Halk Sağlığı Hizmetlerinde
Diyetisyenlere Düşen Görevler
Dr. Nusret H. Fişek *
Halkın sağlığı için diyetisyenler ne yapabilir? Bu soruyu ce v a p landırm adan önce beslenme ile sağlık arasındaki ilişkiye değinm ek gerekir. H epim iz biliyoruz ki kalori-protein yetm ezliği enfeksiyonlara karşı direnci azaltır. Yetersiz ve dengesiz beslenm e özellikle çocu k ölümlerinin temel nedenidir. Bir kızamık salgınında ölen çocu kların ölüm nedenlerine, tedavi hekimliği yönünden bakarsak ” Bu çocu k la r pnöm oni veya bronkopnöm oniden ölm üştür.” diyebiliriz. A n ca k sorunu daha derinlemesine incelersek görürüz ki ölenlerin büyük çoğu n lu ğu beslenme bozukluğu olan çocuklardır. Aslında p n öm on i ve b ro n k o p - nöm oninin sık görülmesinde beslenme bozukluğu gerçek sebeptir. Y in e hepimizin bildiği birşey şişmanlığın kronik ve dejeneratif hastalıklara yol açtığı ve bu hastalıklardan ölüm lerin şişmanlar arasında dah a fazla görüldüğüdür. Herhalde çoğum uz Ingiltere’ de harp için d e iskemik kalp hastalıklarından ölüm lerin azaldığını, harpten sonra aşırı beslenm e imkânları ortaya çıkınca iskemik kalp hastalıklarından ölüm lerin yin e yükseldiğini hatırlarız. Dengeli ve iyi beslenme işçinin iş verim in in ve sporcunun performansının yüksek düzeyde tutulması için de şarttır. Bu üç alanda da kişilere yardım için diyetisyenlere görev düşm ektedir. Ancak, bugün ülkemiz için en önem li olan bu ü ç sorundan ilki, beslenm e yetersizliğinde enfeksiyonlara karşı direncin azalmasıdır. Bu nedenle ben bu yazıda yalnız bu konu üzerinde duracağım .
Ü lkem izde halkın, özellikle çocukların, beslenm e du rum unun ak saklıklarını yapılan besin tüketimi ve beslenm e durum u araştırm ala rından ve ölüm hızlarının yüksek oluşundan anlıyoruz. Ü lk em izd e ölenlerin yüzde 53 ü dört yaşından küçük çocuktur. Bebek ölü m hızı ortalam a binde 153 dür. İleri ülkelerde ise ölenlerin yü zde 7-10 u beş
BESLENM E V E D İY E T D E R G İSİ 1 3
yaşından küçük çocuktur. Bebek ölüm hızı da binde 15-20 arasındadır. Etimesgut Sağlık Bölgesinde yapılan araştırmalar dört yaşından küçük çocuk ölüm lerinin yüzde 75’ nin pn öm on i ve ishalden olduğunu gös termektedir. Bu iki hastalıktan ölüm de de beslenme durum u en önem li etkisi olan faktörlerdendir.
N için ülkem izde beslenme yetersiz ve dengesizdir. Ç ok fakir o ld u ğum uz için m i? Ekonom ik imkânsızlığın birçok ailelerde önem li faktör olduğu muhakkaktır. A ncak tek neden ekonom ik imkânsızlık değildir. Birçok hallerde bilgisizlik ekonom ik imkânsızlıktan daha önem li bir faktördür, işte diyetisyenlere düşen görev sınırlı im kânlarla çeşitli bölgelerde, çeşitli mevsimlerde, değişik ekonom ik düzeyde ve yaş grubundaki kişiler için yeterli ve dengeli beslenme form ülleri geliştirmek, bunları halka öğretm ek, onları bu yemekleri yem eğe ve çocuklarına yedirm eye alıştırmaktır. Birkaç satır içinde top la n a b ild i bu görevi yapm ak, söylem ek kadar kolay değildir. H alk sağlığı çalışmaları arasında halkın beslenme itiyatlarını değiştirmek en zor olanıdır. Hastaların verilen diyeti uygulaması gibi değildir. Hastalarınızın büyük bir kısmı hayatları görebilecekleri kadar yakın tehlike içinde olduğu için sizinle işbirliğine hazırdırlar, işbirliği yaparlar ve sizin verdiğiniz diyeti aynen uygularlar. A ncak, sağlam kişilerin davranışı hastalardan farklıdır. O nların alışkanlıklarını değiştirmek sabır ister, hüner ister, zam an ister. Bir Ç in filozofu “ Ç abuk sonuç almak istersen pirinç yetiştir, on yıl bekleyebilirsen m eyva ağacı dik, bir öm ür boyu sabreder ve çalışabi lirsen insanları eğit” demiştir.
