald, Nancy H. (1999) “Transporting Good Library Instruction Practices into the Web Environment: An Analysis of Online Tutorials”. The Journal of Academic Librarianship, 25(1): 26-32.

DPT (2008). Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi Nihai Dokümanları.

http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Documents/5/Documents/080100_DBTZNihaiDokumanlari.pdf adresinden 19.04.2011

tarihinde erişildi.

Ersoy, Aynur, Yılmaz, Bülent. (2009). Yaşam Boyu Öğrenme ve Türkiye’de Halk Kütüphaneleri. Türk Kütüphaneciliği, 23 (4), 803-834.

EURYDICE European Unit (2000) Lifelong Learning: The Contribution of Education Systems in the Member States of The

European Union: Results of the EURYDICE Survey. Haz. EURYDICE European Unit fort he Ministerial Conference to launch

the SOCRATES II, LEONARDO DA VINCI II and YOUTH Programmes, Lisbon, 17-18 March, 2000.

http://www.eric.ed.gov/ERICDocs/data/ericdocs2sql/content_storage_01/0000019b/80/16/35/50.pdf adresinden 19.04.2011

tarihinde erişildi.

Fullerton, Anne ve Gloria J. Leckie. (2002) “Information Literacy and Higher Education.” Encyclopedia of Library and

Information Science, Ed. A. Kent, V. 70, Suppl. 33, New York, Marcel Dekker, içinde, 190-206.

Göksan, T. S., Uzundurukan, S., Keskin, S. N., (2009). Yaşam boyu öğrenme ve Avrupa Birliği’nin yaşam boyu öğrenme

programları, 1. İnşaat Mühendisliği Eğitimi Sempozyumu, Antalya.

http://www.imoantalya.org.tr/imo_antalya_semp2009/files/14.pdf adresinden 19.04.2011 tarihinde erişildi.

Gündoğan, N., 2003. Avrupa Birliği'ne Üye Ülkelerde Bir İstihdam Politikası Aracı Olarak Yasam Boyu Öğrenme ve Bazı Örnek Program ve Uygulamalar. Kamu-İş İş Hukuku ve İktisat Dergisi, 7 (2), 2-15. http://www.kamu-is.org.tr/pdf/7223.pdf adresinden 25.04.2011 tarihinde erişildi.

Kızılaslan, Duygu. (2007). Bilgi okuryazarlığı ve üniversite kütüphaneleri: Bilgi okuryazarlığı planı hazırlama unsurları. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Ocotillo Report’94. (1994) Information Literacy. Prep. Committee Report, Linda Evans ve başkaları. Maricopa Center for

Learning and Instruction (MCLI) Maricopa County Community College District, Arizona.

http://www.mcli.dist.maricopa.edu/ocotillo/report94/rep7.html adresinden 27.04.2011 tarihinde erişilmiştir.

Owusu-Ansah, E. K. (2003) “Information Literacy and the Academic Library: A Critical Look at a Concept and the Controversies Surrounding It.” The Journal of Academic Librarianship, 29(4), July: 219-230.

Polat, C., Odabaş, H. (2008). Bilgi Toplumunda Yaşam Boyu Öğrenmenin Anahtarı: Bilgi Okuryazarlığı, Küreselleşme,

Demokratikleşme ve Türkiye Uluslararası Sempozyumu, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 143–151.

Rader, H. B. (1991). “Information literacy: A rervolution in the Library”. RQ, 31, (1), 25-28.

Snavely, Loanne ve Natasha Cooper. (1997) “The Information Literacy Debate.” The Journal of Academic Librarianship, 23(1): 9-13.

Spitzer, Kathleen L., Michael B. Eisenberg, Carrie A. Lowe. (1998) Information Literacy: Essential Skills for the Information

Age. Syracuse, New York: ERIC Clearinghouse on Information & Technology. IR-104.

Tiefel, Virginia M.(1995). “Library User Education: Examining its Past, Projecting its Future”. Library Trends, 44(2), Fall 1995: 318-329.

