• Sonuç bulunamadı

Beckett'in ayak sesleri adlı tiyatro eserinde zihinde yankılanmalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beckett'in ayak sesleri adlı tiyatro eserinde zihinde yankılanmalar"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BECKETT'İN AYAK SESLERİ ADLI TİYATRO ESERİNDE

ZİHİNDE YANKILANMALAR

Aylin BAYRAK.ÇEKEN AKIN* LESRESONANCESMENTALESDANSLAPIECEPASDEBECKETT

Pas est l 'une des pieces

a

acte unique ecrite par Samuel Beckett. Redigee en 1975, il la met en scene le 20 mai 1976 au Royal Theater dans le cadre du festival qui lui est consacre. Deux personnages seulement tissent la h·aıne de l'action : May (M) et sa mere Voice (V). V participe

a

la scene du dehors et interagit avec May seulement par la voix. Paralysee, elle depend de sa fille pour continuer son existence. May, qui n'est jaınais sortie de la maison, marche d'une maniere rythmique et les deux femmes s'enh·etiennent des routines quotidiennes, du passe et de la garde de la malade. Les dialogues sont absurdes, haches et repetitifs. La pi ece comporte quah·e actes

a

l 'entame desquels retentit une sonnette. Apres un moment d'obscurite, les lumieres s'allument et tracent sur le sol un couloir d'un metre de large environ et dont la longueur permet

a

May de faire neuf pas. Elle va et vient dans cet espace lumineux qui se reduit

a

chaque acte. A la fin de la piece, la luıniere a totalement disparu et ni la mere ni la fille n 'apparaissent sur la scene.

Mots-cles : sens de la vie, existence, mart, repetition, monotonie, erise, schizophrenie, ınoi. THE MENTAL ECH OES iN BECKETT'S FOOTFALLS

Footfalls was written by Saınuel Beckett in 1975 and was first peıfoımed at the Royal Court The­

ah·e as part of the Samuel Beckett Festival on May 20, 1976. The play was directed by Beckett himself. There are two characters. These are May (M) and her mother Voice (V). However, the audience never sees V but hears her. The ınother is paralyzed and exists only through the care of May. May never leaves hoıne and constantly walks rhythmically on a hard wood floor. The two talk about daily routines, past memories and caring where the dialogues are fragınented, absurd and repetitive. The play consists of four parts and each paıi opens with bells chiming. As the stage darkens, May begins walking on a nine step sh·ip witb a width of one metre. In each part it gets darker and at the end the stage is in darlmess. May and her mother are not there anymore.

Keywords: meaning of life, existence, death, repetition, ınonotony, dementia, schizophrenia, being.

Giriş

Bu n1akalenin an1acı, Beckett'in gözünden, gençliğinde psikolojik bir travma geçinniş ve bunu tün1 hayatına taşımış, kırklı yaşlarda bir kadının absürd. varoluşu kapsaımnda annesi ile olan ilişkisini nasıl algıladığını yansıtabilmektir. Yazıda günüınüzde İngiltere ve Amerika Birleşik Devletlerinde de popüler olan yeni eleştiri .yönteıni kullanılarak edebi inceleıne yapılınıştır. Beckett'in eserlerinin kendi kendini açıklayan bir yapısı olduğundan oyunu esas alan, metne dayalı bir inceleıne tekniği * Yrd. Doç. Dr., Bilkent Üniversitesi, İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi, Mütercim Tercümanlık

Bölümü

(2)

kullanılmıştır. Ancak Fransız psikolog Pieıre Janet'nin Beckett üzerindeki derin etkilerinden dolayı, anne çocuk ilişkisinde psikolojik bir yaklaşıına da yer verilmiştir.

Ayak Sesleri 1975'te yazılmıştır, 1976'da Grove Press, New York tarafından Beckett 70 yaşındayken basılmıştır ve aynı yıl 20 Mayıs 'ta Samuel Beckett festivali kapsamında Londra'daki Royal Court Theatre yani Kraliyet Tiyatrosunda sahneye konn1uştur. Beckett yönetınen koltuğuna oturmuş ve başrolde oynayan Billie Whitelaw'u düşünerek oyunu kurgulamıştır. Oyundaki diğer karakter ise sahnede sadece sesi ile yer alan Rose Hill' <lir.

Ayak Sesleri döıt bölüınden oluşmaktadır. Birinci bölüınde May ve annesi günlük rutinlerle ilgili konuşınaktadır. Bunlar daha çok yatalak olan annenin bakıını ile ilgilidir. Annenin doksanlannda, !azının da kırklarında olduğunu ögrensek de bu konuda her ikisi de tam eınin değidir, tahminde bulunurlar. Sanki geçmiş ve gelecek iç içe geçmiştir. Annenin sahne dışından gelen sesi aslında geçmişten gelen bir yanlalann1adır adeta May için. İkinci bölümde, annenin sesi seyirciye konuşur. Genç bir !azken bir olay olduğunu ve bundan sonra da evden dışarı adım atmadığını ve sürekli bir aşağı bir yukarı yürüdüğünü söyler. Belli ki travmatik bir olay olmuştur ama anne bunu açıklaınaz. Ayak seslerini duyabilınek için evdeki halıları bile kaldırtmıştır May. Aslında seyircinin duyduğu bu ses M'nin zihninde · yankılanan annesinin sesidir ancak seyirci M'nin penceresinden baktığından sanki anne yaşıyom1uş da evin başka bir odasından lazına sesleniyormuş gibi yankılanır sesi. Üçüncü bölümde, May seyirciye seslenir. Anglikan kilisesine gitmesinden, kilitli bir kapıdan geçip, haç şeklindeki kilisede yürüınesinden bahseder. Kendine Arny annesine de Winter adını uygun görür ve sanki geçn1işten bir hayalet gelıniş, o gün orada yaşanan bir travmatik olay tekrar aklına düşmüştür. Annesi hatırlatınaya çalışsa da kadın hatırlaınak ve dile getirınek istemez. May aıtık Amy' <lir ve annesi Voice da Winter 'dır. Oyunda ışık karardıkça yüıüıne de yavaşlar ve ses tonu düşer. Her bölümde olduğu gibi dördüncü ve son bölümde de ziller çalar ışık bir an vardır soıu·a bütün sahne kapkaranlıktır.

Zihin Süreçleri

Beckett'ın sanatçılara yazdığı notlarında, May (M) ve Kadının Sesi veya Voice (V ) olarak kısaltılır. May (M)'nin saçı karmakarışık, dağınık ve gridir. Ayaklarını da örten gri eski bir kumaş sarılınıştır üstüne ve bu pejınürde bir görüntü verir ancak belirgin olarak gözleri ile sanlci belli bir şeyi izlemektedir, gözlerini dikmiş belli bir yöne bakmaktadır. May aydınlatılmış bir yol üzerinde, asıl sahnenin altında seyirci ile aynı hizada ve onlara paralel olarak, alt sahnede bir ileri, bir geri yüıiimektedir. Seyircinin sağına doğru olan bu yolun boyu dokuz adın1 ve eni de bir metredir. May yüıümeye sağ (R) ayakla başlar ve sol (L) ayakla devam eder som·a da solla başlar sağ ile devam eder. Dokuz adım bittiğinde M kendine sarılır, sıkı

(3)

sıkı omuzlarını tutar. M kanımca kendine sarılarak içine dönmeyi, kendini dışardan tecrit edip öz benliğini hissetmeyi aınaçlamaktadır. Zihnini kurcalayan obsesif ve birbirinden kopuk fikirler, zihnin yanılsamaları, düşüncelerin gelip gitmesi aına bir mantık çerçevesinde olamaması probleminin temelidir. Bu yürüme yolu haç benzeridir. May bu şekilde yüıüyerek kurtuluşa giden bir yol mu çizmiştir bilinınez ama oyunun ilerleyen kısımlarında aslında aıiık kiliseye giden inançlı bir Hristiyan olmadığı da açıktır. Beckett M'nin yüıümesini tamamen sınırlandırmıştır yani sağa ve sola döneceği noktalar bile R ve L olarak sahnede belirlenmiştir. Ayak sesleri seyircinin rahatlıkla duyabileceği kadardır ve ritmiktir. Sahnede loş bir ışık varken, yer seviyesinde canlı bir ışık hakimdir. M'nin vücudunda daha az ışık ve başında da en az ışık vardır. Ayaklardan yukarı doğru ilerlendiğinde ışık yavaş yavaş azalır ve başında sanki görünmez olmuş bir kadın yüzü zorlukla seçilir. Perde açıldığında, bütün sahne kapkaranlıktır ve uzaktan bir çan sesi duyulur, yankılanır. Sahnede loş bir ışık ınevcutken sahnenin geri kalanı karanlıktır. May (M) L'ye yani sola doğıu yürür, L noktasında döner, üç adım daha atar ve durur. May R'ye yani sağa doğıu döner, bir saniyelik bir duraksamadan sonra oyun başları.

Ayak Sesleri May ve May'in annesinin sahnede fiziksel olarak yer alınayarak, sahne dışından sesiyle katıldığı bir diyalogdan ibarettir. Anne yatağa bağımlıdır ve May annesini hiç yalnız bırakmaz sürekli evde ona eşlik eder. Oyun boyunca May sürekli yürür. Annesi Voice (Ses) veya V onun küçüklüğünden beri hep yürüdüğünü, hiç durmadığını ve geceler boyu uyuınadan düşündüğünü söyler.

Düşünürken de ağzından 'sequel' kelimesi çıkar. Aslında bu kelime oyunun veya hikayenin devaını veya bir hikayenin ardından gelen ona bağlı başka bir hikaye anlamına gelir ancak hukuk terimi olduğunda anlamı farklıdır. Linda Ben-Zvi'ye göre feodal hukukta kelime evlat veya takip eden, birinin arkasından veya izinden giden anlaınına gelir. Oyunda May, hem her ne kadar kırk yaşına gelmiş olsa da annesinin kız çocuğudur, hem de annesinin izinde onun adımlarını takip etmektedir. Her ikisine de Beckett 'she' yani o olarak hitap eder. Sanki anne ve kızın kaderi arasında bir fark yoktur. Biri doksan, biri de kırk yaşlarındadır ama sonları aynıdır; yaşlanına, hastalıklar ve ölüm. Ben-Zvi bunu ikili ses ve ikili anlatım olarak ifade eder. İki kadının hikayesi de birbirinin içine geçıniştir ve bazen hangisi anne hangisi kızı anlaınası zordur çünkü hikayeler birbirine karışır, bulanıklaşır anlatım2. Beckett

kelime oyunlarından çok hoşlanır ve aslında 'sequel' kelimesinin 'seek well' olarak telaffuz ediln1esini ister aktörlerden. Yani iyi ara veya kendini ara, benliklerini ara gibi anlamlara işaret eder 'seek well'. Ufak bir telaffuz kaymasıyla, yazar farklı anlamlar çağı·ıştırır. Anne ve May'in hikayesi ve iç içe geçmiş iki hikaye vardır. Bunlardan birincisi bir ses tarafından anne ve kızı rolünü üstlenen anlatıcıdan gelir ve ikincisi de May'den kendisi için Amy adını, annesi için de Bayan Winter adını kullanarak gelir. Sürekli yürüyen ve konuşan May için istenen son aslında tükenınek

(4)

ve yok olı11aktır. Son sahnede bu gerçekleşir. Çanlar çaldığında, sahne ışıklandığında artık May yoktur, boş bir sahne vardır ve ışığın da yok olınasıyla sahne kararır.

Oyun boyunca ışık ve karanlık iç içedir. Beckett için ışık veya aydınlık ile karanlık sembolik olarak zıtlıldara işaret eder. Karanlık veya siyah ölümün rengiyken, beyaz, aydınlık veya ışılc yaşaındır. Oyunun sonunda sahne boşhu- ve kapkaranlılctır. Derin bir sessizlik vardır. Bu zıtlıldar çeşitlendirilebilir. Örneğin, konuşma ve susına, kurhıluş ve lanetlenme, hareket ve dun11a, varoluş ve yolduk veya hiçlik, iyi ve kötü ya da gerçek ve belirsizlik. Oyunda siyah ve beyazın arasında bir renle olan gri bir kıyafet giyen ana karakterin de aslında arada kalınışlığı yansıtılı11aktadır. İstenen son karanlığa yani ölüıne, sessizliğe, uykuya ve huzura ulaşınaktır. Ölüm tüın dertlerin, tasalann ve acıların da sonu olduğundan bir kurhıluştur aslında çünkü doğmn veya varoluş hayatın ve acıların başlangıcıdır. İnsan yaşaının başlan1asıyla, doğarken ağlar.

May için bu dar yolda yürümek bildiği tek yaşaın biçiınidir. Kaderine razı gelir ve yönünü asla değiştirmeden sorgulamadan bu sert zemin üzerinde yürür durur. Onun adına atacağı tüın adın1lar, nerede duracağı, nerede döneceği, ne kadar gideceği hep Beckett tarafından belirlenıniştir. Tüm hareketler, sözcükler n1onoton ve tekrarlanan bir kısır döngünün içinde var olan May'in, tekrar teluar aynı şeyleri yaşaınasından ibarettir. Yazarın yazdığı replilder ve pandomimi andıran vücut hareketlerinin dışına çıkınası iınkansızdır, oyun boyunca bu sınırlandırılmış bölgede öngöıülen oyunu oynar durur. Yaşan1 sanlci bir hızak ya da kapandır ve M bunun içinden bir türlü çıkamaz, ona çizilen yolda debelenir duıur. Robot gibidir. Duygusuz bir yüz ifadesi, teluarlanan absürd anlamsız hareketler ve sözcükler ınonotonlaşan hayatının vazgeçilınezleridir. Bu hayat onun seçimi değildir sadece çıkınazıdır.

Beckett May'i halısız bir odada gece gündüz yürütür dunff çünlcü aslında May Beckett'in annesinden esinlendiği bir karakterdir. Obsesif bir lcişiliği olan annesi, evlerinde bir hayaletin bulunduğuna inandığı için geceleri uyuyaınaz süreldi evde karanlıkta yüıünnüş. Tıpkı May gibi yalnız ve evine kapanınış, pek sosyal olınayan biriymiş3. Bu ritmik yüıüme sesi halı bulunınayan evlerinde belki de bütün ev

sakinlerini sabaha dek uyutınan1ış ancak Beckett'ın yaratıcılığına katluda bulunn1uş olabilir. Fransız psikolog PieITe Janet'e olan hayranlığı da May karakterini yaratırken etlcili olınuştur. Janet'nin histerilc davranışlar sergileyen hastalarını ele alan konferanslarına katılınış ve tamamen psikolojik sebeplerle bir kolunun felç olduğunu düşünen bir hastanın duıuşunu M'nin dmuşuna uygulaınıştır. Oyuµ boyunca tek kolu felçli gibi yüriiyen May'in aslında fizyolojik bir soıunu yokhff. Janet'nin diğer

bir hastası da tıpla Beckett'ın annesi ve M gibi geceleri yürüyen, annesinin sesini duyduğunu iddia eden, psikoloğun tedavi edeınediği, patolojik ve travn1atik hafızanın bedeni ele geçirdiği bir kadındır4.

(5)

Oyundaki felçli annenin duıuınu, oyunu yazdığında yetmiş yaşında o lan Beckett' ın aslında belki kendi geleceği için endişelendiği bir döneınde dile gelmiştir. Tam da hayatı anlamışken, tecıübe kazamnışken, mesleğinde zirvedeyken, gençlik hırslarını geride bırakmışken bu sefer de yaşlılık engeli çıkar insanın karşısına. Hayattan keyif alına zamanı gelınişken de hastalıklar, yorgımluk, fiziksel ve zihinsel yavaşlan1a ve hatta oyundaki anneyi ele alırsak felçli olduğundan günlük teınel ihtiyaçları bile karşılayamaına veya muhtaçlıkla karşı karşıya kalır insan. Gençken hiç de farlanda olmadan kolaylıkla yaptığıınız her şey yaşlılıkta zorlaşır hatta iınkansızlaşır. Anne yani Voice (V) ya da Ses kızının yardımıyla hayatını sürdürebilen bir kurban, sefil bir durumda, yatağa bağıınlı ve kaderine karşı ne isyanda ne de durumunu anlayabilmekte, sadece bir kabullenıne ve ölüınü bekleyiş, ölüme yakarış var sahnede. Hen1 zihin hem de vücut işlevini yerine getireınediğinde, bunaına ve fiziksel defonnite oıiaya çıktığında, aslında yaşanınışlıklar anlan1ını da yitiriyor çünkü hatırlayaınadığınız anılar aslında yaşanınamıştır da, yani artık sizin belleğinizde yoktur, bir parçanız değildir. Zihnimiz bize oyunlar oynaınaya başladığında aıiılc geçmişteki benliğiıniz de kaybolınuştur.

Anne kurbansa peki ya May? May de annesine balanak adına gençliğini ve yıllarını karanlılc bir evde geçiren bir kadın. O da annesi gibi kaderinin kurbanı. M ve V birbirlerine yaşlarını sorduğunda ve M annesine doksan yaşında olduğunu söylediğinde, V kendisini çok yaşlı bulur ve lazından onu affetınesini ister. Geç yaşta evlat sahibi olduğu için kızından af diler. Hiç evlemneyen ve hiç çocuk istememiş olan Beckett acaba evlatlara düşen görevleri ıni sorgulan1ıştır? Ya da kendi annesini anımsayarak, bir evlat olarak hasta yaşlının yanında alınanın gerekliligi, yıpratıcılığı ve üzüntüsüne mi işaret etmiştir? Anne kız arasındaki konuşınalar genelde yaşlı balaınının gereklerini dile getiren cinstendir. M annesine her gün aynı soıuları sorar ve aynı cevapları alır. İğne vakti sorulduğunda, V lazına yeni yapmıştın derken yatakta çevireyim ıni dediğinde yine yeni yapn11ştın der. Sonra M annesinin balamına ilişkin ıutinine yönelik sorularına devam eder. Yastıl<ları düzeltınekten, çarşafları değiştirmekten, yaraları kapatınaktan, vücut teınizliğinden, dudakları neınlendirınekten ve beraber dua etınekten teluar teluar aynı şekilde aynı kelin1eleri kullanarak bahsederler. 5 Anne zaınan kavraınını yitirdiği için zaınan sanki geçıneıniş, ıutin görevlerin saati gelıneıniş gibi gelir. Sanki yaşlandılcça geçıniş çok yalanınış gibi algılanır. Daha dün gibi denen bir olay belki de yinni yıl önce yaşanmıştır ama Voice için bunun da önemi yoktur çünkü zaten olayları karıştırır, zihni ona oytm oynar, tam hatırlayaınaz, sanki geçmiş yok olınuş veya sadece belirsiz bir gölgesi vardır. Hiç var olınan1ış da Beckett'ın annesinin zihninde hayal ettiği hayaletlerden biridir belki de.

M ve V aynı kaderi paylaşırken karşılıklı olarak birbirleri için endişe duyuyorlar.

(6)

tükenmeye doğıu bir yolculuksa; ölüm yaşamdan daha iyi olabilir mi? O zaınan yaşam nedir? Bu dünyada varoluşumuzun sebebi nedir? Ölüm sadece bir yok oluş mu? Dertlerin, tasaların sonu, bir kurtuluş mu? V sanki yaşlı olmaktan ıneınnun, tekrar genç ol yaşa deseler istemeyecek, artık tükenmiş, ölüıne hazır. Kızının da lark yaşında olduğunu duyduğunda üzülüyor aslında. Kızına "Hiç durmayacak mısın? Dönüp durmayı hiç bitirmeyecek misin?" diyor ve ekliyor "Zavallı aklında, zihninde". 6 Zavallı bir beyin kim bilir neler kurguluyor, boşu boşuna nelere yanıyor, üzülüyor da, tek başına evden dışarı adın1ını bile atınadan, annesine bakma bahanesiyle yaşamın sunduğu tüm güzellikleri tatmadan, bu dünyadan yitip gideceği günü umutla bekliyor. Beckett tüm bu soıuları seyirciye düşündürürken cevabı da seyirciye bıralayor. Belirsizlik ve başarısızlık insanoğlunun kaderi. Varoluş, yaşam ve ölüm birer muaınma olarak kalıyor.

M, V ve bütün Beckett karakterleri aslında belki biraz da sıradışı ve anorınal. Hale'e göre, delilik Beckett eserlerinde belirgin bir tema. Obsesif bir kişilik olan M aslında büyük olasılıkla bir şizofren ve yaşadığı acı da benliğinin kendisinden ayrılması ve sonucunda da tüm dünyadan kopınasına yol açması olarak ifade edilebilir. 7 Bu duruın belki de deliliğin uyamnasının bir dışa vurumudur. Evden dışarı adım atamayan bu karakterler aslında sosyalleşemeyen kişiler çünkü dışarısı tehlikeler ve risklerle dolu. Dışarıdaki insanlar birer düşman olarak algılanıyor ve düşınanlar da zarar vennek için pusuda bekliyorlar. Benzer olarak M'nin de genç lazlığından beri evden dışarı çıkınadığını, bu eski doğduğu ve kendini güvende hissettiği evde yaşamını sürdün11eyi tercih ettiğini görüyoruz. Kendi dünyasında, değişikliğin olmadığı ve rahat hissettiği ortaında kalıyor. Dış dünyayı unutmuş ve dışardakiler de sanki onu unutmuş gibi görünüyor. Annesi dışında iletişiın kurduğu kimse yok ancak annenin de gerçekten var olup olmadığı oyunda açık değil. M'nin penceresinden bir anlatıın olduğundan, annenin M'nin zihninde yarattığı biri olınası da olası veya M'nin vefat etıniş annesi veya kendi benliklerinden, geçıniş kişiliklerinden biri bile olabilir.

M'nin yalnızlığı oldukça dokunaklı. Belki de yaşlı, bakıma muhtaç anne onun için yabancı bir dünyada güven veren bir liman. Belki de aradığı annesinin rahınine yani sıcak, güvenli ve o kapkaranlık döneme geri dönüş. Yani her şeyin başladığı ana rahmine bir özleın. Farklılığından dolayı onu dışlaınayan, kusurlarına rağmen onu her zaman seven, sarıp sarmalayan ve onu karşılıksız seven annesi tek sığınağı haline gelmiş. Birçok dışlamnış kişi gibi, o da dışarıdan gelen ses, ışık, güneş ışığı ve insan konuşınalarından rahatsız olduğu için gece yaşıyor. Geceleri onu rahatsız eden dışarıdan gelen engellemeler olmadığından düşüncelerine daha kolay yoğunlaşabiliyor ve adeta meditatif bir sürece girerek beyninin en derinlerine bilinçaltına girerek yaşaın, varoluş ve ölümün anlamlarını sorguluyor. Belki de

(7)

kendini arıyor. Ancak Beckett karakterleri istedikleri kadar çalışsınlar ve mücadele versinler asla evrenin sırlarını çözeıniyorlar. Yani bu acı dolu dünyada debelenip duruyorlar ama sonunda sadece başarısızlık var. Bu karamsar atınosferde bile asla intiharı düşünınüyorlar. Boşu boşuna çırpınına da olsa doğun1la ölüm arasında var oluyorlar.

Bir kısır döngünün içinde oyun adeta başladığı yerde de sona eriyor. 'Başladığı yerde, aynı noktada . . . An1a bu, bu ne zaman başladı?'.8 Oyunda bir değişim olmasa da, hafıza zaınanla ve yaşla işlevini yitiriyor. M veya V, veya ilcisi de geçnıişlerini hatırlamakta zorluk çelciyorlar. Bu acıların, yalnızlığın ne zaman başladığını tam da hatırlayamıyor M, annesinin hastalığı kaç yıldır var veya geçmişte yaşadığı hayal kırıklıkları, zorluklar, neden eve kapandığı konusunda hiçbir fikri yok. Annesi ile konuşurken bir yandan da geçınişe dair sadece ufak tefek fragınanlar var aklında. Bunlar da silik ve pek de emin değil gerçekliklerinden. Kendisini bile tanıınayan, kimliği olınayan bir varlık gibi görünüyor sadece. Beckett, Almanya' da sahneye koymadan önce aktörlere açıklama yaparken, M'yi 'tam doğaınamış', hayata bir 'nesne' olarak gelıniş bir karakter diye nitelendirıniştir. Cooke bu duıumu bitirileınemiş çocukluk sürecinin prematür bir bunaklık dönen1ine uzanması bağlaınında görüyor9.

Bunaklık ve bulanıklık arasında gidip gelirken, M'nin ınuın yanan şaındanın önünden geçişi 'aya' benzetiliyor. Sembolik açıdan ay, Diana'ya yani bekarete, bakire, saf, masuın genç kıza bir göndennedir. V kızının 'lacrosse'da hiç oynaınadığından bahsediyorl O. Beckett'in Malone adlı roınanında 'lacrosse' için

'Tam-ıya sunma, feda etme veya kurban venne' gibi anlaınlar yükleniyor1 ı . Lacrosse

keliınesinin iki farklı anlamı daha vardır. Birincisi, geçiş veya olgunluğa adımdır. M değişime ve olgunlaşmaya açık olmadığından bunu başaramamıştır. İkincisi ise, Amerikalı Kızılderililerin oynadığı bir top oyunudur. Karşılıklı olarak bir raket ve top yardıınıyla top kaleye atılır ve gol olur. Ancak M'nin hayatta attığı tek bir gol bile yoktur. Annesi bu yorumu yaparken belki de evden hiç çılanayan kızının hiçbir başarısının da bulunmadığına işaret ediyor olabilir. Ya da yaşıtları dışarda top oynarken, o eve kapanmıştır. Çocukluk ve genç kızlığını olınası gerektiği gibi yaşayamaınış, gerekli ilerlemeyi sağlayamamış sadece evinde, annesinin dizlerinin dibinde var olınuştur. Ayak Sesleri oyununu, filmi bile çekilecek kadar özel kılan ise, seyircinin bir şizofrenin gözünden hayatı algılmaya çalışması, empati kurabilmesi ve aslında absürd varoluşumuzun, yaşamımızın ve bir bilinıneyene giden yolculuk olan ölüınün anlaınına ulaşamamanın, kocaman bir hiçliğin veya belirsizliğin içinde hissetmesi olabilir ıni?

Oyunun sonunda May ve annesi sanki bu dünyada hiç var olmamışçasına, hiçbir iz bırakınadan yok olurlar, bomboş sahnede sadece derinden hafifçe çalan çan sesleri vardır ve bütün sahne kapkaranlılctır.

(8)

Sonuç

Sonuç olarak Saınuel Beckett Ayak Sesleri adlı oyununda yaşam ve ölün1 arasındaki yolculuğu seınbolik bir dille anlatır. M'nin üzerinde yüriidüğü tahta yol ona tanınan yaşam alanıdır. Bunun dışına çıkamaz. Yaşaın kendini telcrarlayan, monoton, yalnız, karamsar ve anlamsızdır. Diyaloglar, hareketler, bomboş tahta zeminli sahne ve giyilen gri düz bir eski elbise yazarın ıninimalist yaklaşımının bir yansımasıdır. Yaşlılığın ve üınitsizliğin acizliğinde lavranan insan, yaşam ile ölüın arasındaki sınırdan arzuladığı ölüme geçer. Ölüın bir kurtuluşken, doğum bir lanetlenı11edir. Yaşam yalnızlık, karamsarlık, acı, hüzün, anlamsızlık ve sonunda tükenınişlik doludur. İnsan zihni ve bedeni zaınanla yok oln1aya mahkun1dur. Zihin ve beden işlevini yerine getiren1ediğinde tek çare ölüındür. Bunama, şizofreni, delilik, zihnin insana oyun oynan1ası veya hafızanın bulanıldaşınası, insanın kiı11 olduğunu bileıneınesi hayatın devamını zorlaştırır. Ölüın ile, çekilen dertler de yerini arzulanan sessizliğe, huzura, karanlığa, yokluğa, hiçliğe, boşluğa ve bilinçsizliğe ulaştırır.

NOTLAR

1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 0

Beckett, Samuel, Tlıe Co!fected Slıorter Plays ofSamue! Beckett, Grove Press, New York, 1984, s. 239. Agy. s. 1 70.

Bair, Deirdre, Saınuel Beckett, Jonathan Cape, Londra, 1 990, s.9.

Piette, Adam. Beckett Early Neuropsychology and Meınory Loss: Beckett's Reading of Clarapede, Janet and Korsakoff, Saınue! Beckett Today, Aujourd'hui 2, s.46-47.0

Beckett, Samuel, The Co!fected Shorter P!ays of Samuel Beckett, Grove Press, New York, 1984, 240.

Agy. s. 240.

Agy. s. 142.

Agy. s. 241 . Agy. s. 52. Agy. s. 242.

1 1 Brater, Enoch, Beyond Miniınalism: Beckett

s

Late Style in tlıe Theater, Oxford University Press,

Oxford, 1 987, s. 57.

KAYNAKÇA

1 . Bair, Deirdre, Saınuel Beckett, Jonathan Cape, Londra, 1 990.

2. Beckett, Samuel, The Co!fected Shorter Plays of Saınuel Beckett, Grove Press, New York, 1 984.

3. Ben-Zvi, Linda, Saınuel Beckett, Twayne, Baston, 1 986.

4. Brater, Enoch, Beyond Mininıalism: Beckett

s

Late Style in the Theater, Oxford University Press, Oxford, 1 987.

5. Cooke, ViTginia, "General Editor's Introduction", Beckett on File, Methuen, Londra, 1985, 5- 12

6. Hale, Jane A., The Brolcen Window: Beckett s Draınatic Perspective, Purdue University Press, West Lafayette, 1 987.

7. Piette, Adam. Beckett Early Neuropsychology and Memoıy Loss: Beckett's Reading of Clarapede, Janet and Korsakoff, Sannıel Beckett Today, Aujourd'hui 2, 46-47.

Referanslar

Benzer Belgeler

Allah senden razı olsun ki, bu ders için en uygun zamanı seçtin, Mustafa Kaptan!. *

Eve yapılan baskında ele geçirdikleri birkaç dergi, bir de yayınevine o gün postayla gelen, Kırmızı Yel adlı öy kü kitabının yazarı Osman Şahin’in bana gönderdiği

Şizofreni belirtileri başlamadan önce çocuklarda içe kapanma, okul başarısızlığı, davranış bozuklukları, hırçınlık, karşı gelme, dil ve konuşma gelişiminde

Çocuklar nefes nefese Günün en ölümcül vaktinde Bu şiiri alelacele kurdum Dizleri yara bere içinde İlkbahardan güneşi kesmiş Geleceğini dilenen çocuk gibi. Öyle korkak,

Sayı / Issue: 27 Temmuz - Eylül 2016 / July - September 2016 İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ UYGULAMA GAZETESİ / ISTANBUL AYDIN UNIVERSITY PERIODICAL JOURNAL?. Türk Halkı Nobel

Oryantalist felsefenin temel argümanlarından biri hâline gelmiş olan bu iddia, Edward Said’in 1978 yılında yayımladığı ve söz konusu meseleye geniş bir

Sol çizgide yayın yapan Cumhuriyet ve liberal görüşleriyle bilinen Milliyet gazeteleri Kazakistan’da yaşanan olayları daha çok Sovyet gözüyle görerek

Beşiktaş Belediyesi’nin Türkiye İş Bankası’yla yaptığı iş- birliği sonucunda İş Bankası Müzesi arşivinde yer alan -daha önce izleyi- ciyle buluşma