• Sonuç bulunamadı

Siyah Reçete Çörek Otu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Siyah Reçete Çörek Otu"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SİYAH REÇETE: ÇÖREK OTU

(2)

ÖZET: Derlemede, çörek otunun antioksidan, anti-diyabetik, antibakteriyel, antikanserojenik, antifungal, an-titümoral, antikonvülsan, antienflamatuar, antiülserojenik, hipoglisemik ve immun sistemi güçlendirici etkileri güncel çalışmalarla gösterilmiştir. Alternatif ve tamamlayıcı tıbba ilginin arttığı, patentli ilaçların ve milli ilaç formülleri arayı-şının teşvik edildiği günümüzde, çörek otunun medikal et-kilerinin hatırlanması gerekmektedir. Derlemenin ilk amacı, tüm tıbbi disiplinlerde bir farkındalığın oluşması, özellikle farmakognozi ve farmasötik teknoloji alanlarında çörek otu çalışmalarının hedefli ve sürdürülebilir hale getirilmesinin gerekliliğini vurgulamaktır. İkincil amaç ise, halk uygulama-larında sıklıkla ve güvenilerek kullanılan, çörek otu, çörek otu yağı ve çörek otu ürünlerinin içerdikleri tıbbi ve biyo-lojik etki spektrumunun bilimsel referanslarla gösterilerek daha bilinçli kullanıma imkân sağlanmasıdır.

Anahtar kelimeler: çörek otu, timokinon, antioksi-dan etki, alternatif ve tamamlayıcı tıp.

ABSTRACT: In this review, antioxidant, antidiabetic, antibacterial, anticarcinogenic, antifungal, antitumoral, an-ticonvulsant, antiinflammatory, antiulcerogenic, hypogly-cemic and immunosuppressive effects have been shown. Nowadays, when the interest in alternative medicine and complementary medicine is increasing and the search for drugs and national drug formulas is encouraged, the me-dical effects of black seed should be remembered. The first aim of the review is to create awareness in the field of me-dicine. Secondary objective is to provide more conscious use of the biological spectrum.

Keywords: black seed, thymokinone, antioxidant ef-fect, alternative and complementary medicine.

BLACK RECIPE: NIGELLA SATIVA (2)

Prof. Dr. Recep ASLAN AKÜ Veteriner Fakültesi

Fizyoloji Anabilim Dalı raslan@aku.edu.tr

Selinay BORAZAN AKÜ Veteriner Fakültesi

(2)

GİRİŞ

Çalışma, Akdeniz havzası yanı sıra müslüman toplumlarda önemse-nen, güvenilen ve çok amaçlı olarak yaygın kullanılan tıbbi aromatik bir bitki olan çörek otunun genel özel-likleri ve biyoaktif kimyasal içeriğinin ele alındığı ilk makalenin (8) devamı niteliğindedir. Hızla gelişen teknolo-ji ve teknoloteknolo-jinin tıbba uygulanması sayesinde konvansiyonel tıp uygula-maları önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da küresel ölçekte tüm inanış ve kültürlerin sosyolojik alanlarında alter-natif tıbbi yönelim ve uygulamalar yo-ğun ilgi çekmekte, hekimlerin ve tıbbi destek alanların sıklıkla başvurdukları bir alan olarak canlı ve etkin varlığını sürdürmektedir (15). Bin yıldır hasta-lıkların tedavisinde ve sağlık koruma-da kullanılan en önemli bitkilerden olan çörek otu tohumu, günümüzde daha kolay ve güvenli olarak elde edi-len ekstraktları, yağları ve esansiyel yağları ile başvurulan bir fitoterapi unsurudur (1). Farmakoekonomi, bi-reyselleşme, fikir ve inanç hürriyeti, demokrasi gibi yükselen değerler de bu süreci desteklemektedir. Bunun bir göstergesi olarak, ülkemizde olduğu gibi pek çok ülkede tıp fakültelerinde Tamamlayıcı Tıp Anabilim Dalları ku-rulmuş, hastanelerde geleneksel tıbbî uygulamalar mümkün olduğunca

ka-nıta dayalı olmak koşuluyla uygulana-bilir yöntemler haline gelmiştir. Risk düzeylerinin oldukça düşük olması ve iyileştirici özelliklerine inanılması se-bebiyle bitkiler halk uygulamalarında olduğu kadar, bilimsel tıp platform-larında da “fitoterapi” kapsamında değerlendirilmektedir. Farklı toplum-larda öne çıkan yöresel bitkiler kadar, toplumların inanış ve kültürlerine göre öne çıkan ve iyileştirici etkisinden ya-rarlanılan birçok bitki, asırlardır akut ve kronik hastalıklarda, ayrıca koruyucu hekimlik kapsamında ticari veya folk-lorik olarak hasat edilmekte, doğadan toplanmakta ve kullanılmaktadır (15). Bu çalışma, İslam toplumlarında çok önemli bir tıbbi yeri olan çörek otunun farklı tıbbi etkilerini ele alan çalışma-ları temel başlıklar altında ele alarak, yeniden ama bilimsel bir yönelişin yolunu açmayı, ilaç formuna dönü-şünceye kadar sürdürülecek çörek otu bilimsel çalışmalarının başlatılmasını amaçlamaktadır. İslam toplumları için laboratuvar bulgusu kesinliğinde hat-ta daha ileri kanıtlanmışlığa sahip veri-ler olarak kabul edilen ayet ve hadisveri-ler, bu kültürle yetişmiş bireylerin hayatını doğrudan etkilemektedir. Bu sebeple, ülkemizde ve diğer İslam toplumların-da, halk elinde asırlardır hastalık teda-vi etme, hastalıklara karşı önlem alma, güvenilir ve sempatik bir ürün oluştur-ma, gıdayı şifalı hale getirme,

yiyecek-leri bozulmaya karşı koruma, lezzet ve koku verme gibi amaçlarla kullanılmış ve kullanılmakta olan çörek otu (2), bu çalışmada bilimsel araştırmalardaki biyoaktif etkileri ve tıbbi özellikleriyle ele alınmaktadır.

TÜM ZAMANLARIN TIBBİ BİTKİSİ: ÇÖREK OTU

Tarihsel belgeler, tedavi maksa-dıyla kullanılan bitkiler arasında çörek otunun dikkat çekici düzeyde önem-senen bir bitki olarak faydalarıyla bin-lerce yıldır bilindiğini göstermektedir (1, 3). Ranunculaceae (Düğün çiçeği-giller) ailesinin Nigella cinsinin 12 fark-lı türü yaygın olarak bilinmekte ve zirai olarak yetiştirilmektedir. Bu türlerden “Nigella Sativa, Nigella Arvansi, Ni-gella Damascena”nın halk tıbbında ve baharat olarak kullanımı çok yaygındır. Halk arasında “çörek otu” olarak bili-nen ve yaygın olarak tarımı yapılan ise Nigella Sativa’dır (4). Ülkemiz iklim ko-şullarının elverişliliği sebebiyle Konya, Afyonkarahisar, Burdur, Isparta, Kütah-ya ve Çukurova bölgeleri başta olmak üzere hemen hemen her yörede tarımı yapılabilmektedir (1). Bitki, yetiştiril-diği ülke ya da bölgeye göre İngilte-re’de siyah kimyon, Amerika’da kara kimyon tohumu, Arap toplumlarında

(3)

siyah tane, kara tohum gibi isimlerle anılmaktadır (5). Haziran - Temmuz ay-larında çiçek açan, mavi, beyaz, yeşil renkli güzel kokulu çiçekleriyle dikkat çeken bir bitkidir (1,2).

ÇÖREK OTU İÇERİĞİ

Yetiştirildiği yörenin iklimi, çö-rek otunun türü, ekilme ve hasat za-manı gibi faktörlerin bitkinin kimyasal içeriğini karakteristik olmasa da etkile-diği bildirilmiştir (4). Çörek otu tohum-ları sabit yağ, uçucu yağ, protein, lif, organik asit, reçine, karbonhidrat, vita-min, mineral, alkaloid, tanen, saponin, amino asit, askorbik asit, tiamin, niasin, pridoksin ve folik asit gibi bileşikleri barındırır (1, 8). Tohumların kalsiyum, potasyum, fosfor, demir, magnezyum, selenyum, çinko mineralleri ve A, C vitaminleri ile B grubu vitaminlerince de zengin olduğu gösterilmiştir (1,7). Çörek otu sabit yağları oleik asit, lino-leik asit, eikozadienoik asit, araşido-nik asit, linolearaşido-nik asit gibi doymamış yağ asitlerini ve miristik asit, palmitik asit, stearik asit gibi doymuş yağ asit-lerini; uçucu yağları ise nigellon, kar-vakrol, p-simen, alfa ve beta pinen, d-limonen, timokinon, ditimokinon, timohidrokinon ve timol gibi bileşen-leri içermektedir (7). Tüm ıtri ve tıbbi

bitkilerde olduğu gibi çörek otunda da uçucu yağlar birincil önceliktedir. Çörek otu uçucu yağlarındaki biyolo-jik aktif bileşikler timokinon, ditimoki-non, timohidrokinon ve timoldür (1). Çörek otu tohumunun en aktif bileşiği olan timokinon neredeyse bu bitkiyle özdeşleşmiş olup, içeriğinde fenol hal-kası taşır ve kinon yapısına sahiptir (3).

ÇÖREK OTU ETKİ SPEKTRUMU: TAM TANIMLANAMAYAN ŞİFA

Tüm zamanların fitoterapi un-surlarından olan çörek otu (2), daima zindelik, performans, sağlık ve şifa arayışı içinde olan insana önemli bir hayat arkadaşı olmuştur. Hz. Muham-med (SAV)’in “Ölüm dışında hiçbir has-talık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın (6)” deyişi ve bu manadaki diğer hadisleri, çörek otu-nun multifonksiyonel bir şifa kaynağı oluşunu vurgulamaktadır. İleri bir ön-görü ve bilimsel kabul niteliğine sahip olan inanma/iman etme hali nedeniy-le, İslam toplumu çörek otunu tam bir güvenle kullanmış, fark ettiği yararları yanı sıra fark edemediği şifalarına da inanmıştır. Bu yaklaşım aynı zamanda İslam toplumlarında Hz. Muhammed (SAV)’in önemseyip önerdiği bir şeyi önemsemenin ve onu uygulamaya

geçirmenin getirdiği bir psikolojik dinginlik, huzur ve rehabilitasyon da sağlamıştır. Yüzlerce İslam hekiminin terkiplerinde yer verdiği çörek otunu İbn-i Sina El-Kanun fi’t Tıb kitabında metabolizmayı harekete geçirerek halsizlik, yorgunluk gibi belirtileri or-tadan kaldıran bir bitki olarak tanım-lamıştır (5). İslam dışı inanışlarda da çörek otu bitkisindeki şifadan ve hatta kutsallıktan yararlanma davranışları dikkat çekmektedir. Firavun Tutankha-mon’un mezarı ve mumyasında çörek otu tohumlarına rastlanması, Kleo-patra’nın sağlık ve güzellik için çörek otu yağını kullandığına ilişkin notların literatürde yer alması bitkinin sade-ce İslam toplumunda değil, geniş bir paydada tanınıp kullanıldığını göster-mektedir. Örneğin, tıp ve farmakoloji alanında yaptıkları önemli çalışmalarla bilinen Hipokrat ve Dioskorides gibi eski hekimler, sindirim sistemi sorun-larının sağaltılması, diş ve baş ağrıla-rı, bağırsak parazitleri, yangı tedavisi, sinüslerin tıkanıklığı gibi durumlarda çörek otunun yağını ve tohumlarını kullanmışlardır (2). Günümüz disiplin-lerinde yapılan bilimsel ve farmako-lojik araştırmalar, hadislerle bildirilen kadim bilgiyi mümkün olduğu kadar kanıtlanmış hale getirmeye çalışmak-tadır. Yapılan binlerce çalışma, çörek otu tohumu ve biyoaktif bileşenlerinin antioksidan, antidiyabetik, antibak-teriyel, antikanserojenik, antifungal, antitümoral, antikonvülsan, antienfla-matuar, antiülserojenik, hipoglisemik ve immun sistemi güçlendirici gibi et-kilerini rapor etmektedir (1, 7, 8, 9).

ANTİOKSİDAN OLARAK ÇÖREK OTUNUN ETKİ MEKANİZMASI

Redüksiyon ve oksidasyon olayları, organizmada bir denge halin-dedir. Eşlenmemiş elektronu bulunan ve bu elektronunu çiftlemek isteyen serbest radikaller, eşlenmemiş elekt-ronları sebebiyle redoks olaylarında sürekli reaksiyonlara katılma eğilimi gösterirler. Organizmada bir biyokim-yasal maddenin yükseltgenmesini yani oksidasyonunu engelleyebilen,

(4)

gecik-tirebilen veya oksidasyon zincirini kı-rarak süreci sonlandırabilen “antioksi-dan” maddeler serbest radikal özellikli atom ve moleküllerin oksidasyon ye-teneğini ve reaksiyonlarını baskılaya-rak organizmadaki oksidasyon-redük-siyon dengesini korurlar (10). Ortamda serbest radikal özellikli atom ve mole-küller arttığında, bu ürünlerin reaksi-yonlarına bağlı olarak hücresel hasara kadar uzanabilen problemler yaşana-bilmektedir. Serbest radikal üreten reaksiyonlar ve bu reaksiyon ürünle-rinin neden olduğu oksidatif stresin organizmada damar sertliği, diyabet, hipertansiyon, kanserler gibi birçok hastalığın patogenezinde rol oynadığı tartışmasız kabul edilmektedir. Endo-jen ve eksoEndo-jen antioksidan savunma elemanlarının yetersizliğinde sıklıkla görülen bu tablo oksidatif stres ola-rak bilinir. Oksidatif stres, damar sert-leşmesi olarak da tanınan ateroskle-roz, diabetes mellitus, hipertansiyon, kanser gibi hastalıklar için önemli bir altyapı oluşturmaktadır (1,16). Çörek otunun karakteristik biyoaktif bileşeni ve bir antioksidan olan timokinon; or-tamdaki serbest radikalleri azaltması, lipit peroksidasyonunu engellemesi, doku harabiyetini hem önlemesi hem de onarması, DNA hasarı ve organo-leptik bozulmaya karşı koruyucu etki göstermesi gibi nedenlerle de dikkat çekmektedir (1,8). Çörek otu yağı ve içeriğindeki aktif bileşen timokinonun lipit peroksidasyonunu azalttığı, bu yolla ateroskleroz, kanser ve romatiz-ma gibi hastalıklarda terapotik etki-li bir antioksidan olabileceği in vivo çalışmalarla gösterilmiştir (1). Yapılan bazı çalışmalar, çörek otu yağındaki yüksek düzeyli karotenoid ve tokofe-rol ile timokinonun lipid oksidasyo-nunu inhibe etmek suretiyle gıdaların bozulma süreçlerini geciktirdiği, bu özelliği ile gıdaların korunmasında kullanılan sentetik antioksidanlara al-ternatif doğal bir seçenek olabileceği ileri sürülmüş (4); etkin bir antioksidan olarak çörek otu bitkisi tohumlarının çörek otu yağına göre daha güçlü an-tioksidan etkiye sahip olduğu da not

edilmiştir (4). Çörek otunun antioksi-dan etkinliğinin, hem çörek otu sabit yağı hem de fenolik bileşenlerinden timokinonun lipozomal lipid perok-sidasyonunu önleyerek gerçekleştiği gösterilmiştir (18). Özellikle çörek otu yağının 2,2-difenil-1-pikrilhidrazil ve hidroksil radikallerini süpürücü özelli-ği ile de antioksidan etkinlik gösterdi-ği bildirilmiştir (1). Araştırmacılar, lipid peroksidasyonu sürecini baskılamada ve ürünlerini gidermede timokinon, karvakrol, 4-terpineol, t-anetol ve qu-ersetin gibi çörek otu yağı içeriğindeki biyoaktif bileşenlerin etkili olduğunu ileri sürmüşlerdir (1, 18).

İNFLAMASYON ve ÇÖREK OTU

Günümüz tıbbı hastalık profi-linin değiştiğini, artık mikrobiyel has-talıklar değil de diyabet, romatizma, hipertansiyon, parkinson, Alzheimer, kanserler ve obezite gibi kronik has-talıklardan oluşan bir profilin izlendi-ğini, bu müzmin hastalıklardaki artı-şın asıl sebebinin inflamasyon/iltihap olgusu olduğunu ileri sürmektedir. Bu nedenle pek çok araştırma, kronik inf-lamasyon oluşumu süreçlerinin nasıl önlenebileceğini ele almaktadır. Müz-min iltihap veya kronik inflamasyona dayalı hastalıkların global bir riskten öte önemli bir mortalite faktörü hali-ne geldiği günümüzde bu problemin nasıl çözülebileceği, nasıl tedavi edi-lebileceği veya nasıl önlenebileceği tartışılmaktadır (17). Çörek otu biyo-aktif bileşenlerinden Timokinonun antiinflamatuar etkileri yapılan birçok çalışmada gösterilmiştir. Aslında bir savunma ve onarım süreci olan infla-masyonun organizmadaki seyir süreci başlıca iki enzim tarafından düzenlen-mektedir. Bu enzimsel yolaklar siklo-oksijenaz ve liposiklo-oksijenaz yollarıdır.

Siklooksijenaz yolunda pros-taglandinler sentezlenmekte, lipook-sijenaz yolunda ise lökotrienler üretil-mektedir. Timokinon antiinflamatuar etkisini, hem siklooksijenaz hem de lipooksijenaz yollarını inhibe ederek

gerçekleştirir. Bu yolla tromboksan B2 ve eikozanoid üretimini inhibe ederek yangı sürecini baskılamaktadır (7).

Kronik inflamasyon süreçlerin-de karşılaşılan kan insülin düzeyinsüreçlerin-de- düzeyinde-ki aşırı artış (hiperinsülinemi) tablo-su, bedenin aşırı insülin yüklenmesi demektir. Her ne kadar insülin insan ve hayvan organizması için elzem ve hayati hormonlardan biri olsa da, aşı-rı insülin yükü iyi tıpta arzulanan bir fizyolojik tablo değildir. Yoksunluğuna bağlı hipoglisemi nasıl önemli bir so-run ise, insülin düzeyi yüksek bir orga-nizma ve fizyolojik süreç de ciddi bir problemdir. Bunun bilinen yan etkile-rinden birisi, insülin fazlasının dokular-da aşırı yağ birikmesi ve depolanması-na yol açmasıdır. Ayrıca, yüksek insülin düzeyi; besinlere düşkünlük, aşırı iştah ve gereğinden fazla yeme içme dav-ranışı oluşturduğundan, kronik infla-masyon ve obezite ile seyreden bir ya-şam tablosu oluşturmaktadır. Yüksek insülin konsantrasyonu, yağ hücreleri olarak bilinen adipositlerin oluşumu-nu hızlandırarak ve inflamasyona yol açan iltihabi süreci tetikleyen madde-ler olan sitokinmadde-lerin üretimini artırarak kronik iltihap olgusunu desteklemek-tedir. Adipokinler olarak da bilinen inflamatuar sitokinlerin İLB-1, İLB-6, TNF-alfa gibi farklı tiplerinin hem insü-lin direncine hem de dokularda kronik inflamasyona yol açtığı bilinmektedir. Kronik inflamasyona eşlik eden yüksek insülin; insülin direnci, gizli şeker, şeker hastalığı, hiperinsülinemi tablosuna bağlı kilo alma, göbeklenme ve obe-ziteyi tetiklerken, aynı zamanda farklı dokularda kronik inflamasyona bağlı hastalıklara da zemin hazırlamaktadır.

Bu sebeple diyabet inflamatuar bir hastalık olarak da kabul edilmekte-dir. Aynı sebeple, diyabet hastaları ro-matizmal sorunlar yaşamakta, kas zafi-yetleri, tendon kalsifikasyonları, karpal tünel sendromuna maruz kalmakta-dırlar. Nöronlarda yaygın inflamatuar tablo ve dejenerasyonla seyreden Al-zheimer hastalarında görülen insülin direnci, gizli veya açık şeker tablosu

(5)

da bu etkileşimi işaret etmektedir (17). Çörek otu tohumları, yağı ve ekstrakt-larının antiinflamatuar etkisi, içerdiği timokinona bağlanmış; timokinon ve türevlerinin siklooksijenaz (COX) ve li-pooksijenaz (LO) yolları üzerinden inf-lamasyonu inhibe edebileceği göste-rilmiştir. Timokinonun antiinflamatuar süreçleri baskılayıcı etkisi özellikle bu iki enzim tarafından oluşturulmakta; COX yolunda prostaglandinler sentez-lenerek, LO yolunda ise üretilen lökot-rienler üzerinden, inflamatuar COX ve LO yolları inhibe edilmekte; trombok-san B2 ve eikozanoidlerin üretim ve salınımları inhibe edilmektedir (1).

ÇÖREK OTU VE ANTİDİYABETİK ETKİ

Diyabet, insülin sentezi yeter-sizliği veya insülin direnci kaynaklı olarak plazma glikoz seviyesi artışıyla seyreden metabolik ve inflamatuvar bir hastalıktır. Çörek otu ve timokino-nun diyabet oluşturulan farelere dört hafta süreyle verildiği süreç sonunda plazma glikoz seviyesinin önemli dü-zeyde azaldığı; bu sonucun timokinon karaciğer etkileşiminden kaynaklandı-ğı düşünülmüştür. Timokinonun diya-betli farelerde karaciğer glikojeninden glikoz üretimini baskıladığı, pankreas-tan insülin salınımını artırdığı, bütün bu süreçte organizmada herhangi bir madde veya süreç açısından yoksun-luk veya aşıma dayalı bir yan etki oluş-turmadığı bildirilmiştir (1).

ÇÖREK OTU VE İMMUNİTE

İmmunite organize savunma sisteminin göstergesi olup organizma-daki hastalık etkenlerine, patojenlere, tümörlü hücreler ve yabancı protein-lere karşı savunma geliştirerek onları yok eder, etkisiz hale getirmeye çalışır. Makrofajlar, doğal öldürücü hücreler, granüllü-granülsüz lökositler, T hüc-releri asıl bağışıklık hüchüc-releridir. Çö-rek otu yağı biyoaktif bileşenlerinden timokinonun, T hücrelerini ve immun yanıta aracı olan fagositik hücreleri ar-tırdığı, bu yolla etkin bir

immunmedi-atör rol üstlendiği kabul edilmektedir (19). İmmun sistemin stratejik hücre-leri olan T lenfositlerde artışa neden olan timokinonun; Escherichia coli, Streptococcus faecalis, Staphylococ-cus aureus, Pseudomonas aeruginosa ve Bacillus subtilis gibi bazı bakterilere karşı antibakteriyel etki gösterdiği de belirtilmiştir(1, 9). Candida Albicans ile farelerin enfekte edilmesi sonrasında uygulanan çörek otu tohumunun bu mantarın gelişimini anlamlı düzeyde baskıladığı gösterilmiştir (11). Bakteri ve mantar enfeksiyonları dışında, çö-rek otu biyoaktif içeriğinin Murin sito-megalovirus virüsüne karşı da güçlü bir antiviral etki gösterdiği ve hastalık etkeni virüsü ortadan kaldırdığı rapor-lanmıştır (1, 12).

