• Sonuç bulunamadı

Ceza avukatı ne durumda sayın Macit Akman?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ceza avukatı ne durumda sayın Macit Akman?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

6 A R A L I K 1983

TRTNİN İÇİNDEN

MAHMUT TALÎ ÖNGÖREN

i

“ Ceza Avukatı” ne durumda,

Sayın Macit Akman?

TRT Genel Müdürü Macit Akman’m açıklarrtHTaTTnHâT"‘'Ybr~

gun Savaşçı” adlı filmin yakıldığını anladık. Ama nedenini an­

layamadık. Nedenler önemli mi? Nedenlerden önce, bir “sa­

nat yapıtı"nın yakılması önemli. Nedenler neler olursa olsun,

bir “sanat yapıtı" yakılmaz. TRT Genel Müdürü ya da onun ileri sürdüğü üzere, “Çeşitli devlet kuruluşlarından gelen ve bu ko­

nuda karar veren" adları açıklanmayan ekipler, bir “sanat ya­ pıtı”nı yakarak Türkiye’de yeni ve korkunç bir çığır açtıklarının

ayırdınaalar mı? Tüm ülkeler “ Yirminci yüzyılın en önemli sa­

nat dalı” diyerek sinemayı korumaya çalışırken, bizde hem en

çok horlanan sanat dalı sinema oluyor, hem de kalkıp gerek­ çeleri açıkça belirtilmeyen bir davranışla film yakıyoruz. Her­ halde tarihin derinliklerinde, ama yakın geçmişte de, kitap ve kitaplık yaktırmış olanların bile içlerini sızlatacak bir olaydır bu. İlerde bir de bu acımasız ve çağdışı film yakma olayıyla anıla­ caktır, TRT’nin içinde bulunduğumuz dönemi.

“ Yorgun Savaşçı", niçin yakıldı? “Senaryo tarihsel gerçeklere uymadığı için...” diyor Akman, 23 Kasım 1983 günlü Cumhuri­

yetle. Bravo dergisinin kasım 1983 tarihli 29. sayısında da “ Yor­

gun Savaşçı’yı tarihçi, psikolog ve idarecilere denetlettirdim” di­

yor, yine aynı TRT Genel Müdürü. Bu tarihçiler, psikologlar ve idareciler, “ Yorgun Savaşçı tarihsel gerçeklere uymuyor. Bu ne­

denle yakın onu.” mu dediler? Yapmayın etmeyin, yirminci yüz­

yılın sonuna yaklaşırken, demokrasiye geçtiğimizi ileriye sü­ rerken, Batılı olduğumuzu haykırırken, bu denli kolay olmamalı, Türkiye’de bir "sanat yapıtı"n\ yakmak.

Eğer “ Yorgun Savaşçı"da tarihsel gerçekler çarpıtılmışsa, bu noktanın üzerinde önemle durulabilir. Gerçi pek çok roman, tiyatro oyunu ve film "dramatik yapı"yı kurmak, daha ilginç bir duruma getirmek ve geliştirmek amacıyla tarihi evirip çevirmiştir bugüne değin. Ama bunun da bir derecesi, bir sınırı vardır. Di­ yelim ki, Kemal Tahir’in “ Yorgun Savaşç/” adlı romanından ya­ pılan TRT filmi bu sınırı aştı. Böyle bir durumda TRT Genel Müdürü Macit Akman, bir basın toplantısı düzenleyip, hatta te­ levizyona çıkıp, “Bu film tarihsel gerçekleri aşırı bir anlayışla

çarpıtmış. Tüm emeğe ve harcamalara karşın, yayımlayamayız onu" demeliydi. Hatta şunları bile ekleyebilirdi sözlerine: “Film­ de çok küfür var. Askerlerin giysileri de çok kötü. Üstelik, kah­ raman olarak tanıtılmasını istemediğimiz kişiler, bu filmde ge­ rekenden fazla yüceltilmiş. Bu gibi nedenler de filmi gösterme­ mizi engelliyor.”

Kamuoyu da ileriye sürülen bu nedenleri değerlendirir, ki­ mini kabul eder ya da etmezdi. Sonuçta da TRT yönetiminin kendine göre haklı nedenlerle filmi yayımlamak istemediğini resmen öğrenmiş olurduk. Ama bu nedenlerden hiçbiri filmin yakılmasını haklı çıkaramazdı, çıkarmıyor.

TRT’de yazgısı hakkında hiç bilgi edinemediğimiz bir baş­ ka önemli film daha var: “Bir Ceza Avukatının Anılan". Sayın Akman. “ Yorgun Savaşçı" ile beraber bir - iki TV filminin duru­ mu hakkında, ancak sorulduğunda, oldukça yetersiz bilgi ver­ di. Ama "Bir Ceza Avukatının Anılari’na değinmedi. “Ceza Avu-

katı"n\n sağlık durumunu merak ediyoruz. Bu filmin arkasın­

da da değerli bir hukukçumuz, büyük bir yönetmenimiz, seç­ kin oyuncularımız, büyük bir emek ve elbette yine toplamı ol­ dukça yüksek harcamalar var. Yoksa onu da “İdama karşıt gö­

rüş belirtiyor" diye, Sayın Akman’ın “hukukçularından, idareci­ lerinden ve psikologlarından oluşan bir kurul” mu yaktırdı? Tam “ceza avukatı"na gereksinim duyduğumuzda, bu film de ya-

kıldıysa, ne yazık! TRT’den bu konuda da anlaşılabilir açıkla­ ma bekliyoruz..

Referanslar

Benzer Belgeler

Enstitümüz, çok sıkışık durumda olan laboratuvarlarının bü- yük bir kısmı 1976 yılında hizmete açılan yeni binaya taşım11asıyle rantahıl bir çalışma

na çevrilmiş olan bir bilgin, bir araştırıcı, bir derleyici tipi –Anaxagoras, Demokritos, en sonra da Aristoteles’te gördüğümüz gibi– öbür yandan da daha çok

lu, belki de pek yakın bir zamanda, havasızlığı, yerçekimi ve çok büyük ısı değişmeleri ile yeryüzünden epey başka olan Ay'da da, yine kendisinin Ay

Yörelerinde aynı oyunları oynayan ekipler arasında oyunlarını eskiden oynandığı gibi noksansız yani tüm figürleriyle oynayan ekipler yarışmalı, değerlendirilmeli

Tekil halinin ya bütünüyle ya da büyük oranda değişime uğramasıyla

Türk şiirinin iki önemli ekolü olan Garip akımı ve bir süre sonra da İkinci Yeni şiir anlayışına yakın duru- şuyla adını duyuran Metin Eloğlu, şairliği kadar res-

Verilecek sağlık hizmetleri için SGK tarafından ödenecek ücret dışında ilave ücretin talep edilmesi ve hastan ın veya hasta yakınının bu talebi kabul etmemesi

Dolayısıyla zor tatmin olan, aşırı ve yakın takipçi, ne pahasına olursa olsun sonucu vurgulayan ve kişiyi tipik bir üretim faktörü gibi gören yönetici, etrafındakiler