• Sonuç bulunamadı

Biyoloji öğretmenlerinin Evrim Teorisi ile ilgili görüşleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Biyoloji öğretmenlerinin Evrim Teorisi ile ilgili görüşleri"

Copied!
73
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ORTAÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLAR

EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

BİYOLOJİ EĞİTİMİ BİLİM DALI

 

 

 

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN EVRİM TEORİSİ İLE

İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

 

 

Ayça ACAR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

 

Danışman

Prof. Dr. Ali ATEŞ

 

 

(2)
(3)
(4)
(5)

ÖNSÖZ

Evrim teorisi, biyoloji eğitimi içerisinde temel yapıtaşlarından biridir. Evrim teorisinin günümüzde hala tartışılıyor olmasıyla birlikte, teoriye yönelik öğretmen, öğretmen adayı ve öğrencilerin görüşleri de bilimsel literatür çerçevesinde önemli yeri olan konulardan birisidir. Bu anlayışla seçmiş olduğum bu çalışmanın sonuçlarına bakıldığında, çalışmanın bilimsel literatüre önemli katkıda bulunacağı ve evrim teorisi ile ilgili yapılacak olan diğer bilimsel çalışmalara rehberlik sağlayacağı düşünülmektedir.

Çalışma ve yüksek lisans eğitimim sürecinde büyük desteğini gördüğüm, bana rehberlik eden danışmanım değerli hocam Prof. Dr. Ali ATEŞ’ e en derin saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Çalışmalarım süresince bana destek olan nişanlım Ramazan Demir’e ve bana her zaman varlıklarıyla güç veren aileme sevgi ve saygılarımla sonsuz teşekkür ediyorum.

Konya–2011 Ayça ACAR

(6)
(7)

T. C. 

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü   

Adı Soyadı Ayça ACAR

Numarası 085202011004

Ana Bilim / Bilim Dalı Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı / Biyoloji Eğitimi Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans X Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ali ATEŞ

Ö

ğrencinin

Tezin Adı Biyoloji Öğretmenlerinin Evrim Teorisi İle İlgili Görüşleri

ÖZET 

Bu araştırmanın amacı, biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisine yönelik görüşlerini belirlemektir. Araştırmada tarama modeli nicel araştırma desenine uygun olarak kullanılmıştır.

Araştırmanın evreni biyoloji öğretmenleri iken, çalışma grubu Konya ili ve ilçelerindeki 125 biyoloji öğretmeninden oluşmaktadır. Araştırmada bağımsız değişken olarak öğretmenlerin cinsiyet, mesleki kıdem, mezun oldukları fakülte, lisans döneminde evrim dersi alıp almama ve kendilerini tanımlamaları kullanılmıştır.

Araştırma da veri toplama aracı olarak Rutledge & Sadler (2007) tarafından geliştirilen likert tipi evrim teorisini kabul etme ölçeği kullanılmıştır. Ölçeğin güvenirlilik çalışması araştırmacı tarafından yapılmış ve güvenirlik katsayısı (Cronbach α) 0,98 olarak bulunmuştur. Araştırmada elde edilen verilerin analizinde SPSS 16,0 paket programı kullanılırken, verilerin analizinde yüzdelik ifadeler, bağımsız t-testi ve tek faktörlü varyans analizi (Anova) kullanılmıştır.

Araştırma sonucuna göre; öğretmenlerin evrime yönelik görüşleri ile mezun oldukları fakülte türü, lisans döneminde evrim dersi alıp almamaları, kendilerini

(8)

tanımlamaları ile kıdem arasında anlamlı istatiksel farklılık çıkarken, cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir farklılık çıkmamıştır.

(9)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü 

 

Adı Soyadı Ayça ACAR

Numarası 085202011004

Ana Bilim / Bilim Dalı Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanlar Eğitimi Ana Bilim Dalı / Biyoloji Eğitimi Bilim Dalı

Programı Tezli Yüksek Lisans X Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ali ATEŞ

Ö

ğrencinin

Tezin İngilizce Adı Biology Teachers’ Views About Evolution Theory

SUMMARY 

The purpose of this study is to determine biology teachers’ views about evolution theory. The survey model in the study was prepared suitably for the qualitative study design.

While the study population includes biology teachers, study sample comprises 125 biology teachers working in Konya province and its districts. In the study; teachers’ gender, job seniority, faculty they graduated from, whether they took a course on evolution during their university education or not, and their description of themselves were used as independent variables.

As the data collection tool of the study, a likert-type Acceptance of Evolution Theory Scale developed by Rutledge & Sadler (2007) was used. Reliability coefficient of the scale was found as 0,98 (Cronbach α) by researcher. SPSS 16 package program was used in the analysis of the data obtained during the study. The analysis was carried out by using percentages, independent t-test and one way ANOVA.

According to the study results, while there exist a statistically significant difference between the teachers’ views about evolution theory and the type of faculty they graduated from, whether they took a course on evolution during their university

(10)

education or not, their description of themselves and job seniority, no statistically significant difference was detected between gender and the teachers’ views about evolution theory.

(11)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel etik sayfası...i

Tez kabul formu...ii

Önsöz/Teşekkür ...iii

ÖZET ...iv

SUMMARY...vi

TABLOLAR LİSTESİ...xi

EKLER LİSTESİ ... …… xiii

1.GİRİŞ ...1 1.1. Araştırma Problemi...3 1.2. Araştırmanın Amacı...4 1.3. Araştırmanın Önemi ...4 1.4. Problem Cümlesi...5 1.5. Varsayımlar...6 1.6. Sınırlılıklar ...6 2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE...7 2.1. Teori...7 2.2. Evrim ...7 2.3. Evrim Teorisi ...7

2.4. Evrim Düşüncesinin Kökeni...8

2.5. Evrim Konusunda Bilimsel Çalışmaların Gelişimi ...9

2.6. Darwin Dönemi...10

2.7. Doğal Seleksiyon ile Evrim Teorisinin Temel Yapısı ...11

2.8. İnsanın Evrimdeki Yeri...13

2.9. Evrim Kavramına Gelen İtirazların Tarihsel Kökenleri ...15

2.10. Evrim Teorisinin Biyoloji Eğitimindeki Yeri...16

3.MATERYAL VE METOD ...19

3.1. Evren ve Örneklem ...19

3.2. Veri Toplama Aracı ...21

3.3. Verilerin Analiz Edilmesi ...22

(12)

4.1. Evrim Teorisini Kabul Etme Ölçeğindeki Maddelere Verilen Cevapların yüzde, frekans dağılımları ile ortalama ve standart sapma değerleri...24 4.1.1. Birinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...24 4.1.2. İkinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...24 4.1.3. Üçüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...25 4.1.4. Dördüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...26 4.1.5. Beşinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...27 4.1.6. Altıncı maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...27 4.1.7. Yedinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...28 4.1.8. Sekizinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...29 4.1.9. Dokuzuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...30 4.1.10. Onuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...30 4.1.11. Onbirinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...31 4.1.12. Onikinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...32 4.1.13. Onüçüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...32 4.1.14. Ondördüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri...33 4.1.15. Onbeşinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...34

(13)

4.1.16. Onaltıncı maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart

sapma değeri ...35

4.1.17. Onyedinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...35

4.1.18. Onsekizinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...36

4.1.19. Ondokuzuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri...37

4.1.20. Yirminci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri ...38

4.2.Öğretmenlerin Evrim Teorisiyle İlgili Görüşleri ile Cinsiyet Değişkeni Arasındaki İlişki ...38

4.3.Öğretmenlerin Evrim Teorisiyle İlgili Görüşleri ile Lisans Döneminde Evrim Dersi Alıp Almamaları Değişkeni Arasındaki İlişki...39

4.4.Öğretmenlerin Evrim Teorisiyle İlgili Görüşleri ile Mezun Oldukları Fakülte Değişkeni Arasındaki İlişki ...39

4.5.Öğretmenlerin Evrim Teorisiyle İlgili Görüşleri ile Kendilerini Tanımlamaları Arasındaki İlişki ...40

4.6.Öğretmenlerin Evrim Teorisiyle İlgili Görüşleri ile Kıdem Değişkeni Arasındaki İlişki ...41

5.TARTIŞMA ve SONUÇ ...42

6.ÖNERİLER ...47

KAYNAKÇA...48

EKLER...55

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Öğretmenlerin cinsiyet bakımından dağılımı ...19

Tablo 2: Öğretmenlerin evrim dersi alıp almama durumuna göre dağılımı ...19

Tablo 3: Öğretmenlerin mesleki kıdemlerine göre dağılımı...20

Tablo 4: Öğretmenlerin mezun oldukları fakülte türüne göre dağılımı...20

Tablo 5: Öğretmenlerin kendilerini tanımlamalarına göre dağılımı...20

Tablo 6: Ölçeğin genel istatistiği ...21

Tablo 7: Ölçekteki maddelerin ortalamaları, korelasyon ve güvenirliği ...22

Tablo 8: Birinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...24

Tablo 9: İkinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...25

Tablo10: Üçüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...25

Tablo 11: Dördüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...26

Tablo 12: Beşinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...27

Tablo 13: Altıncı maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...28

Tablo 14: Yedinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...28

Tablo 15: Sekizinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...29

Tablo 16: Dokuzuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...30

Tablo 17: Onuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...31

Tablo 18: Onbirinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...31

Tablo 19: Onikinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...32

(15)

Tablo 20: Onüçüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama

ve standart sapması...33

Tablo 21: Ondördüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...33

Tablo 22: Onbeşinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...34

Tablo 23: Onaltıncı maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...35

Tablo 24: Onyedinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...36

Tablo 25: Onsekizinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...36

Tablo 26: Ondokuzuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...37

Tablo 27: Yirminci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması...38

Tablo 28: Evrim teorisini kabul ile cinsiyet değişkeni arasındaki ilişki...38

Tablo 29: Evrim teorisini kabul ile lisans döneminde evrim dersi alıp almama durumu arasındaki ilişki ...39

Tablo 30: Evrim teorisini kabul ile mezun olunan fakülte arasındaki ilişki...40

Tablo 31: Evrim teorisini kabul ile kendilerini tanımlamaları arasındaki ilişki ...40

Tablo 32: Evrim teorisini kabul ile meslekteki kıdemleri arasındaki ilişki...41

Tablo 33: Evrim teorisini kabul ile mesleki kıdemlerin gruplar arasındaki ilişkisi...41

(16)

EKLER LİSTESİ

EK 1: Öğretmenlere uygulanan ölçeğin kişisel bilgiler anket kısmı ...55 EK 2: Rutledge ve Sadler (2007) tarafından geliştirilen

(17)

1.GİRİŞ

Ertürk’e (1984) göre eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir. Barutçigil (2002) ise eğitimi, belirlenmiş amaçlar doğrultusunda insanların düşüncelerinde, tutum ve davranışlarında ve yaşamlarında belirli iyileştirme ve gelişme sağlayan sistematik bir süreç olarak tanımlamıştır. Eğitim tarihi boyunca eğitime birçok amaç yüklenmiştir. İdealistler eğitimi tanrıya ulaştırma süreci için yapılan etkinlikler, Realistler insanı toplumun başat değerlerine göre yetiştirme süreci, Pragmatistler yaşantılar yoluyla kişide davranış değişikliği oluşturma süreci, Varoluşçular ise insanı sınır durumuna getirme yani kendini gerçekleştirme süreci olarak ele almışlardır (Sönmez 1999).

Eğitimin amacı toplumun gelişmesine katkıda bulunabilecek bireyler yetiştirmektir. Bu amaçla bireylere kazandırılabilecek en önemli davranışlar olan bilimsel düşünce, bağımsız düşünme ve eleştirebilme yeteneğini kazandırarak, bireylerin karşılaşılan sorunlara bilimsel yöntemle yaklaşabilme becerisine ulaşabilmelerine eğitim rehber olmaktadır. Bu nedenle evrim öğrenilmeden, hem biyolojide hem de temel bilimlerde, bilimsel düşünme becerisi edinmede ve bilimsel veri üretmede önemli eksiklerin olması kaçınılmazdır (Özmen, 2007).

Evrim teorisi, 1859 yılında Darwin’ in ‘Türlerin kökeni’ adlı eserinin yayınlanmasıyla biyolojide ve genel anlamda bilim dünyasında büyük yankılar uyandırmıştır. Yaklaşık on farklı disiplinden bilgi alan evrim teorisi, evrensel çekim teorisi ve hücre teorisi gibi, bilimsel süreçler sonucunda geliştirilmiş bir teoridir (Apaydın, Çobanoğlu ve Taşkın, 2006). Biyolojik bilimlerin en temel yapı taşını oluşturan evrim teorisi biyoloji eğitimi içinde oldukça önemli bir yere sahiptir (Dobzhansky, 1973; NRC, 1998). Öyle ki, Gould, (1982) evrim teorisi olmayan bir biyoloji eğitimini periyodik tablosu olmayan kimyaya ya da Lincoln’süz Amerikan tarihine benzetmektedir. Bishop & Anderson (1990) da aynı şekilde, evrim konusu anlaşılmadan modern biyolojinin anlaşılamayacağını savunmaktadır. Biyoloji eğitimi

(18)

içerisinde doğal seleksiyon, fizyoloji, sınıflandırma ve genetik gibi pek çok konunun kavranmasında evrim teorisinin anlaşılmış olması oldukça önemlidir (Erkunt, 2006). Evrim teorisinin biyoloji eğitimindeki önemi nedeniyle derslerde etkili bir şekilde öğretilmesinde görev doğal olarak biyoloji öğretmenlerine düşmektedir. İyi bir evrim eğitiminin verilmesi için öğretmenlerin ders kapsamını iyi planlamış olması ve evrimi nasıl öğretecekleri konusunda sistematik bir yaklaşım geliştirmiş olmaları gerekmektedir. Ancak Türkiye’de evrim teorisinin öğretilmesinde problemler olduğu açıktır. Science dergisinde yayınlanan bir araştırma, A.B.D. ve Türkiye’nin evrim teorisinin en az kabul gördüğü iki ülke olduğunu ortaya çıkarmıştır (Miller, Scott & Okamoto, 2006).

Evrim teorisinin bilim dünyasındaki güçlü pozisyonuna rağmen teorinin bugün toplumda yeterince kabul görmediği açıktır (Dagher & Boujoudae, 2005). Yapılan çalışmalar, öğretmen ve öğrencilerin evrim teorisi hakkında birçok kavram yanılgısı ve ön yargıya sahip olduklarını ortaya koymaktadır (örneğin; Dagher & Boujaoude, 1997; Baker & Piburn, 1997; Bergman, 1979; Woods & Sharmann, 2001). Araştırmalar, kavram yanılgıları ve ön yargıların oluşmasında pek çok faktörün etkin olabileceğini göstermektedir. Snively, (1990) insanların pek çok farklı kaynaktan gelen bilgilerden oluşan kavram çatılarında yaptıkları muhakemelerde; ilk bilgiler, duygular, inanışlar ve değerlerin etkili olduğunu göstermektedir (aktaran, Özyeral-Bakanay, 2008). Yani, toplumların inanç sistemleri, kültürel değerleri, eğitim felsefeleri gibi birçok farklı değişken insanların evrim teorisine yönelik düşüncelerini şekillendirdiğini belirtebiliriz.

Evrim eğitimi üzerine yapılan çalışmaların bazıları bilişsel öğrenmeler üzerine yoğunlaşırken, (örneğin; Bishop & Anderson, 1990; Cobern, 1994; Moore, Mitchell, Bally, Inglis, Day & Jacops, 2002; Sharmann, 1990) diğerleri kişisel ve dini inançların teoriye olan yaklaşımlarda ki etkilerini araştırmaktadır (Bergman, 1979; Crawford & Zembal-Saul, Munford & Friedrichsen, 2005; Sinatra, Southerland, McConaughy & Demastes, 2003; Woods & Sharmann, 2001). Bilişsel öğrenmelerin etkisi ile ilgili olan araştırmalar, bireylerin doğal seleksiyon, mutasyon ve türleşme gibi konu ile ilgili kavramlarda sahip oldukları kavram yanılgılarının

(19)

evrime yönelik tutumlarına etkili olduğunu göstermiştir. Bu yanılgıların, kavramların günlük dildeki karşılıklarının bilimsel içeriğinden farklı olmasından kaynaklandığı görülmektedir (NRC, 1998; Moore & ark., 2002).

Cobern, (1994) kişinin kültürel bağımlılığının beynin ortak organizasyonunu oluşturduğunu ve bu organizasyonun kişinin nasıl davranacağı, ne yapacağı hakkında tahminlerde bulunmamızı sağlayacağını belirtmektedir. Elbette ki öğretmenlerde insandır ve bir toplumun parçasıdır. Pek çok fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarının yanında toplumsal yaşamın getirdiği pek çok edinim ve ön bilgilere sahiptirler. Yaşadığı topluluğun, inançların ve elbette ki kültürel etkilerin öğretmenin yargı ve görüşlerini etkileyeceği açıktır. Ancak sahip oldukları birincil görev etkin bir öğrenme ortamı oluşturmak ve bilimsel düşünmeyi kazandırmada rehberlik etmektir.

Rutledge & Mitchell (2002) yaptıkları çalışmada, öğretmenlerin öğrettikleri konuları sevip sevmeme, inanıp inanmama ya da ilgilerine bağlı olarak öğretimlerinde değişiklik olduğunu tespit etmişlerdir. Buna paralel olarak, evrimi kabul eden öğretmenlerin etmeyenlere göre evrim hakkındaki kavram haritalarının daha kapsamlı olduğu, kabul etmeyen öğretmenlerin kavram haritalarının sadece tarihsel görüşleri içerdiği ve evrimi az kanıtla desteklenmiş bir teori olarak algıladıkları ortaya konmuştur (Aktaran: Özyeral-Bakanay, 2008). Woods & Scharmann (2001) öğrencilerin bilimsel bilgiler ışığında yeterli eğitimi almamaları durumunda evrim teorisi hakkında şüpheye düştükleri ve doğal olarak bilimsel olmayan görüşe kaydıklarını bildirmektedir. Bu bulgu öğretmenlerin evrim konusunda yeterli bilimsel bilgiye sahip olmalarının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Bu nedenle biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisi hakkındaki görüşlerini farklı değişkenler açısından inceleyen bu çalışmanın sonraki çalışmalara yardımcı olacağı düşünülmektedir.

1.1.Araştırma Problemi

Biyoloji öğretmenlerinin, öğrencilerine evrim teorisini tarafsız bir şekilde öğretebilmeleri için öncelikle öğretmenlerin evrim teorisinin çeşitli özelliklerini ve eğitimdeki önemini bilmeleri gerekmektedir. Bu anlayışla araştırmanın problemi;

(20)

biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisi ile ilgili görüşlerini belirlemektir. Bu problem doğrultusunda aşağıdaki alt problemler araştırılmıştır.

*Biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisine ilişkin görüşleri nasıldır?

*Biyoloji öğretmenlerinin mezun oldukları fakülte ile evrim teorisine ilişkin görüşleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

*Biyoloji öğretmenlerinin cinsiyetleri ile evrim teorisine ilişkin görüşleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

*Biyoloji öğretmenlerinin lisans düzeyinde evrim dersi alıp almaları ile evrim teorisine ilişkin görüşleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

*Biyoloji öğretmenlerinin mesleki kıdemleri ile evrim teorisine ilişkin görüşleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

*Biyoloji öğretmenlerinin kendilerini nasıl tanımladıkları ile evrim teorisine ilişkin görüşleri arasında nasıl bir ilişki vardır?

1.2.Araştırmanın Amacı

Evrim teorisinin biyolojinin sahip olduğu önemli bir teori olduğu düşünüldüğünde, etkin bir biyoloji öğretimi ve öğrenimi evrim teorisine özel bir ilgi ve bu teoriyi derinlemesine anlamayı gerektirir. Bu noktadan hareketle, çalışmanın amacı;

*Biyoloji öğretmenlerinin; evrim teorisine ilişkin görüşlerini belirlemektir.

1.3.Araştırmanın Önemi

Evrim teorisi, evrensel çekim teorisi ve hücre teorisi gibi, bilimsel süreçler sonucunda geliştirilmiş bir teoridir (Apaydın, Çobanoğlu ve Taşkın, 2006). Biyolojik

(21)

bilimlerin en temel yapı taşını oluşturan evrim teorisi biyoloji eğitimi içinde oldukça önemli bir yere sahiptir (Dobzhansky,1973; NRC, 1998). Bu nedenle evrim öğrenilmeden, hem biyolojide hem de temel bilimlerde bilimsel düşünme becerisi edinmede ve bilimsel veri üretmede önemli eksiklerin olması kaçınılmazdır (Özmen, 2007). Evrim teorisinin biyoloji eğitimindeki önemi nedeniyle derslerde etkili bir şekilde öğretilmesinde görev doğal olarak biyoloji öğretmenlerine düşmektedir. Evrimin, biyoloji müfredatının en önemli, anlaşılması ve öğretilmesi zor konuları arasında olduğu bilimsel çalışmalarda belirtilmektedir (Beardsley, 2004; Bishop & Anderson, 1990). İlgili araştırmalar öğretmen adaylarının ve öğretmenlerin evrim konusunu anlamakta zorlandıklarını ve kavram yanılgılarına sahip olduklarını göstermektedir (Asghar, Wiles & Alters, 2007; Deniz, Donelly, & Yılmaz, 2008; Graf & Soran, 2011; Kim & Nehm, 2010; Smith, 2010; Van Dijk & Reydon, 2010). Ayrıca yapılan araştırmalar, öğretmenlerin sahip olduğu konu alan bilgisinin pedagojik alan bilgisiyle yakından ilişkili olduğunu, konu alan bilgisi iyi olan öğretmenlerin, öğrencilerinin kavram yanılgıları ve öğrenme güçlüklerinin farkında olduğunu ve bu olumsuzluklarla başa çıkmak için gerekli olan öğretim yöntem bilgisine sahip olduklarını ve aynı zamanda müfredat hakkındaki bilgilerinin de ileri düzeyde olduğunu göstermektedir. Yani evrim teorisinin yeni nesillere aktarılmasında biyoloji öğretmenlerinin rolü yüksektir.

Öğrencilerin bilimsel düşünme becerisi edinmesinde etkin olan evrim teorisinin öğretiminde büyük görevi olan öğretmenlerin, evrime yönelik görüşlerini değişik açılardan araştıran ve karşılaştıran çalışmanın önemli olduğu ve sonraki çalışmalara örnek teşkil edeceği düşünülmektedir.

1.4.Problem Cümlesi

(22)

1.5.Varsayımlar

*Biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisini kabul etme ölçeğine samimi yanıt verdikleri varsayılmıştır.

1.6.Sınırlılıklar

*Araştırma Konya ili ve ilçelerinde ki devlet okulları, özel okullar ve dershanelerde görev yapan biyoloji öğretmenleri ile sınırlıdır.

*Araştırma kapsamında yapılan analizler öğretmenlerin cinsiyet, mezun oldukları fakülte türü, mesleki kıdem, lisans düzeyinde evrim dersi alıp almama durumları ve kendilerini tanımlama gibi değişkenlerle sınırlı tutulmuştur.

*Biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisi hakkındaki görüşleri ile sınırlandırılmıştır.

*Araştırma bulguları veri toplama aracı olarak kullanılan ölçekteki maddelerden elde edilen verilerle sınırlıdır.

(23)

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1.Teori

Teorinin bir bilimsel literatürde bir de günlük hayatta olmak üzere iki kullanım alanı bulunmaktadır. Bu kullanımlar farklı anlamları içermektedir. Günlük hayattaki kullanımı, “Görüş, varsayım” anlamını içerirken; bilimsel literatürdeki anlamı, doğal dünyanın olgularının bir neden sonuç ilişkisi içerisinde nasıl ve niçin belirli bir duruma, davranışa sahip olduğunu açıklama gücüne sahip doğal gerçeklikler, çıkarımlar gibi genellemeleri de içeren, son derece güçlü delillerle desteklenmiş tutarlı açıklamalardır (Abd-El-Khalick, Lederman, Bell & Schwartz, 2001; NRC, 1998; Sinatra, 2003).

2.2.Evrim

Evrim kelimesi Türk Dil Kurumunda şu şekilde açıklanmaktadır: “zaman içerisinde birden bire olmayan, kesintisiz niceliksel ve niteliksel değişim”. Sözlükte ki karşılığından da anlaşılacağı üzere, evrim daha çok gelişme ve ilerleme kavramları ile aynı anlama gelecek şekilde ve çoğu zaman yanlış kullanım olarak toplumlar için kullanılan bir kavramdır (Bock, 2002).

2.3.Evrim Teorisi

Türk Dil Kurumu (2008) “Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü” ’ünde evrim teorisi şu şekilde açıklanmaktadır: “Birbiri ardından gelen döller boyunca geçirdiği değişmeler sonucu ortaya çıkmış olan farklılıklarla meydana gelen çeşitli hayvan ve bitkilerin, köklerini daha önce yaşamış tiplerden almış olduklarını ve basit yapılı organizmalardan daha yüksek yapılı organizmalara doğru bir gelişme olduğunu ileri süren teori”.

(24)

2.4.Evrim Düşüncesinin Kökeni

Yaşamın zaman içinde değiştiği fikri sanıldığının tersine, Darwin’le ortaya çıkmamıştır; kökü eski çağ kültürlerine kadar uzanır. Bozkurt, (2006) eski çağ kültürlerinin mitlerinin içinde evrim düşüncesinin izlerinin görüldüğünü belirtmiştir. Bozkurt; mitleri, geçmişteki insanların kendi iç ve dış dünyalarının nasıl anlamlandırdıklarına dair ipuçları içeren ürünler olarak tanımlamaktadır. Çalışmasına, M.Ö 700 yılından kalma Hint miti olan Brihadaranyaka Upanisad’ın değişim ve dönüşüm olgularını içerdiğini belirtmekle başlamış, Çin, Japon, Yunan mitleri gibi pek çok mitte evrim düşüncesinin yer aldığını örnekleri ile açıklamıştır. Yaşamın zaman içerisinde değişim fikrini bilimsel çerçeve içerisinde ilk söz edenler M.Ö. 6. yüzyılda yaşayan İyonyalı filozoflar olmuştur (Yıldırım, 2007). İlk olarak Miletos’lu Anaximander tarafından dile getirilen değişim fikrinde varlıkların hepsinin değişik formlar alan bir ilk tözden (kendiliğinden var olan) kaynaklandığı görüşü hâkimdir. İnsan yavrusunun doğuşundan hareket ederek, atalarımızın başlangıçta balık olduğunu ileri süren Anaximander, denizlerin çekilmesiyle yaşamlarını karada sürdürmek zorunda kalan kimi balıkların, insana kadar uzanan pek çok hayvan türüne kaynak olduğu şeklinde bir açıklama getirmiştir (Yıldırım, 2007). Bir başka İyonyalı filozof Empedokles’de ise doğal ayıklanma kavramını bulmak mümkündür. Empedokles'e göre tüm dünyasal yaşam ağaçlardan ve bitkilerden gelir ve en uygun olan bireyler sağ kalırlar. İnsanlar ayrı bileşenlerin şans yoluyla birleşmelerinden oluşur ve ancak doğru olarak örgütlenmiş olanlar yaşamda kalırlar (Gökberk, 2007).

Organik evrim konusunda ise, organizmaların çeşitli birimler halinde başlangıçta var olduklarını daha sonra bu birimlerin birleşerek çeşitli organizmaları oluşturduğunu söylemiştir (Bozkurt, 2006; Yıldırım, 2006). Evrim düşüncesi ünlü filozof Aristotales’te de kendini göstermektedir. 2000 yıl boyunca tartışmasız kabul edilen görüşünde, canlıların basit formdan başlayarak değişen doğa şartlarına uygun olarak organ oluşturup daha gelişmiş yaşam formları haline dönüşümü yer almaktadır. Yıldırım, (2006) Aristotales’i kendinden önceki filozoflardan ayıran en önemli özelliğin, çalışmalarını sağlam ve düzenli gözlemlere dayandırmış olmasına

(25)

bağlamıştır. Ancak tüm bu çalışmalara egemen olan görüş bilimsel olmaktan çok metafiziksel özelliktedir. Aristotales, bir organizmanın gelişme derecesini ruhunun niteliğine bağlı olarak göstermekteydi. Bitkilerin bitkisel ruhları, hayvanların ise hayvansal ruhları onların büyüme ve gelişme yeteneklerini sağlamaktaydı. İnsanlar ise ona asıl özelliğini veren ussal ruhu taşımaktaydı (Yıldırım, 2007). Türk, (1997) Aristo’nun doğayı iyi gözlemlemiş olması ile birlikte, değişim görüşünün teolojik özellikte olduğunu dile getirmiştir. Aristoteles’in biyoloji felsefesi, bazı evrimci filozoflar tarafından evrim teorisinin daha önce ortaya konmamasının önemli sebeplerinden biri olarak görülmektedir (Taslaman, 2007).

2.5.Evrim Konusunda Bilimsel Çalışmaların Gelişimi

Evrimin bilimsel açıdan ele alınması ancak 18. yüzyılla beraber başlamıştır. Bilimsel çalışmaların bu kadar geç başlamasında, ortaçağ engizisyonunun bilimsel araştırmaları engelleyen teolojik yapısı etkili olmuştur (Yıldırım, 2007). Fransız doğa bilimci Buffon, Aristotales’ in düşünce sistematiğini düzeltmek ve geliştirmekle ilgilenirken, ilgi alanını evrim oluşturmaktaydı. Buffon, canlı ve cansız dünyada hemen her şeyin evrim sürecinde oluştuğu görüşündeydi. Canlılığın da, dünya gibi bir tarihi olduğunu belirtmiş, göçlerden kaynaklanan bir çeşitlilikten bahsetmiştir. Örnek olarak Afrika fillerinin, Sibirya mamutlarının göçmen torunları olduğunu ileri sürmüştür (Aktaran: Özyeral-Bakanay, 2008). Ancak bu görüşünü dile getiren Buffon karşısında kiliseyi bularak engizisyon korkusuyla ''kutsal kitaplara'' ters düştüğünü ifade ederek sözlerini geri almıştır (Yıldırım, 2007; Gould, 2005). Buffon, en kompleks kökensel türün dahi “kendiliğinden türeme” ile oluştuğuna inanıyordu. Ancak bu kökensel tür, Aristo’nun formu gibi iş görüyordu ve türün tüm değişimlerine sınırlandırma getiriyordu (Mayr, 1982). Buffon, insanın biyolojik yapısı ile ilgili çalışmalarda da bulundu. İnsanın vücut yapısının hayvanlarla benzer olduğunu, fakat insanlar ile hayvanların mukayese bile edilemeyeceğini savundu (Taslaman, 2007).

Buffon’un evrim anlayışında da teolojik bir yapı görülmektedir. Buffon gibi canlıların yaşam dönemlerinde uğradıkları değişikliklerin yeni kuşaklara geçmesi ile

(26)

evrimleştiği görüşünü belirginleştiren kişi ise Fransız doğa bilgini Jean Baptiste Lamarck (1744 – 1829) olmuştur. Buffon kalıtsal değişimleri çevresel koşullardaki değişikliklerle açıklarken Lamarck, kullanışlılık ve kullanışsızlık etkisini önemsiyordu. Lamarck çeşitli deniz yumuşakça türlerine ait fosilleri zaman sırasına göre dizmiş ve sonuçta bazı türlerin yavaş yavaş diğerlerine dönüştüğünü keşfetmiştir. Lamarck’a göre canlılık denizde yaşayan basit organizmalarla başlamıştı, bunlar daha sonra karaya geçmiş ve bugün bildiğimiz türleri oluşturmuştu (Taslaman, 2007). Ketoon & Gould’a (1999) göre bu değişim “artan mükemmellik” olarak özetlenebilir. Kuramının temelini, çevredeki yavaş değişikliklerin canlılarda yeni ihtiyaçlar doğurması ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda canlıların bedenlerindeki değişiklikler ve bu değişikliklerin sonraki nesillere aktarılması ile daha etkin bir yapı haline gelmesi oluşturuyordu. Bu açıklama o zaman için geçerliliğini sürdürmüş ancak daha sonra kalıtım yasalarının bulunması ve özelliklerin bireye bağlı olmadan kalıtıldığının anlaşılması ile geçerliliğini tamamen yitirmiştir.

Yıldırım (2007), Lamarck’ın evrim açıklamasının olgusal dayanaktan yoksun olduğunu belirtirken, işçi karınca ve arıları örnek vererek, kısır olan bu canlıların modifikasyonlar ile elde ettikleri özellikleri yeni kuşaklara aktarmalarının imkânsız olduğunu işaret etmektedir.

2.6. Darwin Dönemi

Evrim çeşitli alanlardaki çalışmalar ışığında 19. yüzyılın ilk yarısında geniş ölçüde ve açıkça tartışılmıştır. Darwin öncesinde, evrim düşüncesi somutlaştırılamamış hali ile toplumda ve bilim çevrelerinde sadece bir varsayım, canlıların geçmişine dair bir hikâye olarak kabul edilmiştir (Howard, 2003). Evrim teorisinden önce evrim hakkında yapılan pek çok çalışma doğrudan gözlemsel kanıttan yoksun, olgusal yoklamaya elvermeyen spekülatif kuramlar olarak görülmekteydi (Gould, 2005). Oysa bilim gözlem-kuram bağlamında bir etkinliktir. Darwin’in evrim teorisine olan özgün katkısı pek çok değişik gözlemsel kanıt ortaya koyarak bir hipotezden çok bir teori kimliği kazandırmasıdır. Dolayısı ile Darwin evrim teorisine bilimsel nitelik kazandıran bir doğa bilginidir. Onun teoriye en büyük

(27)

katkılarından biri ise “Doğal seleksiyon” ilkesidir. Darwin’den sonra genetikteki ilerlemelere uygun düzeltmeler yapılmış olsa da Evrim Teorisi birçok kişinin zihninde Charles Darwin ile özdeşleşme nedeni belki de budur.

Evrim Teorisi; 19. yüzyılda, esas itibariyle İngiltere’deki felsefi, bilimsel, teolojik, politik, sosyolojik ortamdaki “paradigma”dan etkilenerek ortaya konmuştur (Taslaman, 2007). Russell, (1997) her bilimin insanın yaşadığı dönemi yansıttığı gibi, o döneme damgasını da vurduğunu belirtmiştir. (Aktaran: Yıldırım, 2007; Özyeral-Bakanay, 2008). Hem Darwin’in hem de çağdaşı olan ve evrim teorisi üzerine önemli çalışmaları olan Wallace’ın her ikisi de Malthus’tan (iktisada yönelik bir teoriden) etkilenmişlerdir. Darwin’in teorisini oluşturmasındaki paradigmanın en etkili unsurlarından bir kısmını iktisat teorisi oluşturmuştur. Bu teori, Darwin’in yaşadığı İngiltere’de 19. yüzyılın sosyoekonomik şartları ile yakından ilgiliydi. Nüfus artışının hayatta kalma savaşına yol açacağını, doğurganlığın kontrol altına alınmadığı taktirde azalan besin kaynakları için mücadelelerin başlayacağını belirtiyordu (Stefoff, 2004). Darwin ve Wallace gibi ‘doğal seleksiyon’ fikrini ortaya koymuş diğer bilim insanlarının da İngiltere’de aynı dönemde yaşamış olması dikkat çekicidir.

2.7. Doğal Seleksiyon ile Evrim Teorisinin Temel Yapısı

Doğal seleksiyon ile evrim teorisinin sahip olduğu temel özellikleri sıralamadan önce Darwin ve Lamarck gibi canlılığın değişimi üzerine çeşitli açıklamalar getiren bilim insanlarının teorilerinde ‘evrim’ kelimesini neden kullanmadıklarını belirtmemiz gerekmektedir. Lamarck “Transformisme” (değişim), Haeckel “transmutations – theorie” (transmutasyon teorisi), Darwin ise “descent with modification” (değişiklerle türeyiş) terimlerini kullanmışlardır (Gould, 2005). Darwin’in “Evrim” terimini kullanmama nedeninin en önemlisi o dönemde terimin sahip olduğu teknik anlamının Darwin’in organik görüşü ile hiç bağdaşmayan embriyoloji teorisini belirtmesidir (Gould, 2005). Evrim kelimesinin Latince’de ki karşılığı olan ‘evolvere’ sözcüğü “açılmak, serilmek” anlamına gelmekteydi. Alman biyolog Haller’in teorisinde ki evrim terimi, embriyoların, yumurta ve spermlerinin

(28)

içerisinde önceden oluşmuş insancıklardan gelişmesini belirtmekteydi (Gould, 2005). Darwin döneminde, evrim sözcüğünün halk dilindeki anlamı için Oxford İngilizce sözlüğü, H. More’ un 1647 tarihli bir şiirinde bu sözcüğe rastlandığı ve anlamının daha çok ilerleme kavramını içermekte olduğunu göstermektedir (Gould, 2005).

Bu yüzden Darwin teori tanımında evrim kelimesini kullanmaktan kaçınarak değişiklerle türeyiş kavramını kullanmıştır. Çünkü Darwin, evrim olgusunun ilerleme kavramı ile denk tutulmaması gerektiğini belirtmektedir. Terimin günlük hayattaki farklı anlamından dolayı birçok kavram yanılgısının beraberinde geldiği görülmektedir. Darwin’ in teorisinin temel prensiplerinden biri “bir türü diğer türden üstün kılacak hiçbir nesnel dayanağının” olmamasıdır (Dawkins, 2004). Şempanze, insan ve hatta bir bakteri dahi aynı doğal seleksiyon mekanizması ile evrimleşmektedir. Gould, evrimin bir amacı olmadığını ve belirli bir yönde ilerleme göstermediğini belirtirken bu yanılgının, kozmik kendini beğenmişliğimizin bir göstergesi olarak vurgulamaktadır. Ancak günümüzde de devam eden ilerleme yanılgısı ırkçılık tartışmalarında nedense evrim teorisini sorumlu tutmaktadır. Bir teorinin kullanımı ya da yanlış kullanımı teorinin kendisinin geçerliliğini değiştirmez (Shermer, 2007). Tıpkı atom teorisinin insanlık için kötü amaçlarla kullanımının teoriye mal edilemeyeceği gibi. Bilimsel teoriler tarafsızdır. Darwin öncesinde canlıların sınıflandırması ve evrimsel süreçler ile ilgili yapılan tüm çalışmalarda ‘basitten mükemmele’ doğru bir ilerleme bu yolla yanlışlanmıştır (Somel, 2005). Darwin’in evrim kuramı, gözlenebilir üç olgu ve iki ilke içerir. Üreme biçimleri ne olursa olsun, canlılar geometrik diziyle çoğalma eğilimindedir. Bu eğilime karşın türlerde nüfus artışı aşağı yukarı aynı kalmaktadır. Bu iki olgudan, Darwin “Yaşam Savaşımı” ilkesine ulaşılır. Bu ilke, yavruların ayakta kalabilmesi için yaşam savaşı vermek zorunda olduğunu söylemektedir. Bir tür içerisindeki bireyler, kalıtsal özellikleri bakımından farklıdır. Çeşitli canlı türlerin bireyleri birbirlerine diğer türlere göre daha çok benziyor olsalar da tıpa tıp aynı değillerdir ve hemen hemen her özellikleri bakımından birbirlerinden farklıdırlar. Bu önerme herkesin sınamasına açıktır ve gelecekte de açık olacaktır. Şimdiye kadar saptanmış iki milyon türde bu durum gözlemlenmiştir (Çıplak, 2007). Çevreye uyum sağlayacak özellikleri taşıyan

(29)

bireylerin çoğu yaşamını sürdürür, çevreye uyum sağlayamayanlar ortadan kalkar. Uyum sağlamış bireylerin kalıtsal özellikleri bir sonraki nesile aktarılır.

Çevre koşulları bir bölgede diğerinden farklı olduğundan özelliklerin seçimi her bölgede ve koşulda farklı olmak zorundadır. Canlılardaki varyasyonlar bu şekilde uzun süre saklanabilir ve yeterli bir zaman süreci içerisinde yeni türlere dönüşebilir. Başka bir ifade ile en uygun varyasyona sahip olan bireyler seçilimde avantajlı olacak ve sonraki nesilin oluşumuna daha fazla katkıda bulunacaklardır. Uygun özelliklere sahip olmayanlar ise elenecek ve sahip oldukları özellikleri gen havuzunda daha az temsil edildiğinden gelecek nesillerle bu özellikleri daha az aktaracak ve zamanla havuza katkıda bulunamayacaklardır. Darwin’in evrim teorisini yayınladığı ilk yıllarda evrimin nasıl olduğunu tam olarak açıklayamamasındaki en büyük engellerden biri, özelliklerin anne ve babadan yavrulara nasıl aktarıldığı konusundaki bilgi eksikliğiydi. 1860’larda Gregor Mendel’in çalışmaları ile bu sorun çözülmeye başlanmış ancak 20. yüzyılın başlarına kadar yaygınlaşmamıştır. 1930'lar ve sonrasında daha önce Gregor Mendel tarafından ortaya konmuş olan kalıtım kuramının, Fisher tarafından evrim kuramı ile uyumlu olduğunun gösterilmesi ile evrim kuramı modern halini almaya başlamıştır (Başıbüyük, 2007). Doğal seçilim, her kuşakta rastlantısal olarak oluşan çeşitliliği en uygun kısmını koruyarak adım adım uyum yaratmaktadır (Gould, 2005). Jones (2006), üreme süreçlerinde gerçekleşen ve kalıtımla biriken değişikliklerin doğal seçilimin temelini oluşturduğunu belirtmektedir. Bir türün bireyleri coğrafi ve eşeysel izolasyon sonucu birbirleri arasında özellik alışverişi yapamadıkları durumda, her iki grup farklı yönlere doğru değişiklik göstermektedir. Bu durum, yeni türlerin ortaya çıkmasına ve doğada var olan çeşitliliği oluşmaktadır.

2.8.İnsanın Evrimdeki Yeri

Evrim teorisinin belki de en çok tartışılan kısmı insanın doğadaki yeri ile ilgilidir. İnsan, ilahi dinlerin hepsinde, doğanın üstünde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Birçok kişi insanları hayvanlar âleminde değerlendirmenin küçültücü olduğuna inanır. Antroposentrik görüş olarak bilinen görüşte, her çeşit canlının ayrı

(30)

ayrı yaratıldığına inananların çoğu, tüm canlıların insan için yaratıldığına inanmaktadır (Demirsoy, 2001). Doğal seleksiyon ile evrim teorisinde, tüm canlılar doğal seleksiyonun bir ürünüdür. İnsanı da içine alan tüm türler bir ortak atadan orjin almaktadırlar. Orangutan, şempanze, goril ve gibonlar insansı (ape) olarak adlandırılmaktadırlar. Ancak ‘ape’ kelimesi dilimize maymun olarak girdiğinden “maymundan mı geldik?” şeklinde sorularla sıkça karşılaşılmaktadır. İnsanoğlunun evrimine dair kabul gören başlıca iki hipotez vardır. Bunlardan birincisi çağdaş insanın Afrika'da ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını öne süren "tek orjin" hipotezi, diğeri farklı bölgelerde evrim geçirerek çağdaş insana dönuştüğünü öne süren "çoklu bölge" hipotezidir (Hermann, Call, Lloreda, Hare, & Tomasello, 2007). Çağdaş insanın ve diğer insansı maymunların ilk ortak atası kabul edilen iki ayak üzerinde duran ve gözleri ileri bakan canlının bundan yaklaşık 6,5 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Bu canlının ağaçlardan inip ayakta durmaya başlamasının nedeninin iklim değişikliğine bağlı kuraklık, yiyecek kıtlığı ve göç zorunluluğu olabileceği düşünülmektedir. Çağdaş insanın, soyu tükenmemiş en yakın akrabaları sıradan şempanzeler ve bonobolardır (cüce sempanze). Bu iki şempanze türü ve insanoğlu yaklaşık 6,5 milyon yıldır farklı bir evrim çizgisi izlemelerine rağmen tamamlanmış gen haritalarına göre aralarındaki yakınlık fare ile sıçan arasındaki yakınlıktan on kat daha fazla, akraba olmayan iki insan arasındaki yakınlıktan sadece 10 kat daha azdır. Bu iki şempanze türü ve insanın DNA'sının %98,4’u tamamen aynıdır (Britten, 2002). Örneğin hemoglobin proteini, hem insan hem de şempanzelerde aynı düzende 287 amino asit içermektedir. Oysa iki ayrı kaplumbağa türünde bile 29 amino asit farklılığı görülmektedir. Miyoglobindeki 153 amino asitten yalnızca bir tanesinde insanla şempanze farklıdır (Yıldırım, 2007).

Genetik açıdan bu kadar yakın olmamıza karşın iki tür arasındaki farklılık bazı genlerin geniş kapsamlı etkilere sahip olmasından kaynaklanması olduğu düşünülmektedir. Gelişim olaylarının zamanlamasını kontrol eden genler düzenleyici sistemi oluşturmaktadırlar. Tek bir düzenleyici gendeki bir değişiklik, organizmanın bütünü üzerinde çok geniş bir etki yaratabilmektedir (Gould, 2005). King ve Wilson, insanlarla şempanzeler arasındaki ana genetik ayrımın buna bağlı olduğunu varsaymaktadırlar (Gould, 2005). Doğal seleksiyon ile evrim teorisi halen bilim

(31)

insanlarının katkıları ile gelişmektedir. Bugün bilim insanları evrimin var olup olmadığını değil, evrimsel mekanizmaları tartışmaktadır (Kence, 2007).

2.9. Evrim Kavramına Gelen İtirazların Tarihsel Kökenleri

Evrim teorisi yaklaşık 150 yıldır tartışılan bir konudur. Tartışma nedeni evrimin anlaşılmasının zorluğundan kaynaklı ise o zaman Newton’un yer çekimi veya Einstein’in görecelik kuramı neden bu kadar tartışılmamaktadır (Dawkins, 2004). Embriyolog Karl Ernst von Baer, teorilerin üç aşamadan geçtiğini belirtir “Öncelikle hatalı bulunur ve ciddiye alınmaz; sonra dine karşı bulunur ve reddedilir; en sonunda bir dogmaya dönüşür ve bütün bilim adamları, bu teorinin doğruluğuna uzun zamandır zaten takdir ettiğini ilan eder.” Toplumumuz içerisinde yaygın olarak evrim teorisinin ikinci aşamada olduğu yani kabul edilmediği görülmektedir (Gould, 2005). Gould (2005), Darwin’in doğal seleksiyon ile evrim teorisinin kabul görmesindeki engelin bilimsel bir zorluktan çok sahip olduğu maddecilik felsefesinden kaynaklandığını belirtmektedir. İnsan ilahi dinlerin hepsinde, doğanın üstünde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir, önceden belirlenmiş bir sürecin en yüce ürünü olarak görülmektedir. Darwin’in, evrimin (ki kendisi bu kavramı kullanmamıştır) bir amacı ve yönünün olmadığını belirtmesi insanın ayrıcalıklı yerini sarsmıştır. İlerleme, gelişme ya da mükemmelleşme gibi kavramların değer yargısal niteliklerinin yanı sıra teolojik bir yönelimleri de vardır (Türk, 1997). 19. Yüzyılın ortalarına kadar canlıların evrimine ilişkin teorilerin, teolojinin etkisinde kaldığı ve bir ilerleme olgusuna sahip olduğu görülmüştür. Özellikle Aristo’dan itibaren Lamarck’a kadar pek çok evrimci düşüncede etkisi görülmektedir (Türk, 1997). Ancak Darwin, nedensellik dışında hiçbir ilişkiye başvurmadan açıklamasını ortaya koymuştur. Bilim ile din tarihin çeşitli dönemlerinde sürekli çatışma içerisinde gösterilmiştir. 1996’da Papa John Paul II, doğanın bir gerçeği olarak evrimi kabul ettiğini ve din ile bilimin arasında hiçbir savaşın olmadığını belirtmiştir (Shermer, 2007). Evrim teorisi bilimsel bir teoridir, dini bir doktrin değildir. Sadece kanıtla ayakta durur ya da çöker. Bilimsel her teoride olduğu gibi evrim teorisi de daha kapsamlı, açıklama gücü yüksek bir teori ortaya çıkana kadar bilimsel geçerliliğini sürdürecektir. Evrim teorisinin anlaşılmasındaki etkili zorluklardan biri de evrimin

(32)

gerçekleştiği zaman diliminin insanlar tarafından kavranılmasından kaynaklanmaktadır. 17. yüzyıl bilim insanlarından James Usser kutsal kitaplardaki tarihsel kronolojiden ve göksel döngülerden hareketle 1650’li yılların ortalarında, dünyanın oluşumunu, MÖ 4004 olarak hesapladığı görülmüştür. İncil’in daha sonraki baskılarına bu tarih eklenmiş ve 19. yüzyıla gelene dek dünyanın 6000 yaşında olduğu görüşü kabul edilmiştir (Hellman, 2000; Yıldırım, 2007).

Darwin’in görüşlerini ve eserlerini geliştirdiği Viktoryan dönemde toplumda ve kilisede yaygın olarak kabul edilen bu inanışta dünyanın o günden bugüne değişmeden devam edip gittiği kabul edilmektedir (Farrington, 1982). Evrim Teorisi ile din (Hristiyanlık) arası bir gerilimin oluşmasında, evrim teorisinin, Usher’in tarihlendirmesi ile çelişmesinin önemli bir yer işgal ettiği pek çok araştırmacı tarafından kabul edilmektedir (Davies, 2001; Gould, 2005; Taslaman, 2007; Yıldırım, 2007). Evrimsel mekanizmaların gerçekleşmesi için milyarlarca yıldan bahsedilmesi teorinin anlaşılmasında zorluk oluşturmaktadır (Dawkins, 2004).

2.10. Evrim Teorisinin Biyoloji Eğitimindeki Yeri

Evrim, temel bilimlerin ve özellikle canlı bilimlerinin de, omurgasını oluşturan veriler bütünüdür. Bu nedenle evrim öğrenilmeden, hem biyolojide hem de temel bilimlerde bilimsel düşünme becerisi edinmede ve bilimsel veri üretmede önemli eksiklerin olması kaçınılmazdır. Bu durum aslında biyoloji eğitiminin yanı sıra, doğa bilimlerinin tümünde evrim felsefesinin bilimsel gerçekler ışığında öğretilmesini de gerekli kılmaktadır (Özmen, 2007). Biyoloji eğitimi içerisinde doğal seleksiyon, fizyoloji, sınıflandırma ve genetik gibi pek çok konunun kavranmasında evrim teorisinin anlaşılmış olması oldukça önemlidir (Erkunt, 2006). Biyoloji eğitiminde belirtilen hedefe ulaşabilmek, ancak uygun fiziki mekânlarda, yaparak-yaşayarak yapılan ve ilköğretimin ilk yıllarında başlayan bir eğitimle mümkündür (Kuru, 2007).

Fen ve biyoloji eğitiminin temel öğelerinden biri evrim eğitimidir. Bunun iki nedeni var. Öncelikle biyolojide hiçbir şey evrim ışığı olmadan anlamlı değildir

(33)

(Dobzhansky, 1973). Francois Jacop’ un yapmış olduğu; “biyolojide birçok genelleme vardır, fakat çok değerli olan birkaç tanedir. Bunlar arasında, evrim kuramı en önemli olanıdır; çünkü çok değişik kaynaklardan toplanan ve ayrı nitelikteki gözlemler yığınını bir araya getirir; canlılar ile ilgili tüm disiplinleri birleştirir; çok çeşitli organizmalar arasında bir düzen kurar ve bunları yerkürenin geri kalan kısmına sıkıca bağlar; kısaca, canlılar dünyasındaki çok türlülüğün mantıksal bir açıklamasını sağlar.” şeklindeki açıklaması ile evrim eğitiminin biyolojideki önemini vurgulamıştır. (Bozcuk, 2007).

Bilim insanları bir teoriyi mutlak doğru olduğu için değil, söz konusu olay ya da olaylara o gün için en iyi açıklama gücüne sahip olduğu için kabul ederler (Kence, 2007). Evrim teorisi de, çok farklı disiplinlerden gelen, çok farklı kanıtları kullanıp günümüzde yaşamakta olan canlılar arasındaki benzerlikleri ve farklılık ilişkisini en iyi açıklayan bilimsel açıklamadır (Rudolph & Steward, 1998). Eğitimin amacı toplumun gelişmesine katkıda bulunabilecek bireyler yetiştirmektir. Bu amaçla kazandırılabilecek en önemli davranışlardan biri olan bilimsel düşünce, bağımsız düşünme ve eleştirebilme yeteneğini kazandırarak, karşılaşılan sorunlara bilimsel yöntemle yaklaşabilme becerisine ulaşabilmelerine rehber olmaktır. Evrim teorisinin biyoloji eğitimindeki önemi nedeniyle derslerde etkili bir şekilde öğretilmesinde görev doğal olarak biyoloji öğretmenlerine düşmektedir. İyi bir evrim eğitimin verilmesi için öğretmenlerin ders kapsamını iyi planlamış olması ve evrimi nasıl öğretecekleri konusunda sistematik bir yaklaşım geliştirmiş olmalarının yanı sıra bilimin doğası ile güçlendirilmiş bir program geliştirmeleri gerekmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar evrim eğitiminin bilimin doğası ile güçlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedirler (Scharmann & Haris, 1992).

Evrim öğretimi, önemli biyoloji kavramlarını açıklamasına ek olarak, bilimin doğasını aydınlatmak ve bilimi yanlış algılamalardan ayırmak için de mükemmel bir fırsat sunmaktadır (NRC, 1996; NRC, 1998). Evrim teorisi diğer teorileri (türlerin sabit olmaması, ortak ata, uzun zaman sürecinde kademeli değişim, türleşme ve doğal seçilim) de bünyesinde toplayan bir çatı teoridir (Dagher & Boujadoue, 2005). Sonuçta öğrencinin tüm bu teorileri anlayabilmesi ve öğrenerek çatıyı

(34)

oluşturabilmesi için biyoloji eğitimi sürecinde pek çok derste, ilgili kavramların ispatlayıcı örneklerin desteği ile öğretilmesi gerekir. Böylesi bir öğretim programı ilk ve ortaöğretim süreci içinde ve üniversite biyoloji eğitimi süreci içinde yapılmalıdır (Ergezen, 2007).

Evrim öğretiminin başında bilimin tanımı, felsefesi, bilimsel metot ve teorilerin oluşum süreçleri ve teori ile kanunların yapısal farklılıklarının anlatılması gerektiği pek çok araştırmacı ve uzman tarafından vurgulanmıştır (Akerson & Volrich, 2006; Apaydın & Sürmeli, 2009; Balkı, Çoban ve Aktaş, 2003; Başıbüyük, 2007; Dagher & Boujaoude, 1997; Sinatra, Southerland, McConaughy, & Demastes, 2003). Bu nedenden dolayı öğretmen yetiştirme programlarının rolü pek çok araştırmada vurgulanmış ve eğitim programlarının hazırlanması için pek çok araştırma yapılmıştır (örneğin, Akerson, Abd-El-Khalic & Lederman, 2000; Donnelly & Boone, 2006). Evrim kuramı kozmolojik, jeolojik ve biyolojik evrim kuramlarını içeren şemsiye niteliğinde bir kuram olduğu için örgün ve yükseköğretimde ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir (Ertan, 2007). Buna karşın, ne yazık ki ülkemizde bazı üniversitelerin biyoloji eğitimi veren bölümlerinde bile, evrim dersleri ya seçmeli ders olarak verilmekte ya da hiç okutulmamakta, birçoğunda evrim bilimi doğru şekilde öğretilememektedir (Özmen, 2007).

İyi bir evrim öğreniminin verilebilmesinin birinci koşulu, öğreticilerin ders kapsamını iyi planlamış olmasına ve evrimi nasıl öğretecekleri konusunda sistematik bir yaklaşım geliştirmiş olmalarına bağlıdır. Bu anlamda evrim öğretimi, evrimi öğrenme ve kapsam belirleme, öğretme stratejilerinin geliştirilmesi şeklinde iki aşamalı bir süreçtir (Aktaran: Başıbüyük, 2007).

(35)

3.MATERYAL VE METOD

Bu araştırmada biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisine yönelik görüşlerini belirlenirken tarama yöntemi kullanılmıştır. Yöntem nicel araştırma desenine uygun olarak dizayn edilmiştir. Araştırmanın bu bölümünde araştırmada kullanılan evren ve örneklem, veri toplama aracı, verilerin toplanması, verilerin çözümlenmesi ve verilerin yorumlanmasına yer verilmiştir.

3.1.Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Konya ilinde görev yapan biyoloji öğretmenleri, örneklemini ise rastlantısal (random) örnekleme yoluyla örneklem grubuna alınmış 125 biyoloji öğretmeni oluşturmaktadır.

Tablo 1: Öğretmenlerin cinsiyet bakımından dağılımı

Cinsiyet f %

Bayan 59 47,2

Erkek 66 52,8

Toplam 125 100

 

Tablo 1 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 47,2’ si bayan ve % 52,8’ i erkek öğretmenlerden oluşmaktadır.

Tablo 2: Öğretmenlerin evrim dersi alıp almama durumuna göre dağılımı Lisans Düzeyinde Evrim Dersi Alıp Almama Cinsiyet Evet Hayır Bayan f % 40 67,8 19 32,2 Erkek f % 52 78,8 14 21,2 Toplam f % 92 73,6 33 26,4

(36)

Tablo 2 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 73,6’ sı lisans döneminde evrim dersi alırken , % 26,4’ ü lisans döneminde evrim dersi almamıştır.

Tablo 3: Öğretmenlerin mesleki kıdemlerine göre dağılımı Kıdem Cinsiyet 1–5 6–10 11 ve üzeri Bayan f % 9 15,2 27 45,8 23 39,0 Erkek f % 14 21,2 22 33,3 30 45,5 Toplam f % 23 18,4 49 39,2 53 42,4  

Tablo 3 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 18,4’ü 1–5 yıl, %39,2’si 6–10 yıl ve %42,4’ü 11 ve üzeri yıl mesleki kıdemleri bulunmaktadır.

Tablo 4: Öğretmenlerin mezun oldukları fakülte türüne göre dağılımı

f %

Eğitim Fakültesi 72 57,6

Fen Edebiyat Fakültesi Toplam 53 125 42,4 100  

Tablo 4 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 57,6’sı eğitim, %42,4’ü fen edebiyat fakültesinden mezun olmuştur.

Tablo 5: Öğretmenlerin kendilerini tanımlamalarına göre dağılımı

f % Demokrat 50 40 Muhafazakâr Toplam 75 125 60 100

(37)

Tablo 5 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 40’ı kendisini demokrat, % 60’ı kendisini muhafazakâr olarak tanımlamıştır.

3.2. Veri Toplama Aracı

Araştırmada Rutledge & Sadler (2007) tarafından geliştirilen Reliability of the Measure of Acceptance of the Theory of Evolution (MATE) Instrument isimli ölçek kullanılmıştır (Ek 2). Ölçeğin Türkçe adaptasyonunu sağlamak amacı ile uzman araştırmacılar tarafından çevirileri yapılmış; iki araştırmacı İngilizce’den Türkçe’ye, iki araştırmacı da Türkçe’den İngilizce’ye çevirmiştir. Bununla birlikte ölçeğin bilimsel olarak anlamlılığını öğrenmek üzere evrim konusunda uzman bir araştırmacının görüşleri alınmıştır. Ölçek 20 maddeden oluşmaktadır. Bu 20 maddenin; 10 tanesi olumlu, 10 tanesi olumsuzdur. Ölçekteki 1., 3., 5., 8. , 11., 12., 13., 16., 18. ve 20. maddeler olumlu, 2., 4., 6., 7., 9., 10., 14., 15., 17. ve 19. maddeler olumsuzdur. Rutledge ve Sadler ölçeğin güvenirlilik katsayısını α = ,94 olarak belirtmişlerdir. Uygulama öncesinde 125 biyoloji öğretmeninin evrim teorisini kabul etme ölçeğine verdikleri cevaplara göre testin güvenirliği SPSS 16,0 paket programından yararlanılarak tekrar belirlenmiştir. Ölçekteki maddelerin güvenirlilik katsayılarının α > ,50 olduğu bulunmuştur. Ayrıca ölçeğin toplam güvenirlik katsayısı α = ,98 bulunmuştur.

Tablo 6: Ölçeğin Genel İstatistiği Ortalama Standart hata Medyan Mod Standart sapma Varyans Ranj Minimum Maksimum 2,57 ,08 2,10 2,00 ,97 ,95 3,65 1,00 4,65

(38)

Tablo 7: Ölçekteki maddelerin ortalamaları, korelasyon ve güvenirliği Ölçekteki maddelerin ortalamaları İlgili maddenin tüm ölçekle korelasyonu Maddelerin güvenirliği S1 2,21 ,678 ,981 S2 2,54 ,868 ,980 S3 2,48 ,818 ,980 S4 2,67 ,926 ,979 S5 2,62 ,868 ,979 S6 2,63 ,871 ,979 S7 2,71 ,787 ,980 S8 2,58 ,880 ,979 S9 2,57 ,862 ,980 S10 2,58 ,797 ,980 S11 2,75 ,789 ,980 S12 2,55 ,884 ,979 S13 2,58 ,887 ,979 S14 2,74 ,866 ,979 S15 2,74 ,815 ,980 S16 2,56 ,895 ,979 S17 2,40 ,797 ,980 S18 2,57 ,889 ,979 S19 2,41 ,789 ,980 S20 2,70 ,848 ,980

3.3. Verilerin Analiz Edilmesi

Öğretmenlerin ölçekteki her bir madde için verdikleri cevapların incelenmesinde yüzde, frekans dağılımı ve ortalama ile standart sapma; cinsiyet, mezun oldukları fakülte türü, lisans eğitiminde evrim dersi alıp almama ve kendini tanımlama değişkenleri arasındaki ilişkinin incelenmesinde ‘bağımsız t testi’; kıdem değişkeni ile arasındaki ilişkinin incelenmesinde ‘one-way anova’, istatistik yöntemleri SPSS paket programında uygulanmıştır. Evrim Teorisini kabul etme ölçeğinin güvenirlik hesaplaması için Cronbach Alpha formülü kullanılmıştır.

(39)

Analiz sonuçları yorumlanırken kullanılan ölçek için oluşturulan kategoriler dikkate alınmış, bu sayede biyoloji öğretmenlerinin evrim teorisini kabul etme dereceleri belirlenmiştir. Evrim teorisini kabul etme ölçeğinin değerlendirilmesinde kullanılan ölçek kategorileri aşağıda verilmiştir. Buna göre;

Evrim teorisini çok yüksek düzeyde kabul edenler: 4,21 - 5,00 Evrim teorisini yüksek düzeyde kabul edenler: 3,41 - 4,20 Evrim teorisine kararsız kalanlar: 2,61 - 3,40

Evrim teorisini düşük düzeyde kabul edenler: 1,81 - 2,60

Evrim teorisini çok düşük düzeyde kabul edenler: 1,00 - 1,80 ortalama puan aralıklarına sahip olacak şekilde değerlendirilmiştir.

(40)

4.BULGULAR

4.1. Evrim teorisini kabul etme ölçeğindeki maddelere verilen cevapların yüzde, frekans dağılımları ile ortalama ve standart sapma değerleri;

4.1.1. Birinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 8’ de öğretmenlerin birinci maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 8: Birinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması

1.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 39 31,2 Katılmıyorum 56 44,8 Kararsızım 4 3,2 Katılıyorum 17 13,6 Kesinlikle Katılıyorum 9 7,2 Toplam 125 100 2,21 1,22  

Tabloya bakıldığında, ‘Günümüzde var olan organizmalar milyonlarca yıldır

meydana gelmekte olan evrimsel süreçlerin bir sonucudur.’ maddesine

öğretmenlerin; 39’ u kesinlikle katılmıyorum, 56’sı katılmıyorum, 4’ü kararsızım, 17’si katılıyorum, 9’u kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 1. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,21, standart sapması ise 1,22’dir. Buna göre öğretmenler 1. maddeye düşük düzeyde katıldığı görülmektedir.

4.1.2. İkinci maddenin; yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 9’ da öğretmenlerin ikinci maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

(41)

Tablo 9: İkinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 2.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 11 8,8 Katılmıyorum 69 55,2 Kararsızım 14 11,2 Katılıyorum 28 22,4 Kesinlikle Katılıyorum 3 2,4 Toplam 125 100 2,54 1,01  

Tabloya bakıldığında ‘Evrim teorisinin bilimsel olarak test edilmesi mümkün değildir.’sorusuna öğretmenlerin, 11’ i kesinlikle katılmıyorum, 69’u katılmıyorum, 14’ü kararsızım, 28’ i katılıyorum, 3’ ü kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 2. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,54, standart sapması ise 1,01’dir. Buna göre öğretmenler 2. maddeye düşük düzeyde katıldığı görülmektedir.

4.1.3. Üçüncü maddenin; yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 10’ da öğretmenlerin üçüncü maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 10: Üçüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 3.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 19 15,2 Katılmıyorum 66 52,8 Kararsızım 8 6,4 Katılıyorum 25 20,0 Kesinlikle Katılıyorum 7 5,6 Toplam 125 100 2,48 1,14  

(42)

Tabloya bakıldığında ‘Günümüz insanları milyonlarca yıldır meydana gelmekte olan evrimsel süreçlerin bir ürünüdür.’ sorusuna öğretmenlerin; 19’ u kesinlikle katılmıyorum, 66’sı katılmıyorum, 8’i kararsızım, 25’i katılıyorum, 7’si kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 3. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,48, standart sapması ise 1,14’dür. Buna göre öğretmenler 3. maddeye düşük düzeyde katıldığı görülmektedir.

4.1.4. Dördüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 11’ de öğretmenlerin dördüncü maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 11: Dördüncü maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 4.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 11 8,8 Katılmıyorum 23 18,4 Kararsızım 15 12,0 Katılıyorum 66 52,8 Kesinlikle Katılıyorum 10 8,0 Toplam 125 100 2,67 1,13  

Tabloya bakıldığında ‘Evrim teorisi geçerli bilimsel gözleme ve test etmeye değil, spekülasyona dayalıdır’ sorusuna öğretmenlerin; 11’i kesinlikle

katılmıyorum, 23’ü katılmıyorum, 15’i kararsızım, 66’sı katılıyorum, 10’u kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 4. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,67, standart sapması ise 1,13’dür. Buna göre öğretmenlerin 4. madde için kararsız olduklarını görülmektedir.

(43)

4.1.5. Beşinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 12’ de öğretmenlerin beşinci maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 12: Beşinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması

5.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 10 8,0 Katılmıyorum 71 56,8 Kararsızım 11 8,8 Katılıyorum 22 17,6 Kesinlikle Katılıyorum 11 8,8 Toplam 125 100 2,62 1,13  

Tabloya bakıldığında ‘Çoğu bilim adamı evrim teorisini bilimsel açıdan geçerli bir teori olarak kabul eder.’ sorusuna öğretmenlerin; 10’ u kesinlikle katılmıyorum, 71’i katılmıyorum, 11’i kararsızım, 22’si katılıyorum, 11’i kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 5. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,62, standart sapması ise 1,13’dür. Buna göre öğretmenlerin 5. madde için kararsız olduklarını görülmektedir.

4.1.6. Altıncı maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 13’ de öğretmenlerin altıncı maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

(44)

Tablo 13: Altıncı maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 6.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 11 10,4 Katılmıyorum 20 16,0 Kararsızım 11 8,8 Katılıyorum 70 56,0 Kesinlikle Katılıyorum 11 8,8 Toplam 125 100 2,63 1,16  

Tabloya bakıldığında ‘Evrimin gerçekten meydana gelip gelmediğine dair mevcut veriler belirsizdir.’ sorusuna öğretmenlerin; 11’i kesinlikle katılmıyorum, 20’si katılmıyorum, 11’i kararsızım, 70’i katılıyorum, 11’i kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 6. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,63, standart sapması ise 1,16’dır. Buna göre öğretmenlerin 6. madde için kararsız olduklarını görülmektedir.

4.1.7. Yedinci maddenin; yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 14’ de öğretmenlerin yedinci maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 14: Yedinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 7.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 11 8,8 Katılmıyorum 19 15,2 Kararsızım 27 21,6 Katılıyorum 59 47,2 Kesinlikle Katılıyorum 9 7,2 Toplam 125 100 2,71 1,09  

(45)

Tabloya bakıldığında ‘Dünyanın yaşı 20,000 yıldan daha azdır.’

sorusuna öğretmenlerin; 11’i kesinlikle katılmıyorum, 19’u katılmıyorum, 27’si

kararsızım, 59’u katılıyorum, 9’u kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 7. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,71, standart sapması ise 1,09’dir. Buna göre öğretmenlerin 7. madde için kararsız olduklarını görülmektedir.

 

4.1.8. Sekizinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 15’ de öğretmenlerin sekizinci maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 15: Sekizinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 8.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 12 9,6 Katılmıyorum 71 56,8 Kararsızım 10 8,0 Katılıyorum 22 17,6 Kesinlikle Katılıyorum 10 8,0 Toplam 125 100 2,58 1,13  

Tabloya bakıldığında ‘Evrim teorisini destekleyen önemli derecede veri bulunmaktadır.’ sorusuna öğretmenlerin; 12’si kesinlikle katılmıyorum, 71’i katılmıyorum, 10’u kararsızım, 22’si katılıyorum, 10’u kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 8. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,58, standart sapması ise 1,13’dür. Buna göre öğretmenler 8. maddeye düşük düzeyde katıldığı görülmektedir.

(46)

4.1.9. Dokuzuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 16’ da öğretmenlerin dokuzuncu maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 16: Dokuzuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 9.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 9 7,2 Katılmıyorum 23 18,4 Kararsızım 10 8,0 Katılıyorum 71 56,8 Kesinlikle Katılıyorum 12 9,6 Toplam 125 100 2,57 1,11  

Tabloya bakıldığında ‘Organizmalar temel olarak bugüne kadar hep oldukları aynı şekilde varlıklarını sürdürmektedirler.’ sorusuna öğretmenlerin; 9’ u kesinlikle katılmıyorum, 23’ü katılmıyorum, 10’u kararsızım, 71’i katılıyorum, 12’si kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 9. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,57, standart sapması ise 1,11’dir. Buna göre öğretmenler 9. maddeye düşük düzeyde katıldığı görülmektedir.

4.1.10. Onuncu maddenin; yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 17’ de öğretmenlerin onuncu maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

(47)

Tablo 17: Onuncu maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 10.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 7 5,6 Katılmıyorum 22 17,6 Kararsızım 24 19,2 Katılıyorum 55 44,0 Kesinlikle Katılıyorum 17 13,6 Toplam 125 100 2,58 1,10  

Tabloya bakıldığında ‘Evrim bilimsel açıdan geçerli bir teori değildir.’

sorusuna öğretmenlerin; 7’si kesinlikle katılmıyorum, 22’si katılmıyorum, 24’ü

kararsızım, 55’i katılıyorum, 17’si kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. 10. maddenin ortalamasına bakıldığında ise 2,58, standart sapması ise 1,10’dur. Buna göre öğretmenler 10. maddeye düşük düzeyde katıldığı görülmektedir.

4.1.11. Onbirinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri;

Tablo 18’ de öğretmenlerin onbirinci maddeye verdikleri cevapların yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapma değeri verilmektedir.

Tablo 18: Onbirinci maddenin yüzde ve frekans dağılımı ile ortalama ve standart sapması 11.Madde f % Ss Kesinlikle Katılmıyorum 6 4,8 Katılmıyorum 58 46,4 Kararsızım 30 24,0 Katılıyorum 23 18,4 Kesinlikle Katılıyorum 8 6,4 Toplam 125 100 2,75 1,02  

Tabloya bakıldığında ‘Dünyanın yaşı en az 4 milyar yıldır.’ sorusuna öğretmenlerin; 6’sı kesinlikle katılmıyorum, 58’i katılmıyorum, 30’u kararsızım,

Şekil

Tablo 1 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 47,2’ si bayan ve
Tablo 3: Öğretmenlerin mesleki kıdemlerine göre dağılımı  Kıdem Cinsiyet  1–5  6–10  11 ve üzeri  Bayan     f                 %  9  15,2  27  45,8  23  39,0  Erkek      f                 %  14  21,2  22  33,3  30  45,5  Toplam   f                  %  23  1
Tablo 5 incelendiğinde araştırmaya katılan öğretmenlerin % 40’ı kendisini  demokrat, % 60’ı kendisini muhafazakâr olarak tanımlamıştır
Tablo 7: Ölçekteki maddelerin ortalamaları, korelasyon ve güvenirliği  Ölçekteki  maddelerin  ortalamaları  İlgili maddenin tüm ölçekle korelasyonu  Maddelerin güvenirliği  S1  2,21  ,678  ,981  S2  2,54  ,868  ,980  S3  2,48  ,818  ,980  S4  2,67  ,926  ,
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Mevcut çalışmanın amacı farklı alanlardan mezun olan pedagojik formasyon öğrencilerinin öğrenme stillerini belirlemek; öğrenme stilleri ile cinsiyet ve mezun

Deniliyor ki, “Türkiye’de beslenme alışkanlığı gereği süt yerine yoğurt daha çok tüketilmekte, sütten gelen protein, mineral, vitamin gibi beslenme ögeleri büyük

Ameliyat esnasında frozen kesit inceleme yapılan ve sonucu benign olan 167 hastanın 90’ına lobektomi, 77’ sine de subtotal tiroidektomi yapıldı.. Lobektomi

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ (SAMSUN) ___SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK Y.O...

İnorganik maddelerden zamanla organik maddelerin meydana geldiği, sonra bu organik maddelerin tesadüfen ilk tek hücreli canlıyı inşa ettiği ve bu tek hücreli canlının

 Bu tablo kullanılarak çocuğun elde ettiği Sözel Puan, Performans Puan ve TÜM PUAN’ ın yüzdelik sıraları ayrı ayrı görülmüş olur!.  Bu tabloda ortalama standart

(5) tarafından yapılan çalışmada, 1-9 yaş arası 123 adenoidektomili olguda 25 mg intravenöz veya 25 mg rektal olarak uygulanan ketoprofenin, analjezik etkinliği ve yan

Onun için mayısı severim ve bu yazıyı o se­ beple mayıs ayına takdim ettim... Geri kalan aylan şöyle bir değerlendirip konumuza