K ültür
/A Uuultufazz«®'
kuzeninden sert cevap
biliyorum? Çünkü ben Abidin'in kuziniyim! Çırağan sırtlarında oturmadığım gibi, benim kocam İsmail Acar'la hiç tamşmadı ve Abidin Dino'yu ’pek yeteneksiz’ bulmak şöyle dursun, ustası bellemişti, ö t e yandan Abidin, bana değil ama, benim kuzinime gizli değil, aşikar bir şekilde aşıktı: Güzin Dino’ya. İsmail beyin kafasını daha çok karıştırmayalım diyeceğim ama, son bir noktaya da değinmekte yarar var: 'Livaneli ve sayın Yaşar Kemal' (anlaşılan Livaneli'yi 'sayın' bulmuyoruz!), Dino öldüğü zaman 'dünyanın en büyük ressamı öldü' diye yazmışlar. Tam böyle yazdıklarınısanmıyorum. İkisi de 'dünyanın en büyük ressamı' diye bir niteleme kullanmayacak kişiler. Ama elbette tıüyük ressam' demişlerdir. Yanıhyorlarmış! Çünkü 'orta büyüklükte bir ressamın' (bilmem Yaşar Kemal ve Zülfü Livaneli bu ölçüye ne derler?!) Sothebys'de fiyatı 20-30 milyon dolarmış. İsmail Acar'ın döviz kurlarıyla, çarpma-bölme ile de arası pek yok herhalde. 20 milyon dolar dediğin, bugün nereden baksan 13 trilyon T L eder! Bundan geçtim, bir ressamın değerini borsa ölçütüne vuranın, bir ressam olması acıklı olmaktan öte bir durum. Acar'ın resimleri 13 milyar T L bile etmiyor diye, biz onu değersiz sayarsak haksızlık etmiş olmaz mıyız? Ama bakarsınız Kültürazzi İsmail Acar'ın yıldızını parlatmıştır şimdilerde; kendileri gibi kültürsüz birinin yalın kılıç şairler,
ressamlar, yazarlar dünyasına dalıp ortalığı kan revan içinde bıraktığını okuyan televoleciler ona sempati duyup 'borsasını'
yükseltiveriıier!”
T7^eı
K
l \ h
endisine ulaşan içbir bilgi, duyum, söylenti ve dedikoduyu belgelere başvurarak araştırma alışkanlığı olmadığını 23 ve 27 Ocak tarihli 'Kültürazzi'lerden ibretleöğrendiğimiz İsmail Acar, elindeki baltayı öyle taşlara indiriyor ki, taşlar sapasağlam yerinde, ama balta paramparça! Anlaşılan İsmail bey kardeşimiz Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Abidin Dino, Aziz Nesin gibi kişileri Nasrettin Hoca, Keloğlan yahut Temel gibi öykücükleri dilden dile yayılan söylence karakterleri sanıyor. Bunların gerek kendilerinin yazdıkları, gerek başkalarının onlar üzerine kaleme aldıkları belge niteliğindeki eserlerle hiç tanışıklığı olmamış. Olsaydı, Fransa'ya adım atmamış Orhan Kemal'i Paris cafelerinde Fransız sefiri (ne demekse!) ve Abidin Dino ile sohbete oturtur muydu? Meşhedi'ninkini aşan hayal gücünün tanığı olarak Aziz Nesin'i göstermesi buluşturuverdiği bir kurnazlık olabilir ama, Aziz Nesin'le birlikte öte dünyadan yedi düvel gelip tanıklık etse, Orhan Kemal’in Paris anılarına
inanmamız çok güç! Böyle olunca Abidin Dino'nun; bırakın sefirin cafedeki masasına davetsiz oturup içki ısmarlatmayı, Paris'te yaşadığı kırk yılı aşkın süre boyunca (ta Tanşuğ Bleda'nın Türkiye Büyükelçisi olarak Paris'te bulunduğu yıllara kadar), Türkiye Büyükelçiliğindeki davetli olduğu toplantılara bile katılmadığını nereden bilecek! Bunu ona Aziz
RESSAM
İsmail Acar'ın
Abidin Dino ile
ilgili yalan
yanlış
açıklamaları
son
zamanların
sanat dünyasının
en çok konuşulan
konusu oldu. 27
Ocak tarihli
Kültürazzi
köşemizde Acar'ın
son açıklamalarını
yayınlamıştık.
Acar, gönderdiği
yazıda Abidin
Dino'nun
kuzenine aşık
olduğunu ve
kuzeninin
kocasının bu
yüzden Dino'yu hiç sevmediğini yazmıştı. Acar'ın bu
sözlerine Dino'nun gerçek kuzininden bir cevap geldi. Bu
gerçek kuzin kim mi? ünlü felsefeci, edebiyat eleştirmeni ve
denemeci Füsun Akatlı. Acar'ın iddialarına tek tek cevap
veren Akatlı'nın bize gönderdiği metni aynen yayımlıyoruz.
Nesin anlatmamış herhalde.'Sonraki yıllarda(...) Abidin Dino'nun kuzeni ve onu pek yeteneksiz bulan kuzeninin kocasından dinledim...' diyerek anlattığı şeylerin tanığı artık Aziz Nesin değil çok şükür. Öyleyse, bu hatırasını düzeltmeyi de sevabına ben üstleneyim: öncelikle 'kuzenin kocası' nasıl olur? Kuzen erkek değil mi? Neyse, bu İsmail Acar için masum kalan bir bilgisizlik. Varsayalım ki 'kuzininin kocası' demek istemiştir! Çırağan sırtlarında oturan ve Abidin'in gizliden gizliye aşık olduğu böyle
bir kuzin ve onun kocası var olsaydı, bu hikaye 'Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin' dizesini Orhan Kemal'in yazmış olduğuna nasıl kanıt gösterilirdi, bilmiyorum ama; zaten böyle insanlar yok ve hiç olmadılar. Bir yeğeni var, erkek. Yani Abidin'i kıskanan bir kocası yok. Bir akraba hanım varmış, ama hiç evlenmemiş ve İsmail Acar'a hiçbir hikaye anlatamayacak vaziyette: Acar doğmadan önce ölmüş. Ayrıca bu var olan akrabaların hiç biri Çırağan sırtlarında oturmuyor, oturmamış. Nereden mi