fe ~~ P y ¿9
7. -z_
Pertev Naili Bora- tav yaşa mının 70 yılını Türk halkbilimi ne adamış bir araştır macı. bağladı onla rı. Tıpkı top rağın tanecik leri gibi bir den milyonla ra görünmez bir bağla bağlanıp halk oldular koca koca toprak parçalarına. Peki neydi bizi halk ya pan? Aynı yerde doğ mak, aynı su yu içmek, ay nı ağaçlara tırmanmak mı? Neydi bizi besleyen ışık, bir araya getiren gö rünmez bağ? Toprağa, su ya, havaya yüzyıllardır yazdıklarımız neler? Gele ceğe ektiğimiz hikâyeler, inandıkları mız, inanmadıklarımız, iyi ya da kötü saydıklarımız, sevinçlerimiz, yıkımları mız, aşklarımız, ayrılıklarımız nasıl ya zıldı, dokundu suya, havaya, toprağa? Hepsinin cevabı Pertev Naili Bora- tav'm 100 Soruda Türk Folkloru kita bında.• ^ . FOLKLORA ADANMIŞ YAŞAM
Pertev Naili Boratav yaşamının 70 yılım Türk halkbilimine (folkloruna) adamış bir araştırmacı. Bu çalışması da uzun yılların emeği. Halkbilim alanı nın henüz çok yeni olduğu bir dönem de Köroğlu Destanını yayımlayarak bilimsel çalışma alanına giren Boratav Türk Halkbiliminin öncülerinden ol du. Üniversitede bir halkbilimi kürsü sü oluşturdu. Her ne kadar programın uygulanmasına vakit kalmadan yeni kurulan kürsünün kadrosu kaldırılsa da -kendi deyimiyle çocuk doğmadan ölse de- Boratav işe duyduğu aşkla, ge leceğe duyduğu inançla çalışmalarını sürdürdü. “Bilim ve kültür konusu olarak gelişmesi istenen ve özlenen öğ--- — retim disiplinin üniversite dışında da
(müzeler, arşivler, kitaplıklar, ve yayın larla) geliştirilmesi olağandır. Yeter ki, daha güç şartlar içinde de olsa, bu ala- İ m seçmiş kişiler, ayrıca ve nitelikçe
ağırlıklarını duyabilsinler. Birçok ülke-_______ lerde halkbilimin üniversiteler dışında oluşan bir disiplin olduğunu unutma mak gerekir. Dışarıda gelişmiş güçlen miş bir bilime üniversiteler de er geç kapılarım açmak zorunda kalacaklar dır” diyen Pertev Naili'nin haklılığı bugün 25 bin sayfayı bulan arşivinin Kültür Bakanlığı desteğiyle 20 cilt ha linde yayımlanması çalışmalarıyla da kanıtlanmıştır.
100 Soruda Türk Folkloru, Pertev Naili Hoca'nm halkbilimi denizinden bir damla. Kitap her ne kadar uzman lar için yazılmadıysa da; halkbilimine ilgi duyup bu deryaya atılmak isteyen lerden, bilimsel araştırma yapanlara
dek herkese kaynaklık edebile cek yapıda. Boratav'ın yıllarca yurdun dört bir yanından der lediği malzeme yine onun yo rum ve çözümlemeleriyle bir likte. Kapınızın önündeki bir avuç topraktan, Türkiye'nin tarlalarına, ekilip biçilemez bozkırlarına, akarsuyundan esen rüzgârma, yağmurun ar dından çıkan ebemkuşağma ulaşmak mümkün Pertev Naili Ploca'nın penceresinden. Hem de en güvenilir, bilimsel biçi miyle.
Evrenin oluşumundan, tabi at olaylarma, olağanüstü varlık
lardan, doğumdan sünnete düğünden cenazeye toplumsal törenlere, bayram lardan, yatır mezar ziyarederine, bir dirbirden saklambaca, ciritten güreşe büyük küçük herkesin oynadığı oyun lardan, oyuncaklara dek uzanıyor kita bın temel konuları.
Türkiye’nin renkli bir panoraması kitap. Sadece halkbilime ilgi duyanla rın değil kendi yaşamı dışında akıp gi den yaşama göz atmak isteyen herkesin başucunda bulunduracağı bir kaynak. Her okurun bir şeyler bulması müm kün.
Üfürükçüler, cinci hocalar, muskalar, zamanın hiç işlemediği hâlâ süregelen devam ettirdiğimiz alışkanlıklar, köyü kentten ayıran, kenti köyle birleştiren âdeder törenler...
Örneğin 1948’de bir Tahtacı köyün den derlenen inanış Tanrı ve Evren'i il ginç bir biçimde tanımlar;
“Tanrı üstümüzdeki gök tümbeğin üzerinde işlemeli ve dağ gibi bir taht ta oturur ve oradan bizi kullanır. Bu- ludar onun yüzündeki değişiklikleri bildirir. Pamuk gibi ak görünmeleri Tanrmm ak saç ve sakalıyla bize gü lümsemesini, kaim ve kapkara görün meleri, bize kızdığını bildirir. Rüzgâr onun gülmesi, fırtına kasırga, gökgü- rültüsü kızmasıdır. Eleğimsağma onun nurlu renkleri, kollarının her ya na uzanmasıdır.”
Türklerin ilk yaradılış inanışı ise Ulu Ay Ata Bitiki Kitabından;
“Çin sınırında Karadağ'da bir mağa ra varmış. Bu mağarayı bir defasında yağmur suları basmış ve insan biçimin de bir çukuru doldurmuş. Güneş ısısı nın etkisiyle, bu kalıbın içindeki çamur 9 ay sonra canlanmış, işte ilk insan böyle meydana gelmiş Ay Atam'dır. 40 yıl boyunca o tek başına yaşamış. Bir gün yeni bir su baskını ile çukur yine dolmuş ve ikinci bir yaratık canlanmış o kalıbın içinde. Ama bu kez ısı yete rince olmadığı, çamur tam pişmediği için yaratık eksik kalmış. Bu ilk kadın dır. Ay Atam la bu kadının birleşme sinden 40 çocuk doğmuş. Ay Atam 120 yaşmda ölmüş ondan 40 yıl sonra da karısı ölmüş. En büyük oğulları ye niden canlanırlar umuduyla onları ka lıba yerleştirdiyse de umduğu çıkma mış. Ay A tanın en büyük oğlu Türkle rin ilk hanı babasını altm bir kalıpla mağaraya koymuş. Bu mağara böylece Türklerin tapındıkları kutsal bir yer ol muş.”
BİZİM RENKLERİMİZ
Doğum, düğün, cenaze âdetleri hâlâ sürmekte, uygulanmakta. Örneğin ço cuğun göbek bağı evde saklanırsa evi ne bağlı olur. Okul duvarına gömülür se okumayı sever. Sokağa atılırsa gözü dışarda olur diye bilinir. Bugün doğan çocuklarda bile bu ritüel uygulanmak ta. Çocuğun göbek bağı kuruyup düş tükten sonra okul bahçesine gömül mekte ya da evde saklanmaktadır.
Yüzyıllar önceki söylenceler baba dan çocuğa aktarılarak günümüze dek gelmişler, içlerinden kimilerini biliyo ruz, kimilerini duymadık. Kimilerini uyguluyoruz, kimileri şaşırtacak kadar farklı ama tümü bizim renklerimiz.
Toprak her anımıza tanık. Doğuşu muzdan bu yana. Bir avuç toprağı aim bakın elinize, paylaşın yaşadıklarınızı, içtiğiniz bir yudum suya sorun dedele rinizin yaktığı ayrılık türküsünü. Bin lerce kilometre öteye esen rüzgârla gönderin haberi torunlarınıza. Binler ce yıl sonraya. Dili mi? Toprağın, su yun, rüzgârın dili mi? Bilmiyorsanız ya da daha da geliştirip yeni ufuklara açıl mak istiyorsanız Pertev Naili Bora- tav'dan öğrenebilirsiniz. Benden söyle mesi. ■
100 Soruda Türk Folkloru (inanış lar, Töre ve Törenler, Oyunlar)/ Per tev Naili Boratav/ K Kitaplığı / 383 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 7 2 7
Taha Toros Arşivi