• Sonuç bulunamadı

İlhan Usmanbaş'a nice yıllar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlhan Usmanbaş'a nice yıllar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

29 E Y L Ü L 1999 Ç A R Ş A M B A C U M H U R İY E T t t . 5 2 ^ 0 3 1

• • • •

K ÜLTÜR

kultur@cumhuriyet.com.tr

A L L E G R O

E V İ N İ L Y A S O Ğ L U

M ıaıı Usm anbaş’a nice yıllar

u.

smanbaş gibi,

her şeye karşın

yüreklilikle ve iç

tutarlılığı ile çıktığı

yolculuktan ödün

vermeyen kaç

bestecimiz var.

Müziği düşünen,

irdeleyen,

felsefesini yapan,

diğer sanat

dallarıyla

alışverişini gözeten

bir öncü.

Dün, 28 Eylül, İlhan U sm anbaş’ın doğum gü­ nüydü. 1921 ’de İstanbul 'da doğan (ama Ayvalık’ta yetişen) bestecimiz bu hafta 79. yaşma giriyor. Şu sıralarda onun ayrıntılı biyografisini içeren ve ek­ li C D ’lerde söyleşileriyle yapıtlarının yer aldığı bir kitabı tamamladım. Bu nedenle doğal olarak ya­ şam çizgilerinin arasında gezinmekteyim.

Usmanbaş, ilk kuşak çoksesli besteciler ya da kendi kuşağındaki birçoğu gibi yurtdışında değil de Türkiye’de eğitim görmüş. Elindeki olanakları kullanarak kendini geliştirmiş. Bu olanakları; Ga­ latasaray L isesi’nde okumuş olmak, Ankara Dev­ let Konservatuvarı’nda önceki kuşağın tem silcile­ riyle eğitilmek, Bülent Arel gibi, hep araştıran, sor­ gulayan bir yakın arkadaşa sahip olmak, radyo ka­ nallarından dünyaya uzanmak, ilk uzunçalarlar, plak kataloglan... Ve duyduğu her yeniliği kanat­ lanıp uçabildiği uzaklığa kadar deneyebilmek!

Yapıtlannın seslendirilmemesi, kullandığı yön­ tem lere karşı çıkılması ya da anlaşılmaması, onu geri çekilmeye değil, tersine, kamçılamaya yara­ mış. Durmadan yazmış, araştırmış, düşünmüş, bel­ li aralıklar içinde yenilerini üretmiş, her ortam için örnekler vermiş. Kendini toplumdan soyutlamadan, dost toplantılarından, masabaşı sohbetlerinden ayır­ madan, öğrencilerinden ve ailesinden koparm a­ dan bu yoldaki besteciliğini günümüze dek sürdür­ müş. Sonuç, dünyanın çeşitli köşelerinde kazanıl­ mış bir doiıı ödül. Dünyanın çeşitli radyolarında ses­ lendirilmiş, plak yapılmış yapıtlar, yirminci yüz­ yılın önde gelen nice bestecisi ile paylaşılmış se­

minerler, kongreler, paneller. Ve çağdaş Türk mü­ ziğine getirdiği o yeni ses! Pek çok müzikçinin, pek çok dinleyicinin karşı çıktığı o yeni ses. Ya olm a­ saydı?

Müzik düşüncesi üstüne sığ bir ortam a sahibiz. Ne tartışırız, ne soruştururuz ne de eleştirebiliriz. Hatta müzik eleştirmeninin mahkemeye dahi ve­ rildiği bir ülkede yaşarız! Usmanbaş gibi, her şe­ ye karşın yüreklilikle ve iç tutarlılığı ile çıktığı yol­

culuktan ödün vermeyen kaç bestecimiz var? M ü­ ziği düşünen, irdeleyen, felsefesini yapan, diğer sa­ nat dallarıyla alışverişini gözeten bir öncü. Ona göre yerel-evrensel, Osmanlı-Cumhuriyet gibi kar­ şıtlıkların sanatta yeri yoktur. Sanatçı her yerde, her dönem de sanatçıdır. Kazandığı ödüller arasında en ilgimi çeken, Polonya’daki 1966 3. Wieniaws- ki Yanşması’nda aldığı birincilik oldu. Yirmi iki ülkeden kırk dört bestecinin katıldığı yarışmada Us­

m anbaş’ın ‘Boşluğa Atlayış’ başlıklı yapıtı ilk kez birinciliğe değer bulunmuş. Daha önceki yılların yarışmalarında hiçbir birinci sepilememiş.

Aynı yarışmada üçüncü gelen Çek besteci Jan Kapr (1914-1988) halen ünlü bir isim olarak ulus­ lararası müzik ansiklopedilerinde yer almakta. Oy­ sa aynı yarışm anın birincisi olan İlhan Usman- baş’m birinci olan ve bir yıl sonra Poznan’da ses­ lendirilen Boşluğa Atlayış adlı yapıtı hiçbir zaman kendi ülkesinde çalınmamış. 1990’daki bir konuş­ mamızda bu durumu şöyle değerlendirmişti: “Ya­ ratılan bu yapıtları ben Mısır ehramlarına benze­ tiyorum. İçlerinde bestecilerin gömülü olduğu... Belki ilerde turistler develere binip gezebilirler bu ehramları. Amerika’da, Polonya’da, İsviçre’de ka­ zanmış olduğum ödüller ancak biyografimde geçi­ yor. VVieniawski ödüllü yapıtımı Türkiye’de henüz kimse çalmak istemedi. Yalnız bir reklam değeri bi­ le taşımadı, demektir!”

Usmanbaş’m yapıtlannın sayısı şimdilerde 100’ü çoktan aştı. Yalnız 1999’da bestelediklerini hemen ekleyeyim, arşiv meraklıları için: İşte! Sevgili Vi­ yolonsellerimiz! (Viyolonsel Grubu ve Orkestra); Yaylı Dördül için Müzik-99; Yaylı Dördül için Ada- gio-99; Yaylı Dördül için Scherzando-99; Yaylı Dördül için M orton’a (Feldman) Göndermeler-99. 2000 yılının 10 Nisan akşamı ‘İşte! Sevgili Viyo­ lonsellerimiz!’ başlıklı yapıtı Betin Güneş yöneti­ minde K öln’de seslendirilecek. Evet, 21. yüzyılda da, 20. yüzyılda olduğu gibi, yine yurtdışında de­ ğerlenecek yaptıklan.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Eastern Mediterranean University (EMU) Rector’s Office has organized an art gallery exhibition for 2018-2019 Academic Year Opening titled “Araf’ta Yaşam” which is

Söz konusu törene; DAÜ Uluslararası İşler ve Tanıtım’dan Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof.. Cem Tanova,

Kimi araştırmacılara ve icracılara göre de kontrabas, dış görünüş açısından viola da gamba’ya benzese de,esas olarak yapımı, teknik ve iç detayları da hesaba

Firmanın açıklamasına göre bir İnternet bağlantısı sayesinde evdeki iki ya da daha fazla kişi aynı anda İn- ternet’de gezinebilecek.. Uygulama- ları paylaşabilme

Mehmet Akif ALTUNAY Süleyman Demirel

Diş Hek Hüseyin Yılmaz.. Dış Hek

Şehir hayatında âdeta bir dekor gibi sedalarıyla, edalarıyla, kıyafetleriyle kendilerine mahsus bir edebiyat meydana getirmiş olan satıcılar, günlük hayatta

Bu çalışmada, Arap dilinden en az etkilenen lehçelerden olan Kırgız Türkçesinde anlam kaymasına uğradığını tespit ettiğimiz Arapça kökenli 205 kelime