• Sonuç bulunamadı

Antalya Atatürk Kültür Parkı örneğinde parkların engelli bireyler tarafından kullanım olanakları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Antalya Atatürk Kültür Parkı örneğinde parkların engelli bireyler tarafından kullanım olanakları"

Copied!
110
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ANTALYA ATATÜRK KÜLTÜR PARKI ÖRNEĞĠNDE PARKLARIN ENGELLĠ BĠREYLER TARAFINDAN KULLANIM OLANAKLARI

Duygu GÖKÇE

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

PEYZAJ MĠMARLIĞI ANABĠLĠM DALI

(2)

ANTALYA ATATÜRK KÜLTÜR PARKI ÖRNEĞĠNDE PARKLARIN ENGELLĠ BĠREYLER TARAFINDAN KULLANIM OLANAKLARI

Duygu GÖKÇE

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

PEYZAJ MĠMARLIĞI ANABĠLĠM DALI

Bu tez 2011.02.0121.006 proje numarasıyla, Akdeniz Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenmiĢtir.

(3)

T.C.

AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

ANTALYA ATATÜRK KÜLTÜR PARKI ÖRNEĞĠNDE PARKLARIN ENGELLĠ BĠREYLER TARAFINDAN KULLANIM OLANAKLARI

Duygu GÖKÇE

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

PEYZAJ MĠMARLIĞI ANABĠLĠM DALI

Bu tez 08/08/2012 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından (95) not takdir edilerek Oybirliği ile kabul edilmiĢtir.

Yrd. Doç. Dr. Tahsin YILMAZ (DanıĢman) Prof. Dr. Veli ORTAÇEġME

Prof. Dr. Yalçın MEMLÜK

(4)

i ÖZET

ANTALYA ATATÜRK KÜLTÜR PARKI ÖRNEĞĠNDE PARKLARIN ENGELLĠ BĠREYLER TARAFINDAN KULLANIM OLANAKLARI

Duygu GÖKÇE

Yüksek lisans Tezi, Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Tahsin YILMAZ

Ağustos 2012, 96 Sayfa

Bu çalıĢmanın amacı Antalya Atatürk Kültür Parkı örneğinde tüm insanlar için ortak kullanım alanı olan park alanlarının engelli bireyler tarafından rahat kullanılabilirliğini araĢtırmaktır. Bu doğrultuda farklı türde engele sahip bireylere uygulanan anket çalıĢması ve arazide yapılan çalıĢmalarla parklarda bulunan tasarım unsurlarının ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğu incelenmiĢtir. Yapılan anket çalıĢmasında engelli katılımcının % 51,8‟i parklara giderken ulaĢımda zorluk yaĢadığını % 42,8‟i ise zorluk yaĢamadığını belirtmiĢtir. Ayrıca katılımcıların parkları kullanırken en çok sorun yaĢadığı unsurların merdivenler ve rampalar (% 33,9), bina giriĢleri (% 33,6), çocuk oyun alanları (% 33,3), tuvaletler (% 33,1) ve zemin döĢeme malzemeleri (% 31,1) olduğu görülmüĢtür. Elde edilen sonuçlar engelli kullanıcıların parkları ne derecede rahat kullanabildiğini, alanda yaĢadıkları sorunların ne olduğunu ve alandan ne gibi beklentilerinin olduğunu ortaya koymuĢtur.

ANAHTAR KELĠMELER: Park, yeĢil alan, engelli birey, özürlü birey, Antalya

JÜRĠ: Yrd. Doç. Dr. Tahsin YILMAZ (DanıĢman)

Prof. Dr. Veli ORTAÇEġME Prof. Dr. Yalçın MEMLÜK

(5)

ii ABSTRACT

USABILITY OF PARKS BY DISABLED PEOPLE IN THE CASE OF ANTALYA ATATÜRK CULTURE PARK

Duygu GÖKÇE

M.Sc. Thesis in Landscape Architecture Adviser: Assist. Prof. Dr. Tahsin YILMAZ

August 2012, 96 pages

The aim of this study is to investigate the usability of parks by disabled people in the case of Antalya Culture Park. For this purpose, questionnaires on individuals with different types of disabilities and field studies were conducted to check the corformity of parks to national and intern standards for disabled people. The survey suggests that the disabled participants (% 51,8) had difficulties in the accessibilty of parks, while % 42,8 did not. Furthermore, the survey indicates that the participants had problems with strairs and ramp (% 33,9), bulding entrances (% 33,6), playgrounds (% 33,3) restrooms (% 33,1) and flooring materials (% 33,1) when using parks. Results revealed to what extent disabled users could benefit from those areas, problems they may face and their expectations from such areas.

KEY WORDS: Parks, green spaces, disabled people, Antalya

COMMITTEE: Assist. Prof. Dr. Tahsin YILMAZ (Adviser)

Prof. Dr. Veli ORTAÇEġME Prof. Dr. Yalçın MEMLÜK

(6)

iii ÖNSÖZ

Toplumu oluĢturan insanlar eĢit oranda bireysel haklara sahiptirler. Ġnsan Hakları Evrensel Bildirisi‟nde ve anayasamızda tüm bireylerin eĢit hak ve özgürlüklere sahip oldukları açıkça belirtilmiĢtir. Kaynakların dağılımının eĢit olarak düzenlenmesinin yanı sıra, sosyal olanaklardan faydalanmanın, kentsel yaĢamın gerektirdiği tüm alanları kullanabilme hakkının eĢit olarak paylaĢımının sağlanması, sosyal bakımdan olduğu kadar yasal olarak da gerekmektedir.

Sosyal ve ekonomik olarak bağımsız, eĢit haklara sahip olamayan engellilerin doğuĢtan ya da sonradan oluĢan bazı olumsuzluklarla meydana gelen engellerinin kiĢinin kaderi olmaktan kurtarılabilmesi için dıĢ mekânlara açılıp, sorunsuz olarak tüm kentsel mekânları bağımsız olarak kullanabilmesi gerekmektedir.

Tüm bireylerin gereksinimlerini karĢılayacak ortak fiziksel çevrenin yaratılmasında bu çalıĢmanın faydalı olmasını dilerim. Bana bu konuda çalıĢma olanağı veren danıĢmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Tahsin YILMAZ‟a, istatistiksel analizlerin yapılamasında yardımını esirgemeyen Sayın Prof. Dr. Mehmet Ziya FIRAT‟a, verilerin toplanmasını ve engelli bireylerle bir araya gelmemi sağlayan Antalya BüyükĢehir Belediyesi Özürlü Hizmetleri ġube Müdürlüğü‟ne, Antalya BüyükĢehir Belediyesi Engelli DanıĢma Merkezi Görme Engelliler Sesli Kütüphanesi‟ne, Antalya BüyükĢehir Belediyesi Özürlüler ĠletiĢim Merkezi‟ne, Akdeniz Üniversitesi Engelli Öğrenci Destek Birimi‟ne, MuratpaĢa Belediyesi Özel Sporcular Gençlik ve Spor Derneği‟ne, Türkiye Sakatlar Derneği Antalya ġubesi‟ne, Beyaz Baston Görmeyenler Derneği‟ne, Antalya Otistik Bireyler Spor Kulübü Derneği‟ne, Bedensel Engelliler Derneği‟ne, Dr. Günseli-Dr. Bülent Akınsal Ġlköğretim Okulu ve ĠĢ Okulu‟na, Antalya YaĢam Akademisi‟ne, anket çalıĢmasında bilgi ve fikirlerini esirgemeyen engelli bireylere, arazi çalıĢmalarında yardımından ötürü kardeĢim Burcu GÖKÇE‟ye, arkadaĢlarıma ve aileme sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(7)

iv ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET i ABSTRACT ii ÖNSÖZ iii ĠÇĠNDEKĠLER iv KISALTMALAR DĠZĠNĠ vi ġEKĠLLER DĠZĠNĠ vii ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ ix 1. GĠRĠġ 1

2. KURAMSAL BĠLGĠLER VE KAYNAK TARAMALARI 7

2.1. Kuramsal Bilgiler 7

2.1.1. Kent parkı tanımları 7

2.1.2. Engelliliğin tanımları, nedenleri ve türleri 10

2.2. Kaynak Taramaları 13

3. MATERYAL VE YÖNTEM 18

3.1. Materyal 18

3.2. Yöntem 19

4. BULGULAR 23

4.1. Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nın Yapısal Çevre Standartları

Bakımından Durumu 23 4.1.1. Açık alanlar 23 4.1.1.1. Park giriĢleri 23 4.1.1.2. YürüyüĢ yolları 25 4.1.1.3. Rampalar 37 4.1.1.4. Merdivenler 44 4.1.1.5. Otoparklar 48 4.1.1.6. Kentsel donatılar 52 4.1.1.7. Bitkiler 66

4.1.2. Bilgilendirme ve yönlendirme levhaları 69

4.1.3. Bina ana giriĢleri 72

(8)

v

5. TARTIġMA 85

6. SONUÇ 89

7. KAYNAKLAR 91

8. EKLER 95

EK-1 Antalya Atatürk Kültür Parkı Ġmar Planı 95

EK-2 ÇalıĢma Alanı Gözlem Formu 96

ÖZGEÇMĠġ

(9)

vi KISALTMALAR DĠZĠNĠ

Kısaltmalar Açıklamalar

ADA Americans With Disabilities Act/Amerikan Engellilik Yasası

DIN Alman Normları

ÖZĠ Türkiye Cumhuriyeti BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı

TSE Türk Standartları Enstitüsü

TÜĠK Türkiye Ġstatistik Kurumu

UN United Nations/BirleĢmiĢ Milletler

(10)

vii ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

ġekil 3.1. Antalya Atatürk Kültür Parkı 18

ġekil 3.2. AraĢtırma süreci akıĢ Ģeması 22

ġekil 4.1. Antalya Atatürk Kültür Parkı giriĢleri 24

ġekil 4.2. Yaya kaldırımının minimum net geniĢliği ve emniyet Ģeritleri 25

ġekil 4.3. Tekerlekli sandalyenin dönüĢ alanı 26

ġekil 4.4. Yaya kaldırımında ağaçlandırma 27

ġekil 4.5. Kaldırımın etrafındaki duyumsanabilir yüzeyler 28

ġekil 4.6. Yaya kaldırımı ve taĢıt yolunda drenaj örneği 29

ġekil 4.7. Bisiklet yoluna bitiĢik yaya kaldırımında uyarıcı yüzey döĢemesi 29 ġekil 4.8. 10 m‟den büyük açıklıklarda kılavuz iz kullanımı 30 ġekil 4.9. Yaya geçidinde kılavuz iz ve yön değiĢtirme öğesi kullanımı 30 ġekil 4.10. Yaya geçitlerinde taĢıt yoluna göre bordür taĢları yüksekliği 31

ġekil 4.11. Antalya Atatürk Kültür Parkı yürüyüĢ yolları 33

ġekil 4.12. Antalya Atatürk Kültür Parkı yürüyüĢ yolları 34

ġekil 4.13. Antalya Atatürk Kültür Parkı yürüyüĢ yolları 35

ġekil 4.14. Antalya Atatürk Kültür Parkı ara yürüyüĢ yolları 36

ġekil 4.15. Rampada eğim ve dinlenme alanı 38

ġekil 4.16. Rampalarda güvenli eğim aralıkları 38

ġekil 4.17. Kaldırım rampası 38

ġekil 4.18. Antalya Atatürk Kültür Parkı kaldırım ve giriĢ rampaları 40 ġekil 4.19. Antalya Atatürk Kültür Parkı açık sergi alanı rampaları 41

ġekil 4.20. Antalya Atatürk Kültür Parkı rampaları 43

ġekil 4.21. Antalya Atatürk Kültür Parkı köprüler ve geçiĢ rampaları 43

ġekil 4.22. Basamak ucu koruyucu kaymaz Ģerit 44

ġekil 4.23. Aynı yönde devam eden merdivende sahanlık ölçüsü 45 ġekil 4.24. Merdivende rıht ve basamaklar ile basamak ucundaki koruyucu

kaymaz Ģerit ve tırabzanlar 46

ġekil 4.25. Antalya Atatürk Kültür Merkez binası giriĢ merdivenleri ve kesiti 46 ġekil 4.26. Antalya Atatürk Kültür Parkı merdivenler elemanları 47 ġekil 4.27. Engellilerin eriĢim ve kullanımına uygun otopark ölçüleri 49

(11)

viii

ġekil 4.28. Açık otoparkta engelli park alanı 50

ġekil 4.29. Antalya Atatürk Kültür Parkı Cam Piramit otopark alanı 51

ġekil 4.30. Antalya Atatürk Kültür Parkı otopark alanı 52

ġekil 4.31. Dinlenme alanlarının konumlandırılması 53

ġekil 4.32. Oturma ceplerinin tasarımı 53

ġekil 4.33. Dinlenme banklarının boyutları 54

ġekil 4.34. Engellilerin kullanımına uygun bank ölçüleri 54

ġekil 4.35. Antalya Atatürk Kültür Parkı bank elemanları 54

ġekil 4.36. Antalya Atatürk Kültür Parkı piknik masası örneği 55

ġekil 4.37. Antalya Atatürk Kültür Parkı oturma elemanları 56

ġekil 4.38. Antalya Atatürk Kültür Parkı çocuk oyun alanı oturma elemanı 57

ġekil 4.39. Yaya yolunda baĢ kurtarma yüksekliği 58

ġekil 4.40. Aydınlatma elemanı 58

ġekil 4.41. Antalya Atatürk Kültür Parkı aydınlatma elemanları 59

ġekil 4.42. Çöp kutusu 60

ġekil 4.43. Antalya Atatürk Kültür Parkı çöp kutusu elemanları 61 ġekil 4.44. Antalya Atatürk Kültür Parkı çöp sınırlandırma elemanları 62

ġekil 4.45. ÇeĢmeler ve sebiller 62

ġekil 4.46. Antalya Atatürk Kültür Parkı çeĢme elemanı örnekleri 63

ġekil 4.47. Açık ve kapalı telefonlara ait ölçüler 64

ġekil 4.48. Telefon Kulübesi 65

ġekil 4.49. Antalya Atatürk Kültür Parkı telefon kulübesi 65

ġekil 4.50. Yaya yolu bitkilendirme örneği 66

ġekil 4.51. Bitki çevresi 67

ġekil 4.52. Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nda bitkilendirme örnekleri 67

ġekil 4.53. Engellilere ait iĢaretler 69

ġekil 4.54. Engelli otopark iĢaretleri 70

ġekil 4.55. Otopark ĠĢaretleri 70

ġekil 4.56. Kabartmalı harf, sayı, Ģekil, zeminde ok, doku değiĢimi 71 ġekil 4.57. Antalya Atatürk Kültür Parkı bilgilendirme levhaları 71

ġekil 4.58. Bina giriĢi 72

(12)

ix

ġekil 4.60. UlaĢılabilir giriĢ alternatifleri 74

ġekil 4.61. UlaĢılabilir giriĢ alternatifleri 74

ġekil 4.62. Antalya Atatürk Kültür Merkezi bina giriĢi 75

ġekil 4.63. Cam Piramit Sabancı Fuar ve Kongre Merkezi bina giriĢi 76 ġekil 4.64. Antalya Atatürk Kültür Parkı kafe giriĢierinden örnekler 77 ġekil 4.65. Antalya Atatürk Kültür Parkı tuvalet giriĢieri 78

(13)

x ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ

Çizelge 4.1. Yaya yoğunluğu -kaldırımı geniĢliği tablosu 26

Çizelge 4.2. Rampaların eğimi, uzunluğu ve yüksekliğine iliĢkin tavsiye

edilen değerler tablosu 39

Çizelge 4.3. Engelli bireyin birlikte yaĢadığı kimse 79

Çizelge 4.4. Engelli bireyin Antalya ilinde yaĢadığı süre 79 Çizelge 4.5. Engelli bireyin parklara ulaĢımında zorluk yaĢanıp-yaĢanmaması 80 Çizelge 4.6. Engelli bireyin parklara ulaĢımda yaĢadığı zorluklar 80 Çizelge 4.7. Engelli bireyin parkları kullanırken karĢılaĢtığı sorunlar 81 Çizelge 4.8. Engelli bireyin parkları kullanırken etkinlik-alan-unsurların

önemi 82

Çizelge 4.9. Engelli bireyin Antalya Atatürk Kültür Parkı‟na gidip-gitmeme

durumu 83

Çizelge 4.10. Engelli bireyin Antalya Atatürk Kültür Parkı‟na gitme sıklığı 83 Çizelge 4.11. Engelli bireyin Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nı kullanım sıklığı 84

(14)

1 1. GĠRĠġ

Engellilik, özürlülük, sakatlık gibi terimler farklı kurum kuruluĢ ve kiĢilerce çeĢitli Ģekillerde tanımlanmıĢtır.

Türk Dil Kurumuna sözlüğüne göre sakat; vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü olan olarak tanımlanmıĢtır (www.tdk.gov.tr).

Türk Standartları Enstitüsü (TSE)‟ne göre ise vücut fonksiyonlarının kullanımında fiziki ve zihinsel kısıtlılık veya kayıp halini özürlülük olarak tanımlamaktadır (TSE 1991).

18.03.1998 tarihinde yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik‟te “engelli birey”, doğuĢtan veya edinsel (sonradan kazanılan) nedenlerle; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeĢitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaĢama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karĢılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım veya rehabilitasyon, danıĢmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan birey olarak tanımlanmıĢtır (Çınarlı 2010).

Türkiye‟de “engelli” kavramı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun 3. Maddesinin “c” fıkrasında tanımlanmıĢtır. Bu maddeye göre engelli; “doğuĢtan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeĢitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaĢamın gereklerine uymama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon, danıĢmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kiĢi” olarak tanımlanmıĢtır (Artar ve Karabacakoğlu 2003).

Engelli bireylerin sahip olduğu engel türlerinin farklı olması sonucunda engellilikte farklı sınıflamalar görülmektedir. Bu sınıflamada ortopedik, görme, dil ve konuĢma, iĢitme ve zihinsel engellilik baĢlıca türlerdir. Engelliliğin tanımı dıĢında, çeĢitleri de

(15)

2

fiziksel ve sosyal yaĢamdaki gereksinimleri değerlendirmede bir kriter olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Kentler, sadece yapılardan ve ulaĢım alanlarından oluĢmamalı ve tüm insanlar için ulaĢılabilir ve kullanılabilir olması çeĢitli donatımları gerektirir. YeĢil alanlar da bu donatımların en önemlilerindendir (Pamay 1978). Çünkü bu alanlarda tüm doğal ve kültürel koĢulların insan ve toplum yararına dengede tutulması amaçlanır. Bu nedenle insanın yaĢam alanı olarak yerleĢme mekanlarının fiziki planlamasında diğer fonksiyonlarla birlikte yeĢil alanların düzenlenmesine de büyük önem verilmelidir (Atabay 1988).

YeĢil alanlar; insanların barınma, çalıĢma gibi genel faaliyetleri dıĢında kalan zamanlarında, rekreasyon ihtiyaçlarına cevap verecek Ģekilde, yerel yönetimler tarafından, gezme, eğlence, bedensel aktivite ve boĢ zamanları değerlendirmek amacıyla düzenlenerek bitkilendirilmiĢ, kentin, alan yönünden önemli bir bölümünü oluĢturan ya da oluĢturması gereken, kentte yaĢayanların ortak olarak kullandıkları kültürel veya doğal alanlardır. Bu alanlar fonksiyon alanları içinde bulunabilir, ağaçtan ormana kadar yeĢil örtü ile ilgili tüm doğa elemanları bu tanımın içinde yer almaktadır (Dil 2004).

Yuen (1996)‟e göre kentsel yeĢil alanlar ise kent mekânı içinde fiziksel ve sosyal çevrenin niteliğini belirleyen, eğitimsel, kültürel ve rekreasyon amaçlı kullanımlara olanak tanıyan ve toplumun tüm bireylerinin kullanımına açık olan kamu mekânlarıdır (Ceylan 2007).

Kentsel yeĢil alanlar, içerdiği çeĢitli iĢlevler nedeniyle kentsel alan ve kentliler açısından çok önemli doğa parçalarıdır ve mekânsal yapılarına ve iĢlevsel özelliklerine bağlı olarak kent mekânında fiziksel ve sosyal çevre bakımından faydalar üreten fonksiyon alanlarıdır (Ceylan 2007).

1982 Anayasası 61. Maddede “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.” ifadesi engelli bireylere yönelik doğrudan bir düzenleme olarak yer almıĢ, ayrıca 1982 Anayasasında yer alan Sosyal Güvenlik

(16)

3

baĢlıklı 60. Maddede “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teĢkilatı kurar.” Ģeklindeki düzenleme ile devlete engelli bireylere yönelik onların sosyal hayata intibakları için her türlü düzenlemeyi yapma görevi verilmiĢtir (Çınarlı 2010).

Engelli hakları, tarihî geliĢim süreci içinde zorlu dönemeçlerden geçerek bugüne gelmiĢtir. Çağlayan‟ın çalıĢması (2006), geçmiĢ dönemde engellilere yönelik yaklaĢımların hangi boyutta olduğunu resmetmektedir: “Antik-Yunan döneminde, kurumlara yerleĢtirilerek toplumdan izole edilen ahlâkî/dinî temelli merhametle bakılan ve „ikinci sınıf‟ insan muamelesi gören engelliler, herhangi bir sosyal hakka sahip değildir. Bu tür uygulamalar, zaman içinde, yardım kurumlarının kurulması ve daha sonra bunların ilk engelli örgütlerine dönüĢmesiyle son bulmuĢtur”.

Sanayi Devrimi dönemine gelindiğinde, engelliler açısından yeni birtakım zorluklar söz konusu olmuĢ, engelli-yoksul insanlar kategorileĢtirilerek dramatik sartlarda yasamaya zorlanmıĢ ve bu insanların sayısı günden güne artmıĢtır. Yine bu dönemde, fabrikasyon üretim sistemi ve emeğin ücretlendirilmesi yükselmiĢ, engelliler üretime katkı sağlayabileceklerine rağmen; engel veya özürlerinden dolayı emek piyasasından dıĢlanmıĢ ve marjinalleĢtirilmiĢtir (Özgökçeler ve Alper 2010).

1950‟li yıllar, engellilik olgusunun, uluslararası alanda daha yoğun bir biçimde “tartıĢılabilir” bir sorun haline gelmesine tanıklık etmistir. Söyle ki; I. ve II. Dünya SavaĢları maddî-manevî değerler bakımından olağanüstü yıkımlara yol açmıĢ ve mevcut olan engelli nüfusa milyonlarca engelli nüfusun eklenmesi neticesini doğurmuĢtur. Tüm bu olumsuzluklarına karĢın, her iki Dünya SavaĢı‟nda toplumların genç insan gücünün cepheye sürülmesi ve cephe gerisinde üretimin devamı için ihtiyaç duyulan iĢgücü açığının engellilerle giderilmeye çalıĢılması, engellileri öne çıkartan ve önemini artıran önemli bir geliĢme olmuĢtur. Bu bağlamda, yaĢlı ve kadın nüfusa ek olarak, engelli nüfus savaĢ dönemi iĢgücü gereksinimini karĢılayan önemli bir unsur olmuĢtur. Bu durum, engellilerin hangi iĢleri daha rahat yapabileceği konusunda önemli bir deneyim sağlamıĢ; meslekî rehabilitasyon ile meslekî ve teknik eğitim ve bilimsel iĢ analizlerinin gerekliliğini ortaya çıkarmıĢtır. SavaĢta engelli hâle gelen insanlarla, savaĢ karĢıtı

(17)

4

hareketlerin ittifakı ile oluĢturulan kampanyalar, engelli hakları sorununu tüm modern toplumların önüne koymakta baĢarılı olmuĢtur. Ayrıca savaĢın taraflarının çoğunluğunun geliĢmiĢ ülkeler olması da engelliliği „daha görünür‟ bir konuma getirmiĢ; artan engelli nüfusunun sağlık ve psikolojik yardıma taleplerinin artması ülkeleri bu konularda belirli düzenlemeler yapmaya yöneltmiĢtir. Böylece ABD, Fransa, Ġngiltere gibi geliĢmiĢ ülkeler, engellilik meselesinin farkına varmaya baĢlamıĢ ve uluslararası politikalarda ve özellikle BirleĢmiĢ Milletler (UN) vasıtasıyla engelliliğin ekonomik ve sosyal yükümlülüğünü gidermek için birlikte çalıĢma ve bilinci yükseltmek için etkilerini kullanmıĢlardır. Engellilikle ilgili çalıĢmaların bir bakıma savaĢ-dönemi Ģartlarının beslediği mecburiyet sonucu yürütüldüğü bu dönemde, geliĢmiĢ ülkelerin katkıları ile UN gündemine alınmıĢtır. UN‟un engellilere yönelik çalıĢmaları ilk dönemde engellilerin yaĢam kalitelerini yükseltmeye yönelik olmuĢ bu kesime yönelik, rehabilitasyon ve eğitim hizmetleri ağırlık kazanmıĢtır (Gökmen, 2007).

Gökmen (2007), II. Dünya SavaĢı-sonrası dönemde engelli bireylerin vatandaĢlık haklarının eskiye kıyasla daha çok dikkate alınmaya baĢlandığını belirtmektedir. Bu bağlamda, engelli bireylerin toplumdaki diğer bireyler gibi her türlü vatandaĢlık hakkına sahip oldukları kabul edilerek engelli hakları pek çok ülkede anayasal güvence altına alınmıĢ ve yasalarla desteklenmiĢtir. Ancak yasalarla güvence altına alınan bu hakların kullanımı çoğu kez kâğıt üstünde kalmıĢ ve sağlıklı bir iĢlerlik kazanamamıĢtır. Engelli haklarının geliĢim seyrinde bir kilometre taĢı sayılabilecek temel etmen olan “engelli hakları hareketi”, engellilere iliĢkin ahlâkî-tıbbî-sosyal modeller arasındaki geçiĢin hangi boyutlarıyla olduğunu gözler önüne sermesi bakımından da büyük önem taĢımaktadır.

Türkiye, 1990‟lı yılların ikinci yarısından itibaren engellilere yönelik uygulamalar için politika belirleme, yasal mevzuatı ve kurumsal yapıyı oluĢturma faaliyetlerini yoğunlaĢtırmıĢtır. 1997 yılında Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı‟nın kurulması, 1999 yılında ilk “Özürlüler ġûrası”nın toplanması ve 2005 yılında kısaca “Özürlüler Kanunu” olarak bilinen yasal düzenlemenin yapılması söz konusu kesime yönelik politikalardaki yoğunlaĢmanın temel göstergelerini oluĢturmaktadır (Özgökçeler ve Alper 2010).

(18)

5

BirleĢmiĢ Milletler (UN/United Nations) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO/World Health Organization) tarafından hazırlanan raporlara göre dünya nüfusunun yaklaĢık %10‟unu engelli bireyler oluĢturmakta, bu oran bazı ülkelerde %15‟lere ulaĢmaktadır. Bu veriler doğrultusunda dünyada yaklaĢık olarak 650–700 milyon engelli birey olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise Türkiye Ġstatistik Kurumu (TÜĠK) verilerine göre nüfusumuzun %12‟si engelli bireylerden oluĢmaktadır. Buna göre, ülkemizde yaklaĢık olarak 8,5 milyon engelli bireyin yaĢadığı anlaĢılmaktadır.

Engelli insanların oranının bu kadar yüksek olduğu ülkemizde, birbirinden farklı engel türlerine sahip bireylerin özellikle yaĢadıkları mekânlarda, yaĢadığı mekânlardan kentsel mekânlara ulaĢabilmede ve kentsel mekânları özgürce kullanabilmede karĢılaĢtığı pek çok sorun bulunmaktadır. Bu gruplardaki bireyler, engelleri nedeniyle kentsel mekânda karĢılaĢtıkları olumsuzluklardan dolayı günlük hayatın gerektirdiği ihtiyaçlarını karĢılayamamaktadır. Kentsel mekânda, engelli bireylerin hayatlarını zorlanmadan devam ettirecek biçimde hareketliliklerinin sağlanmaması, sosyal gereksinimlerini karĢılamaktan da yoksun bırakılmalarına neden olmaktadır.

Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engeller ulaĢım ve fiziksel çevre sorunudur. Engelli bireylerin içinde yaĢadıkları fiziksel çevre, sahip oldukları fiziksel iĢlev bozuklukları/yetersizlikleri ve bunun yol açtığı sınırlamalar yüzünden büyük önem taĢımaktadır. Yollar, kaldırımlar, kamu binaları, parklar ve bahçeler, okullar, içinde yaĢanılan konutlar, ulaĢım araçları ve bunun gibi daha bir çok fiziksel çevre unsuru, engellilerin topluma katılmasının önünde ciddi birer engel oluĢturmaktadır (KarataĢ 1998).

Engelli bireylerin, sosyal hayattan dıĢlanmadan, toplumun bütünü ile bağımsız olarak sosyal gereksinimlerini karĢılayabilmesi için kamusal kullanım alanlarından biri olan ve kentsel yaĢam kalitesinin arttırılmasında önemli bir etken olan kent parklarından yararlanabilmeleri gerekmektedir.

Yapılan çalıĢmalar sonucunda elde edilen veriler çerçevesinde kentsel mekânın kullanımında engelli bireylerin önemli sorunlar yaĢadıkları tespit edilmiĢtir. Bu

(19)

6

sorunlar, hem kentsel mekânın kullanımıyla ilgili fiziksel sorunları içermekte, hem de kent yaĢamını ilgilendiren sosyal problemleri içine almaktadır. Bu problemler ise kiĢinin sosyalleĢmesine engel olmaktadır. Birey ayrımcı uygulamalar sebebiyle çalıĢma hayatına dahi adım atamamaktadır. Engelli bireyler kent içi mekânlarda rahatlıkla hareket edemediği gibi kent içi ulaĢım araçlarını da günlük hayatlarını sürdürebilecekleri biçimde kullanamamaktadır. Bireyler aynı zamanda kurumların ve kent içi birçok yapının engelli bireylere uygun yapılmaması nedenleriyle engelli olmanın getirdiği olumsuzlukları en üst düzeyde yaĢamaktadır.

Bu bağlamda bu çalıĢmanın amacı; Antalya ilinin sahip olduğu büyük kent parklarından biri olan Antalya Atatürk Kültür Parkı örneğinde parklarda bulunan unsurların ulusal ve uluslararası standartlar göz önünde tutularak her engel türünde engelli bireylerin kullanımı açısından uygunluğunu sorgulamaktır. Bu sorgulama sürecinde alandaki unsurlar çeĢitli ölçümler yapılarak incelenmiĢtir. Bu süreçte çalıĢmayı desteklemesi açısından engelli kullanıcıların park alanlarına ulaĢmada ve gittiklerinde alanda karĢılaĢtıkları problemler anket yöntemiyle tespit edilmiĢtir. Bu sorunlara engelli bireylerle ve engellilerle ilgili kurum ve kuruluĢlarla yapılan görüĢmeler de ayrıca ıĢık tutmaktadır. Aynı zamanda sorunların yanında bireylerin alandan beklentileri de ortaya konulmuĢtur.

(20)

7

2. KURAMSAL BĠLGĠLER VE KAYNAK TARAMALARI

Bu bölümde tez içinde yer alan park, engellilik tanımlarına ve daha önce bu konuda yapılmıĢ olan çalıĢmalara yer verilmektedir.

2.1. Kuramsal Bilgiler

Kuramsal bilgiler kent parkı tanımları ve engelliliğin tanımları, nedenleri ve türleri olarak iki baĢlıkta incelenmiĢtir.

2.1.1. Kent parkı tanımları

Kent, sürekli toplumsal geliĢme içinde bulunan ve toplumun, yerleĢme, barınma,

gidiĢgeliĢ, çalıĢma, dinlenme, eğlenme gibi gereksinmelerinin karĢılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraĢılarda bulunduğu, köylere bakarak nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komĢuluk birimlerinden oluĢan yerleĢme birimidir. Kentsel çevre, kent özelliklerinin baĢat olduğu, özdeksel yapısıyla ve kentlileĢmiĢ insanlarıyla kırsal alanlardan belirli bir biçimde ayırt edilebilen çevredir (KeleĢ 1998).

Açık alanlar, insanın yaĢantısını sürdürdüğü, üzerinde yapı yapılmıĢ kapalı uzamların dıĢında kalan, ya doğal durumunda bırakılmıĢ ya da tarımsal ve konut dıĢında dinlenme amaçlarına ayrılmıĢ kent parçasıdır. YeĢil alanlar ise kent ve kasabalarda, insanların dinlenmesini, gezmesine, çocukların oynamasına ayrılan ve bu yerlerin bir taĢ yığını görünümü kazanmasına engel olmak amacıyla, kent yönetimlerince düzenlenen gezilik, ağaçlı yol gibi ortak kullanım alanlarıdır (KeleĢ 1998).

KeleĢ (1998)‟e göre park (gezilik) tanımı; “Dinlenme, eğlenme ya da doğadan daha çok yararlanma amacıyla, ya olduğu gibi doğal durumunda bırakılmıĢ ya da görsel nitelikleri değiĢtirilerek değerlendirilmiĢ oturma, seyretme ve yürütme gibi, edilgin eğlenme ve dinlenmeye olanak sağlayan açık ve yeĢil alandır.” Ģeklinde tanımlanmaktadır.

(21)

8

Türk Dil Kurumu (2011)‟na göre ise park kavramı; “Bir yerleĢme merkezinde halkın gezip hava alması için düzenlenmiĢ ağaçlı ve çiçekli büyük bahçe.” Ģeklinde tanımlanmaktadır.

Olmsted ve Kimball (1973) göre park; daima ağaç ve çimle kaplı bir tür açık ve yeĢil alanı anlatmaktadır. Sözcüğün türetilmesinde en çok kabul gören görüĢ kökenini bir alanın kuĢatılmasında bulmaktadır. Bu tanıma göre park; “Etrafı çit ya da duvarlarla çevrili yer.” anlamına gelmektedir. Bunun yanısıra daha az yaygın bir tanımlamaya göre park, içerisinde oyun veya ağaçları bulunduran yer olarak tanımlanmaktadır (Polat 2001, Al-qudah 2006).

Onsekiz (2003)‟e göre park alanları, “Kent içi yeĢil alan oluĢturma niteliği ile yeĢil alan ve yapılı çevre arasında dengeli arazi kullanımının sağlanması açısından kentsel bir öneme sahip olmasının yanı sıra aynı zamanda toplumsal rolü yüksek olan ortak kullanım mekânlarıdır. Farklı insanların karĢılaĢması, tanıĢması, konuĢması, kentsel yaĢamı paylaĢması gibi sosyal ihtiyaçların karĢılanması ve sosyo-kültürel süreklilik ve geliĢmenin sağlanması açısından, toplumsal iletiĢimin gerçekleĢtiği kültürel odak noktaları olarak da nitelendirilebilirler. Toplumsal boyuttaki bu iliĢkiler, konut dokusu içerisinde etkin ortak kullanım mekânları oluĢturulması, kentsel mekânın sosyal ve mekânsal boyutlarda daha etkili kullanılması ve mekânı oluĢturan iĢlevlerin olabildiğince canlı tutulması amacında; anlam ve aktivite çeĢitliliği açısından ayrıcalıklı bir öneme sahiptir ve konut alanlarında da aynı etkinliği göstermektedir. Park alanları, kentte canlı bir çevre yaratılmasında, yoğun kent merkezinde insan/ çevre iliĢkisinin kurulmasında ve kentsel dolaĢım ve aktivite alanlarının oluĢturulmasında etkin bir öğe” olarak açık ve yeĢil alan varlığı anlamında kentsel yaĢam kalitesinin sosyal açıdan da mekâna indirgenmesi sebebiyle, önemli bileĢenlerinden biri olarak nitelendirilebilir (Sırtkaya 2007).

Kent parkı; kentlinin kolay ulaĢabileceği, kentin gürültü ve karmaĢasından kurtulup rekreasyonel etkinliklerde bulunabileceği alanlardır (Özkır 2007).

(22)

9

Ertekin (1992)‟e göre kent parkları, kentin ekolojik dengesini korumak ve kentlinin rekreasyon ihtiyacını karĢılamak üzere kentin odak noktalarında bulunması gereken ve içinde toplumu oluĢturan her yaĢ grubundan insanın aktif-pasif rekreasyon gereksinmelerini karĢılamaya yönelik tesis ve olanaklara yer veren kent içi açık yeĢil alanlardır. Kent parkları, karmaĢık kentsel organizasyon içerisinde, kentleĢmeye koĢut olarak geliĢen kopuk doğa-insan iliĢkisinin yeniden kurulmasında çok önemli ve çeĢitli iĢlevler yüklenen kamusal hizmet alanlarıdır. Kentsel yerleĢmeler içinde genellikle merkezi olarak konumlanan, görsel olarak kentin bir parçası olan alanlardır. Ġnsanların günlük kullanımı için rahatlıkla ulaĢabilecek yerlerde bulunurlar ve yürüyüĢ, koĢu, dıĢ mekânda oturma, piknik yapma, oyun ve benzeri gibi bireysel ya da grup eylemlerine olanak sağlarlar (Özkır 2007).

Kentin tümüne hizmet eden bu alanlar kent büyüklüğüne bağlı olarak bir ya da birkaç tane olabilir. Kent parkları her 100 kiĢi için 1 dekar olmak üzere, nüfusun büyüklüğüne göre, 40-400 ha. arasında olmalıdır. Kent parkı etki alanı 3.200-4.000 m arasındadır. Bu parkların kentsel yerleĢim birimlerine yakın ya da uzak olması önemli bir tasarım kriteri değildir. Bu alanlar en az 2-4 km., 30-60 dakikalık yürüme mesafesinde, toplu ulaĢım sistemi ile doğrudan ve kolayca ulaĢılabilecek mesafede 5-20 km uzaklıkta bulunmalıdır (Dil 2004). Kent parklarının 30 dönüm ve üzeri büyüklüğünde olması durumunda bulundukları kentin büyükĢehir belediyelerinin sorumluluğu altına girerler.

Kent parkları koruluk alanlar, değiĢen topografya ve su elemanları, piknik alanları, botla gezinti, yüzme, bir doğa merkezi, yürüyüĢ ve atla gezinti yolları, günübirlik kamp alanları ve informal spor olanakları bulundurabilirler (Özkır 2007).

Aygün (2005)‟e göre kent parkları, mahalle parklarına oranla daha büyük alana sahip olmalı, her cins ve yaĢta, sağlıklı veya engelli bireyler için ulaĢılabilirlik ve kullanılabilirliği olan alanlar olmalı ve mahalle parklarında bulunmayan fonksiyonları içermelidir. Parktaki hizmet ve aktivitelerin çeĢitliliği, niteliği parkın büyüklüğüne göre değiĢmektedir. Bunlar yapay göller, açık hava sergi ve tiyatro anfileri, yüzme havuzu, tenis kortları, futbol sahaları, piknik alanları, yaya gezinti alanları, paten alanları,

(23)

10

oturma yerleri, teraslar, çay bahçeleri, kafe ve lokantalar, acil yardım, PTT gibi servis hizmetleri için tesisler, tuvaletler, otoparklar, ile servis yolları kent parkı içinde yer almalıdır. Çünkü yetiĢkin insanların günlük yorucu çalıĢmaları sonucu kendilerini yenilemek için dinlenmesi, hızlı çalıĢma temposunun etkilerinin azaltılması ile kentsel ortamın yarattığı sinirsel gerilimi atarak ruhsal yönden güçlenmesi, kent parklarının sağlayacağı dinlenme, eğlence ve oyun olanaklarıyla mümkün olabilir. Bunların yanında bakım onarım hizmetleri ile alt yapı sistemleri de üzerinde önemle durulması gereken planlama çalıĢmalarıdır. Kent parklarında oluĢturulan fonksiyonlar arasında bir bütünlük olmalı ve ziyaretçilerin tüm alanı dolaĢması sağlanmalıdır (ÖzdingiĢ 2007).

2.1.2. Engelliliğin tanımları, nedenleri ve türleri

WHO (1980), yayınlamıĢ olduğu bildirgesinde engellilik ile ilgili temel kavramları aĢağıdaki Ģekilde tanımlamıĢtır. Bu tanımlamalarda hastalık sonuçlarına dayanan ve sağlık boyutuna ağırlık veren bir sınıflandırma yapılmıĢ, engellilik için aĢağıda sunulan üç ayrı kategoride tanım geliĢtirilmiĢtir:

Yetersizlik (Impairement); Fizyolojik, psikolojik veya anatomik yapının fonksiyon kaybı ya da normalden sapması halidir. Bu tanım, organ düzeyindeki bozuklukları ifade eder, hastalığın belirti ve bulgularını içerir.

Özürlülük (Disability); Sağlığın bozulması sonucu oluĢan yetersizlikten dolayı herhangi bir yeteneğin normale oranla azalması veya kaybedilmesidir. Bu tanım bireysel düzeydeki fiziksel ve zihinsel yeti kaybını ifade eder.

Engellilik (Handicap); Yetersizlik veya engellilik nedeniyle kiĢinin yaĢ, cinsiyet, sosyal ve kültürel düzeyine göre normal kabul edilen yaĢam gereklerini yerine getirememesi durumudur (ÖZĠ 2005).

UN (1998) ise engelli bireyi, “uzun dönemli fiziksel veya zihinsel sorunlara ya da sağlık problemlerine bağlı olarak yapabileceği aktivitelerin türünde veya sayısında sınırlılık olan kiĢidir” Ģeklinde tanımlamıĢtır (Burcu ve Kamanlıoğlu 2006).