ÇÖREK OTU VE ANTİHİSTAMİNİK ETKİ

Histamin aslında bir savunma ürünü olup, mast hücreleri ve bazofil-lerden salınan bir kimyasaldır. Eksojen ve endojen kaynaklı hipersensibilite olgularının tümünde, atopik dermatit-ler, bronşial ve atopik astım ve alerjik rinit gibi yaygın sağlık sorunlarında alerjik reaksiyon oluşturan kimyasal maddelerin baskılanması, etken orta-dan kaldırılıncaya kadar semptomların giderilmesi ve yaşama kalitesinin artı-rılması açısından hekimlikte

öncelikli-dir. Bu kapsamdaki arayışlar, çörek otu tohumları ve içeriğinin kullanıldığı ça-lışmaların sayısını artırmıştır. Örneğin, bronşiyal astım tedavisi amacıyla gö-nüllü deneklere uygulanan çörek otu yağı hastaların çoğunda alerjik semp-tomları baskılamıştır (20). Bu baskıla-mada çörek otu yağının etkili olduğu düşünülmektedir. İmmünoglobulin E ve eozinofil sayısını, plazma kortizo-lünü azaltarak alerjik reaksiyonlarda etkili olabileceği tahmin edilmekte-dir (13). Çörek otunun antihistaminik etkisi kapsamında onun antiastmatik etkili olduğu da söylenebilir. Bronşiyal astım, kronik solunum yolu inflamas-yonu ile karakterize bir hastalık olup lökotrienler aracılığıyla gelişen patolo-jilerin görüldüğü bir olgudur. Çalışma-lar, lökotrien biyosentezi ana enzimi olan 5-lipooksijenaz ekspresyonunun, timokinon tarafından inhibe edildiği-ni ileri sürmektedir (9). Timokinonun solunum yollarındaki savunma hücre-lerini de göreceli olarak azaltarak pul-moner inflamasyonu baskıladığı bildi-rilmiştir (1).

EPİLEPSİ VE ÇÖREK OTU

Konvulzan faktörler ve konvul-züyona yol açan olgular spazmik kasıl-ma nöbetleri oluştururlar. Bu olguların en yaygını epilepsi tablosudur.

(6)

Anti-konvülzan ve antiepileptikler; epilepsi nöbetleri, bipolar bozukluk, nöropatik ağrı tablolarının önlenmesi ve teda-visinde kullanılan kimyasallardır. Bu kimyasallar konvulsiyona sebep olan nöron aktivitesini önleyerek nöbet oluşmasını ve tekrarlanmasını engel-lemektedir. Çörek otu ve biyoaktif bi-leşenlerinin antikonvulzan etkisi me-rak edilmiş ve bu kapsamda çalışmalar yapılmıştır. Bir çalışmada, antiepileptik bir ilaç olan valproat ile çörek otu ya-ğının etkileri klinik olarak kıyaslanmış, çörek otu yağının antikonvülsan etki açısından Valproat’dan daha güçlü et-kiye sahip olduğu ileri sürülmüş (14); çörek otu yağının antikonvülsan etki-sinden tedavi amacıyla yararlanılabile-ceği bildirilmiştir (1, 14).

DNA HASARINA KARŞI KORUYUCU ETKİ

Genetik materyali olumsuz et-kileyerek DNA hasarına yol açan bin-lerce faktöre karşı organizmada, sürek-li saldırıya uğrayan ve haraplanan DNA için güçlü ve etkin bir DNA onarım sistemi çalıştırılmaktadır. Buna rağ-men, önlenemeyen sebeplerle DNA’da hasar meydana gelmesi durumunda, kontrolsüz bölünme veya hatalı

hüc-re bölünmeleri sonucu kanserler ve diğer proliferatif hastalıklar meydana gelebilmektedir. Çörek otu içeriğinde-ki biyoaktif bileşenlerin hücre DNA’sını ve hücre yapısını nasıl etkilediğini gör-mek üzere yapılan araştırmalar, çörek otu tohumu özütünün DNA hasarını önleyebileceğini, özellikle radyoakti-vite kaynaklı DNA hasarına karşı güçlü koruyucu etkiye sahip olduğunu kay-detmektedirler (1).

ÇÖREK OTU VE ANTİTÜMORAL ETKİSİ

Global ve gittikçe yaygınlaşan bir sağlık sorunu olan kanserlere çö-züm arayışı sürecinde yapılan çalış-malar, çörek otu içeriğinin antitümoral etkilerini de araştırmıştır. Birçok in vivo ve in vitro çalışma, antitümoral etki göstermesinin, çörek otu tohum içeri-ğindeki timokinondan kaynaklandığı-nı göstermiştir (1, 9). Bu çalışmalar, gö-ğüs ve yumurtalık adenokarsinomu, kolorektal kanserler, neoplastik kera-tinositler, osteosarkom, fibrosarkoma, akciğer karsinomu, prostat kanseri gibi kanser vakalarında timokinonun hücre bölünmesini anlamlı düzeyde inhibe ettiğini, bu yolla antitümoral etki gösterdiğini ileri sürmektedir (3). Timokinon uygulanan farelerde,

tü-mör boyutunun büyümesinin engel-lendiği hatta boyutun küçüldüğü gös-terilmiştir.

Nötrofil sayısının düştüğü nöt-ropeni olgularında nötnöt-ropeniye yük-sek ateşin eşlik etmesi durumu febril nötropenidir; bu tablo ağızdan tek bir ölçümde vücut sıcaklığının >38.3°C veya 1 saatten uzun süre ≥38°C ola-rak saptanmasıdır. Çörek otunun kan-serlere bağlı febril nötropeni önleyici etkilerini araştırmak üzere beyin tü-mörlü çocuklarda çörek otu tohumu uygulanmış, febril nötropeni insidan-sının azaldığı, hastaların yaşam göster-geleri ve yaşam kalitesinin arttığı kay-dedilmiştir (1,3). Timokinonun, G0/G1, G1/S, G2/M hücre döngüsü noktaların-da kanser hücrelerini yok edebilme ye-teneğine sahip olduğu (9), bu özelliği nedeniyle de antikanser özellik göste-ren bir fitokimyasal olduğu kabul edil-miştir (1, 9).

ANTİHİPERTANSİF ETKİ

Oldukça geniş spektrumlu terapotik etkileri arasında çörek otu tohumlarının ve timokinonun antihi-pertansif etkisi de göz önünde bulun-durulmalıdır. Timokinonun tansiyonu regüle eden antihipertansif etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, çörek otu ekstraktı uygulanan hipertansif hay-vanlarda arterial kan basıncının fiz-yolojik aralığa indiği, kalp ritminin normal atım sayılarına döndüğü göz-lemlenmiştir. Çörek otu tohumlarının bu etkisine, diüretik (idrar söktürücü) özelliğinin de destek verdiği tahmin edilmektedir (1).

SONUÇ

Yapay zeka benzeri bir özellik-le karşımıza çıkan çörek otu, sanki her duruma göre güncellediği bir terapo-tik etki ortaya koymaktadır. Bu kanıyı oluşturan, onun sayısız hastalıktaki terapötik etkili uygulama örnekleridir. Bu şifa taneleri hayata lezzet katan alanlarda da kullanılmakta,

(7)

gıdalarda-ki varlığı görsel ve hissel bir sempati oluşturmaktadır. Baharat olarak aroma verici özelliğiyle ekmek, çörek, poğaça, pasta, peynir, macun, salata, bal gibi gıdalara katılmakta, saç sağlığının ko-runması amaçlı olarak kozmetik ürün-lerde yer almaktadır. Çok uzun bir ta-rihsel sürece sahip çörek otu kullanımı ve çörek otu hakkındaki sempatik algı, gıda üretiminden ilaç endüstrisine ka-dar çok geniş bir yelpazede yeni ürün geliştirilmesi için önemli bir altyapıdır. Kolay yetişen, ekonomik ve doğal bir bitki olması gibi özellikleri, hadislerle önerilmek suretiyle güçlü bir bilimsel kanıtlanmışlık oluşturmakta, bütün bunlar bitkinin tercih edilmesini artır-maktadır. Özellikle İslam toplumları, önerilen bu taneleri önemli bir hayat paydaşı görmüştür. Kültürümüzde de oldukça önemsenen bu şifalı taneler, bizim için siyah reçete niteliğindedir. Bazı örneklerini sunduğumuz birçok bilimsel araştırma, çörek otu içeriği-nin insan ve hayvan sağlığı üzerinde-ki olumlu etüzerinde-kilerini kanıta dayalı tıp kapsamında da ortaya koymaktadır. Umudumuz odur ki, çörek otu etken maddeleri ile yapılan çalışmaların he-defli hale gelmesi, ilaçlaşma sürecin-deki faz çalışmalarını tamamladıktan sonra elde edilen formülasyonların özgün ilaç formları olarak bir an önce eczanelerde yerini almasıdır.

KAYNAKLAR

1. Yalçın N. (2019) Çörek Otu (Nigella Sa-tiva L.) Esansiyel Yağının Ratlarda Ba-ğırsak Kasılımları Üzerine Etkisi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.

2. Gün M. (2012) Holly Seed: Nigella Sa-tiva. Some Knowledge Corresponding to Nigella Sativa’s Therapy Ailment. Lokman Hekim Journal 2(1): 43-46. 3. Asal Ulus C, Sökülmez Kaya P, Taşçı B.

(2018) Çörek Otu Tohumunun Kimya-sal Bileşimi ve İnsan Sağlığındaki Yeri. Samsun Sağ Bil Derg. 3(1): 25-29. 4. Bulca S. (2014) Çörek Otunun

Bileşen-leri Ve Bu Yağın Ve Diğer Bazı Uçucu Yağların Antioksidan Olarak Gıda Tek-nolojisinde Kullanımı. Journal of Ad-nan Menderes University Agricultural Faculty 11(2) : 29-36.

5. Al Jassir MS. (1992) Chemical composi-tion and microflora of black cumin (Ni-gella sativa L.) seeds growing in Saudi Arabia. Food Chemistry 45: 239-42. 6. Buhari (Tıp) 7; Müslim (Selam) 89/2215;

Tirmizi (Tıp) 5/2042, 22/2071.

7. Güllü Bacak E, Avcı G. (2013) Nigella Sativanın Biyoaktif Komponenti Timo-kinon. Kocatepe Vet J. 6(1): 51-61. 8. Aslan R, Borazan S. (2019) Siyah

Reçe-te: Çörek Otu (Nigella Sativa L). Ayrıntı Dergisi 7(74): 41-47.

9. Güzelsoy P, Aydın S, Başaran N. (2018) Çörek Otunun (Nigella Sativa L.) Aktif Bileşeni Timokinonun İnsan Sağlığı Üzerine Olası Etkileri J Lit Pharm Sci. 7(2):118-35.

10. Aslan R. (2018) Antioksidan Destekleri Her Zaman Etkili ve Güvenli mi? Ayrıntı Dergisi 6(65): 25-30.

11. Khan MAU et all. (2003) The in vivo an-tifungal activity of the aqueous extract from Nigella sativa seeds. Phytothe-raphy Research. 17(2): 183-186.

12. Salem ML, Hossain S. (2000) Protective effect of black seed oil from Nigella sa-tiva against murine cytomegalovirus infection, International Journal of Im-munopharmacology 22(9): 729-740. 13. Taşar N. (2010) Sıçanlarda

Renovaskü-ler Hipertansiyonun Neden Olduğu Doku Hasarına ve Hemodinamik Deği-şikliklere Karşı Nigella Sativa’ nın Koru-yucu Etkilerinin Araştırılması. Marmara

Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi.

14. Raza M, Alghasham AA, Alorainy MS, El-Hadiyah TM. (2008) Potentiation of Valproate-induced Anticonvulsant Response by Nigella sativa Seed Cons-tituents: The Role of GABA Receptors. International Journal of Health Scien-ces (Qassim). 2(1):15-25.

15. Aslan R. (2016) Hekimlikte Alternatif ve Tamamlayıcı Tıbbi Yaklaşımlar. Kocate-pe Vet J 9(4): 363-371.

16. Dündar Y, Aslan R. (2000) Hekimlikte Oksidatif Stres ve Antioksidanlar. An-kara.

17. Müftüoğlu O. (2016) İnsülin Direnci İlti-hap Yapıyor. http://www.hurriyet.com. tr/yazarlar/osman-muftuoglu/insu-lin-direnci-iltihap-yapiyor-40076987 18. Mariod AA et all. (2009) A comparative

study of the properties of six sudanese cucurbit seeds and black seed oils. J Am Oil Chem Soc. 86: 1181-88.

19. Tjandrawinata RR et all. (2015). An-ti-inflammation Effects of Bioactive Fraction DLBS0533 Containing Phale-ria macrocarpa and Nigellia sativa on Animal Model. Int J Pharm Pharm Sci. 7: 408-11.

20. Koshak A. et all. (2017). Medicinal be-nefits of Nigella sativa in bronchial ast-hma: A literature review. Saudi Pharm J. 25: 1130-36.

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkiye bitki örtüsü içinde tarih boyunca tedavi amaçlı olarak kullanılmış, hâlâ da kullanılan bitki türlerinden de çok sayıda var.. Eğir otu da (Acorus sp.) bu

 Erkek Wistar albino ratlarda akut alkolün neden olduğu gastrik mukozal lezyonlara karşı TQ’nun ve NS yağının gastroprotektif etkisi olduğu ve bu etkinin kısmen onların

Vaktimiz olmayacak dişbudakların düzgün gövdeleriyle kucaklaşmaya eğreti dallarla meşgul olmaktan Unutanlardan olacağız sonunda gökyüzüne ağmayı unutanlardan bir

Bu çalýþmanýn amacý, yatarak tedavi gören psikotik bozukluk tanýlý erkek hastalarda, yasa dýþý madde kullaným bozukluðu olan ile yasa dýþý madde kul- laným bozukluðu

In the present study, when we compared the three group (Control, Curcumin (25 mg/ kg) and Curcumin (50mg/kg)), although no signifi cant differences were determined among the

Bu sebeple 2000-2020 yılları aralığı seçilerek bu aralıkta üretilmiş olan yüksek lisans ve doktora tezleri; tezlerin yayınlandığı yıllar, tezlerin türleri,

Ankette, sürgündeki ya da merkezi yurtdışında olan haber odaları için (Ahvalnews.com, Ozguruz.org, Artigercek.com) içerik ürettiklerini belirten serbest

Son yıllarda yan etkilerinin diğer tedavi seçeneklerine göre daha az olması nedeni ile propranolol hemanjiom tedavisinde sıklıkla tercih edilmektedir.. 12