• Sonuç bulunamadı

RC kabuk değiştirirken

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "RC kabuk değiştirirken"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT-O

Prof. Dr. Vedat Yerlici’nin

Mühendislik Fakültesi’nin tarihi

çerçevesinde kaleme aldığı

anılarının özetini geçtiğimiz

sayıdan itibaren yayımlamaya

başlamıştık. Anıların ikinci

bölümünde Vedat Hoca’nın

Robert Kolej’deki öğretim

üyeliğinin ilk dönemindeki

(1956-58) gelişmeleri

bulacaksınız. Bu dönem RC için

ciddi bir kabuk değiştirme

dönemi olarak adlandırılabilir.

Boğaziçi tarihinin daha iyi

anlaşılmasına ve Boğaziçi’nin

hafızasına katkıda bulunacağını

ümit ettiğimiz yazılar

önümüzdeki sayılarımızda da

devam edecek.

Vedat Yerlici’nin Kaleminden BOĞAZİÇİ’NİN HAFIZASI

Robert Kolej (1952-58)

İkinci Dünya Savaşı’nın yaralan iyileşmeye yüz tutunca, savaş yıllarında durulmuş olan Türkiye nüfus artışı patlama raddesine gelmiş,

yükseköğretime talep hızla artar olmuştu. Birkaç yıllık kararsızlık ve duraklamadan sonra, RC’yi bir süre daha yaşatacak değişim rüzgarları esm eye başladı. Şimdiye kadar tanıtmak istediğim, on bir yaşından yirmi ikisine kadar çocuklan ortaokuldan Mühendislik Yüksek Okulu’na kadar eğiten, hocası, hizmetlileri ve öğrencisinin Kampüs’te hep birlikte, iç içe yaşadığı okul bitti. Her Pazartesi sabahı Albert Long Hali’da hocası konuşmacı kürsünün üstünde bulunan iki sıraya, öğrencisi de karşı taraftaki dinleyici koltuklarına oturup Estes’nin verdiği org konserinden sonra President’ın kısa konuşmasını dinleyen, erkekleri Kız Koleji’ndeki piyeslerde

oynayan, partilere giden, spor bayramlarına öğrencilerin kendi aralarından seçtikleri Kralların, Kraliçe’lerin, Prens ve Prenseslerin hükmettiği Amerikan erkek okulu, klasik RC, yavaş yavaş sona erdi. Yerini, RC Mütevelli Heyeü’nin yönettiği, birbirinden ayrı bir erkek lisesi ile mühendislik, idari bilimler ve ekonom i, fen ve edebiyat dallarında dört yıllık lisans ile iki yıllık lisans üstü eğitim veren bir yüksekokul aldı. On üç yıl süren bu dönem de RC Erkek Lisesi’nin müdürlüğünü sırasıyla

Comellius Bull. Riclıard Reid ve Jo h n Chalfant yaptılar.

Robert Kolej Teknik Okulu’nda Hocalık (1956-57)

Yale’den “İnşaat Yüksek Mühendisi”

sıfatıyla mezun olduktan sonra bir buçuk yıl Amerika’da staj yapıp, yurda döndüm. Kısa süre Kara Yolları Genel

Müdürliiğü’nde çalışıp askere gittim. 1955 sonlarında terhis olunca, aileden kalma İstanbul’daki bir ithalat şirketinin başına geçtim. Piyasada döviz son derece kıt, işler de iyice durgundu. Durumdan yararlanarak Uludağ’da kayağa gittim ve orada, RC Teknik Okulu’nun Eş Başkanı (Associate Dean) (diğer Eş Başkan Ray Pearson idi), eski hocam Robert E. Butterfield’e rastladım. Lafın arasında,

“O kul’d a ders verm ek ister m isin?” diye sordu. Bol zamanım vardı, “n eden o lm a sın ”dedim. 1 Şubat 1956’da, beş aylık bir sözleşme ve ayda 900 TL maaşla, Mühendislik 4. sınıfına Yapı, kalabalık (53 kişi) olduğu için ikiye ayrılmış olan 3. sınıfın bir şubesine de Yapı Statiği dersi vermeye başladım.

