• Sonuç bulunamadı

Roman mükafatı ve Abdülhak Şinasi Hisar'ın alınganlığı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Roman mükafatı ve Abdülhak Şinasi Hisar'ın alınganlığı"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

-T

T~

5~5 /1

^ (o

ROMAN MÜKÂFATI

ve

ABDÜLHAK ŞİNASI HİSAR’ın ALINGANLIĞI Taha TOROS

Ülkemizde, belki ilk defa olarak, 1942 yılında (Roman Mükafatı) seçimi yapıldı. 62 yıl önce gerçekleştirilen bu olay, C.H.P. taralından düzenlenmişti.

Ödüllendirilecek romanın seçimi için 25 kişilik jüri oluşturuldu. Alfabetik sıraya göre adları, aşağıda belirtilen jüri üyeleri, dönemin tanınmış edebiyatçıları, yazarları, kültür adamlarıydı:

Nurettin Artam, Nurullah Ataç, Falih Rıfkı Atay, Fazıl Ahmet Aykaç, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Nasuhi Baydar, Behice Boran, Yahya Kemal Beyatlı, Behçet Kemal Çağlar, Ahmet Muhip Dranas, Sabahattin Eyuboğlu, İbrahim Alaettin Göysa, Ferit Celal Güven, Fuat Köprülü, Mustafa Nihat Özön, İsmail Habib Sevük, Sabri Esat Siyavuşgil, Ahmet Kutsi Tecer, Vedat Nedim Tör, Mustafa Şekip Tunç, Hakkı Tarık Us, Halit Ziya Uşaklıgil, Hüseyin Cahit Yalçın, Suud Kemal Yetkin, Kadri Yörükoğlu.

O dönemin parasıyla 2500 Liralık mükâfatı kazanacak romanı seçmek üzere, jüri 20 Şubat 1942 günü Ankarada toplandı. Edebiyat dünyasını yakından ilgilendiren bu seçim, aydınlar tarafından heyecanla izleniyordu.

Mükâfatı kazanmak için çok sayıda eser gönderilmişti. Bazı romancılar birden fazla eserle katıldılar. Yakup Kadri, Reşat Nuri, Peyami Safa, Sabahattin Ali bunlar arasındaydı.

C.H.P. Genel Sekreteri doktor Fikri Tüzer tarafından jüri üyeleri, 20 Şubat 1942 günü, Ankarada toplantıya çağırıldı. Jüri Başkanlığına Halit Ziya Uşaklıgil, Sekreterliklerine

Ahmet Muhip Dranas ile Behçet Kemal Çağlar seçildiler.

Prof. Fuat Köprülü ile Falih Rıfkı Atay - Ankarada bulundukları halde - roman seçimine katılmadılar. 25 kişiden oluşturulan seçim kurulu, toplantısını, 23 üye ile gerçekleştirdi.

Seçim, iki aşamalı olarak yapıldı.İlk oylamada her üye seçim pusulasına I.c i, II.ci, III.cü olarak belirlediği romanları yazdılar. En çok oy alan 3 roman, ikinci aşamada oya sunularak sonuca varıldı. İlk oylamanın sonucunda, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun

(Yaban) adlı romanı 30, Halide Edip Adıvar’ın (Sinekli Bakkal) ı 29, Abdülhak Şinasi

Hisar’ın (Fahim Bey ve Biz) romanı 19 oy aldı.

Sabahattin Ali’nin (Kuyucaklı Yusuf) u 13, Memduh Şevket Esendal’ın (Ayaşlı ve

Kiracıları) 5, Peyami Safa’nm (Bir Tereddütün Romanı) 4, Mahmut Yesari’nin (Su Sinekleri) 4, Mithat Cemal Kuntay’ın (3 İstanbul) u 4, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun (Ankara) sı 4, Osman Cemal Kaygılı’nın (Çingeneler) i 3, Sait Faik Abasıyanık’ın

(Semaver) i 3, Kemal Bilbaşar’ın (Cevizli Bahçe) si 3, Reşat Nuri Güntekin’in (Gökyüzü)

romanı 3, yine Reşat Nuri Güntekin’in (Eski Hastalık) ı 2, Sabahattin Ali’nin eserlerinden

İçimizdeki Şeytan) ı 2, (Ses) i 2, Hilmi Ziya Ülken’in (Posta Yolu) 1, Refik Ahmet

Sevengil’in (Açlık) ı 1 puan aldılar.

İkinci aşamada jüri üyeleri - en çok oy alan - 3 eser (Yaban), (Sinekli Bakkal),

(2)

Sonuçta, Halide Edip’in (Sinekli Bakkal) ı 9 oyla I.ci, Yakup Kadri’nin (Yaban) ı 8 oyla II.ci, Abdülhak Şinasi’nin (Fahirn Bey ve Biz) i 6 oyla III.cü seçildi.

I.ci seçilen Halide Edip’in (Sinekli Bakkal) ı 2500 Liralık roman mükâfatmı kazandı. Roman mükâfatı yarışmasına ünlü romancı Refik Halit Karay eser göndermedi ve katılmadı. Oysa, döneminde en çok okunan romanlarm sahibiydi.

Kendisinden dinlediğimize göre, yarışmaya eser göndermemesinin nedeni - geçmişine ait siyasi olaylardan dolayı - seçilmeyeceği kanaatinden kaynaklanıyordu.

k k k

Aradan uzun yıllar geçtikten sonra/vbdülhak Şinasi Hisar’ın -seçim sonuçlarıyla ilgili- alınganlığına değineceğim.

Rahmetli dostlarım Refik Halit Karay ile Abdülhak Şinasi Hisar’ın çocukluklarından, okul arkadaşlıklarından başlayan ilişkileri ölümlerine kadar imrenilecek düzeyde geçmiştir.

Her ikisiyle haftalık sohbet toplantılarımız, dünyamızdan ayrılışlarına kadar sürmüştü. Bu toplantılarımız bazen Refik Halid’in Gazeteciler Sitesindeki evinde, bazen Adülhak Şinasi’nin Ayaspaşa’daki Nimet Apartmanında, Hamdullah Suphi’nin Horhor’daki konağında, bazan de benim gayretimle - bu üç dostu bir araya getirerek - (Le Bonne) ve

(Markiz) de, tadma doyulmaz zengin anılarla geçmişti. k k k

1958 yılında^Refik Halit Karay’ın 70.ci yaş gününü kutlamaya karar vermiştik. Harbiye’de temiz ve kültür ağırlıklı kişilerin devam ettiği (Façyo) Lokantasında yapacaktık. Bu toplantıya kimlerin davet edilmesini kendisinden istedik. Bildirdiği isimler arasında, eski M aarif vekili Haşan Ali Yücel’ de vardı.

Lokantadaki masa, Refik Halide uygun biçimde çeşitli mezelerle donatılmıştı. Yemeğe başlama saati gelinceye kadar Abdülhak Şinasi’ yi uzun süre bekledik. Meğerse Şinasi Hisar lokantaya gelmiş, girişteki vestiyere paltosunu, şapkasını ve bastonunu vermiş, - müşterileri yakından tanıyan - vestiyerdeki görevliye sormuş :

- -^-Arkadaşlar gelmeye başladılar mı? vestiyerdeki görevli:

— Biraz evvel Haşan Ali Bey geldi, demiş. Abdülhak Şinasi Bey bu cevap üzerine vestiyerden paltosunu, şapkasını, bastonunu alıp dışarı çıkmış!

Biz bu olayıjokantadan ayrılırken öğrendik. Ve buna bir anlam veremedik.

Ertesi gün/üstadın evine gittim. Hayatında kimsenin aleyhine tek kelime sarfetmemiş, aleyhte olan hislerini açığa vurmamış, içine kapanık bir yaratılışta olan Abdülhak Şinasi, - istemeye istemeye - konuya açıklık getirdi. Roman mükâfatı yarışması sırasında dönemin M aarif vekilliğini yapan Haşan Âli Yücel’in bazı jüri üyelerine telkinde bulunarak (Sinekli Bakkal) a birinciliği sağladığı kanısındaydı. Halide Edip Hanınım uzun süre yurtdışında sıkıntılı yaşamı dolayısıyla, kendisine bir vefa borcu olarak 2500 Liralık mükâfatın verilmesinde etkili olduğu vehmindeydi. Ona göre jüri üyelerinden bazılarfîürk Edebiyatına yeni bir hava ve renk getiren (Fahim Bey ve Biz) romanı üzerinde kulis yapmaları önlenmişti.

Üstadm bu alınganlığı ve vehmi tamamen yersizdi. Haşan Âli roman mükâfatı seçiminde rol oynamamış, hatta jüri üyeliği teklifini de - tarafsız kalmak amacıyla - kabul etmemişti.

Aradan uzun zaman geçtikten sonra, görevle Paris’te bulunduğum yıllarda, Haşan Âli Yücel UNESCO toplantısına katılmak üzere oraya gelmişti. Bazı akşamları birlikte yemek yiyor, Paris’in birer sohbet merkezlerinden olan kahvelerinde buluşuyorduk.

(3)

O sıralarda Abdülhak Şinasi Hisar’la mektuplaşıyordum. Onun Paris’te öğrencilik yıllarında kaldığı evlerin fotoğraflarını çekip göndermiştim.Bunları Haşan Ali Yücel’e de gösterdim. Milli Eğitimimize damgasmı vuran Yücel, Abdülhak Şinasi Hisar’m eserlerini hayranlıkla okuduğundan sözetmişti. Bu samimi sohbet, bana Refik Halit Karay’ın 70.ci yaş gününü hatırlattı. Abdülhak Şinasi Hisar’ın lokantaya gelip vestiyerden dönmesi olayını üzüntüyle anlattım. Kalbi büyük Yücel, öylesine üzüldü ve acmdı ki İstanbul’a döner dönmez bu konuyu onunla görüşeceğini, vehmini, alınganlığını gidereceğini söyledi. Kendisinin roman mükâfatı jüriliğini - tarafsız kalmak amacıyla - kabul etmediğini, jüri üyelerinin tümünü yakından tanıyan bir kişi olduğunu belirtti. Aneal^Hiçbirine^Halide Edip için telkinim ve hükümet onu istiyor gibisi bir temasım olmadı. ) •

Ne var ki İstanbul’a döner dönmez Haşan Âli - Abdülhak Şinasi Hisarda - konuşamadan vefat etmişti.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İncelenen iki yazma etkinliği ortak çerçeve metni A1 düzeyi yazılı anlatım, genel yeterliği “Basılı tek tip sözcükleri ve kısa metinleri bakarak yazabilir.”

Spinocerebellar ataxia type 8 (SCA8) is reported to be caused by an unstable CTG repeat expansion in the 3’ untranslated region of a novel gene, KLHL1AS, on chromosome

“...Abdullah Cevdet Bey’in, bu sözlerini işittik­ ten sonra, Elaziz de bu adama rey değil, selam bile verecek Türk ve müslüman çıkmayacağına şüphe etmiyoruz (...)

Deramliner’›n kendisi kadar ilginç bir baflka uçak da, parçalar›n› Eve- rett’teki montaj fabrikas›na tafl›mak için kullan›lmakta olan özel yap›m kar-

N işantaşı’nda Milli Rea­ sürans Çarşısfnın arka tarafında küçücük, kendi halinde ama rengarenk bir bar var.. Öğlen yemeği ve tabii akşam ye­ meği de

IYazar yine de İstanbul konusun­ da rüya gördüğünü dolaylı yol­ dan itiraf edecek ve musiki din­ lemeyi nihayet rüya görmeye benzetecektir.. ÜŞEN Eşref Bey

Önemli olan antibiyotik kullanımı gerektiren ABRS ile antibiyotik kullanımının gerekmediği VRS ve basit, komplike olmayan soğuk algınlığı ayırıcı

İlaçlarını düzenli alma, diyetine uyum sağlama gibi davranışlarda zorlanacağını ifade eden ve davranış değişikliği yapmada isteksiz olan hastanın yapılan