• Sonuç bulunamadı

Fatih Sultan Mehmet:Soğuk su Halicindeki Türk gemileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fatih Sultan Mehmet:Soğuk su Halicindeki Türk gemileri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

d Kasım

*~r

| Fatih Sultan Mehmet

Yazan: Midhat Cemal Kuntay

-%

Fatihin karadan yürüttüğü kadirgalardan hiri — 39 —

Soğuk

SU

Halicinde Türk

gemileri

Harp edenlerin arasında me­ safenin kalktığı korkunç andı. Gemilerindeki Türk ve Rum as­ kerleri, artık, ok menzilinde harp etmiyorlardı, birbirlerine çok yakm olarak cenk ediyor­ lardı. Türkler yakından kulla­ nılan silâhlarla mücehhez o- lara, düşman gemilerini aşa­ ğılarından tutuşturup yakmıya, küpeştelerini kargılarla, balta­ larla vurarak kırmıya ve; ge­ milerin üstüne sıçrayıp demir­ lerine ve halatlarina asılarak düşman sefinelerine girmiye uğ Taşıyorlardı. Bir takımı da okla uzun kargı ile, mızrakla öldürü­ yorlardı.

Fakat bu korkunç hamle, üç İtalyan gemisinin hakkından gelemiyerdu. Çünkü Rumların zırhlı askerleri mutadlarm üs­ tünde bir şecaatle cenk ediyor­

lardı Ağır taşlarla, su dolu testileri, varilleri, makaralarla, yukarı çekiyorlar, sonra hesap­ la aşağıya bırakıyorlardı, ve;

aşağıya koyuverilen maddeler, hem Tüı klerin gemileri tutuş - turmak için kullandıkları ateş­ leri söndürüyor; hem kendile­ rini denizde boğulmak âkibeti- ne sürüklüyordu. Düşman as - kerleri. bir taraftan mızraklar­ la, şişlerle kendilerini müda - faa ederlerken; bir taraftan da, gemilerine tırnıanmıya uğra - şanların ellerini balta’ arla ke­ siyorlar, başlarını tokmaklarla, topuzlarla kırıyorlardı.

Bir hareket mahşeridir, bir ses tufanıdir gidiyordu. Her iki taraf, kendi askerlerini gayre­ tin son noktasına çıkarmak i- çin, hareketin her türlüsüne sesin her perdesi karışıyordu.. Vuranlar vurulanlarla, kakan­ lar kakılanlarla, düşürenler dü­ şenlerle karmakarışıktı; bu kı­ yametten sayısız sesler yükseli­ yordu; sayha, nâra, feryad, i - nilti, figan, küfür, meydan oku ma halinde sesler.

Gemilerdeki Türk askeri çok­ tu; yaralı düşenlerin, ölenle - rin yerleri boş kalmıyordu. Ve Türkierin harp saflarında açı - lan delikler, yerlerine çok ça - buk konulan dinç askerlerle ka patılıyordu. İtalyan gemilerin- de bulunanlar, sebatta, cesaret­ te. müdafaada vâkiâ büyük gay retler gösteriyorlardı; fakat, Türkierin, kendilerine üstün o- lan kuvvetlerinin karşısında yeis anları geçiriyorlaı, harp hattini bırakıp kaçmak meyil­ leri gösteriyorlardı. Derken, bir den bir lodos rüzgârı çıkıyor, İtalyan gemilerinin yelkenleri­ ni dolduruyor, ve gemiler kuv­ vetle ileriye yürüyor, Türk ge- miler’ııe cenğe devam imkânı kalmıyordu ve, İtalyan gemici­ leri limanın ağzını tutarak, ge­ mileri, orada bulunan Rum ge- mllerilc birleşiyordu.

Türk gemileri düşman gemi­ lerini kovalayamamışlar, arka­ da kalmıştılar.

Bu felâketin bilânçosu şudur: Üç İtalyan gemisinde bulu - nanlann yirmi ikisi öldürül-

yarısı yaralanmıştı.

Türk gemilerinde, öldürülen­ ler yüzden, yaralananlar otuz­ dan fazlaydı.

Deniz harbini en kuvvetli renklerde gösteren «Kritovulos» yukarıdaki tasvirinin padişaha taallûk eden noktasında, deni­ ze sürülen at sahnesini hiç söylemez; ve bu edebiyata h a ­ kikati tercih ederek, vakayı, vukubulduğu mikdarda yazar*

Padişah, bu sırada, sahilde at üstündeydi. Harbin bütün saf­ halarım dikketle takip ediyor, ve, neticesini bekliyordu. Do - banmasının mutlaka galip ge­ leceğine, ve düşman gemileri - nin içindekilerle zapt edilerek huzuruna getirileceğimle inana rak rahatti. Vakiâ, harbin ce­ reyan tarzı, ümidini vakalaştı- racak gibiydi. Fakat birdenbire çıkan lodos rüzgârı, düşman gemilerinin kurtulmasına im­ kân verdi. Ve padişah, melal içinde kaldı, atına sükût ve sü­ kûnetle vurdu, sahilden ayrıldı. Bu hiç beklenmedik netice Runüaıa bir paıça şecaat ve birçok ümid vesilesi oldu. Fakat bu ümidler az sürdü: Hâdisenin cereyan tarzı uzun ümide im - kân bırakmadı.

«Kritovulos», bu hâdiseleri, Fatih’e takdim ettiği tarihinde nasıl olur da şu tarzda sayar, şaşılacak şeydir:

Yenilmek, esir düşmek, öldü­ rülmek, malları yağma edilmek, çöcukların ve kadınların ırzla­ rına geçilmek gibi felâketler, Rumların başları üzerinde do­ laşıyordu.

hizatı da yerli yerinde bulunu­ yordu. Gemiler, yürütülürken, sanki denizdeymişler gibi, yel­ kenlerini açmışlar, çekecekler - miş gibi kürekleri ellerile tut- duşlardı. Kumandanları da gü­ vertede, direkler etrafında, ö- teye beriye koşuyorlar, ıslık ça­ lıyorlar, haykırıyorlar, kürekçi­ leri kırbaçlıyorlar, gayretlerini uyandırıyorlardı. Kaptanlar ve tayfalar neşe içindeydiler. Ka - rada yürüyen bu gemilerin yel­ kenlerini, denizde yüzen gemi­ lerin yelkenleri gibi, rüzgâr şi­ şiriyordu. İşte yokuştan tepeye çıkış, ve yokuştan limana iniş böyle oldu. Limana gelir gel­ mez, büyük bir gürültü ile yel­ kenler indirildi. Galatadan az mesafede olan Soğuk Su Hali­ cine (3) orta hacimde altmış yedi parça gemi sokuldu.

Bu gemileri gören İstanbul Rumları şaştılar. Onlar kadar şaşan «Kritovulos», yazdığı şu şartlar, hâdiseyle mütenasip o- lan bir hayretin çok güze] bir ifadesidir! Bu, görmlyehlerin, işitmekle inanamıyacaklaıı bir temaşa idi.

Eski İran Şahı « Alıosor » <Xerxes’in) Aynoroz dağından açtığı kanaldan daha garipti . . . : Doğrusunu söylemek istersek Sultan Mehmed’in gözlerimizin önünde duran ve evvelki gün meydana getirdiği harika, «Ker­

mes» hakkındaki rivayeti ger - çekleştiriyor. Padişahın bu va­ kası olmasaydı, Aynoroz kana­ lını açan hakkındaki rivayet bir masal olurdu.

«Kritovulos», bu satırlardan sonra, karadan Haliç denizine gemilerin geçmesini, başka ta­ rihçilerden ayrılan hususiyet­ lerle, şu yolda anlatır:

Padişah limanın zaptını, ve gemilerine Halicin açılmasını, ve şehrin o taraftan da dövü - lüp sıkıştırılmasını, fetih için bir çare olarak düşündü. O za­ mana kadarki tedbirleri ve tec­ rübeleri gemilerini, Halice zor­ la sokmak imkânını vermemişti Münhasıran kendine mahsus o- lan dircyetile yeni bir tedbir buldu, ve netice yİ aldı. Bulduğu tedbir şuydu: Donanmasının başmdakilere emir verdi:

— Gemileri karadan Halice geçireceksiniz. Dış denizden (yani Beşiktaş sahilinden (D ) iç denize (yani limana) kadar bir yol açacaksınız, bu yolu kızaklarla döşeyeceksiniz.

(Arkaat Var)

(1) «Kritovulos» un tarihini terceme eden Karolidi Efendi, buraya şu notu koyar: «Me­ tindeki ismi Diplou Kiııos» olup «Çifte direk» mânasını ifade eder.

(2) 1512 metredir. -Miiter -

cim-(3) Bugün Tersanenin olduğu mahaldir.

-Mütercim-Bu iki denizin arasındaki me- safe takriben şeniz istadyon (2) dur. Bunun yarısı yani tepenin ucuna kadar olan yer yokuştur.. ve Haliçin içine kadar olan yer iniştir. Kullanılan amele o ka­ dar çoktu ki, yol az zamanda

yapıldı. Ve padişah emir verdi, gemiler yolun üzerinde yürütül­ düler. Gemilerin altlarına bü - yük mertekler, ve iki yanlarma kazıklar konularak halatlarla sımsıkı bağlandılar. Gemilerin müvazenesi böyle sağlanıldı, Dirsek yerleri kayıştan urgan­ larla çevriltildi. Padişah ikinci bir emir verdi:

— Gemileri yürütün!

Asker, büyük heyecanla iple­ re, makaralara yapıştılar. Ge­ miler yürüyordu! Karada yürü­ yen gemilerin acayipliğini, ikin cl bir şey büsbütün arttırıyor­ du: Mürettebat, denizde olduğu gibi, karada da gemilerin iç in ­ deydi Yelkenleri ve biitün tec»

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmanın amacı: bir sosyal pazarlama aracı olarak sigara bırakma kamu spotlarına yönelik bilişsel tutum, duygusal tutum ve etiksel algıların, sigara

Bir sanat eseri için farklı dönemde farklı yorumların yapılması, sanatın içinde bulunduğu dönemdeki sosyal yapıyla da doğru orantılı olarak değişmektedir.. Sosyolojik

hakkında silahla tehdit suçunu işlediği iddiasıyla yargılama yapılmış, yapılan yargılama sonucunda çocuk hakkında 2 YIL HAPİS CEZASI verilmiş, verilen

Tüketicilerin spor merkezi seçiminde, pazarlama karması elemanları ile ilgili faktörlerin, katılımcıların gelir durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığına

Özdemir [17] tarafından Gobio gymnostethus türünün üreme ve büyüme biyolojisi üzerine yürütülen çalışmada bu türün Melendiz Nehri’nde dağılım gösteren

Bu tez çalışmasında elektrik ve manyetik özellikleriyle birlikte bir çok yönden incelenen fakat dinamik faz geçişleri bakımından üzerinde hiçbir çalışma

explain the different dynamics behavior of tumor cells such as tumor dormant state, tumor remission and uncon- trolled tumor

Vakıf Kültür Varlıklarını Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi (KURAM) kapsamında üniversitenin akademik araştırma ve öğretim ihtiyaçlarının giderilmesi ve