IMnhamr neden netisminor-!
Yakub Kadri diyor ki:
“Bence yaşadığımız bu yıllar siyasi ihtirasların
her şeye hâkim olduğu bir devirdir
.
Binaenaleyh
bu kızgın hava içinde gerçek edebî değerlerin
yetişmesi epeyce zordur
„
"Dilimizin kökten bir inkılâp geçirmesine lüzum
ve ihtiyaç vardı. Fakat yazık ki bu inkılâp
İlmî metodlar dışında yapıldı*
Anketi yapan: Sadeddin 6ÖKÇEPINAR
Büyük romancımız Yakup K adri Karaosmanofciu bir kaç gündür şehrimizde bulunuyor. Bu iyi tesadüften faydalanarak M isafir olduğu Pera Palas ote linde kendisini ziyaret ettim. Bu değerli edibimizi ilk defa görü yordum. Kendisini tahminimden çok genç buldum. Giyinişindeki zarafete re hareketleriyle ko nuşmasındaki incelik, neşe ve samimiyete hayranlığımı sakla- mamalıyun.
Her eseri Türk romancılığında birer merhale olan l'akup K adri «Y a b a n » ramaniyle bu memle ketin realitelerini âdeta şiirleş- tirmiştir. «Y a b a n » m nesiller boyunca hayretle, fakat aynı derecede zevkle okunacağından şüphe edilemez.
Bu senenin en iyi
edebî eserleri
Sayın Yakup Kadri uzun yıl lar memleket dışında bulunma sına rağmen edebiyatımızı ya kından takip etmişti. Son bir sene içinde okuduğa yerli eser lerden hangilerini beğendiğini sordum. Dedi ki:
I — Bu sene Samını Kocagöz’ün «Bir şehrin iki kapısı» isimli bü yük hikâyesiyle edebiyat âle minde pek çok bahsi geçen Pe- yami Safa’nın «Noraiyanın kol tuğu» nu büyük bir dikkat ve alâka ile okudum. Bu iki eser, birbirine İliç benzememekle be raber iki ayrı bakımdan — yani biri realist, öbürü analitik eser ler olmak itibariyle — Türk ro manı sahasında birer merhale ^ sayılabilirler.
j
— Roman ve hikâye sahasın- , da yeni kıymetler yetişmediğin den şikâyet ediliyor. Bu göıüş1
doğru mudur?— Roman ve hikâye sahasın da yeni kıymetler yetişmediğine dair şikâyetleri kırk senelik ya zıcılık hayatımda daima işitip durmuşumdur. Bu kıymetlerin hangi teraziyle ölçülmesi lâzım geldiği hakkında bu yaşıma ka dar henüz bir kanaat edinmiş değilim. Eğer kıymet derken Av- rupadaki kıymetler kastedili- yorsa bu mukayese yalnız ede biyatçılarımıza değil, milletimi zin umumî seviyesini gösteren bütün fikir ve sanat ve hattâ idare erkânına teşmil edilebilir. Eğer bu kıymet bahsini bulun duğumuz devreye inhisar ettir mezsek diyebiliriz ki bizde de Avrupadaki meslek taşlarile öl çüşebilecek boyda romancılar ve sanatkârlar yetişmiştir. Burada misal olarak isim zikretmekten çekinirim. Fakat ou endişeye rağmen Halide Ediblc Abdülhak Şinasi Hisar’dan bahsetmekten kendimi alakoyamıyacağım.
Edebiyatımızın bugünkü vazi yetine gelince: Benim intibaıma göre edebiyatımız bugünün di ğer memleket edebiyatları gibi bir aranma devresi geçirmekte dir. Buna bir istihale devresi de diyebiliriz. Bunun varacağı ne ticenin mahiyetini şimdiden tâyin etmek pek güçtür.
— Şiir sahasında vaziyetimiz nedir?
