• Sonuç bulunamadı

THE COMPLICATION AND COMORBID MEDICAL DISEASES OF GERIATRIC STROKE PATIENTS

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "THE COMPLICATION AND COMORBID MEDICAL DISEASES OF GERIATRIC STROKE PATIENTS"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Asuman DO⁄AN

Ankara Fizik Tedavi Rehabilitasyon E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi, 5. FTR Klini¤i ANKARA

Tlf: 0505 391 31 31 e-posta: asudogn@yahoo.ca Gelifl Tarihi: 15/10/2008 (Received) Kabul Tarihi: 13/11/2008 (Accepted) ‹letiflim (Correspondance) Asuman DO⁄AN Burcu KÖSE DÖNMEZ Güldal NAK‹PO⁄LU Nefle ÖZG‹RG‹N

THE COMPLICATION AND COMORBID MEDICAL

DISEASES OF GERIATRIC STROKE PATIENTS

GER‹ATR‹K ‹NMEL‹ HASTALARIMIZDA EfiL‹K

EDEN S‹STEM‹K HASTALIKLAR VE

KOMPL‹KASYONLAR

ÖZ

Girifl: Bu çal›flmadaki amaç, rehabilitasyon program›na al›nan geriatrik inmeli

hastalar›m›zda-ki kronik sistemik hastal›klar›, efllik eden komplikasyonlar› ve s›kl›klar›n› araflt›rmakt›.

Yöntem ve Gereç: Çal›flmaya rehabilitasyon program›na al›nan toplam 151 geriatrik hasta

dahil edildi. Yafllar›, cinsiyetleri, ö¤renim durumlar›, medeni hal ve sosyal güvenceleri, inme etyo-lojileri, inme taraf›, hastalar›n sistemik hastal›klar› kaydedildi.

Bulgular: Çal›flmaya dahil edilen 151 geriatrik hastan›n %49.1’i kad›n, %50.9’u erkek ve

or-talama yafl 72.18 ± 4.6 idi. Etyolojileri gözden geçirildi¤inde; 118 (%78.2) hastada neden trom-boembolik ve 33 (%21.8) hastada neden hemorajikti. 125 (%82.7) geriatrik hasta bir veya daha fazla sistemik hastal›¤a sahipti. Geriatrik hastalar›n %73.5'inde HT, %27.1'inde aterosklerotik kalp hastal›¤›, %17.8'sinde DM, %9.2'sinde kronik obstriktif akci¤er hastal›¤› mevcuttu. Hastalarda gö-rülen komplikasyonlar›n da¤›l›m›; %49.0'›nda omuz a¤r›s› ve %36.0'›nda omuz subluksasyonu, %29,8'inde konuflma bozuklu¤u, %27.1'inde üriner disfonksiyon, %18.5'inde kompleks bölgesel a¤r› sendromu, %16.5'inde barsak disfonksiyonu, %10.5'inde derin ven tormbozu, %4,6's›nda disfaji ve %1.9'unda bas›nç ülseri, %5.9'unda depresyon bulgular› vard›.

Sonuç: Geriatrik hastalarda serebrovasküler olay mortalite ve morbiditenin en önemli

neden-lerinden birisidir. Geriatrik hastalarda sistemik hastal›klar›n s›kl›¤› ve inmeye ba¤l› komplikasyonla-r›n fazla olmas›, rehabilitasyon program›n› önemli ölçüde olumsuz olarak etkilemektedir.

Anahtar Sözcükler: Geriatri, ‹nme, Sistemik hastal›klar, Komplikasyonlar

ABSTRACT

Introduction: The purpose of this study was to investigate the chronic systemic and

comor-bid medical diseases on geriatric stroke patients admitted to our clinic.

Material and Method: Totally 151 geriatric stroke patients were included in the study. In

this study, the ages, genders, stroke etiologies, complication and the systemic diseases of the pa-tients were recorded.

Results: The mean age of 151 (49.1% female, 50.9% male) geriatric patients was 72.18 ±

4.6 years 125 (82.7%) of geriatric patients had one and more systemic disease. It was found that comorbid disease was hypertension in 73.5%, atherosclerotic heart disease in 27.1%, diabetes mellitus in 17.8%, chronic obstructive pulmonary disease in 9.2%. 49.0% had shoulder pain and,36% shoulder subluksasyon , 29.8% had speech disorder, 27.1% had urinary dysfunction, 16.5% had complex regional pain syndrome, 16.5% had bowel dysfunction, 10.5% had deep ve-in thrombosis, 4.6% had dysphagia, 1.9% had pressure ulcer and 5.9% had depression symptom.

Conclusion: Cerebrovascular accident in geriatric patients is one of the most important

cau-ses of morbidity and mortality. The rehabilitation program of geriatric stroke patients are offen affected negatively by the complications and comorbid medical conditions.

Key Words: Geriatrics, Hemiplegia, Systemic disease, Complications.

(2)

G‹R‹fi

S

erebrovasküler olay (SVO), en s›k görülen ciddi nörolojikhastal›k olarak kabul edilmektedir. Kalp hastal›klar› ve kanserden sonra ölüm nedeni olarak üçüncü s›rada olup mor-bidite aç›s›ndan da 1. s›rada yer almaktad›r (1).

Yaflla birlikte hastal›k insidans› da ayn› oranda art›fl gös-termektedir (2). Y›ll›k inme insidans› 55-64 yafl›nda 1.3-3.6/1.000, 65-74 yafl›nda 4.9-8.9/1.000, 75 yafl ve üzerinde 13.5-17.9 /1.000’dir. 44 yafl›ndan önce görülen inme, tüm in-melerin ancak %3-5’ini oluflturmaktad›r. Kad›nlarda 55-64 yafllar› aras›nda inme insidans›, erkeklerden 2-3 kat daha az-d›r. 85 yafl›na do¤ru bu fark azalmaktad›r (3).

‹nme etyolojisi ile ilgili çeflitli nedenler ileri sürülmekte-dir (4). Yafl ve yafl ile birlikte art›fl gösteren etmenler birbiri ile iliflkilidir. ‹skemik kalp hastal›klar›, hipertansiyon, diabet ve kognitif bozukluklar fonksiyonel durum üzerine olumsuz etki gösterirler (5). Bu nedenle geriatrik hastalarda risk fak-törlerinin ve risk faktörlerinden korunman›n bilinmesi çok önemlidir (1).

SVO’ya ba¤l› inme, hastalar, aileleri ve sa¤l›k kurumlar› için emosyonel ve sosyoekonomik sorunlara yol açan, uzun dö-nem sakatl›¤›n ödö-nemli bir nedenidir (6). ‹nme rehabilitasyon üniteleri bu anlamda çok büyük önem teflkil etmektedir (5). Özellikle yafll› hastalarda efllik eden sistemik faktörler, inme sonras› geliflebilecek komplikasyonlar, hastalar›n motivasyon eksikli¤i rehabilitasyon sürecini olumsuz etkileyebilmektedir (7). Bu nedenle yafll›l›¤›n fizyolojik süreci ile birlikte oluflabi-lecek komplikasyonlar› önlemek veya en aza indirmek, reha-bilitasyonun prognozu aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r.

Bu çal›flmada Haziran 2003 ve Kas›m 2005 tarihleri aras›nda klini¤e yatarak rehabilitasyon program›na ald›¤›m›z geriatrik inmeli hastalar›m›zda, efllik eden sistemik hastal›k-lar›n ve komplikasyonhastal›k-lar›n s›kl›¤› araflt›r›lmal›d›r.

GEREÇ VE YÖNTEM

Ç

al›flmaya Haziran 2003 ve Kas›m 2005 tarihleri aras›ndahastanemizde yatarak fizik tedavi ve rehabilitasyon prog-ram›na al›nan, SVO’ya ba¤l› inme geçiren toplam 151 geriat-rik hasta dahil edildi. Yafllar›, cinsiyetleri, e¤itim düzeyleri, hemipleji etyolojileri, hemiplejik taraflar›, yat›fl süreleri ve hastalar›n sistemik hastal›klar› kaydedildi.

Hastalar›n SVO’ya ba¤l› olarak geliflen üriner disfonksi-yon, barsak disfonksiyonu, omuz a¤r›s› ve subluksasyonu, kompleks bölgesel a¤r› sendromu, konuflma bozuklu¤u,

yut-ma güçlü¤ü, derin ven trombozu, pulmoner emboli, dekübit ülseri ve depresyon olmak üzere hemipleji komplikasyonlar› de¤erlendirildi.

Çal›flma tan›mlay›c› tipte kesitsel bir çal›flmad›r ve sonuç-lar ‘Statistical Package Social Sciences (SSPS) for Windows paket program› ile istatiksel olarak de¤erlendirilmifltir.

BULGULAR

G

eriatrik hastalar›n sosyodemografik karakteristikleri Tab-lo 1 de verilmifltir. Çal›flmaya dahil edilen 151 geriatrik hastan›n %49.1’i kad›n, %50.9’u erkek, ortalama yafl› 72.18 ± 4.6 idi. Etyolojiler gözden geçirildi¤inde 118 (%78.1 ) has-tada neden tromboembolik ve 33 (%21.8) hashas-tada ise neden hemorajikti. 77 hasta (%50.9) sa¤ hemipleji, 74 hasta (%49) sol hemipleji idi. Geriatrik hastalara efllik eden sistemik has-tal›klar Tablo 2’de verilmifltir. 125 (%82.7) geriatrik hasta bir veya daha fazla sistemik hastal›¤a sahipti. Efllik eden sis-temik hastal›klar›n %73.5’i HT, %27.1’i aterosklerotik kalp hastal›¤›, %17.8’si DM, %9.2’si kronik akci¤er hastal›¤› idi. %22.4 oran›nda ise hastalar›m›zda di¤er grubuna dahil eti¤i-miz hiperlipidemi, malignite, parkinson, demans, tiroid fonksiyon bozukluklar› ve osteomalazi gibi hastal›klar› tesbit edildi.

