Dariilbedayi’de Operet
H er yeni h arek et m u hakkak ki bir m uha
le fetle karşılanır. Bütün p eyg am berlerin g eçir
d ikleri felâ k etle r bu id d iaya en büyük bir d e lildir. O n lard an so n ra gelen her inkılâpçı, her teşkilâtçı d a ayni m aniaya tesad üf etm iştir; hü cum a uğram ıştır, h ak aret görm üştür, h attâ öldü rülm üştür bile. B eşerin refahı için çalışan insan ların k anlarını yine beşer içm iştir. F a k a t ruhen bizlerden yüksek olan bu insanlar yılm am ışlar, k end ilerind en evvel gelen büyük ad am lara y a pılan h ak aretleri k ale alm am ışlar; y ap acak ları inkılâbı, g ö recek leri hizm etleri nihayetine k ad ar
götürm üşler, hiç bir şeyden çekinm em işlerdir.
D inî, siyasî, İçtim aî sah alard a olduğu gibi san at h arek etlerin d e d e d erece d erece, küçiile bü
yüye bu gibi ileri ad ım lara edilen taarruzlara
karşı m ukabil taarru zlara tesad ü f ederiz. Bu k a
ideyi zihnine y erleştiren lere ne mutlu. Bu in
san lar önlerine çıkan her m aniayı toz gibi sö k erler ve an cak bu gibi ad am lard ır ki m eyd ana bir eser çık arabilirler.
İşte bu ndan d olayı bizler de sahnem izde
yeni bir şey yap arken ed ilecek her hücum a bir tah ta p erd e çekeriz. B ere k e t versin ki hücum edenlerin y azılarınd a fantazi k elim elerd en b a ş ka bir şeye tesad üf edilm ez. Bilgisiz v e tetkik- siz yap ılan her m u halefet gibi bunların da öm ür leri az olur. Bütün hücum lar unutulur, biz de y o lumuza d evam ederiz.
B ir (R e v ü - o p eret) oynadık. Fuzuli hücum lara uğradık. Şim d i bu yazıları da yazm ak fuzu li! diyeceksiniz. D oğru. F a k a t bir k ere d aha te k rar etm ek isterim k i: hücum etseler, y aptıkları gibi h ak aret etm iye d e y ek en seler, biz bu tarz eserleri oynıyoruz ve oynıyacağız d a ...
H angi eseri oynam ak bize yakışır, hangi
eser san at eseridir, hangileri d eğ ild ir?. A llah a şükür her aklı eren insan gibi biz de bunları ay ı rab ile cek kabiliy ettey iz. Y aln ız aram ızd a bir fark var. Biz görüp, okuduktan sonra kararım ızı veririz. O n lar görm ed en ezbere hüküm yürütü yorlar.
A lm an ya, R usya, A m erik a gibi b ilm ed ik le ri san at tiyatrolarını bırakalım , bild iklerind en b a h s e d e lim ... P aris'i ele a la lım ... E le alalım da orad aki (S a n at m ab e d i) denilen binaların için
de n eler oynanıyor şöyle bir göz gezdirelim . P aris’teki O d eon tiyatrosu hüküm etin tah- sisatlı resm î tiyatro ların d an biridir. Sırf genç ve m ektepli bir züm reye (k lâ s ik )le ri g österm ek için (K a rtiy e la te n ) denilen taleb e m ahallesinin kö-
beğind ed ir. B ö y le oluşu onu yalnız ağır başlı
eserler oynam ıya m ecbur ed er değil mi? İd aresi nin başınd a da (Je m y e ) gibi en büyük ve mu- taassip bir tiyatro adam ı vardır, işte bu tiyatro, bundan üç sene evvel (U n e R e v u e ) isimli bir re vü oynadı. H âlâ el ilânını saklad ığım bu revüde bütün tiyatronun tanınm ış (tr a je d i) san’ atkâr- ları rol alm ışlar, sahned e halkı sen elerce h ey e
cand an h ey ecan a götüren kadın artistler bale
heyetine iştirak etm işlerdir.
İlânının başınd a (U n e R evu e l’ o d é o n ... Pourquoi p a s ? ) diye yazar. Niçin olm asın?
Bu h âd iseler üzerine m atbuatın hücum etti ğini işitm edim . H iç b ir k alem . gazetesinin baş sahifesini (B ü y ü k bir re zalet) serlevhasile d o l d urm am ıştır. ..
Bu senenin 2 0 teşrinisani tarihli ( E X C E L - S I O R ) gazetesi ilk sahifesinin baş tarafın a (D ü n K om ed i F ra n sez 'd e bir gala m üsam eresi) serlev hası ile başlıyan ve (K o m e d i F ra n sez ) kadın ar tistlerinin teşkil ettikleri ( B a le ) heyetinin fotoğ- rafilerile süslediği bir nüshası geldi. K ad ın ar tistler deyip geçm iyelim . B ale y e iştirak eden bu k ad ın lar (M a rie B e ll) gibi K o m ed i F ra n s e z - in yeni fa k a t en büyük yıldızı, (B e rth e B o v y ) gi bi eski bir dram cısıdır. (L e o n B e rn a rd ) gibi e- m ektar b ir sosyeter de (R e v u e ) de rol alm ış, oy namış, alkışlanm ıştır.
(E d ib im !) diyen hiç bir kalem sahibi de ç ı kıp bu hâdiseden d o la y ı; ( V is ) yapm ak için K om ed i F ran sez’e gidin, dem em iştir.
T iy atro y u onlard an aldık. O nların yaptığı
gibi yapacağız. Biz san’atın her (ja n rın ı) gös
term ek vazifesini yüklenm ek m ecburiyetindeyiz.
Bugün dram , yarın kom edi, öbürgün operet,
revü, d aha öbürgün bilm em n e ... Bunların h ep si ayrı birer san ’at olduğunu, birini yapanın ö te kini yapm am ası lâzım geldiğini, y ok bilm em d a ha neler olduğunu bilenlerd eniz dem iştik. B u n ları yap m akla memnunuz dersem yalan söylem i? olurum. F a k a t m ecburuz!
ilerid e operetin, operanın kurulabilm esi için bizim fed a edilm em iz lâzım .. B a şk a ça re yok. G ö rd ü k işte: D arü lbed ay i haricind e k a ç çeşit, ve k a ç isim de o p eret h eyetleri teşekkü l etti. Şim di hepsinin y erind e y eller esiyor. N ihayet biz bu işe başlad ık, inşaallah sonuna k a d a r g ö tü re ce ğiz. O p eretçi o lacağız dem iyorum , op eretçi y e tiştireceğiz diyorum , bu işte k alacak değiliz. F a k at k alab ilecek leri aram ızd a beslem ek m ecbu ri yetindeyiz. T a ki siz onları beğ en in ciye kadar.
B eyenm iye başladığınız zam an birer ikişer bizi
bu oyunlardan uzaklaşm ış g örecek sin iz; fa k a t
ondan evv el değil. (R e z a le t, k ep a z e lik ) diye değil ju rn al etm ek, tiyatro binasına kundak k o y salar, çad ır kurup yine oynıyacağız. T e c rü b e le rinizle sabittir ki (y a p a c a ğ ız ) dediğim iz şeyi
yapıyoruz. B ir sene evvel, yahut bir sene sonra.
Y ap ıyoruz ya.. İşte bu k ad ar...
Vasfı Rı/.u
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi