• Sonuç bulunamadı

[Müfettiş Fethi İsfendiyaroğlu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilen rapor]

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "[Müfettiş Fethi İsfendiyaroğlu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilen rapor]"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sayı ı , > > ' p

\

'

?\ ' S

*

v x * ** k 1 ~ — an ö z e t --Şok mahremdir

^

¿

7

^ ^

u£J[J\

T T —

(Erzurum-Pulur köy enstitüsündeki denetlemelerim sırasında meydana ¿ikan müfrit solcu ve komünist sa lı$malarana d-*im d e l i l l e r e ,¿ahitlere ve vesikalara müstenit rapordur)

Çok muhterem Bak nımız,

¿arzurum, Erzincan ve Gümügane illerimizdeki köylere bu ders yılı Ens­

titüden gıkacak mezunların yerleştirilmeleri iğleri için Ankara'dan Erzuru ma gittiğim tarihte(Iö/IX/i946) Doğu bölgelerimizi sole nazik bir durumda buldum.îlk s a r s m a y a bağladığım Erzurum nehriyle havalisinde, memleketimi­ zin siyasî havası bulanık,doğu ufukl rımız karanlık gibi gösterilmek iste-

%

nen fena bir atmosfer y ratılmıgtı.

Amerika'da siyaset değigiyor, Ticaret Bakanı Vaâlace Rusların Şarkta­ ki nüfuz mıntakaları lehinde beyanatta toulunmug, Rusların Boğazlara ve Do­ ğ u illerimize dair ol*n istekleri ve bunlara verdiğimiz notadaki red c e v a p

l a n gazetelerimizin belli bağlı y zı konuları olmug,Moskova r dyosunun i irkin düşmanlıkları Alabildiğine hız a l m ı n t ı .İste bütün bu olayl arın arka ark ya tesadüf ettiği bir sırada Erzurumda ,Rusların Eylül ayı sonl .rınd: Doğu sınırlarımızdan âgî bir taarruza gesecekleri havadisi sok helecan

ve-% %

rici ifadelerle ağızdan ağıza dolagıyordu.

¿rzurum Millî Eğitim Müdürü izinli olarak Ankara'da bulunduğundan, onun bog odasında s^lı§ıyor, Koy okullarının ingaat iğlerinin son durumla­ rı üzerinde incelemeler yapıyordum.

Bu sıralarda Doğu Beyazıt, K^raköse, Ardahan ve Sarıkamıg tarafların­ dan Erzuruma doğru geri sofilen askerî birliklerimizdeki subaylardan bazı­ larının öğretmen olan egleriyle evlâtları otellerde yer bulamadıklarından henüz derslere b^gl nm^mıg olan ilkokullarda muvakkaten b rınmak iğin Millî Eğitim Müdürlüğüne bag vurmug

(2)

düşman eline gedmesin diye - harman yerlerindeki mahsullerin yakıldığı ve köylülerin göçe hazırlandıkları gibi bir takım halka helecan veren haber­ ler mütemadiyen sinsi sinsi yayılıyordu.millî Dirliğimizin her zam ndan daha f zla bir hassasiyetle yekpare olması elzem olan böyle bir zamanda

*

ve bilhassa Doğu illerimizde havayı bulandırmak,buğulumak ve halkın huzur ve sükununu bozmak için altta alta çalınanların olduğu adeta hissediliyor­

du. Fakat bunu halk ve köylüler hissedemiyorlardı.çunkl okulların i n ş a t

içlerini hızlandırmak için bizzat ve heyetler halinde k§y köy dolaştığı­ mızda bu zavallı köylülerin endişeli sorularıyla karçil şıyorduk.Ve çok tatmin edici sözler Söylediğimiz halde bazan pek inandıramıyorduk.Çünkü

yıkıcı propagada gizli gizli herhalde çok m e l ’uncasına çalışıyordu, b u

menfur vatansız!ar her fırsattan istifade ediyorlardı, ¿ m ı r boylarından şu veya bu sebeple daha içerilere çekilerek Pasinler ve Erzurum ovalarına yerleşmesi ve ihtim 1 kış büsbütün b stırmad n bu işleri t.n alan sı için Tümenlerin acele etmesi ve köylerden b zılarını kısmen işgal eylmesi bu hain propagandacıların adeta ekmeğine yağ sürmüş olan tesadüfler ve olay­

lardır.

»ereket versin ki bir aralık a«yın içişleri Bakanı geldi de ve bil­ hassa halkla umumî Konuşmalar yaptı da büyük endişe kısmen sükûn.t buldu. Kısmen diyorum, Çünkü Genel Kurmay Başkanı gelip bir k*ç gün o havalide kalınca yine karıştırıcı, bulandırıcı havadisler yayılmağa başladı.