Hastalar›m›zda inme sonras› komplikasyonlar›n da¤›l›m› ise Tablo 3’de verilmifltir. %49.0’›nda omuz a¤r›s› ve subluk-sasyonu, %29.8’›nda konuflma bozuklu¤u, %27.1’inde üriner disfonksiyon, %18.5’inde kompleks bölgesel a¤r› sendromu, %16.5’inde barsak disfonksiyonu, %10.5’inde DVT,

Tablo 1— Hastalar›n sosyodemografik karakteristikleri

Özellik (n=151) n % Cinsiyet Erkek 77 50.9 Kad›n 74 49.1 Ö¤renim Durumu Okuma-yazma yok 72 47.6 Okur yazar 25 16.5 ‹lkokul mezunu 49 32.4 Ortaokul mezunu 5 3.3 Medeni Durum Evli 115 76.2 Evli de¤il 36 23.8 Yafl Ortalama±ss 72.18 ± 4.6

(3)

%4.6’s›nda disfaji ve %1.9’unda bas›nç ülseri, %5.9’unda depresyon bulgular› vard›. Hastalarda izlemleri s›ras›nda pul-moner tromboemboliye rastlanmad›.

TARTIfiMA

nme, daha çok orta ve geriatrik yafl grubunun hastal›¤› ola-rak kabul edilmektedir. Ancak genç eriflkinlerde de görüle-bilmektedir. Genç eriflkin inmeli hastalar ile geriatrik inmeli hastalarda hastal›¤›n etyolojisi ve prognozu bir tak›m fakl›l›k-lar göstermektedir. Genç eriflkinlerde inmede yafl s›n›r› 45 yafl ve alt› olarak kabul edilir. ‹nmenin %72.0’› 65 yafl üzerinde görülür, 15-45 yafllar› aras›nda %3-5 s›kl›¤›nda, çocukluk ça-¤›nda ise nadirdir.

Genç iskemik inmeli hastalarda, yafll› hastalara göre daha çeflitli ve daha çok say›da etyolojik faktörler mevcut iken, ge-riatrik inmeli hastalarda etyolojide rol oynayan de¤ifltirileme-yen risk faktörleri: yafl, cinsiyet, ›rk, aile öyküsü iken; de¤ifl-tirilebilen kesinleflmifl risk faktörleri: hipertansiyon (HT), di-abetes mellitus (DM), hiperinsülinemi ve glukoz intolerans›, kalp hastal›klar›, hiperlipidemi, sigara, asemptomatik karotis stenozu ve orak hücreli anemiden oluflmaktad›r..

‹nmede etyoloji iskemik ve hemorajik bafll›klar› alt›nda toplanmaktad›r. Bu tiplerin insidans ve prognozlar› farkl›l›k göstermektedir. Zhang ve arkadafllar› yapt›klar› çal›flmada, is-kemik inme s›kl›¤›n› %62.4 olarak bildirilmifltir (8). Hasta-nemizde yap›lan tüm yafl gruplar›n›n dahil edildi¤i, bir çal›fl-mada hastalar›n inme etyolojisi %70.0’›nda iskemik; %23.0’›nda hemorajik olarak saptanm›flt›r (2). Bu çal›flmada, benzer olarak inmeli hastalar›n 118’inde (%78.1) tromboem-bolik, 33’ünde (%21.8) hemorajik SVO belirlenerek, iskemik etyoloji daha fazla bulunmufltur.

Hipertansiyon, genç popülasyonda oldu¤u gibi geriatrik has-talarda da kalp yetmezli¤i (KY), koroner arter hastal›¤› (KAH) gelifliminde en önemli risk faktörüdür. Yap›lan birçok çal›flmada hipertansiyonun en önemli risk faktörü oldu¤u or-taya konulmufltur (1). Framingham ve ark yapt›¤› çal›flmada; HT’nun, 65 yafl ve üzeri hastalarda, 65 yafl alt› hastalara k›yas-la KY, KAH riskini çok daha fazk›yas-la art›rd›¤› bildirilmifltir (9). Feigin ve ark yapt›¤› çal›flmada ise iskemik inmeli hastalar aras›ndaki en s›k gözlenen risk faktörü olarak arteryel HT s›k-l›¤› %84.8 olarak verilmifltir (4). Di¤er bir çal›flmada da HT’nun en önemli de¤ifltirilebilir risk faktörü oldu¤u vurgu-lanm›flt›r (10). Geriatrik inmeli hastalar aras›nda yap›lm›fl olan çal›flmada HT varl›¤› %73.5 ile en fazla efllik eden siste-mik hastal›k olarak belirlenmifltir.

‹nmede di¤er risk faktörü aterosklerotik kalp hastal›klar›-d›r. Genellikle hipertansiyonla birliktelik göstermektedir (11). Serebral infarktlar›n yaklafl›k %30.0’›n›n kardiyak ne-denli olabilece¤i düflünülmektedir. ‹skemik nene-denli inme ol-gular› ve koroner kalp hastal›¤›, benzer risk faktörlerine ve patogenetik özelliklere sahiptir. Koroner kalp hastal›¤› olan hastalarda inme geliflme riski artm›flt›r (12). Framingham ça-l›flmas›nda kalsifiye aortik plak bulunmas›n›n her dekatta yaklafl›k olarak iki kat artt›¤›, 35 ve 70 yafl›ndaki iki hasta to-rasik aortada plak bulunmas› aç›s›ndan karfl›laflt›r›ld›¤›nda, 70 yafl›nda plak bulunma olas›l›¤›n›n yedi kat artt›¤› vurgu-lanmaktad›r (13). Genç hastalarda ise yap›lan bir çal›flmada kardiyak inmelerin oran› %23.0-36.0 olarak bildirilmifltir (14). Yafll›larda genel olarak kardiyoembolik ve büyük arter hastal›¤› infarktlar› ön s›ralarda yer al›rken, gençlerde di¤er nedenler ilk s›ray› oluflturmaktad›r. Bizim çal›flmam›zda ate-rosklerotik kardiyovasküler hastal›k oran› %27.1 s›kl›kla ikinci en s›k risk faktörü olarak saptand›.

Tablo 2— Hastalardaki komorbid hastal›k da¤›l›m› Hastal›k %

Hipertansiyon 73,5

Aterosklerotik Kalp Hastal›¤› 27,1

Diabetes Mellitus 17,8

Kr. Obstruktif AC Hastal›¤› 9,2

Hiperlipidemi 5.3

Demans 4.6

Tiroid fonksiyon bozukluklar› 3.3

Malignite 3.3

Parkinson 3.3

Osteomalazi 2.6

Tablo 3— Hastalardaki inme sonras› komplikasyonlar›n da¤›l›m› Komplikasyon %

Omuz A¤r›s› ve Omuz Subluksasyonu 49, 36

Lisan Bozuklu¤u 29.8

Uriner Disfonksiyon 27.1

Kompleks Bölgesel A¤r› Sendromu 18.5

Barsak Disfonksiyon 16.5

Derin Ven Trombozu 10.5

Disfaji 4.6

Depresyon 5.9

(4)

‹nmeli hastalarda birlikte bulunan ve önemli bir risk fak-törü olarak görülen di¤er bir sistemik hastal›k ise diabet ve glikoz intolerans›d›r. Diabet, sistemik serebral damarlar üze-rinde olumsuz etkilere sahip metabolik bir hastal›kt›r. DM’un dünyadaki insidans› ve prevalans› yaflla birlikte art›fl göster-mektedir. Bu nedenle 65 yafl ve üzeri yafl grubunda önemi da-ha çok artm›flt›r. Yafll›da kesin tan› alm›fl DM oran› %7-10 dur (15). ‹skemik inme insidans› ve fliddeti de diabetle birlik-te art›fl gösbirlik-termekbirlik-tedir. Akut inmeli hastalar›n 1/3’ünden faz-las›nda hiperglisemi mevcuttur (16). Di¤er bir çal›flmada da iskemik inmeli olgular›n %37 -42’si tek bafl›na diabete ya da diabetle hipertansiyonun kombinasyonuna sahiptir denilmek-tedir (17). Bizim çal›flmam›zda DM %17.8 oran›nda saptan-m›flt›r.

Kronik obstriktif akci¤er hastal›klar› (KOAH), ilerleyici hava ak›m› obstrüksiyonu ile karakterize, tüm dünyada mor-talite ve morbiditeye yol açan önemli bir hastal›kt›r (18). Dünyada 600 milyon KOAH’l› hasta oldu¤u ve her y›l 2.5 milyon hastan›n bu sebeple öldü¤ü bilinmektedir. Ülkemiz-de 2.5-3 milyon KOAH’l› vaka oldu¤u tahmin edilmektedir (19). KOAH atriyal fibrilasyona yol açarak inme etyolojisin-de rol oynayabilir. Ayr›ca KOAH inmeli hastalarda akci¤er kapasitesini azaltt›¤›ndan, rehabilitasyon sürecini olumsuz et-kileyebilmektedir. Bizim çal›flmam›zda inmeli hastalarda KOAH oran› %9.2 olarak bulunmufltur.

Hastalar›m›z hiperlipidemi yüzdesi 5.3 idi. Literatürde gençlerde %10.0 olarak belirtilmiflken bizde bu oran›n daha küçük olmas› inme sonras› hastalar›n ilaç kullan›yor olmas› ve ilaçla düzeyin düflürülmüfl olmas›ndan kaynaklanabilece¤ini düflündürmektedir. %5.0 ve alt›nda saptanan di¤er hastal›k-lar da tabloda belirtildi. Ancak bu hastal›khastal›k-lar›n SVO etyolo-jisi ile direkt iliflkisi gösterilmedi¤i için tart›fl›lmad›.

