M U D U R N U ' D A Y I L D I R I M B Â Y E Z İ D M A N Z Û M E S l
V E T A Ş V A K F İ Y E S İ
E K R E M H A K K I AYVERDÎ
• M u d u r n u k a s a b a » B o l u ' n u n 48 Km- güney baüsında, çıplak kayalarla çevrili dar ve sarp bir vâdinin ortasına kurulmuştur. O kadar sıkışık bir yere karşı şelûin, bir iki kilometre daha beri de, uç vftdinin birleştiği yerde neden ku> nıİmadığı suali hatıra gelmektedir. Mü-dafea imkâm ve kolayhgı temin
ettigin-den ddayı evvelki asırlar için haklı bir
fdkflde vflrid olan sebeb, bugün de, mü him mi'maıl ve tarihi eserlerin mevcudi yeti dolayıdyle yerin cfeğişmemesi için bir âmil olarak karşımızda durmaktadır. Ebediyete inanan bir millet olarak kaldı ğımız müddetçe M u d u r n u kasaba sı bu günkü kasvetli yerinden kımılda-nûyacak, orada gelişecektir. Kasveti nû-ra çeviren, özlü halkmı onû-rada çivileyen niihrak da şimdi bahsedeceğimiz Y ı l d ı r ı m M a n z û m e s i ' dir. Ne ya zık ki bu küllün unsurlanndan birisi, (muhteşem medrese), son kırk yılın gaf letine kurban olmuştur.
E v l i y â Ç e l e b i ( O , a ş a ğ ı ka-nbanm on yedi mahalle, ekseri ahşab w yer yer kârgir ü ç bin hâneden mürek-keb olup ahâlinin dikiş iğnesi imâlini ih tisas hâline getirdiklerini ve ma'îşetleri-nin bu yüzden olduğunu, ceviz ve ceviz ağaa gibi mahsul ve metalanm bildir mektedir. Bu kısımdaki camilerinin meş hur ve kadîminin aşağı çarşıdaki Y ı l d ı r ı m cami'i olduğımu, yanmda da •oedresesi bulunduğunu, on üç sıbyan mektebi, üç han ve hamammı haber ver mektedir. H a l v e t i Şeyhlerinden
F a h r ü d d î n S u l t a n , V a i z E f e n d i ve H ü m a m Ç e l e b i türbeleri ziyaret yerlerini teşkil etmekte» dağm üstünde yirmi kuleli, sekiz dıhlı, tek kapılı harab bir kalesi ve içinde bir kaç ev ve bir cami bulunmaktadır.
E V 1 i y a'nın bu ifadesinden mü-te'addid camilerinden yalnız birisinin is mi öğrenilmekte, han ve hamamlannm da yalnız yekûnu anlaşılmaktadır. Yine bıma nazaran kasabamn nüfusunun 3000 hanede 14-15 bin olacağı istidlâl edilmek
tedir. Halbuki K a a m û s ' ü l - A ' l â m , yazıldığı X X . asır başmda 5000 nüfus kay detmiştir, (*). Bugün de nüfus, mahallî malûmata nazaran, 7-8 bin kadardır. Azal manın sebebi kasabanm 1300 (1884) ve
1318 (1902) senelerinde geçirmiş oldu ğu iki büyiik yangın ile mahalli san'atla-n san'atla-n isan'atla-nhitâtı ve şehrisan'atla-n epeyce ücra bir yer
de kalması olsa gerektir
Y ı l d ı r ı m M a n z û m e s i , kasabanın ortasından geçen seylâbî de renin sağ kıyısmdadır. Solda K a n û n t S u l t a n S ü l e y m a n ' m çatıh güzel bir cami'i onun yanmda bir H a l v e t i zâviyesi ve şeyhlerinin türbesi
yer almaktadır. Türbede E v l i y â ' -nm bahsettiği zatlar yoktur. Y ı l d ı r ı m M a n z û m e s i nden, T a c * -ü t - T e v â r i h ve A l î dahil, eski tarihler bahsetmez. C i h a n n ü m f t ^ d a l . S u l t a n B â y e z i d'in eser leri miyânmda zikredilmemiştir. K a a* m û s ' ü l - A ' l â m M u d u r n u için, bahsi geçen maddesinde, iki cami'i, tüıv ' B v l l y * Ç e l e b i S e y y â h a t
80
EKRJEM HAKKt AYVERJDÎ be ve zâviyeleri olduğunu zikr ile iktifâetmiştir. 1334 Hicıî yılı müstakil B o l u sancağı salnâmesinde ise « Y ı l d ı r ı m B â y e z i d cennetmekânın T ü r k tarz-ı mi'mâıîsi üzere binâ edil miş tek kubbeli cami'i ve muhteşem medresesi, çifte hamamı » kaydedil miştir.
Bugün de manzûmeden, geçirdiği de virler, tâ'mir izlerinden, içerdeki, dışan-daki dört tâ'mir tarihinden anlaşılan bü yük tek kubbeli cami ve çifte hamam
mevcuttur. Y ı 1 d ı r ı m ' m (muhte şem) olarak tavsif edilen medresesi yı kılmış bulunmaktadır. Son tâ'mir 1956 da başlamıştı; tezyinat ve kalem işleri yeni bitirilmiş ve rakam ile 1960 tarihi
konmuştur.
Cami'de inşa kitâbesi yokdur; ye rinde 1956 senesine kadar, 1318 hicrî yı lma aid bir tâ'mir kitâbesi duruyordu. Son defa bunun da kaldınlm:ş olduğu nu gördük. Bununla beraber cami'in in şâ tarihi hakkında en ufak bir tereddü de düşmeğe mahal yoktur. Zira hamam daki mufassal kitabe ve taş vakfiyeler, hamamın cami için îrâd olarak yapıldı ğını ve gailesinin evvelâ cami mesâlihine sarf edileceğini bildirdiğine göre, cami herhalde hamamdan evvel yapılmıştır; olsa olsa, en geç, aynı tarihtedir. Esasen duvarlann işleniş tekniği, kasnak terti batı da hamammkilerle büyük b i r mü-şâbehet arzeder. Cami pek büyük tahri bata ma'rûz kaldığından, tezyinât yoktur. Bu yüzden mukayeseye esas teşkil ede cek anâsır elde değildir. Kaldı k i bakiye lerden, biz cami'in hamam gibi son derc' ce müzeyyen olduğuna kaani değiliz. Ca-min'in tezyînâtmda daha ziyade vekan-nın istediği ölçü muhafaza edilmiştir.
Cami plâm murabba'a pek yakındır; yanlara dar birer kemer ilâvesiyle sâde ce bir metre kadar bir genişlik sağlan mıştır, (Resim 1.).
Vasatı 1.60 m. kalınlığında olan du varlara sekiz adet yaslama çıkıntı yapı larak, bunlardan sağ ve solda olanlara kemerler oturtulmuştur. (Resim 2, 3).
Köşelerde alt alîkalar m ü t e k a a t ı s i v r i to-nozlarla teşkil edilip (Resim 4.) sekiz köşeye geçilmiş ve b ü y ü k kubbe k ü r e v t alîkalaria bu satıh üzerine y e r l e ş t i r i l m i ş , tir. Duvardan duvara açıklık, 20.70 m . kubbe açıklığı 19.65 m . y i b u l m a k t a d ı r .
Daha 1382 (784 H . ) senesinde b u ehem-miyetde bir kubbe yapmanm k ı y m e t i üzerinde durmak, b u cesur hanâleniıı hakkını vermek lâzımdır. H e n ü z , d â f i ' a s ı pek büyük olan ağır b i r kubbeyi d ö r t d u var üstüne oturtmaktan d o ğ a c a k m ü ş k i lât denenmediği için, son derecede i h t i -yath hareket edilmiş, ü ç cihette duvar 1.60 ilâ 1.67 kalınlıkta t u t u l d u k t a n b a ş ka, dâfi'aya karşı yaslama a y a k l a n ilâve edilmiş, hepsinden m ü h i m m i , k u b b e çok alçaktan başlatılmıştır; ü z e n g i yal-nız 8.80 m. yüksekliğindedir. H a l b u k i sadece bir asır sonra, aynı eb'addaki D a v u d p a ş a cami'inde, duvarlar yine kalın olmakla beraber, kubbe ü z e n gisi 13.50 m. irtifâ'mdadır. İ k i s i arasm-daki fark çok b ü y ü k t ü r ; b i r a s ı r d a a d ı m adun kazanılan merhaleleri g ö s t e r m e k te, M u d u r n u kubbesinin b a ş k a mi'mârî üslûblardaki denemelerin tek rarı mâhiyetinde olmayıp bi-zâtihî b i r
tecrübe teşkil ettiğini meydana koymak tadır. O s m a n l ı m i m a r î s i n i n ( k e n di kendini bulma) umdesi her â b i d e s i n d e bellidir. Zımnî bir a h i d n â m e g i b i , k u şaktan kuşağa gelen i'mârcı m ü t e ş e b b i s ler de, mimârlar da b u prensibe ri'âyet etmişlerdir. B u yüzdendir k i , b u b i z i m mi'mârî üslûbumuz geçmişin ve gelece ğin mi'mârîsi olmuştur. Yeter k i i n k â r kasdı yerine, görmek iştiyâkı b u l u n s u n .
Kubbeyi alçaktan b a ş l a t m a k l a mu kavemetçinin, yani m ü h e n d i s l i k tarafı nın isteği yerine getirilmiş o l m a k l a be raber te'sir emniyete fedâ e d i l m e m i ş t i r . Bu babda m i ' m â r m ü h e n d i s i y e n m i ş t i r . Cami'in içine girince yüksek ve ferah b i r kubbe altında bulunulduğu hissi gelmek tedir; ziyaretçiyi ezen b i r b a s ı k l ı k h i ç bir zaman hissolunmaz. î ş t e m i ' m â n n muvaffakiyeti budur.
Bu neticeye varmak için de, zanmm-ca, duvarlann ufkîligini tadil yolunda.
MUDURMUDA. YILDQUM BÂ.YEZtD MANZÜMESt V£ TAŞ VAKFİYESt
81
yan kemerler ve mutakaatı tonozlann
sivriliği ile başhyan yükselme hareketi,
pencere üstünden ttzeng} silmesine ka
dar daha dik bir kavis hâlindeki kırma ile
tebârüz ettirilerek, kubbeye, sanki daha
yOkseğe konmuş gibi bh: te'sir verilmiş,
esasen tam nısıf küre olmıyan kubbe bu
sotetle daha da küçük gösterilerek, ver
mesi muhtemel ağır te'sir iz&le
etûlmiş-tir. Bu hallere nazaran kubbe
müvellidi-oin bir dâire kavsi olup olmadığı suali
de hatıra gelmektedir. Kavis olması muh
temel olmakla beraber, sath-ı dâhilinin
tertip fasla usûUyle bir ölçüsünü
alabil-mek faydah olurdu. Biz anahtar irtifâ'ım.
1956 ta'mirâtı esnâsmda tam orta yer
deki iskeleden istifâde ederek, sıhhatle
•labÜdik; fakat kavsin makta'ını
çıkar-ma^ imkân hâsıl olmadı. (Resim 2-3) ün
^z^leri, bu yükselme hareketini ve kub
benin çâlâk kıvnlışmı kâğıt üstünde da
hi göstermektedir.
Sekiz köşeye geçişin mutakaatı
siv-ri tonozlarla te'min edildiğini söylemiş
tik. Bu tarz alîkalar XV. asnn ikinci ve
üçüncü çeyreğinde O s m a n l ı mi
n e s i n d eyer yer kullanılmıştır. G ö y
n ü k ' deki S ü l e y m a n P a ş a
hamamında olduğu gibL
Cami'in sekiz köşesi birbirinin aynı
değildir; kemer başlannm duvarlara ve
ayaklara oturuşu yer yer değişmektedir;
ayakların genişliği başka başka olduğu
gibi. ba'zısı mustatil!, ba'zısı iki köşe
sinden pahlı biri de dişlidir; mahfil mer^.
-diyeninin yanmdaki kısmen
yonuhnuş-tttr.
Kubbe üzengisi 53 sm. irtifâ'ında
bir silmenin üstündedir. Alîka ve yan ke
mer başlarında da haBf silmeler vardır.
Esas itibâriyle alt sırada on pence
re bulunuyorsa da bunlardan doğuda
olan ikisi örülmüşdür, (Resim 5). Üst
orada üç, kasnakda yine üç pencere var
dır, üst sıra pencereleri yan kemerlerin
tam mihverinde değUdir; hafifçe
inhi-»fhdır. Alt pencereler de tam karşılıklı
düşmez; mihrap duvarmdaki dört pen
cereden ikisinin tabanları diğerlerine na
zaran yerden daha yüksektir.
Camiin te^nâtmdan ve ahşab
tSc-sâmmdan bir şey kalmamıştır. Yalnız
mihrab eski hâli hakkmda umumî bir
fikir verecek vaziyettedir, (Resim 6). Ya^
mağı beş sıra istalâktitli, etrafı
silmeli-dir. Köşelerde dilimli ve ortası memeli
iki çivi başı ^rdtr. Etraf silmesinin asar
ba kısmmda bir uzunca kitabe, bir rozas
ile yapılmış ve asırlar boyu devam etmiş
bir motif görülmektedir; bunlardan
uzunlan bu gün yalnız renkli bher çö
kertmeden ibârettir; aslında malakâıt
olduğunu tahmin mümkündür. Ortadaki
rozaslar ise dilimlidir; fakat,
istalâktit-1er dâhil, hepsi o kadar elden geçmiş o
kadar kaim badanalanmıştır ki
vuzuhla-nnı kaybetmişlerdir.
Son 1956 ta'mirinden evvel kubbe
eteğinde, muhdes kalemlerin altmdan
sıynimış olarak, birbirinin boşluğuna
karşı gelmek üzere, bir yüz bir ters si
lik lâle motifleri yer yer göze çarpmak
taydı; son tamirde kalem tamamen
teo-did edilerek bunlar da silinmiştir. (Re
sim 7). Ma'mâfih bu son kalem hey'et-İ
tunûmfyesi ile muvaffak olmuştur. Üst
takkesine vurulan flrûze zemin ile kub
beyi yükseltmeğe yardım etmiştir. Ka
lemlerle beraber yazılan  y â t - ı
K u r ' â n î y e hamammüsteciri
Mus-t a f a K ı r k ı k E f e n d i ' n î n ese
ri oîup, ölmek üzere olan bir san'atın ba
sit ve samimî yâdigârlandır. Bu kalem
ler yapılırken, kubbe eteğinde, mahfil üs
tünde, evvelce bir F â t i h â sûresi
bulunan kuşak içindeki ta'mir tarihleri
aynen ibka edilmiş ve ona son tarih ilâ
ve olunmuştur: Ta'mir sene 1190 (1776),
1255 (1839). 1318 (1900) ve 1960.
Bugünkü ahşab mahfil muhdesdir;
evvelce olup olmadığı anlaşılamamakta
dır.
Son cemaat mahalli hemen tama
men kapalıdır; yanlar duvardır; üç ke
merinden ikisi bir insan boyunda alttan
82
flEBEÜI H A i n AlrVASt örülü, ortadaki yine duvarlıdır; İMI duvara kapı ve bir üstlük p e n c m açılnuf-tır, (Resim &9). Son cema'atin üç kub-besûıden ortadaki, kasnaksız ve daha kü çük olup yirmi dört diBme taksim edil miştir, (Resim 1-2). Duvar ve ayaklar ve kemerler pek kaba y<nm>a moloK taşı ile yapılmıştır. Orta ayaklarm iki yam müs
takbel camilerin kıble kapısmda oldu. ğu gibi, hücreüdir, (Resim İÖ); bunla-rm dört sıra istalAktiti de moloz taşra dan örülmüştür. Son cemaat kapısı mu-tad üzere kemerli olmayıp, sövelidir. Yan dUcmelerİ gayet kaim, 52 m genişlik ve 44 sm. derinliğinde, mermerle yapılmış,
bunlann üzerine konsoUu. iki tarafı 45 derece kesihniş köşelikler konarak aym eb'adda başlıkla örtülmüştür, (Resim 11); Bu usûl, taş kesme kaidelerine ve bizim O s m a n l ı üslûbumuza uy gun olmayıp daha ziyâde B i z a n s -vaıİdir.
Cami'in son cemaat yerine bakan kıble kapısı hafif iki plâstr ortasmda ve göçertme bir sivri kemer altmdadır.- Bun dan aşağı, evvelce bir nevi B u r s a
kemeri vardı; ortada anahtar taşı mev kiinde olan yaprakh anahtar, yan köşe lerde birer sarkma İle nihayedeniyordu.
Spn ta'mirde anahtar taşı kalmışsa da, sarkmalar güdük birer takoz halinde ke»-sildiğinden kemer ma'nâsım kaybetmiş tir, (Resim 12). Yine evvelce anahtar taşı üstünde ta'mir kitâbesi bulımuyor-du. Bu kerre sökülüp atılmış, yerine bir besmele ve ( . . . . J ^ 1 ^\ )dua cüni-lesi yazıhmştır. Ta'mir kitftbestednt' aşağıda bahsedilecektir. Kapmm başık kemeri, B u r s a kemerinin altında dır. Son cemaat mahalli cami'in, eski yav pısından en çok husûsiyet muhâfaza eden* kısmıdır,
Çami'itt görünüşüne ve hâricî te'siri-ne gelince, son cemaat kubbelerinin gü-. z d konuluşlan sâyeslnde bu ftbide O s -m a n 11 ca-mi'inin toprak iistiine kade me kademe basması üslûbuna tamamen uygun, muvaffak eserlerin ilklerindisndir.
Yahuz arka ve yan cephelerde bu kade-„)0İerd0D doğan ehıAmflik âhengine ri'-Ay«t edihnemiştir; kubbe kasnağı irtlfâ'ı hemen hemen beden duvarına yakmdır. Nisbetler, daha doğrusu nisbetsizlik, ar> ka ve yandan cami'e basık bir görünüş veimekte, aynı zamanda y u m u ş a k bir aheng yerine sert bir çıkışa yol açmakta-4 r . (Resim 5,13,1açmakta-4). Duvarlar ve kasnak lar tamamen moloz taşı ile örülmüş, yal nız köşelerde kaba yonma kullanılmış tır. Saçaklarda dört sıra tuğla kirpi var dır.
Cami'in hazfedilen ta'mir kitabesi lJ20xl.70 eb'admda altı satır üstüne 12 mısralık idi. B u S u l t a n B â y e -z l d cami'inin (telvînât ve te-zyînâtı- tezyînâtı-nm) bittiğini bUdiriyordu. Tarih beyti şu idi:
ffjJ^ ÖJvi-^* üf-t'j' ı-^ CümtefifİttaahifteyCesOuHallAkı K e r i m Han oldu tarih «sınfiUlhUsn&dan G a n i R a h i m
Son iki kelime 1900 (1318) vermek-te olup bu rakam içerde yazılı olanlara da tevafuk eder.
Canû'in ilk minâresi, mahallî riva yete nazaran, son cemaat mahallinin önünde ye biraz uzakta imiş. Sonradan 1744 (1157 H.) senesinde binânm sağına*, hiç bir hususiyeti olmayan, bir minâre yapıhiuş olup yakın vakte kadar duru yordu. 1957 zelzelesinde kısmen yıkıldı ğından küpten sonrası tuğla ile yapıl mıştır. Evvelki minârenin. inşâ kitâbesi kapismm- üstündedir, (resim- 15).
MUDURNimA YILOnUM B A Y E Z İ D M A N Z O M E S İ VE TAŞ VASTtYKSt 83
( • ) \ \ o v c ^ (*) o U d l
-Soıı mısra'a, tâ'miye mûcibince bij-ilâve edince, 1157 (1744) bulunmaktadır.
Imârutîn vakfı olan hamamın erkek ler kısmı daha bUyük, kadmlar tarafı farklı derecede küçüktür, (resim 16); yüksek kısım, erkekler tarafımn soğuk luğu, onu ta'kip eden kubbeler, ıhkhk
ve sıcaklığıdır. Daha ilerdeki çatıh kh sun kadınlar hamammm tamanudır. (Re sim 17) de görülen çatılardan soldaki medhalin önüne ilâve edilen sundurma-(kr; sağcbki büyüğü ise külham ve odun luğu örtmektedir.
Kiremit kaplamaların, muhdes sun durma vc kerpiç duvarlann da sakaİe< tini yüklenmiş olan hâriç, çekici bir man zara göstermez. Eğer tesâdüfen içine gi-ribnemiş olsa, bu hamaım görmenin unutulmaz zevkinden ve mi'mârt tarihi mizdeki ehcımmyetini anlamak saadetin i n mahrum ^aJmak işten bfle değildir. Hamamı biraz olsım anlatmak mecburi yetinde olmasak içinin görülmesini tav
siye ile iktifâ ederdik.
Hamam hâricen moloz taşı ile yapıl-Oiıştır^. işçilik ithıâlt görünmüyor.
So-3, 4 imlâlar ( i ) iledir.
S — KİUİMBİA Tttark harfleri il» yasdifi da 1—• Pata Bey-cade. H/rtbim Ağtjrft
BiavBilIah ba lüyr oldu ml^ester S Sflrn oldu Besmdeyle bintyft
Hituntndâ okoadu AUahüekber t.-^ Dedi tuib Salim «ir dyadejrle 4 - tttU Şaailhfi AUahflekber
1 — £n$edeh ttUMr 2 - Sâlhn Mebmed » - BMehrt M-Pasa bey 4 - Zâde.
1 —• FatOıat ttl-Eser
Z — Fi goRv-i «elır4 i ~ Ramazan îiİ4nuazzaın
« - Sene 1157
ğukluğun sekiz köşe kasnağı üzerine bir ikincisi ilâve edilerek kubbenin eteginde-ki diklik izâle edihniş, bu suretle paha-h kurşun yerine ucuz kiremit kaplama imkânı hâsıl olmuştur. B u r s a ' daki eserlerde sık sık tesâdüf edilen bu usûl, fakir düşmemizin müşahhas bir timsâli dir. Bunun gibi, salaş çatılar ve kitâbe-nin bulunduğu müzeyyen kapmm önünü kapayan kerpiç duvarlı medhal zevk bâ-bında sukuutumuzun mi'yândır.
Hamamm soğuk kısımlanm fotoğ rafla tesbit edebildik; fakat buğulu kıs-nun hemen yalmz ı-ölövesini verebiliyo ruz. Şahsen sıcakta çalışamadığımız için iç kısmın rölövesini muhterem mi'ınftr F a t i n U l u e n g i n B e y ' den ri ca ettik. Büyük muvaffakiyetle çizdiği plânlar (resim 18-19) da arz edilmiştir. Aziz dostumuza teşekkürlerimi;» bildiri riz. Buğu yüzünden akîm kalan fotoğraf
çekme teşebbüslerimiz neticesinde an cak pek müphem bir fikir verebilecek olan iki resim elde etmiş bulunuyoruz, (•).
Hamamın kapısı muhdes bir sundur ma altmdadır. E n üstte iki tarab kum saatli, altı sıra yassı nizamda istalâktitli bir yaşmak bulunmaktadır, (resim 20). Köfeki taşmdan yonulmuş olan yaşmak ver biibassa kum saatleri bir yangında ki-reçleşmiştir. Yaşmağın etek silmesinin siz üstünde tek satırlık vakfiye yazılmış tır. Kemer boşluğu içinde inşâ kitâbesi, altmda vakfîyenin bir hülâsası, anahtar t a ^ üstünde mi'mânn ismi vardır.
