• Sonuç bulunamadı

Hayatta muvaffak olmuş adamlarımızdan:fabrikatör Rıza Rit

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hayatta muvaffak olmuş adamlarımızdan:fabrikatör Rıza Rit"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H

ENÜZ okul sıralarında iken, rüyalarını görerek, tahayyül ettiği i bir fabrikatör) olmak gayesine, beş para sermayesiz ve hiçbir taraftan küçücük bir mü­ zaheret görmeden, yalnız kendi zekâ ve gayretiyle ulaşhıağa mu­ vaffak olan, nadir iş adamları­ mızdan biri de Tevfik Rit’dir.

Onu dinlerken; bu memlekette de; hiçbir dayı, amca desteğine ihtiyaç olmadan, sırf yılmak bil­ mez ve dürüst bir çalışma ile her gencin idealine kavuşma imkânı­ na malik olduğu, güzelce anlaşı­ lıyor.

— Galatadaki Avusturya Sen Georg mektebinin ticaret kısmın­ dan mezun olduğum gün, on pa­ ram yoktu. Fakat içimde, t hat­ tâ bu mektebe girmeme de saik olan - büyük bir fabrikatör ol­ mak sevdası vardı. Amma, nasıl olabilirdim? Kendi kendime: (iş­ te mektebi bitirdin. Hayata atıl­ mak zainanı geldi. Hiç kimseden bir medet ummadan, ne yapacak­ san, yap bakalım!) diye, düşün­ meğe başladım: Elimdeki yegâne sermaye mektepte edindiğim bil­ gi ile iki. dil, yâni Almanca ve Fransızca' idi.

Bununla herhangi bir ecnebi şirkette veya bankada belki bir iş tutabilirdim. Fakat, ne paha­ sına olursa olsun emir kulu ol­ mak istemiyor, taştan bile çıkar­ mak lâzım gelse, ekmeğimi mut­ laka serbest sahada, kendi sâyim- le kazanmak ve neticede beheme­ hal bir fabrika kuirmâk istiyor­ dum.

Bu fikrimi, belki alay mevzuu olur diye de, en yakınlarıma bile açamıyordum. Mektepten çıkar çıkmaz, bir memuriyetle kapılan­ manın âdet, hattâ moda olduğu bir devirde, benim tasavvurum, deliliğime hamledilebilirdi.

Fakat, akıllı olduğuma, kendi kendimi de inandırmak için ne yapmalı, nasıl işe başlamalı idim ?

Tuttum, evvelâ piyasaya nüfuz edebilmek için, Bahçekapıda Tür­ kiye hanında, küçücük bir odaya sığındım. Ondan sonra, elime ge­ çirdiğim muhtelif katalogları ka­ rıştırarak, çıkardığım bir sürü ecnebi firmaları adreslerine mek­ tuplar yazdım. Bunlardan Türki­ ye mümessilliklerini istiyordum. Fakat,, acaba esasen mümessillik­ leri var mı, yok mu, bilmiyordum. Bunu öğrenmek de kolay değildi. Bu sebeple, yaptığım iş bir nevi piyangoya benziyordu. Kısmetim­ de varsa, çıkar, diyordum. İlk yazdığım yirmi mektubun on do­

«— Efendim, herşeyin bir püf noktası var; herşeydeı küçük bir

hususiyet gözönünde tutuldu mu mesele tamamdır!

'„HAYATTA MUVAFFAK OLMUŞ ADAMLARIMIZ

Fabrikatör Kıza Rit

... ... ...— ... ... ... — N

Beş parasız bir fikr-i sâbit’teıı ve Türkiye ha­

nındaki küçük bir odadan bugün büyük bir

fabrika ve mühim bir servet meydana gelmiş

bulunuyor. «Azm in ve iradenin elinden birşey kurtulmaz» düsturuna bir parlak misal daha...

- ■ ■ ■ ■

Konuşan : K A N D E M İR

kuzu cevapsız kaldı. Yalnız biri, Almanyadaki Fronberge çorap fabrikası, cevap verdi.

Oooh... Hele şükür, geniş bir nefes almıştım, amma, şimdi, bu fabrikanın mümessili sıfatiyle, ço­ raplarını sürmek lâzımdı.

Halbuki, çorabın hep dışarıdan geldiği o devirde, çoktan piya­ sayı tutmuş bir sürü tanınmış firmalar1 vardı. Buna rağmen yıl­ madan çalıştım. Kapı kapı dola­ şır, çoraplarımı methede ede müşteri bulurdum.

İşte bu Sırada, yazmakta oldu­ ğum diğer mektuplardan birine daha cevap geldi. Bu da Viyana- daki meşhur Heller çikolata ve bonbon fabrikası idi. Hatırlarsı­ nız, o tarihlerde, bizde henüz çi­ kolata sanayii yok gibiydi. Bu da hariçten geliyordu.