Şim di konuyu biraz daha açayım . Çocukların, gebelerin, yaşlıların ve çeşitli grupların beslenme durum unu düzeltebilm ek için yapılacak çalışm a program ında üç aşama vardır. İlk aşama çeşitli bölgelerde değişik grupların her mevsim de tükettiği besinlerin çeşit ve miktarı ile o bölgede yetişen veya bulunabilen besinleri ve çeşitli ekonom ik düzeydeki ailelerin hangilerinin o besinlerden faydalanabileceğini saptamaktır. T ü m halkımızın sorununa cevap verm ek am acım ız oldu ğuna ve bölgelerle gruplar arası fark büyük olduğuna göre bu husustaki bilgim izin çok sınırlı olduğunu söylem eğe lüzum yoktur. Beslenme alanında çalışanlardan beklediğim iz ilk iş durum u yansıtan verileri toplam aya yönelen araştırmalar yapm alarıdır. Bu araştırmaların devam lı olm ası da gereklidir. Çünkü şartlar zam anla değişir.
İkinci aşama toplanan verilerden faydanarak her bölge ve gurup için bilim sel olarak uygun ve kişiler tarafından kabul edilebilecek bir diyet form ülünü hazırlamaktır. Bu da çeşitli zorlukları olan bir iştir. Ö n ce ekonom ik olanakları kısıtlı aileler için hayvansal protein sorununu
1 4 H A L K S A Ğ L IĞ I H İZ M E T L E R İN D E D İY E T İS Y E N L E R E D Ü Ş E N G Ö R E V L E R
çözüm lem ek gibi büyük bir güçlükle karşılaşılır. G ö zö n ü n d e tutulm ası gereken bir diğer önem li sorun da besin m addelerinin eklendiği yem ek form üllerini halkm beğeneceği, isteyerek yiyebileceği şekilde tertiple- yebilmektir. Bütün bunlar çözüm lenebilirse; diyetisyenlerin bilgi, em ek ve çabaları ile çözüm lenebilecek işlerdir. Bu aşama b irçok kereler b ö lg e d e yeni tarım ürünü yetiştirmek, sınai tesisler kurm ak ve besin ticaretini geliştirmek gibi büyük projelerinde geliştirilmesini kapsam ı için e alır. Söylemesi kolay yapması gü ç olan bütün bu işler yapılsa da beslenm e sorunu çözülm üş olm az. Ü çü n cü aşama hepsinden dah a zo r ola n ıd ır. Bu aşamada hazırlanan form üllerin halka öğretilm esi, benim setilm esi ve uygulatılması gerekir. Bu ancak halk ile beraber yaşayan, halkın itimat ettiği kişilerin aracılığı ile uzun yıllar ve sistemli çalışarak başa rılabilir. K ısaca beslenme eğitimi dediğim iz bu hizm eti en iyi y a p a b ile cek kişiler halk sağlığı hemşireleri ve köy ebeleridir. D iyetisyenler bir bölgenin çeşitli grupları için hazırladıkları yem ek form ü llerin i halk sağlığı hemşirelerine ve köy ebelerine öğretirler. H e r evi belirli b ir program çerçevesinde sürekli olarak ziyaret eden hemşire ve e b e le r d e bu bilgileri ev kadınlarına aktarırlar, evlerde kadınlara y a rd ım ederek uygulamalı eğitim yaparlar. Bu konuda diyetisyenlere düşen b ir diğer görev de hemşire ve ebelerin bu hizm etlerini denetlem ek, başarıları değerlendirmek ve aksaklıkları giderm ek için tedbir alm aktır.
A m acım ız insanlara hizmetse, hastaların insanların çok k ü çük b ir kısmını teşkil ettiğini, sağlam dediğim iz kişilerin bü yü k çoğ u n lu ğ u n u n hastalardan çok beslenme sorunları olduğunu u n u tm am am ız gerekir. Bu nedenle insanlara hizm et için hastane ve sağlık m erkezi g ib i örgü tlerin dört duvarı içinde kalm am ak ve halk içinde halk için çalışm ak gerek tiğini hiçbir zam an hatırdan çıkarm am alıyız.