Tonta, Yaşar (1999). “Bilgi Toplumu ve Bilgi teknolojisi.” Türk Kütüphaneciliği, 13(4), 363-375.

Turan, S. (2005). Öğrenen Toplumlara Doğru Avrupa Birliği Eğitim Politikalarında Yaşam Boyu Öğrenme. Ankara Avrupa

Çalışmaları Dergisi, Cilt:5, No:1, Güz 2005, 87–98.

TÜBİTAK (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu) (2005). Vizyon 2023 Teknoloji Öngörü Projesi Eğitim ve İnsan

Kaynakları Sonuç Raporu ve Strateji Belgesi.

Türkiye Yükseköğretim Ulusal Yeterlilikler Çerçevesi (TYUYÇ). (2009). Ulusal Yeterlilikler Komisyonu ve Çalışma Grubu.

http://bologna.yok.gov.tr/files/1fd58513c8ad79fe43ca1b7c1adc4a8b.pdf adresinden 27.04.2011 tarihinde erişilmiştir.

UNESCO World Report (2005) Towards Knowledge Societies. Paris: UNESCO Publishing.

Warmkessel, M.M., J.M. McCade. (1997) “Integrating Information Literacy into the Curriculum”. Research Strategies, 15 ( 2), 80-88.

Wilson, L.A.(1995). “Instruction as a Reference Service”. Reference and Information Services: An Introduction. General. Ed. Richard E. Bopp ve Linda C. Smith. Englewood, Libraries Unlimited, 1995: 152-184.

Wilson, L.A. (2001) “Information Literacy: Fluency Across and Beyond the University”. Library User Education: Powerful

Learning, Powerful Partnerships, Ed. B. I. Dewey, Lanham, Scarecrow Press : 1-17. 10

(11)

YÖK (T.C. Yükseköğretim Kurulu). (2003) Türk Yükseköğretiminin Bugünkü Durumu. Ankara: 2003.

Zhang, Wenxian. (2001) “Building Partnerships in Liberal Arts Education: Library Team Teaching”. Reference Services Review, 29 (2), 141-150.

Şekil

Şekil 1: Bilgi okuryazarlığı, öğrenmeyi öğrenme ve yaşam boyu öğrenme ilişkisi

Referanslar

Benzer Belgeler

öğrenme kabiliyetine ihtiyacı olan 12-18 yaş grubundaki gençlerin, “bilgi. okuryazarlık” düzeylerinin arttırmak ve onlar arasında

2) Mayınların temizlenilmesi. 3) Boğazların içlerine girerek en uçlarda bile bulunan kara kuvvetlerinin temizlenil- mesi. 4) Bu ilerlemenin daha da derinlere ilerletilmesi. Bu

1870 Yılında, günümüzde Kırklareli Ġli Merkez Ġlçeye bağlı bir mahalle olan, Türk ve Bulgar halkının yaĢadığı Karahıdır Köyünde inĢa

The experience of the consumer based on the quality of the services delivered by a specific library and even by a specific department is heavily influenced by

Günindi (2008)’nin, yaptığı araştırmada okul eğitim kurumlarına devam eden 6 yaş grubu çocukların sosyal uyum ve becerileri arasında anne yaş gruplarına göre anlamlı

Çalışmamızda hücre canlılığını ve hücre içi yağlanma üzerine en etkili dozlar olan 100 ve 200 µM RA’nın hem direkt olarak HepG2 hücrelerinde hem de

Sol böbrek ortalama dozları için gruplar arası yapılan Kruskal Wallis analizi sonucu ve ikili gruplar arası yapılan Mann Whitney U analizi sonuçları Değişkenler n Minimum

Tekin (2013:65-66) “Yerel Yönetimlerin Spor Hizmetlerine İlişkin Halkın Görüşleri (Keçiören Belediyesi Örneği)” başlıklı çalışmasında, katılımcıların