İşte böylece, başladık bir taraf­ tan kadın çorabı, bir yandan bon­ bon ve çikolata alışverişlerine... Tabiî, fabrika mümessili olarak, jhep toptancılarla iş görüyorum. Bir müddet böyle devam ettim.

Halimden memnundum amma, he­ nüz gayeme varamamıştım. Hattâ mümessilliğini almağa muvaffak olduğum meşhur Nestle şirketi bile, beni tatmin etmiyordu. Yal­ nız bu şirket mümessilliğini alın­ ca Ankaraya- gidişim, ora piyasa­ sını yakından tanımama yarayışı bakımından çok iyi oldu.

Ankarada çalışırken, küçüklü- ğümdenberi kafamda yer etmiş olan (fabrika) fikri birdenbire tekrar canlandı. Oraya gitmeden evvel, mümessilliklerini yaptığım fabrikaları ziyaret maksadiyle Avrupada bulunduğum zaman bir çok müesseseler arasında tuvalet sabunu imalâthane ve fabrikaları­ nı da görmüş olduğum için, bir gün kendi kendime: (Her medenî insanın ekmek peynir gibi ihti­ yaçlarından biri olan tuvalet sa­ bunu, bütün iptidaî maddeleri memleketimizde bol bol mevcut olduğu halde, yazık kİ hâlâ dışa­ rıdan geliyor. Neden biz yapmı­ yoruz? Hattâ Avrupamnkilerden daha mükemmelini yapamaz mı­ yız?) diye düşünerek, hemen er­ tesi, günü giriştiğim tetkikler so­ nunda, k a fi kararımı verdim.

Sabunumuzu bile dışarıdan bek­ lemek, çok ağrıma gitmişti.

Derhal İstanbula gittim. Buldu­ ğum kataloğlara göre yeni maki­ neler yaptırmak-için günlerce uğ­ raştım. Perşembepazarmdaki dö­ kümhanelerde, plânlarıma göre, lâzım gelen makine akşamını dök­ türerek, kan ter içinde herşeyi hazırlattım vo. hepsini alarak An­ karaya döndüm, Anafartalar cad­ desinde, ilk tuvalet sabunu i- malâthanesini kurdum. Malın en mükemmelini yapmak azmiyle fa­ aliyete geçtim.

Böylece 1940 senesinde, (Rit) marltasiyle, imalâthanemin ilk mahsulünü piyasaya . çıkardım. Artık, küçük ölçüde de olsa, bir fabrikam. vardı ve burada istedi­ ğim gibi çalışabiliyordum.

İlk zamanlarda ayda 100 - 150 düzine sabun yaptığım halde, pi­ yasaya sürmekte güçlük çekiyor­ dum. Çünkü ecnebi rakipler çok­ tu. Bu rekabeti yenmek için sa­ bunlarımı, l.em piyasada mevcut olanlardan daha çok mükemmel yaptığım hem de daha çok ucuza verdiğim halde, baş vurduğum dükkânlar, almakta nazlanıyor­ lar; (— Ecnebi sabunlar durur­ ken, senin sabununu ne yapalım ?) der gibi, bir türlü kabul etmek .istemiyorlardı.

Ben ise, zaten İşe başlarken bu-

(U avaııu 33. sayfad a)

1 — Başarılarının sırlarım muharririmize büyük bir sadelik ve tevazuiçinde anlatan iş adamı. 2 — Tevfik Rit, fabrikasının bir köşesinde

muharririmiz Kandemire müessesenin çalışma tarzını anlatıyor.

4

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ve günün birinde bir kış bahçesinde gamzenle yüz yüze gelmekten ve dil dile olmaktan.

Öğrencinin yaşı küçükse, giyinme ve soyunma becerilerinin gerektirdiği tutma-çekme gibi hareketleri yapmak için gerekli kas kuvvetine sahip değilse, öğrenciye önce

İçinde Naci Koçer’inde bulunduğu Ospel ve ekibi 2020’de yayınlanan “Impact and prevention of errors in endovascular treatment of unruptured intracranial

Ma’ruzu çâker-i kemineleridir, Islah-ı Medarisi İslamiye Cemi- yeti Hayriyesi’nin taht-ı idaresinde (yönetiminde) bulunan Konya’da kain (bulunan) Sami Bekir Paşa

hoşlanmıyordu: Çişten ve kakadan eşit derecede iğreniyordu. Tertipli bir çocuktu, arabalarını ve oyuncaklarını düzenli bir şekilde dizer, odasını küçük

Kırtasiyeci dükkânı işletmek büyük bestekârımız Adnan Say- gun’un liseyi bitirdikten sonra, musikî mesleğine intisap edin­ ceye kadar değiştirdiği 25

Ordu-merkez köyleri ve ilçe köylerine ait (Ordu, Fatsa, Çatalpınar, Kumru, İkizce’nin köyleri) hiçbir işleme tabii olmamış kırsal içme suyu

Studies have shown that acupuncture therapy can significantly reduce severity of hot flashes and it can improve sleep quality; moderate physical activity can reduce