• Sonuç bulunamadı

Yetmiş sene evvel İstanbul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yetmiş sene evvel İstanbul"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yetm iş sene evvel

STANBUL

Eski zamanın Galatası hemen kaybolmuş,

binlerce bina yol yapılmak için yıkılmıştır

Haliç sırtlarında bir kahve...

Galata

Sabahleyin erkenden Köprü üstünde idik, o gün yapacağımızı daha kararlaş- tırmamıştık, yol arkadaşım Yunk ilk ev­ velâ büyük bir gezinti yapmamızı teklif etti: «Geceye de kaldık. Haliçin şimal sahilini boydanboya yürüyelim, dedi. Bir Türk ahçısmda yemek yeriz. Bir çı­ nar gölgesinde şekerleme yaparız. K ayık­ la da döneriz.» Kabul ettim. Albüm ve sigaralarımızı aldık, şehrin haritasına bir göz attıktan sonra G alataya doğru yürü­ dük.

Galata, Boğaziçi ile H aliç arasında bir burun halinde uzanmış bir tepe üze - rindedir; bütün yollan dar, iğribüğrü, iki yanında ahçılar, meyhaneler, berber ve kasab dükkânlan, Rum ve Ermeni kahveleri, tüccar yazıhaneleri, bürolar, barakalar; hepsi Londranm aşağı mahal­ leleri gibi loş, ratib, çamurlu, batak. Sı­ kışmış ve işi başından aşmış bir kalabalık sokaklarda gidip geliyor, hamallara, a- rabalarla, merkeblere, omnibüslere açı - dip yol veriyor. Hemen hemen İstanbulun bütün ticareti bu varoştan (faubourg) geçiyor. Borsa ve gümrük, Avusturya Lloyd kumpanyasile Fransız Message - ries kumpanyasının acentalıkları, kilise - ler, manastırlar, hastaneler ve mağazalar burada.. Bir yeraltı şimendiferi G alata - .yı Beyoğluna bağlıyor. Eğer sokaklarda fes ve sarık görmeseniz, bir şark şehrin - de bulunduğunuza inanamazsınız. Her iarafta fransızca, İtalyanca, cenevizce konuşulduğunu işitirsiniz. Cenevizliler burada kendi memleketlerinde imiş gibi - dir, ve hatta biraz da, akıllarına estiği ve limanı kapatıp İmparatorların tehdidle - rine top atarak cevab verdikleri zaman - larda olduğu gibi bir efendi edası takı - nırlar. Fakat eski hakimiyetlerinden iri yapılı ve sakil kemerlere dayanmış eski

O vaktin hamallarından

birkaç evden başka birşey kalmamıştır. Eski zamanın Galatası hemen tamamen kaybomluştur.Binlerce zavallı bina, iki u- zun yol yapmak için yıkılmıştır. Bu yol­ lardan biri Beyoğlu tepesine tırmanır, öbürü, sahile müvazi, G alatayı baştan - başa kateder, biz, bu ikinci yolu tuttuk. Her adımda kulağımıza bir ses çarpıyor­ du. Ermeni sucu bağırıyordu: «V a r mı

Rum sebzeci

s u !...» , Rum sucu bağırıyordu: «Krio N ero !»; bir'merkeb sürücüsü bağırıyor­ du: « B u r a d a !...» ; şerbetçi bağırıyordu: «Ş erb et!..», gazeteci bağırıyordu: «N e­ ólogos» ve bir frenk arabacı: «V arda.. V a r d a !..» On dakika içinde sağırlaştık. Bir yerde, hayret ettik. Yollar taş döşe­ li değildi. İşittik ki, eskiden döşeli iken yeni sökülmüş.. Sebebinin ne olacağını bulabilmek için durduk. Bir İtalyan be­ zirgan bizim bu tecessüsümüzü giderdi. Bu yol padişahın sarayına gidermiş. Bir­ kaç ay evvel, padişahın alayı buradan geçerken, haşmetpenah Abdülâzizin atı sürçmüş, yere yıkılmış, ve sultan ürkmüş. Atm sürçtüğü yerden saraya kadar yo - lun taşlarının sökülmesini emretmiş. Bu noktadan sırtımızı Boğaziçine döndük yc

bir sürü küçük, loş, pis sokaklardan Ga­ lata kulesine doğru yürümeğe başladık. G alata şehri açılmış bir yelpaze gibi­ dir; ve tepenin üstünde bulunan kule bu yelpazenin sapı gibidir. Bu yuvarlak bir kuledir, çok yüksek, kurşun kaplı, mah- rutî bir çatı ile nihayet buluyor. Kulenin üstünde ve bu çatının altında daire şek­ linde, geniş pencerelerile camlı bir köşk bulunuyor. Hem örtülmüş ve hem şeffaf bir taraça ki burada, gece gündüz bir nöbetçi muazzam şehrin üstünde gö­ receği en ufak bir yangın alâmetini ha - ber vermekle tavzif edilmiştir.

Cenevizliler Galatası bu kuleye kadar gelirdi, ki bu kule, G alata ile Beyoğlu - nu ayıran surların üzerinde bulunuyor - du; bugün o surların ancak izi kalmıştır, tır.

Kuleyi biraz geçtikten sonra, karşını­ za bir Müslüman mezarlığı çıkar. Galata kabristanı, ki Beyoğlu tepesinden Halice kadar inen büyük bir selvi ormanıdır; karmakarışık, her istikamete iğilmiş on binlerce mermer ve taş sütunları gölğesi- ne almış. Bu mezar taşlarından bazıları, yuvarlak birer sarıkla nihayet buluyor, yazıları okunacak şekilde ve eski boya iz­ leri hâlâ duruyor; diğerleri sade ve sivri birer taştan ibaret. Kısmı azami yere dev­ rilmiş; bir kısmının da sarıkları sureti mahsusada kırılmış, galiba Yeniçeri me­ zarları olacak, ki İkinci Mahmud, ölü­ lerinin de kafalarını kestirmek istemiş!

R. EKREM

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Antithrombotic effect of rutaecarpine, an alkaloid isolated from Evodia rutaecarpa on platelet plug formation in vivo. Platelet activation

Bir toplumun bütün değerleri dilinde barınır. O dili anlamanın yolu ise söz varlığını incelemekten geçer. Zira toplumların bütün birikimleri dilinde var

Benny Lee 及外交部北美司薦任科員 Miss Irene Wang

HL60 cells and UCB CD34+ cells were cultured with different concentrations of ATO for up to three weeks and examined for changes of cell cycle.. We found that ATO (< or = 5

Koçak (2013) tarafından 211 branş öğretmeni ile yapılan ortaokul yönetici- lerinin sosyal iletişim becerilerinin öğretmen motivasyonuna etkisinin araştırıldığı

Toplum böyle bir anlayış açısından ortaya konur, örneğin savaş yılla­ rının güç ekonomik koşulla­ rının yol açtığı ekmek kıtlı­ ğını konu edinen

Hor şeyi kolay kolay beğen- ıniyen, yahut evvelâ beğenir görünüp de hatır için "fikir değiştiren Haindi Tanpmar, tabii güzel hanımların gru- punda;

C, B’nin “biz bu say›lar› bulamayaca¤›z” cümlesinden sonra flu flekilde düflünür: “ B ikimizin de say›lar› bulamayaca¤›ndan emin oldu¤una göre say›lar›n ikisi de