• Sonuç bulunamadı

Şecere-i Harezmşâhî [101a-200b] (giriş, transkripsiyonlu metin, inceleme, dizin-sözlük, tıpkıbasım)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şecere-i Harezmşâhî [101a-200b] (giriş, transkripsiyonlu metin, inceleme, dizin-sözlük, tıpkıbasım)"

Copied!
798
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI

ŞECERE-İ ĤˇĀREZM-ŞĀHÌ [101a-200b]

(GİRİŞ, TRANSKRİPSİYONLU METİN, İNCELEME, DİZİN

-SÖZLÜK, TIPKIBASIM)

DOKTORA TEZİ

AHMET DİNÇ

(2)

T.C. KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BİLİM DALI

ŞECERE-İ ĤˇĀREZM-ŞĀHÌ [101a-200b]

(GİRİŞ, TRANSKRİPSİYONLU METİN, İNCELEME,

DİZİN-SÖZLÜK, TIPKIBASIM)

DOKTORA TEZİ

AHMET DİNÇ

DANIŞMAN: PROF. DR. MÜNEVVER TEKCAN

KOCAELİ, 2018

(3)
(4)

I İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ... VII ÖZET... IX ABSTRACT ... X KISALTMALAR ... XI TRANSKRİPSİYON ALFABESİ ... XII

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM 1. ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ve ŞECERE-İ ĤˇĀREZMŞĀHÌ ... 3

1.1. ÇAĞATAY TÜRKÇESİ... 3

1.2. ÇAĞATAY EDEBİYATI ... 6

1.2.1. Klasik Öncesi Dönem ... 6

1.2.1.1. Sekkâkî ... 6 1.2.1.2. Lutfî ... 6 1.2.1.3. Ahmedî ... 7 1.2.1.4. Yusuf Emîrî ... 7 1.2.1.5. Haydar Harezmî ... 7 1.2.1.6. Atâyî ... 8 1.2.2. Klasik Dönem ... 8 1.2.2.1. Hüseyin Baykara ... 8

1.2.2.2. Ali Şir Nevayî ... 9

1.3. HİVE HANLIĞI DÖNEMİNDE ÇAĞATAY EDEBİYATI ... 10

1.4. HİVE TARİH YAZICILIĞI VE ÖNEMLİ TARİH YAZARLARI ... 11

1.5. ŞECERE-İ HAREZMŞÂHÎ ... 13

1.5 .1. Şecere-i Harezmşâhî’nin Müellifi Muhammed Yusuf Beyanî ... 13

1.5.2. Şecere-i Harezmşâhî Hakkında ... 14

1.5.3 Eser İle İlgili Yapılan Çalışmalar ... 15 1.5.4. Şecere-i Harezmşâhî’nin 101b-200a Varakları Arasındaki Kısmın İçeriği . 16

(5)

II 1.6. METNİN KURULUŞU ... 21 İKİNCİ BÖLÜM 2.METİN ... 25 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. YAZIM ÖZELLİKLERİ ... 201 3.1. YAZIM ÖZELLİKLERİ ... 201 3.1.1. Ünlülerin Yazımı ... 201 3.1.2. Ünsüzlerin Yazımı ... 204

3.1.3. Hareke ve Yazı İşaretlerinin Kullanışı ... 205

3.1.3.1. Üstün ... 205 3.1.3.2. Esre ... 206 3.1.3.3. Ötre ... 206 3.1.3.4. Med ... 206 3.1.3.5. Hemze ... 206 3.1.3.6. Şedde ... 206 3.1.3.7. Tenvin ... 207 3.1.3.8. Cezim ... 207

3.1.3.9. İzafet Kesresinin Yazımı ... 207

3.1.4. Bitişik Yazılma ... 207

3.1.5. Yanlış Ek ve Kelime Yazımı... 207

3.1.6. Eklerin Yazımı ... 208

3.1.6.1. Yapım Eklerinin Yazımı ... 208

3.1.6.1.1. İsimden İsim Yapım Eklerinin Yazımı ... 208

3.1.6.2. İsim Çekim Eklerinin Yazımı ... 208

3.1.6.3. Fiil Çekim Eklerinin Yazımı ... 209

3.1.6.4. İsim Fiil Eklerinin Yazılışı ... 209

3.1.6.5. Sıfat-Fiil Eklerinin Yazılışı ... 210

3.1.6.6. Zarf-Fiil Eklerinin Yazılışı ... 210

(6)

III 3.2.1. Ünlüler ... 211 3.2.1.2. Ünlü Uyumları ... 212 3.2.1.2.1. Kalınlık-İncelik Uyumu ... 212 3.2.1.2.2. Düzlük Yuvarlaklık Uyumu... 212 3.2.1.3. Ünlü Değişmeleri ... 214 3.2.1.4. Yuvarlaklaşma ... 214 3.2.1.5. Ünlü Düşmesi ... 215 3.2.1.6. Hece Düşmesi ... 215 3.2.1.7. Ünlü Birleşmesi ... 215 3.2.1.8. Kalınlaşma ... 215 3.2.2. Ünsüzler ... 215

3.2.2.1. Kelime Başında Korunan Ünsüzler ... 215

3.2.2.2. Ünsüz Değişmeleri ... 216

3.2.2.3. Ünsüz Uyumu ... 217

3.2.2.4. Ünsüz Düşmesi ... 218

3.2.2.5. Kelime başında /y/ Meselesi ... 218

3.2.2.6. Sedalılaşma ... 219

3.2.2.7. Sedasızlaşma ... 219

3.2.3. Oğuz ve Kıpçak Unsurları ... 219

3.3. ŞEKİL ÖZELLİKLERİ ... 220

3.3.1. İsim Grubu ... 220

3.3.1.1. İsim ... 220

3.1.1.1. İsimden İsim Yapım Ekleri ... 220

3.1.1.2. Fiilden İsim Yapan Ekler ... 221

3.1.1.3. Ek Kalıplaşması ... 222 3.1.1.4. İkizlemeler ... 222 3.1.1.5. İsimlerde Çokluk... 222 3.1.1.6. İyelik Ekleri ... 222 3.3.1.2. Sıfat ... 225 3.3.1.2.1. İşaret Sıfatları ... 225 3.3.1.2.2. Niteleme Sıfatları ... 225 3.3.1.2.3. Renk Sıfatları ... 225

(7)

IV 3.3.1.2.4. Sayı Sıfatları ... 225 3.3.1.2.5. Soru Sıfatları ... 225 3.3.1.2.6. Belirsizlik Sıfatları ... 225 3.3.1.3. Zarf... 226 3.3.1.3.1. Tarz Zarfları ... 226 3.3.1.3.2. Miktar Zarfları ... 226 3.3.1.3.3. Soru zarfları ... 226 3.3.1.3.4. Yer Zarfları ... 226 3.3.1.3.5. Zaman Zarfları ... 226 3.3.2. Zamir ... 226 3.3.2.1. Şahıs Zamirleri ... 226 3.3.2.2. İşaret Zamirleri ... 227 3.3.2.3. Soru Zamirleri ... 227 3.3.2.4. Dönüşlülük Zamirleri ... 227 3.3.2.5. Belirsizlik Zamirleri ... 227 3.3.3.Edat ... 227 3.3.3.1. Çekim Edatları ... 227 3.3.3.2. Bağlama Edatları ... 228 3.3.3.3. Benzetme Edatları ... 228 3.3.3.4. Kuvvetlendirme Edatları ... 228 3.3.3.5. Karşılaştırma-Denkleştirme Edatları ... 228 3.3.3.6. Soru Edatları ... 228 3.3.3.7. Ünleme Edatları ... 228 3.3.3.8. Tekerrür Edatları ... 228 3.3.4. Fiil ... 228

3.3.4.1. İsimden Fiil Yapan Ekler ... 228

3.3.4.2. Fiilden Fiil Yapan Ekler ... 229

3.3.4.3. Fiil Kip Zaman ve Çekimi ... 230

3.3.4.3.1. Basit Kipler ... 230

3.3.4.3.1.1. Haber Kipleri ... 230

3.3.4.3.1.1.1. Geniş Zaman ... 230

(8)

V

3.3.4.3.1.1.3. Anlatılan Geçmiş Zaman ... 231

3.3.4.3.1.1.4. Şimdiki Zaman ... 231 3.3.4.3.1.1.5. Gelecek Zaman ... 231 3.3.4.3.1.2. Dilek Kipleri ... 232 3.3.4.3.1.2.1. Emir Kipi ... 232 3.3.4.3.1.2.2. Dilek-İstek Kipi ... 232 3.3.4.3.1.2.3. Şart Kipi ... 232 3.3.4.3.1.2.4. Gereklilik Kipi ... 232 3.3.4.3.2.Birleşik Kipler ... 233 3.3.4.3.2.1. Hikâye ... 233

3.3.4.3.2.1.1. Geniş Zamanın Hikâyesi ... 233

3.3.4.3.2.1.2. Anlatılan Geçmiş Zamanın Hikâyesi ... 233

3.3.4.3.2.1.3. Şartın Hikâyesi ... 233

3.3.4.3.2.2.Rivayet ... 234

3.3.4.3.2.2.1. Geniş Zamanın Rivâyeti ... 234

3.3.4.3.2.2.2. Anlatılan Geçmiş Zamanın Rivayeti ... 234

3.3.4.4. Bildirme ... 234 3.3.4.4.1. Olumlu Bildirmeler ... 234 3.3.4.4.2. Olumsuz Bildirmeler ... 234 3.3.4.5.Zarf Fiiller ... 234 3.3.4.6.İsim Fiiller ... 235 3.3.4.7. Sıfat Fiiller ... 235

3.3.4.8.Olumsuz Fiil Çekimi ... 236

3.3.4.8.1. Basit Olumsuz Kipler ... 236

3.3.4.8.1.1. Geniş Zaman ... 236

3.3.4.8.1.2. Görülen Geçmiş Zaman ... 236

3.3.4.8.1.3. Gelecek Zaman ... 236

3.3.4.8.2.Dilek Kipleri... 236

3.3.4.8.2.1.Şart Kipi ... 236

3.3.4.8.2.2.Emir Kipi ... 236

3.3.4.8.3.Birleşik Olumsuz Kipler ... 236

3.3.4.8.3.1. Hikâye ... 236

(9)

VI

3.3.4.9.Birleşik Fiiller ... 237

3.3.4.9.1.İki Fiilden Yapılan Birleşik Fiiller ... 237

3.3.4.9.2. Bir İsimle Bir Fiilden Oluşan Birleşik Fiiller ... 237

3.3.4.10. Yardımcı Filler ... 237 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. DİZİN-SÖZLÜK ... 238 4.1. GENEL DİZİN ... 238 4.2. KİŞİ ADLARI DİZİNİ ... 686 4.3. YER ADLARI DİZİNİ ... 732

4.4. ETNİK ADLAR DİZİNİ ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. 4.5. AYET, HADİS, DİĞER ARAPÇA FARSÇA İBARELER, FARSÇA ŞİİR PARÇALARI VE VEZİNLER ... 758

4.5.1. Ayetler ………759

4.5.2. Hadis, Diğer Arapça ve Farsça İbareler……….760

4.5.3. Farsça Manzumeler ve Türkçe Çevirileri………...760

4.5.4. Vezinler ……….763 BEŞİNCİ BÖLÜM 5. TIPKIBASIM ... 764 SONUÇ ... 774 KAYNAKÇA ... 776 ÖZGEÇMİŞ ... 782

(10)

VII

ÖNSÖZ

Tez çalışmasına konu olan Muhammed Yusuf Beyânî’nin Şecere-i Harezmşâhî adlı eseri, Munis ve Âgehî’den sonra Hive hanlığı tarihi anlatım geleneğinin devamını içeren önemli bir çalışmadır.

Beyânî, yukarıda adı anılan ünlü tarihçilerin izinde giderek Harezm bölgesinde XVII. asrın ikinci yarısından başlayarak 1873 yılına kadar olan olaylarla birlikte, 1873-1914 yılları arasında meydana gelen tarihî olaylar silsilesini anlatmıştır.

Eserin toplam hacmi 16 bölümden oluşmaktadır. Eserde olaylar silsilesi, Âdem peygamberden başlayıp Nuh peygamber dönemine kadar olan kısım kıssalardan hareketle tasvir edildikten sonra eser, Moğol soykütüğünü ortaya koyarak devam eder. Eser son olarak, Cengiz Han soyundan gelen İlbars Han’ın hükümdarlığı döneminde, Harezm hanlığının kuruluşuyla beraber gelişen olaylar ve biri diğerinin devamı olan hanların hayatları etrafında geçen olayları, hanlığın son hükümdarı İsfendiyar Han’a kadar getirerek son bulur. Eser, Hive bölgesinin son dönemi için başucu kaynağıdır. Müellifin bizzat tanıklık ettiği Hive bölgesinin Rus işgalinde olduğu dönemlerin aktarımında eser, birinci dereceden kaynak durumundadır.

Eserin içeriği, bölüm başlıkları, şiir parçaları, kalıp ifadeleri, ayet ve hadisler Munis ve Agehi’nin Firdevsü’l-İkbal adlı eseriyle oldukça benzerlikler gösterir. Bu yargılar eserin Firdevsü’l-İkbal tarzında yazıldığı ve onun devamı niteliğinde olduğu yargısını güçlendirmektedir.

Bu eser kıymetli tarihî bilgileri içermesinin yanında Türk dili ile ilgili güçlü bir birikimi de barındırmaktadır. Tezde konunun bu tarafına dikkat çekmek öncelikli hedeftir. Eserin dil özellikleri, Klasik Çağatay döneminin dil özelliklerini yansıtmaktadır. Şecere-i Harezmşâhî’nin sözvarlığında; Türkçe boy ve yer adları,

(11)

VIII

yer adlarının verilme hikayeleri, kişi adları yönünden zenginlik göze çarpar. Bunun yanında bürokrasi terimleri, devlet geleneği, ordu sistemiyle alakalı terimler ve teknikler, folklorik malzemeler, vakit anlamındaki kelimelerin çeşitliliği ilk etapta dikkati çeken unsurlardır. Askeri terimlerde Moğolca-Türkçe etkileşimi ön plandadır. Bunun yanında Arapça-Farsça kelime ve Farsça ön ek kullanımı da eserin dikkat çeken özelliklerindendir.

Şecere-i Ĥˇārezmşāhí’nin (101b-200a) varakları arası, çalışmanın sınırlıklarını oluşturmaktadır. Metnin kuruluşunda, el yazması metnin Özbekistan Bilimler Akademisi, Doğu Bilimleri Enstitüsünde 9596 fond numarası ile kayıtlı nüshası ele alınmıştır. Metinde, okuyucunun daha iyi istifade edebilmesi için noktalama işareti kullanılmıştır. Tezin ana hatlarını, çeviriyazı ile latin harflerine çeviri, ilgili kısmın yazım özellikleri, ses bilgisi ve biçim özellikleri hakkında tespitler, ilgili kısmın gramatikal dizini ve kelimelerin bağlamda kazandığı anlam, son olarak da tıpkıbasımdan örnekler oluşturmaktadır. Eserin ilk 100 varağı, Emre Berkan Yeni tarafından çalışılmıştır. Kalan kısımlarını ise başka araştırmacılar incelemektedir.

Bu zorlu süreçte, yakın ilgisi, tecrübeleri ve bilgi birikimiyle bana yol gösteren ve kaynak temininde kolaylık sağlayan Dr. Öğr. Üyesi Serpil Yazıcı Şahin’e teşekkürü bir borç bilirim. Son olarak da, Doğu Türkçesi sahasında bilgi birikimini aktarırken ilk günkü heyecanını hep canlı tutan bende bu alana istek uyandıran ve bana alanla ilgili geniş bakış açısı kazandıran tezin takip sürecini titizlikle takip eden ondan çok şey öğrendiğim ve öğreneceğim danışman hocam Prof. Dr. Münevver Tekcan’a sonsuz minnettarlık bildiririm.

(12)

IX

ÖZET

Bu tez, Hive Hanlığı’nın son döneminde yazılan Muhammed Yusuf Beyânî’nin Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí adlı eserinin 101a-200b varakları arasını kapsamaktadır.

Beyânî kendinden önceki ünlü tarih yazıcıları olan Mûnis ve Âgehî’den devraldığı tarih yazma geleneğini devam ettirmiştir. Müellif, hanlığın son döneminde Ruslarla olan mücadeleye bizzat tanıklık edip tarafsız tarih anlayışıyla tecrübelerini bu eserde dile getirmiştir.

Beyânî’nin, Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí [101a-200b] (Giriş-Transkripsiyonlu Metin-İnceleme-Dizin-Sözlük) başlığıyla incelenen eserinin incelenme sebeplerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür: Yazma eserin çeviri yazısını ortaya çıkarmak, metnin dil özelliklerini inceleyip dil malzemesini ortaya çıkarmak, söz varlığını belirlemek. Böylelikle bu eserin Türk dili, edebiyatı ve tarihi açısından önemini ortaya koymak. Ayrıca, Çağataycanın son dönemine ait bu eserin günümüz şivelerine geçişte oynadığı rolü gözler önüne sermek amaçlanmıştır. Çalışmanın ana başlıkları: Eserin birinci bölümünde, Çağatay edebiyatı, dili ve Hive Hanlığı tarih yazıcılığının kısa özetiyle birlikte eserin müellifi ve eser hakkında tanıtıcı bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde, metnin çeviriyazısı yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí’nin yazım, ses ve şekil özellikleri üzerinde durulduktan sonra dördüncü bölümde metnin gramatik dizini ve kelimelerin bağlam içerisinde kazandıkları anlamlar verilmiştir. Dizinde, Reşit Rahmeti Arat’ın Kutadgu Bilig adlı eserindeki dizin sıralaması esas alınmıştır. Dizin bölümünde ayrıca, Arapça ve Farsça ibare, metin ve ayetlerin Türkçe çevirileri ve şiir vezinleri verilmiştir. Çalışmanın son bölümü ise tıpkıbasımdan örnekleri içerir.

(13)

X

ABSTRACT

This thesis covers between 101a-200b folios of Muhammad Yusuf Beyânî's

Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí, written in the last period of the Hive Khanate.

Beyanî continued the tradition of writing history that he had taken over from Mûnis and Âgehî, the famous history writers before him. The author witnessed the struggle against the Russians in the last period of the khanate and expressed his experiences with a neutral understanding of history in this work.

If we order the reason we prefer the work we examined with the title "Beyânî -Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí [100a-200b] (Introduction-Translated

text-Analysing-Index-Dictionary): To translate the work of writing, to examine the language features of the

text to reveal the language material, determine vocabulary. Thus, the importance of this work in terms of Turkish language, literature, and history. One important point was to demonstrate the role played by the last period of Chagatay in the transition to modern dialects. The main topics of our study are; In the introductory section, a short summary of Chagatai literature, language and Hive Khanate historiography is given. In the second part, the translation of the text was made. In the third chapter, after the emphasis on writing, sound and shape features of Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí in the fourth chapter, the grammatical index of the text and the meanings gained in the context of the words are given. In the index, the index order of Reşit Rahmeti Arat's Kutadgu Bilig is taken as the basis. In the last section, Arabic and Persian phrases, Turkish translations of texts and verses and poem verses are given. In addition, the people, places and ethnic names in the text are collected in a separate title. At the end of the study, samples were added.

(14)

XI

KISALTMALAR

a: Birinci sayfa b: İkinci sayfa Akt.: Aktaran Ar.: Arapça c.: Cilt çev.: Çeviren Far.: Farsça Haz. : Hazırlayan

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı Moğ. : Moğolca

Peh. : Pehlevice s.: Sayfa

S.: Sayı

sal.: Saltanat dönemi Soğd.: Soğdca T.: Türkçe

TDAD: Türk Dilleri Araştırma Dizisi TDAY: Türk Dili Araştırma Yıllığı

TDV: Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi TDVİA: Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi TTK: Türk Tarih Kurumu

Yay.: Yayın y.f.: Yardımcı Fiil

(15)

XII

TRANSKRİPSİYON ALFABESİ

ا a, ā, e ش ş آ a,ā ص ŝ ى, ىا é, ı, i, í ض ż و, وا o, ō,ö, u, ū, ü ط š ء ظ ž ب b,p ع پ p غ ġ ة t ف f ت t ق ķ ث ś ك g, k ج c, ç ل l چ ç م m ح ģ ن n خ ĥ كن ŋ د d و v ذ ź ه a,e,h ر r ى y ز z ژ j س

(16)

1

GİRİŞ

Orta Asya Türk tarihinin İslamiyet öncesi dönemi incelendiğinde bu döneme ait yazılı kaynakların yetersizliği göze çarpacaktır. Orhun Yazıtları bulununcaya kadar İslamiyet öncesi Orta Asya Türk tarihi hakkında bilgiye ulaşmak isteyenler Çin kaynaklarına müracaat etmek zorundadır. Orta Asya Türk tarihi hakkında, Türklerin kendi eserlerini oluşturmaları çok sonraları gerçekleşmiştir.

16. yüzyılda siyasî çekişmeler sebebiyle Özbekler, Buhara, Hokand ve Hive Hanlıkları olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Bu hanlıklar içerisinde Türkçeyi dolayısıyla Çağatay Türkçesini kullanmayı tercih edip eserlerini bu Türkçeyle oluşturan hanlık Hive Hanlığı’dır. Dil politikasının yanı sıra; millî değerlere bağlılığın da ön planda olduğu bu hanlık, Türk dili ve kültürü adına çok önemli bir yer edinmiştir. Hive döneminde önemli bir yer teşkil eden alanların biri de tarih yazıcılığıdır. Tarih yazıcılığının revaçta olduğu hanlıklar döneminde, Hive Hanlığı çok önemli tarih yazıcıları yetiştirmiştir. Mûnis, Âgehî ve Beyanî, Ebu’l-gazi Bahadır Han’ın açtığı yolda Harezm tarihine ait çok değerli tarih kitapları yazmıştır.

Bu çalışmaya konu olan Beyanî’nin Şecere-i Harezmşâhî adlı eseri Hive hanlığı dönemi için birinci elden kaynak durumundadır. Eser, ilk başta kendinden önce oluşturulmuş tüm eserlerdeki bilgileri bir potada eritmiş, detaylı bir tarihî kaynak durumundadır. Beyanî kendinden önce yaşamış Mûnis ve Âgehî’nin Firdevsü’l-İkbal’ini örnek alarak ve döneminde meydana gelen olayları da ekleyerek hacimli bir Harezm tarihi yazmıştır.

Bu çalışmanın tez konusu olarak belirlenmesinde birçok unsur belirleyici olmuştur: Bunlardan birincisi, Türk tarih ve kültür numunesi olan önemli çalışmalardan biri olan bu eserin, Türk dünyası başta olmak üzere ilim âlemine tanıtılması. Bu eserin tez konusu olarak belirlenmesinde ikinci ve en önemli neden ise, bu eserin Türk dili ve tarihî açısından barındırdığı zenginlikleri ortaya çıkarmaktır. Yukarıda değinildiği gibi Hive Hanlığı; Hokand ve Buhara Hanlığı’ndan, Türkçeye verdiği değer noktasında farklılık oluşturur. Çağatay Türkçesinin son döneminde yazılan bu eser, modern Özbekçeye ve Yeni Uygur

(17)

2

Türkçesine geçiş döneminde yazıldığı için Türk dili tarihi açısından da kendine kaydadeğer bir yer oluşturur.

Firdevsü’l-İkbal’in devamı ve tamamlayıcısı olan Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí, Firdevsü’l-İkbal’le üslup yönüyle karşılaştırıldığında eserin, çok daha sade bir dille oluşturulduğu ilk göze çarpan özelliktir. Dil özellikleri bakımından Çağatay Türkçesi, klasik döneminin özellikleri eserde baskın olmakla birlikte Kıpçak-Oğuz özelliklerini de taşıması eserin önemini daha da artırmıştır. Eserin sözvarlığındaki çeşitlilik diğer dikkati çeken yöndür. Dönemin toplumsal yapısı ve tarihi olmak üzere, Hive coğrafyası, bu coğrafyanın gelenek görenekleri, mimari yapısı, folkloru, yer adları ve daha birçok unsuruna has sözvarlığı eserin cazibesini artırmıştır.

Yukarıda zikredilen ve daha sayılabilecek birçok sebep bu eserin ele alınıp incelenmesinde pay sahibidir.

Bu eserin oluşum safhasında öncelikle eserin yazıldığı dönemin dil özellikleri özümsendi, dönemle ilgili kaynak taraması yapıldı ve gerekli bilgiler edinildi. Sonra metnin Türkiye Türkçesine çevirisi sözlükler yardımıyla kusursuza yakın bir şekilde oluşturulmaya çalışıldı. Daha sonra dizin programı yardımıyla metnin madde başı kelimeleri ve bu madde başlarına ait ekler, tamlamalar, madde başlarının birlikte çekimlendiği edat çeşidi ve birleşik fiil oluşturuyorsa örneği, Reşit Rahmeti Arat’ın Kutadgu Bilig çalışmasında esas alınan dizin sıralaması örnek alınarak oluşturuldu. Kişi, yer ve etnik adlar da bu sıralamadan geçtikten sonra, son olarak eserde bulunan Farsça şiir parçaları, Farsça tarih, ayet ve hadisler Türkiye Türkçesine çevrildi ve şiirlerin vezinlerinden örnekler verildi.

Çağatay Türkçesinin Hive dönemine kadarki genel seyri, Hive döneminde Çağatay Türkçesinin gelişimi, Hive bölgesi, Hive tarih yazıcılığı; Şecere-i Harezmşahi ve müellifi hakkında bilgi birinci bölümün kapsamını oluşturmuştur. İkinci bölüm metin başlığı altında; üçüncü bölüm ise inceleme başlığı altında, yazım özellikleri, ses ve şekil bilgisi alt başlıklarını içermektedir. Dördürdüncü bölüm, gramatikal dizinin ve madde başı kelimenin bağlamda kazandığı anlamın verilmeye çalışıldığı bölümdür. Beşinci ve son bölüm ise eserin tıpkı basımından örnekleri içerir.

(18)

3

BİRİNCİ BÖLÜM

1. ÇAĞATAY TÜRKÇESİ VE ŞECERE-İ ĤˇĀREZMŞĀHÌ 1.1. ÇAĞATAY TÜRKÇESİ

Türk kavimlerinin değişik coğrafyalara göçü ve buralarda oluşturdukları dil, edebiyat ve sanat eserlerinin oluşmasında, Moğol istilasının neden olduğu ortam başlıca etken olmuştur. Bu istila Türk dili ve tarihi açısından çok önemli sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Moğol akınlarıyla birlikte Oğuzların batıya, İran, Irak, Azerbaycan ve Anadolu’ya; diğer taraftan Uygurlar başta olmak üzere diğer Türk kavimlerinden oluşan grupların da Harezm, Afganistan, Hindistan bölgelerini mekan tutması bu akınların sonucuyla gelişmiştir. Bu olayın Türk dili için önemli bir sonucu da uzak olan lehçelerin yakınlaşmasına olan katkısıdır (Köprülü, 1981:231). Batıya giden Oğuz grupları XIII. yüzyıldan başlayarak Osmanlı dönemini de içine alan Osmanlı Türkçesi edebî dilini oluştururken doğudaki Türk grupları ise Türk dili yahut Çağatay Türkçesi adıyla anılan şive ile XIV. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar bütün Orta Asya Türk halkların yazı dili olan bir edebiyat dilini oluşturmuşlardır (Akar, 2005:187).

Yukarıda zikredilen Türkçenin kollara ayrılması ve Çağatay Türkçesinin sınırlarının tespitinden sonra Çağatay terimi, Çağatay terimiyle kastedilen dönemin sınırlarının ne olduğu hakkında yazılanların neler barındırdığına bakmak gerekir. Bu terimler ile ilgili çeşitli Türkologlar farklı yorumlarda bulunmuştur (Ercilasun, 2010: 400-404).

Çağatayca’nın başlangıç zamanı ve hangi dönemleri kapsadığı dönem hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Bir döneme damga vurmuş dil ve edebiyat ortaya çıkarmış bu dönemin sınırlarını belirlemek güçtür. Çağatay terimi ile ne kastedildiği ve muhitinin nereleri kapsadığı sorusuna Fuat Köprülü: “Çağatay ismi en geniş manasıyla, Moğol istilasından sonra Cengiz çocukları tarafından kurulan Çağatay, İlhanlı ve Altınordu imparatorluklarının medenî merkezinde XIII.-XIV. asırlarda inkişaf eden ve Timurlular devrinde bilhassa XV. asırda klâsik bir mahiyet alarak, zengin bir edebiyat yaratan edebî Orta Asya lehçesidir,” der (Köprülü, 1993: 168).

(19)

4

Çağatay dili, Türk dilleri ailesinin Orta Asya grubuna dahildir. Bu dil, 15. yüzyıl başından 20. yüzyılın başına kadar kullanılan edebî bir dildir. Günümüz Türk şiveleri arasında Özbekçe ve Yeni Uygurca ona en yakın olandır (Eckman, 2017:15).

Çağatay tili ve Çağatay türkîsi terimleri, Timurlular zamanında, Timurlular

devletinde ortaya çıkan Türk yazı dili anlamını kazanmıştır. Bu oluşuma rağmen XV. ve XVI. yüzyıla kadar yazar ve şairler Çağatay sözcüğünü bu anlamda hiç kullanmamıştır. Bunun yerine türkî, türkî tili, türkî lafzı, türk elfâzı, türkçe, türkçe til gibi genel terimleri tercih etmişlerdir (Ölmez, 2007: 175-76).

Nevayî de Muhâkemetü’l-Lugateyn’de birçok yerde yukarıdaki adlandırmaları kullanır. Nevâyi kullandığı dile Türkçe, Türkî, Türk dili demiş; “edebî dil” anlamında ise Çağatay lafzını tercih etmiştir (Ercilasun, 2010:404).

Çağatay Türkçesi üzerine çalışan Türkologların bir kısmı da bu dönemi sınıflandırmaya, ara başlıklara ayırmaya çalışmıştır. Bu konuda birden fazla görüş ileri sürülmüştür.

Samoyloviç Çağatay devrini dört ana başlıkta değerlendirir: 1. Karahanlı Türkçesi veya Kâşgar Türkçesi (11-12.yüzyıllar) 2.Kıpçak-Oğuz Türkçesi (13-14.yüzyıllar)

3. Çağatayca (15-19. yüzyıllar)

4. Özbekçe (20. yüzyıl) (Eckman, 2017:19)

Fuat Köprülünün tasnifi ise Samoyloviç’in tasnifine bir itirazdır (Ercilasun, 2010: 401). Fuat Köprülü ve onun nazariyesini kabul eden Kemal Eraslan, Çağatayca’yı şu devirlerde inceler:

1. İlk Çağatay devri: 13. ve 14. yüzyıllarda, önce Türkistan, Horasan ve İran sahalarında, Harezm’de ve sonra Altın Ordu’da gelişen edebî dil.

2. Klâsik Çağatay devrinin başlangıcı: 14. yüzyıl sonlarından başlayıp 15. yüzyılın ortalarına kadar “Timurlular devrinde Horasan Mâverâünnehr’in Herat ve Semerkand gibi medenî ve siyasî merkezlerinde” gelişen edebî dil.

(20)

5

3. Klâsik Çağatay devri: 15. yüzyılın ikinci yarısını içine alan ve Nevâyî ile başlayan devir.

4. Klâsik devrin devâmı: 16. yüzyıl Babur ve Şeybanîler devri. 5. Gerileme ve çökme devri: 17-19. yüzyıllar (Eraslan, 1993: 169).

Sovyet Türkologlarından M. A. Şçerbak ise Çağatay dönemini “Eski Özbek” olarak adlandırır ve başlangıç zamanını 10. yüzyıla indirger. “Eski Özbek” dili diye nitelendirdiği bu dönemi şöyle tasnif eder:

1. İlk Devir (10-13. yüzyıllar): Batı Türkçesi (Kıpçakça) ve Güney Türkçesi unsurlarının alınması.

2. İkinci Devir (14-17.yüzyıllar): Yapay dil. “ Çağatayca” terimi bu devir içine girer.

3. Üçüncü Devir (17-18. yüzyıllar): Bölgesel dil unsurlarının edebî dil haline gelmesi (Eckman, 2017: 20).

Eckman ise Çağataycayı üç dönem halinde, üçüncü ve son dönemi de kendi içinde üç bölüme ayırır. Bu tasnif bugün bilim çevrelerince kabul edilip uygulanan görüştür:

1. Karahanlıca veya Hakaniye Türkçesi (11-13. yüzyıllar) 2. Harezm Türkçesi (14. yüzyıl )

3. Çağatayca (15-20. yüzyılın başlangıcı) Çağataycanın son devrinin tasnifi:

1. Klasik Öncesi Devir (15. yüzyıldan başlayıp Nevayî’nin ilk divanını oluşturana kadar olan dönem)

2. Klasik Devir (1465-1600) Bâbür ve Bayram Han gibi temsilcilerin olduğu dönem.

3. Klasik Sonrası Devir(1600-1921) Nevâyî etkisi ve Özbek unsurlarının etkili olduğu dönem (Eckman, 2017:21).

(21)

6

1.2. ÇAĞATAY EDEBİYATI 1.2.1. Klasik Öncesi Dönem

Çağatay edebiyatının başlangıç aşaması XV. yüzyılın başlarından Nevâyî’nin ilk divanı olan (Garâ’ibü’s-sıgar) adlı eserini oluşturduğu dönem arasını kapsar. Bu dönemin toplum düzenine baktığımızda, siyasi çekişmeler ve mücadelenin yoğun bir şekilde yaşanması devrin siyasî görünümünü gözler önüne serer. Bu dönemdeki siyasî çekişmeler ve kargaşalara rağmen edebî hayat oldukça canlı ve verimlidir (Tekin, 2003:1844).

Çağatay Türkçesinin ilk ayağını oluşturan bu dönem (1390-1465) Harezm Türkçesinin etkisinin son bulup Çağatay Türkçesinin başladığı dönemdir. Bu dönemin başlıca sanatçıları, Sekkâkî, Lutfî, Yusuf Emirî, Atâyî, Haydar Harezmî (Tilbe), Ahmedî, Harezmli Hâfız, Seyyid Ahmed Mirza, Yakinî, Mansur Bahşı, Seyyid Kasımî, Gedâyi, Sibicabî’dir (Argunşah, 2018: 28).

1.2.1.1. Sekkâkî

Çağatay edebiyatının ilk büyük şairlerinden biri olan sanatçının hayatı hakkında kesin bilgilere sahip değiliz. Eraslan, Sekkâkî’nin ölüm tarihini 15. yüzyılın ikinci devresi olarak gösterir (Eraslan, 1999: 16). Sanatçı ile ilgili ilk bilgiler Nevayî’nin Meccâlisü’n-Nefâis adlı şair tezkiresinde yer alır.

Sekkâkî’nin şiirlerinde klasik edebiyatının mazmun dünyasını, edebi sanatlarını, ayet ve hadislere telmihi, kıssa ve rivayetleri kısacası klasik edebiyatın içeriğini uluşturan unsurları çok iyi bildiğini söylemek mümkündür. Şairin şiirlerinde işlediği başlıca tema aşktır. Şiirlerinde genellikle beşerî aşkı işleyen sanatçı, tasavvufa yalnızca düşünce boyutunda sahiptir. Şiirlerinde bu konuyu yansıtmamıştır. Bunun yanında dönemin kültürünü, yaşayışını ortamını şiirlerinde görmek mümkündür (Argunşah, 2018:37-38). Yazarın Divan’ı üzerine çalışmayı Kemal Eraslan yapmıştır.

1.2.1.2. Lutfî

Lutfî şiirlerinde Çağatay Türkçesini ustalıkla kullanan şairleri başında gelir. Gazel, kaside ve tuyuğ türlerinde başarılı ürünler ortaya koymuştur. Kendinden sonra birçok şairi etkiledi. Bundan dolayıdır ki Çağatay edebiyatının en büyük sanatçısı

(22)

7

Ali Şir Navayî, onun hakkında “bu kavmin üstadı ve söz meliki” yakıştırmasını yapar. Devletşah da tezkiresinde ona olan hayranlık ve takdir duygusunu belirtir.

Dilinde yabancı unsurlar azdır. Eserlerinde kullandığı Oğuz-Kıpçak unsurlar ise dikkat çekicidir (Akar, 2005:190; Argunşah 2018:45).

Sanatçının Günay Karaağaç’ın ilim alemine sunduğu divanı ile Gül ü Nevruz adlı mesnevisi mevcuttur.

1.2.1.3. Ahmedî

Hayatı hakkında kısıtlı bilgiye sahip olduğumuz Ahmedî, klasik öncesi dönem şairlerindendir (Köprülü, 1993: 172).

Sanatçının tek eseri vardır ve münazara türünde mesnevidir. Yazar kitabına herhangi bir isim koymamıştır. Araştırmacılar eserin içeriğine bakarak esere, “Telli Sazlar Münazarası” ismini layık görmüştür. Bu mesnevide tambur, ud, çeng, kopuz, yatağan, rebap, gıçek, kingire gibi çalgılar meyhanede atışarak birbirine üstünlük kurmaya çalışır (Argunşah, 2018:34).

1.2.1.4. Yusuf Emîrî

Hayatı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız sanatçı Nevayî’nin tezkiresinde ondan, güzel şiirleri olduğu fakat şöhret bulamadığı şeklinde bahseder. Devletşah da tezkiresinde, Şahruh zamanında şöhret kazandığı, devlet büyükleri tarafından korunduğunu, Şahruh ile oğullarına ve emirlerine kaside yazdığını söyler.

Sanatçının biri divanı olmak üzere, Dehnâme ve Beng ü Çağır adlı eserleri vardır.

1.2.1.5. Haydar Harezmî

Hayatı hakkında fazlaca bilgi bulunmamakla birlikte 14. yüzyılın sonları ile 15. Yüzyılın başlarında yaşadığı tahmin edilmektedir. Nevayî, Muhakemetü’l-Lügateyn adlı eserinde onun Harezm’de doğduğunu ve yaşantısını burada devam ettirdiğini belirtir.

Ömer Şeyh Mirza adına Nizamî’nin Mahzenü’l-Esrâr adlı mesnevisine yine aynı adla nazire yazmıştır. Türk ve dünya genelindeki kütüphanelerde Uygur ve Arap

(23)

8

harfli birçok nüshası vardır (Argunşah, 2018:35). Bu durum esere çokça rağbet edildiğini gösterir (Ercilasun, 2010: 409).

1.2.1.6. Atâyî

15. yüzyılda Uluğ Bey’in oğlu Abdüllatif Han’ın saray şairi olduğu kuvvetle muhtemeldir. Nevayî’nin tezkiresinde ismi geçer. Nevayî tezkiresinde onu, derviş tabiatlı ve iyi huylu bir insan olduğunu belirtir.

Sanatçının tek eseri divanıdır.

1.2.2. Klasik Dönem

XV. yüzyılın ikinci yarısı ile XVI. yüzyılın ilk yarısını kapsayan dönemin adıdır. Bu dönem, iktidar mücadelelerin artıp Timurluların hızla zayıflamaya başladığı dönemdir. Bu iktidar mücadelesinden güçlenerek çıkan Hüseyin Baykara, Herat’ı hem siyaset merkezi hem de devrin sanat ve kültür merkezi yapmıştır. Bu kültür zemininin oluşmasından sonra başta edebiyat olmak üzere çeşitli sanat dallarında eser veren Ali Şir Nevayî gibi üstat bir dahi sanatkar ile onun savunucusu ve en yakın arkadaşı Hüseyin Baykara önderliğinde oluşan bu döneme Nevayî-Baykara adı verilmiştir (Eraslan, 1993: 172). Bu dönemin en önemli sanatçıları: Hüseyin Baykara, Ali Şir Nevayî, Hamîdi, Ubeydî, Şeybanî, Babür’dür.

1.2.2.1. Hüseyin Baykara

1469-1506 yılları arasında Horasan tahtında oturan Hüseyin Baykara, bu yıllar arasında Temürlü hükümdarlığı yapmıştır. Hüseyin Baykara önemli bir devlet adamı olmakla birlikte kültür ve edebiyat faaliyetlerine çok önem vermiştir. Bunun en güzel kanıtı Hüseyin Baykara’nın gelenek haline getirdiği şu uygulamalardır:

Hüseyin Baykara genellikle öğleye kadar devlet işleriyle meşgul olur, öğleden sonra ise kültür, sanat ve edebiyat adamlarıyla sohbet düzenlerdi. Hatta bu sohbetler o kadar meşhur olmuş ki bir müddet sonra bu sohbetlere “Hüseyin Baykara meclisi” diye adlandırılmıştır. Bu uygulama daha sonraki devlet adamlarına örnek teşkil etmiş ve gelenek halini almıştır (Algar-Alparslan, 1998:531).

Hüseyin Baykara, Nevayî ve Molla Camî’ye büyük önem vermiştir. Özellikle Nevayî ve Hüseyin Baykara arasındaki yakın ilişki Herat’ın büyük bir kültür merkezi olmasında çok önemli bir paya sahiptir.

(24)

9 Sanatçının elimizde tek divanı vardır.

1.2.2.2. Ali Şir Nevayî

(1441-1501) yılları arasında yaşayan Nevayî doğduğu şehir olan Herat’ta vefat etmiştir. Çağatay Türkçesinin en büyük şairi, yazarı ve düşünürüdür. Kendi coğrafyasında ve Anadolu sahasında şair ve yazarlara edebiyat türlerinin ilklerini oluşturarak örnek olmuştur. Nevayî’nin Çağatay edebiyatına tesiri o kadar güçlüdür ki, Çağatayca’ya “Nevayî dili” denmiştir. Osmanlı şairleri kendini üstat kabul etmiştir. Ali Şir Nevayî divan şiirine Türk hayatından gelen millî ve mahalli unsurlar kazandırmıştır (Kut, 1993:450).

