• Sonuç bulunamadı

Ermeni meselesi:Abdülhamid'in inadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ermeni meselesi:Abdülhamid'in inadı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

--- --- --- ■--- --- --- --- --- ■--- -T - — ---S = q 5 «

ERMENİ MESELESİ

Abdülhamidin inadı

Rus Çarı tarafından teminat verilinciye kadar

Açmıyzın Katogikosunun Türkiyeden

çıkmasına müsaade edilmemişti

Bu esnalarda münhal olan Açm ıya- zin katogıkosiuğuna umum Ermeniler esbak patrik Kırımyanı intihap etmiş* lerdi. Fakat Abdüihamit Kmmyamn Anadoluda mümtaz bir Ermenistan eyaleti teşkili talebinde bulunmak üze­ re Berlin kongresine müracaat eden heyetin riyasetinde bulunduğunu unut­ mamıştı. Sonraları da komitacılara akıl hocalığı ettiğini biliyordu. Onun için bu adamın usulü üzere Türkiye tabi - ¡yetinden çıkıp yeni memuriyetini de- ruhde etmek üzere Rusyaya gitmesi - ne müsaade etmiyordu.

Ancak Kırımyanın Açmıyazma gide­ memesi katogîkosluk işlerinin sürün - cemede kalmasını mucip olup bu se - heple Rusyadaki Ermeni piskoposları Rusya hükümetini taciz etmekteydiler. Rusya sefiri Nelidof ta padıcahm İra - desiııi tahsil için Babıaliyi sıkıştırıyor­ du. Lâkin teşebbiisatı semere vermiyor­ du. Nihayet Nelidof beni görüp.; «G a ­ liba siz şu Kırmayanın intihabına pek

j

fazla ehemmiyet veriyorsunuz. Halbu - ki bizim usulümüz, nizamımız iktiza - sınca katogikosun vazitesi sırf umuru ruhaniyeye aittir. Hatta bunların her defa toplanan meclislerinde hükûme - timizin bir memuru mahsusu hazır bu­ lunur. Katogikosun sizin zannınız gibi ehemmiyeti yoktur. Padişaha söyleyiniz lütfen teahhura nihayet versinler.» de­ di.

Sefirin ricasını o veçhile arzettiğim- de Abdüihamit Nelidofa tebliğ olun - mak üzere bana şu sözleri sÖyiedi:

«— İstanbulofun İstanbula gelip benimle görüşmesine Rusyalılar pren­ sip noktai nazarından itiraz etmişler • di. Lâkin o vakit vuku bulan beyana­ tımızı hüsnü telâkki edip bitaraflık mesleğinden ayrılmıyacağımıza kani olmuşlardı. Aziz dostum Çar Hazret­ leri hakikati hali anlayıp bana karşı ötedenberi gösterdikleri müveddete halel getirmiyeceklerine dair söz ver - mislerdi. Val*«â Rusya ile Türkiye es- kidenberi arasıra bozuşmuşlar ve mer­ dane cenkltr etmifierdir. Fakat geçen 1877 - 1878 muharebesinden sonra müteveffa Çar İkinci Aleksandr din, mezhep ve siyasiyat noktai nazarından artık bizden istedikleri ve alacakları birşey kalmadığını ve Türkiyenin baka­ sım kendi itikatlarınca da elzem ad - dettiklerini bildirmişti; ve bu hususta bize kavi teminat vermişti. V e artık aramızda hakikî dostluk takarrür et - misti.

Rusya imparatorlarının sözlerinde ve vaitlerinde gayet sadık ve sabit ol­ dukları maiûmumdur. Bunun için bah­ settiğim bu teminat bence pek kıymet­ tar ve pek muteberdir. Şu kadar ki ahvalin künhüne ve hakika - tine lâyıkile vâkıf olmıyan avam takı - mı her iki devlete hâlâ birbirinin has- mi ve düşmanı nazarile bakıyorlar. Halkın bu yanlış zehabını tashih ede - bilmekliğimiz için Rusya devleti bize dostane ve muhlisane temayüiât ve mu­

amelâtta bulunmalı ve bize münasip vesilelerle muhibbane cemileler gös - termelidir. Ermeni komitacılarının fikirleri, maksatları, mefsedetie - ri meçhulümüz değildir, Kırım - yan müfsitlerm en başlılarındandır. Tebeyyün eden suihalinden dolayı ev- | yelce kendisini îstanbuldan teb’ it et - mistik. Bu fena adam bu yakınlarda E rm eni sakin ola n vilâyetle' im izde ahalimizin huzur ve rahatına halel ve­ recek yolda ve tanzimat ve ıslahat namı altında birçok muzır şeyler yapılması­ na delâlet için Ingiltereye M. Glads - tona mufassal bir mektup göndermiş - tir. Bizim taraftaki Ermeni rüesayi ru- haniyesi namına bizden şikâyeti havi Çar Hazretlerine de ayrıca bir mektup takdim edip adeta papalık daiyesinde bulunduğunu söylemek cür’ etini de gös­ termiştir.

Kırımyanın ve komitaların asıl is - tedikleri şey tngdîzlerin himmeti in - zimamile ve ıslahat bahanesile iptida bizim vilâyetlerimizden birkaçını bir - lestirip mümtaz bir Ermenistan teşkil etmek, sonra da Kafkasyada Ermeni sakin olan yerler ahalisini kışkırtıp Er- menistana iltihak etmeği istemektir.

Kırmayanların ve emsalinin projele­ ri file gelecek olursa neticesi hem bizim için, hem Rusya devleti için muzır olur.

OsmanlI devletine hizmet eden Ermeni

ricalinden Hekimbaşı doktor Manoel

Şaşyçn, Sadrazam Reşit Paşanın İran -

sızca hocası ve başkâtibi hoca Agop Gırcıkyan Efendiler

Bu fenalıklardan yalnız tngilizler isti­ fade ederle. Ne ben, ne ahlâfım öyle bir Ermenistan teşkiline müsaade ve muvafakat etmiyeceğizdir. Herhalde devletlerimizin menafii esasıyeleri Er­ iri em lerin tasav vuratım n önüuıe g e ç ­ m eği âm irdir.»

NeLdof bu tebligatımı dinleyip not ederek Çara aynıle bildirdi. Bir müd­ det sonra benimle buluşup: «Çar ken­ di şahsına ve devletine ait padişahı - nızın beyanatını kemali şükranla teiakb etti, kendisinin de her zama ciddi ha - yirhahlık ve sadık dostluk icaplarına riayetten geri durmıyacağından emin olmaklığınızı iblâğ etmekliğimi emre • diyor.

Size tekrar ediyorum. Kırımyamn in tihabına padişahınız asla ehemmiyet vermesinler. Bu adamın fesat yapma - sına kat’ iyyen meydan verilmiyecek - tir. Hem de Kırımyanın tngiltereye ve bizim imparatora yazmış olduğu riva­ yet edilen mektupların aslı ve esası olmadığı ciddî tahkikatımızla tebey • yün etmiştir. Artık bu adam hakkında istenilen iradeyi diriğ etmesinler, bizi tasdiden, tacizden kurtarsınlar» dedi.

İşte bu teminata ve birkaç gün son­ ra huduttan geçmek istiyen Ermende - rin M oskof askeri ve jandarmaları ta • rafından şiddetle tenkd edilerek teca­ vüzden menoiunduklarına dair Erzu - rumdan gelen haberlerden hasıl olan hüsnü tesirata binaen Abdüihamit se * firin istediği iradeyi geciktirmedi, ver­ di.

* * *

Anadoluda son zamanlarda hasıl olan sükûnet suri idi, çok devam et • medi. Tiflis Hınçak komitası İstanbul Tıbbiyesinden çıkıp Cenevrede staj yapmakta iken komitaya iltihak eden Hamparsom Boyacıyanı Murat namile Muşa göndermişti. Sason kazasında si­ lâhşorlukla ve cesurlukla nam alan Ermeni köylülerinden kuvvetli çeteler tertibine ve o tarafların arızalı mmta • katarında büyük bir isyan çıkarmağa memur etmişti. Murat avam takımının huyuna suyuna göre söz söylemeği ve Sasonlular gibi gafil, cahil Kürtierin zebunu ve bazı memurlarımızın da m ağ­ duru olan halkı kandırmanın, yürüt • menin yollarım bilir, kurnaz bir adam­ dı. Bu zavallılardan üç bin kadarını ümitlerle, ve A cem ve Kafkasya Er - menilerinin ve M oskof askerinin yar­ dıma geleceklerine dair yalanlarla iğ - fal edip ayaklandırdı.

Sasonlular işte böylece tuzağa düşüp hükümeti tanımıyacaklannı, vergi ver- miyei’fklerini devletle ilişiklerini kes­ tiklerini ilân ettiler. Jandarmaları öl • dürdüler. Kürt köylerini vurmağa baş­ ladılar. İsyanı bastırmak için gönderile» askeri kurşunla karşıladılar. Fakat on - dan sonra vuku bulan çarpışmalarda gerek asker ve gerek Kürtler meşru mi» dafaa haricine çıkıp ve kabahatli ve kabahts>‘z demeyip Sasonluları kırdı - lar. Dokuz yüz kişi öldü, otuz kadar da köy yandı. (1 ağustos 18 9 4 )

SALİ H MÜ Nİ R

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nota yayımı konusunda, ikinci büyük ad olan Udcu Şamlı Selim, önce Hacı Emin Efendi’nin kapak bi­ çimini de kullanarak 70 ka­ dar tek sesli

«Eski Dostlar»ın başarısını da Gültekin Çeki her zamanki büyük tevazuu içinde karşılamasını bilmiş, o senenin içinde adeta zorla çıka­ rıldığı bir

D iğer İcra vekillerinin vezaifi ile vazifesinin y a ­ kından alâkadar olm asına ve diğer vekiller gibi h ey­ eti um um iye tarafından tay in edilm iş

bey’in sahneye koyduğu Nâzım Hikmet’in büyük destanı Kuvayi Milliye’yi uzun sü­ re Ankara’da oynadıktan sonra İstanbul Ti­ yatro Festivali’nde İstanbullu sanatsevere

Gazetenin ha­ berine göre, halen Avustralya'da satın al­ dığı büyük bir çiftlikte koyun yetiştirmek­ te olan Haydarabad Nizamı’mn 20 yıllık eşi Esra

Kolaağası Cevat Maz­ har Bey 1901 başmda Hamidiye Etfal Hastanesinden Askeri Tıbbiye kimya muallim muavinliğine ve Gümrük Ttihlilhanesi sorumluluğuna atandı.. Daha sonra

Çalışma alanından tek bir lokaliteden (1001 m) ve Kızılağaç orman altı döküntüsünden tespit edilmiştir.. Orchesella balcanica ise sadece Bulgaristan ve

Sivil hayattaki aile toplantıları ve öteki bir araya gelmeler bize çok yabancıydı, bugünkü gibi der­ nekler ve benzeri şeyler de yoktu o za­ manlar..