• Sonuç bulunamadı

Mevlana Caddesi tarihi dokunun analizi ve süreç içinde değişimi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mevlana Caddesi tarihi dokunun analizi ve süreç içinde değişimi"

Copied!
296
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

MEVLANA CADDESĠ TARĠHĠ DOKUNUN ANALĠZĠ VE SÜREÇ ĠÇĠNDE DEĞĠġĠMĠ

Ahmet KUġTEPE YÜKSEK LĠSANS Mimarlık Anabilim Dalını

Ocak-2011 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)

TEZ BĠLDĠRĠMĠ

Bu tezdeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edildiğini ve tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.

DECLARATION PAGE

I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work.

Ġmza

Ahmet KUġTEPE Tarih: 2011

(4)

iv ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

MEVLANA CADDESĠ TARĠHĠ DOKUNUN ANALĠZĠ VE SÜREÇ ĠÇĠNDE DEĞĠġĠMĠ

Ahmet KUġTEPE

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Murat ORAL

2011, 372 Sayfa Jüri

Yrd. Doç. Dr. Murat ORAL Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar EROĞLU

Yrd. Doç. Dr. Mustafa ALTIN

Bu çalıĢmada, Konya‟nın kent geliĢiminde önemli yer tutan Mevlana Caddesi, değiĢim ve geliĢim faktörleri irdelenerek, 19. yy. ortalarından günümüze kadar geçen süreç incelenmeye çalıĢılmıĢtır. Cadde ile Konya kentinin geliĢimi sıkı bir benzerlik göstermektedir.

ÇalıĢma kapsamında Mevlana Caddesi‟ndeki değiĢim, literatür ve arĢiv çalıĢmaları yapılarak, imar planları incelenerek belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Yapılan imar uygulamalarının cadde aksı üzerindeki etkileri ile değiĢim sürecindeki özgün yapının korunması için yapılan uygulamalar irdelenerek bozulma etkileri belirlenmeye çalıĢılmıĢtır.

Tarihi caddenin yapılarının, yollarının, çevresel faktörler ile sosyal etkiler altında değiĢimi inceleme altına alınmıĢ, cadde dokusu üzerindeki koruma çalıĢmalarının uygulama Ģekilleri, koruma yasalarının ve uygulayıcılarının aldığı kararların belgeleri araĢtırılarak, yapılara iliĢkin kararlar ile uygulamalar değerlendirilmiĢtir.

Caddenin Konya içindeki yeri ve önemi tarihi yapılar ile kent dokusundaki mimari geliĢim ve sosyolojik değiĢim araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmalar sırasında yapılan koruma çalıĢmaları, tek yapı değerlendirmeleri ele alınarak öneriler getirilmeye çalıĢılmıĢtır.

Cadde üzerindeki çalıĢmaların genel olarak değerlendirilmesi ve elde edilen sentez ve veriler sonuç bölümünde ele alınmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Konya, Mevlana Caddesi, DeğiĢim, Tarihsel süreç, Ġmar Uygulamaları, Koruma

(5)

v ABSTRACT MS THESIS

ANALYSIS OF HISTORICAL TISSUE OF MEVLANA STREET AND PROCESS OF ITS CHANGING IN THE TIME

Ahmet KUġTEPE

THE GRADUATE SCHOOL OF NATURAL AND APPLIED SCIENCE OF SELÇUK UNIVERSITY

UNĠVERSĠTY OF SCĠENCE AND TECHNOLOGY INSTĠTUTE DEPARTMENT OF BUĠLDĠNG INFORMATĠON

Advisor: Yrd. Doç. Dr. Murat ORAL 2011, 372 Pages

Jury

Yrd. Doç. Dr. Murat ORAL Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar EROĞLU

Yrd. Doç. Dr. Mustafa ALTIN

In this study, Envirolment of Mevlana Street which holds great importance in the development of city of Konya, in the 19th century. the present process have been studied till mid-July . The street is similar to the development of City of Konya.

Working under the change of Mevlana Street, literature and archival work , try to determine by examining the development plans. Zoning practices in the process of change with its effects on the axis of the street to protect the original structure of the applications were examined to determine the effects of deterioration.

Date of the street buildings, roads, under the influence of environmental factors and social changes are under review, the application forms of conservation work on the street, texture, protection of the laws and the decisions made by practitioners to investigate the documents, decisions regarding structures and practices are evaluated.

The importance of place and historic buildings of the street and the city of Konya in the architectural development and social change in tissue were investigated. Studies made during the protection work, reviews by examining the recommendations have been given to only one building.

Evaluation of our work on the street in general and the obtained results in the synthesis and data are discussed.

Keywords: Konya, Mevlana Street, Change, the historical process, Development Applications, Protection

(6)

vi ÖNSÖZ

Selçuklulara baĢkentlik etmiĢ bir kent olan Konya, Türkler Anadolu‟ya gelmeden önce de, sonra da önemli bir Ģehir olmuĢtur. Selçuklular zamanında, Ġnce Minareli Medrese, Karatay Medresesi, Sahip Ata Medresesi, TaĢ Cami Medresesi v.b. gibi çok önemli eserler kazandırmıĢlardır. Beylikler döneminde ve Osmanlı Ġmparatorluğu döneminde de çok sayıda eser inĢa edilmiĢtir. Bu yapısı ile zengin bir tarihsel ve kültürel birikime sahiptir.

Türk düĢünce tarihinin ünlü tasavvuf, tefekkür, düĢünce ve fikir adamlarından Mevlana Celalettin Rumi, ġems-i Tebrizi, Sadrettin Konevi, Muhyiddin Arabi Konya‟da yaĢamıĢlardır. Konya, tarihi boyunca önemli bir ticaret, siyaset, kültür ve dinsel merkez olmuĢtur.

Zengin bir tarih, kültür, sanat ve mimari esere sahip olan Konya‟da son yüzyılda oluĢan değiĢim ve dönüĢüm incelenmeye çalıĢılmıĢtır. Mevlana Caddesi‟ndeki değiĢim ile Konya‟nın değiĢimi arasında bir paralellik olup olmadığı araĢtırılmıĢtır. Caddedeki değiĢim süreci irdelenmiĢ, imar uygulamalarının yapılara etkileri örneklerle gösterilmeye çalıĢılmıĢtır.

Bu çalıĢma sırasında beni bu konuya teĢvik eden, yol gösteren, destekleyen ve tezin çerçevesini oluĢturmama yardımcı olan danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Murat ORAL‟a, herhangi bir mimar veya sanat tarihçisinden daha fazla bilgiye ve literatüre sahip mesai arkadaĢım jeoloji mühendisi Fatih Özerdem‟e, BüyükĢehir belediyesi KUDEB biriminde çalıĢan personele ve çok büyük fedakârlık gösterip bu tezin oluĢmasına büyük emek ve destek veren eĢim Ülkü KUġTEPE‟ye, çalıĢırken çocuklarımıza bakan kayınvalidem Fatma Saygı‟ya, çocuklarımız Furkan ve Selim‟e çok teĢekkür ediyorum.

Ahmet KUġTEPE KONYA-2011

(7)

vii ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... iv ABSTRACT ... v ÖNSÖZ ... vi ĠÇĠNDEKĠLER ... vii KISALTMALAR ... xi 1. GĠRĠġ ... 1

1.1. ÇalıĢma Konusunun Seçilme Nedeni ... 1

1.2. ÇalıĢmanın Amacı ... 1

1.3. ÇalıĢma Yöntemi ... 2

1.4. ÇalıĢma Kapsamı ... 2

1.5. ÇalıĢmanın Ġlgili Literatür Ġçindeki Yeri ... 3

1.6. ÇalıĢmanın Kurgusu ... 10

2. MEVLANA CADDESĠNĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ VE TARĠHSEL GELĠġĠMĠ ... 11

2.1. Konya ve Mevlana Caddesinin Genel Özellikleri ... 11

2.1.1. Coğrafi konumu ... 16

2.1.2. Fiziksel yapısı ... 18

2.1.3. Sosyal yapı ve nüfus özellikleri ... 21

2.2. Tarihsel GeliĢim ... 25 2.2.1. 1880–1900 yılları arası ... 27 2.2.2. 1900–1923 yılları arası ... 28 2.2.3. 1923–1950 yılları arası ... 31 2.2.4. 1950-1980 yılları arası ... 39 2.2.5. 1980-2011 yılları arası ... 48

(8)

viii

3. MEVLANA CADDESĠ TARĠHSEL DOKUSUNUN ANALĠZĠ VE SÜREÇ

ĠÇĠNDE DEĞĠġĠMĠNĠN ĠRDELENMESĠ ... 51

3.1. Yok Olan Yapılar ... 56

3.1.1. Kazanlı (Kazancı) Medresesi ... 56

3.1.2. Nizamiye Medresesi ... 58

3.1.3. Muallimler Birliği ... 61

3.1.4. Yeni Sinema (Ceylani Sineması) ... 64

3.1.5. Konya Bedesteni ... 66

3.1.6. Türbe Hamamı ... 71

3.1.7. Yusuf ġar Konağı – Eski Belediye Binası ... 74

3.1.8. Nalıncı Baba Türbesi ... 79

3.1.9. Muhaddis/Muhaddiszade Medresesi ... 82

3.1.10. Sadiye/Kafalı Medresesi ... 83

3.1.11. Ġplikçi (Altunbâ) Medresesi ... 83

3.1.12. Yağmuroğlu (Mehmet Efendi) Medresesi ... 87

3.1.13. Karahafız Medresesi ... 87

3.1.14. Ulvi Sultan Mescid ve Türbesi ... 88

3.2. Tarihsel Doku Özelliği Gösteren Yapılar ... 90

3.2.1. Hayat Apartmanı ... 90

3.2.2. Merkez Bankası ... 92

3.2.3. Sanayi Nefise Mektebi – Ġl Genel Meclisi Toplantı Salonu ... 94

3.2.4. Mahkeme Hamamı ... 105

3.2.5. ġerafeddin Camisi ve Türbesi ... 116

3.2.6. Vakıf ĠĢ Hanı ... 133

3.2.7. Yapı Kredi Bankası (Eski Osmanlı Bankası) ... 134

3.2.8. Dükkan (Kolat Ticaret) ... 137

3.2.9. Dükkan (No:41) ... 139

3.2.10. ĠĢ yeri (No: 45) ... 141

3.2.11. Ziraat Bankası ... 142

3.2.12. Selimiye camisi ... 143

3.2.13. Yusuf Ağa Kütüphanesi ... 154

3.2.14. ĠĢ Bankası ... 156

(9)

ix

3.2.16. Tahtıkale Mescidi/ Asri Cami/ Veznedar Hüseyin Ağa Mescidi ... 159

3.2.17. ĠĢ Yeri (No: 10) ... 161

3.2.18. Karatay Kaymakamlığı Ġlçe Müftülüğü ... 162

3.2.19. Ġplikçi camisi ... 163

3.2.20. Ziraat Bankası ... 172

3.2.21. Türk Telekom ... 174

3.2.22. Hacı Hasan Camisi ... 174

3.2.23. PTT Binası ... 179

3.2.24. Hükümet Konağı ÇeĢme ... 186

3.2.25. Kayalı park ... 187

3.2.26. Hükümet Konağı – Konya Valiliği ... 189

3.2.27. Konya ÇarĢısı ... 196

3.2.28. YüzüktaĢı Binası ... 201

3.2.29. Kuveyt Türk Bankası –Eski ĠĢ bankası ... 202

3.2.30. Ġl Halk Kütüphanesi ... 204

3.2.31. Mevlana Türbesi ... 205

3.2.32. Mevlana Dergahı – Mevlana Müzesi ... 215

3.2.33. Hürrem PaĢa Türbesi ... 224

3.2.34. Fatma Hatun (Murat PaĢa Kızı) Türbesi ... 228

3.2.35. Hasan PaĢa Türbesi ... 232

3.2.36. Sinan PaĢa Türbesi ... 235

3.3. Tarihsel Dokunun DeğiĢimini Etkileyen Faktörler ... 238

3.3.1. Çevresel Faktörlerin Mimari ve Kentsel Bağlamda Etkileri ... 238

3.3.2. Sosyal faktörlerin mimari ve kentsel bağlamda etkileri ... 242

3.3.3. Koruma Kurulu Kararlarının Uygulamalardaki Etkileri ... 244

4. MEVLANA CADDESĠ TARĠHĠ DOKUSUNU KORUMA ÖNERĠLERĠ ... 257

4.1. Mevlana Caddesinin Konya içindeki Yeri ve Önemi ... 257

4.2. Mevlana Caddesinin Kentin Mimari GeliĢimindeki Yeri ... 257

4.3. Mevlana Caddesinin Kentin Sosyolojik GeliĢimindeki Yeri ... 263

4.4. Mevlana Caddesinin Sosyolojik ve Mimari GeliĢimin Korunma Önerileri ... 264

(10)

x

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... 271

RESĠMLER LĠSTESĠ... 273

EKLER ... 279

Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun Ġlgili Bölge Ġle Ġlgili Aldığı Kararlar ... 280

KAYNAKLAR ... 280

(11)

xi

KISALTMALAR

Kısaltmalar

BBA : Konya BüyükĢehir Belediyesi ArĢivi m : metre

MBA : Meram Belediyesi ArĢivi

KUDEB : Koruma Uygulama Denetim Bürosu

(12)

1. GĠRĠġ

1.1. ÇalıĢma Konusunun Seçilme Nedeni

Mevlana Caddesi, Konya‟nın sadece geliĢimini etkilemekle kalmamıĢ, aynı zamanda, mimari görünümünü de olumlu etkilemiĢtir. Konya tarihi geliĢim serüveninde önemli ölçüde etkisi olan Mevlana Caddesi‟nin geliĢimi, ekonomik, siyasal, kültürel, coğrafi özellikleri incelenerek, kısa zamandaki hızlı değiĢiminin nedenleri araĢtırılarak, ortaya çıkarılmak istenmesindeki en büyük etken, kentin bu kısmının yerleĢim alanları içerisindeki yeri ve önemidir.

Kentin merkezi iĢ alanlarını, Alâeddin Tepesi ve çevresi oluĢturmaktadır. Tarihi kent merkezi ise Alâeddin Tepesi ile Mevlana Külliyesi arasında, kentin en önemli ulaĢım arteri olan Mevlana Caddesi'nin üzerinde ve ağırlıklı olarak güneyinde yer almaktadır. Alâeddin Tepesi ile Mevlana Külliyesi arasında yer alan tarihi kent merkezi, tarihi kimliğinin yanı sıra, halen merkez iĢlevlerinin yoğun olarak bir arada bulunduğu, kent içinde ulaĢılabilirliği en yüksek olan alandır. (Tarihi Kent Merkezi Ġmar Planı Raporu, 2009)

Mevlana Caddesi‟nin Ģehrin mimarlık ürünleri içerisinde önemli bir dokuya sahip olması, son 100-150 yıl içerisinde birkaç kez yıkılıp yeniden yapım faaliyetlerine maruz kalması ve koruma adına yeterince bilinçli müdahalelerin yapılamaması çalıĢma konusu olarak belirlenmesinde etkili olmuĢtur.

Bu caddenin kimliğinde önemli rol oynayan ve dokusunu belirleyen yapılardan örnekler seçilerek incelenmesi, caddenin bir zamanlar sahip olduğu tarihi dokusunun tespit edilmesi, cadde ve kent ölçeğinde tarihi süreç içerisinde yaĢanan kayıpların ortaya çıkarılarak değiĢimin irdelenmesi, benzer örneklerin bir daha yaĢanmaması bakımından dikkate alınmalıdır.

1.2. ÇalıĢmanın Amacı

Coğrafya ve ilkim koĢullarının toplumların tarihsel süreç içinde yapılaĢmasında önemli olduğu bilinmektedir. Tarihi belge niteliğinde olan yapılar korunduğu zaman kentin bir hafızası olmuĢ olur. Korunmadığı zaman kent kiĢiliksiz ve belleksiz kalır.

Mevlana Caddesi, tarihi süreç içerisinde çok büyük değiĢikliklere maruz kalmıĢ, var olan Selçuklu ve Osmanlı eserlerinin çoğu yıkılarak ortadan kaldırılmıĢ, yerine yeni

(13)

binalar yapılmıĢ veya yol geniĢletilmiĢtir. Bu nedenle, caddenin yaĢadığı olumsuz değiĢimin nedenlerinin sorgulanması, benzer olumsuzlukların tekrar yaĢanmaması ve geçmiĢ, bugün, gelecek arasında bir kültürel köprü olması sağlanarak, buna uygun veriler oluĢturmak, çalıĢmada amaç edinilmiĢtir.

1.3. ÇalıĢma Yöntemi

ÇalıĢma kapsamında karĢılaĢtırmalı yöntem kullanılmıĢtır. Literatür, koruma kurulu kayıtları, belediye arĢivleri, Resim, kadastral paftalar ve imar paftalarından faydalanılmıĢtır.

Öncelikle belediyelerin arĢivleri taranmıĢ, her belediye kendi bölgesinde bulunan tarihi eserlerin envanterini çıkarmıĢ, çeĢitli kitaplar yayınlamıĢtır. Son yüzyılda çeĢitli kiĢi veya kurumlar tarafından çekilen Resimler belediye, ticaret odası ve Selçuklu AraĢtırma merkezinden temin edilmiĢtir.

Caddenin tarihsel dokusunun analizi ve süreç içindeki değiĢiminin irdelenmesi için çeĢitli araĢtırmalar yapılmıĢtır. Bu aĢamada, Konya Ġli ile ilgili yapılan tüm imar plan çalıĢmaları bir araya getirilerek incelenmiĢ, karĢılaĢtırmalı değerlendirmeleri yapılarak, doku değiĢimi incelenmiĢtir.

Mevlana Caddesi üzerinde daha önce olup, günümüzde mevcut olmayan yapılar saptanmaya çalıĢılmıĢtır. Mevlana Caddesi üzerindeki tescilli tarihi yapılara ve II. grup uygulama örneklerine iliĢkin bilgilere ulaĢmak için KUDEB arĢivi ve Ġlçe Belediyelerinin arĢivleri değerlendirilmiĢtir. Bu kurumlardan elde edilen fotoğraflar ve belgelerle tarihi süreç içindeki değiĢim ve değiĢimi etkileyen faktörler ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır.

1.4. ÇalıĢma Kapsamı

 Mevlana Caddesi üzerinde bulunan, tarihi özelliği olan yapıların, mevcut doku içerisindeki yerlerinin tespit edilmesi,

 Mevcut binaların bulunduğu yerlerde daha önce var olan yapıların belirlenmesi, tarihsel süreç içerisinde ne gibi değiĢikliklerin olduğunun belirlenmesi,

(14)

 Toplanan veriler ve tespitler ıĢığında ileriye dönük koruma çalıĢmalarının yapılması ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususların belirlenmesi hedeflenmiĢtir.

1.5. ÇalıĢmanın Ġlgili Literatür Ġçindeki Yeri

ÇalıĢma kapsamında literatür taraması yapılırken Konya konulu farklı ölçeklerde çok sayıda kaynak tespiti yapılmıĢ, fakat Mevlana Caddesi ve barındırdığı tarihi dokuyu ele alan, süreç içerisinde değiĢimini irdeleyen birebir bir çalıĢma gözlemlenememiĢtir. Konu ile alakalı olarak; Mevlana Caddesinin uzantılarında yer alan belirli bölgeleri ile ilgili verilerin bulunduğu bazı çalıĢmalar ve araĢtırmalar bulunmuĢtur.

H. Derya Arslan ve ark. tarafından hazırlanan “Konya Kenti Konut Dokusunda OluĢan DeğiĢim: Beyhekim Mahallesi Pamir Sokak Örneği” adlı makalede Konya‟da 1946 yılında uygulanmaya baĢlanan imar planının ileriki yıllarda kentin Ģehirsel geliĢmelere cevap vermekten uzak kaldığı gerekçesiyle Ģehrin demografik ve mekansal geliĢim ihtiyaçları gereği yeniden düzenlendiği ve kentin nüfus artıĢı nedeniyle konut açığının giderilmesi amacıyla kent merkezindeki konut alanlarında yoğunluk artırılmasına gidildiği anlatılmıĢtır. Bunun sonucunda da merkezde apartman yapıları ortaya çıktığı ve bu bölgelerden biri olan Pamir Sokak örneği verilmiĢtir.

Oktay Aslanapa‟nın “Osmanlı Devri Mimarisi” adlı kitabında Orhan Gazi‟den baĢlayıp Sultan V. Mehmet ReĢat‟ın ve Osmanlı devletinin sonuna kadar mimari eserlerin tarihi geliĢmesi anlatılmıĢ, Cumhuriyet devrinin ilk yılları Mimar Kemalettin ve Vedat‟ın eserleri de üslubun ve geleneğin devamı olarak konuda ele alınmıĢtır.

Ali BaĢ ve Tolga Bozkurt‟un “Konya Bedesteni” adlı makalesinde, yerine “Sanayi Mektebi” –bugünkü Ġl Özel Ġdare Binası inĢa edilmek üzere 1898 yılında yıktırılan Konya Bedesteni‟nin, Konya Mevlana Müzesinde sergilenen kitabesi ile, belge niteliği taĢıyan fotoğraflar, arĢiv kayıtları ve diğer Osmanlı kentlerinde yer alan benzer dokuz kubbeli örneklerden yola çıkılarak, mimari özellikleri tasvir edilmiĢ ve yapı için bir restitüsyon teklif edilmiĢtir.

Havva Alkan Bala‟nın “Plan Yapma ve Ona Sadık Kalarak Uygulama Geleneğine Sahip Bir Kent: Konya” adlı makalesinde 1940‟lardan 2020‟ye kadar olan süreç içinde uygulamaya konulan imar planlarından bahsetmiĢtir.

(15)

Remzi Duran ve ark.‟nın “Konya‟daki Geç Dönem Osmanlı Yapıları” adlı makalesinde, tamamen ve kısmen özelliğini kaybetmemiĢ geç dönem Osmanlı yapılarından bahsedilmiĢtir.

Bahtiyar Eroğlu ve Gülnaz Güzeloğlu‟nun “Konya‟da Son ġehir Ġçi Hanlarından Nakıb Hacı Ġbrahim ĠĢ hanı” adlı makalesinde Nakıb Hacı Ġbrahim ĠĢ Hanı, Konya‟da son Ģehir içi hanına tek örnek olduğundan dolayı incelenmeye değer bulunmuĢtur. Bu yapının ilk yapıldığı dönemlerdeki durumu ve zaman içerisinde geçirdiği tadilat ve tamiratları, rölevesi ile mimari özellikleri anlatılmaktadır.

Can Fuat Gürlesel‟in “Konya Gayrimenkul Sektörü Değerlendirme ve Öngörüler 2015” adlı gayrimenkul araĢtırma raporunda Konya gayrimenkul sektörü konut ve icari gayrimenkul piyasaları baĢlıklarında değerlendirilmekte ve geliĢen kent potansiyeline iliĢkin öngörüler yapılmıĢtır.

HaĢim Karpuz‟un “Konya‟nın Selçuklu Kent Dokusu ve Son Yıllarda Yok Olan Anıtlar” isimli bildirisinde Konya‟nın Selçuklu ve Osmanlı kent dokusunun son yıllarda yok olan anıtlarını kendi gözlemlerine dayanarak anlatmıĢtır. Son 25 yıl içerisinde Selçuklu ve Osmanlı kent dokusundan koparılan anıtlardan rastgele örnekler vererek tarihi kent dokusunun nasıl yok edildiğinin önemi üzerinde durmuĢtur.

HaĢim Karpuz‟un “Anadolu Selçuklu Mimarisi” isimli kitabında Anadolu Selçuklularının inĢa ettiği yapı türleri bütüncül bir yaklaĢımla ele alınmıĢtır. Yapıların mimari özellikleri vurgulanmıĢ, önemli örnekler kısaca tanıtılmıĢtır. Öncelikle, yapı grubunun plan tipleri, planın geliĢimi, Türk mimarisi içindeki yeri ve önemi üzerinde durulmaya çalıĢılmıĢtır.

HaĢim Karpuz ve ark.‟nın “Fotoğraflarla GeçmiĢte Konya” adlı, Konya‟nın mimari mirasını, sosyal ve kültürel değerlerinin belgelemek amacıyla hazırladıkları bu albümde, 1885‟in sonlarından baĢlayarak 1950‟li yıllara kadar olan Konya‟da çekilmiĢ fotoğraflar bulunmaktadır. ġehrin, mimari dokusunu gösteren panoramalar, insan ölçülerine uyumlu kent meydanları, anıtsal Selçuklu ve Osmanlı yapıları; sokaklar, çarĢı, pazar; değiĢik insan tipleri, sosyal hayattan kesitler, bütünüyle yok olan eski Konya‟nın güzellikleri bir araya getirilmeye çalıĢılmıĢtır.

HaĢim Karpuz‟un “Konya‟daki Tarihi Eserlerin Durumları, Sorunları ve Çözüm Önerileri” adlı makalesinde, Konya‟daki sit alanları ve koruma altına alınan tarihi eserleri, eserlerin durumları, sorunları ve çözüm önerileri ile ilgili kapsamlı bir araĢtırma yapmıĢtır.

(16)

HaĢim Karpuz‟un “Mevlana Dergahı‟nın Mimarisi” adlı makalesinde, Mevlana Dergahı‟nın mimari kompozisyonu ve geliĢimini ana hatlarıyla ele almıĢtır. Dergahın, Semahane, Mescit, Matbah-ı ġerif, Meydan-ı ġerif ve DerviĢ Hücreleri gibi ana hücreleri ile avlu, hazire içindeki Türbeler gibi büyük yapılardan da kısaca bahsetmektedir.

Rabia Köse‟nin “Konya Merkez PTT Binası‟nın Mimari ve Ġç Mimari Açıdan Ġncelenmesi” baĢlıklı makalesinde, sınıflandırma dahilinde önemli yer tutan kapalı (geleneksel) düzen büro hacimlerine örnek olarak, I.Ulusal Mimarlık Üslubu ile tasarlanmıĢ, dönemin en iyi örneklerinden biri olan Konya ili Merkez PTT Binası mimari ve iç mimari özellikleri ile incelenerek verilmiĢtir. Makale genelinde Konya Merkez PTT Binası mimari cephe özelliklerinden iç mekanda kullanılan donatı elemanlarına kadar incelenmiĢ, yönetim birimleri ayrıca ele alınmıĢtır. Sonuç kısmında ise, yapının genel özellikleri, plan sistemleri ve büro hacimleri Ģematik olarak değerlendirilmiĢtir.

Nazım Koçu ve Serra Zerrin Korkmaz‟ın “Konya‟daki Atmosfer Kirliliğinin Selçuklu Dönemi Tarihi Eserlere Etkileri” adlı makalesinde, Konya‟da yaya ve taĢıt trafiğinin yoğun olarak yaĢandığı ve yapılaĢmanın çok olduğu Alaeddin Tepesi çevresindeki tarihi eserlerin dıĢ cephelerinde araĢtırmalarda bulunulmuĢtur. Konya‟daki Selçuklu dönemi tarihi eserlerinden örnek olarak Karatay Medresesi ve Ġnce Minareli Medrese dıĢ cephelerinde kullanılan doğal yapı taĢları inceleme konusu olarak seçilmiĢtir. Yapılan analizlerde malzemelerin bozulmasına sebep olan etkilerin en önemlilerinden olan “Atmosfer kirliliği ve sebepleri” araĢtırılarak bunların neticesinde oluĢan asit yağmurları ve tarihi eserler ile iliĢkisi üzerinde durulmuĢtur.

Ġbrahim Hakkı Konyalı “Konya Tarihi” adlı kitabında Konya‟nın tarihi, kültürü, mimari eserleri ve kitabeleri ile ilgili en kapsamlı araĢtırmaları yapmıĢtır. Bu eser, bir çok kitap, makale ve akademik çalıĢmaya kaynak olmuĢtur. Konyalı, bu kitabında bizzat kiĢisel tecrübelerinden ve gözlemlerinden faydalanarak tespitlerde bulunmuĢtur. Günümüzde var olmayan bir çok eserin yıkılıĢına Ģahit olmuĢ ve üzülerek yıkılıĢ hikayelerini eserinde anlatmıĢtır.

Sefa OdabaĢı ve ark.‟nın Meram Belediyesi‟nin katkılarıyla hazırladıkları “Eskimeyen Meram” isimli albümde, XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyıl baĢlarına ait fotoğraflar, eski kartpostallar kent görünümleri, çarĢı-pazar, önemli anıtlar, kamu binaları ve oteller belgelenmiĢtir. Meram‟da yaĢamıĢ, Konya ve Meram‟a hizmet etmiĢ bazı kiĢilere ait fotoğraflara da bu albümde yer verilmiĢtir.

(17)

A. Sefa OdabaĢı‟nın “20. Yüzyıl BaĢlarında Konya‟nın Görünümü” adlı kitabında, Osmanlı Devleti‟nin sona erip Türkiye Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllardaki Konya‟nın görünümü, önemli tarihi alanları, mekânları, yapıları yer almaktadır. Zamanın zanaatlarını, sanayisini, yollarını ve ulaĢımını, eğlence hayatını ve insanlarını anlatmaktadır.

Hasan Özönder‟in hazırlamıĢ olduğu “Dünden Bugüne Konya” adlı eser, Konya‟nın tarihin içerisinden bugüne geçirdiği evreleri; kendisine kalan kültürel mirası ve yüzyıllardan bu yana kalan nadide eserleri anımsatmak ve tanıtmak amacıyla Konya BüyükĢehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından yayınlanmıĢtır.

YaĢar Semiz ve Recai KuĢ‟un “Konya Sanayi Mektebi (1901-1960)” adlı makalesinde Konya Sanayi Mektebi‟nin kurulduğu günden itibaren faaliyet gösterdiği süreç içerisinde, okulun fiziki durumu, mali durumu, yönetim ve icraatları, eğitim ve öğretimi, talebe sayısının geliĢimi anlatılmaktadır.

Kay Neiss ve Christoph Steiner‟in yazdığı Ali Osman Öztürk ve Mualla Öztürk‟ün çevirisini yaptığı “Konya‟da Selçuklu Eserlerinin Kısa Bir Sanat Tarihçesi” isimli makalede, Selçuklu eserlerinden olan kaleler, kervansaraylar, dini yapılar, medrese ve türbelerin özellikleriyle öneminden ve Selçuklu el sanatlarından kısa bahsedilmiĢtir.

Yusuf Küçükdağ‟ın “A. Safa OdabaĢı‟nın ArĢivi‟nden Eski Konya Fotoğrafları” adlı makalesinde, A. Safa OdabaĢı Fotoğraf ArĢivi‟nde mevcut, tarih ve sanat tarihçileri için son derece önemli olan Konya fotoğraflarından birkaçına yer vermiĢtir.

Ümmügülsüm Ter ve Oğuz Özbek‟in “Kent Merkezlerinin OluĢumunda Alansal Gömülülük: Konya Tarihi Kent Merkezi” adlı makalesinde, Konya‟nın kentsel geliĢim ve süreci incelenmiĢtir. Fiziksel (konum, topografya ve bölgesel ulaĢım) ve iĢlevsel (transit ticaret, siyasi, dini ve kültürel merkez iĢlevleri) belirli üstünlüklerin, kentin biriken mekânsal ağırlıkları açısından uygun bir gömülülük altyapısı hazırladığı ön görülmüĢ ve bu nedenle kurumsalcılığın öneminden bahsedilmiĢtir.

Hayri Ulvi‟nin “Konya‟da Ġmar ve Diğer Planlama ÇalıĢmalarının, UlaĢım ve Bisiklet Düzenlemeleri Açısından Ġrdelenmesi” adlı makalesinde planlı geliĢmek için ciddi çabalar gösteren Konya kentinin 1946 yılından, 2001 yılında yaptırılan ulaĢım master planına kadar; uygulanmıĢ planlama çalıĢmalarındaki, ulaĢım ve bisiklet düzenlemelerinin yeri incelenmiĢtir. Böylece Konya kentinin eskiden beri bir bisiklet kullanım kültürü olmasına karĢın, son birkaç yıla kadar yerel yönetim tarafından bu potansiyelin plan çalıĢmalarına yansıtılmadığı bulgusu ortaya çıkartılmıĢtır.