Caferoğlu’na göre Ali Şir Nevayî Türk dili ve edebiyatı tarihinde kendine mahsus çok büyük bir mevkidedir. O çok büyük nimetler içinde büyümüş, XV. yüzyılın seçkin ilim adamları çevresinde gelişmiştir. Hüseyin Baykara, gibi sağduyulu bir münevver, Camî, Banaî gibi şair; Bihzad gibi bir resssam ve daha nice sanatçılarla aynı kültür ortamını solumuştur (Caferoğlu, 1969:216).

Agah Sırrı Levend’in Nevayî üzerine yazdığı dört ciltlik eserde sanatçı için, “XV. yüzyılda doğuda gelişmeye başlayan Türk dili ve edebiyatını en yüksek kata ulaştırmış, eserlerinin Türk kültür ve uygarlığında geniş yankı ve kendinden sonra gelen şairler üzerinde yaptığı sürekli etkisiyle, Türk edebiyatı tarihinde en önemli yeri almaya hak kazanmıştır” yakıştırmasını yapar (Levend, 1965:1).

Fuat Köprülü Nevayî’ye farklı bir yaklaşımla, Çağataycayı dönemlere ayırırken Nevayî’yi merkeze alan bir yaklaşım geliştirmiştir. “Çağatay Edebiyatı” maddesinde ilk döneme “klasik devrin başlangıcı Nevayî’ye kadar”; ikincisine “klasik Çağatay devri-Nevayî devri” ismini vermiştir (Köprülü, 1997:270-323).

Nevayî, nazım ve nesir türünün bütün çeşitlerinde ve her şeklinde 29 eser meydana getirdi. Fanî mahlaslı Farsça divanı dışında 28 eseri vardır (Ercilasun, 2010: 408).

Divan: Garâibü’s-Sıgar, Nevâdirü’ş-Şebâb, Bedâyiü’l-Vasat,

Fevâidü’l-Kiber, Farsça Divan

Mesnevi: Hayretü’l-Ebrâr, Ferhat ü Şîrîn, Leylî vü Mecnûn, Seb’a-i Seyyâre,

(25)

10

Tezkire: Mecâlisü’n-Nefâis, Nesâimü’l-Mahabbe

Dil ve Edebiyat eserleri: Risâle-i Muammâ, Mîzânü’l-Evzân,

Muhâkemetü’l-Lugateyn

Dinî-ahlâkî eserler: Münâcât, Çihil Hadis, Nazmü’l-Cevâhir, Lisânü’t-Tayr,

Sirâcü’l-Müslimîn, Mahbûbü’l-Kulûb

Tarihî eser: Târîh-i Enbiyâ vü Hükemâ, Târîh-i Mülûk-ı Acem,

Zübtetü’t-Tevârîh

Biyografi: Hâlât-ı Seyyid Hasan-ı Erdeşir, Hamsetü’l-Mütehayyirîn, Hâlât-ı

Pehlevan Muhammed

Belge: Vakfiyye, Münşeât

1.3. HİVE HANLIĞI DÖNEMİNDE ÇAĞATAY EDEBİYATI

Hanlıklar dönemi, Eckmann’ın Çağatayca tasnifinde klasik sonrası dönemine denk gelir. XVII-XIX. yüzyıllar arası bu dönemin kapsamıdır.

Bu dönemin edebiyatından söz etmeden önce devrin tarihinden kısaca söz etmemiz gerekir.

Orta Asya’nın siyasi ve kültürel ortamında ortaya çıkan olumsuzluklar XVII. yüzyılda kendini iyiden iyiye hissettirir. Son Şeybânî hükümdarı Abdullah Han ile oğlu, Abdülmümin’in 1598’de ölümü üzerine Türkistan’da yaklaşık 250 yıl Türk siyasi birliği oluşmuştur. Bu sürede Harezm bölgesi “Yadigar Şibanlılar” sülalesi tarafından yönetildi (Karadağ, 2006: 68). Bu tarihten itibaren ise ülkeye pek çok Özbek sülalesi yerleşmiştir. Bunların ünlüleri: Kongrat, Mankıt, Nayman, Kıpçak, Uygur, Kanlı, Kıyat, Nöküz isimli Özbek sülaleridir. Bunlarla birlikte Sartlar da bu hanlıklar döneminde varlıklarını devam ettirmiştir (Togan, 1968: 253).

Yaklaşık 250 yıllık bu birliktelik ve bölgedeki kurumsal yapı Buhara, Harezm ve XVIII. yüzyılda Hokand’da üç ayrı hanlığın kurulmasıyla son bulur.

Özellikle Çar I. Petro dönemiyle birlikte Ruslarla Hive Hanlığı arasında siyasi ve ticari ilişkiler arttı. 17. yüzyılın sonlarında Hive üzerinden Hindistan ile ticari ilişkilere başlayan Ruslar, aynı zamanda bölgeyi ele geçirmenin planını yapmış ve

(26)

11

girişimlerde bulunmuştur (Karadağ, 2006:69). Nihayet bu gelişmelerin sonrasında 1868’de Buhara, 1873’te Harezm ve 1876’da da Hokand, Rus çarlığına bağlanmıştır (Eckmann, 1996:209).

Yukarıda kısaca bahsettiğimiz Hive (Harezm, Hivak) hanlığının tarihî ve siyasî olaylarının yanı sıra edebî faaliyetler noktasında da hareketli ve verimli bir dönem geçirmiştir. Hive hanlığını Buhara hanlığıyla karşılaştıran Köprülü, Fars dili ve kültürünün etkisinin Buhara hanlığında fazla olmasına karşın; Hive hanlığında Çağatay Türkçesine önem verildiği ve pek çok şair ve yazarın Çağatay Türkçesiyle eserler yazdığını belirtir (Köprülü, 1997:320). XVII. yüzyılda Ebulgazi Bahadır Han’la (1603-1661) canlanan, Şir Gazi Han (sal. 1715-1747) destekleriyle devam eden edebî canlılık Kongratlar devrinde, özellikle Muhammed Rahim Han döneminde doruk noktasına ulaştı (Köprülü, 1997:321).

Bu dönemde genelde divan şiiri tarzında eserler kaleme alınmıştır. Fakat bu dönemde şairlik tarafı olmayan ancak tarihçi-hükümdar Ebulgazi Bahadır Han (Şecere-i Terâkime, Şecere-i Türk) başta olmak üzere birçok şair yazar yetişmiştir.

Özbek hanlıkları içerisinde en çok faaliyette bulunanı Harezm’lerdir. Nevayî geleneğini devam ettiren güçlü şairlerin yanı sıra önemli tercüman ve vak’anüvistler de Harezm bölgesinde yetişmiştir (Tekin, 2011:1845).

Bu şairlerden Mûnis Mîrâb Özbeklerin Yüz kabilesinden soylu bir ailenin çocuğudur (Yazıcı Şahin, 2016: 22). Mûnis, Kongrat hanedanının ilk tarihçisi özelliğini taşır. Şiire ve tarihe meraklı, Farsça ve Arapçayı iyi bildiği adab eğitimi aldığı ve alimlerin cemiyetlerine katıldığı bilinir (Bregel, 1999:17).

Mûnis divanı ve tarih konulu “Firdevsü’l-İkbal” önemli tarih konulu kitabıdır. Efsanevî rivayetten başlayarak 1825’e kadar Harezm’de olan olayları anlatır. Mûnis bu eseri bitirememiş, öğrencisi ve yeğeni Agehî bu eseri tamamlamıştır (Tekin, 2011:1845). Harezm edebî muhitinin diğer bilinen şairi ise Kâmil Harezmî’dir. Lirik bir şair olan sanatçı şiirlerini divanında toplamıştır.

1.4. HİVE TARİH YAZICILIĞI VE ÖNEMLİ TARİH YAZICILARI

Hive hanlığı döneminde Türkçeye verilen önem fazladır. Bu dönemde birçok Türkçe eser kaleme alınmıştır.

(27)

12

Tarih yazıcılığı Hive döneminde ilginç bir seyir izler. Tarih yazıcılığını üstlenecek sanatçı eksikliği ve hükümdarların bu görevi üstlenmesi dikkat çeken bir durumdur (Çelik, 2014:149). Bu duruma en tipik örnek Ebu’l-Gazi Bahadır Han’dır. Kendi dönemine kadar Türk-Moğol devletlerini “Şecere-i Türk” adlı eserde dile getirmiştir. Sanatçı hükümdarın diğer önemli eseri ise “Şecere-i Terâkime”dir. Bu eser Hive hanlığına ait önemli bir yapıttır. Türkmenlerin soy ağacını, tarihi ve illeri hakkında bilgi verir. Reşi’d-din’in Câmîü’t-Tevârih’inde yer alan Oğuz-nâme ile birlikte farklı Oğuz-nâmelerden yararlanarak eseri oluşturmuştur (Ölmez, 1999: 23-24).

Harezm bölgesinde Çağatay Türkçesiyle yazılmış bilinen ilk eser Ötemiş Hacı’nın 1550’de yazdığı “Tarih-i Dost Sultan”dır (Bregel, 1999: 13; Çelik, 2014:20).

16. yüzyılda Muhammed Şibanî Han (1452-1535) dönemiyle birlikte tarih yazıcılığında bir artış gözlemlenmektedir. Bu dönemde, Muhammed Salih Çağatay Türkçesiyle Şibâni-nâme (1465-1535) adıyla manzum şekilde bir tarih; Şibâni Han’ın isteğiyle Tevârîh-i Güzîde-i Nusret-nâme adıyla Cengizli tarihini kaleme almıştır. Bu başyapıtların yanında Vasfî’nin Tacikçe (1485-1556) Bedâyiü’l Vekâyî ve Fazlullâh bin Ruzbihân-i Huncî’nin Fars diliyle yazdığı (1456-1521)

Mihman-nâme-i Buhârâ adlı eserleri bu yüzyılda kayda değer diğer tarih kitaplarıdır

(Gündoğdu 1995:312).

Hive’de Ebu’l-Gazi’den sonra 19. yüzyılın başına, Mûnis’e kadar tarih eseri kaleme alınmamıştır (Munirov 1960:12). Hive hanı İltüzer Han Mûnis’ten Kongrat hanlarının tarihini yazdırmak istemesi üzerine Mûnis, Firdevsü’l-İkbâl adlı esere başlamış; eseri tamamlamaya ömrü yeterli olmamıştır. Yeğeni Âgehî, Mûnis’in kaldığı yerden eseri tamamlamıştır.

