• Sonuç bulunamadı

Biz Atatürk'ü artık sevmiyoruz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Biz Atatürk'ü artık sevmiyoruz"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1

A H M E T KABAKLI

T Ü R K

E D E B İY A T I

Bu 3 ciltlik Âbide E serin yeni baskısı çıktı. 1. cilt 25, 2 r e 3. ciltler

30’a r liradır.

Çıkaran: T ürkiye Yayınevi

(İlâncılık: 5017/13515)

46. yıl, sa y ı: 16269

ielg ra f

ve

mektup adresi:

Cumhuriyet İstanbul — Posta

Kutusu:

İstanbul No. 246

Telefonlar:

22 42

00 —

22 42

06

— 22 42

0*

*- 22 42

08 — 22 42 99

10 Kasım Pazartesi 1969

|jfMJE.|

B .

«fl----Atatürkün gençliğe hitabesi

Bezil olarak 20 liradan M İLLÎ EĞ İTİM BAKANLIĞI

Y A Y I N E V L E R İ ile b ü tü n k itap çılard a satılm aktadır.

(B asm : 23414/13519)

Yurdun

her

yerinde

anma

törenleri

düzenlendi

ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu)

Gasi M ustafa K em âl A tatürk, ölüm ünün 31. yıldönüm ünde bugün b ü tü n y u rtta İçten duygu la rla ve büyük törenlerle anıla­ c a k tır. B aşk en t'te de büyük 3 ay rı tö ren düzenlenm iştir.

ilk tö ren saat 9.05'te Anıt-Ka- b ir'd e yapılacak. C um hurbaşkanı Cevdet Sıınav, B aşbakan De­ m irci, Cum huriyet Senatosu ve Millet Meclisi B aşkanlar], Mu­ halefet P artileri Liderleri, P a r­

lam enterler, yüksek rü tb eli su* baylarla diğer ilgililer h azır b u ­ lunacaklardır.

Türkiye Ö ğretm enler Şendi* kası ile T ürkiye D evrim ci G enç­ lik Federasyonu ise, b u m ü n a ­ sebetle sa a t 17’de b ir açık o tu ­ rum düzenlem işlerdir. Siyasal Bilgiler Fakültesinde yapılacak «10 K asım 1909 M ustafa Kemâl tam bağım sızlık günü» konulu (A rkası Sa. 7., Sü. 3 de)

31 Yıl

Sonra

lü m ü n ü n 31. yıldönüm ün- | de A ta tü rk bugün b âlâ

tartışm a ko n u su d u r. A- ta tü rk ’e, A ta tü rk ilk ele­ rin e k arşı açıkça cephe alan ge­ ric ile ri b ir y ana b ırak alım , dev ­ rim güçleri uyan ık kaldığı sü re­ ce o n ların bize b ir z a ra rı dokun­ m az. Asıl teh lik e, A ta tü rk ’ten y a n a im iş gibi g ö rünüp T ü rk to p lu m u n u k ırk yıl önceki ü r e ­ tim ilişkilerinin y etersiz ve dar k a lıp la n içinde d o n d u rm ay a ça­ lışan tu tu c u ç ık a r çevrelerinden g elm e k te d ir. B u n lara kalırsa (ri' vrim ilk e le rin d e n üstüsto ve­

r ile n ta v iz le rin önem i y o k tu r. F ik ir özgürlüğüne saygılıyız ya, v a rs ın şe ria tç ıla r da d iled ik leri dü zen i gönü llerin ce sav u n su n lar. T 'lu sal bağım sızlığım ızı büyük ö lçü d e zedeleyen dış an laşm alar d a tu tu c u la r ın u m u ru n d a değil­ d ir . H a ttâ sırasın a göre bu n u A ta tü rk ç ü lü k le b ağ d aştırm ay a b ile k a lk ışm a k ta n çekinm ezler, «Çağım ız k o şu lla rı değişti, b u ­ gü n sağ olsaydı A ta tü rk de bi­ zim gibi d a v ra n ır, A m erika’nın p eşin e takılırdı» gibilerden fe t­ v a la r v e re re k genç k u şa k la n u- y u tm a y a çalışırlar.

A m a top lu m u n ekonom ik y a ­ pısı söz konusu oldu m u, b ü tü n tu tu c u la r elele tu tu şu p d ev rim ­ ci güçlerin k arşısına dikilm ekte ve A ta tü r k ’ün en belirgin n ite ­ liği olan devrim ciliği üzerine b ir sü n g e r çekerek, O’nu, ağ aların , te fe c ile rin ve a ra c ıla rın k o ru y u ­ cu su rolünde gösterm ek hevesi­ n e k a p ılm a k ta d ırla r. O nlara gö­ r e y u rd u m u z d a lâik lik ilkesini a p a ç ık çiğneyebilirsiniz, kadını çu v ala sokup tü m ö z g ü rlü k lerin ­ d en yoksun b ırakabilirsiniz, K u r'a n k u rs la rı ile, İm am - H a­ tip O k u lları ile körpe zihinleri k ö rle tir, m illeti çağdaş u y g a rlı­ ğa u laştıracak yolu tık arsın ız. Şim di dem okrasi v a r ya, b u n la­ rın hepsini yapabilirsiniz. İllâ ve lâ k in y ü rü rlü k te k i bozuk d üze­ n in ekonom ik ve p o litik yönü ile ilgili konularda iki çift lâf e t­ m eye görünüz. Ne M oskovacılı- ğım z k alır, ne Mao’cu lu ğ u n u z, ne de A ta tü rk düşm anlığınız.

T u tu cu ç ık a r ç e v re le ri y u rd u ­ m uzda öyle b ir m ekanizm a k u r­ m u ş la rd ır ki, bu m ekanizm a iş­ lediği sürece, dem okrasi dediği­ m iz re jim , y u rd u m u zd a halkın değil yalnız o n ların egem enliği­ n i sü rd ü rm e k te n gayrı b ir işe y a ra m ıy a c a k g ö rünm ektedir.

O ysa, b akınız A tatü rk ne di­ y o r, P ro fe sö r E n v er Z iya K aral’ ın « A t3 tiirk ’den D üşünceler» adlı k ita b ın d a n a k ta rıy o ru m :

«Y aptığım ız ve y ap m ak ta ol­ duğum uz in k ılâ p la rın gayesi, T ü rk iy e C u m h u riy e ti halkını, ta ­ m am en çağdaş ve b ü tü n m âna ve eşkâli ile m edeni b ir heyet-i içtim aiye h alin e isal e tm e k tir. İn k ılâp larım ızın um de-i asliyesl (te m e l ilkesi) bucTur. Bu h a k ik a ­ t i kabul edem eyen zih n iy etleri ta r u m a r (d arm ad ağ ın ) etm ek z a ru rid ir. Şim diye k ad ar m ille ­ tin dim ağını paslandıran, u y u ş ­ tu r a n bu zihniyette b u lu n a n la r o lm u ştu r. H er halde z ih n iy etler­ d e m evcut h u rafeler kam ilen ta rd o lu n a c a k tır (toptan yok e d i­ le c e k tir). O nlar çıkarılm adıkça, d im ağ a h a k ik a t n u rların ı infaz e tm e k (gerçeği aşılam ak) im ­ kânsızdır.»

A ta tü rk bu sözleri 1924 y ılın­ da, devrim atılım larm a henüz y en i başlandığı b ir sırada söyle­ m iştir. Y aşadığı kısa y ılla r bo­ y u n c a A ta tü rk sözünde d urm uş, m illetim ize çağdaşlaşm anın tı l­ sım lı y o lu n u gösterm işti.

B ugün ö lü m ü n ü n 31. yıldönü­ m ü n d e b ü y ü k T ü rk e v lâd ın ı sev­ gi ile a n a rk e n , devrim ler! k u r ­ ta rm a k ve y ü rü tm e k görevi ile karşı k arşıy a b u lu n an A ta tü rk gençliğine çetin sav aşın d a b aşa­ rıla r dileriz.

NADİR NADİ

Şeriat isteyen

Hizb-üt Tahrir’ci

5 kişi yakalandı

Tutuklanan FKF eski Başkanı Yusuf

Küpeli

,

El • Fetihte görev almış

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)

Em niyet M üdürü İbrahim Ural. dün düzenlediği basın toplantı­ sında, «Şeriat düzeni» istiyen «Hizh-üt Tahrir» Cemiyetinin 5 üyesinin yakalanışını ve izinsiz yürüyüş yapmak ile tahrip suçlarından hak ­ kında tutuklam a kararı bulunan FK F eski Başkanı Y usuf K üpeli’nin nasıl tutuklandığını anlatm ıştır.

İçişleri Bakanı H aldun Mente- şeoğlu’n un da bulunduğu toplan­ tıda FK F eski Başkam K üpeli’­ nin b ir süre y u rt dışında kaldığı, bu sırada «El - Fetih» gerillâ ör­ gütünde görev aldığı, Emniyet ilgililerince ileri sürülm üştür.

«Hizb-üt Tahrir»

Merkezi L übnan’da bulunan ve şeriat düzeni isteyen «Hizb-üt Tahrir» teşkilâtının (K urtuluş Partisi) üyesi oldukları ileri sü­ rülen 5 kişi A nkara Emniyeti ta ­ rafından yakalanm ıştır.

Daha önceki çalışm aları da tes- bit edilmiş bulunan bu k u ru lu ­ şun yeniden A nkara’da faaliyete geçtiğini haber alan Emniyet il­

gilileri. teşkilâtın T ürkiye Baş­ kanı olduğu ifade edilen Lübnan u yruklu Edip Kemal M ahm ut a- dındakı şahıs hakkında so ru ştu r­ m aya başlam ışlardır. T ürkiye'de oturm a izni bulunm ayan M ahm ut’ un evinde yapılan aram ada da yurda sokulması yasaklanan ki- (A rkası Sa. 7. Sü. 3 de)

SÜMERBANK

UCUZ PARÇA

KUMAŞ SATIYOR

ANKARA, (a.a) — Süm erbank, çocuklar ve kısa boylu büyük­ ler için yün terilen kum aşların satış fiyatında m etre başına 30 lira in d irim yapm ıştır. B ursa M erinos fabrikası m am ulü bu cins k um aşların 270 cm . ve d a ­ h a küçük boyda olan p a rç a la n , 1 bellibaşlı S üm erbank m ağazala­ rın d a m etresi 47,5 liradan satıl- i m aktadır. Aynı kum aşın esas fi yatı ise 78 liradır.

V erilen bilgiye göre, beilibaş- j h Süm erbank m ağazalarında sa­ tışa çıkarılan bu cins p a rç a k u -

J

m aşların re n k le ri siyah, mavi, cevizi, kahverengi, bej ve yeşil­ dir. Top artığ ı olan bu kum aş­ lar özürlü d eğ ild in

¡i . . . il " m i n i m i " " H H I I — I ' H ' i l W m i

CUMHURİYET

8

B ro f.

Bernard Lew is

Ttirkçesi:

Hilmi Yavnz

Bugün 4. Sayfamızda

Ata'yla bir foto - röportaj

8. Sayfamızda

Atatürk ve Empervalizm

Atatürk ve Cumhuriyet

2. Sayfamızda

B İ L G İ Ç Ç İ L E R P A R T İ İÇ İN D E

D E M İR E L ’ İ Y I P R A T A C A K L A R

8 Hükümet programı bugün görüşülecek

CHP ve GP’Iiler kırmızı oy verecek

ANKARA, (C um huriyet Biivosu) — M ecliste h ü k ü m et için bugün yapılacak güven oylam asında Bilgiç’çilerin beyaz oy verecekleri, an­ cak bunlardan m ü frit o larak tanınan 5 - 10 kişinin oylam aya k atıl­ m am ası ihtim ali olduğu bildirilm iştir.

AP yetkili çevrelerinde «Bilgiççiler oy verm ezlerse bunun anlamı partiyi tcrketınek demektir. Bunu da yapmazlar» denilmektedir.

öğrenildiğine göre, CHP ve GP H üküm et p rogram ına kırm ızı oy verm eyi k a ra rla ştırm ıştır.

İNÖNÜ R AH A TSIZ

ANKARA, (C um huriyet B ürosu) C.H.P. Genel B aşkam İsm et İn ö n ü ’n ün ü şü ttü ğ ü ve bu sebep­ te n b ir rahatsızlık geçirdiği öğ­ renilm iştir.

Orhan ERİNÇ*in

«Beşikten Mezara

Kadar

Kırtasiyecilik»

yaaı serisi 5. sahifede

Uzun vadeli politika

G erek Bilgiççi olarak tanınanlar dan, gerekse yeminli grup mensup larm dan öğrenildiğine göre Bilgiç çiler daha çok parti içinde uzun vadeli bir politika güdeceklerdir. Bu uzun vadeli çalışma sırasında j bazı m eseleleri grupa getirm ek su- ı ıetiy le Dem irel’i yıpratm ağa uğra saçaklardır. Bilgiç’çilerin uzun vâ deli amacı gelecek yıl yapılacak kongrede yönetimi D emirel’in elin den alm aktır.

Öte yandan D em irel’in, Bil- giç’cileri p artid en istifaya zor- (A rkası Sa. 7, Sü. 4 de)

i

Haslaş Sanayi

Merkezinin

temeli atıldı

H A STAŞ S an ay i M erkezinin tem eli d ün İz m it’te atılm ıştır. T örende d a v e tlile r ile basın m en su p ları ve k a la b a lık bir h alk to p lu lu ğ u h a z ır b u lunm uş ve tem ele ilk h a rç k o n m u ştu r.

Bu sanayi m erk ezin d e Yapı E lem an ları, T arım A raçları, M otor, Y edek P a rç a ve E le k tro ­ n ik S an ay i y e r a la c a k tır.

H A STA Ş S an ay i M erkezi plânlam asına göre, b u rad a k u ­ ru lm a k ta olan en d ü stri, T ü rk i­ y e ’nin m ontaj sanayiinden im a­ lât sanayiine geçişinde b ü y ü k rol o y n ay acak tır.

(2)

SATTÎFE fKİ

V

Kasım lf>fi9

CTTMHTJRfVKT

H

ü rriy e t ve İstiklâl, benim k a ra k te rim d ir. Benca bir millette şerefin, haysiyetin, na­ musun va İnsanlığın vücut ve beka bula­ bilmesi, mutlak o milletin hürriyet ve İstiklâline sahip olması İle kaimdir. Millet ve memleketin mermfll lcabettlrdlğl takdirde beşeriyeti teşkil eden mtlietlerden her biri İle, medeniyet muktezasmdan olan dostluk ve siyaset münasebatım büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak milletimi esir etmek İsteyen herhangi bir milletin de, bu arzu­ sundan sarfınazar edinceye kadar, blaman düş­ manıyım.»

Bu sözler 1921 N isanında B üyük A ta tü r k ta ra fın d a n sö y len m iştir. Bu sözler ay n ı za­ m an d a 18 - K asım - 1920 de ilân edilen, «Bü­ y ü k M illet Meclisi B e y a n n a m e s in in « T ü rk i­ ye h a lk ın ı em peryalizm ve k ap ita liz m in ta ­ h ak k ü m ve zulm ünden k u rta rm a k h u s u s u n ­ da o rta y a koyduğu, «Millî H edefsin de b ir izahıdır. B eyannam e bu Millî H e d e fin ne şe­ kilde elde edileceğini de şu cüm le ile a ç ık ­ la m a k ta d ır:

«Türkiye B üyük M illet Meclisi, m illetin h a y a t ve istik lâlin e su ik ast eden e m p e ry a list dü şm an ların teca v ü zatın a k a rş ı m üdafaa ve bu m aksada m ü n afi h a re k e t e d en le ri tedip azmi ile m üesses b ir o rd u y a m aliktir.»

E

m pery alizm ; p o litik b ak ım d an m u h telif m ille tle ri v ey a ırk g ru p la rın ı fetih ve İstilâ yolu ile,, b ir m erk ezi id are a ltın d a b ir­ le ştire re k k u v v etlen m ek , bu k uvvete d ay a­ n arak h u d u tla rın ı d ah a da genişletm ek ve bu geniş sa h a la rd a k i tab iî k ay n ak la rı m ahallî ve ucuz in sa n gücü ile işleterek , ana v a ta n e n ­ d ü strisin i beslem ek ve m am ullerini p a z a r­ lay arak , a n a u n su ru n refah ve saadetini, h a ­ y a t sta n d a rd ın ı id are e d ile n le r aleyhine y ü k ­ seltm ek d em ek tir.

E m peryalizm , M ilâttan evvel d ö rd ü n cü asırd a B ü y ü k İsk en d er’in ; arzın o zam an b i­ linen k ısım ların ı istilâ ederek, bu bö lg elerin

Atatürk ve Emperyalizm

Refik TULGA

h a lk ın ı iz d iv a ç la r ve tic a rî m üb ad elelerle b irb irin e k a y n a tm a k ve b ir D ünya D evleti, b i r K ozm opolis k u rm a k yolundaki h ü ly a- siyle b aşlar. Koma İm p a ra to rlu ğ u İle devam

e d er. ı

E m peryalizm in ikinci devri T e o k ra tik em p ery alizm ’d lr. Din yolu ile d ü n y a n ın o devirde bilinen ve erişilebilen p a rç a sın a h â ­ kim olm ak zihniyeti İslâm lığın z u h u ru n a k a ­ ti ır ve ileri ve geri çekilm elerle, birleşip ay­ rılm alarla hüküm sürer. N ihayet islâm ın zu­ h uru, Arap ve O sm anlı İm p arato rlu k ları, hıris- tiyanlık ve m üslüm anlık m ücadelesi bu devri k a p a r.

E

m p ery alizm ’de ü çüncü d ev ir ekonom ik gayelerle açılm ıştır. D eniz yolu ile y e ­ ni k ıt’a la r keşfedilm esinin d o ğ u rd u ğ u yeni im k â n la r, e n d ü stri in k ılâ b ın ın h am m adde k a y n a k la n ih tiy acı ve p a z a r elde etm e h ır ­

sı; m illetleri b ü y ü k ask e rî k u v v e tle ri k u r ­

m ağa, b irb iri aley h in e m ücadeleye sü rü k le ­ y e re k genişlem eye y ö n eltm iştir. Bu d e v ir­ de, te o k ra tik zihniyetin te sirin d e n k u rtu la - m ıvan ve rönesansın getirdiği n im e tle rd e n fa y d a la n a m a y a n , en d ü stri in k ılâb ın d an h a ­ bersiz k a la n d evletler, ekonom ik e m p ery a­ lizm in h âk im iy eti a ltın a düşm ek zo ru n d a k a l­ m ış la rd ır. Çin, G üney A m erik a, A frik a, H in ­ d is ta n d ah il, G üney - Doğu A syanm e te k le ­ rin d e k i bölgeler ve a d a la r b u d ev ird e b ü ­ y ü k d e v le tle rin esareti a ltın a girm iş ve

Os-m aıılı İOs-m p a ra to rlu ğ u Os-m ü teOs-m ad i tecavüzlerle bu d ev ird e zay ıflatılm ıştır. O sm anlı İm p a ­ ra to rlu ğ u bu devirde y a rı m ü stem lek e, y a ­ n i h u k u k en m ü stak il ve fa k a t p o litik ve e-konom ik b akım dan söm ürge d u ru m u n d a d ır.

B irinci C ihan H arb i so nunda O sm anlı İm p arato rlu ğ u paraçlanm ış, O rtadoğu- n un tü k en m ez p etro l k a y n a k la rı ve B oğazlar gibi ta rih î s tra te jik n o k ta la r B atı e m p e ry a ­ listle rin in eline geçm iştir.

İ

şte A ta tü rk bu d ev ird e, T ü rk iy e ’nin ka­ ran lık u fk u n d a b ir yıldız gibi doğm uş ve m e m lek eti tam söm ürge o lm ak tan k u r t a r ­ m ıştır. O’nun askeri zaferlerinin ve rasyonel p o litik d e v le t id aresin in so n u c u ; yalnız T ü r ­ k iy e ’yi k u rta rm a k la kalm am ış, e m p ery aliz­ m in zulm ü a ltın d a İnleyen diğ er m ille tle r de O 'n u n v erd iğ i ö rn ek le cesaretlen m iş ve u- y a n m ışla rd ır,

B

irin ci C ihan H arbi ile İkinci C ihan H a r­ bi arasın d a ideolojik yeni em peryalizm , d ü n y ay a, yeni b ir nizam v erm ek iddiası ile tü re m iş tir. A lm anya, İta ly a ve J a p o n y a Üs­ tü n Ir k n azariy eşin e d a y a n a ra k , k ü çü k ve zay ıf d ev letleri ilh ak için m ücadeleye b aşla­ m ışla rd ır. 1931 de Ja p o n y a , Ç in’e ve 1935 de İta ly a H ab eşistan ’a ü stü n ır k la rın ın m ede­ n iy e tin i ( ! ) götürm eğe teşeb b ü s e tm iş le r ve n ih a y e t 1939 da A lıpanya bin senelik talih y o lcu lu ğ u n a çık m ıştır.

İk in ci C ihan H a rb in in kanlı te c rü b e le ri

İnsanlığa; m ille tle rin eşitliği, b ir a ra d a sulh

içinde yaşam a, d ü n y a çap ın d a işbirliği yani gelişm iş m illetlerle , azgelişm iş m ille tle r ara sın d ak i b ü y ü k u çu ru m u o rta d a n k ald ırm a p re n sip le rin i getirm eli ve bu n u g e rç e k le ştir­ m eli idi. F a k a t şim di yeni b ir em peryalizm in teh d id i dün y ay ı yeniden g ru p laşm ağ a ve b ir­ b iri ile m ücadeleye sü rü k le m e k te d ir. Bu r ı- p ery alizm in h a re k e t giieii, İkinci C ihan H a r­ bin d en so n ra ilim ve teknolojide m ey d an a ge­ len son derece s ü r ’a tli in k işa fla rd ır. Bu a la n ­ da m ağ ara ad am ın d an , İkinci C ihan H a rb i­ ne k ad ar gelen ağır inkişaf tem posu, bu de­ v ird en so n ra b ird e n b ire hızlanm ış ve B a tı’- nııı zengin ve İleri m illetleri bile bu hıza a- yak u y d u ra m a m ışla rd ır. Bu, e n d ü striy e l em ­ p ery alizm d e v rid ir. Bu em peryalizm in k u l­ landığı k u v v et icat etm e k u d re ti, yani a ra ş ­ tırm a ; ve b u n la rı m ahsûl haline getirm e y a ­ ni, tek n o lo jid ir.

A

m erik a ve S o v y e tle r B irliği şim dilik bu em peryalizm in b a y ra k ta rlığ ın ı y a p ­ m a k ta d ırla r. Belki y a rın A lm an e n d ü s tris i­ nin istilâsı d ev ri de b a şla y a c a k tır.

Bu d ev ird e T ü rk iy em iz için yeni ve bir b aşk a A ta tü rk beklem ek b ey h u d e d ir. O nun çok evvelden verdiği d ire k tif şu sözlerle yo­ lum u zu a y d ın la tm a lıd ır:

«Biz a r tık G A R P L I’yız. Eski d ü n y ay a h â k i m eski m edeniyetim izle sadece ö- vünerek değil, bütün zincirleri k ırarak , son a sır m edeniyetinin g ittiği y o llard an y ü ­ rü y e re k , bu seviyenin de ü stü n e çık m ay a ça­ lışacağız. H u ra fe le ri atacağız. İlim de, ir fa n ­ da, s a n a tta h e r iyi şeyde, n u rlu in s a n la r b ü ­ y ü k , asil ve u y sal m illetim izi ııu rlariv le, b il­ gileriyle, azim li icra ve ira d e le riy le b ir lik ­ te bu yola götüreceklerdir. Şüphesiz ve m ut­ lak o larak H ED E F’e ulaşacağız.»

Geriye doğru tırmanışın

hikâyesi

i

:

Atatürk ve Cumhuriyet

Y A ZA N :

Kemal GÜR

YÜKSEK HAKİMLER KURULU RAPORTÖRÜ

B

abam anlatırdı;«Sivas ve Erzurum Kongreleri mu-

karreratmın yurdun her köşesine yayılmak isten­

diği günlerde, şimdi adı Pamukova olan Akhisar’da

üç beş kişi birleştik. Mustafa Kemal Paşaya «Senin

emrine girdik, İstanbul ile muhabereyi kestik» dedik,

bu yolda telgraf çektik.

Ondan sonra zafere kadar geçen heyecanlı gün­

ler başladı. Yunan süvarileri bugün adı Osmaneli

olan ilçemize kadar geldiler, çekildiler. Yunan ordu­

sunun diğer öncüleri İznik’i de işgal ettiler.

Pamuk-ova’ya da gelmeleri gün

Sk i ■ 'M% - •» i*Ş

G Ü N D E N

G Ü N E

Biz Atatürk'ü

artık

sevmiyoruz!

Hiç darılm ayın sevgili o k u y u c u la r, biz A ta tü r k ’ü h a k ik a te n .sev m iy o ru z !

Öyle ise ölüm yıldö n ü m ü n d ek i anm a tö re n le ri, saygı d u ru ş ­ la rı, h a tip le rin dövünerek k o n u şm aları n ed ir? diye so rm ay ın ; biz şim di sadece A ta tü rk ’ü n m ân ev i v a rlığ ın d a n çekindiğim iz için, O ’n u severm işçesine rol y ap ıy o ru z.

Şerefim izi, haysiyetim izi, v atan ım ızı d ü şm an çizm esinden k u rta rm ış olan A ta tü rk ’ü, sevm ekte, ona m in n e t d u y m a k ta de­ v am etm iş olsa idik, O’nun yüce eserin i b u g ü n p a ra m p a rç a e t­ m ek için, böyle densizce u ğ ra ş ır d u ru r m u idik?

İrtic a ın , O’nu n y e r y e r b ü stle rin i k ırm ağ a teşeb b ü s etm esi, O 'n u n en b ü y ü k eseri, lâik C u m h u riy eti, hilâfetle d eğ iştirm ek istem esin d eııd ir. B aşların d a gericiliğin üniform ası k a ra ta k k e İle d o laşan lar, b e lirli fesat m erk ezlerin d en ald ık ları d ire k tifle r­ le O ’n u ve O ’n u n e serin i y ıkm ak için h a re k e t h a lin d e d irle r. O hale geldik ki, resm î devlet m e m u rla rı, A ta tü rk ’e dua eden d in a d a m ın a cam ilerin k ap ısın ı bile k a p a tm a k ta d ırla r.

Y u m ru ğ u m u zu göğsüm üze v u ra ra k «B üyük A ta, izindeyiz !» d em e k p a ra etm ez. E ğer gerçek ten O ’nu n izinde olsa idik, ne c a h il g ericinin a ç ık tan açığa A ta ’yı kötülem esi, ne de kom ünis­ ti n O ’nu kendi am acı u ğ ru n d a b a y ra k yapm ası m ü m k ü n olurdu? A şırı sağ d a faşizm in h a sre tin i çeken k a ra k a lp a k lı; O’nu L e n in ’in ta k ip ç isi gibi m em lekete ta n ıta n pos b ıy ık lı M ao’cu, m em lek etin v a rlığ ın ı yab an cıy a peşkeş çeken d alav ereci, T ü r­ k iy e ’nin d ış p o litik a sın ı gelecekte u şaklığını h a z ırla m a k üzere k en d in e göre a y a rla m a k isteyen vatansız, a y rı a y rı m a k s a tla r­ la fa k a t hep «Y aşasın A tatü rk » diye b a ğ ırıy o rla r. E sir düşm üş b ir m illete y en i b ir E rgenekon D estanı y azd ırm ış olan A ta­ t ü r k ’ü, öldüğü günden o tu z b ir yıl sonra böyle p arçalam ağ a k alk m ak , O ’n u n şah sın a da, eserine de h ıy a n e ttir !

B irçok m eselelerde b irbirim izden ay rı düşü n sek bile, ey sevgili v a ta n d a şla r, sevgili gençler, tem iz y ü rek li e v lâ t k ıy m e­ ti bilen a n n e le r ! G elin. A ta tü rk 'ü p arçalam ak, O ’nu tanınm az h a le g e tirm e k , y ok etm ek iste y e n le r karsısın d a b irleşelim ! Y e­ te r bu b a n a necilik ! R uhsuz g özlerle ap tal a p ta l e tra fa b a k ın ­ m ak !.. A ta tü rk , k u rta rd ığ ı v a ta n to p rak ları içinde başlı b aşın a b ir v a ta n d ır ! A ta tü rk a rtık b a y ra k tır ! V atanı p a rç a la m a k , b ay rağ ı k irle tm e k iste y e n le r bizden değ ild irler ! A çıkçası ş u ­

d u r : A ta tü r k ’e d ü şm an lık , v a ta n a d ü şm an lık tır. Bu d ü şm an ­ la r k a rş ısın d a su sm ak ise k o rk a k lık la rın en sefilidir.

Citıad B aban

meselesi idi.

G eceleri toplayabildiğim iz k ad ar i n s a n ı d üşm anın karşısına sürüyor ayrıca h e r köy­ de eşkıyaya m âni olm ak üzere devriyeler çıkarıyorduk. Y unanlı lar İzm it’e de girdiler. Pam ukova bir cep içinde kalm ıştı. A nkara- ya doğru halk ancak Geyve köp­ rüsünden hicret edebilirdi. Mesu­ liyeti üzerimize aldık kim senin hicret etmesine m üsaade etmedik.

Dayanacaktık. Y unanlılar harb gemileriyle körfezi doldurm uşlar her gün deniz tayyareleriyle dağ lar üzerinde keşif uçuşları yapı­ yorlardı.

Nihayet, bugün a d la n İzm it’in Suadiye, Sultaniye ve Geyve’ye bağlı M esuriye olan köyleri istika m etinden dağdan Pam ukova’ya inm eyi denediler. K esif ateşimiz karşısında geri çekilm ek zorunda kaldılar. Bu, düşm ana karşı h a l­ kın kendi im kânları ile olan m u kavem et ve m uvaffakiyeti idi. Yu nanlılar, A nzavur’la t birleşerek Geyve boğazından taarruza geç­ tiler, o vakit karşılarına Ali F u at Cebesoy’un zayıf fakat kalbleri vatan aşkı ile dolu kuvvetleri çık­ tı. Y unanlılar güneş kavuşurken yine yenildiler. Pam ukova bu su­ retle düşm an işgalinden sonuna kadar kurtulm uş olarak yâni isti­ lâ görm eyerek kaldı.

1 A ta tü rk ç ü lü k dem ek, T ü rk d ev letin in bağım sızlık tem eli ■

\ ü stü n d e T ü rk iy e ’nin g erçek lerin e u ygun m illi solculuk dem ek- | | tir.

Gazi M u stafa K em al A ta tü rk : Eski y azıya k a rşı yeni yazı.. A rapça ezana k arşı T ürkçe ezan..

M edrese ö ğ retim in e karşı m ü sp et öğretim .. Ü m m etçiliğe k arşı m illiyetçilik.,

ö z e l teşeb b ü sçü lü ğ e k arşı d e v le tç ilik - Ş e ria ta k a rş ı lâiklik..

U yduluğa k a rşı istik lâlcillk .. ı P a d işah lığ a k arşı c u m h u riy e tç ilik -

İm tiy azlılığ a k a rşı halkçılık.. T u tu c u lu ğ a k a rş ı d ev rim cilik ..

E m peryalizm e k a rş ı b ağ ım sızlık - m ücadelesinde.. B irincl savaşçı İdi.

A tatü rk ç ü lü ğ e « k arşı-d ev rim » ’ln çok p a rtili rejim i â le t ede- ; re k ik tid a r a y ü rü d ü ğ ü , ve siyasi ik tid a rı eline g eçirerek git- S tik çe güçlendiği a rtık is p a tla n m ıştır. G erçi b ugün k arşıd cv rim -■ ci, A ta tü rk ç ü lü ğ ü n ülkem ize k azan d ırd ığ ı tü m y en ilik leri sile-

i cek k a d a r ne g ü çlen m iştir, ne de b u n a c e sa re ti v a rd ır. A m a ! ad ım adım y ü rü y e re k , günden güııe k u v v e tle n e re k am acına ■ erişm ek için ç a lışm a k ta d ır. A ta tü r k ’ün - ki h a y a tın d a m illi ba- ; ğım sızlık şia rın ı nefes a lır v e rir gibi h ir d a k ik a hırak m am ış- J tı r - k u rta rd ığ ı ü lk en in siyasi ik tid a r k o ltu ğ u n d a «A m erikan * ta ra flısı b ir B aşbakan» o tu rm a k ta d ır.

A ta tü rk ç ü lü k ilk e le rin i ele ald ığ ım ızd a, h e rb irln d e geriye

m do ğ ru tırm a n ışın b ü tü n izlerini görm ek k o la y d ır :

A ta tü r k eski y azıy a k arşı yeni yazıyı g e tirm işti. Bugün î T ü rk iy e ’de eski yazı salgını alm ış y ü rü m ü ş tü r. G erçi biçim e

i değgin b ir d e v rim d ir yazı dev rim i... A m a eski yazıya rağbet,

S A ta tü rk ç ü lü ğ e k arşı-d e v rim in b e lirtile rin d e n b irisid ir. T ü rk çe S ezan 1950’den so n ra k ald ırılm ış, y erin e A rapça ezan koıım uş-■ tu r . Bu da biçim e değgin b ir yeniliğin g ericiler e liy le nasıl de-* ğiştirild iğ in i g ö ste rir. M edrese ö ğ retim in e k arşı pozitif öğ reti- " mi g erçek leştirm iş, ö ğ retim b irliğ in i y ü rü rlü ğ e k o ym uştu A ta-* tü rk ... 1945’te n so n rak i k a rşı-d e v rim d a lg a la n k arşısın d a, İsm et • ! P aşa, ik tid a rın ı k o ru m a k am ac ıy la ta v iz v erm iş, A ta tü rk düş- a ■ m a n ta rın ın iste k le rin e boyun eğ erek ö ğ retim b irliğ in i bozm uş, a * im am ve hafız o k u lla rın d a ş e ria t ö ğ re tim in e yol açarak A ta- a * tiirk ç ü liiğ ü n m ü sp et bilim ilkesini h a s ıra ltı e tm iş tir. Ü m m etçi- g î liğe k arşı m illiyetçiliği şia r ed in en A ta tü r k ’e k arşı ay ak la n an « S gerici güçler, T ü rk m ille tin d e K u rtu lu ş S av aşıy la gelişen m illî ■

i ş u u r u yok e tm ek için b ugün h e r y a n d a ç a lışm a k ta d ırla r. Ca- J

î m iler, üm m etçilik ideolojisinin fik ir k u lü p le ri gibi işlem ek te- S ! d ir. İm am ve hafız o k u lla rın d a n y etişen m ilita n la rın faaliy eti J ■ a ç ık tır.

D evletçilik rezil edilm iş, özel teşcb b ü sçü lü ğ iin p om palan-

I

SÜ V A Rİ KOI.O RDU SU KOM UTAN I FA H R E TT İN PA ŞA (A lta y ), Ç İF T L İK İSTASYONU C İV A R IN ­ DAK İ OVADA Y A PILA N HAREKÂ T H A K K IN D A GAZİ YE İZ A H A T VERİYOR. A RK A D A K İ ATLARDA : KÂZIM K A R A B E K İR PA ŞA VE LÂ T İFE HANIM .

sun, A tatü rk ’e m ektup yaz sana m aya, O nun p ren sip lerin i d e r­ iş versin» dedim. letin tem elinden koparm aya «— Gazi bize daha ne verecek, kim senin gücü yetm eyecektir, öyle giiııler oldu ki biz m ücadele- C um huriyet, m illî

mücadelo-Heyecan

M;

I

ustafa K em al Paşa o vakit adı A khisar olan Pam ukova’ya geldi. M üftüzâde R üştü bey hepimiz adına kendisine güzel söz ler söyledi. A tatürk heyecanlan­ dı, onun koluna girdi ve:

«— Benim yanım da sizin gibi fedakâr arkadaşlar bulundukça kanım ızın son damlasına kadar çarpışacağız ve düşm anı m em le­ ketten m utlaka kovacağız» dedi. A tatü rk ’ün A khisarlılardan mem nu n kaldığı belliydi. Hepimiz Başkumandanı mem nun etm enin sevinci ile yorgunluklarım ızı u - nutm uş iken büyük adam, Ada- pazarm dan bir telgraf çekü, b un­ da: «Akhisar’ın fedakâr halkını selâmlamakla bahtiyar ve izhar buyurulan teveccühten dolayı te şekkür ederim» diyordu.

Bununla da iktifa etmedi, sonra hepimizi kırm ızı şeritli m adalya ile taltif etti. B unlarla da yetinm e di. Müftıizâdenin sağlığında tre nini, hep A khisar istasyonunda da durdurdu ve A khisarlılarla ko nuşm aktan zevk aldı.»

I

u satırlarım ı tarihin b ir p ar­ çasını aydınlatm ak için yaz­ dım. İlerde Milli M ücadele­ nin köy köy, kasaba kasaba nasıl cereyan ettiğini tesbit etm ek iste yecek m eraklılar belki çıkar ve faydalanırlar diye.

Babamla Milli Mücadele, A ta­ tü rk ve Cum huriyet üzerinde çok konuşm alarım ız olm uştur. B un­ lardan herkesi ilgilendirebilecek olanları da yazmak ve bu yazının sonunda b ir terkip yapm ak isti­ yorum .

Bir gün babama:

«— Ne kadar parasızlık çekiyor

B

S

a

h il ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

t

t

t

♦ ♦ ♦

t

I

Ş E V K E T S Ü R E Y Y A AYDEMİRDİN

§

Üç ciltlik b ir k ita p ta b ir d ev ri ve o devrin b ü y ü k insanını a n la ta n hikâyesi...

TEK ADAM

A TA TÜ RK için yazılan en b ü y ü k eserlerd en biri... M utlaka o k u n m ası gereken önem li b ir k itap ...

B irinci C ilt (3. B askı) 1881 - 1919 15 TL. İkinci C ilt (3. B askı) 1919 - 1922 15 TL. ü ç ü n c ü C ilt (3. B ask ı) 1922 - 1938 15 TL.

REMZİ KİTABEYİ

(C u m h u riy e t - 13538) ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

:

t

İ L A N

Adıyaman Belediye Başkanlığından:

9622R lira keşifli 7216 lira 95 kuruş geçici te­

minatlı Belediyeye ait umum! oto

garajı ikmâl

inşaatı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmış­

tır. İhale 21 Kasım 1969 Cuma günü saat 11 de

Belediyede Encümence yapılacaktır. Keşif, proje

ve şartname mesaî saatlerinde 10 lira bedel karşı­

lığında Belediye Hesap İylerinden temin edilebi­

lir.

(Basın : 24830) 13534

A U N 7ERI-

BİR VATAN KURTARMIŞTI. FAKAT

BU ONA NE ÇALIŞMALARA, NK FE­ DAKÂRLIKLARA VE NE ALINTERİNE MALOLMUŞTU. GAZİ MUSTAFA K EM AL BİR TA TBİK A TTA N SONRA A L N IN I S İL İ­ YOR, „

yİ devam ettirm ek üzere Asya içerlerine kadar çekilmeyi göze aldık, öyle günler oldu ki lıiz ço lu k çocuğun ırzını ve nam usunu korum ak İçin hayatımızın sonu­ na kadar silâhlı kalm aya rıza gös terdik, size m asal gelir bunlar, Gazi’den b ir şey istem ek için in­ sanın çok insafsız olması lâzım­ dır. Şu âsayişe bak, asayişsizliğin ne demek olduğunu bilm eyenler bu halin ne mâııâ İfade ettiğini kavrayam azlar» diye cevap verdi.

Medrese ve D arülm uallim in’de okumuştu. H arbler tahsilini y arı­ da bıraktırm ıştL İşkodra, T rab- lusgarp, Balkan, Seferberlik ba­ direlerinin tam ortasında idi ve hayatını tesadüflere borçlu idi. Gözünü kırpm adan A tatü rk ’e, evet demiş ve sivil olarak m üca- dele-i m illiyenin sonuna kadar silâhlı kalm ıştı.

Güç bir iş

ğapkayı ilk giy inlerdendi. Bu Şhaliyle kasabada ve köyde "ilk defa göründüğü zaman ne k adar acayip karşılandığını zevk­ le anlaürdı.

«— B aba o vakitkl taassu b a göre bu güç işi nasıl yaptın?» dedim .

«— Gazi sözünü ic ra eden a- dam dı, biliyordum kİ, üç-beş giuı so n ra herkes bize benzeye­ cekti, u m u ru m d a bile olm adı» dedi.

Yeni h arflerin İlk çıktığı gün­ lerde iki k a t y ap arak cebinde taşıdığı alfabeyi bugün h atırla­ rım , o vakitler beş-altı yaşında olm alı idim.

«— B aba, bana okuyup yaz­ m ayı sen m i öğrettin?» dediğim zaman zevkle gülerdi.

O devrin İnanm ışları h alk ın önünde b ire r m ü reb b l gibi idi­ ler.

Beni C um huriyet B ayram la­ rın d a köyden alır, kasabaya gö­ tü rü r k o n u ştu ru rd u . C um huri­ yeti m üdafaa etm eyi b an a o öğ­ retti.

T alât P a şa ’yı sever, E nver Pa- şa ’yı ten k it eder, K a ra b e k ir’e tam hakkını verirdi.

C um huriyete ve A ta tü rk ’e da­ ir bütün hareketleri tasvip eder, A ta tü rk ’ü n te n k it edilm esine ta ­ ham m ül edem ezdi.

Son sözleri

yıllar geçti. B ir gece I beni ilk defa görev aldığım ’ küçük b ir doğu ilçesine uğurladı. Son sözleri; «Cum hu­ riyet sîzindir ona iyi bakm alı­ sınız, d ü rü stlü k ten şaşm ayın,

yılm adan, yorulm adan çalışın...» şeklinde oldu.

İçim izde A ta tü rk ’ten so n ra doğanlar belki bugün ekseriyet­ tedir.

O nlara, A ta tü rk ’ü n tesadüfen gelm ediğini, m illi b ir m ahsul ol duğunu h a b e r verelim .

İçimizde A tatü rk ’ü in k âr • - denler de var; onlar* da haber verelim ki, A tatü rk , kuvvetini milletin ma şeri şuurundan »-

k n M . m i l l i MAemM » O ‘m ı x ü h

m izin şahikalaşm ış b ir ü rü n ü ­ d ü r, tesadüf ve özentinin değil, b unca kan ve ıs tıra b a m al olan ta rih h âd iselerin neticesidir, şu u rlu b ir siyasi tercih tir.

C um huriyeti hafife alanlar, b ir gün, b a şla rım ne çetin b ir kayaya çarpm ış olduklarını anla­ yacaklardır.

m ası için d ev let h âzin esin d en y a ra rla n ılm ış tır. «Özel teşeb b ü s- i çülük» nam ı d iğ er «kapitalizm » bugün d e v le t eliyle g e liştiril- * m ekte, ve d ışa rıv a bağlı b ir ik tisa d i s e k tö r n iteliğ in d e m em le- i k etin k ad erin i e tk ile m e k te d ir. A ta tü r k ’ün «istiklâl-i tam » ilke- ! sine k arşı «uyducııluk» açıkça sa v u n u lm a k ta , d ev letin p o litik a- - sim y ö n e te n le r u y d u cu lu ğ u dış p o litik a felsefesi o larak b en im ­ s e m e k te d irle r. «H er m ah alled e m ily o n e rle r y a ra ta ra k kalkın- ^ ma» ilkesini henim siyen k a rşı-d e v rim ik tid a rı, halkçılığa karşı 3 im tiy a z lıla r id aresin i d e ste k le m e k te d ir. M ily o n erler, ağalar, ■ k o m p ra d o rla r, u ta n ıla c a k b ir se fa h a t m an za rasın ı h a lk ın sefale- J ti ü stü n e s e rm e k te d irle r. D evrim cilik n ered ey se suç say ılacak - • tır. T u tu c u la r koalisyonu ik tid a ra h âk im o ld u ğ u n d an , d ev rim - S ci olm ak, b aşın a tü r lü b e lâ la r çağ ırm ak d e m e k tir.

E m peryalizm T ü rk iy e ’nin içinde k alelerin i inşa etm iş, üs- • le riy le . k u m p a n y a la rıy la , k ü ltü r m e rk e z le riy le A n ad o lu ’ya y er- ■ leşm iştir.

A ta tü rk d ev rin d e bu m e m le k e tte ne A rap ça yazı fu ry ası, ! ne A rapça ezan, ne m ed rese ö ğ retim i, ne ü m m etçilik ak ım ları, ! ne u v d u cu lu k felsefesi, ne k o m p rad o r ik tid a r ı, ne dost kılığı- ■ na h ü rü n m ü ş em peryalizm v a rd ı. Ne ü s v a rd ı, ne tesis v ard ı, a ne b a rış g ö n ü llü sü , ne y ab an cı k ü ltü r m erk ezi, ne Y ardım K on- ■ so rsiy u m u , ne A m erik an k a p itü lâ sy o n la rı...

B u n la rın hepsi A ta tü r k ’ün ö lü m ü n d en so n ra gerçekleşm iş- * tir.

Ve T ü rk iy e m ille tle ra ra sı y a rış ta g ittik ç e g eriy e k a lm a k ta - J d ır.

Ç ağdaş u y g a rlık la a ram ızd ak i u ç u ru m g ittik çe a ç ılm a k ta d ır. S M o rrısonculuk ideolojisi, İsm et P a ş a ’ya da boyun eğdirm iş, S diz ç ö k tü rm iiştü r. A d alet P a rtis i A m erik an u y d u lu ğ u yörünge- S sinde, İs m e t P a şa da A d alet P a rtisi ik tid a rın ın u y d u lu ğ u n d a * y ü rü m e k te d ir.

K em alist ideolojinin M orrisoncu id eo lo jiy e y en ik dü ştü ğ ü ! ve g eriye do ğ ru tırm a n ışın hızlandığı b ir zam a n d a an ıy o ru z !

10 K asım ’ı... • n

J

U

w l>

Tarih ve Kültür anlayışımızda

Gazetelerde resimli roman ve pehlivan tefrikası dışında

başka yazılar da okuyor musunuz ?

Yurtta ve dünyada geçen olaylar, bu olayların sebeb ve

sonuçları sizi yakından ilgilendiriyor mu ?

Ve bu olayların tarihsel kökleri, sosyal ve siyasal ilişki­

leri konusunda aydınlanmak istiyor musunuz ?

Öyleyse, okuyacağınız tek eser :

(Cumhuriyet: 13537)

Referanslar

Benzer Belgeler

Konuşulan İstanbul Türkçesi'yle yazdığı şiir lerle Yahya Kemal Beyatlı, şiir dilinin zen­ ginleşmesini sağladı.. Modern TUrk şiirinin kurucusu sayılan Yahya Kemal

Domates, soğan, kereviz, tuz, karabiber ve zeytinyağını bir kaba koyup üzerlerini örtecek kadar su doldurun ve kırk dakika kadar kaynatın. Sonra üstüne balıkları da ekleyin

 Eski Babil ve Mısır da matematik ya doğrudan pratik uygulamalarda ya da ayrıcalıklı bir sınıfa özel bir bilgi olarak kullanılmaktaydı..  Yunan matematiği ise,

 Bu teorem, her sonlu asal sayı listesi için bu listede olmayan başka bir asal sayının olduğunu, bu yüzden de sonsuz sayıda asal sayı. olduğunu

Bir okşayışı serper Ölgün pencerelerde Kuşların kulağına.. Her gece yürüyorum, Karaya

Mavi öptüm dün gece, Sevinç tulumu vakit.

Cotton (Gossypium spp.) is the most widely cultivated fiber crop in the world, with upland cotton (G. hirsutum L.) as the predominant type. Verticillium wilt, a fungal disease caused

Güneş Sistemi’nin Yeni Göçerleri Karadeliğin Fotoğrafı Bilgisayar model- lerinde kara delik olay ufku çevresinde oluşan gölge (üstte). Neptün M87 gökadasının merkezin-