(18)

Abdullah Uzun‟un “Konya‟da Yıkılan Selçuklu ve Osmanlı Eserleri” adlı makalesinde Konya‟da çeĢitli sebeplerle yıkılan Selçuklu ve Osmanlı eserlerinden bahsedilmiĢtir. ġerafeddin Türbesi‟nin yıkılma hikâyesi ve tarihi mezarlıklar da çalıĢmada anlatılmaktadır.

Hakan Aydın, “Sinemanın TaĢrada GeliĢim Süreci: Konya‟da Ġlk Sinemalar ve Gösterilen Filmler (1919-1950)” adlı makalesinde, Konya‟da 1910 yılında ilk sinema gösteriminin ardından 1913 yılında açılan Sanayi Mektebi Sineması ve önemini anlatmaktadır. Ġkinci sinema olarak 1923‟ten sonra Belediye mülkiyetine geçen Belediye sinemasından ve 1938‟de ise ilk özel sinema olan Yeni Sinema (Ceylani Sineması) ve Konya‟da gösterilen filmlerden bahsedilmektedir.

Mehmet Uysal‟ın “Tarihsel Süreçte Geleneksel Konya ÇarĢısı Ġçin Bir Mekansal Analiz” adlı makalesinde, tarihi süreçte önemli ticaret yolları üzerinde bulunan Konya‟nın, Selçuklu döneminde önemli bir ticaret kenti olduğu ve Osmanlı döneminde de bu özelliğini devam ettirdiği anlatılmaktadır. Geleneksel Konya çarĢısının, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemindeki durumunu, bedesten, han ve çarĢının geliĢimi ve fiziksel özellikleri üzerinde durulmaktadır. 1923 yılından itibaren günümüze kadar geçen süreçte, Konya çarĢı dokusu mekânsal analizleri, üçüncü boyut silüet analizleri de çalıĢmada yer almaktadır.

2009 Koruma Amaçlı Ġmar Planı Raporunda tarihi kent merkezinin bilinçli bir Ģekilde korunup geçmiĢ ile gelecek nesiller arasında bir köprü olması hedeflendiğinden buna yönelik kararlar ve bu kararların dayanakları belirtilmiĢtir.

Tuncer Baykara‟nın “Türkiye Selçukluları Devrinde Konya‟ya Genel Bir BakıĢ” adlı makalesinde Konya‟nın Selçuklular devrindeki görünümünü kısaca anlatmaktadır. XIII. Yüzyılda Ģehrin idaresi, sosyal yapısı, nüfusu, esnaf teĢkilatı, mescid ve camileri, salgın hastalıklar, Mevlana ve Mevlevilik hakkında incelemelerde bulunmuĢtur.

Serhat Yenice ve ark.‟nın “Kentsel Planlama ÇalıĢmalarının Konya Kent Formunun GeliĢmesine Etkisi” adlı makalesinde kent formunun değiĢim dönüĢüm sürecinin kentsel planlama süreci içerisinde irdelenmekte, makro ölçekli planlama çalıĢmaları ve kentsel plan kararlarının Konya kenti boyutunda kentsel geliĢme ve kent formu üzerine etkilerini belirtmektedir.

Mehmet Ali Uz ve ark.‟nın “Belgelerle Adım Adım Eski Konya” adlı makalesinde Alaeddin Tepesi‟nden ġerafeddin Cami‟nin doğusuna kadar olan bölge ve Eski Belediye binasından Hükümet Konağına kadar olan bölgede yer almıĢ bedesten,

(19)

hamam, medrese, türbe, cami ve imaret gibi tarihi yapıları belgeleriyle birlikte ele almıĢtır.

Mine Ulusoy‟un “Geleneksel Türk Evinden Apartmana: Tarihi Süreç Ġçinde Konya‟da DeğiĢen Konut” adlı makalesinde sanayileĢme hareketleri sonucu sanayi bölgelerine göçlerin artmasıyla birlikte ortaya çıkan konut ihtiyacının çok katlı yapılarla giderilmeye çalıĢılması anlatılmıĢtır. Bir Selçuklu kenti olan Konya‟da ilk apartman yapılarının geleneksel Türk Evi plan Ģeması izlediğini belirtmektedir.

Mehmet Ali Uz‟un “Eski Tarihi Konya Mahalleleri” adlı makalesinde mahallelerle ilgili genel bilgiler yanında eski tarihi Konya Mahallelerinin özellikleri ve isimlendirmelerinde belli baĢlı etkenlerle insan, mahalle ve Ģehir iliĢkisi üzerinde durularak bazı eski Konya mahalleleri tanıtılmaya çalıĢmıĢtır. Ayrıca zaman içerisinde değiĢikliğe uğrayan veya tamamen yok olan mahalle ve tarihi Ģehir dokusu ile ilgili tespitlere de yer verilmiĢtir.

Ahmet Çaycı‟nın “ ArĢiv Kayıtlarına Göre Konya Mahkeme Hamamı (Hamam-ı Cedid, Yeni Hamam)” adlı makalesinde Konya‟da Karamanoğlu döneminde inĢa edilen Mahkeme Hamamı‟nın mimari özellikleri hakkında açıklamalarda bulunmuĢtur. Mahkeme Hamamı‟na ait vakfiye ve ser„iye sicillerinde yer alan bilgileri bir araya getirerek, hamamın büyük bir bölümüyle birlikte, kubbe ve duvarlarının bir hayli değiĢikliklere uğradığını belgelemeye çalıĢmıĢtır.

Ali BaĢ‟ın “Konya‟daki Klasik Dönem Osmanlı Yapıları” adlı makalesinde Konya‟da klasik Osmanlı dönemine ait az sayıdaki eserin, mimari özellikleri ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Pir-i Mehmet PaĢa, Selimiye ve ġerafeddin camileri en önemli eserler arasında görülmektedir.

Yusuf Küçükdağ‟ın” 1251 H/1835 M Tarihli Mevlana Türbesi Ve Çelebi Efendi Konağı Tamir ve ĠnĢaası Defteri” adlı makalesinde XIV. Yüzyılda Mevlana Dergahı çevresinde ihtiyaç nedeniyle oluĢan yapılardan biri olan Çelebi Efendi Konağı‟nın inĢa edilmesini ve tamir süreçlerini belgeleriyle birlikte ele almaktadır. Dergâh yapısı içerisindeki Kubbe-i Hadra ve Türbe Hamamı, dergah bünyesinde yapılan onarımlar, kullanılan malzemelerde anlatılmaktadır.

Gürgün Uğurel‟in “Ġzmir MithatpaĢa Caddesi Tarihsel Çevre Dokusunun Ġrdelenmesi” adlı yüksek lisans tezinde, Ġzmir‟in kent geliĢiminde önemli yer tutan MithatpaĢa Caddesi, değiĢim ve geliĢim faktörleri irdelenerek, 19. yüzyıl ortalarından günümüze kadar geçen süreç incelenmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢma kapsamında MithatpaĢa Caddesi‟ndeki değiĢim, literatür ve arĢiv çalıĢmaları yapılarak, imar planları incelenerek

(20)

belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Yapılan imar kanunlarının cadde aksı üzerindeki etkileri ile değiĢim sürecindeki özgün yapının korunması için yapılan uygulamalar irdelenerek bozulma etkileri belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Ġzmir MithatpaĢa Caddesi‟nin genel özellikleri, tarihsel geliĢimi, coğrafi yapısı, fiziksel yapısı iklimler ve jeolojik yapısı anlatılmıĢtır. DeğiĢim sürecindeki sosyal yapı, tarihsel geliĢim belgelerle aktarılmıĢtır. Tarihi caddenin, yapılarının, yollarının, çevresel faktörler ile sosyal etkiler altında değiĢimi inceleme altına alınmıĢtır. Cadde dokusu üzerindeki koruma çalıĢmalarının uygulama Ģekilleri, koruma yasalarının ve uygulayıcılarının aldığı kararların belgeleri araĢtırılarak, yapılara iliĢkin kararlar ile uygulamalar değerlendirilmiĢtir. Caddenin Ġzmir içindeki yeri ve önemi, tarihi yapılar ile kent dokusundaki mimari geliĢim ve sosyolojik değiĢim araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmalar sırasında yapılan koruma çalıĢmaları, tek yapı değerlendirmesi ele alınarak öneri getirilmeye çalıĢılmıĢtır.

Hüseyin MuĢmal‟ın “1867 Konya ÇarĢısı Yangını ve Etkileri Üzerine Bir Ġnceleme Denemesi” adlı makalesinde, Selçuklu döneminden itibaren geliĢim göstermiĢ olan Konya çarĢısında tarihî süreçte, zaman-zaman bazı yangınların yaĢandığını, ancak bugün bilinen yangınlar arasında en büyüğünün 1867 yılında yaĢanmıĢ olan yangının olduğunu belirtmektedir. YaklaĢık 4 saat süren yangın neticesinde 872 adet küçük ve büyük dükkân, üç adet ev ve iki adet caminin kül olduğunu, diğer taraftan 1867 yangının geleneksel Konya çarĢısında mekânsal ve fiziksel açıdan önemli bir dönüĢüme zemin hazırladığını anlatmaktadır. ÇarĢının 2/3‟ü yandığından XIX. yüzyıldan önceki ticarî bina örneklerinin önemli bir bölümü sonraki dönemlere ulaĢamadığını, bununla birlikte 1867 yılından itibaren Konya çarĢısındaki dükkânların yapı malzemeleri açısından bir dönüĢüm geçirdiğini, bu dönüĢümün sokakları ve yerleĢim özellikleri açısından bazı düzensizliklere sahip olan eski çarĢının yeni bir düzene kavuĢmasına da neden olduğunu açıklamıĢtır.

Hakkı Önkal‟ın “Anadolu Selçuklu Türbeleri” adlı kitabında, Selçuklu zamanında yapılan türbelerin geometrik Ģekillerine göre sınıflandırmıĢtır. Yapıların plan kesitleri, inĢaat teknikleri, mimari özellikleri ve bugünkü durumları hakkında ayrıntılı bilgi vermiĢtir. Eserde, Selçukluların Anadolu'ya ayak basmalarından, Selçuklu Devleti'nin yıkılıĢına kadar geçen süre içinde inĢa edilmiĢ türbeler ele alınmıĢtır.Selçuklu mimari ana'ne ve geleneğinin ve kültür nüfuzunun Beylikler devrindeki devamlılığını göstermek bakımından devletin inkırazından sonra inĢa edilmiĢ birkaç esere de yer verilmiĢtir.

(21)

1.6. ÇalıĢmanın Kurgusu

Genel olarak tezin içeriğinde araĢtırılması gereken konular beĢ ana baĢlık altında toplanmıĢtır.

Birinci bölümde, tez konusunun seçilme nedeni, çalıĢmanın amacı, yöntemi, kapsamı, çalıĢmanın ilgili literatür içindeki yeri ve kurgusu anlatılmıĢtır.

Ġkinci bölümde, Konya‟nın ve Mevlana Caddesi‟nin genel özellikleri, sosyo-ekonomik durumu, tarihi geliĢimi, ele alınmıĢtır.