Âgehî usta bir tarih yazarı olmasının yanında önemli Doğu edebiyatı yazarlarının seçkin eserlerinin çevrilerini Çağatay Türkçesiyle kaleme almıştır (Tekin, 2011:1845). Âgehî, Firdevsü’l-İkbal’i, Mûnis’in bıraktığı yerden itibaren tamamladıktan sonra Hive tarihini; Riyâzü’d-devle (1825-1842), Zübdetü’t-tevârih (1843-1846), Câmiü’l-Vâkı’ât-ı Sultânî (1846-1855), Gülşen-i Devlet (1856-1864) ve

(28)

13

Şâhid-i İkbâl (1864-1872) adlı eserlerle 1872 yılına kadar taşımıştır (Bregel

1999:24).

Âgehî’den sonra Muhammed Yusuf Beyanî (1859-1923) Şecere-i Harezmşâhî adlı eseri ve Harezm Tarihi adlı ikinci bir tarihî eser kaleme almıştır (Munirov, 1960:50).

1.5. ŞECERE-İ ĤˇĀREZMŞÂHÎ

1.5 .1. Şecere-i Harezmşâhî’nin Müellifi Muhammed Yusuf Beyanî

Munîs ve Agehî’nin açtığı yoldan Hive tarihi ile ilgili eser veren önemli bir tarih yazarıdır (1858-1923).

Beyanî, İltüzer Han (1804-1806) soyundan olup İltüzer’in torunudur (Tekin, 2008:207). Gençlik döneminden itibaren ilme merak salmış, bu merakı gidermek için faaliyete geçmiştir. Öyle ki iyi bir medrese eğitiminin yanında, hat sanatına da merak salmış Sülüs, Kûfî, Reyhânî, Şikeste hat sanatı türlerini iyi seviyede öğrenmiştir. Müzikle de meşgul olmuş tanbur çalmaya merak salmıştır (Rahmanoğlu, Devanzade, akt. Akbaş: 2015:308).

Sarayda Nevayî ve Fuzûlî’nin şiirlerinin müdavimi olarak bu şairlerinin okunduğu her meclisin en genç üyesi konumunda olmuştur. Takipçisi olduğu Âgehî’nin şiirlerine nazireler yazmıştır. Böylelikle şairlik yolunda önemli bir adım atmıştır (Berdiyarova, 2012:2) (Yeni, 2018:20).

Bugün elimizde Beyanî’nin dîvânının birçok nüshası bulunmaktadır. Divan-ı Beyanî isimli bu dîvânda “aşk” temasından başka sosyal konulara da değinmiştir. Yaşadığı çağdan muzdarip olma, adalet ve hukuku ön plana çıkarma, yönetici sınıfının zevk ve eğlenceye düşkünlüğü diğer göze çarpan temalardır (Tekin, 2008:207).

Sanatçının biri bizim üzerine çalıştığımız ve üzerinde bir sonraki başlıkta bilgi vereceğimiz, Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí ve yazılış tarihi tam olarak bilinmeyen Harezm Tarihi adında iki tarih eseri vardır. Harezm Tarihi, 16 bölümden oluşmaktadır. Bu eserin birinci cildinde bulunan 8 cildine ulaşılmıştır. İkinci cildin yalnızca başlıklarına ulaşılabilmiştir. Beyanî bu eserde tarafsız tarih yazıcılığı için

(29)

14

gerekli şartların neler olması gerektiğine dair değerlendirmelerde bulunmuştur (Yeni, 2008:20).

Beyanî, kendi yazdığı tarihî eserlerin yanında birçok tarihî eseri de Çağatay Türkçesine çevirmiştir. Bunlardan biri, Mevlana Derviş Ahmed’in 1681 yılında yazdığı umumî tarihe ait “Sehâifü’l-ahbâr” eseridir. Bir diğeri de Binâî’nin “Şeybanîname” adlı eseridir (Tekin, 2008:208).

1.5.2. Şecere-i Harezmşâhî Hakkında

Beyanî’nin Şecere-i Harezmşâhî adlı tarihî eseri incelendiğinde, eserin; Munîs’in yazmaya başladığı ve ölümü sebebiyle tamamlayamadığı yeğeni Âgehî’nin tamamladığı Firdevsü’l-İkbâl adlı eserinin harmanlanmış özeti şeklinde olduğu göze çarpar. Beyanî bu eser üzerine kendi dönemini de ekleyerek eseri tamamlamıştır. Şecere-i Harezmşâhî ve Firdevsü’l-İkbâl üslup yönünden karşılaştırıldığında, Beyanî’nin eserinin Firdevsü’l-ikbâl’den çok daha sade bir dille yazıldığı, Arapça-Farsça tamlamaların azlığı rahatlıkla göze çarpar. Bu yönü eserin önemini daha da artırmıştır.

Eserin şu anda ulaşılabilen iki nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalardan ilki 1913 yılında yazılmıştır. 517 varaklı bu nüsha, Özbekistan Bilimler Akademisi El Yazmalar Enstitüsü Kütüphanesi’nde 274 eser numarası ile kayıtlıdır. 508 varaktan ibaret olan diğer nüsha ise tezde yararlanılan nüshadır. Özbekistan Bilimler Akademisi Doğu Bilimleri Enstitüsünde yer alır ve 9596 eser numarası ile kayıt altındadır.

Eserde, Munîs ve Âgehî’nin tarihî eserlerinde betimlediği Harezm’de XVII. asrın II. yarısından başlayıp 1873 yılına kadar meydana gelen olaylar ile son devir 1813-1914 yılları arasında gerçekleşen olaylar yer alır. Eser, 16 babdan meydana gelir. Tarafımıza düşen kısımda yedinci ve sekizinci babda geçen olaylar anlatılmaktadır.

Eserde genel olarak Hive hanlığının iç ve dış siyaset olayları, iç mücadeleler, taht kavgaları ve halkın sosyo-kültürel yaşamı anlatılmaktadır. Olaylar akıcı bir dille aktarılmıştır. Sanatçının tarafsızlığı amaçladığı tarih yazıcılığında, Sovyetler Birliği döneminde yazılan tarih kitaplarındaki çarpık bilgilerin giderilmesi hususundaki hassasiyeti büyük önem arz eder.

(30)

15

Şecere-i Harezmşâhî’de, tarihî bilgiler yanında, toplum yaşamına ait bilgiler de mevcuttur. Bunlar arasında; Hive devlet teşkilatı, ekonomik uğraşlar, demografik yapı, kültürel hayat, coğrafi bilgiler, imar faaliyetleri ilk başta göze çarpan unsurlarıdır.

Dönemin sanatçılarına ait bulgular da eserde yer alır.

1.5.3 Eser İle İlgili Yapılan Çalışmalar

Eserle ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalara bakıldığında eserin genel olarak tarihî yönü ele alınıp incelenmiştir. Son dönemde ise eserin dil ve edebiyata bakan yönleri üzerine çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Eser üzerine yapılan çalışmaları şu şekilde alt alta sıralamak mümkündür:

K. Munirov, Mûnis, Âgehî ve Beyanîning Tarihiy Eserleri, ÖzSSR Fenler Akademiyası Neşriyatı, Taşkent,1960.

Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 14 Özbek Edebiyatı, Kültür Bakanlığı Yayınları. C.III. Ankara 2000.

Ferudun Tekin, 19. Yüzyıl Harezm Tarih Yazıcılığı(Mûnis, Âgehî, Beyanî) Akademik Bakış, C. 2,. S.3, 2008.

Berdiyarova Sevara, Muhammed Yusuf Beyanîning “Şajarayi Horazmşohiy” aşari tarihiy manba sifatida, Özbekistan Respublikası Aliy va Orta Mahsus Talim Vazırlıgı Neşriyatı, Semerkant, 2012.

Mulla Bekcan Rahmanoğlu, Muhammed Yusuf Devanzade, Harezm Müzik Tarihçesi, Akt. Hüseyin Akbaş, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2015.

Yılmaz, Salih, Dilshoda Mubarakova, Beyanî’nin “Şecere-i Harezmşâhî” Adlı Eseri ve Hive Tarih Yazıcılığı, I. Uluslararası Türklerde Tarih Bilinci ve Tarih Yazıcılığı Sempozyum Bildirileri Kitabı, Bülent Ecevit Üniversitesi Yayınları No:7, Zonguldak 2015.

Yeni, Emre Berkan, Bayanî, Şecere-i Harezmşâhî (Dil İncelemesi-Metin-Dizin-Tıpkıbasım (1b-102a), Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi 2018.

(31)

16

Yeni, Emre Berkan, Şecere-i Harezmşâhî’nin Yazım ve Ses Özellikleri, Teke Dergisi, Sayı:7/3, s. 1456-1471, 2018.

Çevik, Gökhan, Şecere-i Harezmşâhî’de Hediye ve Hediyeleşme” Turkish Stadies, Sayı: 13/28, s. 217-240, 2018.

1.5.4. Şecere-i Harezmşâhî’nin 101b-200a Varakları Arasındaki Kısmın İçeriği

Beyanî’nin Şecere-i Harezmşâhî adlı eseri toplamda 16 bölümden oluşmaktadır. Eserin tarafımıza düşen kısmında, yettilenci bāb İltüzer Ĥānnıŋ aģvālātı ve salšanatınıŋ beyānıda (106b/16,17); sekkizlençi bāb Muģammed Raģím Ĥān Evvelniŋ ba‘żı ģāleti ve salšanatı beyānıda (139b/2,3) olmak üzere, iki ana başlıkta gerçekleşen olaylar anlatılmıştır.

Eserin içerik yönünden barındırdığı sözvarlığı maddeler halinde özetlenecek olursa şu şekilde bir tasnif yapılabilir:

a) Savaşlar, talanlar, iç çekişmeler, baskınlar b) Diplomatik ilişkiler, devlet işleyişi

c) Etnik adlar, yer adları ve bu adların verilme hikayeleri d) Bölgenin coğrafî konumu ve tasviri

e) Çeşitli unvanlar, savaş ve askerlikle ilgili araç gereçler ve terimler f) Dağ, nehir, çöl, su kanalları gibi yerler

g) Zamana ait ifadeler ve çeşitli takvimlere ait zaman ifadelerinin bir arada bulunması

h) Av ve avcılık terimleri ile düğün, altın kabak vb. törenler.

Aşağıda ise Şecere-i Harezmşâhî (101a-200b) ‘de kırmızı mürekkeple yazılan bölüm başlıkları sıralanmıştır:

1. Şehzāde Maģmūd mülkidin ayrılıp Merv üçün Buĥarāġa kélgeni Şāh Murād Velí-ni‘amíniŋ tutsaķıġa tüşüp tedbír bile ķutulġanı ve Ĥˇārezmġa kélip

(32)

17

‘Avaż İnaķnıŋ şefķatidin ĥoş-ģāl bolġanı ve anıŋ ba‘żı ģālātınıŋ beyānı (102b/12,13,14)

2. Töre Ŝūfíniŋ Araldın kélip Manķıtnı alġanı umerā-yı Ĥˇārezm leşker bile anıŋ üstige barġanı Muģammed Niyāznıŋ ve Devlet Yārnıŋ ķatıġa kirip ķırılġanı İltüzer Ĥān Manķıt üstige barıp Töre Ŝūfí anıŋ bile ŝulģ ķılġanı (103b/15,16,17)

3. ‘Avażnı İnaķnıŋ (16) teźkire-i ŝıfatı ve vāķı‘a-ı vefātı (105b/16, 17) 4. yettilenci bāb İltüzer Ĥānnıŋ aģvālātı ve salšanatınıŋ beyānıda (106b/16,17) 5. evvelġı vāķı‘a İltüzer Ĥān Ķaraķalpaķıyye mu‘ānidleriniŋ cem‘iyyetleriġa türk-tāzlıķ bile tefriķa salġanı (108b/14, 15)

6. ékkilenci vāķı‘a İltüzer Ĥānnıŋ Ĥˇāce éli üstige barġanı (109b/9,10) 7. İltüzer Ĥānnıŋ inaķ bolġanı (111a/3)

8. Yemreniŋ muhālefet étkeni İltüzer Ĥān leşker bile alarnıŋ üstige kétkeni ve barıp alarnı muģāŝara-ı tengnā tutġanı alar ‘āciz kélip Muģammed Raģím Ĥānnıŋ dāmen-i ģimāyetiġa çeng urup helāketdin ķutulġanı (111b/15,16,17)

9. ŝādırātı kim Yemreli fetģidin soŋ ŝudūr tapdı anıŋ beyānı (114b/2, 3) 10. Yomut ve Yemreliniŋ muĥālefet yolıġa kirkeni İltüzer Ĥān alar bile uruş étip memleketdin çıķarıp yibergeni (115b/6, 7)

11. İltüzer Ĥānnıŋ ĥān bolġanı (124b/9,10) 12. Körünüş-ĥāne bināsınıŋ itmāmı (124b/3)

13. İltüzer Ĥānnıŋ Aral üstige barġanı ve Ĥˇāce éliniŋ fetĥ bolġanı ĥān mūmā-ileyh Ķoŋratġa barıp Töre Sūfí bile uruşup şikest bérgeni Töre Ŝūfí Ķoŋrat ķal‘asıġa kirip ķamalġanı ĥān bir néçe kün ķamap yatıp ķaytġanı (125b/4,5,6,7)

(33)

18

14 İltüzer Ĥānnıŋ ékkilençi mertebe Aral üstige barıp fetģ ķılġanı (129b/7,8) 15. Yomutnıŋ ķaytıp kélgeni (132a/3,4)

16. Emír Ģaydar bile İltüzer Ĥānnıŋ aralarıġa nizā‘ ve muĥālefet tüşkeni emr-i ‘ālí bile Buĥārā türk-tāzıġa efvāc yetüşkeni (132a/12,13)

17. Ata Niyāz Begniŋ Buĥārādın kélip çapavul urġanı ‘Abdu’l-lah Serdār Buĥārāġa barıp Tārābnı tārāc étkeni Buĥārā leşkeriniŋ bezirgānġa kélip İltüzer Ĥānnıŋ atlanġan ĥaberin işitip şikest tapıp kétkeni (132b/2,3,4)

18. İltüzer Ĥān Töre Ŝūfíni yurtdın çıķarġanı ve Ŝūfí meźkūr ġurbet-i bādiyeleride ser-gerdān bolup Buĥārāġa barġanı (134b/8,9)

19. Buĥārā leşkeriniŋ ékkilençi mertebe Ĥˇārezmġa kélip uruş étkeni Uyġur ĥanlınıŋ bí-vefālıġıdın Ĥˇārezm leşkeri şikest tapıp İltüzer Ĥˇān fenā baģrıġa kétkeni (135a/9,10)

20. sekkizlençi bāb Muģammed Raģím Ĥān Evvelniŋ ba‘żı ģāleti ve salšanatı beyānıda (139b/2,3)

21. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ inaķ bolġanı (140a/2)

22. Béş-ķal‘a Özbeki yav bolup Ĥıvaķ ešrāfın çapġanı ve bahādırlar bile uruşup şikest tapġanı (140b/6,7)

23. Ķutluķ Murād İnaķnıŋ Buĥārādın kélgeni Muģammed Raģím Ĥān İnaķlıķnı ol ģażretġa bérip özleri ĥān bolġanı (140b/16, 17)

24. Muģammed Rıżā Begniŋ muĥālefet šaríķı bile Yomut arasıġa barġanı (141b/6,7)

25. Muģammed Rıżā Bégniŋ Ķıpçaķġa barıp yav bolġanı Ķutluķ Murād İnaķ barıp ol ķal‘anı muģāŝara ķılġanı (142a/9,10)

(34)

19

26. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ Ķıpçaķ üstige barġanı Muģammed Niyāz Atalıķ ve Muģammed Niyāz Bégniŋ Rıżā Bég bile muvāfaķatı zāhir bolup ol ékki müfsid Kıpçaķ ķal‘asıġa kirip fesād ve fitne ebvābı açılġanı (142b/16, 17), (143a/1,2)

27. Muģammed Rıżā Bég Ķıpçaķdın çıķıp Gürlenni leşker-gāh ķılġanı Ķutluķ Murād İnaķ leşker bile anıŋ üstige barġanı (144a/4,5,6)

28. Muģammed Raģím Ĥān cülūslarınıŋ ékkilençisi yılınıŋ vāķı‘atı (144a/17) 29. Muģammed Rıżā Bégniŋ mekr yüzidin ŝulģ bile dergāh-ı ĥāķaní mülāzemetiġa yetkeni nifāķí şāmetídinetbā‘ı bile ‘adem mülkige kétkeni (145b/3,4) 30. Ķutluķ Murād İnaķ Yaŋı-deryā Ķaraķalpaķıġa şeb-ĥūn urġanı (146b/1,2) 31. Muģammed Raģím Bahādır Ĥānnıŋ şikār irādesi bile çıķıp vilāyet seyridin étkeni (146b/16,17)

32. Muģammed Raģím Bahādır Ĥān cülūslarınıŋ üçlençi yılınıŋ vāķı‘ātı 149b/16

33. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ ékkilençi mertebe Çavdur üstige yörüş étkeni Çavdurlar ķaçıp Ķoŋrat ķurġanıġa kirkeni (150b/11,12,13)

34. Muģammed Raģím Bahādır Ĥān barıp Ģasan Bay élini muģāŝara ķılġanı alar çıķıp muší‘ bolġanı andın Ķoŋrat üstige barġanı mu‘ānidler uruşup hezímet tapıp ķal‘aġa kirip ķamalġanı (152b/2,3,4)

35. Muģammed Raģím Ĥān cülūslarınıŋ törtlençisi yılınıŋ vāķı‘ātı (154b/8) 36. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ ékkilençi Aral šarafıġa yürgeni Çumanay ve Çaŋlı-Basunı baġlatıp Ķutluķ Murād İnaķnı bendlerni muģāfažatı üçün ķoyup ķaytġanı (156a/10,11,12)

(35)

20

37. İş Muģammed Bég ve Süyün Biy Ķurbān Bégni ve Süyri Biyniŋ ģışmlarıġa çapavul urup biylerni ķatl étkeni andın soŋ Ĥıtāynı çapıp Muģammed Ķulı Biyniŋ leşkeridin hezímet tapıp kétkeni (158a/13,14,15)

38. Muģammed Raģím Ĥān cülūslarınıŋ béşlençi yılınıŋ vāķı‘ātı (159b/2) 39. Seyyid Nažar Bégni ķatl étilgeni Ay Mirzā Biy Ķaraķalpaķın zebūn étkeni (159b/16,17)

40. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ üçlençi def‘a Aral üstige barıp Töre Ŝūfí bile uruşġanı (160b/8)

41. evvelġı uruşnıŋ beyānı (162a/2) 42. ékkilençi uruşnıŋ dāstānı (162b/7) 43. üçlençi uruşnıŋ vāķı‘atı (163b/1)

44. Şor Köl ķal‘asınıŋ Ĥān ģażretleri fetģ étip élin köçürgenleri (164a/5,6) 54. törtlençi uruşnıŋ ģādiśātı 164b/7

55. Töre Ŝūfí memleketniŋ üç šarafıge leşker yibergeni ol cümledin İş Muģammed Gürlenge kélgeni Ķutluķ Murād İnaķ barıp uruşup şikest bérgeni ve Çavdur çerigige revān ehlidin hezímet tapġanı (165a/11,12)

56. Bég hem anıŋ izidin kétkeni (170a/1) 57. Çavdur ve çeriginiŋ vāķı‘ası (170b/12) 58. üçlençi çerigniŋ ģādiśesi (171a/14)

59. Çavdurnıŋ Araldın köçüp kélgeni (171b/14)

60. Teke mu‘ānidleri Hezāresb ešrāfın tārāc étip kétkeni Ķalender Pervāneçi izleridin yetip barça ķırıp mürāca‘at étkeni (172a/12,13)

(36)

21

61. Muģammed Raģím Bahādır Ĥānnıŋ yaŋı deryā tesĥíriġa ‘āzim bolġanı ol deryā āhālísiniŋ cemi‘yyetleri bozulġanı Urun Biy bile İş Cānnıŋ ıšā‘at étkeni özge biylerniŋ serkeşlik étip téngiz suyıġa kétkeni (173b/7,8,9,10)

62. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ téngiz ŝuyıġa barġanı biyler çıķıp muší‘ bolup ĥānnıŋ Ĥıvaķġa ķaytġanı (178b/16, 17)

63. Muģammed Raģím Ĥānnıŋ altılançı yılınıŋ vāķı‘ātı (182b/8)

64. Ķoŋrat mu‘ānidleri Maķaš Biy éliġa çapavul urup şikest tapġanı Ķaķa Serdār Esterābādnı çapġanı ĥān ģażretleriniŋ Hezārasbġa barġanları nıŋ dāstānı Töre Ŝūfíniŋ ba‘żı ģālātınıŋ beyānı (183b/9, 10, 11)

65. Muģammed Raģím Bahādır Ĥānnıŋ törtlençi mertebede Aral üstige barıp fetģ ķılġanı (186b/12,13)

66. ŝādırātıkim ĥān ģażretleri Ĥıvaķġa kélgendin soŋ ŝudūr taptı (199b/12)

1.6. METNİN KURULUŞU

Şecere-i Ĥˇārezm-şāhí [101b-200a], (Giriş, Transkripsiyonlu Metin, Dil-Yazım Özellikleri, Dizin-Sözlük) adını taşıyan çalışmanın oluşum aşamasına bakıldığında:

a) Metinde Arapça ve Farsça ibareler, ayet ve hadisler, Arap harfli orijinal şekliyle aktarıldı. Metnin sonunda ise bu kısımlar ekte sunulmuştur.

b) Nüshadaki müstensih kaynaklı yazım hataları, eksik, fazla harf kullanımı vb. dipnotta gösterildi.

c) Arapça ve Farsça kelimeler Türkçenin sesletimine uygun olarak çevrildi. Türkçe kelimelerde ünsüz uyumuna dikkat edildi.

