• Sonuç bulunamadı

Tarihi İstanbul çeşmelerini kurtarma kampanyası ve semineri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihi İstanbul çeşmelerini kurtarma kampanyası ve semineri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T'TL Ço'lOL/i

Onarımı biten Beykoz Yalıköy Mustafa Ağa Çeşmesi

Onarımı tamamlanan bir başka çeşme: Selamiçeşme

Avniye Tansuğ

Y

JL

ıldız Üniversitesi Rektörlü- ğü’nün 125 kişilik “ Hünkâr Da­ iresi” 18 Mart 1985 Pazartesi sa­ bahı Rektör Prof. Süha To- ner’in “ Hoşgeldiniz” konuşma­ sında da belirttiği gibi, “ ilk kez alışılmışın dışında bir toplantıya ev sahipliği” ediyordu.

Toplantı, “ I. Tarihi İstanbul Çeşmeleri Semineri” idi.

İstanbul Büyük Şehir Beledi­ yesi ve Güneş gazetesi işbirliğiyle 1984 Aralık ayından beri uygu­ lanmakta olan, “ Tarihi İstan­ bul Çı şmeleri Kurtarılmalıdır” kampanyası’nınbilimsel bíneme­ le oturması, üniversiteler ve ku- rumlararası bir “ Ortak Çalışma Grubu” oluşturulup, öncelikle tüm İstanbul çeşmelerinin bir en­ vanterinin yapılması amacıyla düzenlenmişti.

Açılış töreninde bulunan TBM M Başkanı Necmettin Ka- raduman, “ Ecdâd yadigarı eser­ leri canımız gibi korumalıyız” diyerek, kampanyayı destekledi­ ğini belirtirken, Kültür ve T u­ rizm Bakanı Mükerrem Taşçı- oğlu, konuşmasında şunları söy­ lüyordu:

“ Belki biraz latife olarak alınmasında fayda vardır am a, artık Türkiye’de şirket kurtarıl­ maktan vazgeçildi, kültürel eser­ ler kurtarılıyor. Bu da eski deyimle “ faa!-i hâyır” dır, yani hayırlı bir iştir. Biz buraya bun­ dan birkaç ay evvel Milli Saray­ lar Sempozyumu için geldik. Aşağı yukarı gaye aynı. Ataları­ mızdan bize intikal etmiş olan bu tarih ve kültür zenginliğimizi ko­ rumayı düşünüyorduk. Ama zannediyorum ki, meselenin içi­ ne girildikçe “ koruma” lafı az gelmeye başladı, “ kurtarılma” sözcüğü yerleşti. Zaten şu kürsü­ nün önündeki afişe dikkat ettim: Ç öp bidonu ile çeşme yan yana. Herhalde bu fotomontaj olarak hazırlanmış bir resim değil. Bu­ nun yüzlercesini İstanbul'da gör­ mek mümkün. Bu “ kurtarılma” sözcüğünün ne derece doğru

ol-32

duğunu bir kere daha anlamış ol­ dum. Yine de ‘çok şükür’ diyoruz, bunun bilincine geç de olsa varıldı.”

İstanbul Büyük Şehir Beledi­ ye Başkanı Bedrettin Dalan, İs­ tanbul’un “ tek taş yüzük bir mücevher” e benzediğini vurgu­ layarak başladığı konuşmasında: “ ...Atalarımız, kanlarıyla su­ ladığı bu şehri kısa zamanda bir su cenneti haline getirmişler, gi­ derek, çeşmeler Türk kültürünü yansıtan birer nadide çiçek hali­ ne gelmiştir. Her çeşmede Türk insanının zevki.ıi, sanat kabiliye­ tini germek mümkündür. Çeş­ melerin bolluğu Türk insanının inancının da bir sonucudur. Uh- revi bir anlamı vardır bu bollu­ ğun... Kuru çeşmeler hiçbir işe yaramaz. Kuru çeşmelerin mu­ hakkak suyunun akması lazım. Bu bakımdan ben İSKİ Genel Müdürlüğü’ne kesin talimat ver­ dim. Sular kesinlikle akacaktır... Çeşmeler, sosyal yaşantının sim­ geleri de olmuşlardır. Çeşmeba- şı so h b etleri, bunun tab ii ürünüdür. “ Çeşmebaşı” opereti de aynı sosyal yaşantının sanata yansımasıdır” derken, bu kam­ panyayı başlatan ve destekle­ yenlere ve bu arada, bu konuda “ ilk kıvılcımı başlatan Tarhan Erdem’e” teşekkür ediyordu.

Güneş gazetesi adına konu­ şan Mehmet Ali Yılmaz, “ Gaze­ temiz, kültürün sürekliliği ve koruma bilincinin kamuoyunda yaygınlaşması için payına düşen sorumluluğu, ‘çeşme’ gibi, sayı­

sı çok, sahiplenilmesi kolay, bo­ yutları küçük am a, işlevi büyük bir birimden yola çıkarak örgüt­ lenen kampanya ile gerçekleştir­ meye çalışm aktadır” derken, seminerin amacının “ Bu konuda uygulama yapan belediyeler ve diğer kurumlarla, üniversite çev­ relerini bir araya getirmek veelbir- liğiyle neler yapabilecekleri tar­ tıştırmak, bu arada tüm çeşme­ lerin envanterinin yapılmasını sağlam ak” olduğunu belirtiyor­ du.

“ Değerli konuklar, çeşmele­ rin bizi bu kadar birleştireceği doğrusu aklıma gelmezdi. Mec- lisBaşkanımız’dan.en küçük uz­ manım ıza kadar bir araya, ‘çeşmeler’ getirdi bizi. Toplum­ sal yaşantımızın mahalle ölçeğin­ de en sıcak kesitini veren çeşme bizi bir araya getirmeye yetti. Yetti am a, süreklilik meselesi yi­ ne gündemde” diyerek sözlerine başlayan oturum yöneticisi Prof. Metin Sözen, bu bir günlük se­ minere verilen ve önceden bastı­ rılıp, katılanlara dağıtılan 16 bildirinin ortak yönlerinin şöyle belirlendiğini söyledi.

Sorunlar:

• Saptam a - belgeleme çalış­ malarının yapılması ve sonuçla­ rının 1/10000 ölçekli bir harita üzerinde gösterilmesi, temizleme ve restorasyon teknikleri,

• Ekonomik sorunlar, • Mülkiyet ve intifa sorunla­ rı,

Çengelköy II Mahmut Çeşmesi

(2)

Kadıköy Halit Ağa Çeşmesi

• Çalışmaların yayına dönüş­ türülmesi,

• Halkın korumaya katılımı­ nın sağlanması.

Çözümler:

• Olanaklar ölçüsünde sula­ rın akıtılması,

• Periyodik bakım ve ona­ ranların yapılması,

• Çeşmelerin çağdaş yaşama sokulması,

• Ortak Çalışma Grubu’nun oluşturulması.

Açılışı izleyen oturumda ön­ celikle ilçe belediye başkanlarının konuya yaklaşımları ve sorunla­ rını dile getirmeleri sağlandı.

Beykoz Belediye Başkanı Ali Zengin, ilçesinde saptadığı 22 çeşmeden 14’ünün suyunu akıt­ tığını belirtirken, koruma felse­ fesi olarak, halkın katılımına öncelik tanıdığını vurguluyordu.

Fatih Belediye Başkanı Yet­ kin Gündüz ise, hâlâ uygun bi­ risini bulamadığı “ Kültür ve Turizm Müdürlüğü” boşluğu­ nun doldurulması ve böylece ko­ ruma - onarma işlemlerine girişi- lebilmesi için yardım istiyordu.

Eyüp Belediye Başkanı Eyüp Uçak da, doküman ve eleman sı­ kıntısı çektiğini, “ Eyüp’te yalnız çeşmlerden söz edilemeyeceği” ni, “ Her yerin kültürel miras­ tan” olduğunu belirtti.

Bakırköy Belediyesi adına konuşan Hayati Asılyazıcı’dan konuyla ilgili girişimler yapıldığı 34

öğrenilirken, Beyoğlu Belediye- si’nin uzman danışmanlarından oluşan bir kurul sayesinde Be- yoğlu’nun korunması konusun­ da bilimsel açıdan epey yol aldığı Kayhan Bakan’ın anlattıkların­ dan anlaşılıyordu.

Kadıköy Belediyesi ise, kam­ panyanın başından beri 28 çeş­ me saptamış, bunlardan 8’inin onarımı tamamlanmıştı. İlyas Ü nal’ın söylediğine göre, “ Fi­ nansman, onarılacak çeşme ve onaracak kişi” üçgeniyle giriştik­ leri onaranların en önemli eksikliği “ restorasyon teknikle­ rine gösterilmesi gerekli özen” idi ve onu da bu seminerle baş­ layan üniversite ilişkisinin gide­ receğini umuyordu.

İSKİ adına konuşan Aytaç Yenersoy, “ Onarımı bitirilen çeşmenin suyunun bir gün için­ de bağlanacağını” belirtirken, kampanyanın Büyük Şehir Bele- diyesi’ndeki teknik sorumlu ki­ şisi Y. Mimar Emel Alper, baş­ lattıkları envanter çalışması hak­ kında bilgi veriyor ve belediye­ nin kampanyaya örnek olması amacıyla Üsküdar 111. Ahmet Çeşmesi başta olmak üzere, üç çeşmeyi onaracağını söylüyordu.

Vakıflar Başmüdürlüğü adı­ na konuşan Necdet İşli’ye göre, “ Çeşmelerin mülkiyeti Vakıflar’ dan belediyeye devredilmese idi” , bugünkü tahribat olmaya­ caktı.

İŞ B İR LİĞ İ

Seminerin ikinci bölümünde­ ki oturumlarda TBMM Milli S a­ raylar Daire Başkanlığı’ ndatı Sema Öner, M .S.Ü . ve TA Ç Vakfı'ndan Hiisrev Tayla,

Rölö-ve Rölö-ve Anıtlar Müdürlüğü’nden Ahmet Selbesoğltı, TU RİN G ’ten Sümer Atasoy, Y. Mimar Besim Çeçener, İTÜ Mimarlık Fakülte- si’nden Prof. Semra Ögel, Doç. Zeynep Ahunbay, Fotoğrametri Bilim Dalı’ndan Doç. Orhan Al- tan, M .S.Ü .'den Prof. M ustafa Cezar, Prof. Nermin Sinemoğlu, Yıldız Üniversitesi Restorasyon Kürsüsü adına Doç. İsmet Ağar- yılmaz, Lemi Merey, Doç. Lüt- fi Yazıcıoğlu, Sanat Tarihçisi Ziya Nur Sezen, Tarihi Türk Ev­ lerini Koruma Derneği Başkanı Perihan Balcı, sırayla söz alarak görüşlerini belirttiler.

Çeşmelerin vakit geçirilmek­ sizin envanterinin yapılmasında üniversite ve ilgili kuramların iş­ birliği yapmasında herkes “ hem­ fikir” idi, ancak yöntemlerde gö­ rüş ayrılıkları çıktı. En önemli­ si, yapılacak envanter çalışm a­ larının “ yasal” kimliği olabil­ mesi için Kültür Bakanlığı’nca yapılması zorunluğu idi. Sonuç­ ta Yıldız Üniversitesi’ nin koor­ dinatörlüğünde zaten başlatılmış olan çalışmanın, diğer üniversi­ teler, Kültür ve Turizm Bakan­ lığı Rölöve ve Anıtlar Müdür­ lüğü, Milli Saraylar Daire Baş­ kanlığı, TU RİN G , Tarihi Türk Evlerini Koruma Derneği, Vakıf­ lar Başmüdürlüğü, İSKİ, Büyük Şehir ve ilçe belediyeleri, Güneş gazetesi ve sanat tarihçisi İlhan Hattatoğlu gibi gönüllülerin de içinde bulunduğu Ortak Çalışma Grubu’nca yürütülmesi, çalışma­ ların yayına dönüşmesi için diğer basın organlarının ve TR T ’ııin iş­ birliğinin sağlanması kararı ve­ rilerek, Prof. Metin Sözen’in şu sözleri ile seminer kapatıldı:

“ Çeşmelerin onarıldığını gör­ mek, tarihsel ve kültürel çevre­

nin bu kaybolmuş mahalle ölçe­ ğinden, kent ölçeğine akmasını istiyoruz. Aynı biçimde, çeşme­ lerin suları kadar, kurumlarara- sı iletişim kanallarının da akma­ sını istiyoruz. İnsanlarına onur kazandıracak örneklerin, kısa za­ manda İstanbul ve ülke halkına yaşam a geçmesini bekliyoruz. Konuşmalarla bitmiş bir şey de­ ğil bu, doğra uygulamalarla so­ nuçları görülmüş bir yaklaşımın artık Türkiye’de egemen olması­ nı istiyoruz.”

Daha sonra kokteyl ve çeşit­ li İstanbul çeşmelerinin bugünkü durumlarını gösterir dia gösterisi izlendi ve böylece bir seminer da­ ha bitti...

N İÇ İN İS T A N B U L

Ç E Ş M E LE R İ?

Ulusal kültürden evrensele sıçramak için önce “ ulusaP’da neler olduğu iyice bir bilinmeli ise ve kamuoyunda kültürün sürek­ liliği ve koruma bilinci yaygınlaş­ malı ise eğer, bu konuda bir şeyler yapmak sorumluluğu her­ kesten önce iletişim araçlarına düşmekte. Milliyet’te çalıştığımız günlerde bir anlamda “ Tümden- gelim’Me düzenlediğimiz “ Kültür Mirasımızı Koruma Semineri” deneyi, —bu kez Güneş’le— “ Tümevarım” ı sonuçladı. “ Çeş­ me” İstanbul’un hemen her ma­ hallesinde bulunan, tarih, sanat tarihi, ebediyat, hat, mimarlık, süsleme... açılarından korunma­ ya değer bir öge.En önemlisi su - insan ilişkisi nedeniyle taşıdığı özellik. Şubat 1984’te yaptığımız “ Kültür Mirasımızı Koruma Se- mineri” nin sonucunda alınan “ Her İlde Bir Kültür Merkezi” düşüncesi yavaş yavaş gelişe dur­ sun (bildiğim kadarı ile Trab­ zon’da kuruldu, Bursa’da “ Bur­ sa 2000” etkinlikleri hazırlanı­ yor) Aralık 1984’ten başlayarak üç ay içinde gelişert’Tarihiİstan- bul Çeşmeleri Kurtarılmalıdır” kampanyasında hızla yol alını­ yor. Başta Beykoz ve Kadıköy Belediyesi onaranlarının yanı sı­ ra, Beyoğlu Belediyesi ve TAÇ Vakfı, Taksim Çeşmesini, Milli Saraylar, M açka’daki Bezmia- lem Valide Sultan Çeşmesini, TU RİN G , Çengelköy Kavasba- şı Ahmet Ağa Çeşmesini ve Gü­ neş'le birlikte Sultanahm et Beşirağa Çeşmesi’ni onarmak üzere harekete geçti. Yakında Büyük Şehir Belediyesi'nin ona­ ranları başlayacak.

Temel amaç, halkın kendi ya­ kınındakilere kendisinin sahip çıkması. Bu da kampanyanın yaygınlaşmasına ve katılımların artmasına sıkı sıkıya bağlı. Bu konuda Milliyet Sanat okurları­ nın görüş ve önerilerini “ Turanlı Sok. No: 20 - Güneş gazetesi, Beyazıt, İstanbul - Tel: 526 14 00 / .121” adresinde kurulu Sekre- taryaya iletmelerini bekliyoruz*

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir dier önemli çalımada 70-79 ya aralıındaki 5445 hasta plasebo ve risedronat kollarına ayrılmı ve kalça kırık oranı plasebo grubunda %3.2 iken tedavi kolunda %1.9

yılını kutlayan Akdeniz Üniversitesi, Akdeniz Ülkeleri Ekonomik Araştırmalar Merkezi’nin, Fransa Montpellier Akdeniz Tarım Enstitüsü, Türk Patent Enstitüsü, Türkiye Odalar

Bir yapının veya mekânın ölçüsünü almak için gerekli araç gereç temin edildikten sonra bu yapının bulunduğu yeri, çevresinde bulunan diğer yapıları, eski veya yeni

kalıntının yakından incelenmesi, belgelenmesi, mimarlık tarihi açısından değerlendirilmesi ve restorasyon projeleri hazırlanabilmesi için binanın iç ve dış mimarisine,

Ertuğrul Günay, İzmir'in Bergama ilçesindeki Allianoi Antik Kenti'ne ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine, Allianoi konusunda bilimsel kurullar ın çok uzun

Bergama’daki antik sağlık yurdu Allianoi’un, hakkındaki hukuk süreci devam ederken kumlara gömülmesi üzerine Kültür ve Turizm Bakan ı Ertuğrul Günay,

CHP Antalya Milletvekili Hüsnü çöllü, Günay'ın soru önergesine verdiği yanıtların kendisini tatmin etmediğini belirterek, "Biz 500 bin ağacın kesildiği

İzmir'in Bergama İlçesi'nde yapımı tamamlanan Yortanlı Barajı'nın, baraj havzası içerisinde kalacağı için kumla örtülmeye ba şlanan, ardından çeşitli eylemlere sahne