GÜNEŞ SAYFA 6
aanat • ııuıtur • insan
24 ŞUBAT SALI 1987
Ölümünün 77’inci yıldönümünde ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey anılıyor
Osman Hamdi’nin resimleri sergileniyor
NUR NİRVEN
T
ÜRK resim sanatı içinde özgün bir yeri bulunan res sam ve müzeci Osman HamdiBey’in ölümünün 77. yılı ne
deniyle İstanbul Resim ve Heykel Müze- si’nde düzenlenen resim sergisi bugün açı
lıyor.
Mimar Sinan Üniversitesi Türk Kültü rüne Hizmet Vakfı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Resim ve Heykel Müzeleri Derne- ği’nin ortak katkılarıyla düzenlenen sergi
14 M art’a kadar açık kalacak.
Bugün saat 14.30’da Mimar Sinan Üni versitesi Konferans Salonu’nda gerçekleş tirilecek anma törenine, konuşmalarıyla, Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Prof.
Muhteşem Giray, Mimar Sinan Üniversi
tesi Rektör Yardımcısı Prof. Kerim Siliv-
rili, Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi
Bölümü Başkanı Prof. Mustafa Cezar, İs tanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Alpay
Pasinli ve Güzel Sanatlar Fakültesi Resim
Bölümü Başkanı Prof. Devrim F.rbil katı lıyor.
Türk kültür yaşamına çok yönlü kişili ği ile damgasını vuran Osman Hamdi Bey, bugün batıda en çok tanınan ressamları mızdan. Oryantalistler adıyla anılan resim akımının içinde yer alan Osman Hamdi
Bey, ressamlığının yanısıra Türkiye’de ya
pılan arkeoloji kazılarının ve müzecilik bi liminin de öncülerinden.
Hariciye Nazırlığı (Dışişleri Bakanlığı), Belgrat, Viyana ve Berlin Büyükelçilikle ri, Sadrazamlık (Başbakanlık) görevlerin de bulunan İbrahim Ethem Paşa’nın oğlu olan Osman Hamdi Bey’in resme ilgisi da ha orta öğrenim çağında başladı. Babası nın isteği üzerine Paris’e giderek hukuk öğ renimi gördü. Ancak, hukuktan çok sanatı yeğleyen Osman Hamdi Bey, burada resim ve arkeolojiye ağırlık verdi. Jean-Leon Ge-
rome ve Gustave Boulanger’nin atölyele
rinde çalıştı. Fransız romantizminden et kilenen sanatçı, bütün yapıtlarında doğu dan edindiği izlenimleri yansıttı. 1987 Pa ris Uluslararası Sanat Sergisi'nde sergile nen bir resmiyle madalya kazandı.
Osman Hamdi Bey’in 1881 yılında yaptığı “Vazoya çiçek ko yan kız” tablosu
O
s m a nHamdi Bey’in
Türk kültürü
içinde önemli
bir yen var.
Çok yönlü ki
şiliğiyle kültür
d ü n y a s ı n a
damgasını vu
ran
Osman
Hamdi, r e s
sam ve müze
ci olarak tanı
n ı y o r .
1 9 . y ü z y ı l ı n
önemli kültür
adamı, Güzel
Sanatlar Aka
demisi Arkeolo
ji M üzesi’nin
de kurucusu.
A n a d o l u ’da
b irçok ünlü
kazının da ön
cüsü olan Os
man Hamdi
resim lerinde
ki kişiliğiyle
batıda “Oryan
talistler” ara
sında anılıyor
Osman Hamdi Bey, 1883’te, bugünkü
Eski Şark Eserleri Müzesi’nde Mekteb-i
Sanayi-i Nefise-i Şahane’ııin (Güzel Sanat
lar Akademisi) kurulmasına öncülük etti ği gibi, gerek kendi kuşağının sanatçıların dan, Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Sey- yit’ten, gerekse bu kuşaktan sonra gelen primitiflerden daha değişik bir yol izledi. Türk resmine insan figürü Osman Hamdi
Bey ile girdi. İnsan figürlerinin arka düz
lemini ise, çoğunlukla geleneksel Tiirk mi marlığı öğeleri oluşturdu. Camiden Çıkan
Sultan (1887), Yeşil Cami 'de Kur’an Oku ma (1890), Cami Önünde Konuşan Hoca
lar ve Kaplumbağa Terbiyecisi (1906) gibi yapıtlarının arka düzleminde camilerin, türbelerin iç ya da dış mekanlarını yansıt tı. Yapıtlarında yer alan yapıların sağır yüzlerine devinim katmak için Kur’an’dan aldığı gerçek ayetlerden yararlandı.
Gene çağdaşlarının tersine, Osman
Hamdi Bey. modelden çalışmayı gerekti
ren bir atölye disiplini kurdu. Kurucuların dan olduğu Güzel Sanatlar Akademisi’nin
öğrencileri artık Arkeoloji Müzesi’ndeki heykellerin yanısııa, canlı model çalışma larına da başladılar. Osman Hamdi Bey, yapıtlarında fotoğraftan da yararlandı.
Osman Hamdi Bey, 1881 ’de Müze-i Hü-
mayun’un (İstanbul Arkeoloji Müzesi) Müdürlüğü’ne atandı. Alman asıllı Anton Dethier’in müdürlüğü sırasında eski eser ler, Aya İrini’den Çinili Köşke taşınmıştı. Ancak, koleksiyonlara yeni yapıtların da katılmasıyla Çinili Köşk de yetersiz gelme ye başladı. Fransız Mimar Valaury’nin Çi nili Köşk’ün karşısına yaptığı Asar-ı Ati-
ka Müzesi'nin (Eski Eserler Müzesi, bu
günkü İstanbul Arkeoloji Müzeleri Klasik Eserler Bölümü) çekirdeği Osman Hamdi
Bey tarafından oluşturuldu. Müze, İsken der ve Ağlayan Kadınlar lahitlerinden alı
nan kopyalarla bezendi. Geniş bir kitap lık kuruldu.
Osman Hamdi Bey, 1882’de Heinrich Schlimann’ın Troya kazısını, 1884’te Cari Humann'ın Bergama kazısını denetledi.
1883’de, Güzel Sanatlar Akademisi’nin Heykel Bölümü’nün başında bulunan hey kelci Yervant Oskan ile birlikte Nemrut
Dağı’nda, İ.Ö. 1. yüzyılın son yarısında ya
şayan Kommagene Kralı 1. Antiokhos’un tümülüsü çevresinde araştırma ve inceleme yaptı. Bu Osmanlılar döneminde bir Türk’ ün yönetiminde gerçekleştirilen ilk araştır ma ve incelemedir.
1887’de, bugün Lübnan sınırları içinde yer alan Sayda’da Krallar Mezarlıgı’nda yaptığı kazıda İskender Lahdi, Ağlayan
Kadınlar Lahdi, Satrap Lahdi ve Likya I.ahdi'ni» bulan Osman Hamdi Bey, bu
buluntuları bir gemi ile İstanbul’a getire rek Arkeoloji Müzesi koleksiyonuna kat tı.
1891-1892’de bugünkü Milas yakınında, eskiçağın Lagina kentinde yaptığı kazıda
Hekate Tapınağı’nı buldu. Çok sayıda ar
keoloji kazısında yapılmasını da dürtüle- yen Osman Hamdi Bey, kişilerin elinde bu lunan eski yapıtların müzeye kazandırılma» sı yolunda çeşitli girişimlerde de bulundu. Ayrıca, hazırladığı Asar-ı Atika Nizamna
mesi (Eski Yapıtlar Yönetmeliği) ile, bir
anlamda bugünkü Eski Eserler Yasası’nın temelini attı. Eski eserlerin korunması ve yurt dışına kaçırılmasını yasal yollarla en gellemeye çalıştı.