• Sonuç bulunamadı

Bir "Dahi"yi anarken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir "Dahi"yi anarken"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TAKVİMDEN BİR YAPRAK

Bir ‘ Dahî,, yi anarken

f j'l î ^ 2 -

« a ı

^ İlah razı olsun şu genç­ lerden... Üniversito mûsi­ ki teşekkülü bütün Şark âle­ minde «Dede» nanıile anılan bü yük bestekâr Hamamı zade İs­ mail Deden’n yüz dördüncü ö- lüm yıldönümü münasebetile bir konser tertip eylemiş, bu Dâhiye karşı bu genç yürekler den taşan kadirşinaslık hisleri­ ni ne kadar öğsek azılır. Zira Dede kadar Türk mûsikisinin bütün inceliklerini kavramış ve dünyanın.en ince bir «San’at-ı- nefîse» si olan mûsikimizin her sahasında muazzam eserler ve­ ren o çapta bir bestekâr daha gelmemiştir.

tsmail Dedenin iştiharı Yeni- kapı Mcvlevihanesinde çilekeş derviş iken Buselik makamın­ dan bestelediği:

ZUlfünledir benim baht-ı- siyâhun Sende kaldı gice gündüz ni-

gâhım Şarkısı ile başlamıştır. Eser bir fevvâre gibi yükselmiş, her tarafa elmas pırıltıları gibi nağ melerini dağıtmış... O zaman hükümdar olan Üçüncü Selim de bu oya gibi zarif eseri dinle­ miş ve bestekârını görmek İs­ temiş. Çilekeş derviş olduğu 1- çln o zaman Yenlkapı Mevlevi- hanesl şeyhi olan Ali Nutk! E- fendiden müsaade alınarak sa­ raya götürülüyor. Mûsiki tari­ himiz, Üçüncü Selimin Dedenin tennfiresinln eteğini altınla dol durduğunu söyler. Dede saray­ dan çıkınca doğru Ahırkapıda- kl evine dönüyor ve altınları validesine vererek —yine çile­ keşlik kaidesine©— ezandan ev­ vel dergâha koşuyor. Üçüncü Selimin şehadetinden sonra î- klnct Mahmuda İntisap etmiş ve onun müezzlnbaşısı olmuş­ tur.

Dede mûsikiyi meşhur Kö­ mürcü Hafızdan taalİlim eyle­ miştir. Ayrıca Ali Nutkl, Nâ- sır Abdülbakl, KUnhl Abdurra-hlm dedelerden de meşketmlş- tlr.

Dede muâsın Şaklr ağanın (Ferahnâk) terkibini yaptığını öğreniyor ve nasılsa bu maka­ mın seyrine ıttıla’ hâsıl ederek Ferahnâktan Zincir usulünde bir beste Ue bir Ağar Semai ya­ pıyor ve Şaklr Ağa İlk defa hu­ zurda talebesine eserlerini oku tup bitirince Dede merhum da talebesine ayni makamdan İki eserini okutuyor. Bunun üzerine Sultan Mahmud Şaklr A ğaya: «Ağa, diyor, sen Dede İle başa çıkamazsın. O canavardır!»

Dede hünkârın İltifat olarak sarfettlğl bu sözden müteessir olmuş ve İki ay evinden çıkma mıştır; hattâ o esnada bestele­ mekte olduğu Ferahnâkgânn (meyan) mı yapmamış; gâr nâlus kalmıştır.

Sultan-ı. Yegâh makamı Dedenin terkibidir. Hicazbûae- llk makamının da onun olduğu rivayet edilir.

Dede büyük acılar görmüş... Altı evlât kaybetmiş yüreği yanık bir babadır. Evlâdından biri hakkında Beyatl makamın dan bir beste yapmıştır. Güfte­ si:

Bir gönce femin yaresi var­ dır ciğerimde Diye başlayan bu eser bir göz yaşı demetidir.

îklncl Mahmudun vefatından sonra sarayda alafranga mûsi­ kinin revaç bulmağa başlaması üzerine Dede çekilmiş ve şa- klrdlerinden Dellâl zade İsma­ il ve Mutaf zade Ahmed efen­ dilerle birlikte 1261 de Hicaza gitmiştir. BUytlk bestekâr son eser olarak Ar&fatda Şehnaz makamından şu İlâhiyi bestele­ miş:

Yürük değirmenler gibi dö­ nerler BU ele vermişler Hakka gi­ derler Gönül kâ'besini tavaf ederler Muhammedin kösü çalınır

bunda Ol serverin demi sürülür bun­ da. Bunu besteledikten sonra ko ca Dâhi, talebesinin kollan ara sında Hakkın Rahmetine ka­ vuşmuştur. Dellâlzade Hacı İs­ mail Efendi İle Mutaf zade Ah­ med Efendi Hicaza götürdükle­ ri bu dehâ hâzinesinin ancak son pırlantasını getirebilmiş - lerdlr.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bizans imparatorluğu 1261'de ihya edildiğinde herhalde Ekrem Bey (H. Andreas) adasındaki manastır topluluğu tekrar canlanmış, bu canlanışta pek uzun sürmeyerek

“Türk Ressamları” kita­ bında Pertev Boyar’ın da be­ lirttiği gibi, büyük çaptaki ya­ pıtları yanı sıra bu suluboya portre ve figür

İnsan için toplum hayatı zarûri bir ihtiyaçtır. İnsanın tek başına yalnız yaşaması dü- şünülemez. İnsanlar toplu halde yaşadıklarından toplumda düzeni koruyacak

Since information systems are used to support all levels of managerial decision making, all decision-making theories play an important role in the design and

While detailed stud- ies for Kotschyella are lacking, the genus Microthlaspi was suspected to be polyphyletic or paraphyletic in earlier studies (Koch & Mummenhoff, 2001;

[r]

In this survey, we examined the necessity of cystoscopy in patients with microscopic and macroscopic hematuria who were radiologically and microbiologically