Soğukluk horasan harcı ile yapılmış, gayet iri bademlerden müteşekkil bakla-valı ve müscllesli bir kuşak üstüne kon muş, bir kubbe ile mestûrdur. Ortada di limli bir fıskiye ve havuz, tepede nefes lik ve kubbe kasnağında, tam kapımn karşı tarafında, tek bir pencere bulun
maktadır. Ilık kısmın kapısı epeyce mü zeyyen olup, derinliği az istalâktitli bir
« HMnam mflsteclrlnln büdlrdiğinft «Ibr» Ur «enebî ısıtmayı bir kaç gfla ta'til ettlmis, soğu duktan sonra içeride rahatça çalışabilmiş ve hem de kadınirr kısmmı Erebilmiştir. Bu memleke tin «fthiplerl olan bizler, ne rahat calvabllmelr.
ne de uinfimtyetle hamamların fcadmlar kısmmı gSrebilmdc İmklauut mUikis.
84
EKREM HAKKI AYVERDÎ yaşmak ve b i r B u r s a kemeri altındadır, (resim 21). Ilıklığa bir metre lik dar bir dehliz ile girilir. B i r tarafı tonozlu b i r eyvanla ve müstatilî kısmı zengin müselleslerden mürekkep
alîka-larla omuzlanmış olup, köşeleri kesik bir müstatil ortasına mersûm altı dılı'k b i r göbekle mesturdur. Ilıklığın duvarlan serâpâ mihrablarla, kitâbelerle müzey yendir. Aynca nefeslik ve kandillikler vardır.
Dolambaçlı konmuş bir kapıdan gö bek taşının bulunduğu murabba'î sıcak-lığa geçilir. Buranın yanlarında aynca se k i l i i k i eyvan vardır. Orta kısımda mu-rabba'dan sekiz köşeye geçiş istalâktitli köşeliklerle te'min edilip bunların üstün" de kanat gibi yaygın, üçer üçer tertip edilmiş müselleslerle bir kuşak yapılmış, bundan sonra dilimli sekiz köşe kubbe oturtulmuştur. Kubbenin dilimleri de pek kıvraktır. Yan eyvanlar ma'inli i k i büyük badem ve etrafındaki müsellesle rin teşkil ettiği bir yıldız tertibatiyle ör tülüdür. Eyvanların duvarlan her dili minde birer istalâktit bademi olan derin liği az hücrelerle örtülüdür. (Resim 22) de istalâktitli köşelikler, (Resim 23) de bunların üstündeki kuşak tertibatı gö rülmektedir. Bu orta kısımdan b i r bvV yük, bir küçük halvete giıilir. Bü3âjğün kubbesi yıldız te'siri bırakan üç kat üs tüne baklava ve müsellesli bademlere is-tinad ettirilmiş bir sekiz köşedir. Bütün köşeler çift dişle işlenmiştir. Küçük hal-vet kubbesi boru çiçeği gibi açılmış çok mütenasip bademlerle omuzlanmıştır, Helâlar da kendilerine göre müzeyyendir. Tepe aydınlıklan yalnız orta göbeklerde
d i r ; etrafa serpiştirilmemiştir. Bütün tczyînât el ile ve Horasan harcı ile işlen miştir. Kadınlar kısmı daha ufaktır, tez yînâtmm da az olduğu söylenmektedir Bu hamamın istalâktitîeri O s -m a n i i -mi-mârf tezyînâtı tarihinde bir dönüm noktası teşkil edecek derece' de mühimdir. Henüz tam unsurlannı, yani XV, aşırdaki badem, çift badem, sarkmalar, püsküller görülmemekle be raber, istalâktit artık taazzuv etmiş, plâs-tikleşmiş, S e l ç u k eserlerinden çok
ileri bir merhaleye varmıştır. İs t a l â k t i -tin iptidaî şekilleri son devir bazı S e l . ç u k hanlanmn tak kapılarında v.- h ü c relerinde kullanıldığına göre A n a d o-1 u'ya yabancı değildir. O s m a n l ı bi-n â l a bi-n bi-n d a da yapılmaması içibi-n b i r sebep yoktur; yeter k i üslûplu b i r tezyînâta ihtiyaç duyulsun, yani binanın seviyesi bunu talep etsin. B u hamamdaki istalâk-titler K e m a 11 i köyünde a y n ı larih-de yapılan A s ı l h a n B e y canıi'in-de ( ' ) mevcut birkaç n ü m û n c s i y l e bera ber o devrin seviyesini g ö s t e r m e k t e ve S e l ç u k eserlerinden daha m ü t e k â mil ve muvaffakiyetli olabilmesi için bir kaç on sene daha evvelden işlenmiş, vle-nenmiş bulunması lâzım geleceği kanaati-m hâsıl etkanaati-mektedir. Bu sebeple, kanaati-m e s e l â M u d u r n u m a n z û m e s i n d c n 30-35 sene evvel yapılan B i l e c i k O r h a n O a z î cami'i m i n â r e şerefesin de bulunanlann devrinden o l d u ğ u n a h ü k metmek iktiza etmektedir. B u hamamda ondan daha ileri gidilerek, tersimi hen desenin kaideleri kusursuz ve n o k s a n s ı z olarak tatbik edilmiştir. H i ç b i r nokta sında ne bozukluk, ne yanlışlık g ö r ü l ü r . İşlenişi de hayret verecek derecede mun-tazamdır. Kaide ve tekniğe b u derece riâyetten başka terkip ve t e n â s ü p t e de muazzam bir muvaffakiyet g ö s t e r i l m i ş , tir. Duvar ve kubbelerin tezyinatının da ha mütenâsibinin yapılamıyacağı hissi
kendiliğinden doğmaktadır. B ü hama mın tezyînâtı kendinden sonra y a p ı l ı p süsleriyle meşhur olan B u r s a ' da I I , M u r a d, t z n i k ' de S e l ç u k hamamı denen t s m â i I B e y ha-mamlanndan daha saf ve daha güzeldir denilebilir. Onlarda sırf hendesî şekiller den doğan bu kudrette b i r t e r k i p g ö r ü lemez. Burada hendesî şekillerden floral bir te'sir bile hâsıl edilmiştir.
Hamamın vakfiyle ve kitâbeleri şöy ledir, (resim 24):
En üstte yaşmak hücresinin iç b ü n yesinde, tek satır üzerine nesih yazılı vakfiye:
» E k r e m H a k k ı A y v c r d i , A s ı l h a n B e y mi'mftrl manzûmesi, m. Vakıflar Dergisi Ankara 1966.
MUDURNU'DA YILDIRIM BÂYEZİD MANZÛMESt V E TAg VAKFİYESİ
85
j oJÜH »U^ or. J JV^^^ (^)
Ortadaki A r a p ç a mermer kita be sülüsle ü ç satır ü s t ü n e d i r :
^ v »
(?) <,uı
fua-ı
^
1Alttaki bogmaklı vakfiye ve i m z â :
(•) , . > u ' üî - 5
Birinci kitabeden hamamm gaile deni len îrâdmm evvelâ imâretine sarf edilme si şartı o k u n d u ğ u n a göıe, Y ı l d ı r ı m ' -m bîr i-mâreti olduğu yâni ca-mi'i ve -med resesi bulunduğu tarihiyle beraber anla şılmaktadır. Umumiyet üzere, imâret mevkûfâtından evvel yapıldığından, ca mi 784 tarihinden ya evvel veya en geç aynı tarihte olacakdır. B u sarfiyattan sonra gaileden yevmiye i k i dirhem ( Oj»V^ J * ' ) yâni k ü l h a n d a çalışan lara, b i r dirhem (Jl;^*^ ^^r^*-) ye ve-ribnesi ş a r t k o ş u l m u ş t u r . Burada hacı
müzekker b i r kelime olduğu halde ( d\:>^i C^t ) yazılmasmda b i r zühûl olsa gerektir. Aşağıdaki kitabede tc'nîs keyfiyetinde sarîh b i r h a t â yapıldığı na-zar-ı itibâre alınınca { < ^ ) yerine
» İki vakfiyedeki üç kelimenin ballinde gös terdiği himmetten dolayı Prof. A h m e d A t e 5 B. efendiye te5ekkÎ4r borcumuzdur.
( ) olması kabul edilebileceği gî-( ) yerine, kadma ait gî-( * > l - ) n i n yanlışlıkla yazılmadığı akla gelebi lir. Gailenin bakiyesi de beldenin âlim,
fâkih ve hâfızlan arasında dağıtılacak tır. Esas kitabede de yine b i r te'nîs ha lâsı yapılarak ( J j U \ ) yerine
( ' S " ) yazılmıştır. Kitabeden Emîr-i kebîr, Nâşir'ül-adlü v'el-ihsân olan
S u l t a n B â y e z î d ' i n b u h a m a m ı 784 (1382) de yaptırdığı anlaşılmaktadır. Burada Y ı 1 d ı r ı m ' ın (adaletin ve inşânın nâşiri) sıfatlarını alması ve
(Devlet) inin devamına dua etmesi bize epeyce garib görünmektedir. K o c a M u r a d H a n sağ ve bu tarihden sekiz sene sonra muazzam K o s o v a ' -yı kazanacak b i r kudrette iken, oğlunun kendisini bu pâyelere lâyık görmesi, aca ba istikbâle matuf tasavvurlanndan mı
d o ğ u y o r d u ? Her halde kitabenin bu şe kilde yazılması h o ş karşılanmamış olma lı k i , Y I I d 1 r 1 m ' m bu tarihten ye di sene sonra ve yine şehzade iken yap tırdığı B o l u manzûmesine ait O r-t a H a m a m d a daha mür-tevâzi b i r ifâdeye rastlamaktayız:
^JLİ »UJl ^ ^J\ ^U- ;jU«) Jİ ) ^ I
(•) ( * ^ U J <»\ -CL*--j B u kitabede yalnız cmîr-i kebîr ve sultan ismiyle tavsif edilmiş (nâşir'ül-adlü v'el-i h s â n ) olarak gösterv'el-ilmemv'el-iştv'el-ir. Bv'el-ilhassa Ç e l e b i ünvânı ile mevkii belirtilmiş tir. Üçüncü kitâbeden A 1 1 a h ı n rı zasını talep ve ukuubetinden içtinap için bu h a m a m ı ülemâya, i l i m menziline vak
fettiğini ve iptâl edene lâ'net eylediğini
• Bu kitâbe orta kısmı noksan olmak üzere, hamam kapısında durmaktadır. Tamam metni 1337 Hicrî senesi müstakil Bolu Sansağı sal namesinden alınmıştır.
