• Sonuç bulunamadı

Türk dünyası mahalli tipleriyle Anadolu fıkra tipleri arasındaki paralellikler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk dünyası mahalli tipleriyle Anadolu fıkra tipleri arasındaki paralellikler"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

. '

..

S. O . Fen - Ede b I y· at Fak O I t ~ s 1 . Ede b I yat D·e r g Is I t 9 9 4 - 1 9 9 5 , 9. - 1 O .. Sayı

. . . .

TÜRK

DÜNYASI·

MAHALLi

TiPLERiYLE

.

ANADOLU Ft'KRA TIPLERl

. . .

·

ARASINDAKi

PARALELLİKLER*

.

Sayın Dinleyicilerim,

· Nasreddl~

Hoca'nın şahsında bütünleşen

Türk

dünyası fıkra

tipleriyle ilgHI

. . . '

konuşmam~ başlamadan önce hepinizi saygalarımla selAmlıy<?nİm. Tamamı ha;. yatta olmayan fıkra tlplerlmlzi de rahmetle anıyorum: ruhlan şad olsun.

Yüzyıllardan beri Türk toplumunu. güldüreri, bizlere nükteleriyle hoşça vakit geçirten,. bu arada mutl~ka bir ·de ders vere_n bu

fıkraların

ele

alınıp

ln-celenineslnln tarihi pek eskilere. gltmeme~tedir.

H

_

arf

inkılabından öri~ekl dö-nemde . fıkra . konu~una hemen hemen . 'hiç eğllen olmamıştır: Merhum Ziya Gö.

-·;• .· .

kalp, . Tüıkçillilğiln Esaslan adlı eserinin "Bedii. . · Türkçülük" bahsinde, . . .. . . "Hali<

Ebediyatı . ne gibi şeyledlr?" sorusunu cevaplandırırken şöyle dem·ektedir:

. .

"Evvela masallar, fıkralar, efsaneler, menkıbeler, usta·reler: san~en dar- ·

bım.eseller ... " (1958, 97 .a.98):.

· Görüleceği üz~re Gö~lp fıkralara.özel bir önem vermiş ve en önde yer·· alan birkaç Ürün arasmda

saymıştır.

Zaten

onun Nasr~dln Hoca ile llgHl. küçük

çalışması

da bu· alandaki dikkat ve hassasiyetini ortaya

koymaktadır

;

Gökalp'a _gelinceye kadar

"İetalf;

· kitaplanna bir

yığın

olarak

yerleştirilen.­

·pek

azında,

bugün için

"tasoır

dlyebileceğlmlz

bir bölü~lenmeriin yer

aldığı

yayınları,

sadece

tarlht birer belge olarak değerlendlrebilirfz ..

. . .

· Daha sonraki yı!larda . fıkrayı ilmt bir ~hşmanın . jçlne alıp de-ğerlendirenlerin başında Pr/ Mehmet Tug"':ll gelmektedfr. O, 194.2--1946 yı~ları · arasında hazırlayıp aricak 1969.yılında yayımlatabildiği Mahmut~l Köyünde

. . . . . . '

Halk ldeblyatı, · (Menkabe, Hikaye, M~~ Fıkra) adlı doktora çalışr:ı,asının de- ·

ğişlk

yerlerinde

fı~alara

da, fazla olmamakla. berabe~ yer

vermiştir

.. O; bu arada 16·Aralık.1993 tarihinde, TOrk Dil !(.uıum~'nda vcrllenkonferansırı

(2)

~kra kahramanl.annı ''olumlu", "olumsuz" ve "orta" olma~ üzere. üç tipe ayır­ . makta (87-88), .fıkralan sınıftandfrmakta (121) ve varyant karş_ılaştınnası

(176.-182)

yapmaktadır. Dr. Tuğrul'un bu çalışmasında yer alari fikra metl~leri ise, belki bu alanda.yapılan ilk Umf derleme.nlh ürünüdür (344-364).

'

Pertev Naili Boratav'ın Az Glttl.k Uz ~l.k ( 1969) ye 100 Soruda Türk

Hall<

~eblyatı (1969) adlı eşerlerlnde de fıkra konusunun ele alındığı gö -rülmektedir. · Bunların ilkinde· ''_Ka~atepeli Fİkralan" ele alınmakta, bazı

de-ğerlendl

_

rmelere ulaşı,m~ktadır

(429.:.._432).

İkinci ~lışmada

ise

39. -

44

.

sorular fıkralara aynlmış

1

flkra konusu değişi·k açılardan ele alınmıştır ( 1 ~82, 85-94).'

Fılfralarla Jlgili olarak yapılan iki doktora çalışması, bu ~landa çalışacak

.

. .

olanlara büyük ölçüde yardımcı olacak mahiyettedir. Bunlann ilki, -.l 976'da .. yaymlanan, Dr. Dursun Yıldınm'ın Türk Edebiyatında Bektaşi Tipine Bağlı fık-. . ralar / İnceleme-Metin adlı çalışmasıdır. İklnd . eser ise Dr.· İbrahim Altunel'ln . . .

1990~da savunduğu Anadolu

·

Mahalli

Fıkra Tipleri Ozertn~e

Bir

Araştırma

/

incele_me· ve

Metlnler

adıriı taşım~ktadır. H_er iki ·çalışmada da kaynaklardan gereği gibi faydalanılmış, bektaşl tipi ile mahalli tiplerin. değerlehdlrllmesl

ya-, pılmıştır.

·~ahallt tıp kavramına da temas eden Dr. Yıldırım bu konudaki görüşleri ..

·birkaç cümle ile açıklamış, ancak herhangi . bir tipin _adını örnek olarak v~r -memiştir. İ3Jz de, 1975 yılından beri Uzerinde çahştığımız.fıkra_konu~una, 1979 yılından itibaren mah·aıır tiplere ağırlık vererek_ devam etmekteyiz. Özellikle

yurt içJ ve yurt çtışı toplantılarda bu_ konu sıkça eıe· alınmış, çeşitli tiplerin ta -. . nıtılması sağlanmıştır. Bu _konudaki görüşleri~lzi, 1992 yılında~ Türk Fıkraları ve Nasreddln H~ca ~dıyla kitap _haline .getinnlş bulunuyoruz.

. . ·. \.

. .

.Bazen genel olarak flkra konusun~ eğilen, bazen de özel olarak beJirli tip

-. lere,

özel

İlkJe

Nasreddln

·

Hoca.

. Bekri, Mu~tafa ve

İncili Çavuş

gibi tiplere .

eğile~

araştıncılann varlıktan da unutulmamalıdır. Bunlann -yaptıklan hizmeti de .say- • · gıyJa anıyoruz .

.

Bu

kısa değerle~diı:meden sonra "mahaJJt .tlp"e geçebiliriz. Nedir "Ma -hallf tip?" Bu konuda.herhangi bir açıklama getlnneden,. verdiği örnekler-ara-'

~ına mahalli tlpleri de alan Salt Uğur'u ilk ad olarak sa1abi1İrlz. O,

içe~

Folkloru

. .

(1947)· adlı eserinin "Fıkralar" ~lümünü üçe ayırmaktadır. Bunlardan birincisi "Tipler etr~fında ·teşekkül eden fıkralar"dır: Uğur,. burada, bizlerin daha sonra

(3)

"n,ahalit tip" diye a~~andıracağımız tiplerin örneklerinden· olan "Mehmet Kahya''nin fıkrasına da yer vermiştir (5) .. ,

. .

.

Naki Tezel ise "mahallt tip"e hiç ötı,ek vennemiş, daha. .

.

.

.çok Nasreddin

• • . , I • • . . ' . • ,

Hoca, lnclll Çavuş gibi billn~n tiplerle }loca, kad~, · bektaşl gibi zOmre tiplerinin fıkralarını ele almışttr' ( 121 ) ...

Pertev Natll Boratav da.

i

~

S~rtıda

,

Tüık

Halk

Edebiyatı adlı

eserinde

. . .

Tezel gibi hareket etmiş, tasnifinde ·de mahaııt tiplere hiç.yer vermemiştir. '.

. .. . .

-. Bu konuda en

derli

toplu ilk bilgiyi veren Dursun .Yıldırım'dır. Dr. Yıl

-. . ;. .

dırım, yukarıda andığımiz doktora çahşması!ld·a, "Türk fıkralarını~ fikra tipi.erine göre tasnif denemesl"nde yedi ana dala:yer verir. Bunlar.ı kısaca hatırlatmakta

. . . .

· fayda vardır:

. .

.

1. O~ak ·şahsiyeti temsil yeteneği

kazanan ferdt ~ipler;

Altı

dala

ayrılır. · 2. Zümre tipleri ..

· 3. Azınlık tipleri ·.::

4. Bölge ve yöre tipleri 5. Yabancı fıkra tipleri· ·

6. Günd~llk

fıkra

tipleri: Üç alt

dala

ayrılır

.

1. Moda tipler (21-22).

. .

Bunlarda~ ilk _ana_.dahn _alt çal.lanndan b~incisl "mah~llf tipler" adını t~ -. şımakta olup bu könuda· Di' . .Yıldırım şu kısa bilglyl vermekte.dir:

. "Türk .coğrafyasının. küçük .bölge ve yörelerinde tanına.o, _bilinen mçlhallt

fıkra ~ipİeri sadece o çe~re 'halkı tarafından benlmsenmlş~erdlr. Paha geniş

alan-lara yayılamamışlardır. Bunlara bağl,ı olarak anlatılan pek çok fıkra, zamanı~

ken-dllerln~en daha ünlü

fıkra tiple~ı:ıe bağlanarak anlatılar

.

F~kralarin

timOmı

tasnif ve tahllllertnde bu problem_lerln göz önünde tutulması. ve bilhassa inceleme sı­

rasında

sözü

geçen

tiplere

bağlı rı

'

kraların

'

ayrıca

ele

aıinmasınd~

fayda

vardır.

Böyİece

;

·

bölge ve

yör~İerdekl halkın

·

~l~ylar

karşısında

·

tutum ye

davranışları~ı

. .

bir tablo lçJnde göstermek imkanını-'bulmuş oluruz.·· (~6).

. . Ör.

Yıİdinm,

.tasnifinde y~r ala_n 'ana:ve alt

dalların tamamın~ yakını

·

iç)n

. '

· örnek ad verdiği halde burada bir tek ad vermemiştir. Bu durum tespit güçlüğü i!e

ilglll

olabileceği

gibi g~rek

görülme~tş

'.

olmasından

da il~ri

gelmiş

ol~bllir·. ',

(4)

,

. . I { . . • . . ,

· Biz de 1979'da. sunduğumuz ve yukarıda andığımız eserimizide d.e yer

' ·. ' . . . . . ·: . . . . .

alan "Fıkra'Tiplerinln .Değişmesi" konulu bir bilidlrimizde, konuya eğilmiş ve bu

.

değlş~e

için

altı

se~p ileri

sürmüştük.

Bunlardan .kon~muzla llglH

oİan

3. ve

. . . ' . . .

.

4

:

sıradakileri şu başlıklar.

altinda

vermiştik:

. ·

·. . ."."

Geniş

bir bölgede

tanınmayan

dar böige

.

tıpı~ın

yeni çev~eye veya

ühİü

blf'clda bağl~ryıası.. ·. . I ' . •. . . .

-Tanınmış

bir tipin d~r bölge tipine

bağlanması.

·

·. Dikkat edilirse burada, "mahallt tip" y~rlne ~'dar bölge·tıpl" teriminin kul-.. .

!anıldığı

görül~cektlr. Biz

bu

.

tiplerden Mut'ta

tanınan

"Çivit

Emmİ"yl,

·

Ağın

'

da

tanınan

:

;'

İbik

.

Dayı

'

"yı,

Gerede'de

tan

.

ınan

.

"Şamİının

Hacı

ibrahim"U(öy-ve ka- .

~ba inuhltlerl.

nde tanma~lar:

:

Konya'da

tanıan

· "Tayyip

·Ağa"yı

•.

SJvas

'

ta

:

tanın~n

"Niyazi .Dede.'~yi, Kayserl'de tanınan "Pir~· Mehmet"( bUyUk merkezlerde

ta-nınanlar olarak.değerlendiimiştik. . · ·

. . . .. .

. ' . . . .

·

Daha

'

sonra(9 yıllarda bu tiplerden Şamlının Hacı İbrahim'i 1986'da Ağıntı

İbik Day1'yı

1987'de;

Konyalı

Tayyip

Ağa ıie

;Mut'lu Çivit Emrnl'yi, ·1988'de' bi.rer

·

biİdİri

.kon~su olarak: ele

·

~Jmış

ve ·hayat hikayelerini,

fıkra

tipleri içindeki yer".'·.

lerlyle. örnek fıkralarını· s~nmuştuk. · Son olarak

da

·

1989'de Norveç'ln başşehrı

. . . . . . . . . ,' ·.. . . ... . ..

Oslo'da · foplan!=ln ·37. PIAC (Permanent lntemational Altaistic Conrerence

f

Daİ~r Mllle~leraraşı

Altalstik 'Koriferarisi)'ta, "Türkiy~'de

.

Maıı

.

aı'ıt Fİkra Tıpleıi"

'

..

başlıkli

biliqirimiZI'

sunmuştu_k

.. Burada, :yurdumuzun

değişik

yörelerln_de ya-: ·

şamış

26

rıkra

ttpi

uk

·

defa

derıi topݵ

olarak

tanıt,İıyordu

..

·

sutaii

·

bu

bil-:

·dirlleri~izi d;, yukan.da

andığımiz

türk

fıkralan

·

v~

·Nas.~ddbı

·

~oca

~dlı

ki~ ·.

tabımızd~ bulmanız

mümkündür.

. . ,· · Anadolu. Türklerlnfri bu mahallf .fıkra . tipleriyle böylesin~ yakından

il-gilenmemiz., bir doktora.öğrencimize ,bu konuda.bir

tez

çalışması vermemizle

. . . .' . . . .

. sonuçlandı. İbrahim Alton.el'le tespit ettğlmlz çalışmanin adl'ş.öyle.ldl:

Anadolu

·

~aur". Tlpleıt

:

(k.e

·

rtnde

·

Bir

.

Araştınm,

·

(incelemele~·\.~ Metlnh:r)

.

.

.YXVI-\ . .. . - .

11+664+'1;697 sayfadan ·meydana .ge.leri bu

çalışmada,

.

o

günkü. Jdarf bö- .

. lünmeye gör~.

sayılan

7.1 '.olan mertmlzd~n 515

fıkra

t.iptne

~t

.

81

.

1

fıkra

yer al- ..

mıştıı

·

Bu

dagılımda Konya·' ili 72 tip ve 170 fı.kra ile başta geliyordu.· Onu sira.s~yla 26 tip ve

·

36

.

fıkra

ile Kay~erl,

23

·

tlp ve

.4~ fikra ile Afyonkarahisar_glbi

Konya'oıri komşusu

·

ol~n iller takip e~ektedlr~ B~t·

illertmİzde

is.e

şhndİlik

birer · ·

.. ·

fıkra

tlpJ tespit

edilebilmiştir: Gümüş

.

hane,

.Hakkari,

Kast~ı:noilu,

Sakarya,' Siirt,.

(5)

· Anadolu . sahası elbette yeterince . ' lncelenebllnı:lş değildir. . : İnanıyoruz ki .

. . üzerinde daha nice

çalışmalar yapılacaktır.

Ancak, Son

yıllarda

·

TürkJstan'la ara

-, . . . . .

mızda kurular · kültür köprüsünden · geçerek oralara . kadar. gldebllmemii., ki-.

taplara .ulaşmamızın yanında derleme ·yapabilmemiz, bizlerin daha geniş bir . Tilrk coğrafyasını incel~me l,{onusu olarak.ele almamızı sağl~ıştır. işte biz.de,

' böyle bir düşünceden :YOia çıkarak bu konuşmamıZl hazıriamaya karar verdik.

İ)r

:

Yıldmm,

Türk

ooyları arasında

:~

fıkra'

;

y~rın.

e

geçmek-üzere

kullanılan

.

t~rimle.rl şöyle tespit etmiştir:

Kınrn Tatarlan · .·: Latife

Kazan Tatarları : Latife. .

Azerbaycan : Latife

Türkmenistan : latife, yornak, değişme, ·şorta söz

Özbekistan ·. : Latife

· Kazakistan : Latife

·ırak Türkmenleri : Nükte,.fıkra (4).

. . .

Bizim bu konuşmamıZl hazırlarken tespit ettiğimiz diğer terimleri de

· şöyle göstereblllrlz: · Azerbaycan . °Uygurlar .

: Bezeme : Çakçak, Latife

Kazan

Tatarlmarı : Mezek . :

Gagauzlar Bulgaristan Makedonya· . Kıbrıs : türr:ıbUş. : Fıkra. ·.:Fıkra · ·: Fıkra

Şimdi

de

tesblt · edebHdlğlmlz fıkra tlplerlıil . Doğu TOrklstan'dan . ·baş-.

!ayarak batıya'. doğru bir liste· halinde·. duyuralım .. Bazılannın adlan yurdumuzda ilk defa

i

şitilmektedir.

·

Vereceğlmlz

·

ömek fıkra sayı

.

.

d~ fazla

olamayacitğı

için,

·hemen .· bir "tUrk' Dünyası Fıkra Tipleri" konulu antoloji hazırlığına . baş­

lanılmalıdır:

.271

(6)

{. UYGURLAR·

J. Seley Çakkari

. 2. Molla·Zeydin 3. Hesamdun . : ·. 4. lsmayil Pahtacı ş. Molla Metiya il. KAZAKİSTAN , 1. Bltbay

·

..

ı. Aycank . 3. Kulakay Kuv 4. Kllkefilrdek . 5. Şlb'-1t· . 6 .. Cargabb_as. . · ·

. 7:·~pl,meşl-lle Köpirmeşi .

8. Nazar Puşık .

_

9

.

"Sat Kaz.akbay

111. KARAKALPAK 1 _ .. Örtılrbek Lakkı ·. N. TQRKMENİST

A.N

·

.

·· 1. İşangull ~ekeç. · , , · 2. Seyitgull Aga 3 ... Pıhı · · 4. Nlyazvell (Kör} Kari . 5. Veli Gurban

.

&

Garnata ·. 7 ~ Esenpolat ..

8.

K,eymlr Kör.

·

·

9.'Mİrall

·

10. Kertılne 1 LGarasathk ··

-11.

.

Yannsathk ·.

v~

-

-

KAZAN

TATARLARİ 1 .. Rehml 11Imaç ·

·

2

.

Mokıt ·3. Mendi ·._4. Gıybedl. 5:. ·Möcip Di:vana i ·• 6. Yalkan Kllln Periha:· · I .· 7. Ekmeli

8. i.lrek Kilin-Ülmes Sılu

. ,

9. Eşti. BUen Meştt .

VI. AZERBAYCAN

.

1:

Hacı-Dayı

2: M~şedl Abbas

. . . 3·. . Ayiım Tağı . . . . .

4.

~aragari

Ü~uf .

VII. KiRiM TATARLARI

1 ! Ahmet Akay Vfll. GAGAUZl,.AR ·,- ·

.

f .

.

Yalancİ Petrl.

Z.

Kostl Aga .

ıx.

·

·

BULGARiSTAN . . 1.Yaşar Dede

X. IRAK

1

.

Awad koca.

..

I . ( .

(7)

. Bazı boylann/Olkelerln fıkra . tiplerine kaynak ye.~ersizliği sebebiyle ula

--şılamamıştır .. Bazılarıyla ilgili olarak yayımlanan : ldtaplarda ise mahallt tip dl- . ·

yeblleceğlmlz bir fıkra 'k~ramanına rastlanılmamıştır.

* * *

Fıkralar arasında

paralelllk kurabilmek için hepimizin bu

tııo:aıan

bilmesi gere~ecektjr. Biz, genellikle fıkraları nükte cümleleriyle adlandırmaya .ve ha-·

tırlamaya çalışırız. Bazı genel adlandınnaların bizlere farkJı..fıkraları hatırlatacağı

unutulmamalıdır. · Mesela, · "Hoca ve .Hanımı" adını verebileceğimiz 20'den·

fazla, ''.Hoca III Eşeği" ·adını verebileceğimiz 20'ye yakın fı~ra vardır. Bu se-.

heple, _fıkra~a verilecek ad onu derhal hatırlatmak zorunda~:hr. Ancak fıkrayı bil -meyenlerin, böyle bir mecburiyetleri yoktur.

öıi~e bazı fıkratan dintey~ıım;

· sonra da

onıarıa iıgııı söroşıerımı~e

ge- , çelim.

ı

.

.

TAŞI

~RKÜTMEK VEYA

KAFASI/BAŞI

VAR

MiYDi?

Bu fıkra Kazarfda Ahmet Akay'a, Azerbaycan;da Ayrım Tağı'ya, Ana -dôlu'da Karatepelilere, Hadim Uç.esinin Egiste köylillerlne bağlanarak an

-latılmaktadır. Ahmet ~kay'la ilgili fıkra, Ayrım Tağı'nın "At Yumurt~ı" fik.rasının ..

varyantıyla birleştirilmiş

olarak

·

anlatılmaktad

~

r.

Ahm~t

Akay ve Aynm

Tağı

'

da

kahramanların kafal~n mağaradan çekilirken kopar vey~ lçerdekl

ayi

tarafından

. .

yenilir. Karatepelller ve Eglstelllerde ise taş ürkütülürken kopar: · a. Başı var mıydı?

1 .

Avdan

.

hoşlanmadığı

.

için

Ayrım T

a

gı, arkadaşlarının ısranna aldınş

etmez ve evinde kalır. Ancak, onl~İ' komşusu Mehralı'yı alip giderler. Bir ayı inine ula-·

şan avcılar, Mehralı'nıri boynuna ip bağlayıp ;çeriye sarkıtırlar .. Ancak inin sahibi ·

. . .

içeride olduğu için Mehrah'nın başını parçalayıp yer. GUrültOyil işiten avcılar 'ipi .

çekerlerse de Mehrah'nıri başı yoktur .. Arkadaşları, onun gelirken başını getirip getlnnediklerlnl hatırlayamazlar. Eve dönünce karısına sorarlar; o da· ha

-tırlayamaz.

Odun yarmakta olan komşusu Ayrım .Tağı'ya da Mehralı'nın başıliın ol":'P · ·

olmadığını sorarlar.

o

da:

' ' .

"Mehrall poğuştan kafasızdı: fakat sabah kahva.ltıda galiba bıyıklan oy

(8)

b. Taşı ürkütmek

Köyün, yamacında kurulduğu tepedeki bir kaya yuvarlanr:na tehlikesi

. . 1

göstemıeye-başla~. ~orku ile yatıp ~lkrriaya başlayan köylüler., bir çare bulmak

için

muhtarın başkanlığında toplanır

.

Köyl~lerden biri çare

buld~ğunu

_söyler v~

anlatır: ..

. · .

. "Kayayı yuvarlayacağız! aşağıdan· biri de kayayı korkutacak. O da.köyün

ö~ür tarafindaki

boşluğa

gidecek." ·

· .. "Kayayı kim korkutacak." derken teklif sahibinde karar kılarlar. Oedlklerı gibi ~öy.lüler

toplanıp kayanın yanına varırlar

;

"öbü'rü de

kayanın }'lNarlanacağı

. yolun. Ozerln~e· uygun bir yere gizlenir.

Yukarıdan zortukJc\rla itelenen· kaya büyük bir gürültüyle yuvarlanıp ge-·

. . . .

lirken -bfzlmkl de önüne çık.ip "Höttt,ı deyiverir: Deyiverir ama kaya da kafasını .

alıp

götürü~. Tepedekiler gelir, bakarlar k1 .·

arkaqaşlarİnın kafası

yok.

