• Sonuç bulunamadı

Anıt-Kabir'de bugün yapılacak merasim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anıt-Kabir'de bugün yapılacak merasim"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

10 Kasım 1955 — Perşembe

S İ Y A S İ

İ K T İ S A D I

M Ü S T A K İ L

Fotoğraf Makinesi

Hediye Kuponu: 10

Dikkat : Bu kuponu kesip sak­

layınız. S0 Kasım’a kadar neşre­

deceğimiz S0 kuponla birlikte bi­

ne göndereceksiniz.

A

YENİ

Yıl 6 — Sayı 2147 — 15 Krş.

1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1! $ 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A <■

10

KASIM

1955

f

$ 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A ' !. 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A • ) • 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A ]; ¡ 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İ R A .. 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A 1 0 0 L İR A

B

eyo

• •

O

ğlu - M

ttelli

İ i

t

C

addesi 6

1 •

J l

• 8, Telef

m

on: 44750 . 44

• •

ı u

757 Santral

niir

I

C>

Tesis e

n

den: H

abib

e

y

O

lb - T

Ü

B

K

H

A

B

e <

ji

n c

1

F

osta uncusu . - ¿scann

fili

3

i

Û

Ü

.

..

f-ı

O, İSlitlIU

U

l

a

B u

g ü n

Biı

iyü k A ta t

ı

i i r l

k'ü erı derin

sevgi

ve lrağlılı ğ ım ızla

a n ı y o r

9

<

a z iz h â tır a s ı

ö n ii n d (

?

h ü r m e tle e ğ i l i y o r u z

ATATÜRK

Habib Edib - TÖREHflN

B

UGÜN bütün Türklerin kalbleri hüzünle do­

ludur. Çünkü, onlan yeniden hayata

kavuş­

turan ve onlara benliklerini kazandıran, tari­

hin en büyük adamı Atatürk, onyedi sene önce bu­

gün fânî dünyaya veda etmiş ve cismen aramızdan

ayrılmıştır.

Biz, onun kurtardığı bu topraklar üstünde yaşa­

yan bütün Türk vatandaşları, onu manen daima ara­

mızda görmekte ve bu hislerden hiçbir zaman ayrı­

lamamaktayız.

Atatürkün, bu memleketi meskenetten ve esir­

likten kurtarmak için yaptığı hamlelere dair bizde

henüz kâfi miktarda yazılı eser yoktur. Şunu söyli-

yebiliriz ki, tarihin ender yetiştirdiği simalardan olan

bu adamın büyük şöhreti, tarafımızdan hiçbir pro­

paganda yapılmadan bütün dünyaya yayılmıştır ve

onu her millet hayranlıkla yâd etmektedir.

Atatürk, memleketimizde, her

şeyden

ziyade

taassubu kırmağa çalışmıştır. Çünkü cehalet ve ko­

münistliğin en kolay girdiği yer taassuptur ve taas­

sup yüzünden birçok milletler çökmüş, tarihin ka­

ranlık sahifelerine gömülmüşlerdir.

Cefyâlet, Atatürkün cezri

ıslahat diye ortaya

koymalî istediği esâsları anlayamamıştır ve menfaa­

tine de uygun görmediği için, bu çok kuvvetli ve bü­

yük adama karşı gelemediğinden, pasif ve sinsi pro­

pagandalar yapmıştır. Atatürkün büyük eseri yıkıl­

mamıştır ve yıkılmayacaktır. Fakat, onu mümkün

mertebe zedelemek için haince gayretler sarfetmek-

ten de çekinilmemiştir■.

/

■Ne yazık ki, bizi gerçek din esaslariyle aydınlat­

mak vazifesiyle mükellef olaıi Diyanet İşleri, Ata­

türkün büyük eserinin manasını millete anlatmağa

uğraşmamış; idare teşkilâtımız da, Atatürkün eser

lerine riayet etmiyenler için kanunun tatbikat tara­

fına fazla gitmemiş veya bu hususta hassasiyet gös­

termemiştir.

Bizde medenî kanunun kabul edilmesine karşı

birçok fena propagandalar yapılmış ve imam nikâ

hı denilen şey hâlâ ortadan kalkmamıştır. Cemiyet­

lerin ailelerden doğduğunu ve kuvvetini aileden aldı­

ğım düşünecek olursak, yalnız bu noktanın büyük

bir ehemmiyeti olduğunu anlamak kâfidir.

Biz şimdi bizim için bir tarafdan hüzün ve diğer

tarafdan iftihar verecek bir hâdiseyi söyliyebiliriz ki,

taassubun en fazla kaynaştığı bir memleket olan Mı­

sır bile medenî kanunu kabul etmeğe karar vermiş­

tir ve önümüzdeki senenin bâşmda bunun tatbikine

başlayacaktır.

Fakirliğinden veya taassubundan pântalon giy­

mek istemeyen ve başına şapka değil, kasket bile

geçirmeyip birkaç arşın bez saran Mısır Fellahları

şimdi bizleri geçmiş bir hale gelmiştir. Yeni kurulan

köylerinde köylünün kıyafetini görecek

olursanız,

hayretlere dûçar olur ve bizde, bütün gayretlerimize

rağmen 33 senedenberi bunu niçin yapamadığımızı

uzun uzadıya düşünebilirsiniz.

Biz, şikâyetlerimizin hepsini, kültür

azlığında

toplayabiliriz ve tek kabahat, buradadır. Bunu yal­

nız mekteplerimizden beklemek kabü değildir; çünkü

33 senedenberi mekteplerimiz bize bu hususta büyük

ve iyi misâller vermemiştir.

Şuhalde, şimdi yapacağımız tek şey, Atatürkün

eseri olan bütün esasları memleketin her köşesine

yaymak, bunu herkese anlatmak ve aynı zamanda

bilhassa kanunlarımızın iyi tatbiki sureliyle Ata­

türkün eserine riayet etmeyenleri ağır cezalara uğ­

ratmaktır.

Bunu yaptığımız zaman hürriyetimizi daha iyi

anlıyacak, demokrasiye daha çok ısınacak ve Ata­

türkün istediği bir millet olmağa daha fazla hak ka­

zanacağız.

Dünyanın en büyük bir adamı ve Türklerin ken­

disiyle daima övünebileceği büyük Atatürkün haya­

ta vedâ etmesinin 17. nci senesinde, kalbimizden do­

ğan sevgi ve tâzimleri bildirmeği bir vazife sayar;

onun mânevi huzurunda eğilerek kendisine gufran ve

rahmet diler ve milletinin ilerleme yolunda yürüdüğü­

nü görmekten

doğan tesellinin, ölümünden

haşıl

olan acıyı azalttığını da söyliyebiliriz.

yapılacak merasim

Reisicumhur, Meclis Reisi, Başvekil ve devlet erkânı

saat tam 9.05 de Aziz Ata’nın huzurunda saygı

duruşunda bulunacaklar

I

A n k a ra , 9 (A .A .) — A ziz A ta ­ t ü r k ’ü n ö lü m ü n ü n 17 in c i yıldönü m ü m ü n a s e b e tiy le y a r ın A n ıt K a ­

b ird e b ir ih tif a l y a p ıla c a k tır . İh tif a le R e isic u m h u ru m u z , B. M. M- R eisi, B a şv e k il, ve­ k ille r, m e b u s la r, a s k e r î ve m ü l­ k î e rk â n , m ü e s se se le r te m silc ile ri, ü n iv e rsite ö ğ re n c ile ri, e s n a f te ş e k k ü lle ri iş ti r a k ed ecek lerd ir.

İh tif a ld e h a z ır b u lu n a c a k z e ­ v a t s a a t 8.30 d a a n ıt k a b ird e k i m e ra s im a la n ın d a k i y e rle rin i a l ­ m ış b u lu n a c a k la rd ır. S a a t 9.05 g eçe R e is ic u m h u ru ­ m u z u n a n ıt k a b r e ç e le n k v a z e t­ m esin i m ü te k ıp ç a lın a n (tii) bo­ ru s u ü z e rin e g e re k k o r te je dahil, g e re k s e m e r a s im a la n ın d a b u lu ­ n a n b ilû m u m z iy a r e tç ile r (2) d a ­ k ik a lık b ir ih tir a m d u ru ş u n d a bu U m a c a k la r v e b u d u ru ş a s k e r î b a n d o n u n ç a la c a ğ ı İ s tik l â l m a r ş ı B ü y ü k K u r ta r ıc ı A ta tü r k , şim d ik i İ r a n Ş a h m ın p e d e ri m ü te v e ff a Ş e h in ş a h P e h le v î ile b ir a ra d a .. İ k i B ü y ü k D e v le t a d a m ın ın k u r ­ d u k la rı te m e li s a ğ la m d o stlu ğ u n b u g ü n d e b ü tü n h a r a r e tiy le d e v a m e tm e s i b u m ü s te s n a h â t ı r a n ın d e ğ e rin i a r t t ı r m a k t a d ı r .

A tatürk

Müzesi

Tamiri sona eren müze diin

törenle açıldı

T a m ir a tı so n a e re n Ş işlid ek i A- t a t ü r k İ n k ılâ b ı M üzesi d ü n tö r e n ­ le a ç ılm ıştır. E s a s lı şek ild e ta m ir ed ilen m üzede A t a t ü r k ’e a i t v e y a A ta tü r k ’le ilg ili 333 a d e t e ş y a b u ­ lu n m a k ta d ır.

B u a r a d a A ta tü r k ’ü n M illî M ü ­ cadelede giydiği fo tin ve çizm e­ ler, b ü y ü k n u tk u n u sö y le rk e n ü- z e rin d e b u lu n a n re d in g o t, se y y a - lıa t, m a n e v ra ve M illî M ücadele el biseleri k alp ağ ı m a d a ly a la rı ve te r m o s u g ib i k ıy m e tli e ş y a la r d a te ş b i r e d ilm e k te d ir.

M ü zen in e n f a z la a lâ k a çek en k ıs m ın ı C hurcİıill’in A ta tü r k e h e ­

diye etm iş olduğu p ik âp lı rad y o ile M illî M ücadelede İz m ire cep­ h a n e ta ş ıy a n k a ğ n ı a r a b a s ı ve İ s ­ tik lâ l h a rb in d e Y u n a n lıla rd a n alı n a n s ilâ h la r te ş k il e tm e k te d ir.

Vali Gökay’ın İstanbul Radyosundaki konuşm ası:

“ A T A T Ü R K B İR M E Ş ’ A L E G İ B İ

R U H U M U Z D A E B E D İ L E Ş M İ Ş T İ R ”

"Ata, hayat felsefesini en iyi tah lil eden diğerkâm bir filozof

olduğu için manevî varlığı örnek bırakmıştır1

ü z e rin e n ih a y e te e re c e k tir. S a a t 12’de A n k a r a ’d a b u lu n a n ec n e b i m is y o n la r n a m ın a k o rd ip ­ lo m a tik d u v ay y en i, m ü te a k ib e n A m e rik a n y a rd ım h e y ’e ti n a m ın a b ir m ü m e ssil a n ıt k a b re ç e le n k k o y a c a k la rd ır . S a a t 13’ d en itib a r e n a n ıt k a b ir h a lk ın z iy a re tin e a ç ık b u lu n d u ­ r u la c a k tır .

O k u lla r d a s a a t 9,05’te h e r sen e o ld u ğ u g ib i tö r e n le r te r ti p edile­ b ile c e k le rd ir. S a a t 9.05 geçe b ü tü n b a y r a k la r y a r ıy a in e c e k ve a k ş a m a k a d a r k a la c a k tır . S a a t 9.05 geçed en 9.07 geçeye k a d a r b ü tü n v a s ı ta l a r o la c a k la rı y e rd e k a la c a k la r v e f a b r ik a ve v a s ı ta l a r d ü d ü k le rin i ö ttü re c e k le r dir. A y rıc a ra d y o la rım ız d a h u su s î b ir p r o g r a m te r ti p e d e c e k le rd ir.

İstanbul Büyük

Ata'sını a n ı y o r

Üni. Fen Fakültesi salonu ile Öğrenci

Lokalinde yapılacak gençlik toplantıları

Yeni İstanbul'un Kuponları

Dünyanın en küçük fotoğraf makinesi

vo her gün 100 lira gazetemizin

kuponlarını toplarsanız sizin olabilir

1 K asım d an itib a r e n y a y ın la d ığ ım ız k u p o n la r la H e r giin 100 L ira ve 30 k u p o n la d ü n y a n ın e n k ü ç ü k , f a k a t en k ıy m e tli fo to ğ ­ r a f m a k in e sin i k a z a n a b ilirsin iz . 100 Ü ra k a z a n a b ilm e k için te k k u p o n u 15 g ü n içinde elim ize v a r a c a k şe k ild e g ö n d erm en iz lâ ­ zım dır. M eselâ 1 K a sım k u p o n u 15 K a sım a k ş a m ın a k a d a r , b u ­ g ü n k ü 10 K a sım k u p o n u d a 25 K a sım a k ş a m ın a k a d a r elim ize geçm elidir. F o to ğ r a f M ak in esi k u p o n la rın ın 30 ta n e s i de neşre- dlllnceye k a d a r k esip s a k la y ın ız .

İ s ta n b u l v a lis i ve B elediye R eis V ek ili P ro f. G ö k a y d ün gece s a a t 21.00 de İ s ta n b u l ra d y o s u n ­ d a A ta tü r k in k ılâ b ın ın felsefesi ve e s e rle ri ü z e rin d e b ir ta h lil y a p t ’ğ ı k o n u ş m a s ın a A ta tü r k ü n u f - u lü ile T ü r k M ille tin in u ğ ra d ığ ı b ü y ü k a c ıy ı te b a r ü z e ttirm e le baş lam ış, o n u n m a n e v î v a rlığ ın ın göz lerim izd e ve k a lb im iz d e y a ş a d ığ ı­ n ı sö y liy e re k “ T ü r k m illeti ve g e n ç liğ i o n a a ş ık tır .’’ dem iş, ve sö zlerin e şöyle d ev a m e tm iş tir:

“ Ö lüm in s a n la r için h iç b ir v a ­ k it s ıc a k o lm a m ış tır. O n u n la a n ­ c a k h a y a tın m a n a s ın ı d erin d en an la y a n filo z o fla r b a ğ d a ş m ış la rd ır. ¡Ç ünkü o n ia t r u h u n e b ed iy e tin e i- n a m rla r. İ ş te a ta , h ik m e ti h a y a tı ¡en iyi tp.thlil ed e n d iğ e rg a m filo ­

zof o lduğu için f a n i v a r lığ a k ıy ­

m e t v e rm e m iş m a n e v î v a rlığ ı ö r­ n e k b ır a k m ış tır.

B izd e b ir ş a irle b e ra b e r a t a için ş u n la r ı te k r a r lıy o r u z :

“ Ö lüm b ü tü n k â in a t ı m a h v e d e ­ b ilir, f a k a t m a n e v î a t a b ir m e ş’ a le g ib i ru h u m u z d a ed eb ileşm iş- tir. O n d a h e r şe y i h isse d iy o r ve seziy o ru z.

İ n k ılâ b la r y a r a t a n la r ın d a m g a ­ sın ı t a ş ır . A ta ise in k ılâb ın ı, ilk d a k ik a d a n itib a r e n T ü r k m iletin e te fv iz e tti. V a k fın ın b ü y ü k m ü ­ te v e llisi T ü r k M illeti, T ü r k G enç­ liğ id ir.

