Havacılık müzesinde daha pek çok tarihi eşyalar, fotoğraflar, yağlı boya tablolar var...
Yağlı boya tabloların, portrelerin pek çoğunda ise imza aynı; «Şükrü Çağlayan»... Ve imza sahibi ile tanı şıyoruz. Güleç yüzlü genç bir Hava Albayı...
ALBAY ÇAĞLAYAN...
Ocak ve Mart 1986 sayılarımızda «Asker ressamlarımızdan» Yüzbaşı Hüseyin Özdemir ile Emekli Hava Pi lot Albay Şenay Günay’dan söz et miştik. Hava Müzesi’ni gezerken de bir asker ressamımızla daha tanış- trk. Halen Hava müzesinde görevli bulunan Hava Albay Şükrü Çağla yan resim sanatına olan yakınlığını ve çalışmalarını şöyle anlatıyor:
«— 1939 Burdur doğumluyum. Daha ilkokula başlamadan önce resim yapmayı severdim. Sonra ilk ve orta öğrenim yıllarımda resime olan ilgim arttı ve devamlı olarak hocalarımın desteğini gördüm. Hava Harp Okulu devresinde pek çalışma olanağı bu lamadım. Ancak, mezun olup Hava Kuvvetlerine katıldıktan sonra boş zamanlarımı resim yaparak değer lendirdim. Başlangıçta sulu boya, karakalem ile yaptığım çalışmalarım daha sonra yağlı boyaya dönüştü.
Görev aidığım çeşitli birliklerde, An kara'da Hava Kuvvetleri Kararga hında yaptığım havacılık konularına ilişkin tablolarımı bir hatıra olarak bıraktım. Sağolsunlar, Komutanları mızda bu çalışmalarımda beni teşvik
ettiler.»
İSTANBUL'A AŞIK BİR RESSAM... Burdur'lu olmasına rağmen İstan bul’a aşık olduğunu söyleyen Albay
Şükrü Çağlayan ileriye dönük dü şüncelerini de şöyle açıklıyor: «— Bugün tein tablolarımın pek ço ğu havacıük konularını kapsıyor. Ör neğin; Bir Lagari Haşan, Hezarfen Ahmet Çelebi, çeşitli uçaklar, askeri
77 b Ly 7
J Z p dHavacılık müzesindeki değerli yağlı boya tablolar ile
Portrelerin çoğunda aynı asker ressamın imzası var.
İlginç bir tablo daha... Osmanlı imparatorluğunda Padişah 4. Murat devrinde Lagari Haşan Çelebi'nin Sinanpaşa köşkü önünden 50 okka barutla havaya fırlatılışının temsili resmi...
kişilerin portreleri gibi... Bu tablo ların, portrelerin bir kısmı bildiğiniz gibi Hava müzemizde... Ama hede fim, aşığı olduğum İstanbul'un, her köşesi tarih kakan İstanbul’un çe şitli tablolarını yapıp bir sergi
aç-mamdır. İlk ve orta öğrenim yılların da her yaz tatilinde İstanbul'daki ak rabamın yanına gelir, doya doya İs- tanbulu gezer, o Boğaziçi'nin, hele Yenvköy’ün eşsiz güzeliğini seyre derdim. İstanbulun o gençlik yılla
rımdaki etkisi bende büyüktür. İçim de daima bir İstanbul heyecanı var dır. Bunu, fırçamla tablolarımda ya şatabildiğimde son derece mutlu o- luyorum.
Elbette, Türıoyemizin ner yöresi, her
köşesi ayrı ayrı güzeldir ve resim sa natına kendini verenler için birer ilham kaynağıdır. Ama, İstanbul'un tüm doğa güzelliklerini insanın içine sindire sindire yaşaması çok ayrı bir zevktir» diyor Albay Çağlayan.
İstanbul Şehir Ü niversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi