• Sonuç bulunamadı

Kaybolan Türk Mutfağı: Türk mutfağı turizmin bir parçası sayılarak gerekli destek sağlanmalı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kaybolan Türk Mutfağı: Türk mutfağı turizmin bir parçası sayılarak gerekli destek sağlanmalı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET 28 EKİM 1978

r

İNCELEM E

ARAŞTIRMA

ROPORTAj

KAYBOLAN

TÜ RK

MUTFAĞI

Röportaj: Atillâ DORSAY

Fotoğraflar: Ara GÜLER

i

Türk mutfağı

turizmin

bir parçası

sayılarak

gerekli

destek

sağlanmalı

Liman Lokantasının. Türk mutfağını sürdüren müesse­ seler içinde ayn bir yeri var. Bu yer de, bu kurumun bir devlet kurumu olmasın­ dan. bir Kamu İktisadi Te­ şekkülüne (Denizcilik Ban­ kasına) bağlı olmasından kaynaklanıyor. Böylece KÎT örgütünün, kendi alanında, özel sektörün en başarılı ku rumlanyla boy ölçüşebile­ cek bir düzeye ulaşmasının, daha da iyisi, iyi bir kazanç sağlayarak bağlı olduğu KIT'in bütçesine olumlu bir katkıda bulunmasının örne­ ğini görüyoruz.

Liman Lokantasının İşlet­ me Müdürü Osman Cava beyle konuşuyorum. Kuru­ mun geçmişini soruyorum:

L o k a n ta m ız ın 40 y ıllık g e ç m iş i v ar. D ünya ç a p ın d a b ir m ü e sse sed ir . B ir ç o k k i­ şi g e lip g eçm iştir. İr a n Ş a h ın d a n R o c k fe lle r 'e b ir ç o k k i­ şi. ö z e llik le d en iz m a h s u lle ­ rim i d y e m e k için b u r a y a g elm iştir. C u m h u r b a ş k a n la n m ız ın ö n em li k o n u k la r ın a İsta n b u l'a g e ld ik le r i z a m a n y a b a r d a y e m e k v er ilir, y a d a b u r d a n se rv is y a p ılır . 400 k iş ilik k a p a s ite s i v a r d ır lo k a n ta m ız ın , d ış a r ıy a d a 1000 k iş iliğ e k a d a r y e m e k h a z ır la y a b ilir iz . İzm it, E sk i­ şe h ir . A n k a ra , h a tt a V an g ö ­ lü n d e z iy a fe t v erm işiz d ir. 1975’d e D ünya A c e n te le r B irliğ i T ü rk iy e’d e k o n g r e y a p tığ ın d a Ş a le K ö ş k ü n d e 4000 k iş ilik k o k t e y l v er m iş iz dir. 1100 k iş iy e m e m u r ta b l­ d o tu n d a n y e m e k ç ık a rır ız , b ir d e d ış a r ıy a h iz m e t e d e ­ riz.

— Peki, nasıl olmuş da bir devlet kuruluşu, böylesi- ne ince 'rafine' bir mutfağı kurmuş, geliştirmiş ve ya­ şatmış?

H ay ret v erici, a m a ol­ m u ş işte.. A ta tü rk , T erm a l k a p lıc a la r ın ın D en izcilik B a n k a s ı ta r a fın d a n y ö n etil­ m esin i is tey in ce, b u r a d a , İs­ ta n b u l’d a b ir m e r k e z k u r u l­ m uş. T e r m a l b u r a d a n y ö n e ­ tilm iştir.

— Türk mutfağının bu­ günkü başlıca sorunları ne­ lerdir?

Y a b a n cı m u tfa k la r ın et k iş in e a ç ı k olm ası.. B ü y ü k o te lle r, g e t ir d ik le r i a la fr a n ­ g a y e m e k le r le m u tfa ğ ım ız ı g itg id e y o z la ştırıy o r la r. B iz d e y a b a n c ı m u t fa k la r d a n b a zı ö r n e k le r b u lu n d u ru y o ­ ruz, a m a ö z m u tfa ğ ım ız ı y o z la ştırm ıy o ru z . B izd e h e r gü n b ir ç e ş it T ü rk, b ir ç e ­ şit y a b a n c ı y e m e k , günün y e m e ğ i o la r a k sun u lu r. Bu­ nun d ışın d a d en iz m ah su l­ lerin in en iyi y a p ıld ığ ı y e ­ rin m ü e sse sem iz old u ğ u n u id d ia ed e b ilirim . A y rıc a d a ç o k zen g in b ir ız g a r a ç e ş it­ le rim iz v ard ır. M u tfağ ım ı­ zın g e r ile m e s in in b a ş k a b ir n e d e n i d e, b e n c e a r ta n m a l­ z em e, et fiy a tla rıd ır. Bu. k a liteli y e m e k fiy a tın ı ç o k y ü k s e ltiy o r, n o rm a l v a ta n d a ş iy i y e m e k y iy e m iy o r, a z p a ­ r a y la d o y m a k için san d v iç-ç ile r e g id iy or.

— Yabancı mutfaklarla bi zimki arasında başlıca fark­ lar nedir sizce?

B ir sö z vardır.- «Türk- ler yemeği ağız için, yaban­

cılar mide için yer» diye... B izim m u tfa ğ ım ız a ğ ız a y a ­ y ıla n ta d a ç o k ön em verir. L ezzetin , d o la y ısıy la yağın ö n em i ço k tu r. B aşlıca fa r k bu du r.

— Akşamlan kapalısınız. Bu tür bir İşletme rantabl olabiliyor mu9

A slın d a olm az. A m a biz, d ış a rı se rv is i ç o k g e liş ­ tird ik. D üğün. nişan, ziy a­ fet. k o k t e y l g ib y e r le r e ç o k y e m e k y ap ıy oru z. Bu, d u ru ­ m u k u rta rıy o r , h a tta esa slı k â r d a g etiriy o r.

— Aşçı sorununuz var mı? — H em d e nasıl.. Biz d e v ­ le t k u ru m u o la r a k b e lli sı­ n ır la r iç in d e ü c re t v e r e b ili­ yoru z. Ö zel s e k t ö r is e d a h a ç o k v er iy o r. Bu y ü z d en iyi a ş ç ıy ı zor tu tu yoru z. A slın­ d a b u ra s ı b ir o k u ld u r. G er­

Denizcilik

Bankasına ait

Liman Lokantasının

46 yıllık

bir geçmişi var.

Gemilerde yemek

pişiren

tüm aşçılar

burada

eğitim görüyor,

buradan yetişiyor.

Kalabalıkları

beslemek,

doyurmak gibi

temel bir sorunun

yanında,

bir azınlığa

özgü incelikleri

ne denli

düşünmek

olanağı var.

ç e k a n la m d a , fiiliy a tta bir o k u l. Ç ü n kü D en izcilik B an k a s ın ın g e m ile r in d e y e m e k p işiren tüm a ş ç ıla r b u r a d a eğ itim g örü r, b u r a d a n y eti­ şir. G ü n lü k k u r s la r biçim in d e eğ itir iz on ları.. G e m ile r d e y e m e k s e v iy e s i ç o k iyidir, m ü ş ter ile rim iz h e p m em n u n kalır.

— Ne yapmak gerekir, mutfağımızı yaşatmak, kur­ tarmak için?

F iy a tla rı d u rd u r a b ilm e b a ş so r u n d u r 3 g ü n d e bir a r ta n et fiy a tla r ıy la bu iş y ü rü m ez B izim m u tfa ğ ım ız e t e d a y a n ır D ön eriyle, k e ­ b a p la r ıy la B eled iy e. T ü rk m u tfağ ın ı k o r u m a k işini b e n im sem eli. ö n em li m ü e sse­ s l e r i m i z e tan zim fiy a tı ü z e­ rin den e t s a tm a im k â n la r ın ı dü şü n m eli.. Y o k s a y a

porsi-T 7~

Y E D İ

y o n ta r a z a lıy o r, y a d a y e ­ m e k fiy a tla r ı v a ta n d a ş ın a-lış gü cü n ü n ü stü n e çık ıy o r.

— Böyle bir lokantanın Türk turizmine katkısı ne­ dir sizce’ — B ü yü ktü r. T u ristik b ir m e r k e z d e o lm ası, tu riz m e hi tap etm em iz i k o la y la ş tır ı­ yor. B a n k a n ın d ö v iz sa tışla rının ö n em li b ir b ö lü m ü b iz ­ d en g eliy or. H er gün ö n em li m ik ta r d a d ö v iz v er iy o ru z B an k a y a .. A n ca k son z a m a n larcla y erli m ü şterim iz d e arttı. B u n da d a k a rş ım ız d a y a p ıla n o to p a r k bin asın ın et kili old u ğ u m söy lem eliy im . P a rk sorunu, h e le K a r a k ö y g ib i b ir y e r d e n isb eten ç ö ­ zü m len in ce, v a ta n d a ş d a h a r a h a t g e lm e y e b a şla d ı. Bu­ nu B eled iy en in m ü e sse sem i z e d o la y lı d a o ls a b ir y

ar-LİMAN LOKANTASI

d im i sa y a b iliriz .

Ve Sonuç

Böylece Türk mutfağını, dünyanın Fransız ve Çin mutfaklarıyla birlikte en başta gelen - mutfağından biri olan Türk mutfağını bugün en iyi biçimde tem­ sil eden 7 kuruluşla ve on­ ların yöneticileriyle konuş­ tuk. Kuşkusuz, bu eksik bir yaklaşım. Türk mutfağı de­ yince akla gelen ve onu uy­ gulayan daha birçok dük­ kân var. Et mutfağı deyin­ ce bir Beyti veya Gelik Res toranla. bir Borsa Lokanta­ sıyla. daha şu anda ismi ak­ lıma gelmeyen birçok yerle, giderek küçük, mütevazi. a- ma tipik Türk yemeği ör­ nekleri veren bazı -aşçı

d ü k k â n l a r ı y l a da konuş­

mak gerekirdi belki.. Bir Ekrem Yeğen’le, bir Necip ustayla da konuşmak yarar­ lı olurdu. Ancak, bu yazı di­ zisini o denli uzatamazdık.

Dünya üzerinde yaşayan bu kadar ulusun arasında, dünyanın en önemli 3 mut­ fağından birini kurabilmiş olmak az şey değil. Bu. işi bugün yürütenlere de. yö­ neticilere de bir sorumluluk getiriyor. Bu mutfağı koru­ mak, sürdürmek, bir ulusal özelliğimiz, insan becerisi ve zevki ürünü olan bir zengin­ liğimiz haline gelmiş olan Türk mutfağını korumak, tu rizm açısından da önemli, gerekli.

Bu mutfağın. görüldüğü gibi çeşitli sorunları var. Etin, yağın, tüm malzeme­ nin pahalılaşması, sorunlar­

dan biri.. Kalabalıklaşan kentlerdeki nüfus patlama­ sı karşısında, inceliğe daya­ nan. ağız tadına dayanan bir mutfak anlayışı, yerini ya­ vaş yavaş kitle mutfağına, kitleyi besleme sorununun çözümüne bırakıyor. Bu. ka çmılmaz, değiştirilemez bir olgu.. Kalabalıkları besle­ mek, doyurmak gibi temel bir sorunun yanında, bir a- zınlığa özgü incelikleri ne denli düşünmek olanağı var?

