• Sonuç bulunamadı

Denizaltı filosu 81 yaşında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Denizaltı filosu 81 yaşında"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

¿ro . S-

S'l

SAHİFE ÍKÍ

^ " 1 y n

/

ve

Denizaltı filosu

81 yaşında

O

enizaltı filomuz 4 Ağustosta Gölcük üssün­ de kuruluşunun seksen birinci yılını kutladı; ulaştığı yüksek tekniği, bu filoya uzun yıllar e- ıneği geçmiş büyüklerine gösterdi. Biz de bu m ut­ lu günü fırsat bilerek, konuya m eraklı okuyucu­ larım ıza hem filonun seksen b ir yıllık hayatı, hem de çalışm a şartları hakkında bilgi vereceğiz.

İstibdat döneminde

n

enizaltıcılığımız birinci evresi istibdat döne­ m inde başlamış ve bitm iştir. Sultan Hamid, Yunanlıların bir denizaltı gemisi alm alarına kar­ şılık îngiltereye, 1886 yılında, iki denizaltı gemisi ısm arlam ış; parçaları Haliçte takılan bu gemilere de «Abdiilhamid» ve «Abdülmecid» adlarını ver­ m iştir.

Sultan Hamid, donanmayı bir «yok etme» po­ litikasına tâbi tuttuğu içiıı bu ısm arlam a hayretle karşılanm ıştı. O donanm adan o kadar büyük en­ dişe duyuyordu ki harb gemilerinin hepsini H a­ lice bağlamış, eğitim ve bakım ı yasak etm işti, .la- ponyaya hareket edecek E rtuğrul firkateyninin Sa­ ray önünde yalnız b ir saat durm asına izin verm iş; G alata kulesinin işaret direğini değiştirm ek için bile hüküm dar iradesi çıkarm ak lüzum unu em ret­ m işti (1). Onun donanmayı yok etm ek istediği Mec­ lisi Mebusan kürsüsünden bile ifade edilm işti (2). N itekim Sarayburnu önünde tecrübe dabşlarını başarı ile tam am byan bu iki gemi, 1888 yılında çürüklüğe bağlanacak ve bu şeküde denizaltıcılık tarihinin birinci evresi kapanacaktı. Bu talihsiz ge­ m iler 160 tonluk olup suyun üstünde 10, altında da 3 mil sürat yapıyorlardı; 30 m etreye k adar da­ lar; makinelerini de buhar kuvvetiyle işletirlerdi. İkinci M eşrutiyetten sonra donanm a yapım ı­ nın geciktirilmesi denizcilerimizi uzun bir süre de­ nizaltı gemisinden yoksun bıraktı. Bu suretle do­ nanmam ızın ilk denizaltıcılarını Almanyaya gön­ derilip orada yetiştirilen 6 subay teşkil etti.

Bu subaylar m esleklerini o kadar kuvvetli öğ­ renm işlerdi ki İm p arato r K aiser Wilhelm, Cemal Paşaya, «Kanunlar uygun olsa Yzb. Şükrüyü (ra h ­ metli Koram iral Şükrü Okan) hemen cepheye gön­ deririm » demişti.

T ürk denizcileri Birinci Dünya Savaşında, ilk denizaltı gemisine silâh kuvvetiyle m alik oldular: M üstecip Onbaşı adlı nişancı, bir kurşunda Turquoise adlı Fransız denizaltısm ı kör edecek; suyun üzerine çıkan gemi de Çanakkalede hemen teslim alınacaktı.

Bu olay denizaltıcılık tarihinin ikinci evresini kapadı.

Cumhuriyet dönemi

| \ önemin denizaltıcılığı Şükrü Okan ve fiili o- ■® ' larak Önyüzbaşı (Em ekli Albay) İbrahim Rı­

za Ülman tarafından kuruldu. 1928 yılında hizmete giren «B'rinci İnönü» ve «İkinci İnönü» denizaltı gemileri de ilk teknelerim iz oldu: 518 ton, 14.3 mil süratli, 7.5 lik toplu ve 6 kovanlı tekneler.

Personel, üm it edUmiyecek bir hızla tekneleri­ ni öğrenmiş ve kifayetle kullanm aya başlam ışlar­ dı. Bu kifayeti vesikalandıran olay da eksik ol­ madı.

Mareşal Fevzi Çakm ak dalış isteğini gösterdi- . ği zaman Alman hocalar, kendi canlarını güvenlik ( altına alm ak için gem ileri terketm işlerdi. Mareşal " b u n a rağm en daiış em ri verm iş; henüz iki ay ça­ lışm ış olan T ürk m ürettebat da hem Mareşali dal­ dırm ışlar; hem de büyük bir teknik ârızayı su ­ yun altında giderm işlerdi.

Bundan sonra denizaltıcılarım ız sırasiyle Al­ m an, İtalyan, İngiliz, Amerikan m ateriyeli kullan­ dılar. Hiç bir tanesinde kendilerini acemi görm e­ diler. Özellikle İngiliz yapısı gemilerden Amerikan yapısı gemilere geçmek büyük b ir m aharet ifade etti.

Bu arada denizaltı filosu 1935 yılında Alman subaylarını da yetiştirdi. Bu alanda kazanılan şe­ refte Yüzbaşı (Em ekli Albay) Lûtfi K erm an’m bü­ yük payı oldu. Alman subaylarını dalış sırasında Türkçe kom uta almaya, Türkçe cevap vermeye

zor-Afif BUYUKTUGRUL

A m iral

lamış; iki gün içinde başarı da sağlam ıştı. O nlara Türkçe öğretm ek için sabahları bulduğum uzu hâ­ lâ hatırlarım .

Bu güzel eğitimi gören Alman yarbayı Dönetz (Büyük Amiral); bizzat eğitim e katılm ak isteğini gösterecek; işbaşı elbisesi giydiği gibi T ürkçe ta­ lim lere katılacaktı.

Zorluklar

B

ugün denizaltı tekniği çok ilerlemiş; teknik ârızadan ötürü gemi kaybetm ek dönemi ta­ rihe mal olm uştur. Batış nedeni sadece suyun üs­ tünde, ya da altında çarpışm adır.

Buna karşı denizaltında yaşam a ve çalışma şartları düne nazaran pek ağırdır: M ürettebat da­ lacak; b ir saniye bile gün ışığına çıkm adan iki, üç hafta suyun altında kalacaktı. Gelişmiş milletler, özellikle Amerika olmak üzere, görev yapan de- nizaltılara piyasada henüz gösterilm em iş sinema filimleri, m ecm ua ve plâklar, çeşitli ve üstün gı­ da, bol vitam inler verm ek suretiyle m orali destek­ lem ektedirler. T ürk deııizaltıcılarmın m oralini sağ­ lam tutacak unsur sadece im andır.

Gemi içindeki âletlerin sıkışm ış hava ile işle­ mesi de sağlık üzerinde büyük tepkiler meydana getirm ektedir. Dalış yapan b ir geminin m ürettebatı, b ir günde sekiz on kere yazdan kışa, kıştan yaza geçm ektedir. Bundan ötürü denizaltıcılık sağır e t­ meden, saçsız bu-akmadan, kalb kifayetini d ü şü r­ m eden kim seyi emekli etm em ektedir.

Denizaltı şehitleri

D

enizaltı filomuz bugüne k ad ar altı gemi mü- rettib i şehit verm iştir:

Subay Assubay E r K om odor 2

O ruç Reis 4 10 15 M urat Reis 2 •13 15 B urak Reis 4 13 15 Uluç Ali Reis 3 12 18 Filo doktoru 1

Atılay 5 18 16 D um lupıııar 6 35 39 Toplam 27 101 118 B unlardan başka 16 hava okuru ve kaptan İzzet D algakıran da denizaltıcılarla beraber şehit ol­ m uşlardır.

Bu şehit, m erm i isabetiyle; ya da uçaktan dü­ şerek âniden ölmüş kim seler değildir. Ya deniz­ lerin dibinde kapalı kaldıkları teknede üç gün tam şu u r içinde ölüm beklem işler; ya da bir bu ka­ dar gün denizlerin üzerinde dalgalarla mücadele ederek can verm işlerdir. M ezarları çiçeksiz, fakat T ürk m illetinin kalbindedir. İşte kahram an­ lık m enkıbeleri:

«Komodor Zeki Işın. R efah gemisi batarken en son grup ile denize atlıyacak; yüzecek sonra arkadaşlarına kalanların gözlerinden öperim , ça­ lışsınlar diyerek geri dönecek ve R efah’la beraber batacaktır.»

«Kam ara kapısının sıkışm ası dolayısiyle Yzb. Fahir pencereden (beni k u rtarın ) diye bağırm ış­ tır. Bunu duyan b ir grup, hayatlarını hiçe sayarak yüzerek geri dönm üşler; onu kurtaralım derken kendileri de şehit olm uştur.»

Dumlupıııar gemisinin telefonundan duyulan cn son ses: (V atan sağ olsun) dur.

Sonuç

eksen bir yılını dolduran denizaltıcılarımız * ” işte bu hayatın insanlarıdır. Çok ağır şa rt­ larda çahşm ış: ağır sonuçlarla karşılaşm ış; buna rağm en kullandıkları m ateriyelin çok üstünde bir kişisel kifayet gösterm işlerdir. H izmettekileriıı kal­ bi vatan, emeklilerinin kalbi de onlar için çarp ­ m aktadır. O nlara bundan sonra da çok başarılı; b ir o kadar m utlu hayat dileriz.

(1) Beşiktaşta Deniz Müzesi Arşivi. (2) 1327 Meclisi Mebusan tutanakları.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Özilhan “ÇED çıkmazsa üstüne bir bardak su içerim” demiş ya hani, hiç merak etmesin, prosedürden başka bir şey olmadığını defalarca kez tecrübe ettiğimiz ÇED

med’in peygamber olmadan önce baz› arkadafllar›yla yer ald›¤› Hilfu’l-fudûl de¤erler e¤itimi.. ad› verilen örgütlenme de bu ba¤lamda önemli bir

Ürünü tanıtan videoyu izlemek için https://www.youtube.com/watch?v=qiPHWaqC7_k adresini ziyaret edebilir ya da kare kodu akıllı telefo- nunuza okutabilirsiniz. Denizaltı

Burası, Bizans döneminde manastır ve kiliseleriyle uhrevî ve ıssız iken Osmanlılar döneminde, 400 yıl boyunca görkemli saray yaşamına tanık olmuştur..

Hilâfetin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının kadınlardan, damadlardan ve sultanlardan doğanlar dahil hepsinin genç Türkiye Cumhuriyeti’nin hudutlarından

Türk basın tarihi­ ni her yönüyle gelecek yüz­ yıllara ve nesillere taşıyacak olan “Basın Müzesi", aynı za­ manda içinde bulunan cep ti­ yatrosu, sergi ve

Lider diğer insanları etkileyip hedefe doğru götürebilen kişidir. Bu etkileme gücü, kendisine bağlı topluluğun kabul ettiği özelliklerinden kaynaklanır. Aynı zamanda

ağırlıklandırılmıĢ kayan ortalama ile artefakt Ģablonun bulunması (Goldman ve diğ., 2000), kafaya iliĢtirilmiĢ bir piezzoelektrik sensör ile elde edilen referans