‹nmeli hastalarda poststrok çeflitli komplikasyonlar görü-lebilmekte ve bu komplikasyonlar rehabilitasyon sürecini olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle inmeli hastalarda rehabilitasyonun hedeflerinden biri de komplikasyonlar›n ge-lifliminin önlenmesi olmal›d›r. Genç inmeli hastalarda siste-mik fonksiyonlar›n›n daha iyi olmas›, beyin atrofilerinin daha az ve plastisitelerinin daha fazla olmas› nedeniyle iyileflme po-tansiyelleri geriatrik inmeli hastalara göre daha yüksek oldu-¤u gibi, inme sonras› komplikasyonlar›n s›kl›¤›, da¤›l›m› ve tedavi yaklafl›mlar› da farkl›d›r.

‹nmeli hastalarda omuz komplikasyonlar› s›k görülmekte-dir. Bunlar›n bafl›nda omuz subluksasyonu ve omuz a¤r›s› gel-mektedir. Omuz subluksasyon inme sonras› ortaya ç›kan, tüm

plan ve yönlerde skapula ve humerus aras›ndaki iliflkinin total veya k›smi de¤iflimi olarak tan›mlanmaktad›r (20). ‹nme son-ras› omuz subluksasyonu s›k bir komplikasyon olup, %17-81 aras›nda, omuz a¤r›s› ise %16.0-%85.0 aras›nda bildirilmifltir (21). Yap›lan bir çal›flmada da genç eriflkin inmeli hastalarda omuz komplikasyonlar›n›n en s›k görülen komplikasyonlardan biri oldu¤u bildirilmifltir (22). Bizim çal›flmam›zda da omuz komplikasyonlar› genç yafl grubu ile benzer olarak %49.0 s›kl›¤›nda en fazla tespit edilen komplikasyon olmufltur.

‹nme sonras› ortaya ç›kan en yayg›n komplikasyonlardan biri de lisan bozuklu¤udur. %33.0-52.0 aras›nda de¤iflen pre-valansa sahiptir (23). Yap›lan araflt›rmalarda inme sonras› has-talar›n yaklafl›k üçte birinde lisan fonksiyonlar›nda bozulma oldu¤u vurgulanm›flt›r. %20.0’›ndan fazlas›nda konuflma bo-zuklu¤u ve %10.0-18.0’›nda kal›c› iletiflim hasar› geliflti¤i bildirilmektedir (24,25). ‹letiflim kuramama hastalarda sosyal izolasyona, sonras›nda depresyona yol açmaktad›r. Hastalar›-m›zda lisan bozukluklar›n› %29.8 s›kl›¤› ile ikinci en s›k komplikasyon olarak tespit ettik. Yafll› hastalar, sistemik has-tal›klar ve sosyal nedenlerle bir flekilde toplumdan izole ol-maktad›rlar. ‹nme sonras› geliflen lisan ve iletiflim bozukluk-lar› mevcut iletiflim problemlerinin ve sosyal izolasyonun art-mas›na neden olacakt›r.

Üriner disfonksiyon insidans› inmeli hastalarda akut dö-nemde daha yüksektir, ancak daha sonra insidans› düflmekte-dir. ‹nmeden k›sa süre sonra inkontinans s›kl›¤› %44.0-83.0 aras›ndad›r. Zaman içinde hastalar›n %70-80’i kontinensleri-ni yekontinensleri-niden kazan›r (26). ‹nme sonras› görülen en s›k üriner traktus disfonksiyonu detrüsör hiperrefleksisi teriminin yeri-ni alan nörojeyeri-nik detrüsör overaktivitesidir (27). Yafll› hasta-larda pelvik taban kaslar›n›n relaksasyonu, üretropelvik liga-manlar›n zay›flamas› ve kontinanstaki kompensatuar meka-nizmalar›n zay›fl›¤›, üriner inkontinans s›kl›¤›n› art›rd›¤›n-dan, inme sonras› s›kl›¤› da oldukça fazlad›r. Çal›flmam›zda geriatrik hastalarda %27.1 s›kl›¤› ile üçüncü s›kl›kta görülen komplikasyon olarak belirlenmifltir.

Etkilenmifl kolun arteryel, venöz ve lenfatik pompalar› ye-terli ak›m› sa¤lamak için harekete ihtiyaç duyar. Bu pompa-lardan herhangi birinin yetersizli¤i kompleks bölgesel a¤r› sendromu (KBAS) geliflimine yol açar. ‹nmeli hastalarda omuzun immobilizasyonu bunu kolaylaflt›r›r (28). Tüm in-melerin %23.0’›nda, (29). genç inmeli hastalar›n %12.6’s›n-da KBAS bulgular› oldu¤u belirtilmifltir (22). Bizim çal›flma-m›zda kompleks bölgesel a¤r› sendromu (%18.5), genç inme-li hastalardan daha fazla saptanm›flt›r.

(5)

Barsak disfonksiyonu da karfl›lafl›labilen bir di¤er kompli-kasyondur. ‹nmeli hastalarda fekal inkontinans da görülebil-mekte ve ortalama iki haftada hala düzelmemiflse kötü prog-noz ile iliflkili oldu¤u belirtilmektedir. Yine bu hastalarda konstipasyon s›k bir problemdir. ‹mmobilite, inaktivite, ye-tersiz beslenme, depresyon, nörojenik durum, kognitif bozuk-luklar, transfer yetene¤i olmamas› gibi nedenlerle iliflkili ola-bilece¤i belirtilmifltir (30, 31). Kronik konstipasyon yafll›da s›k görülen sorundur. Ayr›ca yafla ba¤l› olarak istirahat ve maksimal sfinkterik bas›nçlarda azalma olur, rektum kompli-ans› azal›r. Bunlar›n sonucunda yafll›da inkontinans geliflir. Bu hastalarda ayn› zamanda anorektal duyunun azalmas›na ba¤l› olarak fekal impaction da geliflebilmektedir. SVO mev-cut barsak disfonksiyonlar›nda daha fazla bozulmaya neden olmaktad›r. Bizim hastalar›m›zda yüksek oranda barsak dis-fonksiyonu saptand›.

Hastan›n uzun süreli immobilizasyonu tromboembolizm geliflme riskini art›r›r. Yafl›n ilerlemesi ile birlikte bald›r ve bacak venlerinde geniflleme bu risk art›fl›n›n nedenidir. Derin ven trombozu (DVT) rehabilitasyon program›n›n gecikmesi-ne gecikmesi-neden olur ve hastalarda pulmogecikmesi-ner emboli riski artar. DVT hastalar›n %30.0’›nda geliflir, ço¤unlukla tutulan taraftad›r, ço¤unlukla alt ekstremitede görülür. Bizim çal›flmam›zda hastalar›m›z yafll› olmas›na ra¤men DVT oran› literatürden daha az oranda %10.5 olarak belirlenmifltir. Bunun nedeni nöroloji kliniklerinde proflaksinin bafllanmas›, subklinik sey-reden DVT’nin gözden kaçmas› ve rutin olarak her hastadan doppler USG’nin istenmemesi olabilir.

Disfaji, inme sonras› s›k karfl›lafl›lan bir komplikasyondur. S›kl›¤› %29.0-81.0 aras›nda de¤iflmektedir (32). Serebral ve beyin sap› lezyonlar›n›n yutma fizyolojisini bozmas› sonucu oluflur. Disfaji aspirasyon ve pnömoni riski nedeniyle morta-lite ve morbidite oranlar›n› artt›rmaktad›r. Hastalarda mal-nütrisyona neden olabilmektedir. Tan›s› uzman kifliler tara-f›ndan videofloroskopi veya elektrofizyolojik yöntemlerle ko-nulmaktad›r. Bizim çal›flmam›zda literatürden düflük oranda disfaji tespit edildi. Bunun nedeni her hastadan ayr›nt›l› labo-ratuar inceleme yap›lmadan, sadece klinik gözlemlere dayal› tan› konuldu¤u için olabilir. Yafll› hastalarda ösefagus peris-taltizminin azalmas›, çi¤neme ve difl problemleri, salya mik-tar›n›n azalmas› nedeniyle disfaji görülmektedir. ‹nme ile mevcut problemler daha artacak, yafll› beslenmesini üzerine olumsuz etkisi nedeniyle rehabiltasyon program›n› olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle fonksiyonel durumun art›r›lmas›, komplikasyonlar›n önlenmesinde; özellikle geriatrik inmeli

hastalarda disfajinin erken tespiti ve etkili tedavi yöntemleri-nin uygulanmas› önemlidir.

Hastanedeki inmeli hastalar›n %9.0’›nda, bak›m evlerin-dekilerin %23.0’›nda bas› yaras› görülmektedir (23). Uzun süreli yatak istirahatine yol açarak rehabilitasyon sürecini olumsuz etkiler. Erken tan› ve tedavi bu anlamda önemlidir. Yafll› hastalarda inmobilite, diabet, periferik vasküler hasta-l›k, inkontinans, düflük vücut kitle indeksi, cilt alt› ya¤ doku-sunun azalmas›, bas› yaras› aç›s›ndan riski art›rmaktad›r (33). Genç inmeli hastalarda bas› yaras› bildirilmemifl olmas›na ra¤men, çal›flmam›zda geriatrik popülasyonda %1.9 s›kl›¤›n-da bas› yaras› tespit edildi.

Hastanemizde yap›lan bir çal›flmada geriatrik inmeli has-talar›n %52.6’s›nda depresif duygu durum belirti ve tutum-lar› tespit edilmifltir (34). ‹nmeli hastalarda geliflen kompli-kasyonlar, günlük yaflam aktivitelerinde ba¤›ml›l›k, sosyal izolasyon, negatif aile deste¤i bir süre sonra hastalarda depsif duygu durumuna yol açabilmektedir. Bu da hastalar›n re-habilitasyon sürecinde motivasyonunu olumsuz etkilemekte-dir. Ayr›ca geriatrik hastalarda ilerleyen yafl›n yol açt›¤› dep-resif duygu durumlar›n›n olabilece¤ini bildiren çal›flmalar mevcuttur. Yap›lan çal›flmada %5.9 hastada depresif duygu durumu bulgular›na rastland›.

Sonuç olarak inmeli hastalarda yafl de¤ifltirilemeyen kesin-leflmifl risk faktörüdür. Oysa inme ile birlikteliklerini tespit etti¤imiz HT, DM, aterosklerotik kalp hastal›¤› ve KOAH de¤ifltirilebilir ve kontrol edilebilir risk faktörleridir. Geriat-rik inmeli hastalarda, risk faktörü olarak kabul edilen siste-mik hastal›k birlikteli¤i bizim hastalar›m›zda %82.1 s›kl›-¤›nda mevcuttu. Yafll›larda inmenin yüksek mortalite ve mor-biditesi, ekonomik maliyeti ve aileye getirdi¤i yükler düflü-nüldü¤ünde; sistemik hastal›klar›n düzenli kontrolü, bu has-tal›k hakk›nda hastalar›n e¤itimi ve koruyucu hekimli¤in önemi burada birkez daha vurgulanmal›d›r. Ayr›ca geriatrik inmeli hastalarda komplikasyonlar›n daha s›k ve iyileflmeleri-nin daha zaman al›c› ve komplike olmas› konunun önemini birkez daha art›rmaktad›r.

KAYNAKLAR

1. Brandstater ME. Stroke rehabilitation. In: DeLisa JA, Gans BM, eds. Rehabilitation Medicine. Third Ed. Philadelphia: Lippincott- Raven Publishers, 1998. pp 1165–1189.

2. Do¤an A, Nakipo¤lu GF, Aslan DM, Kaya ZA, Özgirgin N. The rehabilitation results of hemiplegic patients. Turk J Med Sci 2004; 34: 385–389.

(6)

3. Kumral E, Balk›r K. ‹nme epidemiyolojisi. Balkan S, edidör-ler. Serebrovasküler Hastal›klar. Ankara; Günefl Kitabevi; 2002. pp 38-47.

4. Feigin VL, Wiebers DO, Nikitin YP, O’Fallon WM, Whis-nant JP. Risk factors for ischemic stroke in a Russian Commu-nity: A population-based case control study. Stroke 1998; 29: 34–39.

5. Bagg S, Pombo AP, Hopman W. Effect of age on functional outcomes after stroke rehabilitation. Stroke 2002; 33: 179–185.

6. Goldstein LB, Adams R, Alberts MJ, et al. Primary preventi-on of ischemic stroke: a guideline from the American Heart Association/American Stroke Association Stroke Council: Stro-ke. 2006; 37: 1583-633.

7. Tan J. Hemiplejik hastalarda görülen üst ekstremite kompli-kasyonlar›. In: Hemipleji ve rehabilitasyonu sempozyum kita-b›. GÜTF. 1999; 42-48

8. Zhang LF, Yang J, Hong Z et al. Proportion of different subt-ypes of stroke in China. Stroke 2003; 34: 2091–2096.

9. Kannel WB, Prospects for prevention of cardiovscular disease in the elderly. Prev Cardiol 1998; 1: 32-39

10. Pinto A, Tuttolomondo A, Di Raimondo D, Fernandez P, Li-cata G. Cerebrovascular risk factors and clinical classification of strokes. Semin Vasc Med 2004; 48: 287–303.

11. Vasan RS, Massaro JM, Wilson PW, Seshadri S, Wolf PA, Levy D, D’Agostino RB. Antecendent blood pressure and risk of cardiovascular disease: the Framingham Heart Study. Circu-lation 2002; 105: 48–53.

12. Tanne D, Shotan A, Goldbourt U, Haim M, Boyko V, Adler Y, Mandelzweig L, Behar S. Severity of Angina pectoris and risk of ischemic stroke. Stroke 2002; 33: 245–250.

13. Witteman JC, Kannel WB, Wolf PA, et al. Aortic calcified plaques and cardiovascular disease (The Framingham Study). Am J Cardiol 1990; 66: 1060-4.

14. Palazzuoli A, Ricci D, Lenzi C, Lenzi J, Palazzuoli V. Transe-sophageal echocardiography for identifying potential cardiac sources of embolism in patients with stroke. Neurol Sci 2000;21:195-202.

15. Bibero¤lu S, Yafll›da diabet, Galenos ayl›k t›p dergisi 2006;9(112):22-33.

16. Baird TA, Parsons MW, Barber PA, Butcher KS, Desmond PM, Tress BM, Colman PG, Jerums G, Chambers BR, Davis SM. The influence of diabetes mellitus and hyperglycaemia on stroke incidence and outcome. J Clin Neurosci 2002; 9: 618–626.

17. Kissela BM, Khoury J, Kleindorfer D, Woo D, Schneider A, Alwell K, Miller R, Ewing I, Moomaw CJ, Szaflarski JP, Ge-bel J, Shukla R, Broderick JP. Epidemiology of ischemic

stro-ke in patients with diabetes: the Greater Cincinnati/Northern Kentucky Stroke Study. Diabetes Care 2005; 28: 355–359.

18. Global Initiative for Chronic Obstructive Lung Disease, execu-tive summary 2003. (www.goldcopd.com).

19. Toraks Derne¤i Kronik Obstrüktif Akci¤er Hastal›¤› tan› ve tedavi rehberi. KOAH çal›flma grubu. Toraks Dergisi 2000;1(ek-2):2.

20. Paci M, Nannetti L, Rinaldi LA. Glenohumeral subluxation in hemiplegia: An overview. J Rehabil Res Dev 2005;42:557-68.

21. Turner-Stokes L, Jackson D. Shoulder pain after stroke: a revi-ew of the evidence base to inform the development of an integ-rated care pathway. Clin Rehabil 2002;16:276-98.

22. Selçuk B, Akyüz M, Genç Eriflkinlerde ‹nme, Romatoloji ve T›bbi Rehabilitasyon Dergisi Aral›k 2004; 267- 273

23. Sibel Eyigör, ‹nme Rehabilitasyonu, Türk Fiz T›p Rehab Derg 2007; 53 (Özel Say› 1): 11-5.

24. Laska AC, Hellblom A, Murray V, Kahan T, Von Arbin M. Aphasia in acute stroke and relation to outcome. J Internal Med 2001;249;413-22.

25. Wade DT, Hewer RL, David RM, Enderby PM. Aphasia after stroke: natural history and associated deficits. J Neurol Neuro-surg Psychiatry 1986;49;11-6.

26. Arunabh MB, Badlani G. Urologic problems in cerebrovascu-lar accidents. Probl Urol 1993; 7(1): 41-53.

27. Khan Z, Starer P, Yang WC, Bhola A. Analysis of voiding di-sorders in patients with cerebrovascular accidents. Urology 1990; 35(3): 265-70.

28. Uzunca K, ‹nmede üst ekstremite komplikasyonlar›, fiziksel t›p ve rehabilitasyon dergisi, 2006;52(Özel Ek B):B23-B29

29. Bender L, McKenna K. Hemiplegic shoulder pain: defining the problem and its management. Disabil Rehabil 2001;23:698-705.

30. Duncan PW, Zorowitz R, Bates B, Choi JY, Glasberg JJ, Gra-ham GD, et al. Management of adult stroke rehabilitation ca-re: a clinical practice guideline. Stroke 2005;36:100-43.

31. Dumoulin C, Korner-Bitensky N, Tannenbaum C. Urinary in-continence after stroke: does rehabilitation make a difference? A systematic review of the effectiveness of behavioral therapy. Top Stroke Rehabil 2005;12:66-76.

32. Selçuk B, ‹nme’de Yutma Bozukluklar›, Fiziksel T›p ve Reha-bilitasyon, 2006, 52. cilt, say› 3; 38-44.

33. Gülekon A, Ad›flen E, Yafll›larda deri sorunlar›, Galenos ayl›k t›p dergisi 2006;9(112):111-116.

34. Nakipo¤lu GF, Karamercan A, Mengüllüo¤lu M, Dal E, Öz-girgin N. Geriartrik Hemiplejik Hastalar›n ve Onlar›n Bak›-m›n› Üstlenen Geriatrik Bireylerin Depresif Duygudurum Be-lirtilerinin Karfl›laflt›r›lmas›, Turkish Journal of Geriatrics 2006, 9(4):218-221.

Referanslar

Benzer Belgeler

As a result of the paired t-test, the p-value was 0.002526, which is less than 0.05, so the null hypothesis was rejected at the significance level of 0.05, and it can be said

Kontrastl› TFE T1 a¤›rl›kl› ya¤ bask›l› koronal (C) ve aksiyal (D) görüntülerde lezyonun kontrast tuttu¤u ve çevre dokudan daha net

After autopsy incision was performed in the inguinal region, it was observed that there were macroscopic and microscopic findings suggesting chronic use together with a

The patients with increased blood glucose levels showed significantly higher muscular and lower brain FDG uptake compared with patients with normal glucose levels.. Conclusion:

INTRODUCTION: In this study, stroke etiology, risk factors and post-stroke short-term prognosis of patients with recurrent ischemic stroke (RIS) were compared in terms of

Khalid ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada; SSQOL ölçek puanı ile Beck depresyon ölçeği puanları arasında çalışmamızla benzer şekilde negatif korelasyon

Dördüncü alt probleme ilişkin bulgular birlikte ele alındığında, Beden Eğitimi Öğretmeni adaylarının, genel olarak Araştırma Yöntemleri ders başarılarının

The stories also have common themes such as death, routine lifecycle, moral and material paralysis of some characters.. The intensive application of aforementioned themes makes