• Sonuç bulunamadı

Ayaklarımıza bakalım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ayaklarımıza bakalım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

[ Perşembe musahabeleri]

Ayaklarımıza bakalım

J

---

- r t b U H O Û

Yazan: Selim Sırrı Tarcan

Ayaklarımız, işte ellerimiz kadar işimize yarıyan iki mühim uzuv! Ayaklarımız olmasa ne olurdu, yeri­ mizden kımıldıyamaz, hiç bir yere gidemezdik. B ütün hayatım ızda bizi sırtında taşıyan, dolaştıran, dağları aşıran, sevdiklerimize ulaştıran ayak­ larımız değil midir? Dere tepe iniş yukuş demez, istersek yavaş giden, istersek koşan, bütün arzularımıza m uti birer hizmetkâr olan bu iki uz­ vun bizden bütün bu emeklerine mu­ kabil istediği biraz temizlikten biraz da rahatlıktan başka nedir?

Fakat insanlar pek eski zamanlar- danberi ayaklarını bazan haricî te­ sirlerden korumak bazan de süsleme kaydile çeşid çeşid kılıklar icad etmiş­ lerdir. Bunlar o kadar çok, o kadar mütenevvidir ki yalnız eski Yunanis- tahdan zamanımıza kadar şekilden şekle giren bu ayakkaplarm m bir ta ­ rihi yazilsa hayli istifadeli bir eser meydana gelir. Büyük (Larousse) kamusu bunun tam elli yedi türlü şeklinin resmini yapmış. İnsanlar ayaklarını ne garib cendereler içine sokmuşlar! Ve ayakkabı adı verilen türlü şekillerde kılıflar icad etmişler. Geliniz önce bir kere şu ayağın şek­ lini tedkik edelim:

Her ayakta baş parm ak, ayağın iç kenarının imtidadı istikametinde bulunur. Ve bu baş parm ak ötekiler­ den göze çarpacak kadar ayrıktır. Ayakta dururken ayaklarımızı yan- yana bitiştirecek olsak topuklarımız­ la baş parmaklarımızın kökleri birbi­ rine dokunur, her iki ayağın iç ke­ narlarında bir girinti peyda olur.

Ayağın tulânî mihveri düz bir h a t değildir. Topuktan başlıyarak ayağın ortasına kadar müstakim bir çizgi olarak gider, sonra bir büküntü ile ikinci parm akta biter. Halbuki bu çizgi doğru olsa küçük parm akta bit­ mesi lâzım gelecekti.

Ayak mütehassısı Viyanalı profe­ sör doktor (Brand von Lindaw) 5,700 ayakta tedkikat yapmış ve hepsinin de dulânî mihverini arka kısımda düz ve ön kısımda m ünhani bulmuş. Bu inhina: medenî insanlarda o kadar tabiîleşmiştir ki ne kendileri ne de ayaklarına kap yapan kunduracılar bunun farkında değillerdir. Çocuk­ larda, yalınayak gezen köylülerle vahşî kabilelerde bu tulânî mihver baştan başa dümdüzdür.

Eski zam anlara aid heykellerin ayaklarında da baş parm ağın öteki­ lerden ayrı olduğu görülüyor. Eski Yunanlılarda halkın güzide sınıfı ayaklarına sandal tabir edilen altı düz terlik giyerlerdi ve bu sandalları baş ve ikinci parm ağın arasından ge­

çen bir kayışla ayağın bileğine bağ­ larlardı.

Bugünkü ayakkaplarm m bilhassa kadın iskarpinlerinin ayağın bi­ çimini bozduğunda şüphe yok­ tur. Yüksek ökçeli sivri burunlu dar ayakkapları on sekizinci asırda Avrupada moda olmuştu. Bunlara o devrinde (Soulier episcopal) piskopos iskarpini denirmiş. Fakat Fransada on dördüncü ve on beşinci Lüi dev­ rinde yüksek ökçe dar potin modası bütün kadınların ayaklarını berbad etmiştir.

Yüksek ökçe, dar ve küçük ayak- kaplarm a kadınlar neden heves edi­ yor? Bunu bilmiyen var mı? Uzun boylu ve küçük ayaklı görünmek he­ vesi! Bir gösteriş uğruna katlandıkları işkence çok acıklıdır.Ökçeleri çok yük­ sek ve ön tarafı dar ve kısa olan kadın iskarpinleri ayak kemiklerini önden ve arkadaiı bir başkı makinesine gir­ miş gibi sıkıştırır. Yüksek ökçe ayağı ve bacağı kavrıyan adalelerin, veritle- rin ve m afsalların vazifelerini ihlâl et­ mekle kalmaz, hem yürüyüşü bozar, hem de bazı nazik uzuvlarda hastalık tevlid eder. Dar kundura parm akları üstüste bindirerek kanın ayakta serbes-

çe dolaşmasına mani olur. Bazan kü­ çük parm akların üstünde, bazan iki parm ak arasında hasıl olan nasırlar insana hayatı zindan eder.

Küçük ayak makbul imiş! Küçük el de makbuldür, öyleyse dar birer meşin kılıf da! ellerimize geçirelim. Bu boş, bu manasız kuruntuların as­ ri gençlerde yeri olmamalıdır. Ka­ dında makbul olan küçük ayak d eğ il, boyu ile mütenasib, iyi teşekkül et­ miş biçimli ayaktır.

En güzel ayakkabı âyağm biçimini bozmıyan ve tabanın ön kısmının yere rah atça basmasına m ani olmı- yandır. Zevkten, modadan önce ra ­ hatlık düşünülmelidir. Ayağı örten meşin güzel bir m ahfaza olmalı, fa­ k at bir cendere âleti olmamalıdır.Ayak iskarpin içinde ra h a t etmeli, par­ m aklar yelpaze gibi açılmalı. B unun için ne dar, ne de bol olmalı. Dar ayakkabı içinde ayak bir mısır koça­ nı halini alır, bol ayakkabı ise ayağı rahatsız eder. Yürüyüşü bozar. i Ökçeye gelince erkeklerde ve ka­ dınlarda üç santim etrelik bir ökçe lâzımdır. Öyle olmazsa büsbütün ök­ çesiz papuçlar bizim yollarda insani kolaylıkla düztaban yapabilir.

Yüzümüze, saçımıza, dişlerimize baktığımız gibi ayaklarımıza da bak­ malıyız. Moda veya şıklık uğruna on­ ları hırpalam ak, biçimsiz bir hale koymak hiç de doğru değildir sanı­ rım. Selim S i m Tarcan

... *... ıa,>" ' l | i i " i ı l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l t l l | | | | | | | | i ] | | i a B

Referanslar

Benzer Belgeler

Klasik anlamda full animasyon dediğimiz canlandırma tekniği için saniyede yirmi dört kare çizilmesi gerekmekteyken, hareketli çizgi roman daha önce basılı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ KALECİK MESLEK YÜKSEKOKULU PEYZAJ ve SÜS BİTKİLERİ PROGRAMI.. ÇİZİM TEKNİĞİ DERSİ DERS

İnsanlık tarihi ve iletişim. İlk çağlarda iletişim. Antik çağda iletişim. İletişim teknolojilerinin gelişimi. Kitle iletişim araçlarının doğuşu

Belli frekanslarda soğurma yapabilen atomlara ve iyonlara düşük sıcaklıklarda daha çok rastlanılacaktır ve dışa doğru gelen ışınımdan bu frekanslarda çıkarılan erke

Tedirgin olan atom ise “rahat” olan atom kadar ince çizgi salamaz , çünkü ancak sınırsız zaman aralığında serbestçe ışıma yapabilen atom sonsuz ince çizgi salabilir..

laboratuvarda alınan tayflarla karşılaştırma yaparak soğurma çizgilerini oluşturan elementler tanınabilir. İkinci olarak bir çizginin şiddetinin doğal olarak onu meydana

Akşam seninle dönüyor kapıların ardına Sabah adımlarınla günleniyor sokaklar Giysilerinden uçar giysilerine konar Dile çılgınlık gönle bahar taşıyan kuşlar.

Giriş: Teknik resmin tanımı, dersin amacı, teknik resimde kullanılan temel araç gereç ve