86
BKREM HAKKI AYVERDt ve hamam mi'mârmm Ö m e r b i n î b r a h i m olduğunu anlamaktayız. E d i r n e ' d e 8 0 4 d e B m t r S ü l e y m a n tarafından başlatılıp 816 da Ç e l e b i . M e h m e d S u l t a n ta-cafiından bitirilen Eski Cami'in mi'mân K o n y a l ı H a c ı A l â ü d - d i n ya nında kalfa olarak bir Ö m e r b i n İ b r a h i m bildinnektedir (<*). Eğer1. B t d t E f « a d i , » » y * " „ ® * ! :
Ati B d l a « . yMffl». B a y e ı i d Umûmi Ktttttı*taesi 10801 no., 80. S.
R i f ' a t 0 8 m a n , E d i r n e R « o f l m A s ı . E d i r n e 1386, 88. s.
bu iki zat aynı ise, daha 784 de M u-d ü r n u hamamı gibi bir eseri meyu-da na getiren adamm en aşağı yirmi b e ş se ne sonra kalfa mevkiinde kabnası keyfi-yetini izâh güçtür.
A
Makalemizden, M u d u r n u man-zûmesini tanıtmaktan başka, çıkacak mühim bir netice de şudur k i , kendi ba-samaklanm kendi inşâ eden bir mi'mârt mektebi bu merdivende işte böyle yükse lir. Başkalan tarafından yapılmış merdi venlerin irtifâ'mdan istifâde etmek isti-yenler de mukallit olmaktan kurtula maz.
Ekrem Hakkt Ayverdi Uf •«•e» m . Mi*) . *tt » 4 - >
E j
II jl! r I • , I,.:... .. . • . . .1 ;• \ i fniResim : 1 _ Mudumtı Yüdınm camii plânı
.-•4 •• .
İ . > V ; • » i : i as;Resim : 2 — Mudurnu Yıldirtm Camii antanî maktaı
Bkrem Hakkı Ayverdi
^ . 1
7f
Resim : 3 — Mudurnu Yıldırm Camii arzant maktal.
Resim : 4 — Mudurnu Yıldırım Camii köse altkalan
gjfretn Hakkı Ayverdi
Resim : 5 — Mudurnu Y ü d m m Camii şark cebhesi
1
'A
• •
Resim : 6 — Mudurnu Yıldırım camii inthrMU
Ekrem Hakkı Ayverdi
Resim : 7 — Mudurnu Yıldırun camii kub1>esi yeni kalemleri
6
Resim : 8 — Mudurau Yıldırım Camii
Bkrem Hakkı Ayverdi
n
iiesım : 9 — Muauruu Yıldırım c«mii son cemaat yen
Resim : 10 — Biudurnu Yıldırım Cainn son cemaat yeri lıücreleri
Ekrem Hakkı Ayvetdi
Resim : 11 — Mudurnu Yıldınm catnii son cemft'at kapuı
Resim : 12 — Mudurnu Yıldınm camti kıble kapısı
Resim : ı s — Mudurnu Yüdırun camii garb ccMıesi
Resim : 14 — Mudurnu Yıldırım camii arka cebhesl
Ekrem Hakkt Ayvtrdi
Resim : 15 — Mudurnu Yıldırım Camii minire kitâbesl
*
Resim : 16 — Mudurnu Yıldırım hamamı
Ekrem Hakkı Ayverdt
Resim : 17 — Mudurnu Yıldırım hamamı
4 1
1
Resim : 18 — Mudurnu Hamamı Rölövosil
Ekrem Hakkı Ayverdi
i r t
-_n
\
Kesim : 19 — Mudurnu Yıldırım hamamı ıjlânı
Resim ludurnu Yıldırım hamamı kapı yaşmağı
ÜT" t ;
ı
Resim : 21 — Mudurnu Yıldırım hamamı iç kapısı
Resim : 22 — Mudurnu Yılduim hamamı iç köşelikleri 1
Bkrtm Hakkt Ayver.i
Kcs.m : 23 — Mudurnu Yıldırun hamamı iç kubbe kusagı
mm
Resim : 24 — Mudurnu Yıldırım hamamı kitâbe ve vakfiyeleri