• Sonuç bulunamadı

Başlık: Leyleklerin mevsimsel göçleri ile iklimsel parametreler arasındaki ilişkilerin istatistiksel analiziYazar(lar):BOZYURT, Okan; BAHADIR, MuhammetCilt: 11 Sayı: 1 Sayfa: 001-011 DOI: 10.1501/Cogbil_0000000139 Yayın Tarihi: 2013 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Leyleklerin mevsimsel göçleri ile iklimsel parametreler arasındaki ilişkilerin istatistiksel analiziYazar(lar):BOZYURT, Okan; BAHADIR, MuhammetCilt: 11 Sayı: 1 Sayfa: 001-011 DOI: 10.1501/Cogbil_0000000139 Yayın Tarihi: 2013 PDF"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Leyleklerin Mevsimsel Göçleri

øle øklimsel Parametreler

Aras

Õndaki øliúkilerin østatistiksel Analizi

Statistical analyses of relations among seasonal migration of storks and climatic

parameters

Okan Bozyurt*1, Muhammet BahadÕr2

1 Afyon Kocatepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Co÷rafya Bölümü, Afyonkarahisar 2 Ondokuz MayÕs Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Co÷rafya Bölümü, Samsun

Öz: Bu çalÕúmada leyleklerin göç tarihleri ile Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕm, Güneú lekeleri sayÕlarÕ ve sÕcaklÕklarÕn uzun yÕllÕk etkileúimlerinin korelasyon analizi gerçekleútirilmiútir. Leylekler, ülkemizde ve Avrupa’da yo÷un olarak görülür ve Türkiye için transit ve yaz göçmeni statüsündedir. Leylekler yaz devresini Avrupa, kÕú devresini yavrularÕ ile birlikte daha sÕcak olan Afrika’da geçirirler. Leyleklerin göç tarihleri üzerinde etkili olan en önemli faktör sÕcaklÕk olup, havalar so÷umadan konaklama yerlerine ulaúmalarÕ gerekmektedir. ÇalÕúmada yapÕlan analizlere göre leyleklerin göç tarihleri ile Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ arasÕnda orta dereceli pozitif yönlü bir korelasyon, Arktik SalÕnÕm ile leyleklerin göç tarihleri arasÕnda daha yüksek korelasyon de÷eri ile orta dereceli pozitif yönlü iliúki tespit edilmiútir. Güneú lekeleri ile leyleklerin göç tarihleri arasÕnda zayÕf anlamlÕ bir iliúki, sÕcaklÕk ile anlamlÕ pozitif yönlü bir korelasyon tespit edilmiútir. Bu analizlere göre leyleklerin erken göç ettikleri tarihleri izleyen kÕú mevsimi daha so÷uk, geç göç ettikleri yazÕ izleyen kÕú mevsimi daha ÕlÕk geçmektedir. Böylece leyleklerin ortalama göç tarihinden erken göç etmeleri o yÕlÕn kÕúÕnÕn daha sert geçmesi anlamÕna gelmektedir.

Anahtar Kelimeler: Leylek Göçleri, Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ, Arktik SalÕnÕm, SÕcaklÕk, Korelasyon

Abstract: Correlation analyses among the migration dates of storks North Atlantic and Arctic Oscillations, Sunspot numbers and annual mean temperatures have been made in this study. Stroks are very common in Turkey and Europe. And also Turkey is a kind of migration route for many kinds of migratory bird such as storks. While Storks lives in Europe in summers, they live in Africa in winters. Temperature is the most important factor on migration. These migratory birds must reach their accommodation places before cold weather. According to analyses in this study, there is a positive correlation between migration dates of storks and North Atlantic Oscillation and there is also a positive correlation between migration dates of storks and Arctic Oscillation but the positive corerelation between migration dates and Arctic Oscillation is stronger. In addition to this, while there is a weak positive correlation between sunspots and migration dates, there is significant correlation between temperature and migration dates. According to analyses, when storks migrate earlier in autumn, the winter becomes more brutal. However, when the storks migrate later in autumn, the winter becomes warmer. For this reason, early migration dates of storks means colder winters, generally. Key Words: Storks migration, North Atlantic Oscillation, Arctic Oscillation, Temperature, Correlation

(2)

1. Giriú

Son yÕllarda Küresel øklim De÷iúikli÷i tartÕúmalarÕ ile beraber okyanus-atmosfer sistemi salÕnÕmlarÕ Klimatolojide giderek önem kazanmaya baúlamÕútÕr. Nitekim bu alanda son yÕllarda bilimsel çalÕúmalar önem kazanmÕútÕr. Dünya øklim Sistemini belirleyen önemli iki parametre, güneú aktiviteleri ile okyanus-atmosfer sistemidir. Bu parametrelerden okyanus-atmosfer sistemi baúta güneyli salÕnÕm (ENSO) olarak da adlandÕrÕlan El-Nino ve La Nina, Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕm gibi çok önemli atmosfer salÕnÕmlarÕnÕn meydana gelmesine ve oluúmasÕna neden olmaktadÕr. Son yapÕlan gözlemler özellikle Kuzey YarÕm Küre’nin iklim úartlarÕ üzerinde Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕmlarÕnÕn büyük ölçüde etkilerinin oldu÷unu ortaya koymuútur (Hurrel, 2003). Nitekim Kuzey YarÕmküre’de orta ve yüksek enlemlerde etkili olan geniú ölçekli ba÷lantÕ modellerinden biri Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕdÕr. Bu sistem daha çok Kuzey YarÕmküre’de kÕú döneminde etkili olmaktadÕr. Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ Kuzey Amerika’nÕn Kuzeydo÷u kÕyÕlarÕndan Sibirya bölgesine kadar, aynÕ úekilde Arktik bölgeden subtropikal Atlantik bölgesine kadar etkili olmaktadÕr (Hurrel vd., 2001). Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ, Arktik SalÕnÕm olarak bilinen de÷iúkenli÷in geniú ölçekli (yarÕmküresel) biçiminin bölgesel yansÕmasÕ olarak da tanÕmlanmaktadÕr (Hurrel, 2003). øndis de÷erinin +1 ve daha büyük olmasÕ durumunda Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ kÕú indisi kuvvetli pozitif, -1 ve daha az olmasÕ durumunda ise kuvvetli negatif olarak de÷erlendirilir (Hurrel, 1995). NAO indisinin son 30 yÕlda genellikle pozitif de÷erde kalmasÕ ve buna ba÷lÕ olarak Kuzey YarÕkürede ortaya çÕkan sÕcaklÕk koúullarÕnÕn, son yÕllarda küresel sÕcaklÕklarÕn artÕúÕna önemli ölçüde katkÕ sa÷ladÕ÷Õ düúünülmektedir (Folland, 2001).

Türkiye’de kÕú sÕcaklÕklarÕndaki yÕllar arasÕ de÷iúkenlik ve Türkiye üzerindeki atmosfer dolaúÕmÕ da Arktik SalÕnÕm indisindeki pozitif ve negatif evreler ile yakÕndan iliúkilidir. Nitekim indisin kuvvetli negatif oldu÷u yÕllarda, Atlantik ve Afrika’nÕn kuzeyinden Do÷u Akdeniz ve Türkiye’ye yönelen batÕlÕ ve güneybatÕlÕ hava akÕmlarÕ, Türkiye’de sÕcaklÕklarÕn uzun dönem ortalamalarÕnÕn üzerine çÕkmasÕna yol açmaktadÕr (Erlat, 2009). Pozitif dönemlerde ise Do÷u Akdeniz, Türkiye ve Balkanlar üzerinde kuzey ve kuzeydo÷ulu hava akÕmlarÕnÕn egemen olmasÕ, Türkiye’de ortalama sÕcaklÕklarÕn azalmasÕna (ortalamadan so÷uk koúullar) neden olmaktadÕr ( Türkeú ve Erlat, 2008).

Dünya øklim Sistemi üzerinde söz sahibi olan bir di÷er önemli mekanizma ise güneú aktiviteleridir. Güneúin kendi yapÕsÕndan kaynaklanan zamansal de÷iúimlerin dünyaya ulaúan güneú radyasyonu üzerinde önemli de÷iúikliklere yol açtÕ÷Õ çeúitli araútÕrmalarla kanÕtlanmÕútÕr. Güneú, atmosfer için, hava akÕmlarÕnÕ yönlendiren ÕsÕ üretim aracÕ gibidir. Uzun yÕllar sabit bir enerji kayna÷Õ olarak düúünülmüútür, fakat son yÕllarda güneú sabiti ile ilgili yapÕlan duyarlÕ ölçümler 11 yÕllÕk çevrim içinde güneú sabitinde % 0.2 ye varan de÷iúimler oldu÷unu göstermiútir. Bu süreç içerisinde zaman zaman bu de÷erin % 0.5 lere çÕktÕ÷Õ da görülmüútür. Güneú sabitinde gözlenen bu miktardaki de÷iúimler bile iklim de÷iúiklikleri için yeterlidir (Erol, 1993). Güneúin içinde süregelen faaliyetler ile dünyada yaúanan iklim de÷iúiklikleri arasÕnda ciddi bir ba÷lantÕ bulunmaktadÕr (Mandias, 1997).

Bununla birlikte güneú aktivitelerinde meydana gelen de÷iúiklikler tek baúÕna büyük ölçekli iklim de÷iúikliklerine yol açabilecek bir faktör olmaktan uzaktÕr. Bu de÷iúiklikler periyodik olarak ki bu periyodlar genellikle 11 yÕl ve katlarÕ úeklinde olup, iklim salÕnÕmlarÕna neden olmaktadÕr. Bu salÕnÕmlar ÕsÕnma ve so÷uma aynÕ zamanda kurak ve nemli periyodlar úeklinde kendini göstermektedir. Güneú aktivitelerinde meydana gelen dönemsel de÷iúiklikler Dünya øklim Sistemi üzerinde önemli bir etkiye sahip Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ ve Arktik SalÕnÕm gibi önemli atmosfer salÕnÕmlarÕ üzerinde de belirleyici bir etkiye sahip oldu÷u yapÕlan istatistiksel analizler neticesinde de gözler önüne serilmektedir (Bozyurt, 2010). Nitekim daha önceki çalÕúmalarda da güneú aktivitelerinin dünya iklim sistemi üzerindeki etkileri zaman zaman ele alÕnmÕútÕr. Örnek olarak Güneú rüzgârlarÕ karasal çevreden geçerek jeomanyetik aktiviteyi etkilemektedir. Bu konudaki çalÕúmalara bir örnek ise Güneú

(3)

aktiviteleri arttÕ÷Õ zaman arktik salÕnÕm olarak da adlandÕrÕlan kutup hücresi daralmaya baúlÕyor. Güneú aktiviteleri azaldÕ÷Õ zaman ise kutup hücresi geniúleme e÷ilimi göstermektedir (Mandias, 1997).

Dünya øklim Sistemi ve bu sistemin yukarÕda sözü edilen tüm mekanizmalarÕ biyosfer üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu çalÕúmada konu edilen ve göçmen kuú türlerinden olan leyleklerin özellikle sonbahar göçleri üzerinde atmosfer salÕnÕmlarÕnÕn etkileri olup olmadÕ÷Õ bu çalÕúmada ortaya konulmaya çalÕúÕlmÕútÕr. Nitekim bazÕ yÕllarda gitmeleri gerekenden daha erken tarihlerde gitmeleri ve erken gittikleri yÕlÕ izleyen kÕú mevsimlerinin özellikle Avrupa’da çok úiddetli seyretmesi göç tarihleri ile atmosfer salÕnÕmlarÕ arasÕnda bir ba÷ oldu÷u düúüncesinin oluúmasÕna yol açmÕútÕr. Daha önceki yÕllarda da bilim çevrelerince göçmen kuúlar her zaman merak konusu olmuú, göçleri üzerinde iklimsel úartlarÕn yanÕnda daha baúka ne gibi faktörlerin rol oynadÕ÷Õ da tartÕúÕlmÕútÕr.

Öte yandan Dünya üzerinde yüzey sÕcaklÕklarÕnda 1950’lerden sonra baúlayan ÕsÕnma, her yÕl artarak devam etmiú, küresel sÕcaklÕk rekorlarÕ kÕrmÕútÕr. Türkiye’de 1992’de yaúanan so÷uk yÕldan sonra, yüksek sÕcaklÕklar 1998 yÕlÕnda rekor seviyeye ulaúmÕútÕr. Sözkonusu bu yÕlda hem küresel ortalamada hem de kuzey ve güney yarÕmkürelerin sÕcaklÕk ortalamalarÕnda, 1850’den 2000 yÕlÕna kadar olan dönemde en sÕcak yÕl olmuútur (Türkeú vd. 2000). AyrÕca, Birleúmiú Milletler’in küresel iklim de÷iúikli÷i konusundaki uzman kuruluúu HükümetlerarasÕ øklim De÷iúikli÷i Paneli’nin 3. De÷erlendirme Raporu’na göre, küresel ortalama yüzey sÕcaklÕ÷Õnda 1900’lü yÕllarda ortalama olarak 0,6 °C artmÕútÕr. IPCC’nin son raporuna göre küresel ortalama yüzey sÕcaklÕ÷ÕnÕn 1990-2100 döneminde 1,4-5,8 °C arasÕnda yükselece÷i öngörülmektedir (Apak ve Ubay 2007).