Diğer yandan. insanlar, özellikle tıp biliminin son yıllardaki öğütleri ışığında ağır yemeklerden, hayvan­ sal yağlardan kaçmıyorlar. Türk mutfağının temsilcileri bunun mutfağımızı yok olu­ şa götüren başlıca nedenler den biri olduğunda birleşi- yorlar. Bu konuda aşırı bir tutumun benimsenmiş oldu ğu anlaşılıyor

Bilgili eıeman yetişmeme­ si, ahçıların yerlerine kimse­ yi bırakmadan yok olup git mesi de ayrı bir sorun Bu kişiler, kendileriyle birlikte bilgilerini, sırlarını da gö­ türüp gidiyorlar..

Ne Yapmalı?

Evet, kuşkusuz önüne ge­ çilmez oluşumlar, değişim­ ler var. Yığınları sağlıklı bi çimde beslemek, üretimi en ekonomik biçimde değerlen­ direrek halka intikal ettir­ mek, kaçınılmaz. Artık bel­ ki de saf zeytinyağı, katık­ sız Urfa yağı veya Trakya kuzusu bulmak ve yemek olanaksız. Kitleye dönük tü ketim, birçok incelikleri ka­ çınılmaz biçimde yok ede­ cek belki de.. Ama yine de birşeylerin yapılması gerek­ tiği, mutfağımızın hiç ol­ mazsa temel bazı özellikle­ rinin korunması için ilgili kuruluşların. Belediyelerin, Bakanlıkların bir himaye po litikası geliştirmesi gerekti­ ği söylenebilir. Bu kuruluş­ ların sorunları üstüne daha bir anlayışla eğilmek mutfa ğımızı bir okula bağlamak, tanınmış müesseseleri ger­ çekten de Türk turizminin bir parçası sayarak oniara gerekli destek önlemlerini sağlamak, bizce gerekli Yok sa, yakın yıllarda Türk mut fağı da, kaybettiğimiz yok ettiğimiz nice ulusal ve ta­ rihsel değer ve zenginlik gi­ bi, arkasından özlemle dö- ğüneceğimiz bir hayal olup gidebilir...

BtTTÎ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türk Mutfağı yemeklerinin, otellerin %82.7’sinde, restoranların %61.8’inde ve catering servisi veren işletmelerin %72.7’sinde yabancı turistlere; ikram hizmetleri

Yetiflkinler için yaflam boyu (ortalama 70 y›l) dozu ola- rak Do¤u Karadeniz k›rsal kesimi için geçerli olabilecek 6 mSv’lik de¤erin, da- ha düflük dozlar›n al›nd›¤›

Bir milyar iki yüz milyon nüfuslu İslam dünya­ sında tek laik devlet Anadolu’da kurulabilmiş­ se, hele bu ‘Aydınlanma’, sanayileşmemiş bir top­ lumda,

İşte bu olasılıkların farkında olan devletler, sivil toplumun gücünü dış politika alanında kendi yanlarına alabilmek için Kamu Diplomasisi olarak adlandırılan yeni bir

Avrupa devletlerini barış için bir araya getirme çabasında olan en önemli örgütlenme önerilerinden birisi de 1924 yılında Avusturyalı siyasetçi Richard

Vahdet Gazetesi’nde spor muhabiri olarak gazeteciliğe başlayan Çelebi, Spor Alem i, Türk Spor, Akşam ve Tan Gazetesi ile Anadolu Ajansı’nda mesleğini

İlk soruyu, Ruşen Eşref yerine, Sezai., bu, adeta ök­ sürüklü ihtiyar sorar: “Hiç Avrupa’da bulundunuz mu?”.. Ama Diyorlar ki yazarının eski

Peygamber (s.a.s.)‟in Sakif Kabilesi aleyhinde veya Uhud‟da yaşanan hezîmetten sonra bozulan bazı müminler aleyhinde dua etmek istediği zaman nâzil olduğu da