— Benim kanaatime göre, şiir — yani nazım — sahasında bü yük bir ilerleyiş onnuştur. Bu ilerleyiş hem ruhta, hem de şekilde kendini göstermektedir.
— Şiirleri dillerde dolaşan yeni şairler var mı?
— Maateessüf Nâzım Hikmet ten sonra yeni nesil bu mazha riyete ermiş bir şair ismi kay detmiyor.
Edebiyat sahasındaki
verimsizliğin
sebepleri
— Edebiyat sahasındaki ve rimsizliğin sebepleri nedir?
— Bu sebeplerin ne oldukları nı pek iyi biliyorum. Bizim memleketimizde edebiyat ya panlar vardır. Fakat bunlar kendilerine mahsus bir
muhit-Yakup Kadri Karaosmanoğiu ten mahrumdurlar. Bunlar dai ma kendileririi tecrit etmiş ve münzevî bir tarzda yaşarlar. Her türlü kollektif heyecanlar dan uzaktırlar ve bu yüzden iklimlerin bulamayıp vaktin den evvel kuruyup gitmek teh likesine maruzdurlar. Pek iyi bilirsiniz ki sanat ve edebiyat individüel olmaktan ziyade sos yal bir hâdisedir.
Kitap, tercüme
eserler ve fıkracılık
— Kitap az basılıyor, diyor lar?
— Halbuki ben bunun aksi ni işitmekteyim. Bir çok salâ- hiyettar kimsenin bana söyle diğine göre en çok kitap basılan ve satılan bu devirdir. İhtimal ki bu satılan kitapların büyük bir kısmının edebî kıymeti yok tur. Fakat her memlekette tica ret mataı haline gelen fikir mahsulleri bu kırattadır ve b i- , zim bundan müteessir olmamı za bir sebep teşkil etmemek lâ zım gelir.
— Tercüme kitapların edebi yatımıza tesiri ne olmuştur?
— Beynelmilel edebiyat ta rihi gözden geçirildiği vakit görülür ki büyük telif devreleri daima tercüme devrelerin den sonra gelmiştir. El verir ki dilimize çevirdi ğimiz eserler eski klâsik ler çapında bir değer ifade et sinler. Bittabi halkın doğrudan doğruya aşağı heyecanlarına hi tap eden eserler nıavzuumuz haricindedir.
— Bizde iyi fıkracılar yetişi yor diyorlar. Siz de aynı fikir de misiniz?
— Ben de bu fikirdeyim. Y al nız iyi münekkidden henüz eser yoktur. Fakat değerli bir çok fıkracılarımızın yazılarını zevk le okuduğum vakidir.
Bugünkü şartlarla
değerli muharrirler
yetişebilir mi?
— Bugünkü şartlarla değerli muharrirler yetişebilir mi?
— Bence yaşadığımız bu yıl lar, siyasî İhtirasların her şeye hâkim olduğu bir devirdir. Bi
naenaleyh bu kızgın hava için de gerçek edebî değerlerin yetiş mesi epeyce zordur.
— Milltlerarası telif haklan anlaşmasına girmeli miyiz?
— Evet, Hattâ bu hususta son günlerde Halide Edib’le bir hasbıhalde bulunduk ve fikir lerimiz arasında tam bir muta bakat hâsıl oldu.
Değişen dilin
edebiyatımıza tesiri
— Dil inkılâbının edebiyatı mıza ne tesiri olmuştur?
— Bu husustaki samimi kana atim şudur: Dilimizin kökten bir inkılâp geçirmesine lüzum ve ihtiyaç vardı. Fakat yazık ki bu inkılâp İlmî metodlar dışın da yapıldı, Bugün sıkın tısını çektiğimiz bir nevi dil buhranının yegâne sebebi de bence budur. Mamafih bu yolda işlenilen hataların edebiyatı mız üzerinde büyük bir tesiri ol mamıştır. Zira gayri tabiî olan hiç bir şey hayata intibak ede mez.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi