• Sonuç bulunamadı

Fener köyü (Silivri/İstanbul) doğal merasının verimi, botanik kompozisyonu ve bitki boyları üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fener köyü (Silivri/İstanbul) doğal merasının verimi, botanik kompozisyonu ve bitki boyları üzerine bir araştırma"

Copied!
43
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FENER KÖYÜ (SĠLĠVRĠ/ĠSTANBUL) DOĞAL MERASININ VERĠMĠ, BOTANĠK KOMPOZĠSYONU VE

BĠTKĠ BOYLARI ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA Uğur ġAHBAZ

Yüksek Lisans Tezi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı DanıĢman:Prof Dr Murat ALTIN

(2)

T.C.

NAMIK KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ

FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

FENER KÖYÜ (SĠLĠVRĠ/ĠSTANBUL) DOĞAL MERASININ VERĠMĠ, BOTANĠK KOMPOZĠSYONU VE BĠTKĠ BOYLARI ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA

Uğur ġAHBAZ

TARLA BĠTKĠLERĠ ANABĠLĠM DALI

DANIġMAN: Prof Dr Murat ALTIN

TEKĠRDAĞ-2010

(3)

Prof Dr Murat ALTIN danışmanlığında, Uğur ŞAHBAZ tarafından hazırlanan bu çalışma …./…../2010 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Tarla Bitkileri Anabilimdalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Jüri Başkan : Prof. Dr. Murat ALTIN İmza:

Üye : Prof Dr A. Servet TEKELİ İmza:

Üye : Prof Dr Ahmet GÖKKUŞ İmza:

Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulunun ……….. tarih ve …………..sayılı kararıyla onaylanmıştır.

Prof. Dr. Adnan ORAK Enstitü Müdür V.

(4)

i

ÖZET Yüksek Lisans Tezi

Fener Köyü (Silivri/İstanbul) Doğal Merasının Verimi, Botanik Kompozisyonu ve Bitki BoylarıÜzerine Bir Araştırma

Uğur ŞAHBAZ Namık Kemal Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla bitkileri Anabilim Dalı Danışman Prof Dr. Murat ALTIN

Bu araştırma 2008 - 2009 yılları arasında Silivri ilçesi Fener köyü doğal botanik kompozisyonu tespit etmek, familyaların ağırlık esasına göre verime katılma oranlarını saptamak ve yıllar arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır. Ağırlık esasına dayalı ölçümlerde botanik kompozisyon ile yeşil ve kuru ot verimi tespit edilmiştir. Araştırma, İstanbul ili Silivri ilçesi Fener köyü merasında 9 farklı parçalı toplam 1908 da alanı kaplamaktadır. Deneme, tesadüf blokları deneme desenine göre 6 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Mera vejetasyonunun ve bunu oluşturan baklagil, buğdaygil ve diğer familyalara ait önemli türlerin yıl boyu gelişme durumları ve üretim potansiyelleri ağırlığa ve bitki boyu esasına göre belirlenmiştir. Baklagillerin bitki ile kapladığı alan 2008 yılında % 53.59, 2009 yılında % 53.45 olarak belirlenmiştir. Buğdaygillerin kapladığı alan ise 2008 yılında % 32.06, 2009 yılında % 34.53 olmuştur. Diğer familyaların ağırlığa göre botanik kompozisyonu incelendiğinde 2008 yılında dağılımı % 14.35, 2009 yılında ise % 12.03 olarak tespit edilmiştir. 2008 ve 2009 yılları bitki boyu verileri incelendiğinde 2008 yılı kısa, orta ve uzun bitki boyu sırasıyla 19,19 cm, 37,41 cm ve 61,28 cm olarak tespit edilmiştir. 2008 yılı bitki boyu ortalaması 39,29 cm olarak saptanmıştır. 2009 yılında ise kısa, orta ve uzun bitki boyu sırasıyla 22,73 cm, 40,69 cm ve 64,89 cm olarak belirlenmiştir. Her iki yılda da en uzun bitki boyu 10 Haziran tarihinde (2008, 72,28 cm ve 2009, 78,42 cm) ölçülmüştür. 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla 952,81 - 1018,90 kg/da yeşil ot elde edilmiştir. Her iki yılda da 10 Haziran tarihinde (2008 yılı 1720,00 kg/da – 2009 yılı 1845,33 kg/da) yapılan biçimlerden elde edilen yeşil ot veriminin en fazla olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın yürütüldüğü merada toplam kuru ot verimi 2008 yılında ortalama 219,15 kg/da olarak saptanmıştır. Türlerin ağırlıkları baklagiller 159,00 kg/da, buğdaygiller 64,50 kg/da, diğergiller ise 24,50 kg/da olarak tespit edilmiştir. 2009 yılında ortalama 236,99 kg/da kuru ot verimi saptanmıştır. Türlerin ağırlıkları baklagiller 158,17 kg/da, buğdaygiller 76,67 kg/da, diğer familyalar ise 26,67 kg/da olarak tespit edilmiştir. Meranın otlatma kapasitesi 96,70 HB olarak hesaplanmış, 1 HB için 19,73 da mera alanı gerekli olduğu saptanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Doğal mera, bitki boyu, botanik kompozisyon, bitki ile kaplı alan

(5)

ii

ABSTRACT MSc. Thesis

A RESEARCH ON RELATIONS BETWEEN GROUP PLANTS HEIGHT AND BOTANICAL COMPOSITION OF FENER VILLAGE (SILIVRI / ISTANBUL) NATURAL PASTURE VEGETATION

Uğur ŞAHBAZ Namık Kemal University

Graduate School of Natural and Applied Sciences

Supervisor: Prof. Dr. Murat ALTIN

This research was carried out between 2008 – 2009 years to determine on botanical composition of Silivri town Fener village natural pasture, to determine weight basis participation rates of the family to productivity, and to determine the relationship between years. Based on weight measurements botanical composition, green and dry grass yield were determined. Research included total 1908 da area with 9 different pieces of Fener village pasture of Silivri district in Istanbul province. Experiment was established as completely randomized block design with 6 replications. Development status and production potential in year-round of pasture vegetation and consisted it the legumes, grass and important species belonging to the other family were determined by basis weight and plant height. The area of leguminous cover crops determined as 53.59% in 2008, 53.45% in 2009. The area covering with the gramineae was 32.06% in 2008, 34.53% in 2009. Botanical composition of the other family was examined according to the weight, their distribution was determined as 14.35% in 2008 and 12.03% in 2009. Plant height data were examined in 2008 and 2009, short, medium and long plant height were found 19.19 cm, 37.41 cm and 61.28 cm respectively in 2008. Average plant height in 2008 was measured as 39.29 cm. In 2009, the short, medium and long plant heights were determined as 22.73 cm 40.69 cm and 64.89 cm respectively. In both years, the longest plant height were measured on June 10, (2008, 72.28 cm - 2009, 78.42 cm). 952.81 kg da-1 and 1018.90 kg da-1 green grass were obtained in 2008 and 2009, respectively. Every two years obtained from cuttings at 10th June date (1720 kg da-1 in 2008 - 1845 kg da-1 in 2009) the green grass yield was determined as the highest. Average total dried pasturage yield was determined as 219.15 kg da-1 in pasture which was study conducted in 2008. Leguminous species weight was determined as 159.00 kg da-1, gramineae as 64.50 kg da-1 and others as 24.50 kg da-1. Average 236.99 kg da-1 dried pasturage yield was determined in 2009. Leguminous species weight was 158.17 kg da-1, gramineae was 76.67 kg da-1, other species was 26.67 kg da-1. Pasturage capacity of pasture was calculated as 96.70 BBHB, necessity of 19.73 da pasture area for one BBHB were determined.

Keywords : Naturel pasture cover, plant height, botanical composition, vegetation coverage

(6)

iii

TEŞEKKÜR

“Fener Köyü (Silivri/İstanbul) Doğal MerasınınVerimi, Botanik Kompozisyonu ve Bitki Boyları Üzerine Bir Araştırma” konulu araştırmayı bana yüksek lisans tezi olarak çalışmayı tavsiye eden çalışmanın yürütülmesinde, sonuçlarının değerlendirilmesi ve sunulması aşamasında bilgi ve destek sağlayan Sayın Hocam Prof. Dr. Murat ALTIN’a, çalışmalarımı sonuçlandırma ve analiz çalışmalarında yol gösterici olarak yardımlarını esirgemeyen, sayın hocam Yrd. Doç. Dr. İlker NİZAM’a ve Kahramanmaraş Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nden, Dr. Bekir Bülent ARPACI’ya, arazide yapılan çalışmalarda yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarım Mehmet Sabri BAYHOCA, Şermin ÇELİK ve İbrahim GÜNEŞ’e ve çalışmanın bütün aşamalarında destek ve katkılarda bulunan sevgili eşim Suna ŞAHBAZ’a teşekkür ederim.

(7)

iv

İÇİNDEKİLER Sayfa No

Özet ii Abstract iii Teşekkürler iv Simgeler Dizini vi

Çizelgeler Dizini vii

1-GİRİŞ 1

2-KAYNAK ÖZETLERİ 3

3-MATERYAL ve YÖNTEM 8

3.1 Materyal 8

3.1.1. Araştırma Yerinin İklim ve Toprak Özellikleri 8 3.1.2. Araştırma Yerinin Bitki Örtüsü 10

3.2. Metot 11

3.2.1.Araştırmanın Düzenlenmesi 11

4-ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA 13

4.1 Yeşil Ot Verimleri 13

4.2. Kuru Ot Verimleri 15

4.3. Mera Alanının Yıllara ve Familyalara Göre Botanik

Kompozisyonları (%) 21

4.4. Mera Kesimlerinde Farklı Zamanlarda Ölçülen Bitki Boyu

Değerleri 26

5-SONUÇ 29

Literatür 31

(8)

v SİMGELERİN DİZİNİ da :Dekar ha :Hektar Fh :Hesaplanan F değeri kg :Kilogram S.D. :Serbestlik Derecesi V.K. :Varyasyon kaynağı HB : Hayvan birimi B.K. :Botanik kompozisyon

(9)

vi

ÇİZELGELERİN DİZİNİ

Çizelge 3.1. İstanbul ilinin On Yıllık ve 2008 - 2009 Yılı İklim Verileri

Ortalamaları 8

Çizelge 4.1. 2008 ve 2009 Yılları Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Yeşil Ot

Verimleri ve Ortalamaları (kg/da) 13

Çizelge 4.2. Yeşil Ot Verimleri Ait Varyans Analizi Sonuçları 14

Çizelge 4.3. 2008 Yılı Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Kuru Ot Verimleri ve

Ortalamaları (kg/da) 15

Çizelge 4.4. 2009 Yılı Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Kuru Ot Verimleri ve

Ortalamaları (kg/da) 16

Çizelge 4.5. 2008 ve 2009 Yılları Ortalama Kuru Ot Ağırlıkları (kg/da) 17

Çizelge 4.6. Kuru Ot Verimlerine Ait Varyans Analiz Tablosu 17

Çizelge 4.7. 2008 Yılı Baklagil, Buğdaygil ve Diğer Familyaların %’ de Botanik

Kompozisyonları 21

Çizelge 4.8. 2009 Yılı Baklagil, Buğdaygil ve Diğer Familyaların %’ de Botanik

Kompozisyonları 22

Çizelge 4.9. 2008 ve 2009 Yıllları Ortalama Baklagil, Buğdaygil ve Diğer Familyalar

%’ de Botanik Kompozisyonları 22

Çizelge 4.10. Türlerin Botanik Kompozisyonlarına Ait Varyans Analiz Tablosu 23

Çizelge 4.11. 2008 yılı Ortalama Bitki Boyu Değerleri 26

(10)

1

1 - GİRİŞ

Tüm Dünyada nüfusun hızla artması karĢısında insanların yaĢamlarını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu gıdaların üretimi aynı hızla artmamaktadır. Hatta çeĢitli nedenler ile mevcut kaynaklarda giderek azalmaktadır. Önümüzdeki yıllarda ülke yöneticilerinin en önemli sorununun halkın ihtiyaç duyduğu sağlıklı içme suyu ve gıda maddelerini yeterli ölçüde sağlayabilmek olacaktır. Pek çok bilim adamının ortak bir düĢüncesi vardır. O da Yirminci Yüzyıldaki savaĢların nedeni nasıl ki petrol ise Yirmi birici Yüzyıldaki savaĢların nedeni de su ve gıda temini olacaktır.

Çayır ve meralar otlaklar insanoğlunun beslenme ihtiyacını duyduğu günden beri ilgi alanına girmiĢtir. Ġnsan beslenme için bitkisel veya hayvansal kökenli gıdaya ihtiyaç duymaktadır. Her ikisinin üretimi de bir bakıma çayır ve meralara dayanmaktadır. Günümüze değin en iyi çayır ve meralara sahip olan ve yönetimini o Ģekilde düzenleyen devletler en geliĢmiĢ toplumu oluĢturmuĢlardır (Altın 2003).

Çayır ve meralarımızın uzun yıllardan beri sahipsiz olması, bu konuda yeterli mevzuatların çıkarılamaması, mevcut mevzuatların çok sayıda kuruma görev ve yetki vermiĢ olması ve bu kurumlar arasında gerekli koordinasyonun sağlanamamıĢ olması gibi nedenlerle, çayır ve mera alanlarımız üzerinde süregelen tahribatın önüne geçmek mümkün olamamıĢtır.

Hayvanların ihtiyacı olan kaba yemler esas itibariyle üç ana kaynaktan sağlanmaktadır. Bunlardan ilki, çayır mera ve yaylalardan biçilen veya otlatılan, ikincisi tarla ziraatı içinde yetiĢtirilen yonca, korunga, fiğ v.b. yem bitkilerinden elde edilen otlar ve üçüncüsü de tarla ziraatında taneleri alındıktan sonra geriye kalan çeĢitli bitkilerin artıklardır (Tosun ve Altın 1986).

Çayır ve meralar muhtelif çevre ve kullanma faktörlerine bağlı olarak çoğunlukla özgün bitki örtülerini (klimaks) çeĢitli seviyelerde kaybederek daha düĢük kalitede, daha az yem üretir duruma gelmiĢlerdir. Özellikle ülkemizin yer aldığı eski dünyada, asırlardan beri devam eden medeniyetler arasındaki iliĢkiler sonucu çayır ve meralardaki bozulma daha ileri seviyededir. (Altın ve ark. 2005).

(11)

2

Cumhuriyetin ilk yıllarında kırsal kesimde yaĢayan nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranı % 70’lerde iken, günümüzde % 30'un altına düĢmüĢtür. Fakat kırsal kesimde tarımdan geçimini sağlayan nüfus iki katına çıkmıĢtır. Son nüfus sayımına göre 24 milyon kiĢi tarımdan geçimini sağlamaktadır. Ayrıca tarımsal iĢletmelerde bitkisel ve hayvansal üretim birlikte planlanmalıdır. Bu sektörde herhangi birisinin ihmal edilmesi istenilen sonucun alınmasını engellemektedir. Bu nedenle de çayır ve meralarla, hayvansal üretim ve bitkisel üretim bütünsellik arz etmektedir. Halen yaklaĢık 10.864.000 milyon hayvan birimine eĢ değer hayvan varlığımızın 50 milyon ton olan kaliteli kaba yem ihtiyacının yaklaĢık % 25-30’u çayır ve mera alanlarından karĢılanmaktadır (Anonim 1997).

Hayvancılık ile uğraĢan iĢletmelerin maliyetlerinin büyük kısmını yem gideri oluĢturmaktadır. ĠĢletmelerin büyük bir çoğunluğu ihtiyaçlarını kendi kaynaklarından karĢılayamayıp dıĢa bağımlı olmakta ve satın alma yoluna gitmektedir. Aydın ve Uzun (2002) bildirdiğine göre, ülkemizde 11 – 12 milyon HB hayvan bulunmakta, bunların yıllık kaba yem ihtiyacı 54 – 55 milyon tona ulaĢmaktadır. Toplam 47.63 milyon ton kaba yem üretimimizin 26.65 milyon tonu tahıl samanından karĢılanmaktadır.

Çayır ve meralar geniĢ alanları kapsadığı ve çok sayıda türden oluĢtuğu için sağladığı faydalar da çoktur. Hayvanlar için temel yem kaynağı olan mera alanları çoğunlukla hayvanların kolaylıkla otlayabileceği otsu türlerden meydana gelmiĢtir. Ayrıca daimi ve kendini yenileyen bitki örtülerinden oluĢmaları ve otlatılarak kullanılmalarından dolayı ekim ve hasat masrafları bulunmamaktadır.

Ġstanbul Ġli’nin arazi varlığı 487,200 hektar olup, bu arazi içerisinde 10,57 hektar çayır mera alanı bulunmaktadır. 4342 sayılı Mera Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 1998–2007 yılları arasında Teknik Ekipler tarafından mülkiyeti hazineye ait arazilerden de Kanunun 5. Maddesi b bendi kapsamında yapılan çalıĢmalar sonucunda toplam 62,776 hektar yeni mera alanı kazanılmıĢtır. Bunun yanında ildeki mevcut meraların büyük çoğunluğunun tür bileĢimleri, otlatma yoğunlukları ve uygulanan otlatma sistemleri hakkında yeterli bilgi halen bulunmamaktadır. Bu meralar üzerindeki çalıĢmaların artırılması gerekmektedir. Bu amaçla, bu araĢtırmada Ġstanbul ili Silivri ilçesine bağlı Fener köyü doğal merasının botanik kompozisyonu ve biyolojik kütle verimi ile grup bitki boyları arasındaki iliĢkiler incelenmiĢtir.

(12)

3

2 – KAYNAK ÖZETLERİ

Bakır (1963) Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesi arazisi içerisinde yer alan bir merada

botanik kompozisyonun % 39.30’unun buğdaygil, % 14.10’unun baklagil ve % 46.60’ının diğer familyalara ait bitkilerden oluĢtuğunu ve meranın kuru ot veriminin 122 kg/da olduğunu saptamıĢtır.

Erkun (1971) Hakkari ve Van illerinde 1900, 2200 ve 2500 m yüksekliklerdeki meralarda

yaĢ ot verimi değerlerinin ilçelere ve ilçelerin bulundukları yüksekliklere göre değiĢmek üzere 1683.30 ile 600 kg/da arasında, bitki ile kaplı alan oranlarının ise % 66 ile % 53 arasında değiĢtiğini saptamıĢtır.

Yılmaz (1977) Konya ilinde sorunlu alanlarında bulunan bazı mera kesimleri üzerinde yapmıĢ

olduğu çalıĢmada; toplam bitki ile kaplı alanın % 18.00 ile en fazla tuzlu-alkali kesimde olduğunu, bunu sırasıyla % 15.10 ile yaĢ-tuzlu ve % 14.10 ile normal taĢlı kesimlerin izlediğini belirtmiĢtir. AraĢtırıcı en fazla kuru ot veriminin 132.40 kg/da ile tuzlu-alkali, en az kuru ot veriminin ise 48.30 kg/da ile taĢlı kesimden elde edildiğini saptamıĢtır. Ayrıca araĢtırıcı farklı mera kesimlerinin % 16 ile % 77 arasında benzerlik gösterdiğini, bu durumun botanik kompozisyondaki farklılıktan kaynaklandığını belirtmiĢtir.

Tosun ve Altın (1981) mera otunun kapsadığı besin maddelerinin oran ve miktarı, en çok

vejetasyonun botanik kompozisyonu, bitkilerin geliĢme dönemleri ile topraktaki bitki besin maddelerinin miktar ve alınabilirliği gibi faktörlerce etkilendiğini bildirmiĢlerdir.

Gökkuş (1984) değiĢik ıslah yöntemlerinin Erzurum doğal meralarının kuru ot ve ham

protein verimleri ile botanik kompozisyonları üzerindeki etkilerini incelemek için yaptığı araĢtırmada uygulanan değiĢik ıslah yöntemleri ile meraların botanik kompozisyonlarının değiĢtirilebileceğini bildirmiĢtir. Atatürk Üniversitesi kampüsünde yer alan meralarda yapmıĢ olduğu bir çalıĢmada; incelenen meranın bitki örtüsünün % 57.30’unu buğdaygillerin, % 34.90’ını diğer familyaların ve % 7.90’ını baklagillerin oluĢturduğunu, bitkilerin toprağın ortalama %17.10’unu kapladığını ve bu meralardan yılda 116.20 kg/da kuru ot elde edildiğini saptamıĢtır.

(13)

4

Altın ve Tuna (1991) Banarlı köyü merasında yürüttükleri çalıĢmada her yıl düzensiz

otlatılan merada kuru ot veriminin 86.60 kg/da, ilkbaharda biraz korunan meralarda 141.00 kg/da olduğunu bildirmiĢlerdir.

Tekeli ve Mengül (1991) KeĢan ilçesi Kalatepe mevkiindeki orman içi merada yaptıkları bir

çalıĢmada otsu bitki ile kaplı alanın oranını % 37.80 olarak tespit etmiĢlerdir. Botanik kompozisyona baklagillerin % 16.40, buğdaygillerin % 59.60 ve diğer familyaların % 24.00 oranında katıldıklarını bildirmiĢlerdir.

Beuselinck ve ark.(1992) Baklagil ve buğdaygil karıĢımlarında bitkiler arasındaki rekabetin

verim ve ot kalitesi üzerinde etkili olduğunu bildirmiĢlerdir.

GökkuĢ ve ark. (1993) Meralardan ekonomik Ģekilde yararlanma yolunun otlatma olduğunu,

otlatmanın karlı olabilmesi için meranın üretim potansiyeli ile hayvanların faydalanabileceği maksimum ot miktarı arasında denge kurulması gerektiğini bildirmiĢlerdir. Bunun da ancak meranın kapasitesi dahilin de olacağını, otlatma kapasitesinin meranın vejetasyonu, toprak ve diğer unsurlarına uzun yıllar zarar vermeden birim alanda otlayabilecek en fazla hayvan sayısı olduğunu, otlatma kapasitesinin hesaplanması için meranın yem veriminin, yararlanma faktörünün ve bir hayvanın bir günlük yem ihtiyacının bilinmesi gerektiğini belirtmektedirler. AraĢtırıcılar, 1 hayvan biriminin (HB) 500 kg civarında canlı ağırlığa sahip ergin laktasyon döneminde kültür ırkı ve melezlerinin olduğunu, günlük 10 kg civarında kuru ot tükettiklerini, otlatma kapasitesi hesaplamalarında yerli ırk sığırlarda bunun yarısının, küçükbaĢ (koyun, keçi) hayvanlarda ise 1/10’inin alınması gerektiğini, yararlanma faktörü olarak meranın ürettiği faydalı ot miktarının % 50’sinin alınması gerektiğini belirtmiĢlerdir.Yine aynı araĢtırıcılar, koyun ve keçilerin suya günlük ihtiyaç duymayıp daha çok gezinme eğiliminde olduklarını, bundan dolayı küçükbaĢ hayvanlar ile otlatılan meralarda su kaynaklarından uzaklığın otlatma kapasitesi hesaplamalarında azaltmaya gerek olmadığını belirtmiĢlerdir.

Altın (1994) Çayır mera bitkilerinin hayvanlar tarafından belirli bir yükseklikten

koparılmalarını sağlayacak Ģekilde hayvanların sevk ve idaresini sağlama iĢine otlatma, mera bitkilerinin otlatma olgunluğuna eriĢtikleri tarih ile otlatmanın sona ermesi gereken tarih arasındaki periyodu ise otlatma mevsimi olarak tanımlamıĢtır.

(14)

5

Tuncel (1994) Edirne merkez ilçeye bağlı Ahi köyü doğal mera alanlarında yaptığı

araĢtırmasında, botanik kompozisyonun % 33.49 buğdaygiller, % 8.66 baklagiller ve % 57.85 diğer familyalara ait bitkilerin oluĢturduğunu belirlemiĢtir.

Özkaynak ve ark. (1994) Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesinin Çomaklı Çiftliği merasında

vejetasyon etüdü ile ilgili yaptıkları çalıĢmalar sonucunda meranın yıllık kuru ot verimini 144 kg/da olarak belirlemiĢlerdir.

Yılmaz ve Büyükburç (1996) Tokat’ta korunan bir merada bitki ile kaplı alanın % 73.90,

ağırlığa göre botanik kompozisyonun % 65.20’sinin baklagiller, % 24.50’sinin buğdaygiller ve % 10.30’unun diğer familyalardan oluĢtuğunu tespit etmiĢlerdir.

Başbağ ve ark.(1997) Diyarbakır’da korunan bir mera alanında bitki tür ve kompozisyonları

ile ot veriminin incelenmesi üzerine yaptıkları çalıĢmada botanik kompozisyonun % 48.25 buğdaygiller, % 24.59 baklagiller ve % 27.16’sının diğer familyalar ait bitkilerden olduğunu ve kısmi ot veriminin 377kg/da bulunduğunu bildirmiĢlerdir.

Kendir (1999) Ankara ili AyaĢ Ġlçesindeki doğal bir meranın bitki örtüsü, yem verimi ve

mera durumunun belirlenmesi amacı ile yapılan araĢtırmada botanik kompozisyonda bulunan 42 bitki türünden en fazla tekrar edenler koyun yumağı (% 49), kekik (% 28) ve sorguçlu gümüĢ otu (% 15) olduğunu tespit etmiĢtir. Ayrıca meranın yem verimi 102,12 kg/da kuru ot olarak bulmuĢ mera durumunu zayıf olarak (3,71) bildirmiĢtir.

Cerit ve Altın (1999) Tekirdağ yöresi meralarının vejetasyon yapısı ve bazı ekolojik

özelliklerinin araĢtırılması amacı ile 1991- 1995 yılları arasında yaptıkları bir araĢtırmada; botanik kompozisyonda buğdaygiller oranının % 40.00, baklagiller oranının % 25.00 ve diğer familyaların oranının % 35.00 olduğunu saptamıĢlardır.

Yılmaz ve ark. (1999) Ağır ve nispeten ağır otlatılan meranın bitki örtüleri ile kuru ot

verimlerinin incelenmesi üzerine yaptıkları araĢtırmada hafif otlatılan merada 174,14 kg/da, ağır otlatılan merada 63,08 kg/da olarak bulmuĢlardır.

(15)

6

Tükel ve ark. (1999) Göksu havzasında yer alan çayır ve meraların bitki örtüsü, verim ve

yem kaliteleri üzerine yaptıkları bir çalıĢmada; incelenen havzada yer alan 6 köy merasındaki bitki ile kaplı alan oranları düĢük olan köylerin hayvan varlığının yüksek olduğunu, meraların kuru ot verimlerinin 70.40 -262.60 kg/da arasında değiĢtiğini saptamıĢtır.

Aydın ve Uzun (2000) Ladik ilçesi Salur köyü merasında yaptıkları araĢtırmada üç yılın

ortalaması olarak mera vejetasyonunun baklagil oranları % 61.20 ve % 70.40, buğdaygil oranları % 5.43 ve % 11.94, diğer familyaların oranları ise % 21.90 ve % 31.47 arasında değiĢtiğini belirlemiĢtir. ĠĢlemlerin ortalaması olarak, denemenin ilk yılında % 56.60 olan baklagil oranı, 1997 ve 1998 yıllarında sırasıyla % 69.13 ve % 68.23 olmuĢtur. Son iki ortalama arasındaki fark önemsizdir. Denemenin birinci yılında % 5.83 olan buğdaygil oranı, son iki yılda sırasıyla % 7.15 ve % 8.90’ a çıktığı tespit edilmiĢtir. Buğdaygil oranı incelendiğinde denemenin 1. ve 3. Yılları arasındaki fark önemli bulunmuĢtur.

Tuna (2000) Trakya yöresi doğal mera vejetasyonlarının yapısı ve bazı çevre faktörleri ile

iliĢkisi üzerine Trakya bölgesinin değiĢik yörelerinde bulunan doğal meralarda yaptığı araĢtırmada tamamen korunan meraların verimlerinin Çorlu’ da 183,00 kg/da, Gelibolu’ da 253,30 kg/da olduğunu bildirmiĢtir.

Koç ve ark.(2003) Atatürk Üniversitesi meralarında yapılan çalıĢmada botanik

kompozisyonda toplam buğdaygil oranı sonbahar kuraklığından etkilenmezken, ilkbaharda kuraklığın ortaya çıkıĢı geciktikçe azalmıĢtır. Sonbahar kuraklığı baklagil oranını azaltırken, ilkbahar/yaz döneminde geciken kuraklık diğer familyaların oranını artırmıĢtır. Buna karĢılık sonbahar kuraklığı ve ilkbahar/yaz döneminde geciken kuraklık mera kalite derecesini azaltmıĢtır.

Çınar (2001) Adana ili, Tufanbeyli ilçesi, Hanyeri köyünde doğal bir meranın dört farklı

yöneyinin botanik kompozisyon ve verim açısından birbirleriyle karĢılaĢtırılması amacıyla yaptığı çalıĢmada mera yöneylerinin kuru ot verimi açısından istatistiksel olarak önemli bir farlılık göstermediğini, ağırlığa göre botanik kompozisyonun % 26.20’sını buğdaygiller, % 15.30’unu baklagiller, % 58.50’sinin ise diğer familya bitkilerinden oluĢtuğunu, araĢtırmada bir otlatma mevsiminde hayvan basına ihtiyaç duyulan mera alanını ise 22.10 da olarak bildirmiĢtir.

(16)

7

Çelik ve ark.(2001) Uludağ üniversitesi Kampus alanı içerisindeki mera alanında yaptıkları

araĢtırmada bitki ile kaplı alanı yüksek bulmuĢlar ve mera alanının ortalama olarak % 80,86’ ının bitki ile kaplı olduğunu tespit etmiĢlerdir. Meranın % 32,52’si baklagillere, % 20,90’ı buğdaygillere ve % 28,44’ü ise çoğu yabancı ot olarak tanımlanabilen diğer familyalardan bitkilere ait olduğunu bildirmiĢlerdir.

Terzioğlu ve Yalvaç (2004) Yaptıkları bir çalıĢmada, Van merkez Atmaca ve Edremit

Dönemeç köylerinin doğal meralarında bitki boyları, kuru ot verimi, bitki kompozisyonu ve bitkiyle kaplı alan belirlemiĢlerdir. Deneme sonucunda kuru ot verimleri Atmaca köyünde 157.5 kg/da, Dönemeç köyünde 180.4kg/da botanik kompozisyon Atmaca’da Poaceae % 37.90, Fabaceae % 25.60 diğergiller % 36.50 Dönemeç’te Poaceae % 48.00, Fabaceae % 17.50 Diğergiller % 34.50 bitki ile kaplı alan Atmaca’da % 45.30 Dönemeç’te % 50.70 olarak bulunmuĢtur. Bu köylerin meralarındaki ikinci ölçümde sırasıyla kısa boylu bitkiler için 10.50 ve 9.86, orta boylu bitkiler için, 15.63 ve 13.24, uzun boylu bitkiler için 19.50 ve 17.48 cm değerleri belirlenmiĢtir. Dönemeç köyünde (180.40 kg/da), Atmaca köyünden (157.50 kg/da) daha yüksek kuru ot verimi alınmıĢtır.

Başbağ ve Gül (2005) Diyarbakır da korunan ve korunmayan mera kesimlerinde yaptıkları

araĢtırmada, korunan mera kesimlerinde 7 familyaya ait 33, otlatılan mera kesimlerinde 6 familyaya ait 26 tür bitkiye rastlandığını, otlatılan merada bitki ile kaplı alanı % 70.20 korunan mera da % 86.48 olduğunu bildirmiĢlerdir. Ayrıca otlatılan kesimde baklagillerin önemli derecede azaldığını, diğer familyalardan olan bitkilerin baklagiller kadar olmamakla birlikte azalma gösterdiği, buna karĢında buğdaygillerin artıĢ gösterdiğini bildirmiĢlerdir.

Bilgen ve Özyiğit (2005) Elmalı ilçesine bağlı Yalnızdam merasında bitki ile kaplı alan

yüksek çıkarken (% 76.50), diğer 5 merada % 43.06’nın altındadır. AraĢtırma sonucunda, meraların tür açısından zayıf olduğu belirlenmiĢtir. Meralarda bulunan türler içinde baklagil oranının çok düĢük olduğu belirlenmiĢtir.

Altın ve ark.(2005) Ġstanbul Ġli Pirinççi köyü meralarında, birinci ve ikinci biçimde, ilk yıl

sırasıyla 4999.60 kg/da ve 2426.60 kg/da; ikinci yılda da 959.50 kg/da ve 982.10 kg/da yeĢil ot elde edilmiĢtir. Ġki yılın ortalama yeĢil ot verimi 2340.30 kg/da olarak belirlenmiĢtir. Ortalama kuru ot verimleri ise ilk yıl aynı sırayla 944.60 kg/da ve 672.40 kg/da; ikinci yılda 259.60 kg/da ve 157 kg/da düzeyindedir. Ġki yılın ortalama kuru ot verimi 507.00 kg/da’dır.

(17)

8

3- MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

3.1.1. Araştırma Yerinin İklim ve Toprak Özellikleri

Ġstanbul, Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi arasında geçiĢ özelliği gösteren bir iklime sahip olup, Marmara Bölgesinin en çok yağıĢ alan Ģehirlerinden birisidir. Ġl yazları sıcak ve nemli; kıĢları soğuk, yağıĢlı ve bazen karlıdır. Uzun yıllar yıllık yağıĢ düĢüĢü ortalaması 870 mm’dir. Nem oranının yüksek olması, hava sıcaklığının daha sıcak soğukluğunun ise daha soğuk hissedilmesine neden olmaktadır.

Çizelge 3.1. Ġstanbul (Florya) Ġli On Yıllık ve 2008- 2009 Yılı Ġklim Verileri Ortalamaları

AYLAR

2008 YILI 2009 YILI UZUN YILLAR

Ortalama Sıcaklık ( °C ) Ortalama Nisbi Nem ( % ) Ortalama Yağış ( mm) Ortalama Sıcaklık ( °C ) Ortalama Nisbi Nem ( % ) Ortalama Yağış ( mm ) Ortalama Sıcaklık ( °C ) Ortalama Nisbi Nem ( % ) Ortalama Yağış ( mm ) Ocak 4.9 72.1 34.6 7.6 74.2 103.1 6.6 85.5 74.2 Şubat 6.4 73.4 56.6 5.2 72.2 146.2 6.7 84.0 92.2 Mart 11.9 69.3 80.1 8.9 73.0 112.4 9.2 80.4 66.1 Nisan 15.4 65.7 15.6 12.1 69.0 27.3 13.8 77.6 44.0 Mayıs 18.2 62.2 22.8 18.6 63.1 6.9 18.9 76.7 29.1 Haziran 23.6 61.8 7.9 23.6 59.8 6.9 24.5 72.7 28.0 Temmuz 24.9 62.0 38.4 25.8 62.5 3.2 27.6 71.7 19.0 Ağustos 26.2 64.6 0.0 27.7 66.5 0.0 27.7 75.0 29.7 Eylül 21.3 66.7 15.8 22.3 67.7 20.8 22.9 77.3 35.5 Ekim 11.1 76.7 90.9 12.3 77.0 93.3 17.5 83.1 75.8 Kasım 10.5 76.8 76.6 11.1 77.2 86.6 12.4 84.6 88.4 Aralık 7.7 77.5 70.7 7.3 77.0 73.6 8.4 84.1 87.6 ORTALAMA 15.2 69.1 15.2 70.0 16.4 79.4 TOPLAM 510.0 613.0 670.0

Çizelge 3.1 incelendiğinde on yıllık (1998–2008) rasatlara göre, Ġstanbul’da yılın en düĢük ve en yüksek ortalama sıcaklıklarının görüldüğü Ocak ve Ağustos ayları sıcaklık ortalamaları 6.6°C ve 27.7°C iken, 2009 yılında Ocak ayı ortalama sıcaklık 7.6°C, Temmuz ayı sıcaklık

(18)

9

ortalaması 25,8 °C olmuĢtur. 2009 yılı ortalama sıcaklık değeri (15.2°C) uzun yıllar sıcaklık ortalamasından (16.4°C) daha düĢük olmuĢtur.

2008 yılında en düĢük sıcaklık Ocak ayında 4,9°C derece, en yüksek sıcaklık ise Ağustos ayında 26,2 °C derece olarak ölçülmüĢtür. Bu yılda ortalama nispi nem oranı % 69,1olup Aralık ayında en yüksek seviyeye (% 77.5) ulaĢmaktadır. Kar yağıĢları genellikle Aralık ve Mart ayları arasındaki dönemde olmaktadır. 2009 yılı verileri incelendiğinde en düĢük sıcaklık 5.2°C derece ile ġubat ayında kaydedilmiĢtir. En yüksek sıcaklık ise Ağustos ayında 27.7°C derece olarak ölçülmüĢtür (Çizelge 3.1).

Ġstanbul’da uzun yıllar yağıĢ ortalamalarına göre en yağıĢlı ay 92.2 mm ile ġubat, en kurak ay ise 19.0 mm ile Temmuz ayıdır. 2008 yılında 90.9 mm ile en yağıĢlı ay Ekim ayı, en kurak ay ise 0.0 mm yağıĢ ile Ağustos olarak kaydedilmiĢtir. 2009 yılında ise en yağıĢlı ay 146.2 mm ile ġubat ayı, en kurak ay ise 0.0 mm ile Ağustos ayı olmuĢtur. 2008 ve 2009 yıllarında önceki yıllara ait ortalamalara göre sıcaklıkta çok büyük bir fark olmamıĢtır ve daha kurak geçmiĢtir.

Ġstanbul’da uzun yıllar yağıĢ ortalaması 670.0 mm’dir. Uzun yıllara ait yıllık ortalama toplam yağıĢın % 37.9’ı kıĢ, % 20.8’i ilkbahar, % 11.5’i yaz ve % 29.8’i sonbahar mevsiminde düĢtüğü görülmektedir. 2008 ve 2009 yıllarında ise bu oran kıĢ mevsiminde % 31,70, ilkbahar mevsiminde % 23,23, yaz mevsiminde % 11,01 ve % 34’ü sonbahar mevsiminde olmuĢtur.

Ġstanbul ilinin uzun yıllar nisbi nem ortalaması % 79.4 dür. Ġlde kıĢ aylarında yükselen nisbi nem, kısmen de olsa yaz aylarında düĢüĢ göstermektedir. Ekim, Kasım, Aralık, Ocak ve Mart aylarında nisbi nem oranı % 80'in üzerindedir. AraĢtırma yerinin kıyı Ģeridine yakın olması nedeniyle nisbi nem oranı genel olarak yüksek olmuĢtur. AraĢtırma için kullanılan iklim verileri Florya gözlem evinden temin edilmiĢtir.

Ġstanbul ve çevresinde kahverengi orman, kireçsiz kahverengi orman ve kireçsiz orman toprakları yaygındır. Bunlar sığ olup, A ve C horizonlarına sahiptir. B horizonları çoğu zaman yoktur. AĢınmanın fazla olduğu yerlerde bu topraklarda ana kayanın yüzeye yaklaĢması nedeniyle taĢlılık görülmektedir.

(19)

10

Ġstanbul Ġlindeki topraklarda erozyon, toprağın sığlığı, taĢlılık, kayalık, drenaj ve tuzluluk gibi etkinlikleri değiĢen bitki yetiĢmesini ve tarımsal faaliyetleri sınırlayan bazı problemler bulunmaktadır.

Yörenin kuzeyi ve platoları ile güney kıyı Ģeridinde oldukça kuvvetli bir podzolizasyon hakimdir ve bu durum gerek Belgrad Ormanında, gerekse Karadeniz kıyı Ģeridi boyunca uzanan ve yer yer platoyu da örten gevĢek Neojen depoları üzerinde meydana gelen toprak profillerinde açıkça görülmektedir. Buna karĢılık yörenin Kocaeli kıyılarında Akdeniz Bölgesinin karakteristik toprak tipi olan Kırmızı Akdeniz Toprakları (alfisoller), Trakya’nın Marmara kıyılarında ise daha çok killi ve marnlı ana kaya etkilerini yansıtan rendzina (mollisol) toprak tipleri yaygındır (Anonim 2009).

3.1.2. Araştırma Yerinin Bitki Örtüsü

AraĢtırmanın yürütüldüğü Silivri Ġlçesi Fener Köyü merası 41° 03 kuzey paraleli ve 28° 20 doğu meridyenlerinin birleĢtiği noktada il merkezinin 67 km batısında yer almaktadır. Silivri yöresinin içinde bulunduğu bölgedeki topografya hafif dalgalı düzlükler biçiminde yüksekliği 60 m’yi geçmeyen tepelerdir. Söz konusu topografya güneyde kıyıdan baĢlamakta ve daha kuzeye doğru yavaĢ bir biçimde devam etmektedir.

Ġlin doğal bitki örtüsünde kuzeye bakan yamaçlarla güneye bakan yamaçlar arasında farklılıklar görülmektedir. Ġlimizde Akdeniz bitki örtüsü önemli yer tutmaktadır. Akdeniz bitki örtüsü; Marmara Denizi kıyılarını, boğazların her iki yakasını ve adaları kaplamakta, Karadeniz kıyılarında da denizin uzantısının ulaĢtığı yerlere kadar yayılmaktadır. Maki toplulukları, kurakçıl orman bitkileri, ilin orta kesimlerindeki ormanlarda meĢe türleri egemendir. Makiler Karadeniz kıyılarında daha dar bir alana yayılmıĢtır. Kuzeybatıya doğru gidildikçe makilikler azalmaya baĢlar. Kuzeye bakan yamaçlarda, özellikle de Karadeniz kıyısına yakın kesimlerde kayın, gürgen, kestane gibi nemcil orman bitkileri görülmektedir. Trakya kesiminin kıyı bölgelerinde yapraklarını döken çalılar ile beraber yer yer makiliklerde bulunmaktadır. Maki örtüsünün dıĢında kalan ormanla kaplı alanlarda meĢe türleri hakimdir. AraĢtırmanın yürütüldüğü Fener köyü merası otsu bitkilerle kaplıdır.

(20)

11

3.2. Metot

3.2.1. Araştırmanın Düzenlenmesi

AraĢtırmanın amacı, farklı zamanlarda Fener köyü mera vejetasyonun botanik kompozisyonlarını tespit etmek, familyaların ağırlık esasına göre verime katılma oranlarını saptamak ve yıllar arasındaki iliĢkiyi belirlemektir. Kullanılan yöntemlerden ağırlık esasına dayalı ölçümlerle botanik kompozisyon ile yeĢil ve kuru ot verimi tespit edilmiĢtir.

AraĢtırma, Ġstanbul ili Silivri ilçesi Fener köyü merasında yapılmıĢtır. Fener köyü Ġstanbul Silivri otoyol giĢesi çıkıĢında Marmara denizine yaklaĢık 25 km uzaklıkta olup köy merası Sinekli yolu üzerinde 9 farklı parçalı toplam 1908 da alanı kaplamaktadır. Mera parsellerinin ortalama eğimi % 7–10 arasındadır. Mera alanları hafif eğimli olup yer yer düz ve düze yakın eğim özelliği göstermektedir. Fener köyü merası Ġstanbul Tarım Ġl Müdürlüğü tarafından 2004 yılında ıslah programına alınmıĢtır. Mera parsellerine 2004 yılı Kasım ayı içerisinde dekara ortalama 14 kg 20 – 20 – 0 kompoze gübre uygulanmıĢ, 2005 yılı Mart ayı içerisinde ise dekara ortalama 16 kg % 26 amonyum nitrat gübresi atılmıĢtır.

Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 6 tekrarlamalı olarak kurulmuĢtur. Her deneme parseli 100 m²‘lik alana sahip olup, toplam çalıĢma alanını temsil edebilir niteliktedir. Mera vejetasyonunun ve bunu oluĢturan baklagil, buğdaygil ve diğer familyalara ait önemli türlerin yıl boyu geliĢme durumları ve üretim potansiyelleri ağırlığa ve bitki boyu esasına göre belirlenmiĢtir. Bunun için bitki örtüsünün ve bunu oluĢturan bu familyalardan gruplara ait baskın durumdaki türler belirlenerek, bu bitkilerin büyüme durumları her yıl mart ayının ilk gününden itibaren birer hafta aralıklarla 14 hafta boyunca cm olarak ölçülmüĢtür. Her boy ölçümünde 0.50x0.50=0.25 m²’lik alanlar çim biçme makası ile anız kalacak Ģekilde biçilmiĢtir. Bu verilerle haftalık büyüme ve verim değerleri yaĢ ve kuru ot cinsinden belirlenmiĢtir.

(21)

12

Otlatma öncesinde (birinci yıl: 01.05.2008, ikinci yıl: 01.05.2009) ölçüm alanları tel kafesler içerisine alınmıĢ, bu tarihten sonra gözlemler bu kafesler içerisindeki örneklerle yapılmıĢtır. Tel kafesler 1,10 x 1,10 = 1.21 m² alan ve 80 cm yükseklikte olup dört ayak üzerinde ince demir örmelidir. Biçimlerden elde edilen yeĢil ot örnekleri naylon torbalara alınarak çalıĢma ortamına taĢınmıĢtır. Baklagiller, buğdaygiller ve diğer familyalara ait bitkiler gruplandırılmıĢ ve tartılarak ağırlığa göre botanik kompozisyon hesaplanmıĢtır. Biçimlerle belirlenen değerler kullanılarak dekara verimler tespit edilmiĢtir.

Bitki boylarının ölçümlerine baĢlanıldığı tarih itibariyle örnek parsellerde boy ölçümleri yapılan bitkiler biçilerek tartılmıĢ ve elde edilen değerler kg/da çevrilerek yeĢil ot verimleri hesaplanmıĢtır. YeĢil ot olarak tartılan bitkiler familyalarına göre baklagil, buğdaygil ve diğer Ģeklinde gruplandırılarak kuru ot verimlerini belirlemek amacıyla gazetede gölgede kurutulmuĢtur. Kurutulan ve familyalara göre gruplandırılan bitkiler kuru olarak tartılmıĢ ve kuru ot değerleri kg/da olarak hesaplanmıĢ ve yüzde botanik kompozisyonu belirlenmiĢtir. Verilerin istatistiki analizleri Jump Paket Programında, tesadüf blokları deneme desenine göre yapılmıĢtır.

(22)

13

4 – ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA

4.1. Yeşil Ot Verimleri

2008 ve 2009 yıllarına ait yeĢil ot verimleri ve ortalama yeĢil ot verimleri Çizelge 4.1’ de, yeĢil ot verimlerine ait varyans analizi sonuçları ise Çizelge 4.2’de sunulmuĢtur.

Çizelge 4.1 2008 ve 2009 Yılları Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen YeĢil Ot Verimleri ve Ortalamaları (kg/da)

Çizelge 4.1 incelendiğinde 2008 ve 2009 yıllarında sırasıyla 952,81 ve 1018,90 kg/da yeĢil ot elde edilmiĢtir. Her iki yılda da 10 Haziran tarihinde (2008 yılı 1720,00 kg/da – 2009 yılı 1845,33kg/da) yapılan biçimlerden elde edilen yeĢil ot veriminin en fazla olduğu belirlenmiĢtir. Otlatma baĢlangıcı olan 2 Mayıs tarihinde ise 2008 yılında 1113,33 kg/da ve 2009 yılında ise 1192,67 kg/da yeĢil ot verimi saptanmıĢtır. 20 Haziran tarihinden itibaren yeĢil ot veriminin düĢtüğü gözlemlenmiĢtir. Altın ve ark.(2005) Ġstanbul Ġli Pirinççi köyü meralarında, birinci ve ikinci biçimde, ilk yıl sırasıyla 4999.60 ve 2426.60 kg/da; ikinci yılda da 959.50 ve 982.10 kg/da yeĢil ot elde etmiĢlerdir. Ġki yılın ortalama yeĢil ot verimi 2340.30 kg/da olarak belirlenmiĢtir. Bu deneme alanında ise iki yılın ortalama yeĢil ot verimi 985,86

Biçim Zamanı 7 Mart 376,67 F 399,33 G 388,00 G 14 Mart 489,33 F 516,00 F G 502,67 F G 28 Mart 377,33 F 400,00 F G 388,67 G 4 Nisan 502,67 F 534,00 F G 518,33 F G 11 Nisan 721,33 E F 768,67 E F G 745,00 E F 18 Nisan 728,00 E F 779,33 E F 753,67 E F 2 Mayıs 1113,33 C D 1192,67 C D 1153,00 C D 9 Mayıs 1369,33 A B C 1467,33 A B C 1418,33 B 20 Mayıs 1356,67 B C 1454,00 B C 1405,33 B C 29 Mayıs 1510,00 A B 1619,33 A B 1564,67 A B 10 Haziran 1720,00 A 1845,33 A 1782,67 A 20 Haziran 1068,00 C D E 1144,00 C D E 1106,00 D 27 Haziran 1100,00 C D 1176,67 C D 1138,33 D 4 Temmuz 906,67 D E 968,00 D E 937,33 D E Ortalama 952,81 1018,90 985,86 LSD 0,05 352,60 380,15 255,55

2008 Yılı Yeşil Ot Verimleri (kg/da)

2009 Yılı Yeşil Ot Verimleri (kg/da)

Ortalama Yeşil Ot Verimleri (kg/da)

(23)

14

kg/da olarak belirlenmiĢtir (Çizelge 4.1). Aradaki bu farklılık Pirinççi merasının yapay mera olması ve daha çok gübre verilmesinden kaynaklanmıĢtır.

Çizelge 4.2 YeĢil Ot Verimleri Ait Varyans Analizi Sonuçları

Varyasyon kaynağı Serbestlik derecesi F Değerleri F Cetvel 2008 2009 % 5 % 1 Tekerrür 5 3.29** 3.42** 2.21 3.02 Biçim zamanı 13 12.29** 12.27** 1.52 1.79 HATA 65 Genel 83 ** P< 0.01 düzeyinde önemli

2008 ve 2009 yıllarında elde edilen yeĢil ot verimleri arasında istatistiksel açıdan fark olduğundan dolayı yıllar ayrı ayrı analiz edilerek değerlendirilmiĢ analiz sonuçları ve F cetvel değerleri Çizelge 4.2’ de verilmiĢtir. Her yıl için ayrı yapılan analiz sonucu yeĢil ot verimi incelendiğinde farklı biçim zamanlarının istatistiksel olarak % 1 düzeyinde yeĢil ot verimleri üzerinde etkili olduğu saptanmıĢtır.

Mera alanının yem verimi meranın vejetasyonu, iklim ve toprak yapısı gibi etkenlere göre değiĢkenlik gösterir. Bu etkenlerden birinin ya da birden fazlasının olumsuz olması meranın verimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Altın (1994) otlatmayı; çayır mera bitkilerinin hayvanlar tarafından belirli bir yükseklikten koparılmalarını sağlayacak Ģekilde hayvanların sevk ve idaresini sağlama iĢi olarak tanımlamıĢtır. Mera bitkilerinin geliĢimi ve verimliliğinin devamını sağlamak için meraya uygun otlatma mevsiminde hayvan sokulmalıdır. Altın (1994) Otlatma mevsimini ise mera bitkilerinin otlatma olgunluğuna eriĢtikleri tarih ile otlatmanın sona ermesi gereken tarih arasındaki periyod olarak tanımlamıĢtır. ÇalıĢmanın yürütüldüğü mera alanında otlatma tarihi 1 Mayıs olarak belirlenmiĢtir. Örnekleme tarihlerinde verimdeki önemli değiĢimler bitkilerin büyümeleri ile iliĢkilidir. Deneme alanındaki bitkiler uygun sıcaklık ve yağıĢ ile 11 Nisan tarihinden itibaren hızla büyüme göstermiĢtir. Bu durum bitkilerin verimlerinin artmasına neden olmuĢtur.

4.2. Kuru Ot Verimleri

Mera alanında 2008 yılında tespit edilen baklagil, buğdaygil, diğer familyalar ve toplam kuru ot verimleri Çizelge 4.3’de, 2009 yılında tespit edilen baklagil, buğdaygil, diğer familyalar ve toplam kuru ot verimleri Çizelge 4.4’de, Ġki yılın bütün türlerin toplam kuru ot verimlerine ait

(24)

15

ortalama verim değerleri Çizelge 4.5’de ve 2008 ve 2009 yıllarının ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucu elde edilen verilerin varyans analiz tablosu Çizelge 4.6’da gösterilmiĢtir.

Çizelge 4.3 2008 Yılı Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Kuru Ot Verimleri ve Ortalamaları (kg/da)

2008 yılında 07 Mart – 04 Temmuz tarihleri arasında ortalama 219,15 kg/da kuru ot verimi saptanmıĢtır. Meranın otlatmaya açıldığı 2 Mayıs tarihindeki kuru ot miktarı 248,00 kg/da olarak belirlenmiĢtir. Türlerin ağırlıkları baklagiller 159,00 kg/da, buğdaygiller 64,50 kg/da, diğer familyalar ise 24,50 kg/da olarak tespit edilmiĢtir.

Biçim

Zamanı

7 Mart

19,33 I

45,00 C D

28,17

92,50 G

14 Mart

38,33 H I

46,50 C D

37,33

122,17 F G

28 Mart

61,17 G H I

19,50 D

10,50

91,17 G

4 Nisan

87,00 F G H

21,17 D

10,17

118,33 G

11 Nisan

93,00 E F G H

39,33 C D

46,50

178,83 E F G

18 Nisan

105,83 E F G

44,33 C D

23,83

174,00 E F G

2 Mayıs

159,00 B C D E

64,50 B C

24,50

248,00 B C D E

9 Mayıs

210,50 A B

99,67 A B

22,33

332,50 A B

20 Mayıs

172,83 A B C D

89,83 A B

34,83

297,50 B C D

29 Mayıs

204,67 A B C

86,00 A B

21,67

312,33 A B C

10 Haziran

237,67 A

111,83 A

45,50

395,00 A

20 Haziran

107,33 D E F G

90,17 A B

39,50

237,00 C D E

27 Haziran

141,50 C D E F

92,50 A B

25,00

259,00 B C D E

4 Temmuz

71,17 G H I

107,83 A

30,83

209,83 D E F

Ortalama

122,10

68,44

28,62

219,15

LSD 0,05

66,56

37,42

28,76

91,22

Baklagil Kuru Ot Verimi

(kg/da)

Buğdaygil Kuru Ot Verimi

(kg/da)

Diğer Türlere Ait Kuru

Ot Verimi (kg/da)

(25)

16

Çizelge 4.4 2009 Yılı Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Kuru Ot Verimleri ve Ortalamaları (kg/da)

2009 yılında 07 Mart – 04 Temmuz tarihleri arasında ortalama 236,99 kg/da kuru ot verimi saptanmıĢtır. Meranın otlatmaya açıldığı 2 Mayıs tarihindeki kuru ot miktarı 261,50 kg/da olarak belirlenmiĢtir. Türlerin ağırlıkları baklagiller 158,17 kg/da, buğdaygiller 76,67 kg/da, diğergiller ise 26,67 kg/da olarak tespit edilmiĢtir. 10 Haziran tarihinde yapılan biçimlerden elde edilen toplam kuru ot verimi ortalama 439,67 kg/da olarak saptanmıĢtır.

Biçim zamanı 7 Mart 20,67 G 55,17 D E F 21,83 97,67 F 14 Mart 41,33 F G 52,33 D E F 28,67 122,33 F 28 Mart 72,83 E F G 19,83 F 6,17 98,83 F 4 Nisan 94,17 D E F 24,17 F 10,33 128,67 F 11 Nisan 97,67 D E F 43,00 E F 36,33 177,00 E F 18 Nisan 118,83 D E 51,17 D E F 20,00 190,00 D E F 2 Mayıs 158,17 B C D 76,67 C D E 26,67 261,50 C D E 9 Mayıs 195,83 A B C 88,67 C D 23,33 307,83 B C 20 Mayıs 207,50 A B C 105,17 A B C 23,83 336,50 B C 29 Mayıs 226,00 A B 110,67 A B C 32,50 369,17 A B 10 Haziran 254,33 A 140,67 A 44,67 439,67 A 20 Haziran 111,83 D E F 97,33 B C 57,00 266,17 C D E 27 Haziran 146,17 C D 111,83 A B C 25,50 283,50 B C D 4 Temmuz 71,00 E F G 131,17 A B 36,83 239,00 C D E Ortalama 129,74 79,13 28,12 236,99 LSD 0,05 72,38 40,64 31,84 102,52

Baklagil Kuru Ot Ağırlıkları (kg/da)

Buğdaygil Kuru Ot Ağırlıkları (kg/da)

Diğer Türlere Ait Kuru Ot Ağırlıkları

Toplam Kuru Ot Verimleri (kg/da)

(26)

17

Çizelge 4.5 2008 ve 2009 Yılları Ortalama Kuru Ot Ağırlıkları (kg/da)

Çizelge 4.6 Kuru Ot Verimlerine Ait Varyans Analiz Sonuçlar

**P<0.01 düzeyinde önemli

Çizelge 4.6 incelendiğinde 2008 yılı baklagil, buğdaygil ve diğer türlerin tekerrürleri arasında fark belirlenmemiĢtir. Toplam verimde ise istatiksel olarak % 1 düzeyinde kuru ot verimleri üzerinde etkili olduğu saptanmıĢtır. 2009 sütunu değerlendirildiğinde baklagil ve diğer türlerin tekerrürleri arasında fark önemsiz, buğdaygiller ve toplam kuru ot veriminde fark önemli olmuĢtur (P<0.01).

Biçim

Zamanı

7 Mart

20,00 H

50,08 D E

25,00 B C D

95,08 H

14 Mart

39,83 H

49,42 D E F

33,00 A B C

122,25 H

28 Mart

67,00 G H

19,67 G

8,33 D

95,00 G H

4 Nisan

90,58 G

22,67 F G

10,25 D

123,50 G H

11 Nisan

95,33 F G

41,17 E F G

41,42 A B C

177,92 F G

18 Nisan

112,33 E F G

47,75 D E F

21,92 C D

182,00 F G

2 Mayıs

158,58 C D E

70,58 C D

25,58 B C D

254,75 C D E

9 Mayıs

203,17 A B C

94,17 B C

22,83 C D

320,17 B C

20 Mayıs

190,17 B C D

97,50 B C

29,33 A B C D

317,00 B C D

29 Mayıs

215,33 A B

98,33 B

27,08 A B C D

340,75 B

10 Haziran

246,00 A

126,25 A

45,08 A B

417,33 A

20 Haziran

109,58 F G

93,75 B C

48,25 A

251,58 D E

27 Haziran

143,83 D E F

102,17 A B

25,25 B C D

271,25 C D E

4 Temmuz

71,08 G H

119,50 A B

33,83 A B C

224,42 E F

Ortalama

125,92

73,79

28,37

228,07

LSD 0,05

48,42

27,20

21,11

67,59

Baklagil Kuru Ot Ağırlıkları

(kg/da)

Buğdaygil Kuru Ot Ağırlıkları

(kg/da)

Diğer Kuru Otların Verimleri

(kg/da)

Toplam Kuru Ot Verimleri

(kg/da)

Baklagil Buğdaygil Diğer Toplam Baklagil Buğdaygil Diğer Toplam Tekerrür 5 2,92 2,58 2,95 3,97** 2,24 3,34** 1,37 3,29** 2,21 3,02 Biçim zamanı 13 8,15** 5,85** 1,22 8,65** 7,68** 7,29** 1,35 8,56** 1,52 1,79 HATA 65 Genel 83 Varyasyon kaynağı Serbestlik derecesi 5% 1% F Değerleri 2008 2009 F Cetvel

(27)

18

2008 ve 2009 yıllarında biçim zamanları baklagil, buğdaygil ve toplam kuru ot verimleri 0.01 seviyesinde önemli derecede etkilemiĢtir. Diğer türlerin geliĢme dönemlerine göre kuru ot verimindeki fark iki yılda da önemsiz bulunmuĢtur (Çizelge 4.6).

Altın ve Tuna (1991) Her yıl düzensiz otlatılan merada kuru ot veriminin 86.6 kg/da, ilkbaharda biraz korunan meralarda 141.0 kg/da olduğunu bildirmiĢlerdir. Kendir (1998) tarafından Ankara ili AyaĢ Ġlçesindeki doğal bir meranın bitki örtüsü, yem verimi ve mera durumunun belirlenmesi amacı ile yapılan araĢtırmada botanik kompozisyonda bulunan 42 bitki türünden en fazla tekrar edenler koyun yumağı (% 49), kekik (% 28) ve sorguçlu gümüĢ otu (% 15) olduğunu tespit etmiĢtir. Ayrıca meranın yem verimi 102,12 kg/da kuru ot olarak bulunmuĢ mera durumunu zayıf olarak (3,71) bildirmiĢtir. Denemenin yürütüldüğü Fener köy doğal merasında 2008 yılında 219,15 kg/da, 2009 yılında 236,99 kg/da kuru ot verimi tespit edilmiĢtir. Özkaynak ve ark. (1994) yaptıkları bir araĢtırmada meranın yıllık kuru ot verimini 144 kg/da, BaĢbağ ve ark. (1997) Diyarbakır da yaptıkları bir araĢtırmada kuru ot verimini 377 kg/da, Yılmaz ve ark. (1999) yaptıkları araĢtırmada hafif otlatılan merada 174,14 kg/da, ağır otlatılan merada 63,08 kg/da olarak bulmuĢlardır. Tuna (2000) Trakya bölgesinin değiĢik yörelerinde bulunan doğal meralarda yaptığı araĢtırmada tamamen korunan meraların verimlerinin Çorlu’ da 183,00 kg/da, Gelibolu’ da 253,30 kg/da olduğunu bildirmiĢtir. Bulgular yöremizde yapılan araĢtırmalardan yüksek (Tuna 2000) tespit ettiği verim artıĢ oranına yakınlık göstermektedir. Elde edilen verilerden çalıĢma alanda otlatma mevsimine uyulmasının, meranın korunmasının ve otlatma sistemlerine uyulmasının meranın verimine olumlu etki yaptığı tespit edilmiĢtir.

GökkuĢ ve ark. (1993b) Meralardan ekonomik Ģekilde yararlanma yolunun otlatma olduğunu, otlatmanın karlı olabilmesi için meranın üretim potansiyeli ile hayvanların faydalanabileceği maksimum ot miktarı arasında denge kurulması gerektiğini bildirmiĢlerdir. Bunun da ancak meranın kapasitesi dahilinde olacağını, otlatma kapasitesinin meranın vejetasyonu, toprak ve diğer unsurlarına uzun yıllar zarar vermeden birim alanda otlayabilecek en fazla hayvan sayısı olduğunu, otlatma kapasitesinin hesaplanması için meranın yem veriminin, yararlanma faktörünün ve bir hayvanın bir günlük yem ihtiyacının bilinmesi gerektiğini belirtmektedirler. AraĢtırıcılar 1 hayvan biriminin (HB) 500 kg civarında canlı ağırlığa sahip ergin laktasyon döneminde kültür ırkı ve melezlerinin olduğunu, günlük 10 kg civarında kuru ot tükettiklerini, otlatma kapasitesi hesaplamalarında yerli ırk sığırlarda bunun yarısının, küçükbaĢ (koyun, keçi) hayvanlarda ise 1/10’inin alınması gerektiğini, yararlanma faktörü

(28)

19

olarak meranın ürettiği faydalı ot miktarının % 50’sinin alınması gerektiğini belirtmiĢlerdir.Yine aynı araĢtırıcılar koyun ve keçilerin suya günlük ihtiyaç duymayıp, daha çok gezinme eğiliminde olduklarını, bundan dolayı küçükbaĢ hayvanlar ile otlatılan meralarda su kaynaklarından uzaklığın otlatma kapasitesi hesaplamalarında azaltmaya gerek olmadığını belirtmiĢlerdir. Her parsel için tespit edilen toplam kuru ot verimi kullanılarak 1 ha meranın otlatma kapasitesi ülkemizde yaygın olarak kullanılan (Erkun, 1971; Yılmaz, 1977) aĢağıdaki eĢitliğe göre hesaplanmıĢtır.

Yukarıdaki eĢitlikte mera alanı 1 ha olarak alınmıĢtır. Meranın bulunduğu bölgenin yarı kurak bir bölge olması nedeniyle; faydalanılabilir yem oranı olarak kurak ve yarı kurak bölge meraları için tavsiye edilen (Tükel ve ark. 1997) oran olan % 50 alınmıĢtır. Meranın ortalama kapasitesi HB olarak hesaplanmıĢtır. Bu sebeple, yukarıdaki eĢitlikte bir hayvanın bir günlük yem gereksinimi, 500 kg canlı ağırlığındaki bir hayvanın canlı ağırlığının % 2.5’ i kadar kuru ot tüketileceği dikkate alınarak 12.5 kg/gün olarak alınmıĢtır. Meraya en yakın iklim istasyonu olan Ġstanbul Florya meteoroloji kayıtları dikkate alınarak, merada otlatma mevsiminin 180 gün (1 Mayıs-1Kasım) olduğu kabul edilmiĢtir. 180 günlük (1 Mayıs - 1 Kasım) bir otlatma periyodunda, ortalama kuru ot verimi 228,07 kg/da olan 1908 da’lık bir meranın faydalanma oranı 0.5 olarak alındığında hayvan birimi (HB) olarak otlatma kapasitesi;

OTLATMA KAPASĠTESĠ = 96,70 HB olarak tespit edilmiĢtir.

ÇalıĢmanın yürütüldüğü fener köyünde mevcut hayvan varlığı 1300 koyun, 470 sığır olup bunların HB cinsinden sayısı 482,5’dir. Köy merası 96,70 HB’ nin ihtiyacına cevap verecek nitelikte olduğundan mera mevcut hayvanlara yeterli değildir.

OTLATMA KAPASİTESİ =

Mera Alanı (da) x Mera Verimi (kg/da) x Yararlanma Oranı 1 Hayvanın 1 Günlük Yem Tük. (kg) x Otlatma Gün Sayısı (gün)

OTLATMA KAPASİTESİ =

1908 (da) x 228,07 (kg/da) x 0,5

12,5 (kg/gün) x 180 (gün)

(29)

20

Bir hayvanın günlük yediği kuru ot miktarı ve otlatma periyodu dikkate alınarak, bir otlatma mevsiminde hayvan basına ihtiyaç duyulan mera alanı ise;

180 gün x 12,5 kg 1 HB için gerekli mera alanı (da) =

228,07 kg/da x 0,5

1 HB için gerekli mera alanı (da) = 19,73 da olarak bulunmuĢtur.

1 HB’ ne 19,73 (da) mera alanı gerekmektedir. Bakır (1970), incelediği mera da bu değeri 37.7 da, GökkuĢ ve ark. (1993a) 17.2da, Çınar (2001) ise 22.1 da olarak saptamıĢtır.

1 BBHB için gerekli mera alanı (da) =

Otlatma Periyodu (gün) x 1 BBHB'nin Günlük Kuru Ot Gereksinimi (kg)

Mera Verimi (kg/da) x Faydalanabilir Yem Oranı

(30)

21

4.3. Meranın Yıllara ve Familyalara Göre Botanik Kompozisyonları (%)

2008 yılında tespit edilen verim değerlerine göre baklagil, buğdaygil, diğer familyaların botanik kompozisyon oranları Çizelge 4.7’de, 2009 yılında tespit edilen verim değerlerine göre baklagil, buğdaygil, diğer familyaların botanik kompozisyon oranları Çizelge 4.8’de, Ġki yıla ait ortalama baklagil, buğdaygil, diğer familyaların botanik kompozisyon yüzdeleri Çizelge 4.9’de ve 2008 ve 2009 yıllarının ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucu elde edilen verilerin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.10’da sunulmuĢtur.

Çizelge 4.7 2008 Yılı Baklagil, Buğdaygil ve Diğer Familyaların Oranları (%)

Çizelge 4.7 incelendiğinde 2008 yılı baklagil, buğdaygil ve diğer familyaların kuru ot ağırlığına göre ortalama oranları sırasıyla, % 53,59, % 32,06 ve % 14,35 olarak tespit edilmiĢtir. Biçim Zamanı 7 Mart 22,35 D 46,56 A B 31,09 A 14 Mart 26,98 C D 41,39 A B C 31,62 A 28 Mart 66,75 A 22,79 E F 10,46 B C 4 Nisan 72,97 A 17,58 F 9,45 B C 11 Nisan 56,58 A B 24,21 E F 19,21 B C 18 Nisan 60,34 A B 27,03 C D E 12,63 B C 2 Mayıs 63,58 A B 26,80 C D E 9,63 B C 9 Mayıs 62,96 A B 30,19 C D E 6,85 C 20 Mayıs 57,00 A B 31,39 C D E 11,61 B C 29 Mayıs 65,88 A 25,99 D E F 8,12 B C 10 Haziran 60,71 A B 28,30 C D E 10,99 B C 20 Haziran 45,71 B C 39,35 A B C 14,94 B C 27 Haziran 55,79 A B 33,45 B C D 10,76 B C 4 Temmuz 32,68 C D 53,77 A 13,55 B C Ortalama 53,59 32,06 14,35 LSD 0,05 19,06 15,06 11,66

Baklagil Botanik Kompozisyon (%)

Buğdaygil Botanik Kompozisyon (%)

Diğer Familyalar Botanik Kompozisyon (%)

(31)

22

Çizelge 4.8 2009 Yılı Baklagil, Buğdaygil ve Diğer Familyaların Oranları (%)

Çizelge 4.8 incelendiğinde 2009 yılında botanik kompozisyonda baklagil, buğdaygil ve diğer familyaların kuru ot ağırlığına göre ortalama oranları sırasıyla, % 53,45, % 34,53 ve % 12,03 olarak tespit edilmiĢtir.

Çizelge 4.9 2008 ve 2009 Yıllları Ortalama Baklagil, Buğdaygil ve Diğer Familyalar Oranları (%) Biçim zamanı 7 Mart 20,71 D 57,05 A 22,24 A B 14 Mart 29,27 C D 45,93 A B 24,80 A 28 Mart 72,97 A 21,66 D 5,37 D 4 Nisan 72,00 A 20,35 D 7,64 D 11 Nisan 58,89 A B 28,36 C D 12,75 B C D 18 Nisan 62,96 A B 27,79 C D 9,25 C D 2 Mayıs 60,91 A B 30,42 C D 8,67 C D 9 Mayıs 61,89 A B 28,89 C D 9,22 C D 20 Mayıs 61,91 A B 31,01 C D 7,09 D 29 Mayıs 61,33 A B 29,26 C D 9,41 C D 10 Haziran 58,39 A B 31,38 C D 10,23 C D 20 Haziran 46,75 B C 34,17 B C 19,08 A B C 27 Haziran 52,29 B 39,01 B C 8,71 C D 4 Temmuz 27,98 D 58,07 A 13,94 B C D Ortalama 53,45 34,53 12,03 LSD 0,05 18,40 12,32 10,68

Baklagil Botanik Kompozisyon (%)

Buğdaygil Botanik Kompozisyon (%)

Diğer Familyalar Botanik Kompozisyon (%)

Biçim Zamanı

Baklagil Botanik Kompozisyon (%)

Buğdaygil Botanik Kompozisyon (%)

Diğer Familyalar Botanik Kompozisyon (%) 7 Mart 21,53 E 51,81 A B 26,67 A 14 Mart 28,13 E 43,66 B C 28,21 A 28 Mart 69,86 A B 22,23 E 7,92 D 4 Nisan 72,49 A 18,97 E 8,55 C D 11 Nisan 57,74 B C D 26,29 E 15,98 B C 18 Nisan 61,65 A B C 27,41 D E 10,94 B C D 2 Mayıs 62,24 A B C 28,61 D E 9,15 C D 9 Mayıs 62,43 A B C 29,54 D E 8,03 D 20 Mayıs 59,45 A B C 31,2 D E 9,35 B C D 29 Mayıs 63,61 A B C 27,63 D E 8,77 C D 10 Haziran 59,55 A B C 29,84 D E 10,61 B C D 20 Haziran 46,23 D 36,76 C D 17,01 B 27 Haziran 54,04 C D 36,23 C D 9,73 B C D 4 Temmuz 30,33 E 55,92 A 13,75 B C D Ortalama 53,52 33,29 13,19 LSD 0,05 13,04 9,57 7,78

(32)

23

Çizelge 4.9 incelendiğinde iki yıla ait ortalama baklagil, buğdaygil, diğer familyaların botanik kompozisyon %’ deleri sırasıyla, % 53,52, % 33,29 ve % 13,19 olarak tespit edilmiĢtir.

Çizelge 4.10 Türlerin Botanik Kompozisyonlarına Ait Varyans Analiz Tablosu

**P<0.01 düzeyinde önemli

Çizelge 4.10 incelendiğinde 2008 ve 2009 yıllarında baklagil, buğdaygil ve diğer türlerin tekerrürleri arasında fark belirlenmemiĢtir. 2008 ve 2009 yıllarında biçim zamanları baklagil, buğdaygil ve diğer familyaların verime katılım oranını 0.01 seviyesinde önemli derecede etkilemiĢtir.

Bakır (1970) Ankara’da Ortadoğu Teknik Üniversitesi arazisi içerisinde yer alan bir merada botanik kompozisyonun % 39.30’unun buğdaygil, % 14.10’unun baklagil ve % 46.60’ının diğer familyalara ait bitkilerden oluĢtuğunu saptamıĢtır. GökkuĢ (1984) Atatürk Üniversitesi kampüsünde yer alan meralarda yapmıĢ olduğu bir çalıĢmada; incelenen meranın bitki örtüsünün % 57.3’ ünü buğdaygillerin, % 34.9’unu diğer familyaların ve % 7.9’unu baklagillerin oluĢturduğunu belirtmiĢtir. Tekeli ve Mengül (1991) KeĢan ilçesi Kalatepe mevkiindeki orman içi merada yaptıkları bir çalıĢmada botanik kompozsiyona baklagillerin % 16.40, buğdaygillerin % 59.60 ve diğer familyaların % 24.0 oranında katıldıklarını bildirmiĢlerdir. Tuncel (1994) Edirne merkez ilçeye bağlı Ahi köyü doğal mera alanlarında yaptığı araĢtırmasında, botanik kompozisyonun % 33.49 buğdaygiller, % 8.66 baklagiller ve % 57.85 diğer familyalara ait bitkilerin oluĢturduğunu belirlemiĢtir.

Baklagil Buğdaygil Diğer Baklagil Buğdaygil Diğer Tekerrür 5 1,29 1,3 2,58 1,36 2,74 0,57 2,21 3,02 Biçim zamanı 13 5,40** 3,49** 3,59** 6,32** 7,11** 2,45** 1,52 1,79 HATA 65 Genel 83 Varyasyon kaynağı Serbestlik derecesi F Değerleri F Cetvel 2008 2009 5% 1%

(33)

24

Yılmaz ve Büyükburç (1996) Tokat’ta korunan bir merada ağırlığa göre botanik kompozisyonun % 65.2’ inin baklagiller, % 24.5’inin buğdaygiller ve % 10.3’ünün diğer familyalardan oluĢtuğunu tespit etmiĢlerdir.

Cerit ve Altın (1999) Tekirdağ yöresi meralarının vejetasyon yapısı ve bazı ekolojik özelliklerinin araĢtırılması amacı ile 1991 - 1995 yılları arasında yaptıkları bir araĢtırmada; botanik kompozisyonda buğdaygiller oranının % 40.0, baklagiller oranının % 25.0 ve diğer familyaların oranının % 35.0 olduğunu saptamıĢlardır. Aydın ve Uzun (2000) Ladik ilçesi Salur köyü merasında yaptıkları araĢtırmada üç yılın ortalaması olarak mera vejetasyonunun baklagil oranları % 61.20 ve % 70.40, buğdaygil oranları % 5.43 ve % 11.94, diğer familyaların oranları ise % 21.90 ve % 31.47 arasında değiĢtiğini belirlemiĢtir. ĠĢlemlerin ortalaması olarak, denemenin ilk yılında % 56.60 olan baklagil oranının, 1997 ve 1998 yıllarında sırasıyla % 69.13 ve % 68.23 olduğunu saptamıĢlardır. Denemenin birinci yılında % 5.83 olan buğdaygil oranı, son iki yılda sırasıyla % 7.15 ve % 8.90’ a çıktığı tespit edilmiĢtir. Buğdaygil oranı incelendiğinde denemenin 1. ve 3. yılları arasındaki farkın önemli olduğunu belirlemiĢlerdir.

Çınar (2001) Adana ili, Tufanbeyli ilçesi, Hanyeri köyünde doğal bir meranın dört farklı yöneyinin botanik kompozisyon ve verim açısından birbirleriyle karĢılaĢtırılması amacıyla yaptığı çalıĢmada mera yöneylerinin kuru ot verimi açısından istatistiksel olarak önemli bir farlılık göstermediğini, ağırlığa göre botanik kompozisyonun % 26.20’ sini buğdaygiller, % 15.30’ unu baklagiller, % 58.50’ sinin ise diğer familya bitkilerinden oluĢtuğunu bildirmiĢtir.

Çelik ve ark.(2001) Uludağ üniversitesi Kampus alanı içerisindeki mera alanında yaptıkları araĢtırmada meranın % 32,52 si baklagillere, % 20,90’ı buğdaygillere ve % 28,44’ ü ise çoğu yabancı ot olarak tanımlanabilen diğer familyalardan bitkilere ait olduğunu bildirmiĢlerdir. Yukarıda belirtilen araĢtırmalardan bir kısmına ( Bakır, 1963, GökkuĢ, 1984 ve Yılmaz ve Büyükburç, 1996) ait bulgular yürütülen bu deneme sonuçları ile benzerlik gösterirken, bir kısmında (Tekeli ve Mengül, 1991; Tuncel, 1994; Cerit ve Altın, 1999) farklı bulgular elde edilmiĢtir. Bu durum iklim, toprak, bitki örtüsü, kullanma faktörleri gibi birçok unsurun farklılığından meydana gelmiĢtir.

(34)

25

Tosun ve Altın (1981) Mera otunun kapsadığı besin maddelerinin oran ve miktarı, en çok vejetasyonun botanik kompozisyonu, bitkilerin geliĢme dönemleri ile topraktaki bitki besin maddelerinin miktar ve alınabilirliği gibi faktörlerce etkilendiğini bildirmiĢlerdir. GökkuĢ (1984) DeğiĢik ıslah yöntemlerinin Erzurum doğal meralarının kuru ot ve ham protein verimleri ile botanik kompozisyonları üzerindeki etkilerini incelemek için yaptığı araĢtırmada uygulanan değiĢik ıslah yöntemleri ile meraların botanik kompozisyonlarının değiĢtirilebileceğini bildirmiĢtir. Yapılan araĢtırmalarda ölçüm yöntemleri ve bölgeler bazında farklılık görülmesine karĢın çalıĢmanın yapıldığı meranın genel durumu açısından belirli farklılıklar saptanmamıĢtır. Bölgeler bazında araĢtırma bulgularımız aynı sonuçları desteklemektedir.

(35)

26

4.4. Merada Farklı Zamanlarda Ölçülen Bitki Boyu Değerleri

Çizelge 4.11’de 07.03.2008 -04.07.2008 tarihleri arasında ölçülen kısa bitki, orta bitki, uzun bitki ortalama boyları verilmiĢtir. AraĢtırmanın yürütüldüğü ikinci yılda ise aynı tarihlerde ölçülen ortalama bitki boyu değerleri Çizelge 4.12’ de gösterilmiĢtir.

Çizelge 4.11. 2008 yılı Ortalama Bitki Boyu Değerleri

Tarih Kısa Bitki (cm) Orta Bitki (cm) Uzun Bitki (cm) Ortalama (cm) Önceki Ölçüme Göre Bitki Boyu

Değişimi 07.Mart 1,80 6,36 11,78 6,64 - 14.Mart 2,30 6,95 12,51 7,25 +0,61 28.Mart 3,55 9,68 17,90 10,37 +3,12 04. Nisan 5,45 13,21 25,30 14,65 +4,28 11. Nisan 8,51 17,18 27,91 17,86 +3,21 18.Nisan 13,58 21,55 31,70 22,27 +4,41 02.Mayıs 19,21 33,36 54,86 35,81 +13,54 09.Mayıs 24,83 41,83 66,83 44,49 +8,68 20.Mayıs 21,70 55,03 84,81 53,84 +9,35 29.Mayıs 23,93 61,83 101,31 62,35 +8,51 10.Haziran 25,41 68,85 122,60 72,28 +9,93 20.Haziran 39,76 68,21 100,26 69,41 -2,87 27.Haziran 38,80 61,76 104,90 68,48 -0,93 04.Temmuz 39,96 58,03 95,25 64,41 -4,07 Ortalama 19,19 37,41 61,28 39,29

Toprak yüzeyinde uygun koĢullarda çimlenerek çıkan sürgünler tohumdaki yedek besin maddeleri ile beslenmektedir. Bitkiler oluĢturdukları yapraklar ile fotosentez yaparak meydana getirdikleri besinler ile yeni hücreler ve dokular oluĢturdukları için büyümeleri hızlanır. Deneme alanında ilk üç haftada bitki yeni büyümeye baĢladığı için boyu kısadır. Bitki boyları ortalamaları incelendiğinde biçim zamanları arasında en uzun boylar 10 ve 20 Haziran tarihlerinde yapılan biçimlerde elde edilmiĢtir (Çizelge 4.11 - Çizelge 4.12). Görüldüğü gibi 27 Hazirandan sonra boy artmamaktadır. 18 Nisandan sonra bitki boylarının hızlı bir Ģekilde artıĢa geçtiği görülmektedir.

Şekil

Çizelge 3.1. Ġstanbul (Florya) Ġli On Yıllık ve 2008- 2009 Yılı Ġklim Verileri Ortalamaları
Çizelge  4.1 2008 ve 2009 Yılları Farklı  Biçim  Zamanlarında  Ölçülen YeĢil Ot Verimleri ve  Ortalamaları (kg/da)
Çizelge 4.3 2008 Yılı Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Kuru Ot Verimleri ve Ortalamaları  (kg/da)
Çizelge 4.4 2009 Yılı Farklı Biçim Zamanlarında Ölçülen Kuru Ot Verimleri ve Ortalamaları  (kg/da)
+6

Referanslar

Benzer Belgeler

Altered circadian rhythyms in rheumatoid arthritis patients play a role in the disease’s symptoms. Cutolo M,

In the AP graph of the case in which the fracture line could not be observed in the oblique graph, unicondylar fractures were observed in the proximal section of the second and

Çalışmamızda α açısı, sağlıklı ve OA’li grup arasında anlamlı fark izlenmemekle birlikte ÖÇB yırtıklı grupta, sağlam gruba göre α açısı anlamlı olarak

In this study, we aimed to determine the PT and the rela- tionship between the umbilical and uterine artery Doppler pa- rameters and PT during the evaluation of the fetal anatomy

Kontrol ve obez olgu grubunda trigliserit değerleri arasında p&lt;0,05 düzeyinde anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Trigliserit değerlerinin diğer parametrelerle ilişkisi

1) Adolesanların ortalama yaşları: 12,6±1,1 yıl, BKİ’leri 19,2±3,2 kg/m² idi. 4) Düşük SED’deki anneler arasında şişmanlık, yüksek SED’deki anneler arasında

INDEX TERMS 5G, 6G, backhaul, clustering, coordinated multipoint (CoMP), energy efficiency, flexibility, generalized CoMP (GCoMP), multi-TRP MIMO, quality of service (QoS),

By idealizing Cuban men as &#34;gallant revolutionaries&#34; and Cuban women as models of chaste femininity, American supporters of a war with Spain depicted Cuba as a