(37)

22

ç) “Ve” bağlacı şiir parçalarında “u,ü,vü” şeklinde; düzyazıda ise eşit, zıt ve yakın anlamlı kelimeler “u, ü, vü” şeklinde gösterilmiştir.

d) Arapça ve Farsça tamlamaların, Farsça birleşik sıfatlar arasına kısa çizgi konmuştur. Özel isimler ve yer adlarında kısa çizgi kullanımı tercih edilmedi. leşker-gāh (102a/11); devlet-ĥˇāhlar (110b/14); yeke-tāz-ı meydan-ı şemātet ve gerden-efrāz-ı giríbān-ı veķāģat érdi (113a/16); rū-be-rū (117a/4).

e) Şiir parçaları, düzyazı kısmından ayrılarak beyit şeklinde alt alta yazıldı. f) Metinde bazı yerlerde geçen sözcüğe bitişik yazılan bağlaçlar, metinde ayrı yazılmıştır.

g) İzafet kesresine sadık kalınarak metinde izafet kesresinin kullanım kuralı uygulanmıştır: a‘dā-yı devlet تلود ءادعا (136a/17); āvāze-i mehābet تباهم ٔ هزاوآ (129b/17); ķażā-yı yezdān نادزی یاضق (170a/5).

ğ) Metnin kuruluşunda noktalama işaretleri kullanılmıştır. Bunda temel amaç, hem metni kurarken kontrol ederek metnin olabildiğince doğru okunuşunu sağlamak; hem de okuyucunun metni daha kolay anlamasına yardımcı olmaktır.

Çalışmanın önemli bir kısmını oluşturan Dizin-Sözlük kısmında ise tüm kelimelerin dizinde gösterilmesine gayret edildi, anlamları verildi. Dizinin ek sıralaması, Reşit Rahmeti Arat’ın Kutadgu Bilig dizininde uygulanan ek sıralaması örnek alınarak hazırlandı. Bunun dışında dizinde izlenen yöntemler şunlardır:

a) Alıntı kelimelerin kökeni (<) işaretinden sonra belirtildi. Türkçe kelimelerde ise herhangi bir işaret kullanılmadı.

b) Birden fazla yerde geçen ya da ikili yazımı olan kelimelerde ayrıca (→) işaretiyle, geçtiği yer ya da şekle göndermede bulunuldu.

(38)

23 m.+ idin 125a/8

muķaddeme<Ar. Önde; önde giden, öncü→ muķaddem m.-i leşker 162a/3

m.-i leşker ét- 188a/15 m.-i leşker ķıl- 113b/4 m.-i sipāh 120a/14 m.-i sipāh érdiler 180b/3 m.+ niŋ 108a/2

otlaġ Otlamak→ otlaķ

o. 109b/13, 132a/5, 152a/5, 183b/14, 186b/17, 197a/5 o.+ ġa 148a/2

c) Sesteş kelimeler farklı madde başı olarak alınıp numaralandırıldı: barmaķ (I) Parmak, tutma organı

b.+ ıġa 125a/1 b.+ larıġa 141b/1

barmaķ (II) Varma, gitme, ulaşma b. üçün 168a/6

b.+ nıŋ 160a/14 b.+ nı 150a/2

d) Birleşik fiiller dizinde gösterildi:

baŝāyir <Ar. İbretli görünüşler, deliller, ibretler b. bol- 106b/17

başar - Başarmak, sonuca ulaşmak→başķar- b.- a al- (iş b.)155a/8

(39)

24

e) Arapça ve Farsça tamlamaların dizinde daha iyi anlaşılması için tamlamalar parantez içerisinde gösterildi. Bununla birlikte, son çekim edatları da dizinde gösterildi:

(40)

25

İKİNCİ BÖLÜM

2. METİN

[101a] […] ‘Avaż İnaķ bu ĥaberni éşitip ‘Avaż Mírāb’nı (3) anıŋ emvālınıŋ żabšı

üçün Ĥˇāce Éli’ge yiberdi. ‘Avaż Mírāb barıp her kimde (4) Yaĥşılıķ Biy’niŋ mālı bolsa tapdurup alıp anıŋ evlād u ‘ıyālını emvālı bile Ĥıvaķ’ġa (5) kéltürdi. Bu vāķı‘adın henūz ékki ay ötmey Aral’da Töre Ŝūfí Çaķan’nıŋ ġāfil u kāhillıķıdın (6) āgāh bolup bir aķşam ékki yüz kişi bile kélip Ĥˇāce Éli’niŋ ķal‘asıġa kirdi. Ol (7) aķşam çıķan fāģişe ĥatunlar bile bezm tüzüp ġaflet cāmıdın mest érdi. Ġavġanı (8) éşidip serāsíme bolup cān ģavlıdın libāsın hem kéye almay yalanġaç ķal‘adın taşlap ķaçtı. (9) Anıŋ uluġ oġlı ‘Aydaķ kim yaĥşıġına bahādır yigit érdi. Mu‘ānidler bile uruşup şehíd (10) boldı. Öteķulı Atalıķ ve Pírim Yār ve Raģmanķulı Atalıķ ve Nūrman ibn Çaķan, aķa inileri bile (11) ķaçıp çıķdılar. Mūnis aytur nažm:

Emírí kim bolur ser-mest-i ġaflet Ķılur andın vedā‘ iķbāl-i devlet

(12) Barıp a‘dāsıġa mülk-i diyārí Olar yāĥūd bular her yan firārí

Bes Töre Ŝūfí (13) ol memleketke mutaŝarrıf bolup Ĥˇāce Éli ekābiridin ‘Avażbérdi Atalıķ’nı kim Ķoŋrat (14) Ķara Nevrūz bile ol eśnāda ‘Avaż İnaķ’nıŋ fermānı bile ba‘żı mühimmāt üçün yavuķda barıp (15) érdi, tutup şehíd étdi ve Raģímbérdi Atalıķ başlık, Ĥˇāce Éli’niŋ ba‘żı ekābirlerin (16) Ķoŋrat’ġa köçürüp yiberdi ve Ķulap cemā‘asın ķuvvetlentürüp ķal‘anıŋ ģükūmetin Dōsim (17) Biy’ge tapşurdı. Çaķan Atalıķ ķaçıp Ĥıvaķ’ġa kéldi. ‘Avaż İnaķ, Ĥāŝŝa Ķuşbégi’ni uluġ leşker bile [101b] (1) Ĥˇāce Éli üstige yiberdi. Ķuşbégi, Aķķum’da deryā kenārıġa tüşüp Velí Atalıķ ve

(41)

26

(2) ‘İnāyetu’l-lāh İnaķ ve Şāh Polad Fermāneçilerni miŋ kişi bile ilgeri yiberip özi tevaķķuf (3) étdi, tā kim leşker cem‘ bolġaylar. Ādā-yı meźkūr sür’at bile yörüp Keneges Ķal’ası’da Şāh Polad (4) Fermāneçi’ni uġraķ bile ķoyup Velí Atalıķ ve ‘İnāyetu’l-lāh İnaķ yetti yüz kişi bile ötüp Yaŋıyaf’da (5) turup Ĥˇāce Éli ešrāfıġa çapavul yiberdiler. İttifāķā ol kün Töre Ŝūfí, Ĥˇāce Éli’niŋ (6) atlı ve piyādesi bile çıķıp Yaŋıyaf ayaķı Mizdehķan ešrāfınıŋ buġdayın aldurur érdi. (7) Bu ģāldın āgāh bolup yanıdaġı yıġın bile Béştam Ķırı’nıŋ ķıble šarafıdın yörüp Velí Atalıķ (8) ve ‘İnāyetu’l-lāh İnaķ’nıŋ leşkeri izidin yetip alar ĥaber-dār bolġunça nāgihāndın aralaşıp (9) ķatl ķıla bérdiler. Ol vaķtda ol ékki emírniŋ yanlarıda üç yüzdin ziyāde kişi yoķ érdi. (10) Mūnis aytur meśneví:

Kerekdür sipeh-büdġa hūşyārlıġ

Sipeh ģāletidin ĥaber-dārlıġ

Ķaravul (11) yibermek cevānibġa çüst Körünmey yav étmek yaraġın dürüst Ki köpdür ki düşmenler eylep (12) kemín Urupdur besā ĥaylġa tíġ-i kín

Kemíndin besā düşmen zír-dest Béripdür uluġ (13) şāhlarġa şikest Besā şāh-ı bí-ĥazm u bí-iģtiyāš Tapıpdur žafer evcidin inĥišāš

Besā leşker-i (14) iģtiyāš-ı āşinā Kemín-gāh-ı düşmendin olmuş rehā

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu sebeple bu çalışmada, eğitim bütünlüğü içinde insan gelişimine çok önemli katkıları olan öğretmenlerin mesleki ve kişisel niteliklerini tespit etmek ve

As a result, pertussis is a rare cause of secondary CNS, therefore edema or proteinuria, which can be detected in infants who are followed due to pertussis, should be stimu- lating

Herein, we report the case of a 27-year-old man who presented with symptoms of acute appendicitis and diagnosed to have approximately 30 cm-long small bowel

Özellikle gelenek içerisinde büyüklüğü kabul edilen şairlerin ve âşıkların şiirlerine benzek denilen nazireler yazılmış veya söylenmiştir.Divan edebiyatının

Frekansa bağlı olarak gözlemlenen bu durumun baĢlıca sebepleri metal kontaklar ile yarıiletken malzeme arasındaki seri direncin kapasitansı etkilemesi, yasak enerji aralığı

Prostatic urethral lift: two year results after treatment for lower urinary tract symptoms secondary to benign prostatic hyperplasia. Martin DJ,

When words or word groups are analyzed in a sentence using phrase structure, clues can be got about the text.. Using word phrases and their meanings help to make

In the experimental group lessons in the field of genetic engineering and biotechnology were conducted, in which pupils were taught cognitive skills such as drawing graphs,