T ü r k G en çliğ i s a f ve m a s u m a ş k ı ile o n a h ita p ed iy o r.

“ E y lâ y e z a l fâ n i, s a n a k alb im in b ü tü n h is le ri ile b ağ lıy ım . İz in ­ d ey im d ed iğ im z a m a n y a ln ız hisle

O ’ ndan h â t ı r a l a r

değil, b ü tü n m ille ti s a r a n ş u u rla b a ğ lıy ım .”

İ s ta n b u l a ta s ın a h e r y e rd e n z i­ y a d e b a ğ lıd ır. 1938 de ü m id v e i- ın a n içinde m ille t ira d e sin e , m il­ le t h â k im iy e tin e d a y a n a n C u m h u ­ r iy e t re jim in in y ıld ö n ü m ü b a y r a ­ m ım h a s ta , f a k a t zin d e, Şem si- p s ş a y ı sü sle y e n e le k tr ik n u r l a r ın ­ da, m e m le k e tin y a rın ım tem sil e- d en p a r la k lığ ı s e y r e ttile r , V a ta n ­ da. ü m id e tt iğ i fe y z ve fe la h ı g ö r­ d ü le r. 12 g ü n s o n r a f a n i alem e v e d a e ttile r. B iz şim d i o n u n izin ­ de. bize b ır a k tığ ı p r o g r a m ı g e r ­ ç e k le ş tirm e k te y iz .”

B ü y ü k A ta tü r k ’ü n ebediyete in ­ tik a lin in 17 in c i y ıld ö n ü m ü olan b u gün, b ü tü n T ü rk M illeti m atem tu ta c a k ve O’n u n h a tır a s ın ı te r ti p ­ len en ih tifa lle rle a n a c a k

tır-İs ta n b u l V ilây eti re s m î m e r a s i­ m i, F e n F a k ü lte s i k o n fe ra n s s a lo ­ n u n d a y a p ıla c a k . T ö re n e s a a t 9 u 5 geçe ih tir a m d u ru s u y la o aşlan a- c a k ve R e k tö r P ro f. F e h im F ı ­ r a t ’ın a ç ılış k o n u şm a sın ı m ü te a ­ k ip. Doç. T. Z a fe r T u n a y a ve b ir öğ re n c i g ü n ü n m a n â ve e h em m iy eti­ n i b e lirte n b ir e r h ita b e d e b u lu n a ­ c a k la rd ır.

Ş eh rim iz o k u lla rın d a , M a a rit M ü d ü rlü ğ ü n ü n g ö n d e rd iğ i ta m im g e re ğ in c e ; tö r e n s a a t 9 u 5 gece İs tik lâ l M a rşıy la b a ş lıy a c a k ve ih ­ tir a m d u ru ş u n u m ü te a k ip ö ğ re t­ m en ve ta le b e le r ta r a f ın d a n A ta ­ t ü r k ’e a it k o n u ş m a la r y a p ıla c a k ­ tır.

M u s ta fa K e m a l D e m e ğ i, H a lk E ğ itim M erk ezi M ü d ü rlü ğ ü ve H a lk E ğ itim D e rn e ğ in in m ü ş te re ­ k e n te rtip le d ik le ri to p la n tıla rd a n b iri s a a t 9 d a E m in ö n ü lo k alin d e d iğ e ri s a a t 15 de K ad ık ö y E s k i H aikevindıe y a p ıla c a k tır.

Ö ğ ren ci lo k a lin d e k i tö ren d e, M u s ta fa K e m a l D ern eğ i B a ş k a n ı M u h ta r K u m ra l, M illî T e sa n ü t

B irliğ i a d ın a Z iya L o m ar, ş a ir B e h ç e t K e m a l Ç a ğ la r A ta tü r k ’ün m u h te lif cep h elerin i b e lirte n h it a ­ b e le rd e b u lu n a c a k la rd

ır-K a d ık ö y E s k i H alk ev in d e , A ta ­ t ü r k ’e a it y azılm ış e se r v e h ey k el­ le rd e n m ü te şe k k il b ir s e r g i a ç ıla ­ c a k tır. ________________

İÇİNDEKİLER

2 ncîde:

B a ta r k e n D o ğ a n g ü n y ıl­ d ır t:

Mustafa Nemni

4 ünciide:

A s k e r A ta tü r k

Kur. Bnb. Kadri Bner

5 incide:

K e m b riç v e ü ç a ş in a

Fikret J-dO

S p o r H a b e rle r i T a m ir a tı s o n a e re r e k d ü n y e n id e n a ç ıla n Ş işlideki A ta tü r k M ü z e s in d e n İk i k ö ş e : R e d in g o tu ve k e n ­ di s in e g ö n d e rile n m u h te lif h ed ly el e r

“ Atatürk”

Filmi

‘YENİ lSTANBUL”un iki

yıl önce hazırlattığı bıı film

bugünkü tören münasebe­

tiyle gösterilecek

İ k i yıl önce B ü y ü k A ta ­ tü r k ’ü n aziz n a ’şın m E tn o g r a f ­ y a M üzesinden A n ıt-K a b ire n a k il m ü n a se b e tiy le A n k a ra ’da y ap ılan b ü y ü k tö r e n “ Y E N İ ÎST A N B D L ”u n te şe b b ü sü ile İ ta ly a ’n ın e n b ü y ü k re jis ö r le ­ rin d e n b iri ve ik i o p e ra tö r t a ­ ra f ın d a n re n k li o la ra k film e alın m ıştı. B ü y ü k A ta tü r k ’ün h a y a tın d a n e n te re s a n p a rç a la rı d a ih tiv a e d e n b u t a r ih î film b u g ü n k ü tö r e n m ü n aseb etiy le E m in ö n ü öğren ci lo k alin d e ve Ş eh rem in i “A k g ü n ” sin e m a sın ­ d a g ö sterilecek tir.

m tm

* \ & - 1'S £ ■ I

1

I

0 - - , h ' fe-‘ 0 I . . . • A

A ta tü r k ’te n şim d iy e k a d a r h iç b ir g a z e te d e ç ık m a m ış e n te re s a n b ir h â t ı r a : T ü r k ta r ih in in e n b ü y ü k a d a m ı, F lo r y a p lâ jm d a k u m la rla

(2)

Sahİfe: 2

Y E N I İ S T A N B U L

İs ta n b u l V ali ve B elediye R eis V ek ili P ro f. G ökay İs ta n b u l M u h ta r la r ü e y a p tığ ı to p la n tı sıra sın d a

Vali Gökay. m uhtarlara dedi k i :

Şu anda halkla karşılıklı

anlaşmanın zevki içindeyiz

İ s ta n b u l V ali ve B elediye Reis V ek ili P ro f . G ö k ay , d ün a k şam şe h rim iz d e k i k a y m a k a m , nah iy e m ü d ü rle ri v e 400 ii a ş a n m u h ta r

Hilton Otelinde

tutulan arijinal

istatistik

Otelde ikamet edenlere dair

tutulan istatistiğe göre, Ilil-

lotı’da 1 ayda 2772 k î# kaklı

la r la k o n u ş a r a k ezcü m le şu n la rı s ö y le m iştir:

"E ugU nkli to p la n tın ın a y n b ir d eğ eri v a r d ır . H a lk ın ira d e si, a r ­ zu su ile se ç ile n b ir k ü tle n in k a ış ı sın d ay ım . M u h ta r la r a d ü şen v a z i­ fe fe v k a lâ d e ö n em lid ir. M ahalle sa k in le rin in te k te m silc isi m u h t a r ' la rd ır. H a lk ta n seçilm iş ilk k u v ­ v e t de m u h ta r d ır . H a lk la h e rg lin te m a s h a lin d e d ir.

Ş e h rin h a y a tı sev in d irici ve grö- i n ü l a ç ıc ı g id iy o r. 1927 de şeh rin n ü fu s u 700 b in ik en b u g ü n 1 m il y o n 500 bin i a ş m ış tır.

M em lek etim izd e b u g ü n e k a d a r tu tu la n is ta tls le rin en yen isi ve o rjin a li H ilto n O teli ta r a fın d a n n e ş re d ilm iş tir.

İ s ta ti s t ik E k im 1955 a y ın d a İ s ­ ta n b u l H ilto n o te lin d e ' ik a m e t e* d en lerin tâ b iy e tin e g ö re ta s n ifin i y a p m ıştır.

H ilto n d a E k im a y ın d a 2772 k i­ şi ik a m e t e tm iş tir. B u m ik ta r ın 1496 sin i A m e rik a lıla r te ş k il e t­ m e k te d ir. B u n a g ö re r e k o r A m eri­ k a lıla r ta r a fın d a n k ırılm ış «luyor- İk in c iliğ i ise 322 k işi ile T ü rk iy e a lm a k ta d ır. D iğ e r m e m le k e tle r şöyle s ıra la n m a k ta d ır: Y u n a n ista n 205, İs v iç re 134, A l­ m a n y a 1.14, İ t a ly a 97, L ü b n a n 47, K a n a d a 43, İ s r a il 41. O telde E k im a y ın d a ik a m e t e- d en 2772 k işin in m ü te b a k is in i d i­ ğ e r m e m le k e tle r tu r is tle r i te ş k il e tm e k te d irle r.

"Fatih ormanı"

için hazırlıklar

Ş ehrim izde A y a za ğ n -K a d ım k o ru a ra s ın d a k i 600 h e k ta rlık geniş b ir arazid e, " F a t ih ” a d ı verilen b ü y ü k b ir o rm a n ın k u ru lm a sı için g e re k ­ li b ü tü n h a z ırlık la r ta m a m la n m ış­ tır. ö n ü m ü z d e k i so n b a h a rd a 50 000 fid a n d ik ilerek . B a lk a n la rın ve Sai­ k ın en büyük m odern o rm an ı m ey d a n a g e tirilecek tir.

İs ta n b u l şehri için eşsiz b ir sa y ­ fiye y eri ve dinlenm e evleri de bu o rm a n ın m u h telif y e rle rin e k u r u ­ la c a k tır- P arsellem e işleri ve d ik i lecek ağaç nev’ilerln in y e r te s b iti ta m a m e n b itirile n F a ti h O rm a n ı­ n ın b ir a n önce -m eydana g e tirilm e si için O rm an G enel M ü d ü rlü ğ ü y le b ü tü n işletm e şe flik le ri m ü ş te re ­ k en ç a lışm a k ta d

ır-Tromvay-Kamyon

çarpışması

E t B a lık K u ru m u d ep o su n d an Ç ıra ğ a n C ad d esin e ç ık a n 318 p lâ ­ k a say ılı k am y o n , O rta k ö y d e n B e­ ş ik ta ş » g id en 89 no lu T ra m v a y ın ö n k ıs m ın a ç a rp m ış ve t a ç a rp m a n e tic e sin d e v a tm a n m a h a lli p a rç a la n m ıs tır. B u a r a d a ra y d a n y a y a k a ld ırım a ç ık a n tra m v a y d a b ü y ü k b ir s a r s ın tı olm uş ve iyi b ir te s a ­ d ü f e se ri o la ra k y o lcu lard an k im ­ sey e b ir şey o lm am ıştır. H ad ise h a k k ın d a ta h k ik a ta b a şla n m ıştır.

Batı Almanya 861 fon

fındık aldı

'

B a tı A lm anya bu yılın A ğustos a y ın d a k i 862 to n lu k fın d ık ith a lâ ­ tın ın 861 to n u n u m em lek etim izd en y a p m ıştır.

Ş e h rim iz in m a h a lle ta k s im a tı, şe h rim iz in h u d u tla rın ı g e n işle ti­ yor. Ş u a n d a k a rş ılık lı a n la şm a - j nın z e v k i için d ey im . H a lk la te m a s ¡ed erek v a ta n d a ş d e rd in i söyleyo- i biliyor.

M u h ta r a r k a d a ş la r d a n ric a edi i y a n ım . G ö rd ü k le ri n o k s a n lık ta n i b a n a b ild irsin le r, a lâ k a d a r o laca­

ğ ım .’’

2 aydır havagazı

|

alamıyan

semtler var

Son g ü n le rd e ş e h rin b azı « em l­ ile rin d e h a v a g a z ı d u ru m u çok za- ly ıfla m ış ve bazı s e m tle re ise hiç ig a z v e rilm e m e ğ e b a ş la n m ış tır. Bil h a s s a K u rtu lu ş ve c iv a n iki ay-

i

i

d an b e n h a v a g a z ın d a n m a h r u m !

i

b u lu n m a k ta d ır.

! M ü te a d d it m ü r a c a a tla r ın a ce-1

j v a p a la m ıy a n K u rtu lu ş sa k in le ri)

B aşv ek ile d u ru m u b ild irm ek için i a r a la r ın d a im za to p la m a ğ a b aşla- ! m ışlard

ır-D ü n b u h u s u s ta k en d isiy le gö­ r ü ş tü ğ ü m ü z selâh ijretli b ir ş a h ıs şu iz a h a tı v e rm iş tir .

“— K u rtu lu ş 'u n g a z d u ru m u n u j ta k v iy e için D o la p d e re d e n b ir g e ­ ç it y a p ılm a s ı g e re k m e k te d ir. S u ! g e ç id in te s is i için, v ilâ y e tte n izin is te n m işs e de, h e n ü z h iç b i r ce­ v a p a lın a m a m ış tır-’’

Birleşmiş Milletlerden bir;

sebze mütehassısı

getirilecek

B irle şm iş M illetler g ıd a ve çift çilik o rg an izasy o n u n a m ensup b ir m ü te h a s s ıs m em leketim ize d av et ed ilm iştir.

M ü teh assıs, m em leketim izde h a n gi sebzelerin, h an g i ş a r tla r a k ın ­ d a n erelerd e yetişeceği h u su su n u t e t k ik edecektir.

Yüksek Ticaret Okulunda

dün 500 kişi imtihana girdi

Y ü k sek E konom i ve T ic a re t G- k u lu n u n a ç ık k a la n 87 k işilik kon te n js n ı için devlet lise b itlim e im ilh a n la r ın ı iyi derece ile v e rm iş o la n la r a ra s ın d a açılan im tih a n la rın b irin cisi dün y apılm ıştır.

D ü n 500 ü m ütecaviz ö ğ ren ci im tih a n a g irm iştir. T ü rk çe, K om pozisyon, M atem atik ve l's a n d e rs le rin d e n y ap ılacak olan im tih a n la r a b u g ü n ve y a rın d a devam edile ç e k tir.

Dolmuş motorlarına

yeniden izin

verilecek

—---o ...

Hazırlanan yeni şekle gö­

re, dolmuşların fazla, yol­

cu almaları polis tarafın­

dan önlenecek

B ir m ü d d et evvel seferd en m en edilen d olm uş m o to rla rı­ n ın sa h ip le rin in m ü ra c a a tla rı ü zerin e V ali P ro f. G ökay dün sa b a h b e ra b e rin d e T r a ti k Ş u ­ besi M ü d ü rü ve L im a n R eisi olduğu h ald e k ö p rü y e g iderek, m o to rla rın d u ru m u n u te tk ik etm iş tir.

M o to rla rın sefer d u ru m u ve e m n iy e t te r tib a tı h a k k ın d a ilgi İllerden iz a h a t a la n V sıi, biitü n n o k s a n la rı ta m a m la n d ığ ı t a k d ird e do lm u ş m o to rla rın ın ça la m a s ın a izin v erileceğ i v aa- dindo b u lu n m u ştu r.

Ü zerin d e d u ru la n şek le göre; köp rü d e, H a y d a rp a ş a ve K adı- k öyde b ir e r polis b u lu n d u ru la ­ rak . m o to rla rın fa z la yolcu al m a la rı ö n len ec ek tir. A yrıca b u n d an s o n ra dolm uş m o to rla ­ r ın a b in en y o lc u la ra vazifeli m e m u rla r ta r a f ın d a n i l l e t ve­ rile c e k tir. M o to r perso n elin in te k tip elbise giym esi de k o ­ şu la n ş a r tla r a ra s ın d a d ır.

Pamuklarımızın

alıeısı çoğaldı

Y a b a n c ı m e m le k e tle rd e n p a m u k fa r ım ız a ta le p le r g e lm e k te d ir.1

B u y ıl k i p a m u k m a h sıtltin iin ço ğ u A v ru p a İ k tis a d i İş b irliğ i m em le k e tle rin c ih ra ç e d ile c e k tir. B u ­ n u n h a ric in d e k i m e m le k e tle re a n ­ c a k , T ic a r e t V e k â le tin in te s b lt edeceği k o n te n ja n la r d ah ilin d e ih

r a c a t y a p ıla c a k

tır-Fotoğraf malzemesi tevzi

şekli değiştirilmedi

F o to ğ ra f m alzem esinin tevzii h u su su n d a İ k t is a t ve T ic a r e t V e k â ­ le ti ta r a fın d a n a lm a n k a t a r üze­ rine, fo to ğ ra f m alzem esi ith a lâ tç ı­ la rın d a n bir g ru p A n k a ra y a g id e­ rek, ilgili V ek âletle te m a s a g eç­ m iş ve bu ç e şit m alzem en in s a tı­ şının se rb e st b ıra k ılm a s ın ı is te ­ m iştir.

V ek âlet ilk k a r a r ın d a ıs r a r ede re k dü n ilgililere g ö n d e rd iğ i b ir ta m im le tevzi lü zu m u n u te y it e tm iş­ tir.

Bir üst sınıfa devam edecek

üniversite talebesi

İs ta n b u l Ü n iv e rsite si H u k u k F a k ü lte sin in B. g r u b u n a k a y ıtlı ve b ir d e rs te n ta k ın tılı olan 500 ta le ­ b en in b ir ü s t s ın ıfa d ev am etm ek için D e k a n lığ a y a p tık la r ı m ü ra c a a tl a r c e v a p la n d ırılm ıştır. H u k u k F a k ü lte s i P ro fe s ö rle r k u ru lu bu h u s u s ta ile ri sü rü len m ü te a d d it g ö rü şle ri incelem iş bil­ h a s s a sö m e rs tr ve en sk rip siy o n d u ru m la rın ı esas o la ra k , b ir ü s t s ın ıfa h an g i ş a r tla r a ltın d a , k im le rin devam edebileceğini te s p it e* d e re k k a r a r ın ı b ild irm iştir.

17 Yıl Soma Atatük’ü Anarken:

BATARKEN DOĞAN iON-YILDIZI

Atatürkün ölümünü dü­

şünürken Nietzsche’nin gün

batışı karşısında duyduğu

derin heyecan uyanışları ile

başbaşa kalır gibi olurum.

“Ey kıskançlıklarından sıy­

rılmış gün yıldızı.. Biz, ba­

tış diyoruz senin kaybolu­

şuna. Halbuki dağ sırtları­

nın bilinmez ötelerinde kay­

bolurken başka dünyalara

aydınlığını döküyorsun sen.

Atatürk,

kaybolurken gö­

nüller dünyasında daha bü­

yük bir alevle uyanan ay­

dınlık kaynağına ne kadar

benzer.

Bugün

yirmi iki yaşını

dolduranlar ne Atatürk’ü

görmüşler, ne de doğrudan

doğruya sesini ¡gitmişlerdir.

Zaman, o kadar inanılmaz

bir yıldırım hızı ile geçmiş­

tir. Fakat kim diyebilir ki:

biz, Atatürk’süzüz? O, in­

san geçiciliğinin kaçınılmaz

eşiğini aştıktan sonra külü­

nü dağıtmış bir kor gibi ye­

ni bir dirilişle Türk benlik­

lerine yayılmıştır sanki. Ne­

reye bakarsak, onu görüyo­

ruz, ne düşünürsek onunla

karşı karşıya kalıyoruz. A-

tatürk, genç ve ihtiyar ara­

sındaki yaş sınırlarım kal­

dırmıştır. Hepimizi birleşti­

ren, eriten ve millet yapan

bir kudrettir, insan geçici­

liğinin üstünde bir kudret,

ölümsüz bir kudret. Ondan

bize kalan en büyük kültür

mirası da budur işte.

Politika hırsları bizi za­

man zaman az çok birbiri­

mizden ayırabilir belki.. Fa­

kat Türk

gönülleri.

Ata­

türk’ün bıraktığı heyecan

ve iman mırasiyle ürperdi

mi, gözlerimiz, Sakarya kı­

yılarında imişiz gibi, gene

birbirimize çevrilir ve gene

ayni ideal bayrağı, kutsal

gölgesinin altında toplar bi­

zi. Türkü? biz. Vatan mihra­

bının önüne,

hatırlayamadı-M. N E R M İ

ğımız kadar uzak zamanlar

dan beri tertemiz bir yürek­

le, durulmuş

bir inanışla

çıkmasını bilmişizdir.

Atatürk, onyedi yıl önce,

Nietzsche’nin sözü ile, düş­

tüğü yeıde, kustal yangın­

lar yaratan diri bir kıvılcım­

dı, bir insandı.

İçimize ve

kanımıza yerleştikten sonra

bir dâvadır artık, çözüldük­

çe gençleşen ve gençleştikçe

bizi daha çok sürükliyen bir

dâva, Bunun iki büyük dina­

mik temeli vardır: İ) En gü­

venilir vol-göstericimiz, ço-

banyıldızımız

bilgidir.

2)

Yapayalnız değiliz biz.. Ta­

rihimizin en karanlık günle­

rinde, en ümitsiz durumla­

rında bile baht yolunu de­

ğiştiren eşsiz bir yardımcı­

mız vardır: Hürriyetimize

inanışımız.

Yaşayan Ata­

türk bu iki kudreti dile ge­

tiren bir varlıktı. Onun için,

giriştiği bütün işlerde tek*

taraflı kalmak istememiştir.

Ölümünden sonra, en kud­

retli ideal dâvası haline ge­

len Atatürk ise, suları bin*

bir büyülü renge bürünmüş

görünmez bir hayat kayna­

ğıdır.

Hürriyet; kültür yaratıcı­

lığının temelidir. Tarih bo­

yunca rastladığımız bütiin

kültürlerde egemen ve ira­

deli toplulukların damgası

vardır. Bir topluluk ne za­

man içinden yıpranmışsa ya­

ratıcı kudreti de hemen sön­

meye başlamıştır. Hürriyet

imaniyle bütün güçlüklerini

yenen milletlerin

kılavuzu

bilgiden başka ne olabilir?

Her çağ, kendi insanını is­

ter. Atatürk, yarattığı dev­

rim sistemiyle bu insanı sey­

rettiriyor bize, kendini aş­

maya çalışan insanı, Türk’ü..

Ve, onun için, bize yürekten

1 9 5 5

Y I L I

İ Ç İ N D E

Şimdiye kadar

12 Bahçeli Ev

6 Apartıman

dairesi ve

4 4 0 . 0 0 0 Lira

Para ikramiyesi

hediye etti.

Aralık ayı sonunda

Apartıman

d a i r e s i ve 5 5 5 T a l i h l i y e

150.000 Lira

P a r a İ k r a m i y e s i h e d i y e e d e c e k

12 Kasım Cumartesi günü öğleye kadar

Yeniden cüzdan alanlarla eski cüzdan

sahipleri bu büyük çekilişe girerler.

Mevduatınız arttıkça kazanma talihiniz de artar

Her 100 liraya 10 kura numarası

Fazla tafsilât şubelerimizde.

sesleniyor: “— Ne mutlu

Türk’üm diyene.”

Hürriyete inanışımız azal­

mıştır

Kendimize güveni­

miz de öyle.. Durgun suları

yosun bağlayan bir havuz

olmak istemiyoruz biz. Ha­

yat, güreşen ve boyuna ye­

nen bip kudret hamlesidir.

Milletlerin

mukadderatını

bundan nasıl ayırabilirsiniz?

Fakat her güreşin bir mâna­

sı ve bir disiplini vardır. Bu­

nun neröen geldiğini biliriz

biz. idealler, insanı olağan­

üstü bir varlık haline geti­

rir. Disiplin de, ideal uğrun­

da göze alman topluluk fe­

dakârlığından başka bir şey

midir?

En büyük fatihlerin kılıç­

ları aşılmaz kalelerin, yak­

laşılmaz surların önünde hiç

bir zaman irkilmemiştir. Fa

kat bunlardan çok daha kud­

retli kaleler ve surlar vardıı

ki, görünürde, gülünç sayı

lırlar: îır.anlı ve iradeli in­

sanların gönülleri.. Hiçbir

kargı, hiçbir kılıç, hiçbiı'

top ele getirememiştir bu

sessiz kaleyi. Bütün hürri

yet hamleleri bu hür ada­

cıklardan doğmuştur. Onun

için, Atatürk, bize diyor:

“— Ey Türk, aradığın kud­

reti kendinde, kendi kanın­

da bulacaksın.”

Atatürk, tarih ölçüsünde,

iki büyük işe girişmiştir:

1) Türkiveyi kurtârmak, 2)

Türklüğü yaratıcı benliğine

kavuşturmak.

Yurdumuz

hürdür bugün. Kültür benli­

ğimizin geliştirilmesi yolun­

da yapılan hamlelerle övü­

nebiliriz. Namık Kemal der

ki:

Y ü k sel k i y e rin b u y e r d eğ ild ir, D ü n y ay a geliş h ü n e r d eğ ild ir.

Kültür dâvası dinmeyen

bir yükseliş dâvasıdır. Ata­

türk

dâvası

ve Atatürk

sevgisi de böyle derin bir i'

nanıştan başka bir şey mi­

dir? Büyük kahraman, Ne

mutlu Türk’üm diyene di­

yor. Fakat biz, Ankaradakı

Anıt Kabir’i, geceleyin d er

lendirici ve düşündürücü

aydınlığına bürünürken di­

yebiliriz:

— Ne mutlu Atatürk ide-

i allerini duyan ve gerçekleş-

j tirmeye çalışan Türk nesil-

‘ lerine...

Bir arabacı şahlanan atları

durdururken ezilerek

yaralandı

3737 p lâ k a sayılı ç if t a tlı a ra b a d ün a k şa m ü z e ri C ag alo g lu yoku Sundan in d iğ i s ıra d a b ir k a m y o n ­ d a n ü rk e n a tl a r a ra b a y ı s ü r ü k le ­ m eye b a şla m ışla rd ır. A tla rın p a r­ lad ığ ın ı g ö ren a ra b a c ı a ra b a n ın önüne g eçerek d u rd u r m a k istem iş f a k a t m u v a ffa k o la m a m ıştır. T e­ k e rle k le r a ltın d a k a la n a ra b a c ı te h likeli s u r e tte y a ra la n m ış, y o k u ş­ ta n a şa ğ ıy a b ü tü n s ü ra tile in en a ra b a cad d e ü z e rin d e k i b ir k ü tıip h a n e n in d u v a rın a ç a rp a r a k an cak d u ra b ilm iştir. H ü v iy e ti te s p it -îdi İcm iyen a ra b a c ı h a sta lıa n e y e k a l­ d ırılm ıştır.

Nebatat bahçesi açılıyor

B elediye B a h ç e le r M ü d ü rlü ğ ü n ­ ce Y ıldız P a r k ın d a v ü cü d e g e tir i­ len N e b a ta t B ah çesi, b u g ü n s a a t 12.30 d a m e ra sim le a ç ıla c a k tır. , D av etlileri m e ra sim y erin e go- | tü rm e k ü zere s a a t 12.00 de V ilây et

i

önü n d en otobüs ta h r ik ed ilecek tir.

Dün 510,531 liralık mal

ihraç edildi

j

D ü n lim a n ım ız d a n m u h telif

j

m e m lek etlere 510,531 lir a tu ta rm - i d a ç e şitli m a l ih r a ç ed ilm iştir.

Sranlı h ü rriy e t

kahramanı

haırn ı şehrim izde

---

o---16 yaşında iken komünistlere karşı

savadan kahraman ham m Cumhurreisi

Bayar’m davetlisi bulunuyor

... ...

10

KASIM

1955

C u m h u rre is i C elâl B a y a r t a r a ­ fın d a n İ r a n s e y a h a ti e sn a s ın d a m e m le k e tim iz e d â v e t ed ilen ve b ir m ü d d e tte n b e ri A n k a r a d a bu­ lu n a n t r a n l ı h ü r r iy e t k a h ra m a n la

-Emniyet Müdürlüğü

civarında bir

otomobil soyuldu

S irk e c id e M im a r K e m a le ttin cad d esin d e E m n iy e t M ü d ü rlü ğ ü b in a s ın ın b ira z ile risin e b ır a k ıla n H a ş a n R a s im U s ’a a i t 30269 p lâ ­ k a sa y ılı h u su s i o t°m o b ili a ç a n m eçh u l h ır s ız la r, için d e b u lu n a n 350 lira lık e şy a y ı ç a lm ış la rd ır. V a k a d a n b ir a z s o n r a h a b e rd a r o lan H a ş a n R a sim U s, a lâ k a s ı d o lay ısiy le d u ru m u E m in ö n ü E m n iy e t a m irliğ in e b ild irm iş, k e n ­ d isin e: ’’A tı a la n Ü s k ü d a rı g e ç ti, b ir şey y a p a m a y ız ’’ d e n ilm iş tir.

Fethi Çelikbaşın beyanatı

H a b e r ald ığ ım ıza g ö re 19 ıa r a r a sın d a y e n i p a r ti k u ru lm a s ı h u su ­ su n d a F evzi L ü tfi K ara o sm a n o ğ lu ve E k re m H a y ri Ü stü n d a ğ d e rh a l teşeb b ü se geçilm esini is te m e k te d ir ier, D iğ e r ta r a f t a n g en çle r de du n ım u n g elişm esin i b ek lem ek ta r a f ta n d ır la r

-K en d isiy le k o n u ştu ğ u m u z eski iş le tm e le r B a k a n ı F e th i Ç elikbaş şu n la rı sö y lem iştir.

“ Ş u ra sı m u h a k k a k ki b ir p a rti kuı-nıak z a ru r e ti v a rd ır, um um î e f k â r D e m o k ra t P a r tid e n ih ra ç o- lu n a n m e b u s la rd a n b a ş la d ık la rı m u ra k a b e v azifesin e te ş k ilâ tla n ­ m a k su retiy le devam e tm e le ri lılzu m u n a in a n m a k ta ve bu sebeple y u rd u n h e r ta ra fın d e .n sayısız m ü r a c a a t la r v a k j o lm a k ta d ır.”

Bozuk ekmek çıkaran

fırınlar kontrol ediliyor

Son g ü n le rd e B elediye sa ğ lık iş le r i m ü d ü rlü ğ ü te ş k ilâ tı ta r a f ı n ­ d a n şe h rin m u h te lif se m tle rin d e k i fır ın la r k o n tro l ed ilm iştir.

B u m e y a n d a B e ş ik ta ş ta 96, K a- dıköyde 39 n o k sa n vezinli ek m ek m ü s a d e re e d ilerek s a tıc ıla rı hak* k ın d a g e re k il ta h k i k a ta b a şla n m ış tı r .

A y rıca E m in ö n ü B aşbekim lvğin- ce de a ç ık ta sa tıla n 4254 sim it İm h a ed ilm iştir.

Tıp Fakültesinde kadın

doğum kliniği açılamıyor

Ş e h rin b ü y ü k b ir ih tiy a c ın ı k a r şılay ab ilecek k a p a site d e in ş a edi­ len İs ta n b u l Ü n iv e rsite si T ıp F a ­ k ü lte si k ad m -d o ğ u m k lin iğ i bu so ne de a ç ıla m ıy a c a k tır.

A lâ k a lıla r ü n iv e rsite n in v e seh rin b ü y ü k ih tiy a c ı bu k lin iğ in fa a liyete geçebilm esi için 850 bin li­ r a lık dövize ih tiy a ç o ld u ğ u n u b e ­ lirtm e k te d irle r.

T em in edilecek olan dövizle k li n iğ e lâzım o lan tıb b î m alzem e alı n a c a k tır.

Bir yankesici kayınpederinin

parasını çaldı

S a b ık a lı y a n k e sic ile rd e n Ih s a n a d ın d a b irisi, d ü n E d irn e tre n ile Is ta n b u la gelen k a y ın p e d e ri Süley m a n ın jile tle c eb in i k e sm e k su re- tile c ü z d an ın ı ve p a ra s ın ı ç a lm ış­ tır . D a m a d ı ta r a f ın d a n so y u ld u ğ u ­ n u a n lıy a n S ü ley m an d u ru m u m ü d deiu m u m iliğ e ş ik â y e t etm iş, y a n ­ k esici y a k a la n a r a k adliyeye v eril m iştir.

Bir komünist taslağı tevkif

edildi

M eh m et Ç alışk an a d ın d a b ir ş a ­ h ıs k o m ü n istlik p ro p a g a n d a s ı y ap tığ ı s ıra d a polis ta r a f ın d a n y a k a la n m ış tır. D ü n n ö b etçi su lh ceza m a h k e m e sin e v e rile n M eh m et Ça lış k a n ilk so rg u su n u m ü te a k ip tev k if e d ilm iştir,

n n d a n V ik to r y a M u k a d d e m A n­ k a r a d a n şe h rim iz e g e lm iş tir.

B u n d a n 11 sen e evvel İ r a n d a k o m ü n is tle re k a r ş ı ç a r p ış a r a k , I- r a n Ş e y h in Ş ah ı R ız a P e h le v l t a ­ r a f ın d a n e n b ü y ü k li y a k a t m a d a ! y a s ıy la m ü k â f a tla n d ır ıla n V lk to r- y a M u k ad d em , şe h rim iz i, K ad ın ­ l a r B irliğ in in h a z ır la d ığ ı b ir p ro g r a m a ğ ö re g e z m e k te d ir. H a le n 27 y a ş ın d a b u lu n a n ve a ltı lis a n bi­ le n İr a n lı m ü c a h it M u k ad d em h a ­ n ım , T ü rk iy e d e g ö rd ü ğ ü te r a k k i“ le rd e n s ita y iş le b a h s e i in e k te d ir.

Tütüncüler

Inkaraya

bir heyet

. gönderecekler

İ s ta n b u l T ü tü n c ü le r B irliğ in in G enel K u ru l to p la n tıs ı d ü n s a a t 16 d a n itib a r e n B irliğ in G a la ta - d a k i lo k alin d e y a p ılm ış tır, T o p la n tıd a , t ü t ü n ih r a c a tç ıla r ı­ n ın için d e b u lu n d u k la rı g ü ç d u ­ ru m g ö zd en g e ç irilm iş tir. B u a r a d a lis a n s ta le p le r in in s ü r a tle t a ­ m a m la n m a sın ı te m in iç in A n k a ­ r a y a b ir h e y e t g ö n d e rilm e sin e k a ­ r a r v e rilm iş tir.

Pamuklu durumu

karışık

P a m u k fiy a tla rın ın btı yıl 2W> k u ru ş ta n 330 k u r u ş a k a d a r y ü k se l m esi p a m u k lu m a m u lle rin d e de te şirin i g ö ste rm e k te d ir. U m um iyetle p a m u k lu la rd a a r tış % 10 k a d a r ­ d ır. F a k a t V e k â le tin h a m bez ih ­ ra ç ve b u n la rın işlen m iş o la ra k ith a lin e m ü s a a d e etm esi üzerin e bazı p a m u k lu la rd a n m e m le k e tim i­ ze 60-70 m ilyon m e tre p a m u k to p la n m a s m a am il o lm u ştu r. B u d u ­ ru m ta b ii b ir r e k a b e t y a ra tm ış ve bazı p a m u k lu m a m u tla r d e fi­ y a t d ü şü k lü k le ri g ö rü lm ü ştü r. D i­ v itin , to b alk o ve pazen b u n la r a r a sıııd ad ır.

P a m u k İpliği v aziy eti sık ış ık tır. 20 n u m a r a p a m u k ipliği fiy a tla rı­ n ın geçen seneye n a z a ra n 45-50 k u ru ş a r ttığ ı g ö rü lm ek ted ir.

Yapı Sanat okulu

1 talebesinin istekleri

Y apı S a n a t O k u lu Öğrencileri- ta lim te rb iy e h e y e ti’n ln T ic a re t L isesi son sın ıf ö ğ ren cilerin e ta n ı dığı h a k la r ın k e n d ile rin e veritm e si için m ü r a c a a tta b u lu n m a k ta d ır la r.

B ilindiği gibi, h e y e tin 203 sayılı k a r a r m a g ö re ; T ic a r e t Lisesi son s ın ıf ö ğ ren cileri İçin b o rçlu olduk la r ı d e rs d a h il d ö rt d e rs te n ta k ı n ­ tılı o la n la ra sın ıf te k r a r la n m a u su lü y o k tu r. B u ö ğ ren ciler, sen e so -’ n u n d a d ış a rd a n im tih a n a g ire b il­ m e k te d irle r.

D iğ e r ta r a f t a n ; m eslek o k u lu ol m a s ı dolayısiyle Y apı S a n a t O kulu son sın ıf ö ğ re n c ile rin e de a y n i h a k k ın verilm esi de İs te n m e k te d ir,

H İCH I

1 9 5 5

R U M İ Rebliil’ evvel 2 8 1378

KASIM

10

P erg em b e r a i n

24

m ı

V A K İT VASATİ E ZA N İ G ü n eş 6,41 1,4* ö&le 11,58 7,01 İk in d i 14,40 9,43 A k şa m 16,57 12,00 i Y atsı 18,31 1,34 îm s â k 5,00 12,02

H A l l D E E D İ B İ N

— Çocukluğundan 1917’y® kadar —

HÂTI RALARI

— 46 —

Gece yaklaşınca sokağın gürültüsü

son dereceyi buluyordu. Her halde Mı­

sırın Türkiyeninkinden bambaşka olan,

renkleri sesleri karışık kalabalıktan ge­

len neşeli türküleri, hepsinin her an ha-

ıcket halinde olan canlı tavırları bana

yepyeni bir şey gibi geldi.

îstanbuldaki son haftanın korkulu

günlerinden sonra bu yepyeni âlem ço­

cukları avuttu, meşgul etti. îstanbuldan

mektuplarım Amerikan konsoloshanesi

vasıtasiyle geldiği için oraya sık sık gi­

diyor, fakat mektup bulamamak beni

büyük bir endişeye düşürüyordu.

Orada kitaplardan öğrenilen arapça

halkın dilini anlamaya kâfi değildi. Kim­

se İngilizce konuşmuyordu. İskenderiye-

de o günlerde en fazla konuşulan yaban­

cı dil Rumca idi. Bereket versinki ben de

henüz, çocukluğumdan beri kolaylıkla

konuştuğum sokak Rumcasım unutma­

mıştım.

Kötü bir tesadüf olarak Iskenderiye-

de kızıl ve kızamık salgım vardı, ayni

zamanda çocuk Ölümü çok yükselmişti.

Mısıra vardığımızın haftasında küçük

oğlumun ateş gibi yandığının farkına

vardım, vücudündeki kırmızı lekeleri de

görünce aklımı kaybedecek dereceyi bul­

dum. Hemen oteldeki bir Rum doktoru­

nu çağırdım.

Muayeneden sonra kızıl olduğunu ve

ueıhal hastahaneye kaldırtmak mecburi­

yetinde olduğunu söyleyince kafama bir

demir sopa inmiş gibi bir sandalyeye çök­

tüm kaldım. Benim bu ye’sim ihtiyar

doktorun merhametini celbetti, gözleri

yaşardığını hatırlıyorum. Omuzumu ok­

şadı şefkatle titreyen bir sesle:

“Korimo (kızım” merak etme. Een-

fluenza derim, sen de çocuğu yataktan

çıkarma, öteki yavruyu yanından uzâk

tut” dedi.

Yapayalnız ailemden uzak olduğum

btı yabancı ilde, bir qtel köşesinde bun­

dan daha müthiş bir şey olamazdı. Fakat

bu insaniyetli ihtiyar doktorun, hastalığı

saklaması haber alınırsa ceza görmesini

mucip olacağım bilerek bu fedakârlığı

yapması ne büyük teselli oldu.

O hafta endişe içinde geçti. Istan*

buldan haber yoktu. Yanımdaki parayı

bitirmemek için çamaşırları kendim yı­

kıyordum. Ancaba îstanbulda kileri öl­

dürdüler mi diye gözüme uyku girmi­

yordu. Hasta olmayan

minimini yav­

rum çamaşırları yatakların üstüne serer

büyük gözleri yüzümden ayrılmazdı. O

günlerde o bana âdeta m inyitür bir ba­

ba gibi görünüyordu. Sabahları biraz ha­

va alsın diye otelin önüne çıkardığım va­

kit, bir düziye elimi çeker, hasta karde­

şinin yanına gitmek isterdi. Odada uzak­

ta bir sandalyeye bağdaş kurar küçük

kardeşine masaia benzer bir şeyler uy­

durur söylerdi.

Oğlum

biraz iyileşince Amerikan

konsoloshanesine kadar gittim, mektup

sordum, yoktu. Konsoloshane kâtibi be­

ni kapıya kadar indirirken, gemideki zen­

ci dostumuzun yanında bir beyaz adam­

la kapıdan girdiklerini gördüm.

Acaba yanındaki erkeğin biraz kül*

hanbey tavrı mı, kahve rengi yanakları*

ha mübalega ile sürülen kırmızılık mı,

yoksa benim ömrüm boyunca kurtulma*

ya çalıştığım, fakat kurtulamadığım or­

ta sınıf muhafazakârlığı mı, nedir bile­

mem, bir şey, beni onu tammâmazlığa

şevketti. Siyah gözleri birden bire acı acı

bana baktı, içlerinde “galiba artık dost­

luğuma ihtiyacın kalmadı” der gibi bir

mâna vardı. Yanındaki âdamm kolunda

merdivenlerden çıkarken ben kapıda buz

gibi dondum kaldım. Arkasından koşup

bu küçük hareketimden dolayı affını di­

lemek, gönlünü almak istiyordum. Fakat

kâtibin yanında utandım, kapının yanın­

dan bir zaman ayrılamadım. Maamafih

içimdeki utanç, kendi gözümde beni kü­

çük düşüren bu hatıra daima bir ibret

olarak unutulmayacaktır.

Tam üç hafta sonra evden mektup

geldi. O kadar perişan bir vaziyette idim

ki, Salih Zekiye bir telgraf çekerek ço­

cuğumuzun hastalığım bildirdim ve he­

men Mısıra gelmesini söyledim.

Salih Zeki bir Mayısta geldi. Küçük

hâlâ yatakta, fakat tehlikeyi atlatmış-

ve kardeşine de hastalık geçmemişti.

Bilhassa hastalığın kızıl olmayıp dâ kı­

zamık olduğunu anlamak da bize biraz

ferah vermişti.

îstanbuldan gelen haberleri şu idi:

Mahmut Şevket Paşa Mâkedonyadan

ordusu ile gelmiş, Abdülhamidin ordusu­

nu kolaylıkla yenmişti Abdülhamit taht­

tan indirilmiş yerine Beşinci Sultan Meh­

met geçirilmişti. Abdülhamit Selâniğe

nefyedilmiş, Hüseyin Hilmi Paşanın ri­

yasetinde yeni bir kabine kurulmuş, bu

kabineye Talât Pâşa dahiliye. Cavit Bey

maliye nazırı olarak girmişlerdi. Ayni

zamanda örfî idare ilân edilmiş, mürte*

ciler şiddetle ceza görmüşlerdi.

Bugünlerde benim Mısırda olduğumu

haber alan Isabel Fry’den bir mektup al­

dım. Beni Ingiltereye dâvet ediyordu.

Bu memleket beni çok alâkadar etmekle

beraber, biraz yalnız seyahat etmek k or

kuşu, fakat en fazla, çocuklarımdan ay­

rılmak beni bu dâveti kabul etmemeye

sevkediyordu.

Salih Zeki Bey. çocuklara bir ana gi­

bi bakmayı vâdediyor ve sıhhatim ve

mânevivatım için bu dâveti kabul etmemi

istiyordu. Uzun süren bir münakaşadan

sonra kabul etmeğe razı oldum,

Onbeş gün için Kahireye gidip Ek

ramlan gördükten sonra, Port. Saitten

yapayalnız Ingiltereve giden bir vapura

bindim. Bana zor gelen şeylerden biri de

o günlerde şapka giymek idi.

Eğer o seyahati teferrüativle nakle

debilsem bugün on iki yaşında bir kız ço­

cuk hiç şüphesiz benimle eğlenir. O ka­

dar sıkıntılı geçti. Ingiltere sabilerine

yaklaşıp da beni Miss Fry tarafından

bir kadın vapurdan almaya gelinceye ka­

dar. her dakika bana bir asır kadar uzun

geldi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Examples include projects such as Japan’s Medical Record, Image, Text-Information Exchange (MERIT-IX or MERIT-9) [12], and a set of patient information exchange guidelines using

There had been no available patient decision support systems or decision aids to help patient to make a treatment choice for fa cial superficial pigmented disease.. The study

Abdominal computed tomography scan after colistin therapy showing persistent dilated right intrahepatic ducts, with no evidence of the abscess in the intraperitoneal

Kraliçe O¤lak Andromeda Kanatl› At Kral Büyük Ay› Çoban Berenices’in Saç› Kuzeytac› Y›lan Yay Kalkan Kartal Yunus Herkül Ku¤u Lir Akrep Erbo¤a Terazi Küçük

Hayati Boztaş isminde müteafr.bîd bir vatandaş, Naşidin me­ zarının daha .Varılmadığı zamanki haline dönmek üzere butondıığumı lıa ber alınca, derhal

Yine eğitim öncesi sadece 7 kadın (%13.2) KKMM uygulamasını doğru olarak yapabilmiş iken; eğitimden bir ay sonraki değerlendirmede; KKMM’ni doğru olarak yapanların

b' époque moustérlenne (grotte du Moustler dans la Dordogne) est une période froide« Elle correspond principalement I une période glaciaire. Les outillages humains ne sont

Bizim olgumuzda geliflen fluur bulan›kl›¤›n›n yap›lan diyaliz sonucunda tamamen kaybol- mas›, fluur bulan›kl›¤›n›n k›zam›¤›n komplikasyonundan çok