Artık geceleri çalışıp öğrendiklerimi ertesi gün derste anlatıyordum. Sonradan BÜ’nün kuruluş yıllarında önemli rol

(2)

Vedat Yerlici, Uludağ'da kayak yaparken.

(Fotoğrafı Limasollu Naci çekmiş)

fır/

v ** “ v cT

1

“ M

(■IBjftk

oynayacak olan sınıf arkadaşım Aydın Umur da yüksek lisansını almış, fizik hocası olarak Hamlin Hall'un (bugünkü 1. Erkek Yurdu) bir odasında yaşıyordu. Kendisi ertesi yıl Makine Mühendisliği’ne geçeçek, sonra Massachusetts Institute o f Technology (MIT)’ye gidip doktora yapacaktı. Hiç unutmuyorum, ilk dersime girmeden önce, sınıfta söyleyeceklerimin provasını Aydın’ın karşısında yapıp, onun zor ele geçen takdirini kazanarak rahatlamıştım. Verdiğim Yapı Statiği dersini diğer şubeye de Mikhail Skarlatos veriyordu. Skarlatos önemli adamdı, benden birkaç yıl önce RC’den birincilikle mezun olmuş, Harvard Üniversitesine gidip dünyaca ünlü m ekanikçi W estergaard’ın yanında doktora yapmıştı. Çok zeki ve sevimliydi.

Sanırım Teknik Okul’un hocalan arasında doktorası olan yegane kişiydi. Onun için, hocalara “bey”, “p rofesör” falan denirken Skarlatos’tan “d ok tor” diye söz edilirdi. Sınıfta yanlış yaptığım zaman çocuklar, “Öyle olm ayacak, Dr. Skarlatos böyle d e d i” diye beni düzeltirlerdi. RC Teknik Okulu’ndaki İnşaat, Makine ve Elektrik Mühendisliği kısımlarının her birinde topu topu dörder hoca vardı. İnşaat'ın başında hala eski hocam Henry Malter, Makine’nin başında Adnan Taşpınar, Elektrik’in başındaysa Henri Moreau bulunuyordu. (Dipnot: Adı geçen her kişi, ya hanımefendi ya da

beyefendidir ve akademisyen olanları ayrıca profesöı-doktor ünvan ve derecelerine sahiptir. Ancak ben, lafı

Vedat Yerlici’nin Yale Üniversitesi’nden

Master derecesiyle mezuniyeti (1952)

uzatmamak için, bu saygın kişilerin affına sığınarak, onları sadece adlarıyla andım. G ene aynı nedenle, rahmetli olmuş kişilerden söz ederken de onların rahmetliliklerini belirtmedim.) Nedim Bilgen de hala Elektrikçilerin yanı sıra İnşaat öğrencilerine Jeoloji dersi vermeyi sürdürmekteydi. Özetlem ek gerekirse, 1956 yılındaki RC Teknik Okulu, öğretim kadrosu gelişmemiş, geleceğe yönelik planları olmayan ve ciddi para sıkıntısı çeken bir kurumdu.

1956'nın kış döneminde benim le bir yıllık anlaşma yapıldı, aylık maaşım 1200 TL’ye yükseltildi, unvanım da yardımcı doçent anlamına gelen “Assistant Professor o f Engineering” oldu. 1956, RC için ümitlerin yeşereceği, yeni ve verimli bir yapılanmanın başlayacağı tarihti. ABD, Türkiye’deki yüksek eğitime yardım etme kararı almıştı. O rta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kunılacak, RC de üniversite olacaktı. Zamanın Demokrat Partili Başbakanı Adnan M enderes böyle bir gelişmeye olumlu bakıyordu, iktidar yeşil ışık yakmıştı. ABD, RC bütçesindeki açıklan kapatmaya başladı, Türkiye’nin ABD’ye olan borçlarından karşılanması kaydıyla bir mühendislik, bir de yurt binası yaptırtılmasına karar verildi. Gelişme olanakları gerçekleşmeye başlayınca, RC Mütevelli Heyeti, yeni yapılandırmayı yönetmesi için, üyelerinden, MIT’nin Lisansüstü Eğitim Kısmı Dekanı Harold Hazen ın önerisiyle, Duncan S. Ballantine’ı RC ve Amerikan Kız Kolej’inin başına (President) getirdi. Ballantine, MIT’de tarih profesöıüydü,

(3)

(Ayaktakiler sağdan-sola): Merih Kazmirci, Sedat Akay, Vedat Yerlici, Doğan

Öney, Mete Sözen, Nezir Kırdar, Enis Keseroğlu, Çağlayan Karaoğuz.

(Oturanlar soldan-sağa): Yusuf Gönenç, Muhsin Adib, Oktay Korman, Pandelli

Durbetaki, Shalom Eliahu, İhsan Ricaoğlu.

KûSı/vj

I 3

ti

Y

New York’ta rastlaşma... ’46 Eng.

İhsan Güney ve '46 Eng. Feyyaz

Berker, Vedat Yerlici’yle.

Güler Topkaya '51, Nezir Kırdar,

Engin inel 51 ve Vedat Yerlici

1949 yılında bir yemekte.

daha önce de Amerika’daki Reed College’in başkanlığını yapmıştı. İyi konuşurdu, vizyon sahibiydi, cesurdu. Benim Kolej’de gördüğüm en başarılı yöneticiydi. Ballantine göreve başlar başlamaz Mühendislik Bölümünü canlandırmaya çalıştı. İlkin Howard Hall’u Teknik O kul’un Müdürlüğüne (D ean) getirdi. Hall, N orthw estern Üniversitesi’nde profesörlüğü gelmiş bir doçent idi. Eğitimini, Amerika’da İkinci Dünya Savaşı gazilerine otomatik olarak sağlanan bursla, lisanstan doktoraya kadar Harvard Üniversitesi’nde tamamlamış bir zemin mekanikçiydi. İyi niyetli, çalışkan, çağdaş, yenilikleri kollayan, ciddi bir kişiliğe sahipti, yalnız biraz katıydı. Hail, ilk iş olarak, o zamanlar Türkiye’de az bilinen “kimya m ühendisliği” dalını kurması için

Turgut Noyan’ı, Elektrik kısmına hoca olması ve de kurulacak “Yüksek Okul”da bir “Araştırm a Merkezi”

açması için de Necmi Tanyolaç’ı göreve getirdi. B öylece Mühendislik’te, eğitim kadrosunu doktora yapmış öğretim elemanlarıyla beslem e ve araştırma alanına girme yollarında kapılar aralanıyordu. Noyan, İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi’nden alınmış bir “Kimya Mühendisliği” doktorasına sahipti. Önemli bir İngiliz şirketi olan Imperial Chem ical’dan bize geçiyordu, bir süre de şirketin İngiltere kısmında görev yapmıştı. Tanyolaç ise, bir subay olarak RC Teknik Okulu’ndan Elektrik Mühendisi diploması almış, sonra Purdue Üniversitesi’nde parlak bir performans göstererek doktora yapmıştı, mıknatıs alanlarının şekline bağlı olarak koku mertebesini belirleyen bir yöntem (koku makinesi) geliştirmeye çalışıyordu. Bu sıralarda, Amerika’nın en ünlü ve büyük mühendislik okulu diye bilinen MIT, eğitim programlarına yön vermek amacıyla, mühendis mezunlarının hayatta ne işlerle meşgul olduğunu araştırmıştı. Şaşılarak görülmüştü ki, bu mezunlar işlerinde kısa sürede yönetim katlarına yükselmekte ve orada başarılarını sürdürebilmek için mühendislik dışı becerilere, bilgilere sahip olma gereksinimi duymaktalar. İnsan davranışlarını, politikayı, hukuku, ekonomiyi, estetiği anlamak, iyi bir genel kültüre sahip olmak, güzel konuşup yazmak istiyorlar. Ayrıca, mühendisin teknolojik yaratıcılığını artırabilmek için, matematik, fizik ve kimya bilgisine bağlı

güçlü bir tem ele sahip olmasının ve disiplinler arası düşünebilmesinin önemi daha iyi anlaşılmaya başlamıştı. Bu yeni düşüncelerle, başta MIT olmak üzere, Amerika’nın önde gelen mühendislik okulları ders programlarını yeniden düzenleme yoluna girdiler. Fen, edebiyat ve sosyal bilim dersleri artırılmaya, mühendislikte dallara ayrılma ileri sınıflara bırakılmaya başlandı.

Amerika’daki gelişmeleri izleyen Hail, bizde de programların yeniden yapılandırılmasını gündeme getirdi.

1957 yılı baharında, Mühendislikken sınıf arkadaşım Irak uyruklu Kerkük Türk’ü

Nezir Kırdar, Irak’a verilen ilk

Eisenhover Bursu nu (ABD eski başkanlarından General Eisenhover’in adına kurulmuş olan vakıf tarafından, geleceği parlak görülen gençlere veriliyordu) kazanmış, Bağdat’tan Amerika’ya gidiyordu. İki günlüğüne de İstanbul’a uğramıştı. Nezir, bir yabancı olduğu halde RC’de Talebe Birliği Başkanı, Bağdat’ta genç yaşında milletvekili seçilebilmiş, becerikli bir kişiydi. Kendisine, “E isenhover’i g örü n ce söyle d e h an a d a b ir burs ay arlasın !” dedim. Bir ay sonra iyi bir mühendis mektebi ve Amerika’daki en faal yapı araştırma laboratuarlanndan birine (Fritz Lab) sahip olan Lehigh Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Eney’den bir mektup geldi. ‘ ‘Nezir, sen i methetti, hocalıkla ilgileniyorsan özgeçm işini yolla" diyordu. Eh Nezir bu! Benim satışımı iyi

(4)

Field Day 12 Mayıs 1951

¡f

Vedat Yerlici, Doktor Black'ten

(Presiderıt of RC) diplomasını alırken.

(Albert Long Hail 8 Haziran 1951)

Arkadaki: Co-Dean Prof. Butterfield.

becermişti. Sonuçta Lehigh, Eylül 1957’den başlayarak orada “Assistant Prof.”

(Yardımcı Doçent) olmamı teklif etti. Şube Başkanımız Malter, bunun kaçınlmaz bir fırsat olduğunu söyledi. Oysa ben Nezir’e şakadan “ben i d e A m erika’y a ald ır" demiştim. Böyle bir şeyi düşündüğüm yoktu. Kısa hocalığım hasbelkader oluşmuştu, akademik kariyer yapmak niyetinde değildim. Miiteahit olup köşe dönmek istiyordum. Evde ikiz çocuk bekliyorduk. En önemlisi de dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar

ikide bir Türkiye’nin otuz milyonluk bir Amerika olacağını söylüyor, ben de inanıyordum! Öbür yanda ise, doğacak çocuk işini halledebilsem, kısa bir süre Amerika’ da, iyice bir para ile yaşamak doğrusu cazip geliyordu. Orada hocalık yapmış olmak da ülkedeki prestijimi tabii ki artıracaktı. Hall’a, Lehigh’dan teklif aldığımı ve bir yıl içinde gidip dönmek istediğimi söyledim, bunun için izin vermesini rica ettim. “Olmaz, önüm üzdeki y ıl için yeterin ce h ocam ız yok,

g id em ezsin ”demez mi? Bu reaksiyon, neden bilmem, Amerika’ya gitme işini gözümde büsbütün cazip kıldı, ama RC’den koparak gitmek de istemiyordum. Neyse, ertesi gün, Müdür yardımcısı (Vice President) eski İngilizce hocam

W hitm an’a gidip Dean Hall'u, “b a n a

izin verm iyor, gelişm em i ön lü yor” gibilerden şikayet ettim. Üç gün sonra izinli aynlmam kabul edildi ve Lehigh’a gidip ünlü Fritz Laboratuvan nda bana tahsis edilmiş bir ofiste bir yıl geçirdim.

Lehigh’daki bir yıl beni epey değiştirdi. İlk gittiğim gün Bölüm Başkanı Eney,

sürekli betonarme (derzsiz, ek yeri olmayan) yollann davranışını araştırmak üzere deneysel bir araştınna projesi aldığını, istersem yardımcılığını yapıp ek kazanç sağlayabileceğimi söyledi. Kabul ettim. Böylece ilk defa akademik hayata gerçekten bulaşmaya başladım. Lehigh'da, ders veıme ve araştırmanın yanı sıra, birçok lisans üstü dersi de izledim, profesyonel olarak konferanslara katıldım, bir

“fretem ity”ye (bir klüp olan öğrenci yurdu) danışman hocalık yaptım, üstünde çalıştığım araştımanın raporunu yazdım ve de ömrümde ilk defa, Highway- Research Board Bülteni gibi önemli bir yayında bir eleştirim yayımlandı. Bu arada,

sonradan ünlü bir mekanikçi olan Fazıl Erdoğan, ODTÜ’den doktorasını alıp Lehigh’da işe başladı. Bana sürekli

“Akadem ik, kariyer y ap acaksan m utlaka doktoran olm alı, y oksa ilerleyem ezsin, bunu n erede y ap acağ ın h iç önem li değil, y eter ki o titre sahip o l” gibi telkinlerde bulunuyordu. Ben de İstanbul’a

döndüğümde bu işi becerebilir miyim diye düşünmeye başladım.

Ben Lehigh seferindeyken dünyada ve yurtta bizi ilgilendiren önemli gelişmeler oldu. Amerika ‘nın soğuk savaştaki can düşmanı Rusya, Sputnik uydusu ile uzaya ilk canlıyı, Layka adlı köpeği yolladı. Bunun üzerine Amerika’da kıyamet koptu. Teknolojide yenilmişlerdi! Ortaokulundan üniversitesine kadar eğitim ve araştırma sistemleri geri olmalıydı! Bu duruma nasıl düşülmüştü? Alelacele toparlanmaya karar verdiler, Başkan Kennedy aya ilk kendilerinin ayak basacağına dair yemin etti. Temel bilim araştırmalanna,

mühendislik eğitimine para su gibi akmaya başladı. O zamana kadar hocalann çoğunun cebindeki en yüksek diploma

“m aster”dı, birden öğretim üyeliği için

“doktora” şart oldu. Bu arada Türkiye’de ise, CHP ve bazı gazetelerin şiddetli muhalefeti karşısında RC’nin üniversiteye dönüştürülmesi fikrinden vazgeçildi. Bir süre sonra, 28 Ağustos 1957’de, Bakanlar Kumlu, RC Lisesi dışında ayn bir “RC Yüksek Okulu” kurulmasını kabul etti. DEVAM E D E C E K ...ip

-2005 BOĞAZlÇi|73

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

• Tanuğur, 3 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent’te 40 metrekarelik alanda başladığı yolculuğu bugün bin metrekarelik alanda 38 kişilik

a) Ayrıntılı sismolojik çalışmalar ile fay kazı çalışmaları ve diri fay haritalama çalışmaları yapmak ve yapılan çalışmalara katılmak. b) Deprem

Pardus'taki komut satırı uygulaması, Konsole (Terminal Programı) olarak isimlendirilir.Konsole uygulamasını çalıştırmak için Pardus ana.. menüsünden Programlar → Sistem

Örneğin, [abc]z ifadesi; a, b ve c harfleriyle başlayıp z harfiyle biten, 2 karakterli sözcükleri ifade eder: az, bz ve cz.. a[57b]c ifadesi; a harfi ile başlayıp c

Şirketin gelirleri yıllık bazda %21 artış göstererek 910mn TL’ye yükselirken beklentilerin üzerinde gerçekleşti (İş Yatırım: 750mn TL, piyasa: 731mn TL).. FAVÖK ise

Nilson cevap verdi: Büyük ihtimalle 9 kişilik şûra ve 6 kişilik icra yönetimi arasında istişare olduktan sonra bütün Amerika Milli Mahfili ve Bahai toplumu karar

ABD, İngiltere, Rusya, Kanada gibi ülkelerin desteğini arkasına alarak “terörizme karşı savaş” ilan etti. Bush’un tüm dünyaya seslenişinde; “Ya

Ziraat Vekâleti tarafından İzmirde Burnu- vada inşa ettirilen bu mektep 1400 m 2 kadar yer kaplamaktadır.. Binanın iskeleti betonarme, duvarlar taş