Mevlana Caddesi‟nin tarihi dokusunun analizi ve süreç içindeki değiĢiminin incelendiği üçüncü bölümde, tarihi doku özelliği gösteren alanlar, tarihi dokunun değiĢimini etkileyen faktörler analiz edilerek belgelerin yardımı ile araĢtırılmıĢtır.

Dördüncü bölümde, caddenin Ģehrin mimari ve sosyolojik geliĢimindeki yeri araĢtırılıp tarihi dokusunun korunması için öneriler sunulmuĢtur.

Tezin son bölümünde çalıĢma sonucunda ortaya çıkan veriler ıĢığında öneriler sunulmuĢtur.

Ekler bölümünde ise, bölüm üçteki metinlere kaynak oluĢturan yapı envanterleri, II. grup yapılara iliĢkin ilke ve Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun bazı kararlarına yer verilmiĢtir.

(22)

2. MEVLANA CADDESĠNĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ VE TARĠHSEL GELĠġĠMĠ

2.1. Konya ve Mevlana Caddesinin Genel Özellikleri

Konya kenti bulunduğu coğrafi konum, sahip olduğu tarihsel ve kültürel zenginlik ile önemli bir yerleĢim yeri olma özelliğini hep korumuĢtur. Konya Selçuklulara baĢkentlik yapmıĢtır. Bu dönemde önemli mimari eserler meydana getirilmiĢtir. Konya doğu ile batının, kuzey ile güneyin geçiĢ noktasında bulunmaktadır. UlaĢım akslarının üzerinde bulunduğundan ticaret her zaman ön planda olmuĢtur.

“Konya, M.Ö. 1000‟lere kadar inen tarihi ile pek çok uygarlıklara sahne olmuĢ bir yerleĢim bölgesindedir. Anadolu‟nun genel morfolojisi içinde kurak bozkırlarla dağlar arasındaki eĢik bölgesi olarak tarih boyunca kentleri ve yolları çekmiĢ olması ile köklü bir mekansal kurguya sahipken aynı zamanda çeperlere doğru sürekli büyüyen yeni geliĢim alanları söz konusudur. Kentin tarihsel altyapısında ve genel yerleĢim ile geliĢim durumuna bakıldığında bu durum daha iyi anlaĢılabilir. Konya kentinin geliĢiminin kronolojik sıralamasında tarih kitaplarına, seyyahların yazdıklarına, devlet görevlilerinin resmi belgelerine, çeĢitli araĢtırma çalıĢmalarına, hatta edebiyat kitaplarına baĢvurmak mümkündür. Selçuklulardan bugüne kadar kentin geliĢimi eski bir höyük olarak Alaeddin Tepesi‟nin çevresinde olmuĢtur. Bu tepe 750 yıldan fazla zamandır Ģehre gözcülük etmiĢtir. Frigler, Lidyalılar, Persler ve Romalılar sırasında burayı merkez edinerek yerleĢmiĢlerdir. MS. 395 tarihine kadar Romanın vilayeti olarak kalan kent, Roma Ġmparatorluğu‟nun ikiye ayrılmasıyla Bizanslılar‟a kalmıĢtır. Bizans‟ın elindeki “ikonium (ikonların ülkesi)” Ġslam akınları ile karĢılaĢmıĢ ve Alaeddin Tepesine sıkıĢtırılmıĢtır. Türkler, 1071‟den sonra tabiat ve iklim Ģartları ile alıĢkın oldukları Orta Asya‟ya benzeyen bu beldeyi sevmiĢler ve yerleĢmiĢlerdir. Çevresi at ve hayvancılığa uygun otlaklarla çevrili, Türk savaĢ taktiği içinde savunulması ve gerektiğinde boĢaltılması kolay olan hükümdar, ordu-karargah için son derece uygun tepesi ile baĢkent yapılmıĢtır. Alaeddin Tepesi, Konya‟nın ilk kurulduğu yer olarak Frigler döneminden, Selçuklular‟a kadar katmer-katmer tarihi bünyesinde barındırmıĢ olmasıyla çok değerlidir. Ayrıca dümdüz bir arazinin ortasındaki yükselti olarak; Konya‟nın mekansal geliĢiminde dün üstlendiği merkezi rolü, kente anlam, ölçek ve değer katmasıyla bugün de sürdürmektedir.” (Bala, 2002)

(23)

“Selçuklu dönemi, Konya‟nın gerek sosyal yapı ve siyasi ihtiĢam, gerekse fiziki doku değiĢimi bakımından tarihinde yaĢadığı en görkemli yıllar olmuĢtur. Her alanda karĢımıza çıkan bu görkemde Alaeddin Keykubat gibi bilime, sanata ve düĢünsel zenginliğe duyarlı bir hükümdarın yönetimindeki Anadolu Selçukluları‟nın baĢkenti olma faktörü vardır. Alaeddin Keykubat, 1229 yılında Mevlana ve babası Bahaeddin Veled‟i, Konya‟ya gelip yerleĢmeleri, kentin cazibesini bir kat daha artırmıĢ, dönemin ilim ve düĢünce adamlarını Konya‟ya çekmiĢtir. Mevlana‟nın ve Mevleviliğin insanlığa yaptığı çağrı, kentin sosyal ve mekansal yapısını değiĢtirecek kadar yankı bulmuĢtur. Mevlana‟nın kente gelmesinden sonra sur dıĢına taĢmalar olmuĢtur. DıĢ kalenin haricinde serbest dokulu, dıĢa kapalı, bahçe ve zengin iç mimarisi ile bütünleĢmiĢ sokaklar ve mahalleler oluĢmuĢtur. Kent Mevlana‟nın ölümünden sonra da ticari fonksiyonlarla bezenmiĢ bir ziyaretgâh, bir sosyal merkez haline gelmiĢtir. Konya Selçuklular zamanında bir baĢkente yakıĢan, Selçuklu‟nun sanat, estetik mimari ve sistem anlayıĢını yansıtan yüzlerce eserle donatılmıĢtır. 1308‟de Anadolu Selçukluları‟nın yıkılmasıyla kent, 1327‟de Ġlhanlılar‟a arkasından Karamanoğulları‟na ve nihayet Osmanlılar‟a geçmiĢtir. 1465 yılında Osmanlı hâkimiyetine geçen kent, artık baĢkent olma özelliğini yitirerek Osmanlı Ġmparatorluğu ordusunun doğu seferlerinde konakladığı, Ģehzadelerin valilik yaptığı bir eyalete dönüĢmüĢtür. Doğal olarak Osmanlılarla birlikte Konya‟daki imar hareketleri yavaĢlamıĢtır. Ancak Mevlana‟nın ölümünden sonra adına yapılan dergah etrafında düĢünceleri yayılmaya devam etmiĢtir. Böylece dergah bir ziyaretgah ve sosyal merkez halini alarak çevresine ticaretle birlikte Mevlevi konutlarını da çekmeğe devam etmiĢtir. Mevlana Türbesi‟nin yapımına baĢlanması ile beraber Mevleviler, Dergah çevresine toplanmaya, Ģehir surlar dıĢına yeni bir iskan alanı gerçekleĢtirmeğe baĢlamıĢlardır. Yörenin Konyalı için önemi büyüktür. Bu durum, Dergah arkasındaki geniĢ mezarlık alanının gösterdiği gibi, ölümden sonra dahi Türbeye yakın bulunulmak istenmesi dikkate alındığında iyi anlaĢılabilir. Dergah çevresinde ortaya çıkan bu yoğunlaĢma Ģehrin yol Ģemasını da etkilemiĢtir. Ortaçağ ve onu izleyen dönem içinde Ģehir karakteri, genelde iç kalenin bulunduğu Alaeddin Tepesinin çevresinde bir daire içinde geliĢen bir merkez ve o merkeze yönelen ıĢınsal yollardan ibarettir.” (Bala, 2002)

“XVIII. yüzyıla kadar kent genelinde imar faaliyetleri anlamında kayda değer değiĢimlerin yaĢandığı 22-23 bin nüfuslu Konya, XIX. Yüzyıl baĢında ise manevi bir merkez olarak sahip olduğu kültürel ve fiziksel yapıyı koruyan 35-40 bin nüfuslu bir Ģehirdir. XIX. Yüzyıl baĢında kentin fiziki yapısını etkileyen en önemli olay 1867‟de

(24)

çıkan üç gün boyunca devam eden yangındır. Bu yangından sonra Konya‟da yavaĢ, fakat sürekli bir imar faaliyeti görülmüĢtür. Lale devriyle baĢlayan ve XIX. Yüzyıl sonlarında hız kazanan Batı‟ya açılma, hızlı nüfus artıĢı ve kentleĢme gibi faktörlerde Ġstanbul‟da baĢlayan imar faaliyetleri etkilerini Konya‟da göstermeğe baĢlamıĢtır. Bu faaliyetler, 1989-1902 yıllarında Konya Valisi Avlonyalı Mehmet Ferit PaĢa zamanında hız kazanmıĢtır. BeyĢehir sulama projesi, Alaeddin Tepesi Su Deposu, Bağdat Demiryolu hattının Konya‟ya gelmesi, Ġstasyon ile Mevlana Müzesi arasının geniĢ yollarla birleĢtirilmesi ve Konya‟nın merkezinde birbirini dik olarak kesen cadde ve sokaklar açılması onun zamanında yapılan çalıĢmalardır. ġehrin içme suyu problemi de yine bu dönemde Çayırbağı suyunun kente getiriliĢi ile çözülmüĢtür. Medeniyetin merkezi, zengin bir kültürün mozaiği, Anadolu‟nun aynası olan Konya‟da sanayi, tarım, hizmet ve turizm sektörü ile geliĢerek bugünkü çağdaĢ görünümüne kavuĢmuĢtur. Bu çağdaĢ görünümün arkasında aynı zamanda imar planlarına verilen önemin gücü de bulunmaktadır.” (Bala, 2002)

“Anadolu, Asya‟nın batısında, genelde bir yarımada esaslı olup, Asya‟ya benzediğinden olsa gerek Romalılar çağından itibaren Küçük Asya = Asian Minore diye de anılmıĢtır. Önasya eski kıtasına bitiĢik olduğundan insanlar binlerce yıldır iskan yeri olarak kullanılan ve geliĢmesi Miladi yıllardan sonra olan Konya da Roma ve Bizans döneminde dahi Anadolu‟nun „Ģehir‟ niteliğindeki bir parçası olmuĢtur. XI. yüzyıldan itibaren Türk hakimiyetine giren bu kent, Türkiye Selçukluları‟nın baĢkenti olmasından itibaren günümüze kadar „büyük Ģehir‟ olma özelliğini korumuĢtur.” (Baykara, 2007)

Konya‟nın adının nereden geldiği ile ilgili birçok görüĢ mevcuttur. Bu görüĢler çeĢitli kaynaklarda farklı Ģekillerde değerlendirilmiĢtir.

“Konya adının Kawania denebilecek bir Frig yer adından geldiği tahmin ediliyor. Bu isim Roma çağında Ġkonion/Ġkonium olmuĢ, Bizans döneminde de böyle devam etmiĢtir. Ġslam coğrafyacıları Quniyah = veya Kuniyüzile biçiminde yazmıĢlardır. Bu türden imla ve bağlı olarak Türkçe‟ye de uygun gelen bir telaffuz Türkler tarafından da kabullenilmiĢtir. Bu telaffuz, daha erken zamanlardan beri, halen de devam ettiği üzere Konya olarak ĢekillenmiĢ olmalıdır. XIII. Yüzyıla ait bilgiler de saklayan Saltukname‟deki Kavaniyüzile ismi, bizi çok daha eskilere götürmektedir: “Kavaniyüzile ki ona Konya derler”. XI-XII. Yüzyıldan kalan Batı kaynaklarında „Ġconium‟ yazılıĢından baĢka, Como, Cunnyo, Conie, Koyne ve Konn Ģekilleri de belirtilir.” (Baykara, 2007)

(25)

“Türkler, Konya önlerinde ilk defa AfĢın Beg ile 1069 yılında göründüler. Fakat Türk fethi, 1071 sonrasında, muhtemelen 1073 yılında gerçekleĢti. Konya‟nın fethi hileleriyle, Ģehre akĢamleyin dahil olan sığırların arasında giren Türk gönüllü alp-erenlerinin kale kapısını açmalarıyla gerçekleĢmiĢtir. Fetihten sonra (Ģimdiki adı Alaeddin Tepesindeki) kale içindeki bir kısım halk boĢaltılmıĢ, bunlar da Sille‟ye giderek orada yerleĢmiĢlerdir. Kale yerleĢme olarak yeniden düzenlenmiĢ, sadece kuzeydeki ana giriĢ alıkonuĢmuĢ, boĢalan kuzey kesimine Türkler yerleĢmiĢlerdir.” (Baykara, 2007)

“Selçuklu döneminde Konya, bilimsel, kültürel, sanatsal ve idari bakımdan bir baĢkent kimliği kazanmıĢtır. Konya‟nın gerek sosyal ve siyasi yapısının, gerekse fiziki dokusunun biçimlenmesinde bu dönem, tarihinde yaĢadığı en görkemli dönemdir. Kentin bu dönemde belirginleĢmeye baĢlayan ticari ve kültürel merkez kimliği, Osmanlı dönemimde, bu devre özgü sosyo-kültürel, ticari ve yönetsel iĢlevlerle iyice sağlamlaĢmıĢtır. Klasik çağda daha çok konumsal elveriĢliliklerin yön verdiği bu yörünge bağımlı kentsel geliĢim, Selçuklu-Osmanlı dönemlerinde, kentin gelecekteki mekânsal örgütlenmesini biçimlendirecek sosyo-mekânsal bir geliĢme kalıbı yaratmıĢtır. Bu açıdan ele alındığında, Konya‟nın kentsel geliĢim süreci, kurumsalcı çözümleme içerisinde anlamlı hale gelen nedensellikler zincirinin biçimlendirdiği yörünge bağımlı bir geliĢme sürecidir.” (Ter ve Özbek, 2005)

“Tarihi kent merkezinin sınırlarının belirginleĢmesinde, gömülü bir kanallar sistemi olarak tanımlanabilecek eski ulaĢım omurgasının, sınırlandırıcı bir etkisi olmuĢtur. Tarihi süreç içerisinde Konya, tek merkezli bir kent olarak geliĢme göstermiĢtir. Kentin merkezi iĢ alanlarını, Alaeddin Tepesi ve çevresi oluĢturmaktadır. Tarihi kent merkezi ise Alaeddin Tepesi ile Mevlana Külliyesi arasında, kentin en önemli ulaĢım arteri olan Mevlana Caddesi‟nin üzerinde ve ağırlıklı olarak güneyinde yer almaktadır. Alaeddin Tepesi ile Mevlana Külliyesi arasında yer alan tarihi kent merkezi, tarihi kimliğinin yanı sıra, halen merkez iĢlevlerinin yoğun olarak bir arada bulunduğu, kent içinde ulaĢılabilirliği en yüksek olan alandır” (Ter ve Özbek, 2005) (ġekil 2.1).

(26)

ġekil 2. 1. Konya tarihi kent merkezi (Ter ve Özbek, 2005)

“Osmanlılar zamanında merkezi bir imparatorluğun sağladığı otorite nedeniyle, surlar eski önemini kaybetmiĢtir. Ancak Ģehre gelen yolların giriĢ noktaları, yine sur kapıları olmuĢtur. Her kapının çevresi birer sanat ve ticaret bölgesi haline gelmiĢ ve açılan dükkânlar ile buralarda çarĢılar oluĢmuĢtur. ġehre gelen yolların bağlandığı bu sur kapıları, Ģehir içi yol sisteminin oluĢumunda ve camii, mescid, zaviye, imaret, bedesten, han, hamam gibi dini ve sosyal nitelikli yapıların inĢasında önemli rol oynamıĢtır.”(Ter ve Özbek, 2005)

“Mekânsal örgütlenme biçimleri açısından da, tarihi merkez, önemli kalıtsal ticari ve sosyal yapı unsurlarına sahiptir. Konya‟da ticari mekân organizasyonunun temeli Selçuklular dönemine dayanmaktadır. Ortaçağın diğer Ģehirlerinde olduğu gibi, Konya‟da da çarĢı belirli bir düzende oluĢmuĢtur. Bu çarĢıda aynı iĢi yapan esnaflar “saf”lar halinde yer almıĢlardır. Kentte, 13. yüzyılın baĢında varlığı bilinen Yeni ve Eski çarĢıdan baĢka, Buğday Pazarı, Kasaplar ÇarĢısı, Kavaflar ÇarĢısı, Kuyumcular ÇarĢısı, Pamukçular ÇarĢısı, ġekerciler ÇarĢısı, Ayakkabıcılar (Haffaflar) ÇarĢısı ve Garipler ÇarĢısı oluĢmuĢtur. Aynı yüzyılın sonlarında ise Odun Pazarı, Külahçılar ve Cami ÇarĢıları ile At Pazarı ve Attarlar ÇarĢısı da bu çarĢılara eklenmiĢtir (ġekil 3). ġehirde dikkati çeken diğer önemli bir unsur da, ticaret yapılan alanların Ģehrin birçok yerine dağılmıĢ olmasıdır. Ancak ağırlık merkezi, araĢtırma alanı sınırları içinde kalan Alaeddin Tepesi‟nin doğu kısmıdır. Baykara‟nın bildirdiğine göre, Alâeddin Tepesi‟nin hemen doğusunda Bezzazistan ve Ġplik Pazarı, kuzeyinde Buğday Pazarı ve batısındaki Ġnce minareli Medrese civarında da Kapan ve Odun Pazarı bulunmaktadır. Osmanlı

(27)

döneminde kentin ticaret alanının Ģekillenmesinde, Bedesten‟in ve Uzun ÇarĢı‟nın büyük rolü olmuĢtur. Tarihi kent merkezinin ticari potansiyelinin oluĢumunda, hanlar büyük önem taĢımaktadır. Niteliklerini ve mimari özelliklerini halen korumakta olan Nakipoğlu Han, Mecidiye Han gibi hanlar, günlük ticaretin ve yoğun olmamakla birlikte toptan ticaretin de yapıldığı alanlardır. Yılanlı Medrese gibi özgün iĢlevi ticaretten farklı olan yapılar da bugün yine perakende ve toptan ticaret iĢlevine sahiptir. ġekil 4‟de araĢtırma alanının mevcut alan kullanımı görülmektedir. Mevlana Caddesi‟nin güneyinde, Ġstanbul Caddesi‟nin ağırlıklı olarak doğusunda bulunan geleneksel çarĢı ve arastalar ise kentin en eski ticaret alanlarıdır. Geleneksel çarĢıda satılan malların çok çeĢitli olması, her tür gelir grubunun bu mekânı yoğun olarak kullanmasına neden olmaktadır. Tenekeciler, sobacılar, çıkrıkçılar, terziler, sarraflar gibi el emeğine dayalı imalat ve satıĢın yapıldığı dükkânlar, günümüz çarĢısında da bulunmaktadır. Ancak imalat faaliyetleri eskiye nazaran çok azalmıĢ, hatta yok olmuĢtur. Ġplikçi Camii, Ziraat Bankası, PTT ve Hükümet Konağının güneyinde yer alan geleneksel çarĢı ve arastalar, ağırlıklı olarak giyim, ayakkabı, konfeksiyon ve hediyelik eĢya satıĢı üzerine yoğunlaĢmıĢtır. Kent içerisinde özellikle Tevfikiye Caddesi‟nin (hükümet konağı önündeki cadde) her iki cephesinde toplu halde bulunan sarraflar, ise geleneksel çarĢının yoğun olarak kullanımına neden olmaktadır. Geleneksel çarĢı içerisinde yer alan Kapı Camii ve Aziziye Camii çevresinde, özellikle günlük tüketim mallarının satıldığı küçük dükkânlar bulunmaktadır.” (Ter ve Özbek, 2005)

“Konut alanları, Mevlana Türbesi ve onun yakınındaki geleneksel ticaret bölgesi çevresinde odaklanan bir geliĢim deseni göstermiĢtir. Kent merkezinden dıĢarı doğru gidildikçe, tarihi merkeze doğru yönelmiĢ ıĢınsal akslar boyunca radyal bir geliĢme deseni göze çarpmaktadır.” (Yenice ve Çiftçi, 2004)

“Ticaret alanlarının ise, Alâeddin Bulvarı üzerinde yoğunlaĢacağı ve buna iliĢkin olarak Alâeddin-Mevlana aksının ticaret bölgeleri olmasına yönelik plan kararları getirilmiĢtir.” (Yenice ve Çiftçi, 2004)

2.1.1. Coğrafi konumu

Konya, yüzölçümü bakımından Türkiye‟nin en büyük kentidir. Konya, Anadolu‟nun kuzeyini ve güneyini çevreleyen sıradağları arasında kalan yüksek

(28)

platonun üzerinde bulunmaktadır. ġehrin kurulu olduğu alan bu büyük platonun bir parçasıdır. Topraklarının düz olmasından dolayı ekim ve dikim bakımından elveriĢlidir.

“Türkiye‟nin en büyük ilinin merkezi olan Konya, 32 Doğu boylamı ve 37-56 kuzey enlemindedir. Orta Anadolu Bölgesinin en önemli kültür merkezlerinden biri olan Konya, önemli ulaĢım akslarının kavĢağı durumundadır. Marmara-Doğu Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu, Ege-Doğu Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu, Antalya turistik bölgesi ve Doğu ve Kuzey Anadolu bölgelerini birbirine bağlayan kavĢak olduğu gibi, Anadolu-Bağdat demiryolu hattının da üzerinde bulunmaktadır. Konya, Orta Anadolu Platosu olarak adlandırılan ve Doğu ve Batısındaki tepelerle sınırlanan yüksek yaylanın üzerindedir. Kendi içinde ayrıcalıklar gösteren birkaç havzdan oluĢan bu platonun, Konya Ovası olarak adlandırılan kısmı, kapalı bir havza görünümündedir.”(Alkan,1994) “Konya, Anadolu‟nun hemen merkezinde, 900-1100m yüksekliğindeki bir büyük düzlüğün batı kenarına yakın bir yerdedir. Verimli bir coğrafi çevrede, dağlara yakın bir yerdeki küçük bir tepe (Alaeddin Tepesi) ilk iskan yerini oluĢturacaktır. Bu sahanın doğusunda, bir de göl bulunmaktadır.” (Baykara, 2007)

“Kentin fiziksel yapı üstünlüklerinden en önemlisi topoğrafya ile ilgilidir. Kendi içinde hafif engebeler taĢıyan Konya kenti, Meram Çayının büyük birikinti konisi üzerinde kurulmuĢtur. Kent ortalama 1024 m. yüksekliğindedir. En yüksek noktası kent merkezindeki Alaeddin Tepesi (1080 m.), en alçak yeri ise Aslım Bataklığı (975 m.)‟dır. Konya‟nın konumsal ağırlığı, hem Ġç Anadolu‟daki özel coğrafi niteliğinden hem de bölgesel ulaĢım sisteminde düğüm noktası iĢlevinden kaynaklanmaktadır. Anadolu‟nun merkezinde yer alan kent, doğu illerinin batı, güney ve kuzey bağlantısını sağlayan önemli kavĢak noktalarından biri üzerinde bulunmaktadır. Kuzeyde Ankara, kuzeybatıda Afyon-Ġstanbul, doğuda Ereğli-Aksaray, güneyde Adana-Karaman, batıda Isparta-Antalya karayolu bağlantıları ile ülke genelinde güçlü bir ulaĢım iliĢkisine sahip olan kent, demiryolu hattı ile de Afyon, EskiĢehir, Ġstanbul, Adana gibi önemli merkezlere bağlanmaktadır. Kent, Orta Anadolu topoğrafik Ģartlarının uygunluğu nedeniyle, en eski yol Ģebekesinin içinde yer almıĢtır. Osmanlılar zamanında Bursa‟nın iktisadi bir merkez olarak nitelik kazanmasından sonra büyük önem taĢıyan bu eski yol, Bursa‟dan baĢlayıp Kütahya- Karahisar-AkĢehir-Konya-Adana‟dan geçerek Halep ve ġam‟a uzanıyor, Konya‟yı baĢta merkez Ġstanbul‟a ve diğer Osmanlı Ģehirlerine bağlıyordu. Ayrıca Suriye‟den Anadolu‟ya gelen bir baĢka ticaret yolu da Kayseri ve Aksaray üzerinden Konya‟ya ulaĢmaktaydı. Bu önemli ticaret ağı içerisinde Konya, hemen her yönden gelen yolların geçtiği bir transit merkez konumunda idi. Kentin,

(29)

sosyo-kültürel açıdan önemli bir merkez niteliği kazanmasında, dini, siyasi ve ticari iĢlevlerin, tarihsel dönemlere göre değiĢen veya biriken ağırlıklarının önemli bir rolü vardır. Konya, adını binlerce yıl sürdüren Orta Anadolu Bölgesinin en eski yerleĢim merkezlerinden biridir. Son kazılar M.Ö. 2000‟lere kadar uzanan yerleĢmelerin izlerini ortaya koymuĢtur. Anadolu‟nun doğu ve batıyı birbirine bağlayan konumu, yörede sürekli, değiĢken ve üst üste geliĢen bir kültür süreci hazırlamıĢtır. Kent merkezinde bulunan ve bir höyük olan Alaeddin Tepesi‟nde 1944 yılında yapılan arkeolojik kazılarda çok miktarda Frig seramiklerine rastlanmıĢtır. Kentte çoğu temel kazıları sırasında ortaya çıkan buluntular, 2700 yıl önce baĢladığı varsayılan Frig iskânından sonra yerleĢmenin boĢ bırakılmadığını, Konya‟nın Anadolu ile birlikte Romalıların eline geçmesiyle, Likonia bölgesinin Iconium adıyla bilinen önemli bir Ģehir haline geldiğini ortaya çıkarmıĢtır. Ġstanbul‟un Bizans‟ın merkezi olmasıyla birlikte, M.Ö. 3. yy.dan beri Anadolu ticaretinde görülen canlılık bozulmaya baĢlamıĢtır. Batıda, Efesos‟a yönelen ve üzerlerindeki Ģehirleri canlandıran yollar önemini tamamen kaybederek birer köy yolu niteliğini kazanırken, Konya, Ġstanbul‟a giden yolların da üzerinde olması nedeniyle önemini sürdürmüĢtür.” (Ter ve Özbek, 2005)

“Konya, bulunduğu coğrafyanın icabı olarak her zaman, köy iskanının ötesinde bir „Ģehir‟ olmuĢtur. Dolayısıyla Bizans devrinde de, çok kalabalık olmasa da, yine bir Ģehir olarak mevcuttur. Hatta bu devirdeki Ģehir sınırlarının, sonraki ilk Selçuklu devrindeki sınırlar ile aynı olduğu da dikkati çekiyor. Ancak Bizans dönemindeki Ġkonion, bir küçük Ģehir görünümünde olup, nüfusun önemli bir kısmı, batıdaki sarp kalelerin himayesinde, Meram dolaylarında vadi içlerine çekilmiĢ gibidir. Bu arada Ģehrin savunması daha çok, Gaballa = Kevale kalesi tarafından sağlanmaktadır.” (Baykara, 2007)

2.1.2. Fiziksel yapısı

2.1.2.1. Jeolojik durumu

Meram Belediyesi arĢivinden edinilen bilgilere göre Konya ilinin jeolojik durumu Ģöyle tarif edilmektedir;

“Konya il sınırları içerisinde kalan alan, Türkiye'nin Ana Tektonik Ünitelerinden Orta Anadolu Birliği'nin güney kesimi ile Toros Birliği'nin orta kesiminde kalmaktadır. Toros Birliği farklı iklime ortalarını yansıtan ve geç Kretase Paleosen (ikinci zaman

(30)

sonu Dördüncü zaman baĢlangıcı) döneminde geliĢen sıkıĢma kuvveleri ile üst üste bindirilmiĢ kütlelerden meydana gelmektedir. Konya il sınırları içine giren alanda bunardan Bozkır Geyikdağı ve Aladağ kütleleri gözlenmektedir. Gerek Toros KuĢağında, gerekse Orta Anadolu birliğinde yörede yuzeyleyen en yaĢli kayaçlar olarak Paleozoik (birinci zaman) yaĢlı kayaç birimleri Bozkır, Hadim, SeydiĢehir, Akören, Ahirli, BeyĢehir, Doğan hisar, Kadınhanı yörelerinde ortaya çıkmaktadır. Genellikle Paleozoik yaĢlı birimlerin bir devamı niteliğinde olan Mezozoik (ikinci zaman) yaĢlı kayaçlar ise yaygın olarak Ereğli, Bozkır, SeydiĢehir; Ahırlı, Akören, Altınekin, Kadınhanı, BeyĢehir, AkĢehir, Ilgın, Doğanhisar yörelerinde yüzeylemektedir. Mezozoik sonunda kapanan okyanusun sıkıĢması ile ortaya çıkan dağ oluĢumu evresinde Toroslar‟da kütleler meydana gelirken okyanus kabuğu parçaları olan ofiyolitler bu kütlelerin arasında, özellikle Konya Meram, Ereğli güneyi, Bozkır güneyi, Karapınar ve Cihanbeyli civarında gözlenir konuma gelmiĢtir.

Tersiyerde (üçüncü zaman) denizin ve gölsel Sedimanların yanı sıra yaygın volkanik faaliyetlerle daha yaĢlı birimlerin üzeri örtülmüĢtür. Denizel sedimanlar Ereğli ve Çumra civarında gözlenir. Konya ve çevresi Geç Miyosen (10 milyon yıl) Pliyosen döneminde blok faylanmalara çökmeye baĢlamıĢtır daha sonra bu ortamda bugün de kalıntılarını gördüğümüz (Akgöl ve HotamıĢ gölü) büyük bir göl oluĢmuĢtur. Bu göl, karasal ve görsel sedimanlar ile doldurularak bugünkü ovalardan Ereğli, Karapınar; Cihanbeyli, Kulu, Sarayönü , Kadınhanı, Konya merkez ve çevre ilçeler ile Çumra Ovaları oluĢmuĢtur. Bu dönemde meydana gelen volkanik faaliyetler ile Karapınar, Çumra, Akören, Selçuklu kesiminde Takkeli dağ, Acıgöl, Meke Gölü gibi volkanik yapılar ve tüfler ortaya çıkmıĢtır. Aynı zaman aralığında Ilgin civarında meydana gelen bir fay ile bugünkü kaplıca olarak kullanılan sıcak su çıkıĢları meydana gelmiĢtir. Bütün bu birimler Kuvaterner yaĢlı genç karasal sedimanlarla örtülmüĢtür. Özellikle Konya Ovası ve bunun devamı niteliğindeki Ereğli ve Cihanbeyli Ovaları'nda, çok kalın alüvyal depolar bulunmaktadır.

Konya ili sınırları içerisinde Türkiye'nin en büyük alüminyum (boksit) ve magnezit yataklarının yanı sıra, kömür, kil, çimento hammaddeleri, kurĢun-çinko, barit madenleri ile yer altı suyu rezervleri bulunmaktadır. Muminyum(boksit) yatakları SeydiĢehir ilçesi güneyinde üst Kretase zaman aralığında karasal ayrıĢmalarla meydana gelmiĢtir. Magnezit yatakları ise Meram ilçesi sınırları içerisinde olup tek baĢına hem Konya‟nın hem de dünyanın en büyük rezervi (80 milyon ton) magnezit yatağıdır. Yunak civarında Magnezit ve az miktarda lüle taĢı yatakları bulunmaktadır, Ilgın

(31)

(Haremi Kurugöl), BeyĢehir ve SeydiĢehir ilçelerinde Phyosen yaĢlı toplam 750 milyon ton rezervli linyit kömürü yatakları bulunmaktadır. BeyĢehir, Selçuklu ve Ilgın civarında önemli miktarlarda kil yatağı vardır. Ayrıca Bozkır'da barit, Hadim (Kızılgeris) ve Bozkır'da (Küçüksu) kurĢun çinko yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Konya'nın birçok yerinde çimento hammaddelerinden kil, kalsit, jips, traĢ, kireçtaĢı ve dolomit gibi hammaddeler bulunmaktadır. Konya ve çevresindeki Çumra, Ereğli, Cihanbeyli, AkĢehir, Yunak ovalarında yaklaĢık 20-100 metreler arasında yer altı suyu bulunmakta ve bazı yerlerde bu su artezyen yapmaktadır.” (MBA)

“Konya ili toprağının büyük bir parçası ovalık ve bozkırlıktır. Batı, güney ve güneydoğu tarafları Toros Dağlarının kolları ile sarılıdır. Toros Dağları, batıda AkĢehir ilçesinden il toprağı içine girerler, güneyi çevirirler, Ereğli ilçe sınırından Niğde iline geçerler.

Batıyı çeviren dağlardan doğuya, güneyi çeviren dağlardan kuzeye doğru gidildikçe; dağların yükseklikleri ve eğilimleri azalır. Bundan sonra geniĢ düzlükler yer alırlar. Düzlük bölge dağlık bölgeden daha çok geniĢtir ve yaklaĢık olarak dört kattır.” (1973 Ġl Yıllığı)

2.1.2.1. Ġklim özellikleri

Konya ili güneyden Akdeniz‟e yakındır. Fakat Konya ili toprakları batıdan ve güneyden Toros dağları ile çevrili olduğundan Akdeniz‟in etkisinden yoksun kalmıĢtır. Konya ilinde kıĢlar soğuk ve sert, yazları sıcak ve kurak geçer. Ġlkbaharı kısa sürer. KıĢları biraz kar ve biraz yağmur yağar, baharlar da biraz yağıĢlı olur. Bu nedenle ova bölgeleri bazı yıllar kuraklık tehlikesi ile karĢılaĢırlar. Dağlık bölgeler daha bol yağıĢlıdır. Bazı yıllarda ilin her yerinde bereketli yağmurlar yağar. Böyle yıllarda bol ürün elde edilir.

“Meteoroloji uzmanlarının tespit ettikleri bilgilere göre; Konya ilinde ortalama ısı 12º, en yüksek ısı Temmuz ayında 38º, en düĢük ısı ocak ayında -28º‟dir.

Konya ilinde nem oranın oldukça düĢüktür. Yıllık ortalama nem oranı %60‟tır. En düĢük nem oranı Temmuz ve Ağustos aylarında %40‟tır. Yıllık ortalama yağıĢ 315 mm‟dir.

Konya ilinde en çok esen rüzgârlar kuzeyden esen poyraz, güneyden esen lodos rüzgârlarıdır. Yaz aylarında Konya Ģehrinin sekiz km çevresinde bulunan Meram

(32)

Bağlarında Gedavet, AkĢehir‟de de Meltem adlarıyla da anılan iç açıcı latif rüzgârlar eser.” (1973 Ġl Yıllığı)

“Konya, 1028 m yükseklikteki rasad yerinin verilerine göre yıllık ortalama sıcaklığı 11,5 derecedir. En soğuk ay Ocak (I) -0,2 derece olup, en sıcak ay da Temmuzdur; +23,2. BeĢ ay Yaz (V,VI,VII,VIII ve IX. aylar) üç ay kıĢ (XII, I, II. aylar) ikiĢer ay da Bahar (III, IV) ve Güz (X, XI) dür.” (Baykara, 2007)

Yılda ortalama olarak 81,5 günde, 325,9 mm yağmur yağıĢı vardır. Mayıs en çok yağıĢı olan aydır ve bunu Aralık ile Ocak takip eder. Aralık, Ocak ve ġubat en yağıĢlı mevsim olmakla birlikte, en kurak zaman, Temmuz, Ağustos ve Eylüldür. Eylül ayının 11,4 mm‟lik yağıĢına karĢılık Haziranda 25 mm yağıĢ vardır.

“Kar, Konya‟da ortalama 22 gün kadar (21,9 gün) yerde kalır. Ocakta 8,6; ġubat 5,7; Aralık 4,4 ve Mart ayında da 2,2 gün kar örtüsü bulunur. Kasım, Nisan ve hatta Mayıstaki yağıĢlar ise bir günü bulmaz ve erir.” (Baykara, 2007)

“Konya‟nın iklimi, Türklerin severek tercih ettikleri iklim özelliklerini içermektedir. Gerçi Selçuklu Sultanlarından bazıları sıcağı sevdiklerinden olsa gerek, kıĢları Akdeniz kıyılarına inmiĢlerdir. Daha serin yerleri tercih edenler de yaz mevsiminde BeyĢehir gölü kıyısındaki Kubad-abad‟da veya Sivas dolaylarında olmuĢlardır.” (Baykara, 2007)

2.1.3. Sosyal yapı ve nüfus özellikleri

2.1.3.1. Sosyal yapısı

Konya, Türkiye geneline göre daha milliyetçi ve muhafazakar olarak bilinmektedir. Din her zaman Konya için önemli olmuĢtur. Ancak Konya‟da hızlı bir modernleĢme süreci de devam etmektedir. Konya eğitim olanakları, iĢ imkanları ve sakin yaĢam ortamıyla çevresinde çok göç almaktadır.

“Konya, dünün tarım kenti olarak tanınırken bugün hızla sanayileĢen bir Ģehir olarak dikkati çekmektedir. Konya günümüzün teknolojik imkânlarını en iyi kullanan Ģehirlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Modern çağın getirdiği yenilikler kültürel olduğu gibi sosyal hayata da yansımaktadır. Nitekim giyim ve kuĢamdan tutun da barınma, beslenme ve sosyal hayatta büyük değiĢimler, geliĢimler ve iyileĢmeler hemen fark edilmektedir. Türkiye‟nin gecekondusuz tek Ģehri Konya‟dır.

(33)

Konya‟da resmi, özel kurum ve kuruluĢlar, sosyal yardımlaĢma ve dayanıĢma alanlarında ciddi örnek faaliyetlerde bulunmaktadır. Ekonomik sıkıntıları olanlara yapılan yardımların yanı sıra deprem, sel baskını, yangın gibi afetlere maruz kalmıĢ diğer il ve ülkelere de önemli miktarda maddi ve manevi yardımlarda bulunulmuĢtur.

Öksüz, kimsesiz yardıma muhtaç olanlar için vilayet, belediye ve gönüllü kuruluĢların aĢevi, huzurevi, yardımlaĢma sandıkları sosyal hayatın daha da renklenip geliĢmesine yardımcı olmaktadır. YeĢil kuĢak projesi, doğalgaz, yeni modern mahalleler, semtler, çarĢılar, pazarlar, iĢ merkezleri, kültürel ve ekonomik yaĢama, dolayısıyla Konya‟nın sosyal hayatına büyük katkılar sağlamaktadır.” (Özönder, 2005)

“1860 yılında Lübnan‟da yaĢanan büyük Dürzi ve Maruni çatıĢması neticesinde bir kısmı Osmanlı devletinin baĢka bölgelerine göç etmek zorunda kalan Maruniler‟in bazıları da Konya‟ya yerleĢmiĢti. Kesin olmamakla birlikte Konya‟da 20. yüzyılın baĢlarında etkin bir Maruni cemaatinin yer aldığı, dinsel inanç bakımından Katolik kilisesinin Doğu ayin usulüne bağlı Hıristiyanlardan oluĢan Maruniler‟in Konya Ġç Suru içinde 1901 yılında inĢa edilen Fransız Katolik Kilisesi civarında kendi mimarilerini taĢıyan binalar yaptırarak ikamet ettikleri söylenebilir. Bugün Mimarlar Odası binası, Atatürk Müzesi, eski Kız Ortaokulu, Kafe vb. Ģekillerde kullanılan ve Mimar Muzaffer Caddesi‟nden Rektörlük binasına kadarki hilal Ģeklindeki hat ta serpiĢtirilmiĢ bu evlerden bazıları ayakta durmaktadır.

1910 yılında Yusuf ġar 1. Cihan Harbi zamanında ve ondan daha evvelki senelerde buğday piyasasını elde tutuyordu. Kazandığı para ile Ģehirde birkaç bina yaptıran bu Ģahıs Cumhuriyet'in ilk yıllarında iĢini Ġstanbul'a nakletti ve oraya yerleĢti. Gayrimenkullerinden elinde kalan bir kısmını da Konya'ya gönderdiği Süryani Mezhebi'ne mensup bir zat tarafından 1935 yılına kadar idare ettirdi. Bu binalar Emlaki Emriye'ye geçti ve oradan da Belediyeye ve hazineye intikal etti.”(pozitif haber, 2008)

20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Konya‟ya doğu ve güneydoğu illerinden iĢsizlik dolayısıyla göç olmuĢtur. Konya‟nın doğu kısmında bu illerden gelen nüfuz yoğunluktadır.

1950 li yıllardan sonra sanayileĢmenin de etkisi ile köylerden kentlere göçler olmuĢ, Ģehirlerin nüfuslarında artıĢlar olmuĢtur. Konya‟da da bu dönemli hızlı bir nüfus artıĢı olmuĢ yeni mahalleler oluĢmuĢtur. Bu nüfus artıĢından dolayı caddelerin yoğunluğu artmıĢtır. Mevlana Caddesinde de araç ve yaya trafiği artmıĢtır.

Şekil

ġekil 2. 2. Konya kentinin mekansal gelĢimi (Ter ve Özbek, 2005)
ġekil 2. 3. Konya tarihi kent merkezi (Ter ve Özbek, 2005)
ġekil 2. 4. Mimar ġehabettin‟in Konya için hazırladığı etüt projeler (Bala Alkan, 2002)
ġekil 2. 6. 1942 Asım Kömürcü planı (BBA)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Biz de bu çalışmada İslâmî dönem Merv’ini daha iyi anlayabilmek gayesine matuf olarak ulaşılabilen en eski tarihinden başlamak suretiyle Tâhirîler dönemine

de toplanmış veya dağılmış ve kendilerini gizle­ mek istermiş gibi görünen pek sık bir yeşillik ör­ tüsüyle örtülmüş bütün bu köyler birbirlerine çi­ çek

Günlük yenmesi gereken yumurta miktarına ilişkin yumurta ve kuru baklagiller grubundaki sorunun eğitim öncesi doğru cevaplama yüzdesi %27,8 iken verilen matematik

Ergüder ve Nur Yoldaş çiftinin, yayınlandığı tarihte büyük yankı uyandıran “Sultan - 1 Yegah” albümü yeniden piyasaya sürüldü.. S on günlerde

Bugün saat U.OO’de Avusturya K ültür O fisi’nde düzenlenecek törende A rpad’a ‘‘Birinci Derece Bilim ve Sanat N işanı” Avusturya

Bu ilkelerden hareketle İsviçre doktrininde mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verebilmesi için aslında dört şartın gerçekleşmesi gerektiği ileri sürülmüştür: esasa

İ stanbul Bahçelievler’in Refah Partili Belediye Başkanı, Rıfat İlgaz Kültürevi’nin adını değiştirdi. Bahçelievler Belediyesi kurulmadan Bakırköy Belediyesi’nin

Bu dalga boyu, ışık tayfında kırmızı ve mavi tonların arasında kaldığı için tüm bu ışımaların birleşiminde Güneş beyaz görünür. Ancak bizle Güneş