• Sonuç bulunamadı

Türklerin anayurdu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türklerin anayurdu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'TT- tçofiob

19 KASIM 1986

İL H A M İ

S O Y S A L

TÜ R K LER İN

A N A Y U R D U

C

ERİDE bıraktığımız Eylül ayının 22 ve 26’ncı gün­ leri arasında Ankara’da 10. Türk Tarih Kongresi toplandı.

Ve bu bilimsel kong­ rede ispatlandı ki, Türklerln anayurdu, öyle şimdiye değin bilindiği ve söy­ lendiği gibi Orta Asya değil, Güneydo­ ğu Anadolu’dur. Türkler ya da “ proto- Türk” ler tarih sahnesine önce Güney­ doğu Anadolu'da çıkmışlar ve muhte­ melen Asya ortalarına, Altay Dağları yöresine buradan göçmüşlerdir. Dola­ yısıyla, Türklerin anavatanı Güneydo­ ğu Anadolu'dur.

Kanıt mı? Kanıt kimi kutsal kitap­ lar ve Kuran-ı Kerim’dlr...

Bu tarih tezi, 10. Türk Tarih Kong­ resinde Vakıflar Kültür Şubesi Müdü­ rü Sayın Sadi Bayram tarafından ileri sürüldü ve pek itiraz da toplamadığı­ na göre bilimsel bir gerçek olarak ka­ bul edilmiş sayıldı...

BİLİMSELLİKTEN UZAKTarih bilimi adına bu kongrede da­ ha böyle nice hafifliğin yer aldığını öğ­ renmek isterseniz, 35 aydır yayınlan­ makta olan Tarih ve Toplum dergisinin son sayısını (Kasım 1986) okumanızı salık veririz.

Tarih, hafife alınamayacak bir bi­ limsel uğraşıdır. Dünyada ve ülkemiz­ de de bu işin gerçek bilim adamları vardır. Ama ne yazık ki, 12 Eylül düze­ ninin ülkemize getirdiği genel çökün­ tü ve kokuşmuşluk, hemen her alan­ da olduğu gibi tarih bilimi alanında da, gerçek bilim adamlarını akademik ka­ riyerin dışına sürmüştür.

Böyle olunca da meydan, “ emir- komuta” zinciri içindeki kimi kaba pro- pagandistlere kalmıştır. Bunlar da her şeyi birbirine karıştırmakta ve inanıl­ mayacak gaflar yapmaktadırlar.

EKRANDAKİ KAN

Bilimsel bir kongrede, —ki başla­ tıcısı Atatürk’tür— akla hayale gelme­ yecek kadar İlkel birtakım metinleri bi­ limsel tez diye ortaya sürebilen birta­

kım sözde bilim adamları ortalığı kap­ layınca, imamın cemaati durumunda­ ki TRT'nin bunlardan alınan fetvalar­ la Duvardaki Kan gibisinden diziler ya­ yınlamasını niye yadırgamalı?

Tarihe, gerçeklere saygısızlık, ka­ ba propagandacılık bilimsel kongreler­ de ön plana geçtikten sonra, tarih yaz- masa da, elbette kİ ekranda da, işgal altındaki İstanbul’da arslan Türk poli­ si, işgal kuvvetleri komutanlarının top­ lantısını basar ve hepsine de korkudan donuna doldurtur. Bunun adı da, tari­ hi belgesel dizi olur... Kimsenin de gıkı çıkmaz.

BERİ YANDAN

Beri yandan, bu tür şaklabanlıklar­ dan uzak, tarihi gerçekleri açığa kavuş­ turmak, Türk okuyucusuna tarih b ili­ mi sevgisi ve ilgisini vermek için çırpı­ nan bir avuç gerçek tarihçinin yaşat­ mak için binbir zorlukla didiştikleri Ta­ rih ve Toplum gibi bir dergi, bir sayı, ardından bir sayı daha yayınlanabile­ cek mİ diye tiryakilerine ecel terleri döktürür. Tarih ve Toplum dergisi Me­ te Tuncay, Fahri Aral, Çağlar Keyder, Uygur Kocabaşoğlu, Şevket Pamuk, İs­ kender Savaşır, Zafer Toprak, Aydın Uğur gibi bir avuç genç ve yetenekli gerçek bilim adamının elbirliği, Şerif Mardin, Taner Timur, Orhan Şaik Gök- yay, Tarık Zafer Tunaya, Şükrü Hani- oğlu, Halil Berktay, líber Ortaylı, Nec­ det Sakaoğlu, Hüsrev Hatemi, Cevdet Kudret, T j^pJjjras^K evork Pamukçi- yan, SalifT^enngıvC em il Koçak, Mu­ rat Belge, Orhan Koloğlu, Süha Umur, Salim Deringil, Ayşe Şen vb. gibi ama­ tör ve profesyonel pek çok kişinin kat­ kısıyla üçüncü yaşını doldurmak üze­ re.

Ne var kİ, yeterince duyurulama- yan bu aylık ve ansiklopedik dergi, varolmakla yok olmak çizgisinde do­ laşıp duruyor. Tarih dünyamızın ender ışıklı odaklarından biri olan Tarih ve Toplum'un yaşatılmasını sağlamak, bi­ ze öyle geliyor ki her aydının görevi ol­ malıdır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

A y rıld ığ ı için yalnız kendisine para verildiğini öğrenin ce, dört beş aydır arkadaşları para almazken, hakkı bile olsa, kendi sinin kabul

Çocuk edebiyatını ele aldığımızda Türk Dil Kurumu çocuk edebiyatını şu sözlerle tanımlamıştır: “Çocukların hayatı kavramasına yardımcı olacak, hayal

.Oyunlar hızlı tempoda oynandığından dolayı Kıvrak Zeybek

Edebiyatın iyiye ve güzele, mutluluğa sevk ettiğinden, Behçet Necatigil’in eşi -Selim Bey’in de öğretmeni olan- Huriye Hanım’a ve kızlarına yazmış olduğu Serin

Yazar bu noktada, modern edebiyat teorilerinin birçoğunun edebiyatı şiir-nesir farkını dikkate almayarak; hayal gücüne dayalı edebiyat, kurgu ve şiir olarak

Büyük Bozkırın ve Türk halkının kadim tarihini kesip attıkları gibi, bu şehrin geçmişini de kesip tarihten attılar.. Şimdi adı Kursk olan kadim Kursık şehrinin kaderi de

Edinilme dil veya daha yaygın adıyla yabancı dil öğrenmekteki insan ihtiyaçları, tıpkı ana dili gibi, insan-insan (konuşma) ve insan-varlık (öğrenme) haberleşmeleri

Ancak “Yalnızlar” adlı romanı 1966 yılında aynı ad­ la İstanbul’da Türkçe olarak ba- sılabildi. Zaven