Yeryüzünde küresel ÕsÕnma, özellikle 1980’li yÕllardan sonra daha da belirginleúmiú ve 1990’lÕ yÕllarda en yüksek de÷erlerine ulaúmÕútÕr 1998 yÕlÕ, hem kuzey ve güney yarÕmküreler için hem de küresel olarak hesaplanan yÕllÕk ortalama yüzey sÕcaklÕklarÕ dikkate alÕndÕ÷Õnda, güvenilir aletli gözlemlerin baúladÕ÷Õ 1860 yÕlÕndan beri yaúanan en sÕcak yÕl olmuútur. Baúka sözlerle, küresel ÕsÕnma 1998 yÕlÕnda, hem küresel hem de yarÕm küresel olarak yeni bir yüksek sÕcaklÕk rekoru daha kÕrmÕútÕr. 1961-1990 klimatolojik normali (ortalamasÕ) ile karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda bu dönemin kendisi de sÕcak bir devreye karúÕlÕk gelmektedir. Özellikle 1998’de Yerküre’nin yüzeye yakÕn yÕllÕk ortalama sÕcaklÕ÷ÕnÕn normalden 0.57 C° daha sÕcak oldu÷u hesaplanmÕútÕr. Bundan önceki en sÕcak yÕl ise, 1997 yÕlÕ olmuútur. Bu sÕcak yÕllara karúÕlÕk 1985, 86, 92 ve 96 yÕllarÕ so÷uk yÕllarÕ ve izleyen 10 ar yÕllÕk dizilerdeki küresel ortalamalardaki negatif sapma yÕllarÕna karúÕlÕk gelmektedir (Türkeú vd. 2000).

Bu çalÕúmanÕn asÕl konusunu oluúturan Leylek ve Kara Leylek, ülkemizde ve Avrupa’da yo÷un olarak görülür. Her iki leylek türü de göçmen olup, Türkiye için transit ve yaz göçmeni statüsündedir. Yaz göçmeni olan türler, ilkbahar ile kÕúlama alanlarÕndan ayrÕlarak, üreme dönemini (ilkbahar-yaz aylarÕ) geçirecekleri ve yavrularÕnÕn büyütecekleri alanlara göçerler. Sonbaharda da, yavrularÕyla birlikte kÕúlama alanlarÕna dönerler.

Uzun mesafeleri en az enerji harcayarak kat etmek için, kanat çÕrpmadan, süzülerek uçarlar. Leylekler, gündüzleri yerden yükselen sÕcak hava akÕmlarÕ (termal) sayesinde yükseklik kazanÕrlar. Bu sÕcak hava sütununun içinde dönerek yükselirler. Termalin büyüklü÷üne göre belirli bir yükseklik kazandÕktan sonra, bir sonraki termali yakalayana kadar alçalarak süzülürler. Bu sayede rotalarÕ üzerinde ilerlerken çok az enerji harcarlar. Termaller olmasaydÕ, leyleklerin aktif uçuúla (kanat çÕrparak) göçü gerçekleútirmeleri, enerji sorunu nedeniyle imkânsÕz olurdu. Termaller, deniz, göl gibi su kütleleri üzerinde oluúmadÕ÷Õ için göç rotalarÕ karaya ba÷ÕmlÕdÕr. Kuzeye do÷ru hareket ederken, Akdeniz’i aktif uçuúla geçemeyecekleri için, batÕda CebelitarÕk Bo÷azÕ; do÷uda ise, kara üzerindeki en kÕsa rotadan, Do÷u MÕsÕr, øsrail, Lübnan üzerinden Rift Vadisi uzantÕsÕnÕ izleyerek, mart baúÕndan mayÕs sonuna kadar Hatay’a ulaúÕrlar. Geç gelen leylekler, o yÕl üremeye katÕlamayacak yeni erginleúmiú bireylerdir. Yavru yetiútirmek için zamanla yarÕúan ergin bireylerin az sayÕdaki bölümü, Hatay üzerinden Türkiye’nin tamamÕna (Do÷u Karadeniz’in kuzeyi hariç) da÷ÕlÕrlar. Geriye kalanlar ise, kuzeybatÕ yönünde göçe devam ederek, denizin en dar oldu÷u noktadan (Bo÷aziçi ve Çanakkale Bo÷azÕ üzerinden) Avrupa’daki üreme alanlarÕna ulaúÕrlar (Kuú AraútÕrmalarÕ Derne÷i; http://www.kad.org.tr/).

(4)

Gündüz göçen leylekler, termallerin gece kaybolmasÕyla birlikte ertesi sabaha kadar uygun ortamlarda gecelerler. Göçe devam edemeyecek kadar yorgun olduklarÕ zaman, geceledikleri alan güvenli ve besin açÕsÕndan zengin ise, birkaç gün daha konaklayabilirler. Göç dönemlerinde bo÷azlar ve geçitlerde yo÷unlaúan leylek göçü sÕrasÕnda, aynÕ anda binlerce leyle÷in termalde yükselirken veya süzülürken görme úansÕ olabilir. 1972 sonbahar sayÕmlarÕnda Bo÷aziçi’nde 300.000’den fazla kuú sayÕlmÕútÕr. 2000 yÕlÕnda ise, Kuú AraútÕrmalarÕ Derne÷i tarafÕndan Hatay-Belen Geçidi’nde ilkbahar ve sonbahar göçünde, 100.000 leylek ve 5.000den fazla karaleylek sayÕldÕ. ølkbahar göçünde daha aceleci olan leyleklerin Hatay’dan Trakya’ya ulaúmalarÕ hava koúullarÕna ba÷lÕ olmakla birlikte 3-7 gün arasÕnda de÷iúmektedir (Kuú AraútÕrmalarÕ Derne÷i; http://www.kad.org.tr/).

1.1. Materyal ve Method

Bu çalÕúmada leyleklerin sonbahar göçleri ile Kuzey Atlantik ve Arktik salÕnÕmlar arasÕndaki iliúkiler istatistiksel olarak analize tabii tutulmuútur. Bu nedenle de÷iúkenler arasÕnda ilgileúim ve anlamlÕlÕk iliúkilerinin tespiti amacÕ ile istatistiksel analiz olarak korelasyon metodu olan Pearson korelasyon metodu tercih edilmiútir. Bu korelasyonu sa÷lamak amacÕ ile leyleklerin sonbahar göç tarihleri, Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ ve Arktik SalÕnÕmÕn indis de÷erleri alÕnmÕútÕr. KarúÕlaútÕrma oldu÷u için her üç de÷iúkenin veri süreleri eúit alÕnmÕútÕr. Bu zaman aralÕ÷Õ ise 1979-2008 arasÕ olarak belirlenmiútir. Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ ve Arktik SalÕnÕm verileri ABD’deki Ulusal Okyanus-Atmosfer gözlem evinden alÕnmÕútÕr. Bu veriler aylÕk olarak alÕnmÕú daha sonra yÕllÕk indisler hesaplanmÕútÕr. Leyleklerin sonbahar göçleri ile ilgili veriler ise 1979’dan beri tutulan gözlem kayÕtlarÕndan sa÷lanmÕútÕr. Leylek göç tarihleri ile Kuzey Atlantik salÕnÕmÕ ve Arktik SalÕnÕm ayrÕ ayrÕ analize tabii tutulmuú ve her iki analizde de aúa÷Õda yer alan formül uygulanmÕútÕr. Leyleklerin sonbahar göç tarihleri 1979 tarihinden beri kiúisel olarak tuttu÷um gözlem kayÕtlarÕna dayanmaktadÕr; genel olarak 24-29 a÷ustos arasÕ gerçekleúmektedir. Gözlemlere göre 24 a÷ustos tarihinden önce leylekler göç ettiklerinde bunu izleyen kÕú mevsimi genel olarak so÷uk ve ya÷ÕúlÕ geçmektedir. Bu nedenle 24 a÷ustos tarihinden önceki göç tarihleri erken göç tarihi olarak kabul edilmiútir. AynÕ úekilde 29 A÷ustostan sonraki göç tarihleri ise bunun izleyen kÕú mevsiminin genel olarak ÕlÕman koúullarÕ yansÕttÕ÷Õ izlenimi vermiú ve geç göç tarihi olarak kabul edilmiútir. Bu nedenle sözkonusu tarihler arasÕ bir sistem dâhilinde renklendirme tekni÷i ve iliúki düzeyi göz önüne alÕnarak sistematikleútirilmiútir. Bu metod ile 24 a÷ustos tarihinden önceki tarihler so÷uk yÕllar kategorisinde de÷erlendirilmiú ve rengi mavi tonlarda gösterilmiútir. 24 -29 A÷ustos tarihleri arasÕ ortalama göç tarihleri olmasÕ nedeni ile sarÕ renk olarak belirtilmiú ve ÕlÕman yÕllarÕ temsil etmektedir. 29 A÷ustos-5 Eylül tarihleri arasÕ ise geç göç tarihleri olarak kabul edilmiútir (ùekil 1 ve 2). Bu nedenle sÕcak yÕllar kategorisinde de÷erlendirilmiú olup kÕrmÕzÕ renk tonlarÕ ile temsil edilmiútir. Sonbahar leylek göçleri her sene kuzey yarÕm kürede ortalama 50. enlemlerden baúlamakta ve Türkiye’nin göç yollarÕ üzerinde olmasÕ nedeni ile Türkiye üzerinden Ortado÷u ve Afrika kÕtasÕnÕn bazÕ bölgelerine ulaúarak orada son bulmaktadÕr. Baúka bir ifade ile sonbahar leylek göçleri dünyadaki küresel ölçekte meydana gelen sÕcaklÕk salÕnÕmlarÕndan do÷rudan etkilenmektedir. Bu nedenle göç tarihleri ile sÕcaklÕk arasÕndaki korelasyonu göstermek amacÕ ile belirli istasyonlarÕn sÕcaklÕk e÷risi yerine dünya yüzey sÕcaklÕk grafi÷i kullanÕlmÕútÕr.

Korelasyon analizi; øki de÷iúken arasÕndaki iliúkinin derecesini ve yönünü belirlemek amacÕyla kullanÕlan istatistik yöntemlerden birisidir. De÷iúkenlerin ba÷ÕmlÕ veya ba÷ÕmsÕz olmasÕ dikkate alÕnmaz. De÷iúik úekillerde hesaplanan ve de÷iúik amaçlar için kullanÕlan Pearson korelasyon katsayÕsÕ, Canonical korelasyon katsayÕsÕ, kÕsmi korelasyon katsayÕsÕ gibi farklÕ isimler alan korelasyon katsayÕlarÕ vardÕr. Bunlardan Pearson ilgileúim katsayÕsÕ r ile gösterilir ve formülü ile hesaplanÕr (Orhunbilge, 1996).

Korelasyon katsayÕsÕ -1 ile +1 arasÕnda de÷iúen de÷erler alÕr (-1” r”+1). KatsayÕ, iliúkinin olmadÕ÷Õ durumda 0, tam ve birlikte azalÕú ya da artÕú úeklinde kuvvetli bir iliúki varsa 1, ters yönlü ve tam bir iliúki varsa -1 de÷erini alÕr.

(5)

De÷iúkenler arasÕndaki iliúkinin düzeyinin de÷erlendirilmesinde, korelasyon katsayÕsÕ ile elde edilen sayÕnÕn pozitif veya negatif olmasÕ önemli de÷ildir, yani bu sayÕnÕn mutlak de÷eri göz önünde bulundurulur. De÷iúkenler arasÕndaki iliúkinin düzeyi, korelasyon katsayÕsÕnÕn 0-0,25 arasÕnda olmasÕ durumunda zayÕf, 0,50-0,69 arasÕnda olmasÕ durumunda orta, 0,70-0,89 arasÕnda olmasÕ durumunda kuvvetli ve 0,90-1 arasÕnda olmasÕ durumunda ise çok kuvvetli seklinde yorumlanabilir.

Korelasyon katsayÕsÕ; r, n = gözlem sayÕsÕ, x ve y ise korelasyonu yapÕlacak de÷erler olmak üzere aúa÷Õdaki formül ile hesaplanÕr (Çömlekçi, 1989; Orhunbilge, 1996; KadÕlar, 2005).

¸ ¹ · ¨ © §  ¸ ¹ · ¨ © §  

¦

¦

¦

n i i n i i n i i i y n y x n x y x n y x r 1 2 2 1 2 2 1

Burada,

X

ve

Y

de÷iúkenlerinden X de÷iúkeni Kuzey Atlantik ve Arktik salÕnÕm indis de÷erlerini ifade ederken Y de÷iúkeni göç tarihlerini göstermektedir. Göç tarihlerine birer indis de÷er atamasÕ yapÕlmÕútÕr. DolayÕsÕyla her tarihin artan bir indis de÷eri olmuú oldu. Böylece her indis de÷er ile di÷er ölçüm de÷erleri rakamsal olarak sorgulamaya alÕnmÕútÕr. YukarÕda da ifade edildi÷i üzere Leylek göç tarihleri ile Kuzey Atlantik salÕnÕmÕ ve Arktik SalÕnÕm ayrÕ ayrÕ analize tabii tutulmuú ve her iki analizde de aúa÷Õda yer alan formül uygulanmÕútÕr. AyrÕca

n

x

x

n i i

¦

1 ve

n

y

y

n i i

¦

1 úeklindedir.

(6)

ùekil 2. Leylek göç tarihleri ile NAO, AO ve Dünya yüzey sÕcaklÕ÷Õ iliúkisi

2. Bulgular ve TartÕúma

Bu çalÕúmada daha öncede vurgulandÕ÷Õ üzere leyleklerin göç tarihleri ile Güneú lekeleri, Kuzey Atlantik ve Arktik sistem iliúkileri ve dünya yüzey sÕcaklÕ÷Õndaki (asÕl olarak kuzey yarÕmküre) artÕúlarla olan iliúkisinin istatistiksel anlamlÕlÕk düzeyleri araútÕrÕlmÕútÕr.

Dünya yüzey sÕcaklÕ÷Õ özellikle 90’lÕ yÕllarÕn baúÕndan itibaren keskin bir úekilde artÕú e÷ilimine girmiútir. Bu konuda Türkeú (2000)’e göre, 1860’dan 1998’e kadar yÕl yÕl ve zaman dizisi yöntemleri ile incelenen küresel sÕcaklÕk farklÕlÕklarÕ dizileri için oldukça dikkat çekici bulgulara ulaúmÕútÕr. Dünya yüzey sÕcaklÕklarÕnda en sÕcak yÕl 1998 yÕlÕ olup, normal dünya ortalama sÕcaklÕ÷Õna göre yaklaúÕk 0.6 C° (0.57) daha yüksek sÕcaklÕk ortalamasÕna ulaúÕlmÕútÕr. KayÕt yÕllarÕndaki ikinci en

(7)

sÕcak yÕlÕ ise bir önceki yÕl 1997 yÕlÕ oluúturmuú, 1990’lÕ yÕllarda dünya yüzey sÕcaklÕklarÕnda kayÕt döneminin en sÕcak 10 yÕlÕn 7’si görülmüútür. Bununla birlikte küresel ortalama sÕcaklÕ÷Õn 1900’den 1998’e kadar olan yaklaúÕk bir asÕrlÕk zaman diliminde 0.7 C° ‘lik bir artÕú gösterdi÷ini ifade etmektedir. En can alÕcÕ nokta ise bu sÕcaklÕk artÕúÕnÕn en hÕzlÕ oldu÷u dönem 1979 ile 1998 yÕllarÕ arasÕna denk gelmesi olmuútur (Türkeú, 2000). Bununla birlikte sözkonusu dönem içerisinde 1984, 85, 92 ve 96 yÕllarÕ küresel ortalama sÕcaklÕklarÕn di÷er yÕllara göre daha düúük oldu÷u ve kÕú mevsiminin daha so÷uk geçti÷i yÕllarÕ oluúturmuútur (ùekil 3).

Sözkonusu bu yÕllarda dünya yüzey sÕcaklÕklarÕndaki bu hÕzlÕ artÕúlarda 20. yüzyÕlÕn son bölümünde, birkaç ender La Niña olayÕ (tropikal orta ve do÷u Pasifik’teki so÷uk koúullar) dÕúÕnda, ço÷unlukla kuvvetli El Niño olaylarÕ (tropikal orta ve do÷u Pasifik’teki sÕcak koúullar) etkili olmuútur. Özellikle 1997 ve 1998 yÕllarÕndaki rekor düzeydeki yüksek sÕcaklÕklarÕn oluúmasÕnda, 1997/98 kuvvetli El Niño olayÕnÕn katkÕsÕnÕn önemli oldu÷u kabul edilmektedir (Türkeú, 2000).

ùekil 3. Yüzey sÕcaklÕklarÕndaki de÷iúim.

Bunun yanÕ sÕra Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕnÕn yÕllar arasÕndaki seyri incelendi÷inde özellikle negatif oldu÷u devrelerde daha so÷uk yÕllarÕn yaúandÕ÷Õ ortaya çÕkmaktadÕr. AynÕ úekilde Arktik SalÕmda negatif oldu÷u dönemlerde Kuzey YarÕmküre ve ülkemizde daha so÷uk kÕúlar ve yÕllar yaúanmaktadÕr. Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕmÕn pozitif oldu÷u dönemlerde yÕllÕk ortalama sÕcaklÕklar ve kÕúlar daha sÕcak geçmektedir. Kuzey Atlantik ve Arktik salÕnÕm de÷erleri ile yÕllÕk yüzey sÕcaklÕ÷Õ de÷iúimleri karúÕlaútÕrÕldÕ÷Õnda Arktik ve Kuzey Atlantik SalÕnÕmlarÕnÕn negatif oldu÷u 1984, 85, 96 ve 2006 yüzey sÕcaklÕklarÕnda azalmanÕn oldu÷u yÕllarÕ oluúturmuútur (ùekil 4). Bu yÕllar Kuzey Avrupa ve kuzey yarÕm kürenin genelinde so÷uk kÕú mevsimleri ve yÕllÕk ortalama sÕcaklÕklarÕn düútü÷ü, aynÕ úekilde de ülkemizde en so÷uk kÕúlarÕn yaúandÕ÷Õ dönemlere karúÕlÕk gelmektir. YukarÕda sözü edilen bu so÷uk yÕllardan 1985 yÕlÕ bu çalÕúmada örnek meteorolojik bir yÕl olarak alÕnmÕútÕr. Bu nedenle bu çalÕúmada 1984-1985 kÕú mevsimi ayrÕca incelenmiútir. Özellikle ülkemizde

(8)

1985 yÕlÕnÕn ùubat ayÕ uç de÷erleri incelendi÷inde en so÷uk (minimum) sÕcaklÕklarÕn birçok istasyonda rekorlarÕ oluúturdu÷u ve 25 yÕllÕk dönemde hala kÕrÕlamadÕ÷Õ görülmektedir. ønceleme alanÕ istasyonunu oluúturan Afyonkarahisar’da en so÷uk yÕlÕn ayÕnÕ oluúturmasa da Mart ayÕnÕn en düúük sÕcaklÕk rekoru 1985 yÕlÕnÕn kÕúÕna aittir. Ülkemizde denizelli÷in en belirgin olarak kabul edildi÷i Do÷u Karadeniz KÕyÕ istasyonlarÕndaki en düúük kÕú sÕcaklÕklarÕ incelendi÷inde, Trabzon’da 1985 yÕlÕnÕn ùubat ayÕnda -6.1, Mart ayÕnda -5.0 C° ile en so÷uk kÕú olarak kayÕtlardaki yerini korumaktadÕr. Yine Rize’de 1985 yÕlÕnÕn ùubat ayÕnÕn en düúük uç de÷eri -6.4, Mart ayÕnÕn en düúük uç de÷eri -6.1 C° ile hala kÕrÕlamamÕútÕr. Leyleklerin ülkemize giriú yaptÕ÷Õ en güney istasyon olan Hatay’daki durum incelendi÷inde 1985 yÕlÕnÕn Mart ayÕ rekoru, yine leyleklerin bo÷azlarÕ aúarak Trakya’ya geçiú yaptÕ÷Õ østanbul’da 1985 yÕlÕ ùubat ayÕnÕn rekoru olan -8.0 C° hala kÕrÕlamamÕútÕr. Bu noktada Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕmÕn negatif oldu÷u ve etkisini artÕrdÕ÷Õ yÕllarda kÕú mevsimleri oldukça sert geçmektedir (ùekil 4 ve 5).

ùekil 4. Kuzey yarÕmküre ve Avrupa’da yaúanmÕú en so÷uk kÕúlardan biri 1985 yÕlÕ.

ùekil 3, incelendi÷inde 1984 yÕlÕnÕn 4 AralÕk tarihli sinoptik haritasÕnda görüldü÷ü gibi, Kuzey Avrupa ve Avrupa’nÕn tamamÕ ile Türkiye’yi de içine alacak úekilde havuzlanan so÷uk hava kütlesi, 1985 yÕlÕnda ùubat ayÕnÕn 5’ine kadar alanÕnÕ geniúleterek etkisini devam ettirmiútir. AynÕ sistem kÕta üzerinde 23 ùubat tarihine kadar etki alanÕnÕ daha da güney enlemlere kadar geniúletmiú, 3 Mart 1985 tarihine kadar kÕta üzerinde devamlÕlÕ÷ÕnÕ sürdürmüútür. Bu yÕl Avrupa’da en so÷uk yÕllardan birini oluúturmuú, leylekler söz konusu yÕl olan 1985’ten bir önceki yÕl olan 1984 yÕlÕnda di÷er yÕllara göre daha erken göç etmiúler ve konaklayacaklarÕ sÕcak ülkelere varmÕúlardÕr.

Yine 1980 yÕlÕnda st. Helens, ardÕndan da 1982 yÕlÕnda El chiccon volkanÕnÕn faaliyete geçmesi sonucu atmosfere aúÕrÕ miktarlarda kül ve toz bulutu salÕnmÕú özellikle El chiccon volkanÕnÕn iklim üzerindeki etkisi so÷uma yönünde olmuútur. Dünya ùekil 3, incelendi÷inde 1984 yÕlÕnÕn 4 AralÕk

(9)

tarihli sinoptik haritasÕnda görüldü÷ü gibi, Kuzey Avrupa ve Avrupa’nÕn tamamÕ ile Türkiye’yi de içine alacak úekilde havuzlanan so÷uk hava kütlesi, 1985 yÕlÕnda ùubat ayÕnÕn 5’ine kadar alanÕnÕ geniúleterek etkisini devam ettirmiútir. AynÕ sistem kÕta üzerinde 23 ùubat tarihine kadar etki alanÕnÕ daha da güney enlemlere kadar geniúletmiú, 3 Mart 1985 tarihine kadar kÕta üzerinde devamlÕlÕ÷ÕnÕ sürdürmüútür. Bu yÕl Avrupa’da en so÷uk yÕllardan birini oluúturmuú, leylekler söz konusu yÕl olan 1985’ten bir önceki yÕl olan 1984 yÕlÕnda di÷er yÕllara göre daha erken göç etmiúler ve konaklayacaklarÕ sÕcak ülkelere varmÕúlardÕr.

Yine 1980 yÕlÕnda st. Helens, ardÕndan da 1982 yÕlÕnda El chiccon volkanÕnÕn faaliyete geçmesi sonucu atmosfere aúÕrÕ miktarlarda kül ve toz bulutu salÕnmÕú özellikle El chiccon volkanÕnÕn iklim üzerindeki etkisi so÷uma yönünde olmuútur. Dünya yüzey sÕcaklÕ÷Õnda 1980-1985 arasÕnda ciddi düúüúler meydana gelmiútir.

ùekil 5. Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕmÕn yÕllara göre de÷iúimi.

Bu çalÕúmada temel amaç göçmen kuúlardan olan leyleklerin göç tarihlerindeki de÷iúim ile Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕmlarla iliúkisi ve sÕcaklÕk de÷iúimlerine olan tepkilerinin ölçülmesidir. Daha öncede ifade edildi÷i gibi leylekler kÕú devresini geçirmek için sÕcak ülkelere göç etmeye A÷ustos sonlarÕnda baúlayÕp, eylül ayÕ baúlarÕ boyunca gidecekleri yere varmaya çalÕúÕrlar. Leylekler yolculu÷una Avrupa’dan baúlamakta ve Afrika’da daha sÕcak alanlarda konaklayarak son vermektedir. Bu nedenle de ülkemiz leyleklerin göç yollarÕ üzerinde bulunmakta, ortalama olarak ülkemizden 24 A÷ustos ile 1 Eylül tarihleri arasÕnda geçmektedirler. Ele aldÕ÷ÕmÕz Afyonkarahisar istasyonundan geçiú tarihleri ise 24 A÷ustos ile 29 A÷ustos tarihleri arasÕna denk gelmektedir. Bununla birlikte leylekler bazÕ yÕllar bu tarihlerden erken bazÕ yÕllar ise daha geç bölge üzerinden geçmektedir. Bu leyleklerin Afyonkarahisar’da gecelik konaklamasÕna imkân verecek birçok karasal sulak alana sahip olmasÕ büyük önem taúÕmaktadÕr.

Leyleklerin göç tarihlerinin erken oldu÷u devreler incelendi÷inde, bir sonraki kÕú mevsimin çok so÷uk geçti÷i, buna karúÕlÕk geç göç etti÷i tarihlerde ise bir sonraki kÕú devresinin daha sÕcak geçti÷i yapÕlan analizler neticesinde tespit edilmiútir. Öyle ki 1984 yÕlÕnda leyleklerin göç tarihi incelendi÷inde 21 A÷ustos’a, 1995’de 19 A÷ustos’a ve 2005 yÕlÕnda ise, 23 A÷ustos’a denk geldi÷i görülmektedir. Bu yÕllarÕn ertesi kÕúlarÕ ise bir önceki kÕúa oranla daha so÷uk olmuútur. Örne÷in, 1985 yÕlÕ kÕúÕ Kuzey Avrupa ve Avrupa’nÕn tamamÕnda, kuzey yarÕmkürede ve en iyi gözlem sahamÕz olan ülkemizde en so÷uk kÕú devresinin yaúandÕ÷Õ, daha önce vurgulandÕ÷Õ gibi en düúük sÕcaklÕk rekorlarÕnÕn kÕrÕldÕ÷Õ yÕlÕ oluúturmaktadÕr. AyrÕca yüzey sÕcaklÕklarÕndaki de÷iúim incelendi÷inde 1984

(10)

ve 1985 yÕllarÕ yüzey sÕcaklÕklarÕnÕn en düúük düzeyde kaldÕ÷Õ görülmektedir. Yine, 1996 yÕlÕ yüzey sÕcaklÕklarÕnÕn düúük oldu÷u, 2006 yÕlÕnda ise ülkemiz ve yine Avrupa genelinde kÕú sÕcaklÕklarÕnÕn ve yüzey sÕcaklÕklarÕnÕn düúük oldu÷u yÕllarÕ oluúturdu÷u sonucuna ulaúÕlmÕútÕr (ùekil 4). AyrÕca söz konusu yÕllarda Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕmlarÕ negatif yönde olmuú ve etki sahasÕnÕ güneyli enlemlere do÷ru geniúletmiúlerdir (ùekil 5).

SÕcak yÕllar incelendi÷inde ise 1990’lÕ yÕllar genelinde 1996 yÕlÕ hariç leyleklerin göç tarihleri hep a÷ustos ayÕnÕn son günlerine ve eylül ayÕnÕn ilk günlerine kaymÕútÕr. Bu yÕllar Kuzey yarÕmküre ve dünya yüzey sÕcaklÕklarÕnda devamlÕ artÕúÕn oldu÷u ve kÕú devrelerinin de di÷er yÕllara oranla daha sÕcak geçti÷i yÕllara karúÕlÕk gelmektedir. AynÕ durum 2000’li yÕllarda da devam etmiú 2006 kÕúÕ hariç, aúÕrÕ so÷uklarÕn yaúandÕ÷Õ bir kÕú devresi ortaya çÕkmamÕútÕr. Nitekim Kuzey Atlantik ve Arktik salÕnÕm verilerine bakÕldÕ÷Õnda sÕcaklÕk artÕúlarÕnÕn oldu÷u yÕllar genel olarak Kuzey Atlantik ve Arktik indis de÷erlerinin pozitif oldu÷u dönemlere karúÕlÕk geldi÷i görülmektedir (ùekil 5).

Söz konusu verilere uygulanan Pearson korelasyon analizine göre, Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ ile Arktik SalÕnÕm arasÕnda orta derecede anlamlÕlÕk düzeyinde pozitif yönlü bir iliúki söz konusu olmuútur. Bu duruma göre bir salÕnÕm etkisini geniúletti÷inde di÷eri de etki sahasÕnÕ geniúletmektedir. Bununla birlikte leyleklerin göç tarihleri ile Kuzey Atlantik salÕnÕmÕ arasÕnda pozitif yönlü orta derecede anlamlÕ bir iliúki söz konusu olmuútur. AnlamlÕlÕk de÷eri 0.601 olup Kuzey Atlantik salÕnÕmÕn etkisi arttÕ÷Õnda leyleklerin göç etme tarihleri daha erken olmaktadÕr. Bir baúka ifade ile Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕn negatif oldu÷u yÕllarda etki sahasÕ güneyli enlemlere daha fazla sokulmakta ve etki derecesini geniúletmektedir. DolayÕsÕyla de÷eri küçülmektedir. Buna karúÕlÕkta leyleklerin gidiú tarihleri daha erken olmaktadÕr. Yani her iki de÷erde azalmaktadÕr. Pozitif iliúki her hangi bir de÷erin biri artarken di÷erinin de artmasÕ, biri azalÕrken di÷erinin de azalmasÕ anlamÕ taúÕmaktadÕr. Arktik SalÕnÕm ile leyleklerin göç tarihleri arasÕnda da pozitif yönlü, Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ’na oranla daha yüksek anlamlÕlÕk de÷eri 0.683 olup orta derecede anlamlÕ iliúki tespit edilmiútir. Öyle ki Arktik SalÕnÕmÕnÕn etkili oldu÷u yÕllarda daha so÷uk kÕúlar yaúanmaktadÕr (ùekil 2). Güneú lekeleri ile leyleklerin göç tarihleri arasÕnda zayÕf anlamlÕ bir iliúki (0,217) söz konusu iken sÕcaklÕk ile leyleklerin göç tarihleri arasÕnda orta derecede (0,536) anlamlÕ pozitif yönlü bir iliúki sözkonusu olmuútur.

Çizelge 1. Leylek Göç tarihleri, NAO, AO ve Güneú lekeleri sayÕlarÕnÕn yÕllÕk de÷iúimi.

YÕl L. G. T. NAO AO GLS YÕl L.G. T. NAO AO GLS YÕl L.G. T. NAO AO GLS

1979 31.A÷u 0,1 -0,4 155 1989 26.A÷u 0,7 1,0 158 1999 02.Eyl 0,4 0,1 93

1980 04.Eyl -0,4 -0,6 155 1990 03.Eyl 0,6 1,0 143 2000 03.Eyl 0,2 0,0 120

1981 28.A÷u -0,2 -0,4 141 1991 02.Eyl 0,3 0,2 146 2001 29.A÷u -0,2 -0,2 111

1982 25.A÷u 0,4 0,3 116 1992 28.A÷u 0,6 0,4 94 2002 27.A÷u 0,0 0,1 104

1983 05.Eyl 0,3 0,0 67 1993 01.Eyl 0,2 0,1 55 2003 31.A÷u 0,1 0,2 64

1984 21.A÷u 0,2 -0,2 46 1994 31.A÷u 0,6 0,5 30 2004 26.A÷u 0,2 -0,2 40

1985 29.A÷u -0,2 -0,5 18 1995 19.A÷u -0,1 -0,3 18 2005 23.A÷u -0,3 -0,4 30

1986 02.Eyl 0,5 0,1 13 1996 27.A÷u -0,2 -0,5 9 2006 28.A÷u -0,2 0,1 15

1987 04.Eyl -0,1 -0,5 29 1997 30.A÷u -0,2 0,0 22 2007 30.A÷u 0,2 0,3 8

1988 27.A÷u 0,0 0,0 100 1998 31.A÷u -0,5 -0,3 64 2008 29.A÷u -0,4 0,2 3

AçÕklama: L. G. T: Leylek Göç Tarihi, NAO: Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ, AO: Arktik SalÕnÕm, G. L.S. Güneú Lekeleri SayÕsÕ

3. Sonuç

Bu çalÕúmada göçmen kuúlardan olan Leyleklerin göç tarihleri ile Kuzey Atlantik ve Arktik SalÕnÕm, Güneú Lekeleri ve yÕllÕk ortalama sÕcaklÕk de÷erleri arasÕndaki iliúkilerin istatistiksel analizi yapÕlmÕútÕr.

(11)

YapÕlan analizler sonucunda Leyleklerin erken göç ettikleri yÕllardan (Avrupa’dan Afrika’ya) bir sonraki kÕú döneminin di÷er kÕú mevsimine oranla daha so÷uk oldu÷u, geç göç ettikleri yÕllarda ise bir önceki kÕúa göre daha sÕcak kÕúlarÕn yaúandÕ÷Õ tespit edilmiútir.

Leyleklerin göç tarihleri ile Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ arasÕnda pozitif yönde anlamlÕ iliúki tespit edilmiútir. Bunun yanÕ sÕra Arktik SalÕnÕm ile Leyleklerin göç tarihleri arasÕnda daha yüksek düzeyde pozitif yönlü anlamlÕ iliúki ortaya çÕkmÕútÕr. AyrÕca hem Kuzey Atlantik hem de Arktik SalÕnÕmÕn negatif oldu÷u yÕllarda leylekler daha erken göç etmekte ve o yÕllarÕn kÕúlarÕnda daha úiddetli so÷uklar yaúanmaktadÕr.

Leyleklerin göç tarihleri ile güneú lekeleri arasÕnda zayÕf bir iliúki, sÕcaklÕk ile anlamlÕ pozitif yönlü iliúki tespit edilmiútir. Özellikle sÕcak yÕllarda leylekler daha geç göç etmiúler, so÷uk yÕllarda daha erken göç etmiúlerdir.

ÇalÕúmada en dikkat çekici sonuçlardan biri ise 1985, 1996 ve 2006 yÕllarÕ küresel anlamda so÷uk kÕúlarÕn yaúandÕ÷Õ yÕllar olup bu yÕllarÕn bir önceki yÕllarÕnda yani 1984, 1995 ve 2005 yÕllarÕnda leylekler ortalama geçiú tarihlerinden birkaç gün daha erken Türkiye semalarÕnda görünmüúlerdir. Bu duruma göre leyleklerin erken göç ettikleri yÕllarÕn ardÕndan gelen kÕúlarÕn daha úiddetli so÷uklara sahne oldu÷u anlaúÕlmaktadÕr.

Referanslar

Apak, Günay ve Ubay, Bahar (2007). "Türkiye øklim De÷iúikli÷i Birinci Ulusal Bildirimi", (www.meteor.gov.tr, 16.12.210). Bozyurt, O. (2010). Güneú Aktivitelerinin Kuzey Atlantik SalÕnÕmÕ ve Arktik SalÕnÕm Üzerindeki Etkileri ile BunlarÕn Ya÷Õú

ve SÕcaklÕk De÷erleri BakÕmÕndan Türkiye’den Örnekler ile De÷erlendirilmesi, YayÕmlanmamÕú Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara.

Can, O. (2004) Leylek Göçleri, (www.kad.org.tr/files/makale,13.02.2011).

Çömlekçi, N., (1989). Temel østatistik ølke ve Teknikleri, Bilim Teknik YayÕnevi, Eskiúehir. Erlat, 2009, øklim Sistemi ve øklim De÷iúmeleri, Ege Üniversitesi BasÕmevi.

Erol, O÷uz, 1993,Genel Klimatoloji, Çantay Kitabevi, øSTANBUL

Fletcher C. And Saunders A., 2005, Winter North Atlantic Oscillation Hindcast Skill: 1900–2001, Journal Of ClÕmate, Volume 19.

Folland C. K. 2001. Observed climate variability and change, Climate Change 2001, The scientific Basis, s. 99-181, Cambridge University.

Hurrel J. W. 1995. Decadal trends in the North Atlantic Oscillation and relationships to regional temperature and precipitation. Science 269: 676-679.

Hurrel J. W., van Loon H. 1997. Decadal variations in climate associated with the North Atlantic Oscillation. Climatic Change 36: 301-326.

Hurrel J. W., 2001, North Atlantic Oscillation, Agriculture Journals, pg. 603.

Hurrel J. W., 2003, North Atlantic and Arctic Oscillation, National Center for Atmospheric Research, Boulder, CO, USA. KadÕlar, C., (2005). SPSS UygulamalÕ Zaman Serileri Analizine Giriú, Bizim Büro BasÕmevi, Ankara.

Mandias, 1997, Solar changes, Boston-USA.

Orhunbilge, N., (1996). UygulamalÕ Regresyon ve Korelasyon Analizi, ø. Ü. øúletme Fakültesi, No: 267, østanbul.

Türkeú, Murat Sümer, M. Utku Çetiner, Gönül (2000). "Küresel øklim De÷iúikli÷i ve OlasÕ Etkileri", Çevre BakanlÕ÷Õ, Birleúmiú Milletler øklim De÷iúikli÷i Çerçeve Sözleúmesi Seminer NotlarÕ, s. 7-24.

Türkeú, M. 2000. ‘Küresel ÕsÕnma: yeni rekorlara do÷ru’, Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi, 673,s, 20-21.

Türkeú, M., Erlat, E., 2008. Influnce of the Arctic Oscillation on variability of winter mean temperatures in Turkey. Theoretical and Applied Climatology 92: 75-85.

http://www.kad.org.tr/, son eriúim: 10.02.2011.

www.icecap.us/images/uploads/temperatureOscillation, son eriúim: 09.02.2011. www.havaturka.com son eriúim: 14.02.2011.

www.koeri.boun.edu.tr/astronomy/güneú.html son eriúim: 19.09.2012 www.sidc.oma.be/index.php3 son eriúim: 13.07.2012

www.spaceweather.com son eriúim: 25. 07. 2012 www.nasa.gov son eriúim: 25. 07. 2012

www.cgd.ucar.edu son eriúim: 25. 07. 2012 www.ngdc.noaa.gov son eriúim: 26. 07. 2012

www.nasa.gov/mission_pages/solar-b/solar_018.html son eriúim: 25.07.2012

http://www2.sunysuffolk.edu/mandias(lia/possible_causes.html son eriúim: 26. 07. 2012 http://earth.usc.edu/geol150/evolution/lastmillenia.html son eriúim: 26. 07. 2012

Şekil

Çizelge 1. Leylek Göç tarihleri, NAO, AO ve Güne ú lekeleri sayÕlarÕnÕn yÕllÕk de÷iúimi

Referanslar

Benzer Belgeler

ekonomik endişelerini de göz önünde tutmak zorundayız. Sağlık Bakanlığının «İçtimaî muavenet işleri dairesi» nin faa­ liyetine gelince: bu alandaki çalışması

In the neutralino pair production model, the combined observed (expected) exclusion limit on the neutralino mass extends up to 650–750 (550–750) GeV, depending on the branching

These results together with the results of our previous study lead us to conclude that increased activity of sEH may result in increased plasma 11,12 DHET levels in

This study aimed to compare short and standard dental implants according to primary stability in bone type IV using Resonance frequency analysis (RFA) test equipment.. RFA

Day zero quantitative mRNA analysis as a prognostic marker in pulmonary tuberculosis category II patients on treatment. Rapid diagnosis of tuberculosis by amplification of

In the boosted search, the distribution of the average mass of the selected two jets has been investigated for localized disagreements between data and the background

Stepanov Institute of Physics, National Academy of Sciences of Belarus, Minsk, Belarus 92 National Scientific and Educational Centre for Particle and High Energy Physics, Minsk,

In the vector error correction model, there is no relation to correct the short term deviation of gaining returns above the normal level with 5% significance in the