GUmüş&ne, Bayburt ve Erzincan’daki köy okulları inşaat işlerini denetleyip tekrar Erzurum’a döndüğüm zamanlar dahi sinsi propaganda ber­

(3)

devamdı, ve şok mel'unane id i. ordumuzun bir kış türbine nasıl gireceğine Rusların kış muharebelerine alışkın olduğuna, fazla olarak bu son harpte önce mağlup, sönra da galip olarak yeni muharebe usullerinde mümareşeler kazanmış bulunduğuna, teçhizatının son sistem olduğuna ve büyük bis moto­ rize kuvvetin şimdiden hududumuza yığılmağa başlandığına dair hainine ha-

herleri muttasıl yayıyorlardı.Hükümetimiz herhalde şok esaslı tedbirler alm mış olacak ki bu vatansızlar maksatl rina nail plamadılar.

Bütün bu tafsilâtı bilhassa sıralamaktan mjks dım teftişlerle meşgul bulunduğum tarihlerde i)oğu illerimizdeki huzur ve asayişi bozmak ve

ortalı-»

ğı karıştırmak isteyen gizli şalışmalar olduğunu ve bu gizli ş^lışan vat n hainlerinin yıkıcı faaliyetlerine maalesef bazı meslek arkadaşlarımızın da

katılmış olduklarını arzetmektir.

53 yaşındayım* 33 senelik meslek hayatım var. $*4 On dört senedenberi de Müfettişim. Bu vaziyetim göz önüne alınırsa şahıslar h ı k ı n d a k i ağır hükümlerimin alelade bir tevehhümden ibaret olamayacağını takdir buyurur­

sunuz. Elimizde deliller, vesikalar, isbatlar olmadıkşa hiş bir vatandaşı, -hele bu vatandaş meslek ark daşl rımızdan da olursa- bu kadar ağır bir

hükümle suşlandıram y cağımız pek tabiidir, b u itibarla maruzatımın ve in­

celemelerimin sonucunda vardığım kanaatin temamiyle vesikalara ve isbatla- ra d y ndağını ve bu vesikaları bir dosya halinde takdim eylediğimi arze-

rim. Adeta bütün bir memleket davası halinde gördüğüm bu şok sinsi,tehli­

keli ve devamlı solcu cereyanı o kadar şabuk teşkilâtlanmış, bunların o kin­ dar şeşitli şalışma ve işleme tarzlarıyla karşılaşılmış ki -muhtelif vasıta ve elemanlarla ve bilhassa Hükümetimizin demokrasi alanında halkımıza hüsnü niyetle vermiş olduğu geniş hürriyeti fırsat bilerek Cumhuriyet rejimimizi yıpratmak ve yıkmak hususundaki maksatlarını aşığa vurmuşlur,Huşlara hizmet etmeyi vatana hizmet etmeye tercih eylemişlerdir.Aşağıda birer birer arzede cegim veşhile,bu solcu ve yıkıcı cereyana biz maarifşilerden de şok geniş

(4)

miktarda gençlerin katılmasına çalışılmıştır.

gu kadar şümullü bir konuyu

kısa

bir raporlu arzetmek imkânım, bulama­

dım.Yazacaklarımın hepsini okumaya da vaktinizin müsait olmadığını bildi­ ğimden teftişlerimin ve tahkiklerimin özünü madde madde arzediyor ve bun­ ların tafsilâtını raporuma ilişik olarak sunduğum vesikalar dosyasında ve her bahsin vesikasıyla birlikte takdim ediyorum.

Pulur Köy Enstitüsünün kayıtlarını,dersleri ve iç hayatını teftişe başladığım tarihlerde öğretim işinin eğitim işi gibi temamiyle ihmal e- dilmiş bulunduğunu gördüm.Bu Enstitülerde bir ders yılı içinde öğrencileri rin(23; hafta ders görmeleri lâzımken bu Enstitüde bazı sınıfların 9 haftf bazı sınıfların 10 veya n hafta gibi çok az ders yapmış oldukları dikka­ timi çektiğinden Müdür Osman Yalçına sordum.Telâfi etmeğe çalışacağız de­ di ve ders yılını bir ay daha uzatmığa karar verdi.u tarihlerde diğer Ens­ titülerde dersler bitmiş ve öğrencilerin bir kısmı izinli olarak köyleri­ ne dağıİmişiardı.Bünü civarımızdaki Enstitüleri teftiş eden Müfettiş arka­ daşlardan öğrenmiştim.

üerslerde bu kadar geri bırakılan Enstitüde son derecede dikkati çeken bir kitap okuma, kitap tanıtma, kitap s tma, kitapların özetlerini çıkart­ ma ve evvelce Enstitülerden mezun olup ta öğretmenliklere başlamış olan gençlere de kitap yollama,dağıtma işleri ve kütüpane servisleri birinci pl« planda'yer almış bulunuyordu. Çocuklar harıl harıl bunları okuyorlardı.

.»v

Kütüpane tıklım tıklım hikâye ve romanlarla ve bilhassa muzur dergi­ lerle dolu idi. Bir kısmı gayrı ahlakî eyerlerdi ve çoğu solcu ve müfrit

*

sosiyalist müelliflerin eserleriydi.¿unlardan bazı nümuneleri ilişik dos-

içinde takdim ediyorum.(Vesika No :i, ü , 3, 4, 5, 6, 7, 8, 8).

Kitap okutmak,kitap tanıtmak,kitapların özetlerini mutlaka çık rtnuk h u s u l a r m d a Enstitü Müdürü Osman Yalçın»la Hasanoğlan Köy Enstitüsü öğret­ menlerinde Muallâ gyüpoğlu adeta birer misyoner gibi çalışıyorlardı.Diğer

(5)

Bu cihet tarafımdan görülüp takip olunmuş ve bazılarının ifadeleri de lınmıgtır.Fakat bu incelemeleri başka bir müfettiş arkadaşa devretmem şifre ile emrolundugu için soruşturanlarımı yarıda bıraktım ve Müfettiş Mehmet uoğaay'a evrakı devrettim.Bu evrak kendisinde olduğundan bunları ilişik olarak takdim ettiğim vesikalar dosyasına koyamadığımı arzederim. Benden sonra incelemelerine devam eden Müfettiş Doğanay o©raan Yalçın ile Mualla fiyüpoğlu’nun muzur solcu kitapları okuduklarını,bunların top»

V -7

lu ol rak özetlerini çıkardıklarını ve hatta Nazım Hikmetin şiirlerini de yine böyle kitap tanıtm, toplantısı yaptıkları bir gün okuduğunu

mey-- îrj'

d i n çıkarmıştbr.Bu keyfiyet bizzat müdür Osman Ya İş m * m yazılı ifadeleı

tiyle

de tamamiyle sabit olmuş bulunmaktadır.

oers yılı işinde 23 hafta ders yapması Batkınlığımızın emikleri ve köy enstitülerimizin müfredat icapları iken bunu bir tatfafa bırakıp

ço-• y fr '•

cuklara lazım olan Türkçe, Yurtbilgisi, T#rih, coğrafya ve diğer ders­ leri öğretecekleri ve onları her şeyden evvel iyi bilgili bir öğretmen olarak yetiştirecekleri yerde böyle son derecede muzur öerğileri ve sol­ cu, komünist müelliflerin eserlerini okutmayı tercih eylemelerindeki mak­ sat aşıkşa görülmektedir.

Sayın Vekil Beyfendi,

Bu muzur kitapları okutmak ve müfrit solcuların sosiyalstlerin çı­ kardıkları Cumhuriyet rejimimiz aleyhine,bu vatana yaptıkları Büyük

iyi-' •/?

\r

*• ' '

İlkleri gözlerimizle gördüğümüz büyüklerimizi halfc ve köylünün gözünden ve gönülünden düşürmek işin,en nazik samanlar yaşadığımız,millî uirliğe en şok muhtaş olduğumuz şu son aylar zarfında bütün yıkıcılıklarının

.» - a •

ve azgın kalemlerinin hızı ve h m ş ı y a en menfur yazıları yeni yetişmiş

. • t , • . -T ^

öğretmenlerle zavallı öğrenciler olan köylü çocuklarına bol bol okutmak işin pulur köy Enstitüsünün resmî kayıtlarını dahi lşhat ederim.şöyle ki

Enstitü Müdürü osman Yalşının ilköğretim umum Müdürlüğüne yolladığı raporlarda adeta tekmil haberi verir gibi bu okuma işlerinin Enstitüsün« de nasıl canla başla gelişmikte olduğunu şu satırlarla bildirmektedirt

(6)

MKitap olcuma iğine 26/VIII/946 tarihinden itibaren önemle yer verilmiş ve her öğrencinin günde mutlaka (1,6) 3aat kitap okuyabilmesi tedbirleri alınmıştır. Bu okuma, özet şıkarma, konunun biri tarafından okunarak di­ ğerleri tarafından dinlenmesi ve genel tartışma şekilleriyle takviye edil« miştir.

"'r ~ ' - f '

Enstitüde 26/YII1/946 tarihinden itibaren bir kitap satış kolu te şek-

kül etmiş, büyün ve y y m e v l e r i n d a n bu kolun ilk sermayesini kuracak ki­ taplar sipariş edilmiştir. Kitaplar gelir gelme« öğrencilerin istif a d e s i » ne aşılacaktır.

• .• ■ • - * " .• \ ..

Öğretmen arkadaşların kitap okuma işini düzenleme bakımından da her - ütu­

hafta bir gecenin öğretmenler kitap saati olarak ayrılmasına karar v e r i l » miş ve sıraya konmuştur.

öğrencilerin bir yılda okuyacakları (20) şer kitabın listeâiy ş ı k a n - larak ısmarlanmış ve gelir gelmez öğrencilere dağıtılarak sistemli bir şekilde okumalarının temini işin gerekli tedbirler alınmıştır.

Enstitülerden mezun olarak kesimimiz köylerinde ş lış^n öğretmen ar- kadaşların sistemli bir şekilde kitap okumalarını sağlamak bakımından

gerekli tedbirler alınmış ve ilk kitaplar kendilerine sevkedilmeğe başlan«

m ış ter.

Enstitümüzde Radyo dinleme s^atı konulmuştur."

Enstitü Müdürü Osman Yalşın’ın bu 26/VIII/946 tarihli ve 1227 sayılı

r porunun (Kültür Durumu) başlıklı kısmıdır .Gecik miş derslerden,yapılma­

mış müfredattan,der s yılını bir

ay

daha uzattıkları halde yine yetiştiril«

meşine kat*iyen imkan göremediğim ve kendisinin de ihtim 1 vermediğini söylediği öğretim işlerinin şok geri kalmış oluşundan bahseden bir tek

kelime bu raporda yoktur. 1

■ 'ü '

Enstitü Müdürünün müteakip raporlarında da bu kitap okutma işlerine ait hümmalı şalişmaları bildiren yazılar da şok dikkate şayandır.

(7)

II Eylül 1946 tarihli ve 1414 «ayılı raporun baş tarafında Müdür Osman Y a l ç ı n ı n aynen §u satırları vardır s

" Günlük vakit cetvelinde bünye ve mevsimimize uygun olarak esaslı değişiklikler yapıldı. Bu suretle öğrencilerin her gün inşaat ve ziraat sonunda (2,30) saat f .sılalı olarak kültür faaliyetine de iştirakleri sağlandı. (I,30) saat kitap okuma ve (i) saati serbest mütalaa veya mü«

v -„. *

zik olarak şocuklar işin verimli bir hale getirildi.

Mütalaa nöbet* i öğretmenliği ve kitap aa,a tında bütlia kUrv* başları

kümeleri başlarında bulunmaları mecburi tutuldu.

Enstitümüzde 27/VIII/I946 tarih ee 1327 sayılı raporumuzla aşıldı« ğını bildirdiğimiz kitap a tış kolu kitap satışına başladı. Kitap evle« rinden gelen kitaplar Müdür, Eğitimbaşı ve iki öğretmenle ş o c u k l a r m

seviyesine göre tasnif edildi. Çocuklara duyuruldu.

Enstitümüzde yeni başlıyan kitap satışı ¿ocuklarda şok güzel bir kitap sevgisi ve kitap okuma hevesi uyandırmış bulunmaktadır.

içitap okuma işine istikamet verildi, çocuklar kitaplarını okudukta tan sonra özetlerini şıkaracuklar ve bu özetler öğretmeni tarafından

■ ■ V

görüldükten sonra ikinci bir kitaba geşeceklerdir.âu faaliyete bir de

“ , ; ‘ • • . • ' *■ -ÎtVt X ; ■ ' V ’•

öğretmen arkadaşların yetişmelerini sağlama bakımından haftanın bir gece si kitap saati olarak seşildi.

■ ‘ , • •; 3- V'îr.v 'vj

İlk defa Mudur ile Eğitimbaşı kitap santiarını yaptılar ve bu ge« çeler tartışmalara yol aştığı işin şok faydalı geşti. öğretmenlerin

'i:• '■ .•»« ... , ! ; ■' ’ ' £•; haftalık kitap saati bundan sonra Enstitümüzde gelenek haline getirilere cek, bu gecelerde diğer dertlerimiz de bahis mevzuu olacaktır. H

ûnstitü Müdürünün hele bu son satırları üzerinde şok, p e k şok durmak gerektiğini bilh ssa burada arzetmek isterim.Aceb, bunlar hangi dertlerdir.... au toplu dertleşmelerin konuları nelerdir....

(8)

aaıstitü Müdürü bu bol kitap okutma ve öet çıkartma iğleri üzerinde sistematik bir takiple şalıştığını ve bu işi ber şeye takdimen ön plan* d a tuttuğunu adeta İlköğretim Umum Müdürlüğüne isbat etmek ister gibi müteakip raporlarında da yine bunlardan bahsetmekten kendini alamıyor.

BU raporlardan da bir kaç satır arzedejrim :

K Ki tap okurn^ işi yemekhanenin inşaatı ile bir do zaruri olarak ak­

samış ve bu faaliyet dersliklerle işliklerin işinde kısmen devam etmiş­ tir. I0/x/946 dan itibaren aynı esaslar dahilinde ve yemekhanede kitap okuma işine aynı hızla tekrar başlanmıştır.

Numunelerini ve ve işindeki yazıları ilişik vesikalar dosyasında arz ve takdim ettiğim bu kitap ve mecmua okuma işleri acaba nişin Mü­

dürün yukarıda aynen bir suretini şıkardığım cümlesindeki itirafı

veşhile “aynı hızla" devam ettiriliyor.Ya dersler(23) haftaya mukabil (9)t (lO) hafta yapılabilmiş esas derslere neden en ufak bir hız veril­ miyor. nişin bu bitirilmemiş ve bitirilmek imkanı kalmamış müflredata karşı aynı sıkı alaka gösterilmiyor.

Okullarımızda şocuklara kitap okutmanın faydalarını kim inkâr edebilir.Bunun aksini kim düşünebilir. Fakat evvela resmî programla emrolunan bilgiler şocuklara mutlaka öğretilir.Bunun yanında onlara edebî, ahlâkî, tarihî kitaplar, Türk kahramanlıklarını anlatan hikâyele

ler, millî romanlar ve fennî eserler olmak şartıyla elbet kitap ta oku­

tulur. Benim gördüğüm romanların ve hikâyelerin bu Vasıflardan uzak ol­

duğunu ferzettiğim nümuneler isbata kâfidir.

Müdür Osman yine §iger rapounda bu okuma işlerinde şu suretle bahsediyor;

9

rt öğretmen arkadaşların her hafta salı geceleri yapmakta oldukla­

rı kitap saatları muntazam devam etmektedir, b u geceler Enstitünün g e ­

(9)

haline getirilmiştir...

*

Her g ü n sekiz saatlik ders faaliyetine, bir buçuk saat kitap okuma V6 iki saat sab a h } akşam mütalaaları faaliyeti eklenmekteair.Bu saatle­ rin, ¿ocuklar için verimli geçmesini temin bakımından mütalaa ve kitap

<■

okuma saatlarında, küme öğretmenleri gurupları haçında görevlendirilmiş­ lerdir.

3«tıç Kütüphanesi henüz istenilen randımanla çalışomamaktıdır. n

Bu çok musir ve sistematik t kiplerle okunan kit p ve mecmuaların n e kadar çocukları zehirleyici şeyler olduğu bu hususta iliçik dosya

içinde urzettiğim (Enstitülerde okum., içleri) başlıklı tafsilât rapo-%

romda birer birer teçrih edilmlçtir.Bu rapor (I) numaralı zarf içinde takdim olunmuştur»

Yine bu zarf içinde öğrencilerin ve genç öğretmenlerin okudukları mecmualardan çıkarılmıç manzum parçalar da vardır.Bütün bunlar hep bu­ günkü rejimi yıkmak isteyen çok kuvvetli telkinlerle dolu parçal rdır.

Yukarıdan beri arzettiğim bütün bu h raçta basılmış olan kitap ve dergilerin muzur ve zehirleyici neşriyatı okutan,özetler çıkartarak ana

fikri genç yavrularımıza aşılayan, yayan son derecede yıkıcı çalışmalar

da kâfi gelmemiş olacak ki doğrudan doğruya nasanoğlan Köy Enstitüsü

tarafından çıkartılan adeta resmî bir Dergi ile de alenen bu yıkıcı ve

zehirleyici telkinlerin bütün Enstitüler hav sini s r&ası ve bulandırması

sı gibi çok cür'stkârane bir teşebbüsle z, ten bu matodatlakla yetişmiş ve

yetiştirilmiş bazı Enstitü Müdür ve öğretmenlerin cesaretleri körüklen­ miş ve hatta,Fulur Köy Enstitüsünde, semtinin uzak ve sapa oluşu, doğu bölgelerimizdeki son durumlar dolayısiyla,büsbütün alevlenmiştir.

ueçen sene ilk sayısı çıkmağa başlamış olan bu dergilerin içindeki yazıların,makale ve hikayelerin,hemen hemen hepsi diyebilirim, son dere«« cede muzur,solcu fikirler ve maksatlarla dolu kuvvetli telkin ve

(10)

propa-ele geçirebilmek için İlköğretimde çalışaş Müfettiş arkadaşlardan İrfan Alıcıoğlu'na, Nihat Adil*e,diğer Müfettiş arkadaşlara,uzel Kalem Müdü­

rüne, Neşriyat Müdürlüğüne,Levazım Müdürlüğüne ve hatta Teftiş Reisiyle

S<*yın Müsteşarımıza bile baş-vurdum.aide edemedim.Teftiş Reisimiz Ha* -

s an oğlan Koy Enstitüsüne kadar çidip oradan tedarik etmemi tavsiye et­

ti, irfan j-.iıcıoğlu Masanoğlan Köy Enstitüsünden getirteceğini söyledi ve nihayet dün bunları tedarike muvaffak oldu.

w •• ■ V \TV

Jg* ’•• • v

-Bu teferruatı burada arzetmekten m^kdadım bu dergilerin bu kadar çabuk tükenmiş olması üzerinde durmak içindir. Bunlar acaba kaç nüsha basılmaktadır.Nerelere, ne suretle yollanmaktadır.¿nstitül ere ne mik­ tar gönderilmektedir.Bütün bunlar üzerinde durulmasını icap ettirecek derecede kötü maksatlat güden bir Dergi olduğuna kaniim.çünkü hepsini okudum ve özetlerini ve muhaverelerini aynen çıkartıp arzettiğim (2) numaralı z*rfa koydum.Ayrıça bu Dergilerin içinde de rejim düşmanı ve yıkıcı telkinleri ve tahrikleri açıkça gösteren çümleleri de renkli

kalemle işaretledim.b u Dergileri de aynı dpsya içinde takdim ediyorum.

(Köy Enstitüleri Dergisi) ¿idini taşıyan ve Rasanoğlan Köy Enstitüsü ta­ rafından çıkarıldığı iç kabında yazılı bulunan bu okul mecmualarının Bakanlığımızca çıkarılmasına artık müsaade buyurulmam.*sını ve mevcudunun da behemehal Enstitülerden toplattırılmasına yüksek müsaadelerinizi bilto hassa rica ederim.Çünkü muhteviyatı baştan sonuna kadar hükümetin,Cum­ huriyet rejiminin aleyhin-de telkinler y^pt»n bir çok hikayelerden başka aynı maksatları güden piyes ve şiirler Vardır.Hemen hepsinde köylü zulum görmekte,sefalet çekmekte, Tahsildar,jandarma,Toprak ofis,Bucak Müdürü vergi, ruhsatiye ....şikayetleri,kıtlıklar,hastalıklar,açlıklar ve Ölüm­ ler, hasılı hiç bir köyde

(11)

¿w . «I

ölümler,akla gelmez türlü felaketler ve zaruretler,mahkemelerde adalete*: sizlikler ...