"

Başı

ne

-. -. . . .

rede?",

"Başı

va~

mıydı?''

diye

konuşu

r

lark~n

içlerinden-en

~~llısı kansına

sor-_ malan~ı söyler. Giderler:

"Haıı.ım kızım, seiıtn kocanın'başfvar mıydı, yok muydu?"

: .

·"Valla l'!'Uhtar, yemek yerk~n cöm cöm eder-~ir

sakalı ~a

r

dı,.

a~a

başı

var rriıydi, yok muydu· bilemeyeceğim;"

(ffasatı ,Yıl~ınin) Ahmet Akay'la llglll fıkra 1. Cons~ntln'.de (90,-93), Karatepelilerle ilgili

·. fikra da

P

.

N

.

Boratav'dadır

(1969#348). ·

. .

. Siz, bu fıkrayı Anadolum':Jzda daha nice fıkra tipıne bağlı olarak din

-leyeb'lllrslnl;. Ben, hemen bir tanesini söyleyivereyim:

A~ıllt

M~meda (Mehmet Ağa)~ Ancak Anadolu varyantlarında in'e ~rkıtm~ veya mağaraya glrrh~ motifi

. görülmez: Bu~a paralel qlarak

taş

·

ın

Urkütülmesini· ·de

diğer

boylarda gö- .

remeyeblllriz.

\

I

2. BEN Dl

SÖZÜNÜİE

UYDUM / llDBiR

·

. .

Kazakistan fıkra tiplerinden Kulakay Kuv ile Anadolulu Hamza E~ndi'nln

~izm.etçis_lnln hareketlen son derece benzerdir. Ken~lslnden fıkra derlediğimiz

(9)

a. Ben de s6ziinü.ze uydum·

Salman

ağa,

Kulakay Kuv'u,

bir

.

atımİ!l<

enfiye istemesi için Beken

adlı

bir

ihtiyara gqnderlr. Kulabay bu e~rl yerine getirip.döner.· Ancak.Salman

Ağa

onu

·

c;ıkışir:

-, . "Hey K~, .söze gelince karşındaki .kimseyi saym~ın. fakat işe gelince

hiçbir ~yden. aolamazsınl" . . · Şaşıran Kulakay Kuv so~arı

."Yahu, ne oldu'ağam?"

"Bir'şey

emr~mnc~ ikincisini de kendin bil,· yerine getir.-Niye tütün de

. getirmedin?"

Bir süre sonra

Salman Aga

~ğtr.has~ olur v~

Kulakay

Kuv'u. hocayı

ça

-

·

ğırm~ı

· için gönderir •. Kulakay,

hocayİa

bir.likte iki adam d~h.a getirir. Bunlar

· . eşikten girer

glnnez

Salman Ağa ~orar:

"Kim bu adamlar?" ·

Kulakay hemen c~vabını verir:

"Ağam

,

siz.

söylememiş

.

miydiniz: bir

şey

buyurunca iki. l~i· birden yap,

· gel diye ... Ben·

de

o sözünüze uydum. Belki öbür dünyaya gidersiniz· diye

ho-cayla. bfrlik~e İki de mezarçı getirdim!"

(Sattarov,

188) ·

·b. Tedbir ·

Çok tedbirli

·

~ır

ad~ olan

·

Hamza

Efendi, hizmetçisine

de

böyle

olmasın

·

ı

öğütlerdi:·

·"Ben 'leb' demeden, sen 'leblebl'dlyeceği~l aniayıcaksın. Mesela, 'bu akşam ·misafirim var1

, qedlğl.m zaman ye.mek ve tatlı ha~.tr olacak."

·. Hamza Efendi, bı,.ı görüş üzerine yaşayıp giderken, bir gün hastalanı~. :

HlZl!1etçisi~i çağınp der ~: : . . "Hemen.bir doktor _çağı~.1"

H.izmetçisi "Baş üstüne" deyip evden fırlar. Bir inU.ddet sonra döner.

"He~

şey

tamam

efer:ıdtm

,

der. Doktoru

c;ağırdim

,

aynca, her-

lhttqıale karşı

da cenaze

teş'9l~tma

haber verdim. Tab~t

yçıpımına bı}şlandı

.

M~zan

kazdılar.

"

(10)

İkJ fikra arasınpakJ fark, birincisinde aynca bir başka isteğin olması, ikin-cisinde· Jse

doğrudan

.

.

doğruya ~I~ öğUtOn

verilmesidir .. Ancak her

iki

hareket

' . .

de, asıl nüktenin hazırlayıcı urisuru görevini yapmaktadır.

-3.

lçiNDf.

BlN Dl VARQ~ / BEN

Dl lçiNDE.YDIM

Anadolu'da

yıllarda

·

n

beri

anlatılageİen

-

ünlü "merdivenden yuvarlanma"

.

fıkr~ıni

hepimiz blllriz. Hani,

arkadaştan,

evlndekJ gürültünün· sebebint:sorunca

H~ız, cübbesinin merdivenden yuvartandığİnı söyler ya, Jşte o fıkra. t,unun

benzerini, Türkmenlstan'da, Kem1ne'ye bağlanmış <?larak gönnekteylz.

·

a

:

Ben ffe iç.indeydim

·

Bir ·akşam üstü, Kemine üzerine gocuğunu alıp komşulanyla çel)e. çal

-mağa· gider. Ama kapıya gelince ayağı 'kayıp yere ~arlanır~ Kemine hemen

. . '

ayağa kalkıp durumu se~lnneden lçe_ri girer. Sel&n verlnce,arkadaşlan sorar:

"Molla Kemine, kapıdan düştün mU?" .

"Yok yahu,

düşmedim.

Fakat.biraz ewel

kapıda

.

gocuğum

yere

düştü

'.

"

' . '

Arkadaşlan tekrar takılmağa devam eder;

"Gocuğa göre fazla gürültü çı~~ yahu." ·

Bum,ın üzerine Kemine der

ki

:

"Çünkü gocuk yere düştüğü ~an ben de içindeydim."

(Azmun,

67)

iki

fıkra

temelde

aynı

.

yapıya

sahlptl.r;

ancak

~eferrua~ ve ·soslemed~ tabll farklar görOlecektlr; Belki kimimiz Hocamızın merdivenden inme sebeb'lnl

cam

.

le

·

gitme vey": bir başka yere gitme gibi sebeblere bağlayacağız

..

Bu

n

a

kar-şılık, Türkmenis~'da Kemine çene çalmak lçJn aşağı inmiştir .

.

4.

BfNDIGI

DALI

KESMEK

VE.YA IIEN SAGLIGIMDA

.

"Bl~dlğl dalı kesmek" deyiminin !<aynağı gibi görülen Nasreddin Hoca

fıkrasını blhneyeiılnlz

yok gibidir. O sebep)~

anlatmak

istemiyoruz. Zaten Ka-·

rakalpak fıkra tipi Ömlrbek Lakkı'nın fikrasını anlatınca hatırlayacak, Hocamızın

· fıkrasına ne kadar benzediğini gfüecekshılz.

~· Ben

5-ifıjımda

Ömlrbek

Lakkı,

btrgün bir

~acın başına çıkıp

,

bi

n

diği dalİ

·

kesmeye

baş-. .

(11)

. "Ey.Ömlrbek., bindiğin dalı kesiyorsun, yapma; D0ş0p ölürsün!"

.Ömlrbek, onun sözOnQ. ·

dl~lememlş

ve kesmeye devam.

etmiş

,

.

bir süre.

. . .

· sonra·dal kırılmış. Yere düşen Ömlrbek, "öldüm" deylp·uzanıyevnnlş . .

KöylOier

_

topİanıp gereğini

yetine

getlnnlşler

_

ve -onu ·bir tabuta koyup · · · mezarlığın. yolunu tutmuşlar: Ancak yağan yağmurun sulan, yollart bozduğu ·

. . . .

içJn adamlar, "Şuradan mı gidelim?" "Buradan mı · gidelim?" diye ·

dQ-şilnilrterken,

~lrbek, tabutun lç!nden

d~ğrulup seslenmiş;

"Ben sağlığımda ·şu taraftan geçerdim" deyip adamlara yol göstermiş.

{M~mbetn~v, 30-31)

Gelin isterseniz bu fıkradaki "Öryıirbek Lakkı" adını çıkaop yerine '' Nas-. reddln Hoca-" adını yerleştlr~llm ve bir

daha

okuyalım. Acaba Anadolu'da

an-latılan fıl«a

ite Karakalpak

fıkrası aras.ında

fark görül~bllecek

mı?

Sanmam.

5. KES

BAŞl~I

. . . .

Yokanda. "taşı ürkütme~" fı~asında ~mı andığımız bi_r_ '.'Akıllı

Me-. ·Me-.

meda'

t

mız vardır;

n_erelldlr, gerçekten

yaşamış mıdır

,

blllnmez.

)~şağıdakJ

flk- .

. . . . .. ' . '• ···.. .

'

.

rada onun adı geçmiyor, an~k Awad Hoqı adıyla yer değiştirirsek her lkJsl .

.

·ıçın.de haksızlık etmemlş_~luruz. ' ', .·

a.

Kes_b~mı

Awad Hoca'ya gel~n komşusu, ökOzOntln su içmek için kafasını bir

kabın

l~ne

soktuğunu,

·

çı~~ak

lc;Jn ne .~dar

·

uğraştıysa

da

~ramadiğı~ı.

kendisine yardım etmesini rica eder. Awad der

ki;

"Git, .hemen öküzün başını kesi" · ·

. . . .

Öküz.Un sahibi

aynlır

ve

öküzün

-

başını

keser ve geri gelir, Awad'a sorar:

. . . . •,

"Avvad

,

~~UzOn başı_

ha1a

kabın içinde! .. Şimdi ne yapacağım?"

Bunun üzerine Avvad şu cevabı.verir: ·

"Ne duruyorsun, şimdi.de kabı kır, öküzün başıni kurtar!". ·

· ·· (Dakukl,. 124-

t

25)

-Belki Anadolu varyantında ökOzOn_ yerini

inek

,

kab'ın yerini·

kilp

alablllr: .

ama

·

ne-

farkedecek

.

idi

Şu ·KJnm fıkrasını dikkatle dinleyelim: bakalım · Awad· Hoca

ile

Ahmet · Akay'ın bu güzel fıkralan arasında nasıl bir bağ kuracağız:

(12)

b.

Once

deveyi

k-..lfuna

dk

·

.

ôz.eıibaşh molla~ın sebzeliğine

kendi devesi girer. Molla. deveyi ·seb- ' . . ;

. zelere. zarar vermeden

~kararriayacağınr anlayı~c:a

Ahmet Akay;dan

akıl

.almaya . · ,. . ·.

gelir: Akay der

ki:

_

.

.

, .

.

· ·. "önce d~y.eyi kurşuna dizi ·Sonra ·da onu sUrilyerek daşan çıkar

.~

.. . .

Molla

söyİenenl ayi:ıen

yapar: Ö~ce-

devestiıl kurşuna

dize

r

-.

sonra da

sü-rükleye süsü-rükleye dı~n çık.a·nr, B?ylece bahçesinde ·hiç bir flllz kalmaz.

~-Cimri ·molla da

hem

dev~lncİen,

hem d~ bah.çaslndekl

ftl.lzlerİ~den

olur. ·

:

(Constantln,

89)

·6

·

~

SESi

_

Y~N

_

ÇIKACAK

Önce, Gag~uz

T~rklerlnln

fı~ra

tipi Kostl

Ağa'nın

bir

fıkr~ını dlnleyeİI~:.

bakalım söyleyece~ ~zUm':lZ ·olacak mı? .

' ,.

-. Sesi

yann·1ş1t11~cek

·

.-_

. .' .

· Bir

akşam

.

Köstİ Ağa

;

. bir

dükkanın

asma

kilidini demir testere ile. k~

-slyormuş

.

Oradan ge~ekte olanl~r

-

sorm~l~

r:

'

.

.

.

,

. _· . "Ne yapıyorsun oradar

''Kemen_çe çaliyoruml"

: "Ama sesi işitilmiyor

ki

.

:

."

1

"Sesi yann işitilecek ... "

/

·

(Lilbov)

.

·

·

·

Gelin de Nasreddln

Hocamızı hatırlamayın:

bu

fıkrayı

onun·

~dına bağlı

.

.

·

olarak

da dlnlemem~z

tnilrrik~n

.

Ancak

bu

.

f'ıkranın

An~olu varyantlannda

tes-tere/ege· ku!İatj~ kişi olarak Hoca'nın -göstert_ldlğl qniekler de vardır. Bütün · .

vaıyantlann aksine; Çalköy'de derlenen bir örnekte·;

s.az

çaldığını iddia eden k)~ .

şlyle dO~n sahibi muhatab olur (Sakaoğlu; 1991, 20). ·

Dikkat edilirse, buraya

\ad~

verilen ör~·ekler

arasında

bUyük bir

pa-. . . .

ralelllğln olduğu .görUl.ecektlr .-Ayn ayn .TOrk coğrafyalanna alt fıkralardaki bu

şa-şırtıcı pa~aıeillk, ~ı~tte

eskiye

dayalı

_ortak btr"l~~tt0rün ürünleri

~ımaı~~ıa ac;ık­

ıanablllr.

I • • • •

. Vereceğimiz ~ . örnek -likralann Anadolu'da anlatılan benzerlerini siz-.

·terin

hatırlamaı:ıİzı

istiyoruz. Öyle -~iyoruz .ki·

~f?'ayı

da~a

başında

·iken ha:.. .

(13)

1.· Kazakistan Türklerinin Fıkra Tıpl Aycank ..

Sol

~alı nasıl bulayım

. . · . .ı .

s,r gece

A~~k'la kansı y~m.ek yerken, .

ry.zgar

çıkar ve· mu"!l söner.

Ka-nsı Aygmk'a ~lenlr:· ..

"Kapının

.

sol

tarafında çakmak var,

at

da getir."

_ Oldukça tembel olan Aycank cevap verir:_.

"Karanlıkta sol tarafı-nasıl bulurum.ben?''.

.

.

ı. Kazan Tatarlarının fıkra

TIJ?I

Ahmet Akay

Sırtta ~man torba

.

(Sattarov~

195) · .

Ahmet ~kay ormana glôer ve Oç ~rba dolu~ ya~I armut toplar.

Tor-. balardan lklsl~l eşettne·~Ukler, birini de kendi, omuzuna

alarak

eşeğt~e

biner

ve

. evı.ntn yolunu tutar. Giderken .bir tanidığına rastlar.

der ki:

.

.

. '·

"Ahmet Akay; ·ne oluyor

böyle?

Niçin· dolu torbayı sırtına aldın? Onu

da

·

eşeğe yükleseydln

daha

iyi olmaz·mıydı?" . . . ..

Ahmet Akay ·öfkeli· bir sesle cevap verir: .

· . . · "Zat~n ben ve lkJ torbam yeteri kadar~yük· oluyoruz. Hiç

değilse

böyle

. .

yapınca oria daha-hafif gellyorut.''

(Constantln, 9~)

' .

3.

Azerbay~n-TOrklerlnln Fıkra

llpt

·Aynm Taği

lana

ıörilnıne de •.•

T~ıyı, çirkin ve geveze bir dul kadınla evlendirirler. Fakat kadın ilk

gün-. . . .

lerde ~endlslnl

iyi,

nazlk ve az. konuşan

biri

·oıaı:ak tanıtır. B_una rağmen Tağı,

·

onun hll~l<Ar biri olduğunu anlar. Bir gUn kadın Tağı'ya:

"Bana. karşı soğuk durma; senın emrinden çıkacak

biri

değilim. istersen

. . . .

dene. BugOnden so~ra kimin gö~ne görOneylriı, kimin gözon·e

gö-rünmeyeyim?" der.

Tağı kansına dikkatlice bakıp şu ~vabı verir: _,

."Benin gözüme görünme de, kimin gözilne görünmek istersen görün." · ·

(14)

4. Uygur Türklerinin Fıkra Tipl Molla Zeydln

Kazanda yemek plşlnnek

. Turfan .W~g (vali), kendisine hakaret eden Molla Zeydln'I

çağırtıp

ce-. zalandınr: O, sarayın en yük.şek kısmındaki kemerin üstüne çıkacak, bir' gece bir .

. gilndüz bekley~ktlr.

Zeydln gece olunca revak üzerinde~

koca

bir taşı sabaha kadar ·bir

o

yana; bir bu.yana yuvarlar ve ·donup buz ·kesilmekten kurtulur. Ertesi sabah

• . t • . . •

Wang hlzme~çJslnl· çağırıp leydln'e bakıp gelmesini emreder:

·".: . . . . ' .

"B~k bakahm donmuş·

mu?"

· Ancak hizmetçinin. ce'.'abı Wang'ı şaşı.ıtır:

: "Valim, leydin sınlsıl,dam terlemiş."

.

Vail

~men leydln'I

çagırtırve

te'rl~e

sebebini sorar. Molla leydin (fer kh

. ' . . .

"ZAt-ı Alinizin fakirlere olan sevgisinden dolayı terledim." ·

"

.) ,·:.' >, ' . ' • . . . • ' . .

'

Bu

iltifattan

hoşlanan Wang, bir gün Zeydln evinde

misafir

olacağını söyler:

Wang, leydin evine geldiği gün,· bahçedeki bir asmanın dalına bir ka

-. ,

za,ıın

.

~ıl

.

Lplduğunu

görür;

al~ında

.da .. blr

ateş

.

yanmaktad

ı

r

. .Vail, bLi'

ateşte

ye-·

meğln pişmeyeceğini anladığı· lçJn leydln'e takılır ve onu·nıa alay eder.

·

"Hay

ahmak, bu nasıl iş? Hiç böyle yem~k pişirilir mi?"

leydin, artık taşİ gediğine koyacaktır:

"Valim, · sizin sevginizden onun ateşiyle 150 arşın yükseklikteki revakta

. .

d~ran

Molla

Zeydln'fn terlediğine inanıyorsunuz da,· bu ateşten beş arşın uzakta

dufan

kazanın kaynayacağına nlçJn inanmıyorsunuz?"

(Özkan, 17~18)

. . .. . . .

· 5 .• Karakalpak TürklerJnln Fıkra Tipl Ömlrbek Lakkı

. . ' .

Dananın

derisini

aldınnız

BlrgQn Ömlrbek'ln danası komşusµ mollanın danasına vurup öldünnOş.

. . . '

Ömlrbek

uzun

uzun ne yapacağını dilşünmüş; bir çare bulamayı_nca mollanın

yanı~~

-

glttniş

:

.

·

·

(15)

. . . : ' . . '

· "Efendi, demiş, g ~ sizin damınız bizlm danaya vur:up öld~rmüş. · Bu

nasıl çözülecek? Kitabı bakıp söyler mlsi.nlz?"

Molla Kur'an'ı açıp sağına. bakmış, soluna bakmış; uzun uzun . ka

-. nştırdıktan sonra bir sayfayı işaret ederek: . .

· '.'Diyor ki,

·

~ır

dana bir danaya vurup· öldürürse .ölen.

dananın

sahibine.· diyet ödenmesin' y~ıyor." ·

Ömlrbek, · mollanın şaşkınlığına sebep olacak şeklide sevinmiş ve

ar-kasından eklemiş;

l'O ~man~ efendi, adam gönderip dananızın .derisini. aldınnı~: ~lra bizim

dana sizin· danayı öldürmüş!"

Şaşkına . dönen molla ne . . yapacağını bilemeden oturup kalm.ış.

' .

. (Kaabay,. 11.) ·.

Görüleceği

üzere· bu

~kraları

k~layca

hatırlayıverdik

.

Çünkü .bunl~r

aynı

·

düşünce bahçesinde açan çiçeklerdir. Böylesine J?eıizerllk göstermeleri gayet

. . . . . '

· . tabiidir. Buna . . karşılık, benzerlerini .henüz tespit edemedeğimiz . nkralar. da

var-dır. Fıkr

a

tlplnfnln

coğrafyasıyla

yönetim

şekline

alt ö~ellikleri ·djkkate

·

alırsa

k

.

. . . .

.

' . .. .

bazı ftkralanh benzerlerinin tespit edilememesi son derece· tab,lidlr.· Şimdi de ·

. . ·· .

. benzerlerini Anado~u'da heilüz.,'tesplt edemediğimiz fikralardan birkaç ?rnek

verelim:.

1. Bulgaristan Türklerinin fıkra Tipi Yaşar Dede·

. :

Çalad_len

ejllmlş

Kadının biri komşusunun bahçesinden şarımsak çalmış. Olay, köyün ber

-. berinde

konüşuluyormuş

:

Sıra

bekleyenlerden birinin

o

kadın lçir:ı:

. '.' Biz onu doğru bilirdik."

· · demesi üzerine Yaşar Dede dayanamamış;

. .

'"Evet, 'doğruydu' ama sarımsak çalarken 'eğilmiş'," .deylvennlş.

(Hafiz, 23)

2.

Kazan Tatarlannin

Fıkra

~ipi. Möcip Divana

Cenaze namazı.

Bir gün ~n·ın. ·etrafındaki köylerden· Kazanbaş'ta. bir adam ölür..

fakat

(16)

var-. .

m'ış. Ancak bu arada. .~öylüler Möcip'i görürler ve "Burada ımam olacak biri var".

. ' '

deyip ondan

cenaze

namazını'ı<ıldmnasını

isterler .

. ' ; ' . . '

Mödp

.

çte cenaze nainazJnt kıldırmasını. bilmiyo~uş. Bu, arada namaz ..

kıldırıyorum diye

cemaati cenazeye

secde ettirir.

Cen~

namazında secdenin ·. ol'1).adığını bilen yi,ıŞlılar itiraz ·ederler:

"Dur, bizi ölüye secde ettiriyorsun. O Allah .mı ·oldu?" · ·

. Mödp cevap v~ımeden duramaz:,

"Siz~

'Bu

aqam M_osko~a'da

subaydı,

'

d~memiş

miydiniz?"

"Ev~t.

öyleydi_ ... " ~

"Moskova'.da subay olan birine cen~ namazı.

böyle

ıu"°lınır. Gi~ip, :ses .çı~ .

~nrtadan gömün.'; der'. ·

(Mahmudov-Sadıykova 63).

3~ Azerbaycan Türklerinin Fıkra Tıpi Karagan -Usub

_Eğri

dal

·Karagan

U$Ub

onnandagôrevliyken

onu

.

i

_

şten çıkarmaklçln

bahane.ararlar:·

B~rgün blrkaç:yet~ll.gelip

oimarıda

kesilen

ağ~çİann kOtü~erİni

ararlar.

J\ricak

Karagan kesilen ağaçlardan geriye hiç bir iz bırakmamıştır.

Partinin

bölge sorumlusu

.

eğri

bir

dal görtlrce 'ötk~lenlt: . .

:

-"Bunun altına bir dal wrulsaydı. bu dal hlç.~u.şekllde eğilir miydi?" ·

Sanki Usub da böyle bir soruyu bekliyordu:

"Düz dersiniz yQldaş-katip, rayonda bütün işleri dı:lzelttik de sadece· bu

. ağaç mı eğri kaidı?-" ·

. 4. Türkmenistan Türklerinin Fıkra· Tipi Pıhı

Geçen

d~fald

para

· .

.

....

B1r gün ağabeyi Pıhı'dan ·50 mariat· borç ister. Pıhı ağabeyinin yüzüne bile bakma~an;

. "Para keçenin altındadır,'.' der.

A~abeyi parayı alıp gider. Bir

müd~et

sonra ağabeyi yln~ para istemeye

(17)

1.

"P~ra keçenin altindadır."·

Ağabey} hemen keçenin altını kaldırır. ancak orda bir şey yoktur:

''Pıhı,

burada para yok," deyince

Pıhı ~evabı

verir:

."Hiç bir·

şey

Y?ksa d~m-~k ki.

geçen

~efa

aldığın

so

·

manatı

g~rl

ge-_timiemlşsin. .• . ·,

(At(Jayev;.Halmuhamnic~ov,

t

14}

5.

Uygur Türklerinin Fıkra lipi H~mdun ·.

Bağlanmamıj ~6pek

. . .

Hesamdun birkaç arkadaşıyla birlikte oturm~dan dönerken kapısının

önüne kadar gell~ler. Hesamdun,· onlan, adet üzere ağız ucuyla evine davet eder:

. , .

"Bize girelim arkadaşlar," der. . Onlar da yanm . ağız . davet edildiklerini bil-. dikleri için mahsustan kabul ederler:

""Evine glrerşe~ bize ikram.edecek. bir şeyfn var mı?" ·

diye

pervasızca sorarlar.

O da:

·

ı

.'·: \ ·'

"Evde karpuz var,.üzüm var, yumuşaak . . ekmek var ... " derken. 'baksa ki

' . . .

arkadaşlan eve girmeye davraniy?rlar. Bun_un üzerine Hesam~un der.hal söz.üne

kaldığı yerden devam edip der ki:. :

. .

"Havluda da bağlanmamış yaman· bir köpek var." ..

(Uygur Folklorlnln Antol~glyası, 175}

· Anadolu'nun-dışında yaşayan -Tüı:klerden aktardığimıt. bunca fıkraya, b1r- . · kaç

fıkra

da bi;lrri hlahalll

tipİerlmlzden alınan

öm~klerl eklemek lstlyoru~. On~ .

!ardaki

zeka

kıvraklığını

b~nlard~ _da

bulacağınızdan emiı1lm

..

İlk

ikisi,

Aıtunel'in

..

. doktora tezin dahi glnnemlş ol~n tiplere_ aittir. 1. Daldlkllnln (Elazığ) Osman Ağa

\

Su gibisi

yok

Osman

Ağa

'

nın mesleği

ye_menidUktlr. Bu·sebeple

dükk3J1ı

dolup dplup

taşar;

iakat

gelenler hep

çakmaklarına

g~

doldurmak için

uğraşmaktadır.

O,

(18)

Bunu önle.mek için bir

c;:ıre 'düşünür: İki şişe alır;

birine gaz; öbürüne su

· doldurur. Çielenler, yine eskisi _gibi teklifsizce ~işeyi alırlar, .ancak çakmaklanna

su doldururlar.

. .

D1:1rumu anlaya~lar bir daha Osman Ağa'nııi dükkAnına uğramazlar .. O

da, bu lüzumsuz mlsaflrlerden kurtulmuş olur ve sevincini belirtmek için der ki;

"Ağam su gibisi yok: aziz şey mübarek.' .. "

(Alptekin}

. .

2. Meksilalı {Trabzon) Cemal Ağa

Verdıın mi da lsteysun?

Cemal

Ağa

henüz

şoför

ehliyetini

almadığı

günlerde san otobüse

şoför

' •

.

tutmuştu.

·

Zaman zaman kendisi de·

aracı kullanıyo

·

rdu.

Bu günlerden birinde

Cemal Ağa'nın yolunu kesen trafik polisleri · ehliyetini göstermesini isterler.

Cemal Ağa gayet sakin bir şekilde şu cevabı verir:

"Babam.ehliyeti verdun mi de ist~ysun?"

.3. Söğütlü!µ {Sakarya) Dursun

Acelesi

ne? .

(Duman)·

O.ursun ~rene biner; kondoktör gelip de biletini lsteyll)ce ·gösterir~ Ancak

memur ona ceza yazm~ ister:

"Yarylış trene binmişsin; cezalı bilet alacaksın"

"Niçin?"

"Bµ tren· ekspres, seı:ıin biletin normal tren bileti ... "

Dursun aradaki farkı anlamaz ve sorar:

"Ekspres ne demektir?" "Hızlı· giden tren demektir."

Dursun omuzunu silkerek cevap verir:

"Bana ne? Kim ded[ ona

·

hızlı gİtsin

diye ... Gitmeyeydi. Benim acelem yok!~'

.

(Altun~I 545)

·

4. Konyalı Tayyib Ağa

(19)

Ellmde dilrbQnüm mil var?

.

. .

Tayyib Ağa'nıri zenginlerle bir .alıp veremeyeceği vardır. Hiç bir şey ya-pamasa onlara okkalı bir küfür savurur, öfkesini ·-ahrdı_. Yine 'böyle blr günde küfür eder~en yanında bulunan zengin tanıdığı:

"Küfür ettiğin zenginlerin arasında ben de.var mıyım?" der.

. .

.

Tayyib· Ağa istifini bozm.adan cevabını yapıştırı.r:

···Hay aslanım, elimde dü.rbµnüm mü var ki, otuz milyonun lçlnden seni

seçip ayırayım."

5. Çanakkaleli Hüseyin Ağa

Bizim eşekten ne faıkımı.ı var?

(Altunel, 405)

Hüseyin Ağa'nın işi çıkar, Gellbolu'ya gitmesi gerekir. Köyünden eşe­

ğiyle geldiği için onun.la vapura bi_nmek ister. Gişeye yanaşır. Onu eşeğiyle .

gören ·biletçi seslenir:

"Senin biletin.

ioo

lira, eşeğin ki ise 100 Ura ... " .

Parayı çok seven Hüseyin Ağa öfkeyle memwa seslenir:

"Biletçl; biletçi. bizim eşekten farkımız var !Tiır

(Altunel, 130}

. .

Buraya kadar örnekleriyle vermeye çalıştığımız. fıkra dünyamızdaki

pa-. .

.· ralelliklerl. bazı sonuçlara bağl"'yarak ·tamamlayabiliriz. fıkralar, farklı

top-·'. ' ' '

luluklarda benzerlerini bulabileceğimiz küçük anl~tmalardır. Bunlann; tabii ya.:.

yılma teorilerine bağlı kalarak dünyanın bir ucundan öbür ucuna yayılmasını

yadırgamamak

gereki~. ·. Ö~llikle günümzde

haberleşme vasıtalarının

çe-. . . .

şitlenmesl, bir fıkrayı aynı anda pek · çok ülkede bilinir ve · anlatılır hale

ge-·. tirmektedlr . .

Türk dünyası fıkra tiplerinin benzer . fıkralarını da · bu açıdan de-ğerlendirmek gereklr; ancak burada, yayılmayı kolaylaştıracak unsurlar daha

. fazladır: Bunlar arasında dil.btrtıği, kültür birliği, din birliği gibi hususlann·ônem-: 1i bir rolü vardır.

(20)

. . . .

: Bu konuşmanın·amaç]arından biri ·de slzl~re TOrk dünyası~11n fikra kapısını . · açmak ve onun· ötesinde oturan tiplerini

tanıtmakt

ı~

Pek

çok

tipi v~

onİann fık-

.

I • - . ' • . • ' . ' , ..

ralannı hl:1Z\Jrla~nlZ411 getirirken. sizlerin· de bu küçük anlatmalara :gere_ken önemi .

_ven:nenizi ve bizlere yeni yeni tipleri kazndırmaiıızı bekliyoruz. _

,

Teşrfftnlz

ve sabnnızdan dolayı teşekkür ediyor, saygılanmı sunuyoru~ .

.

.

(21)

KAYNAKLAR

~.

Konuşı:namıztı1 hazt~anmasında fay~alandığımıı.

kl~p, makale ·ve bildirilerden başka henüz basılı olmay~n b~ bildirilerle. bazı derlerrielerlmlil 'tçlne a~an ·

us-teyl daha

·

da

genişletmek

mUmkUndO~. ileride. yeni

yenı

·

:

eser

adlarını~

ek:..

leneceştne-lnanıyoruz.

Tahir ALANGU,

·~rıin

Tü~klerlnin . .

Hoca,sı Özenbaşlı

. Ahmet . Akay",·

Tilık

· ·

ouı,

2

. (13), Ekim 1952, 23-29.

Ali Berat ALPTEKiN, "Ha~utlu

~ıkra Tıpi:

· Daidlkll'nln Osman

Ağ~";

il ..

Mil-~

· ..

letlerarası Türk

Halk

Edebiyatı

·ve· Folkloru Kongresi /J9-21 ·Ekirn l992'de

. . . .

· Konya'da . sunulan bildiri· (basımda}. . . · .

. lbrahim .ALTilNEL;

Aıiadoiu

. . . Mah,alli

fıkra

. .

"

Tlplerl

Ü~erlne Bir

Araştırma.

. . <in-. . .

celeme~Metlnler}, Konya 199<>: XXVlll+664+V s. (Basilmarmş dQktora,

. .' ' . .. . . . .

tezi). . · . · · . : ·

. .

·

..

N. ATDAEV

-Ş.

_

HALMUHAMMEDOV,

E.şldeı:.Bol$Aii (fOıkmen Şo,ta Sözleri)

. . . . . · ..

. ·. ·

.

:

Aşgab~t

1974,

148

s •.

Yusuf .AZMUN, . '.'Türkmen ·Halk

Edebiyatı Hakkında",

.

R~şlt

· Rah~~ Arat için,.

. . . ,. . .

Ankara 1966, 32-83. ·

· Gh.

t

CONSTANTIN, "Akhmet Akhaj, Der Doppelg~nger d_es Odschas Nas-·

reddin bei, den Kınm-Tat~ren", Turclca, 1971, 80-99.

Pertev . .

Naili BORATAV,

.

-

Az

Gittik

Uz .

Gittik,

Ankara 1969, 432. . .

Pert~v_ Naili BORATAV, 100 Soruda Tü~-Halk

lde~lyatı, İst.i~bul'

1.982, 4 . . . . . , Baskı· (1.'. b. 1969); 237

s.

. ' . ,,. .

İbrahim DAKUKI. Irak TOrkinenlerl, (dış kapakta aynca, Dllled, Tarihleri ve

. Edebiyattan); Ankara 197,0, .189 s.

Mustafa

DUMAN,

"Maçkalİ

.

Fık(a

Tipi Cemal

Ağa'

',

ıı: Milletlerarası

Türk

Halk

Edebiyatı

ye. Folkloru Kongresi / f 9-21 ~kim

1992

Konya'd~ sunulan

~11

-diri (basımc:fa).

Metin ERGUN, "Aynm

Tağ

·

ı Fıkralan (Aynın Tağı

Bezemeleri)\

ıv. Uluslaru.ası

.. ··.

·

1oık

H~k

Edeblyatİ

ve

Y~iıs

lmre.Semlnerl

I

t t-13

ıiıayıs

_1989, ts-·

' . . . \ ' . ·'.

·

:.

:

ldş_ehlr, Esklşeh_lr .

1991',

. 135-139 . ..

-. Nimetullah HAFIZ, Bulgartstan Türk H41k Edebiyat• ,Metlnlerl il, Ankara 1990,

(22)

Ş.HALMUHAMMEDOV

,

Türkni:~n

Halk

.

Yumonnın

ve

Satlrasınıng

Canr Öz

-. . . .

• • <

boluşlılıjı, Aşgabat 1977, 116 s. ·

G.

i

.

KARPOV,

·

o~rkİ

po istorli

TOrkmenlİ

I Tilrkmenskogo Naroda,

Aşkabad

·

1940

.

~. Köseyef

KE.KİLOF,

· Yomakla_r Hem

~jlşQıeler

;

·

Aşga~at

1994,.

Çlmpoeş

LÜBOV,

"

~g~uz

Halk

Fıkraları

v~ Nükteleri"' il ..

Mllletl~rarası

Türk

· Halk'Edeblyatı ve·folklonı Kongresi/ 19-2~· Ekim 1992'de Konya'da su -nulan bildiri (basımda) .

. H.

Ş

.

MAHMUTOV-Al SADIYKOVA

,

Tatar

Halk

.

icatı-M~zekler,

K~n 1979. Zeynt';!labidln MAKAS, "Azerbaycan'ın Nasrettin Hocası: Karagan U~ub", 1_-s.·

' ' . . . .

Tem.muz 1993 ~rihlerl arasında Ankara'da toplanan İpek Yolu Ulus -lararası Halk. Edebiyatı Kongresi'nde sunulmuş~r.

Kabul

İVlAK~ETOV

-

Nasreddln 'KAMALOV- K~lbay .MAMBETNAZAROV,

Ka,..

. rakalpak Halk Legendalan ham ·Anakdotlan, . Nökls-Samarka~t 19.62,

·,

1963.: ·

. . .

K~Jbay · M~BETNAZAROV, Karakalpak Avızek_l Halik Dilretpel"'rl, Nökls . 1990, 216

s

.

•. . ·~ l .

Isa

ÖZKAN,-

"

İkJ

Uygur

Fıkr~

·

Tipl:

.-

Molla

Zeydin

ve

Seley Çakkan",.MIIHfolklor, . 6,

·

Kış

-

t

992, · is-20_. . · · ·

Saim· SAKAOGLU, TOık Fıkralan ve Nureddin-Hoca, Konya

199i

,

170.s.

. .

Kı~ırell SATIAROV, KOldilrgl Eiiglmeler,_AJmatı 1987, 320 s.

: \

Mehmet

TUGRUL,

Ma~ıitpzl

köyünde· Hal.k

Edebiyatı

(Menkabe~

Hİkiye,

_

·

.

M,asal,

Fıkra), İstanbul 1969; Xll+372 s.

Türkmen H~

D6r~dİctllğl

Boyun~

Oçeık

,

Aşgabat

1967, 272 s.

Til•enlstan SSRinliİ .Tarihi, 1. cilt, 1, kltap .. -Aşgabat 1959~

. . .

.Salt

UGUR, lçel FoUdoru,

Ankara 1947, 291 .s.' ·

.

-. Uygur folkloıtnln Antol~glyası~ · Almatı 1988 . .

Dursun_ YILDIRIM, Tü~ Edebiyatında Bektaşı Tipine Bağlı Fıkralar

(inceleme-Metin), Ankara 1976, XX+247 s. - ,

. . .

Ziya GÖKALP, Tü~çOliljOn Esaslan, İs~nbu~ 1958.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Tarihi maliyet yöntemi ile değerleme yapıldığında, tarımsal faaliyetler sonucu elde edilen ürünlerin değerleri piyasa yaklaşımına göre %39, gelir

Sonuç olarak, anti roman, geleneksel romanı oluşturan olay, olayın anlatım tekniği , kahramanları romanın kurgusal dünyasında sorunsal hale getirmiştir. Gerçeğin

Dördüncü bölüm olan “Kulağına Göre Düzeltme” kısmında ise yazar akademik metindeki düzeltmelerden bahseder.. Düzeltme için belirli kural- ların

Geçmişten Geleceğe Yaşayan Kültür Mirasımız (Türkiye Somut Olmayan Kül- türel Miras Ulusal Envanteri) kitabında, “Sözlü Gelenekler ve Anlatımlar” başlı- ğı

SINIF: 5 ÜNİTE: YAŞAMIMIZIN VAZGEÇİLMEZİ: ELEKTRİK BÖLÜM: DEVRE ELEMANLARININ SEMBOLLERLE GÖSTERİMİ VE DEVRE ŞEMALARI www.FenEhli.com. Devre şemalarına

Yüzerken suyun içerisine tamamen daldığımızda dışarıdaki sesleri uğultu olarak ta olsa duymamız, suda yaşayan canlıların birbirleri ile iletişim kurabilmeleri, su

Bu çalışmada sürekli gemilerde doğrudan tahrik makinesi olarak kullanılan sürekli mıknatıslı senkron motorun (SMSM) ikinci dereceden kayan kiple kontrolü ve

iki dilli olarak yayımlanmıştır. Makalemizde ilk olarak Şinasi’nin aldığı Fransızca eğitimine ve Fransız edebiyatıyla ilişkisine değindikten sonra Tercüme-i