(24)

11

Türk Standartları Enstitüsü (TSE); vücut fonksiyonlarının kullanımında fiziki ve zihinsel kısıtlılık veya kayıp halini engellilik olarak tanımlamaktadır (TSE 1991).

Engelliliğin nedenleri, doğuĢtan gelen engellilik ve sonradan olan engellilik olarak iki ana baĢlık altında incelenebilir. Her iki engelliliğin nedenleri aĢağıda verilmiĢtir. 1. DoğuĢtan (konjenital) gelen engellilik

DoğuĢtan engellilik ve genetik hastalıklar  Akraba evlilikleri

 Kalıtsal hastalıklar

 Kan grubu (Rh) uyuĢmazlığı Annenin sahip olduğu kronik hastalıklar

 Diabet (ġeker hastalığı)

 Hipertansiyon (Yüksek tansiyon)  Epilepsi (Sara hastalığı)

 Kalp hastalıkları

Gebelikte geçirilen enfeksiyon hastalıkları  Kızamıkçık

 Toksoplazma  Hepatit B  Suçiçeği

 Cinsel yolla bulaĢan hastalıklar Annenin yaĢı

Annenin hamilelik döneminde karĢılaĢtığı sorunlar  Doktor kontrolünde kullanılmayan ilaçlar

 Tehlikeli kimyasal maddeler sonucu annenin zehirlenmesi  Röntgen ıĢınlarına maruz kalma

 Annenin kötü ve yetersiz beslenmesi  Stres

Doğum esnasında karĢılaĢılan sorunlar

 Uzun süren doğum süresi sonucu bebeğin oksijensiz kalması  Doğum esnasındaki yanlıĢ uygulamalar

(25)

12 Doğum sonrasında karĢılaĢılan sorunlar

 Bebekte yüksek ateĢ ve havale görülmesi  Kafa travmaları, kazalar

 Uzun süren sarılık  Zehirlenmeler

 Bebeğin aĢırı derecede antibiyotik veya diğer ilaçları alması  Yeni doğan döneminde rastlanılan metabolik sorunlar

2. Sonradan olan engellilik

 Zihinsel rahatsızlıklar ve psikososyal örselenmeler,  Kronik, bulaĢıcı ve salgın hastalıklar

 Alkol ve ilaç bağımlılığı

 Ev, iĢ, trafik kazaları ve meslek hastalıkları  Afetler, terör veya savaĢta sakatlanmalar

 YaĢlanmaya bağlı olarak kiĢilerde oluĢan bir takım yetersizlikler sonucu oluĢan engellilik (Altınokta 2009).

Engel türlerinin sınıflandırılmasına iliĢkin çeĢitli yaklaĢımlar bulunmaktadır. BaĢbakanlık Özürlüler Ġdaresi BaĢkanlığı (ÖZĠ) ve TUĠK tarafından 2002 yılında yapılan Türkiye Özürlüler AraĢtırmasında engellilik altı ana baĢlık altında incelenmektedir (Tufan ve Arun 2006) :

Ortopedik Engelli; Kas ve iskelet sisteminde yetersizlik, eksiklik ve fonksiyon kaybı olan kiĢidir. Kol, ayak, bacak, parmak ve omurgalarında kısalık, eksiklik, fazlalık, yokluk, hareket kısıtlılığı, Ģekil bozukluğu, kas güçsüzlüğü, kemik hastalığı olanlar, felçliler, serebral palsi (beyin felci), spastikler ve spina bifida (omurga açıklığı) olanlar bu gruba girmektedir.

Görme Engelli; Tek veya iki gözünde tam veya kısmi görme kaybı veya bozukluğu olan kiĢidir. Görme kaybı ile birlikte göz protezi kullananlar, renk körlüğü, gece körlüğü olanlar da bu gruba girmektedir.

(26)

13

ĠĢitme Engelli; Tek veya iki kulağında tam veya kısmi iĢitme kaybı olan kiĢidir. ĠĢitme cihazı kullananlar da bu gruba girmektedir.

Dil ve KonuĢma Engelli; Herhangi bir nedenle konuĢamayan veya konuĢmanın hızında, akıcılığında, ifadesinde bozukluk olan ve ses bozukluğu olan kiĢidir. ĠĢittiği halde konuĢamayanlar, gırtlağı alınanlar, konuĢmak için alet kullananlar, kekemeler, afazi, dil-dudak-damak-çene yapısında bozukluk olanlar bu gruba girmektedir.

Zihinsel Engelli; ÇeĢitli derecelerde zihinsel yetersizliği olan kiĢidir. Zekâ geriliği olanlar, Down Sendromu, Fenilketonüri (genetik geçiĢli kalıtsal bir metebolizma bozukluğudur) bu gruba girer.

Süreğen Hastalık; KiĢinin çalıĢma kapasitesi ve fonksiyonlarının engellenmesine neden olan, sürekli bakım ve tedavi gerektiren hastalıklardır (kan hastalıkları, kalp-damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, idrar yolları ve üreme yolları hastalıkları, cilt ve deri hastalıkları, kanserler, endokrin ve metabolik hastalıkarı, sinir sistemi hastalıkları, AĠDS) (ÖZĠ 2010).

2.2. Kaynak Taramaları

ÖZĠ (2010) tarafından yapılmıĢ olan “Özürlülük Eğitimi: Toplum Özürlülüğü Nasıl Anlıyor Temel AraĢtırması” adlı araĢtırmada yapılı çevre ve kentsel hizmetlerin (toplu taĢıma araçlarının, binaların, caddelerin, sokakların, kaldırımların, vb.) engelliler için uygun olup olmadığı sorgulanmıĢtır. Yapılan anket çalıĢmasında katılımcıların büyük bir çoğunluğu (% 90,1) toplu taĢıma araçları, binalar, cadde, sokak ve kaldırımların engelliler için uygun olmadığını belirtmiĢlerdir. Türkiye‟de yapılı çevre düzenlemelerinde engelliler için gerekli ölçütlerin göz önünde bulundurulmaması nedeniyle, kamuya açık alanlarda, binalarda, konutlarda ve toplu taĢıma hizmetlerinde engellilerin ulaĢılabilirliğinin sağlanamaması, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun engellilerin günlük yaĢamda karĢılaĢtığı engeller nedeniyle kentsel yaĢama katılamadıkları ortaya çıkmıĢtır.

(27)

14

Bekiroğlu (2000)‟nun “Görme Özürlülerin Kullanımına Yönelik Park Tasarımı Kriterleri” adlı araĢtırmasında, görme engelli bireyin parklardaki kullanım ve dolaĢım kısıtlamalarını en aza indirgemek amacıyla karĢılaĢılan sorunlar ele alınmıĢ, davranıĢ ve gereksinmeleri incelenmiĢ, tasarım kriterleri belirlenmiĢ ve bunların sonucunda uygulamaya ve kullanıma yönelik çözüm önerileri çizimlerle desteklenerek verilmiĢtir.

Yılmaz vd (2006)‟nın yaptığı “Kent Açık-YeĢil Alanlarına Fiziksel Engellilerin EriĢimi: Erzurum ve Tokat Kent Örnekleri” adlı çalıĢma; kentsel açık-yeĢil alanlar ve ortak kamu mekânlarının fiziksel engellilerin yararlanma durumlarını, karĢılaĢtıkları sorunları ve beklentilerini ortaya koymak amacıyla Erzurum ve Tokat kentlerinde yürütülmüĢtür. Erzurum‟da 260 ve Tokat‟ta 367 fiziksel engelliden toplam 131 kiĢiye ulaĢılmıĢ ve birebir standart anket yapılmıĢtır. Erzurum‟da katılımcıların %96,2‟si, Tokat‟ta ise %96,6‟sı mevcut kent parklarının fiziksel engelliler için yetersiz olduğunu vurgulamıĢtır.

ÖzdingiĢ (2007)‟in “Ġstanbul Kent Parklarının Bedensel Özürlüler Açısından Değerlendirilmesine Yönelik Bir AraĢtırma” adlı çalıĢmasında engelli bireylerin kent parklarındaki aktivite alanları ile ilgili beklentileri değerlendirilmiĢ, yapılan anket çalıĢmasıyla katılımcıların çoğunluğunun, kent parklarının sosyalleĢmeye imkân tanımasını istediği belirlenmiĢtir. Bu nedenle engelliler için ayrı bir yerde, toplumun genelinden soyutlanarak oluĢturulan engelliler parkı yerine, toplumla bütünleĢebilecekleri, bütünün içinde var olabilecekleri kent parklarına ulaĢılabilirliğin ve bu alanların kullanabilirliğinin sağlanması gerektiği gibi engelli bireylerin toplumda yalnız kalmak ve toplumdan dıĢlanmak istemedikleri gözlemlenmiĢtir.

Özcan (2008)‟ın “Engelli Standartlarının Adana Kenti Açık ve YeĢil Alanlarında Analizi ve Uygulama Örnekleri” adlı araĢtırmasında, fiziksel engelli bireylerin Adana kentindeki açık ve yeĢil alanlarda (parklar, piknik alanları, bulvarlar, sokaklar, caddeler, alıĢ veriĢ merkezleri) karĢılaĢtıkları sorunların saptanması, saptanan sorunların çözümü için yurt dıĢı ve yurt içi örnekler doğrultusunda uygulanabilir tasarımların oluĢturulmasına çalıĢılmıĢtır.

(28)

15

Seeland ve Nicole` (2006) “Public green space and disabled users” (Halka Açık YeĢil Alanlar ve Engelli Kullanıcılar) adlı çalıĢmasında Güney Almanya‟daki Constance Göl‟ünde yer alan Mainau Adasında bulunan parkta yapılan deneysel bir çalıĢmayla ekonomik anlamda geliĢmiĢ batı dünyası toplumlarda oranının arttığı, özel yardım ve hizmetlere bağımlı hale gelen engelli bireylerin ihtiyaçlarına elveriĢli uygun ortamlara bağımlılıklarını araĢtırmıĢlar. AraĢtırmanın sonucunda resmi olarak engelli kabul edilmiĢ bireylerin, özellikle engelli ziyaretçiler için tasarlanmıĢ yeĢil alanlarla damgalanmıĢ hissettikleri, daha hafif engelli bireylerin daha çok ilgi ve hizmet beklediği ve özellikle iyi eğitimli yüksek gelire sahip „Standard kullanıcıların‟ ise tüm ada parkının tasarım ve altyapısının engelli ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karĢılaması gerektiği konusunda istekli görünmedikleri ortaya çıkmıĢtır. Bu problemlerin de planlama ve yönetim yoluyla çözülmeleri gerektiği vurgulanmıĢtır.

Rosemary vd (2007) “City centre accessibility for wheelchair users: The consumer perspective and the planning implications” (Tekerlekli sandalye kullanıcıları için Ģehir merkezine eriĢebilirlik: tüketici bakıĢ açısı ve planlama sonuçları) adlı çalıĢmada son „engelli‟ teĢebbüsü kapsamında, tekerlekli sandalye kullanıcıları ile yapılan 150 detaylı görüĢmeden, Engelli Ayrımı Yasasının 1995 yılında Ġngiltere‟de yürürlüğe girmesinden 10 yıl sonra bugünkü Ģehir merkezinin eriĢilebilirliği incelenmiĢ ve tekrar değerlendirilmiĢtir. AraĢtırmanın sonunda çevre yapılandırması, toplu taĢıma ve alıĢveriĢ eylemlerinin bugünkü düzeyi, tekerlekli sandalye kullanıcılarının Ģehir merkezindeki fiziksel hareketliliklerini sınırlandırıcı bazı zorluklar sunmaya devam etmekte olduğu ortaya çıkmıĢtır. Örneğin, tekerlekli sandalye kullanıcılarının çoğunluğu (% 61) alanların planlanma ve tasarlanma Ģeklinin kendilerini engelli durumuna soktuğunu düĢünmekte olduğu, % 80‟i modern kapalı alıĢveriĢ merkezlerinin rahat hareket imkanı sağladığını düĢünürken, % 33 ve üzeri tarafından taĢıt trafiğine açık alıĢveriĢ caddeleri ve geleneksel pazar alanlarının problemli kabul edildiği görülmüĢtür. Önemli deneysel kanıtlara dayanılarak, daha fazla endiĢeli hal alan dünya karĢısında herkes için daha eriĢilebilir Ģehir merkezi alanları ve „alt yapı‟ oluĢturmak için konuyla alakalı daha ilgili bulguların genelleĢtirilmesi gerektiği vurgulanmıĢtır.

(29)

16

Philippa vd (2009) “Urban built environments and trajectories of mobility disability: Findings from a national sample of community-dwelling American adults (1986–2001)” (Kentsel yapısal çevreler ve engellilerin hareket yönleri: yetiĢkin amerikalılarla yapılan ulusal örnekleme bulguları) adlı çalıĢmada 15 yıl boyunca izlenen 45 yaĢ üzerinde Amerikalı yetiĢkinler örneğinde engelliliğin hareketliliği üzerinde yapısal çevrenin (Düzensiz ve süreksiz kaldırımlar, yoğun trafik ve eriĢilemez toplu taĢıma araçları daha ileriki yaĢlarda dıĢ mekân hareketliliği için engel yaratabilecek yapılı çevrenin özelliklerinden sadece bazılarıdır.) rolü incelenmiĢtir. Amerikan‟ların DeğiĢen Hayatları ÇalıĢması (1986-2001)‟dan elde edilen ulusal veriler ile birlikte çok düzeyli lojistik büyüme eğrisi kullanılarak, hareket engelinin yönlerinin yaĢlı gruplarda zorlaĢtığı ortaya çıkmıĢtır. Kadınlar ve düĢük eğitimli kimseler daha çok hareket engeli yaĢıdığı ve sadece bir kronik rahatsızlığın varlığı bile dört çalıĢma dalgasının her birindeki hareket engellerini ikiye katladığı görülmüĢtür. Daha motorize ulaĢıma sahip çevrelerde yaĢayan yaĢlı bireyler, daha yaya dostu çevrelerde yaĢayan yaĢlı bireylerden 1,5 kat daha yüksek hareket engeli bulunan göreceli olasılıklar oranıyla iliĢkilendirilmiĢtir. Bu sonuç, yapısal çevrelerin yaĢlı bireyler için hareket zorluklarını daha da arttırdığını ortaya koymuĢtur. Nüfus yaĢlandıkça engelliliği en aza indirgeme yolları hesaba katıldığında, kentsel yapısal çevredeki basit değiĢiklikleri hayata geçirmek, bireysel düzeyde risk etkenlerini değiĢtirmek için çaba harcamaktan daha kolay olacağı vurgulanmıĢtır.

Therrien ve Desrosiers (2010) “Participation of metropolitan, urban and rural community-dwelling older adults” (Metropol, Ģehir ve kırsalda yaĢayan yaĢlıların katılımı) adlı çalıĢma kırsalda, Ģehirde ve büyükĢehirde yaĢayan yaĢlı bireylerin yaĢama katılım düzeyini karĢılaĢtırmayı ve her tür koĢula göre yaĢama katılımla iliĢkili sosyodemografik etkenleri keĢfetmeyi amaçlamıĢtır. Normal yaĢlanma süreci gösteren rasgele 350 katılımcı seçilmiĢtir. Günlük aktiviteler ve sosyal rollerdeki katılım „YaĢam AlıĢkanlarının Değerlendirilmesi‟ ile ölçülmüĢtür. Sosyodemografik ve çevresel veriler anket çalıĢmasıyla toplanmıĢtır. Kırsal bölgelerden katılımcıların eğitim düzeylerinin ve maaĢlarının düĢük olduğu, toplu taĢıma araçlarına eriĢimlerinin olmadığı ve mağazalara diğerlerine göre daha az eriĢime sahip oldukları tespit edilmiĢtir. BüyükĢehir bölgesinden katılımcılar daha az araba kullanımı, sosyal yardımlardan daha az tatmin olma ve oturdukları semtlerde kendilerini daha az güvende hissetme konularında diğer katılımcılardan ayrılmıĢlardır. Bununla beraber büyükĢehir, Ģehir ve kırsal gruplar

(30)

17

arasında günlük aktivitelere ve sosyal rollere katılımda çok büyük bir fark bulunmamıĢ. Bunun yanında, daha çok katılımla iliĢkilendirilen değiĢkenler tüm üç bölge için de birbirine benzer nitelikte görülmüĢ. Bu, büyükĢehirde, Ģehirde ve kırsal bölgede yaĢayan yaĢlı bireylerin koĢulları farklı olsa da, günlük aktiviteler ve sosyal rollerdeki katılımlarının benzer olduğunu vurgulamıĢtır.

Froehlich-Grobe vd (2008) “Physical access in urban public housing facilities” (Kentlerdeki iskan tesislerinde fiziksel eriĢim) adlı çalıĢmada, özel tesislere bütçesi yetmeyen yaĢlı bireyler dahil bedensel engelli bireylerin barındırılmasında önemli bir rolü olan iskan tesislerinin ortak kullanım alanlarındaki fiziksel eriĢimin genel özellikleri araĢtırılmıĢtır. Ondört iskan tesisi eriĢebilirliğin altı özelliği açısından değerlendirilmiĢtir. Değerlendirilen çoğu tesisin dikey tabelayla belirlenmiĢ en az 1 park alanına sahip olduğu (% 86), düz zeminli veya rampalı giriĢinin bulunduğu (% 86) ve 81 cm geniĢliğinde dıĢ kapıya sahip olduğu tespit edilmiĢtir (% 71). Yarısının kullanılabilir halka açık tuvaletlerinin bulunduğu ve bu tuvaletlerin çoğunun 32 inç geniĢliğinde antresinin bulunduğu ve klozetin yanında en az 1 tane tutunma çubuğunun bulunduğu görülmüĢtür. Çoğu tesis yöneticisi eriĢilebilirlik düzenlemelerinin yerine getirilebilmesi için yapılmıĢ bina tadilatlarını belirleyebilecek durumdaymıĢ. Sonuçlar federal hükümetçe desteklenmiĢ barınma tesislerinin nispeten büyük bir bölümünün (% 14 - 29) federal yönetmeliklere uygun olmadığını ortaya koymuĢtur. Ġskan tesislerinde herkes için eriĢim sağlanabilmesi için eğitim seviyesinin yükseltilmesine ve uyuma ihtiyaç gerektiği vurgulanmıĢtır.

(31)

18 3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

Antalya Atatürk Kültür Parkı çalıĢmanın ana materyalini oluĢturmaktadır. ÇalıĢma konusuyla ve alanla ilgili literatür (tezler, kitaplar, makaleler, projeler, çalıĢmalar, internet siteleri vs.), engelli bireyler için düzenlenmiĢ ulusal ve uluslararası standartlar, engelli bireylerle ve engellilerle iliĢkili kurum, kuruluĢ ve sivil toplum örgütleri ile yapılan görüĢmeler, alanda belirlenen unsurların (giriĢler, rampalar, merdivenler, yürüme yolları, kentsel donatılar vb.) fotoğrafları ve ölçümleri, engelli bireylerle yapılan anket çalıĢmasının sonuçları çalıĢmanın diğer materyallerini oluĢturmaktadır.

Antalya ilinin MuratpaĢa ilçesine bağlı Meltem Mahallesi‟nde yer alan Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nın doğusunda Tenis Ġhtisas Kulübü, batısında Dumlupınar Bulvarı, kuzeyinde Yüzüncü Yıl Bulvarı ve güneyinde Beachpark ve Akdeniz bulunmakta olup kent merkezinde yer almaktadır.

(32)

19

Dipova (2005)‟e göre, çalıĢma alanı olarak seçilen Antalya Atatürk Kültür Park‟ı Antalya‟nın en büyük kent parkı konumundadır. Alanın projesi yarıĢma sonucu belirlenerek 1982 yılında Turizm Bakanlığının onayı ile yürürlüğe girmiĢtir. 1992 yılında uygulanmaya baĢlayan 800 dekarlık alanın 500 dekar üzerine kurulmuĢ I. etabı bitirilerek 1997‟de kullanıma açılmıĢtır (EK-1). ÇalıĢma alanı tam olarak falezlerin varyantla denize indiği kısımda, denizden 30 m‟ye kadar yükselen traverten bir teras üzerine kurulmuĢ olmasından dolayı eĢsiz bir konuma sahiptir çünkü Antalya kentinin üzerine kurulu olduğu ve 603 km² alan kaplayan düzlükler dünyanın en geniĢ tufa (traverten) platosunu oluĢturmaktadır. Antalya Tufası, deniz seviyesinden itibaren kuzeye doğru basamaklı düzlükler (platolar) halinde gözlenmekte, birisi deniz altında olmak üzere 4 ana plato olarak sınıflandırılmaktadır (Saatçi 2009).

AraĢtırma için Antalya Atatürk Kültür Park‟ın seçilmesinde en büyük etken Antalya‟nın en büyük kent parkı olması, kentin pek çok noktasından belirli ulaĢım imkanları ile eriĢebilir bir noktada bulunması, alanda bulunan Altın Portakal Film Festivallerinin düzenlendiği Antalya Atatürk Kültür Merkezi Binası, bir çok seminer, kongre, sergi, fuar gibi etkinliklerin yapıldığı Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi Binası, seyir terasları, çocuk oyun alanları, sergi-fuar alanı, çay bahçeleri gibi bir çok etkinliğe ev sahipliği yapması ve diğer kent parkları yanında en çok tercih edilen park olmasıdır. En çok tercih edilen kent parkı olması nedeniyle farklı yaĢ gruplarından çok sayıda kullanıcıya hitap etmektedir. Bunun yanında en önemli seçim nedenlerinden biri de birçok engelli standartlarının kullanımına yönelik park tasarım unsurlarını içermesidir.

3.2. Yöntem

AraĢtırma üç aĢamada yürütülmüĢtür. Birinci aĢamada çalıĢma alanı ve çalıĢma konusuyla ilgili yayımlanmıĢ kitap, tez, makale, bildiri gibi yazılı kaynaklar ve engellilere iliĢkin internet siteleri araĢtırılarak literatürler toplanmıĢ ve değerlendirilmiĢtir.

(33)

20

Ġkinci aĢamada çalıĢmayı destekler veriler elde edebilmek ve engelli bireylerle görüĢebilme olanağı sağlamak amacı ile Antalya ilinde bulunan engellilerle ilgili kurum, kuruluĢ ve sivil toplum örgütleriyle, Akdeniz Üniversitesi Engelli Öğrenci Destek Birimi ve belediyelerin engelli birimleriyle görüĢmeler yapılmıĢtır.

GörüĢmelerin yapılması sonucunda engelli bireylerin parkları kullanımları üzerine bir anket formu hazırlanmıĢtır. Hazırlanan taslak anket formu bütün engel grupları için ortak Ģekilde hazırlanmıĢtır. Ankette baĢta sosyo-demografik verilerin alınabileceği sorular olmak üzere, çoğunlukla seçmeli, tutum ölçekli, birden fazla seçeneğin iĢaretlendiği ve deneğin kendi özgün düĢüncelerini belirtebileceği açık uçlu sorulara yer verilmiĢtir. Hazırlanan anket formları kullanıcılara uygulanmadan önce yeterli sayıda denek üzerinde denenmiĢ, eksik, hatalı veya yetersiz olan sorular düzeltilmiĢtir.

Antalya ili için herhangi bir engelli nüfusuna ulaĢılamamıĢtır. Akdeniz Bölgesi‟nin 2000 yılı toplam nüfusunun 8,9 milyon olması ve 1.719 milyon popülasyona sahip Antalya nüfusu bölge nüfusunun %19,31‟lik kısmını teĢkil etmesi göz önünde tutularak TÜĠK ve ÖZĠ iĢbirliği ile 2002 yılı Aralık ayında gerçekleĢtirilmiĢ olan “2002 Türkiye Özürlüler AraĢtırması” adlı araĢtırmada Akdeniz Bölgesi‟nde engelli sayısının 230 668 olduğu elde edilmiĢtir. Bu sayı üzerinden yapılan oranlama ile Antalya yöresindeki engelli nüfusu %19,31 oranı yardımıyla 44 423 olarak tahmin edilmiĢtir. Bu tahmin değerinden hareketle % 10 hata ve % 90 güven aralığında 166 denek sayısına ulaĢılmıĢtır. Söz konusu popülasyona aĢağıdaki formül yardımıyla ulaĢılmıĢtır (Miran 2002).

Denek Sayısı

Örnekleme sonucunda belirlenen sayıda anket çoğaltılarak, kullanıcılara uygulanmıĢtır. Engellilerle ilgili sivil toplum örgütlerinin çalıĢma alanında yaptığı etkinlikler doğrultusunda, alanın engelli bireyler tarafından kullanıldığı gözlemlenmiĢtir. Bu doğrultuda anket çalıĢmasının bir kısmı çalıĢma alanında diğer bir kısmı da ilgili kurum, kuruluĢ ve sivil toplum örgütlerinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Anket çalıĢması engelli bireyler ve ebeveynleriyle yapılan sözlü görüĢmelerle desteklenmiĢtir.

) 1 ( ) 1 ( ) 1 ( 2 ˆ p p N p Np x p      

(34)

21

Anket çalıĢmasının dıĢında Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nın hâlihazırdaki durumunu belirlemek için çeĢitli park unsurlarının (Alan ve bina giriĢleri, kaldırımlar, rampalar, eğimler, yürüyüĢ yolları, otoparklar, merdivenler, donatı elemanları, zemin kaplamaları, bitki örtüsü vb.) fotoğrafları çekilmiĢtir.

Arazi çalıĢmalarının bir sonraki aĢaması hâlihazırdaki durumu belirlemek amacı ile yapılan ölçümleri içermektedir. Park içinde bulunan ve farklı engel türlerine sahip bireylerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek bütün uygun fiziksel mekân ve elemanları (Alan ve bina giriĢleri, kaldırımlar, rampalar, eğimler, yürüyüĢ yolları, otoparklar, merdivenler, donatı elemanları, zemin kaplamaları, bitki örtüsü vb.) ölçümü yapılmıĢtır. Ölçümler yapılırken hazırlanan alan gözlem formlarından yararlanılmıĢtır (EK-2). Ölçümleri yapılan unsurların fotoğrafları üzerinde yapılan ölçümler sonucunda elde edilen ölçüler belirtilmiĢtir.

Park alanında bulunan unsurlar, ÖZĠ tarafından yayımlanan Yerel Yönetimler Ġçin

UlaĢılabilirlik Temel Bilgiler Teknik El Kitabı ve Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan TS 12506 ġehiriçi Yollar – Özürlü ve YaĢlılar Ġçin Sokak, Cadde, Meydan ve Yollarda Yapısal Önlemler ve ĠĢaretlemelerin Tasarım Kuralları, TS 9111 Özürlü Ġnsanların Ġkamet Edeceği Binaların Düzenlenmesi Kuralları, UN tarafından yayımlanan Engelliler için EriĢilebilirlik Engelsiz bir Çevre için Tasarım Kılavuzu ve Amerikan Engellilik Yasası (ADA/Americans With Disabilities Act) EriĢilebilir Tasarım Ġçin Standartlar baĢta olmak üzere çeĢitli kiĢi, kurum ve kuruluĢlar tarafından yayımlanmıĢ olan standartlar göz önünde tutularak değerlendirilmiĢtir.

ÇalıĢmanın son aĢamasında anket sonuçlarının SPSS yazılımı kullanımıyla istatistiksel analizleri yapılmıĢ; grafikler oluĢturulmuĢtur. Park alanında bulunan unsurların fotoğrafları ve ölçümleri sonucu olması gereken standartlarla karĢılaĢtırılarak tartıĢılmıĢtır. Elde edilen veriler doğrultusunda sorunların iyileĢtirilmesi yönünde öneriler geliĢtirilmiĢtir. AraĢtırma yönteminin sürecini açıklayan akıĢ Ģeması ġekil 3.2‟de verilmiĢtir.

(35)

22

ġekil 3.2. AraĢtırma süreci akıĢ Ģeması

LĠTERATÜRÜN TARANMASI VE TOPLANMASI

AraĢtırma konusuna ve araĢtırma alanına yönelik literatürün taranması ve toplanması

ARAġTIRMA KONUSUNA YÖNELĠK DAHA ÖNCE YAPILMIġ ÇALIġMALARIN ĠNCELENMESĠ

Konuyla ve alanla ilgili tezler, kitaplar, makaleler, projeler, çalıĢmalar vs.

KURUM VE KURULUġLARLA GÖRÜġME

Engelli bireylere iliĢkin veriler elde etmek amacıyla engelli bireylerle ve engellilerle ilgili kurum, kuruluĢ ve sivil toplum örgütleri

ile görüĢülmesi

ANKETĠN UYGULANMASI GörüĢmelerin yapılması sonucunda engelli bireylerin parkları kullanımları üzerine temel bir anket formunun hazırlanması ve hazırlanan

anketlerin çoğaltılarak, örnekleme sonucunda belirlenen sayıda kullanıcıya uygulanması

MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Toplanan ve elde edilen verilerle birlikte

mevcut durumun değerlendirilmesi

ALAN FOTOĞRAFLARININ ÇEKĠLMESĠ

Parkın hâlihazırdaki durumunu belirlemek için alanda belirlenen unsurların (GiriĢler, rampalar, merdivenler, yürüme yolları, kentsel

donatılar vb.) fotoğraflarının çekilmesi

ÖLÇÜMLERĠN YAPILMASI Fotoğraflanan unsurların uygun standartlarda

olup olmadığını belirlemek amacıyla ölçümlerinin yapılması GEREKLĠ HESAPLAMALARIN

VE ĠSTATĠSTĠK ANALĠZLERĠN YAPILMASI

Literatür taramalarından ve arazi çalıĢmalarından gelen verilerin analizi

TARTIġMA, SONUÇ VE ÖNERĠLER

(36)

23 4. BULGULAR

Bu bölümde Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nda bulunan alan giriĢleri, yürüyüĢ yolları, rampalar, merdivenler, otopark alanları, bina giriĢleri, bitkiler, bilgilendirme ve yönlendirme levhaları ve kentsel donatıların (Oturma elemanları, aydınlatma elemanları, çöp kutuları, sınırlandırma elemanları, telefon kulübeleri, çeĢmeler) yapısal çevre standartları bakımından mevcut durumları ve engelli bireylerin parkları kullanımı ve kullanım sırasında karĢılaĢtıkları sorunları belirlemeye yönelik olarak yapılan anket çalıĢması sonuçları değerlendirilmiĢtir.

4.1. Antalya Atatürk Kültür Parkı’nın Yapısal Çevre Standartları Bakımından Durumu

UlaĢılabilirlik yapısal çevrenin temel bir özelliği olup, engellilerin günlük yaĢamlarını sürdürebilmelerinde, öncelikle evlerinden çıkabilmeleri ve baĢkalarına muhtaç olmadan bütün ticari ve idari kamu binalarındaki iĢlerine gidip gelebilmeleri, sosyal-kültürel, spor, sağlık, dini faaliyetler gibi aktivitere ulaĢabilirliğin sağlanması büyük önem taĢımaktadır. AraĢtırma kapsamında Antalya Atatürk Kültür Parkı‟nın yapısal çevre standartları bakımından mevcut durumu belirlenmiĢtir.

4.1.1. Açık alanlar

Açık alan unsurlarından park giriĢleri, yürüyüĢ yolları, rampalar, merdivenler, otopark alanları, bitkiler, bilgilendirme ve yönlendirme levhaları ve kentsel donatılar (Oturma elemanları, aydınlatma elemanları, çöp kutuları, sınırlandırma elemanları, telefon kulübeleri, çeĢmeler) ve bina giriĢleri ele alınmıĢtır.

4.1.1.1. Park giriĢleri

Alana farklı yönlerden giriĢler bulunmaktadır. Ayrıca alanı çevreleyen herhangi bir çevreleme elemanı (duvar, çit elemanı vb) olmaması sebebiyle yoğun bitkilendirilmenin olmadığı her yerden parka giriĢ mümkündür. Mevcut giriĢlerin ikisinde araç giriĢi ile

(37)

24

yaya giriĢi ortak olup, diğer giriĢlerde sadece yaya giriĢi sağlanmaktadır. Araç ile yaya giriĢinin ortak olduğu giriĢlerde araç yoluyla yaya kaldırmı birlikte düzenlenmiĢtir.

a) Antalya Atatürk Kültür Parkı ana giriĢ b) Antalya Atatürk Kültür Parkı Batı

yöndeki giriĢi

c) Antalya Atatürk Kültür Parkı varyant d) Altın portakal festivali yürüyüĢ yolu ve falezler üzerindeki giriĢi giriĢi

ġekil 4.1. Antalya Atatürk Kültür Parkı giriĢleri (Orijinal 2010)

Alan giriĢlerinden parkın ana giriĢi haricinde bütün giriĢler bulundukları tarafdaki duraklara yakın değildir. Bu alan giriĢi için ana giriĢ dıĢında giriĢlerden parka ulaĢımda toplu taĢıma araçlarını kullanan bireyler için sıkıntı yaratmaktadır.

Alanın tüm giriĢlerinin geniĢlik ölçüleri yeterlidir ve eğim farkı bulunan giriĢlerde rampa düzenlemesi bulunmaktadır. Fakat araç giriĢiyle birlikte düzenlenen giriĢler engelli birey için düzenlenmiĢ değildir. Araç giriĢiyle birlikte düzenlenmeyen giriĢlerde

(38)

25

ise kullanılan metal babalar engelli bireylerin yolunu kısıtlamakla beraber tehlikeli de olmaktadır.

4.1.1.2. YürüyüĢ yolları

Engelli bireylerin yürüme yollarında serbestçe, engellenmeden ve durmadan dolaĢabilmeleri ve hareketlerinin bilincinde olarak kullanabilmeleri için yol sathında engeller bulunmamalıdır. Tehlikeli olacak her türlü düzensizlikten kaçınılmalıdır (örnek; yer ızgaraları, yer mantarları, yola gerilmiĢ oto park zincirleri, yol sathındaki anormal döĢeme farklılıkları, çukurlar, yoldaki geliĢi güzel seviye farklılıkları ve yükseklikler gibi düzenlemeler).

ÖZĠ (2010)‟e göre, engelsiz bir yürüme yolu en az 150 cm – 200 cm geniĢlikte olmalıdır. Kaldırım geniĢliği, otobüs duraklarında minimum 300 cm ve dükkan önlerinde minimum 350 cm olmalıdır.

Yaya kaldırımlarında özellikle tekerlekli sandalye kullanıcıları açısından problem oluĢmasını engellemek için kaldırım kesitinin eğimi % 2‟den küçük olmalıdır (ÖZĠ 2010).

x = Mülkiyet yanındaki emniyet Ģeridi y = Yaya kaldırımı net geniĢliği

z = TaĢıt yolu yanındaki emniyet Ģeridi

(39)

26

Çizelge 4.1. Yaya yoğunluğu - kaldırımı geniĢliği tablosu (cm) (ÖZĠ 2010)

D(yaya/ m2) x y z

0,3 25 150 50 0,6 25 200 50 1,0 50 250 50 1,5 50 300 120

TSE (1999)‟e göre ise tüm yayaların serbestçe hareket edebilmeleri için yaya yolu en az net 150 cm olmalıdır. Yaya yolunun net ölçüsüne ilâveten mülkiyet yanında en az 25 cm, bordür taĢı tarafında bordür taĢı dahil 50 cm emniyet Ģeridi olmalıdır. Yolun geniĢliğine ve yol gruplarına göre emniyet Ģeritleri mülkiyet sırasında 50 cm‟ye ve bordür taĢı tarafında 120 cm‟ye kadar olabilir.

Yaya kaldırımında yatay hareket için dönme alanları tasarımında tekerlekli sandalyeli engellinin 90°, 180°, 360° ve “U” dönüĢü yapabilmesi için gerekli ölçülere uygun olmalıdır (TS 12576).

ġekil 4.3. Tekerlekli sandalyenin dönüĢ alanı (ADA 1994)

Yaya yolunun kaplaması, kaymayı önleyici ve dolaĢmayı kolaylaĢtırıcı olmalı, yollardaki basamak vb. yol sathındaki yer altı tesisatı rögar kapakları çıkıntı oluĢturmayacak, ani seviye değiĢiklikleri, kesilmeyen, sürekli veya aynı seviyede zemin oluĢmalıdır (TS 12576).

(40)

27

Yolun üzerindeki ağaçların görme engelli bireyler tarafından fark edilebilmesi için, ağaç, ağaççık vb. engellemelerin çevresi duyumsanabilir yüzey öğelerinden uyarıcı öğe ile çevrelenmeli, ağaç diplerinde çevre ile renk zıtlığına sahip ızgaralar veya çakıllar yerleĢtirilmesi önerilmektedir (ÖZĠ 2010).

TSE (1999)‟e göre, yaya yolunun geniĢliğine bağlı olarak yolun kenarına dikilecek ağaçlar TS 8146‟ya uygun olmalı, ayrıca elektrik, trafik iĢaretleri direkleri ile süs bitkileri, çiçeklik/saksılar, yaya korkulukları vb. tesisler bordür taĢı dahil, yaya yolu boyunca en az 75 cm en çok 120 cm geniĢliğinde bir Ģerit içinde bir hizada düzgün olarak yerleĢtirilmelidir (ġekil 4.4). Yaya yolunun mülkiyet sınırında kot farkı olması halinde yol ile bitkilendirme arasına korkuluk yapılmalıdır (TS 12576). Kök yayılma alanı üzerinde korunması gereken toprak yüzeyinin boyutları, ağacın gövde çapının merkezinden itibaren her yöne minimum 100 cm‟dir (TS 8146).

(41)

28

UN (2004)‟in çalıĢmasında ise yaya yolundaki bitki kasası, ağaççık gibi bir tasarım elemanının bitiminden itibaren en az 60 cm‟lik bir alanda doku farklılaĢması yaratılarak duyumsanabilir yüzey oluĢturulması önerilmektedir (ġekil 4.5).

ġekil 4.5. Kaldırımın etrafındaki duyumsanabilir yüzeyler (UN 2004)

Yolun üzerinde, görme engelliler açısından tehlike ve sorun teĢkil edeceğinden mümkün olduğunca yer ızgarası konulmamalı; konulması gerektiğinde ise yürüyüĢ güzergahına dik olacak Ģekilde konumlandırılmalıdır (ÖZĠ 2010).

Yaya kaldırımında boyuna ve enine yönde gerekli eğimler verilip, bordür taĢı ile taĢıt yolunun birleĢtiği yerde, yapılacak su oluğu ve rögarlarla yeterli drenaj sağlanarak, yüzeysel sular uzaklaĢtırılmalıdır. Su oluğu yayalar için bir engel oluĢturmayacak ve yüzeysel sular oluk içinde göllenme yapmayacak Ģekilde tasarlanmalıdır (TS 12576).

(42)

29

ġekil 4.6. Yaya kaldırımı ve taĢıt yolunda drenaj örneği (ÖZĠ 2010)

Yaya yolunun bitiĢiğinde bisiklet yolu düzenlendiğinde; güvenlik açısından bitkisel ya da yapısal düzenlemelerle bisikletlilerin yayalara ayrılmıĢ alana geçiĢi engellenmelidir. Buna göre yaya yolunun bisiklet yoluna bitiĢen kısmında görme engellileri uyarıcı duyumsanabilir yüzey döĢemesi bulunmalıdır (ġekil 4.7).

ġekil 4.7. Bisiklet yoluna bitiĢik yaya kaldırımında uyarıcı yüzey döĢemesi (ÖZĠ 2010)

ÖZĠ (2010)‟e göre, yaya yolunda yolun güzergâhının görme engelliler tarafından baston ile kolaylıkla bulunabilmesi sağlanmalı, bunun için doğal kılavuz çizgileri ve duyumsanabilir (hissedilebilir) yüzeylerden oluĢan kılavuz izlerden faydalanılmalıdır (ÖZĠ 2010).

Şekil

ġekil 4.1. Antalya Atatürk Kültür Parkı giriĢleri (Orijinal 2010)
ġekil 4.2. Yaya kaldırımının minimum net geniĢliği ve emniyet Ģeritleri (ÖZĠ 2010)
ġekil 4.3. Tekerlekli sandalyenin dönüĢ alanı (ADA 1994)
ġekil 4.4. Yaya kaldırımında ağaçlandırma (cm) (ÖZĠ 2010)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Sesli harfleri maviye, sessiz harfleri

başlıklı bu bildiri metninin yeni bir araştırma olduğunu, daha önce hiçbir ilmî toplantıda sunulmadığını ve yayımlanmadığını, bildiri metninin tamamının ya da

Açılış Konuşmaları Veysel Karani AKSUNGUR ESAV Erzurum Vakfı Genel Başkanı Prof.. Mehmet Ali BEYHAN Atatürk Araştırma Merkezi

‘Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO), Genetiği Değiştirilmiş (GD) Bitkiler, Transgenik Bitkiler ya da GD Gıdalar hakkında yeterli bilgiye sahip

Makedonya' da Ortodoks din adamı yetiştirmek üzere lise seviyesinde teoloji seminerleriniı:ı yanı sıra dört yıllık bir ilahiyat fakültesi vardır. 20 Bu ülkede

Dün toplanan kurulun kararında, tiyatronun ciddi yapısal sorunlarının bulunduğu belirtilerek, "Esaslı onarımına yönelik projelendirme çalışmasının yapılarak

5 Nisan Perşembe günü saat 11.00'de Muhsin Ertu ğrul Sahnesi önünde yapılacak olan gösteriye aralarında: "Nâzım Hikmet Kültür Merkezi, Mimarlar Odası, Sanat Sen,

Bu olağanüstülükler daha çok, çocuksuz bir anne-babanın çok ileri bir yaşta dua ile, rüyada görülen derviş ile veya dervişin verdiği bir şey ile (çoğunlukla elma)