Bütün bu menfi görüşlü yazıları,elem ve iztırap veren hikayeleri yazanların soğu Haaanoğlan yüksek kısım öğrencileridir.(¿eri kalanları da diğer köy Enstitüleri öğrencileri y a z m k t a d ı r l a r . B u n l a r yırın köyleri: mize yayılacak zehirlenmeş genşlerdir.Bu mesele üzerinde son derecede

+ „ V »'V. " . 'U , • ,

hassas davranmamız gerektiğini arz eder im. günkü bu Köy Enstitüleri Dergi*

sindeki yazılar sade hikayeler,masallar.solcu manzumeler de dağildir.

: • :

Bolcu fikirleri aşılayan ve komünist cereyanlarını,sistemlerini iltizam ve müdafaa eden makaleler de vardır.mesela \ıv> «ayılı derginin 8 8 9 uncu

sayfasından 596

sayfasına

kad r devam eden uzun bir m kalede şu şok

manalı cümleler vardır:

" Bu Savaştan sonra yeni bir dünya görüşü ve bu görüşün uygulanmaı s m d a n yeni bir hayat devri aşılacaktır,...,M

■2;

" Bu savaş kapitalist demokrasinin muhakkak bir zaafını ortaya koymuştur» kapitalist demokraside siyasal iktidar ekonomik iktidarın

. -• ı \... 7 ,'

e l i m e d i r ...M *•*

• f J,.; r . I

" • .... • v' 1

" Bu suretle tekelleşen siyasal otorite toplumun değil zümrelerin malı olmuş, böyle şoğunluk olan fakirler azınlık olan zenginlerin menfa* at ve hegemonya hırslarının tatminine alet edilmişlerdir

M Liberalizm renk, ırk, din meselelerini kendi kazancı işin sö­ mürmüştür. Yaşıyabilmek işin mülk sahibi olmak lâzımdır hükmünü ortaya koymakla insanlığın gelişmesine sed şekmiştir.

Kapitalizmde insanlar arasındaki münasebetlerin âmili yalnız ps-’ * - "-i- ■v ,

ra olduğundan feodalizmin asalet prensibi yerine servet prensibini ean« l-.ndırmıştır... Bu suretle ne kültür, ne ae bilimin değeri kalma*

(12)

"Kapitalist demokrasi eşitsizlik demektir...."

" 3zel mülkiyet bireyler ve devletler arasında daima adaletsizlikler çıkardığından geçimsizliklerin ve kavgaların ve sav-şiarın dogmasına sebep

o l m uştur;..." JV/

" Sosiyalist sistem planlı cemiyeti düzenlerken bu ciheti ¿¡özününe alacak ve adama göre iş değil; işe göre bulmak amacını güdecektir.-* N

sağlıyor ve planlaştırabiliyor..."

Bütün bu sosiyalist ve komünist sistemleri üstün tutan yazıların (Köy Enstitüleri Dergisinde) yeri nedir.Tamimiyle Cumhuriyet rejimimizin aleyhinde olan bu solcu fikirlerin resmi bir dergide çıkarılmasından mak­

sat no olabilir.Maalesef bir müddetten beri memleketimizde sole» ve komü- nist propagandaları ve türlü yıkıcı,millî birliği parçal >ıcı muzur yazıla lar halkımızı ve gençliğimizi zehirleyip duruyor.hakanlığımızdaki bazı kimseler bunları kâfi görmemişler ki bir de kendi içinizden,yetiştirilme» leri,vatanımıza faydalı olmaları bize tevdi edilmiş zavallı ausum köy ço» c u k l a n n ı bir de biz bu resmî yayınlarımızla zehirliyoruz. h«in maksatlar­

la bu memleketi yıkmağa, alenen Türke k u ş u tercih ettikleri bütün yayın

* '• 'İ'5 .

vasıtalarındaki taşkınlıklarında gürdüğümüz bu menfur vatansız zümreye biz deh de mi katılanl^r o l e a k .

(13)

... Bugünkü burjuva medeniyeti bu üç âmilin çocuğudur.Bu siste­ min İçtimaî kiyraetleri iki yoldan gidilerek kabul ettirilebilir ; ya kuvvet kullanarak veya ikna ederek.

Kuvvet kullanarak yapılan inkilaplar hem halk kütlelerinin# y ü k ­ lerini lerini ağırlaştırır, hem de modern cemiyet gibi önemli bir konu için tehlikelidir.Dolayısiyle bu tarz inkilaplar cemiyetin alt üst

olma-. St 4

siyle neticelenir. İşte yapacağımız planlı cemiyet inkil&bını bu esaslar g ö z önünde tutularak gerçekleştirmeliyiz."

Müfrit soaiyalistlerden olan L a s k i ’nin kitabından alınan bu feüole-

leri Dergide yayınlayan ve kitabı tanıtan yüksek

Köy

Enstitüsü öğrenci­

lerinden Mustafa Şükrü

Kuç

isminde bir gençtir.Bu gençlerin hep böyle

solcu ve komünist eserleri inceledikleri ve Dergilerinde hep bu t .rzdu yazılar yazdıkları üzerinde de durmak gerektiğini ve hatta icap ediyor­

sa bu hasanoğlan Koy Enstitüsündeki Yüksek kısmının lağvedilmesinin çok yerinde bir tedbir olduğu hususundaki kanaatlerimi arzaderim.hu genç

incelediği eserin son kısmını şu satırlarla bitiriyor :

" Dünya siyasî ve ekonomik bakımdan bir çöküntü halindedir.

Evvelâ bu harple siyasî iktidar, sonra kapitalist sistem çökecek­

tir. Böylece burjuvacı ekonomi ortadan kalkacak ve yerine plânlı

cemiyet

ekonomisi olan sosiyalist sistem geçecektir. Devlet ve bilim adamlarının tek görevi gençliği ve bütün bireyleri bu esaslar dahilinde hazırlamakta tır.

.osiyalizm, çökmekte olan kapitalizmin şiddet ve gürültüsünü u- nutturacak ve bittiği yerden itibaren yeni bir hayat başlangıcı ve yani

bir tarih devri açacaktır.Bu bir zarurettir, b u zaruret içinde sosiya­

(14)

Çaktır. "

5 inci ve 6 m c ı sayısı bir arada çıkan (£öy Enstitüleri ûergisi)n-\ ■ de de Rus boyunduruğu altındaki Avusturya ile asıl Rusyadaki (iş okulla­ rı bahislerinde çok lehte mütalaalar yürütülmektedir.önemli oldukları, bu Dergilerde çıkan yazıların hep ne mahiyette oldukl rı hakkında tam bir fikir arzetmek için bu yazılardan da bir kaç satırı aynen aşağıda tekrarlıyorum î

- • •, V - ; - Vw> v . . .

" ... Dağılan imperatorluğun yerine kurula* avusturça Cumhu-riyeti milli eğitimi ele aldı. Esasen bu dağılış hayat yurtlarına da etk ki yapmıştı.Hayat şartlarını düzenlemek işin yeni bir metot takip etmek

*

H

gerekiyordu. İşte yolu, geniş 6İşuda bir okuleuluktu buldular... Öğretim yaptıracak elemanlar yetiştirmek işin“öğretmen akademi­ leri" kuruldu. Yetişen öğretmenlerin muvaffakiyetini sağlamak maksadı ili ile öğretimsel ve eğitimsel yayımlara önem veriliyordu. Bu suretle az b4: bir zum nda üstün başarılar elde edilebildi..."

" Rus iş okullarının en büyük v^sfı fabrikalaşmaya doğru bir gi- diştir. Yani orada fabrika bir okuldur. Çocuk günün muayyen »autlarında fabrikada çalışmakla hem toplUma yardım etmiş oluyor} hem de bizzat ken­ disi işle eğitilmiş oluyor. Orada esas hayattan örnek almak ve onu işle- m e k t i r ...

Rusya'da daha ziyade politeknik ve endüstriyel okullar vardır. F<iu kat öbürü de sadece oir elişleri iş okuludur. Rusya'da iş okullarının be»

şında p.p.plönski gelir, plönski sistemi iş okulunda şocpğun tabiata ha­ kimiyeti ve teknik gelişime yer verilir.iş okullarının birer endüstri, okulu halinde getirilmesi istenmektedir.Bu itibarla böyle bir okul g.yeuı

si şocuğa ileri ehdüstri kültürü vermektedir. Blönskinin fikirleri böy- lece toparlayabiliriz

(15)

kar. Eies&nlar yetişir, sosyal hayata yardımlar yapılmış olur.«

Yine Yüksek Köy Enstitüsü öğrencilerinden sabri Taşkın adında bir genç tarafından yazılan bu makalenin Rusya bahsinden sonra bizdeki iş

ee î'1*"

ikullarından da kısaca malumat verdikten sonra koy ¿enstitüleri hakkında aynen şöyle bir hükümde bulunuyor t

n Bur d Köy Enstitüleri hakkında bir şey B ü y ü y e c e k d .¿iliz.Yine

v v*\

:

>

•I

köy Enstitüleri fantazi birer iş okulu değildir. Köy Enstitüleri s

(bir millet yaratmanın) ilk ve son çaresidir. Yani burada yalnız iş eğiti mi verilmez. Bu yönden köy enstitülerinin gayesi değişiktir. **

Hangi bakımdan incelersek inceleyelim (Köy Enstitüleri Dergisi) adı­ nı taşıyan mecmua millî ahlakımızı,millî terbiyemizi bozan,millî h a k i m i ­ yetimizi,millî birliğimizi, hülâsa millî olan her şeyimizi yıkmayı

istih-, *

daf etmiş yazıl rla doludur.İlişik dosya ile takdim eylediğim tafsilât

• * * .

raporumda da görüleceği gibi bazı yazılarda ordumuz ve askerlerimizle alay eden cümleler,bazılarında hükümet ve Devlet otoritesini küçük dü­ şürmek isteyen kısıralar,Freuyüisme başlıklı son derecede gayrı ahlata

* 4

açık ve çirkin misallerle dolu konferans yazıları, Tahsildardan, Jandar­ madan, Toprak ofisten, Buc-k Müdüründen ve köy ağalarından kışkırtıcı şikâyetlerle dolu hikayeler,Hep emekçi sınıfın mahrumiyetleri, hayat

pa-%

halılıkları,ekmeksizlik,açlık ve türlü yoksulluklar ve sefaletler,kıtlık­ la*, hep hastalıklar ve ölümler ,hep alacaklar, dayaklar te hapislerle

A

hikayeler ve hep yarını bekleyen, büyük yarını isteyen, şiirler, tazyikte %

ten, hürriyetsizlikten, eşitsizlikten yana yakıla feryat eden manzumeler İşte Sayın Vekil Beyfendi Köy Enstitüleri Dergisinin çıkmış olan(altı) sayısı da hep bu arzettiğim yazılarla dolu. BU kara görüşlü, kara duyuşXc

(16)

bazı Dergilerin başın« Cumhur Heisimizin Koy Okulları,köy Enstitüleri h u k k m d a k i çok kiymetli emirlerini ve sok temiz dileklerini gösteren nutukları ve yazıları da dercedilmiştir. Bu üstün değerdeki emirler ve

irşatlarla Dergilerin 4sindelci menfur muhteviyat birbirini hifc tutmamak­ tadır. Bana öyle geliyor ki Köy kalkınması,köylülerimizin bilgi,ahîâk

A Ak *

ve muntazam ¿alışma yollarıyla iktisadı ve igtimaı refaha kavuşması iğin en Büyüğümüzün emirlerini temamiyle yerine getirecek yerde bunun aksine ¿alışan ¿ok cür'etkar bir zümre vardır.Köy Enstitüleri Dergisinde

ki bu kiymetli emirler ve direktifler, adeta bu.dergilerin iğine bulca sokuşturulan yıkıcı, zehirleyici ve müfrit solcu yazıları maskelemek maksadıyla başa geşiriftmiş olsa gerektir.

yok güzel niyetlerle dolu olan bu milî/ una davamıza bu ihaneti yapmak susunun ¿ok büyük, çok nankörce ve şok küstahsa yapılmış olduğu­

na kani bulunduğumu arzederim. Çünkü yaptığım incelemelerle öğrendiğime göre bu dergileri ve bunlardaki gayrı millî yazıları tertip eden ve bastıranlar bazı Talim ve Terbiye azasıyla İlköğretim Omum «îüdürlüğüdüt

İşte bu dergilerle hariste şıkan ve muamelatını tefiş ettiğim sıra­ da Fulur Köy Enstitüsündeki kütüpaneda bol bol gördüğüm diğer so&ou ve komünist dergiler ve zehirleyici kitaplar vasıtasıyla millî ulan h e r şeyimizi toptan ve mükün olduğu kadar ş <buk yıkmak i*in ne katfaft cesur

ve sistemli ¿alışıldığı anlaşılmaktadır .Bütün bu maruza tımın delilleri

ilişik doayalardadır.Bu hususta esaslı kararlar alınması gerektiğine dair maruzatımı ve kanaatimi Yüksek tasviplerine Saygılarımla arzederim

Müfettiş

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Pulur Köy Enstitüsü’ndeki bütün binalar devletin katkısı olmadan, diğer köy enstitülerinden gelen ekipler ve Pulur Köy Enstitüsü’nün öğrenciler tarafından

12- Yüklenici yıllık kira bedelinin % 3’nün Defterdarlık veya Mal Müdürlüğü’ne 3’er aylık dönemler itibariyle dönemi takip eden ayın 20’ne kadar peşin

007 Adaylık Eğitimi Uygulamalı Eğitim (Staj) Kursu (Eğitim Öğretim Hizmetleri) 4.01.04.01.007 Adaylık Eğitimi Uygulamalı Eğitim (Staj) Kursu (Eğitim Öğretim Hizmetleri)

Bu nedenle her bireyin düşük sosyoekonomik düzey, sosyal destek eksikliği, iş stresi, aile yaşamında depresyon, anksiyete, düşmanlık ve D tipi kişilik gibi

Esbap ve avamlll ne olursa olsun — harb, tecavüz, mağlû­ biyet, galebe, sağcılık, solcu­ luk — hepsi bizde hükümetler­ ce fik ir hürriyetini tahdide

Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan yöneticilerle yapılan mülakat neticesinde, kamu yönetimine vatandaş katılımının önündeki engellerden merkezi

Bu PDF içerik İnkılap Tarihi sitesine aittir ve farklı bir web sitesinde tıklanabilir kaynak link Rıza Efendi ise daha çağdaş eğitim veren bir okula gitmesini arzuluyordu..

Yurt dışında bulunan müşavirlik ve ataşelikler o ülkelerde bulunan Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının ve soydaş çocuklarının, yüksek öğretim öğrencilerinin